Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/689 E. 2022/231 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/689 Esas
KARAR NO : 2022/231
DAVA : satımın feshi ve satım bedelinin iadesi
DAVA TARİHİ : 30/12/2020
KARAR TARİHİ : 17/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan satımın feshi ve satım bedelinin iadesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili Mahkememize ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yaptığı araştırmalar ve davalı ile yapılan görüşmeler neticesinde; teknik özellikleri davalıya ait web sayfasında ve tanıtım broşürlerinde belirtilen “… Maske Otomatı ve Paketleme Makinesi” imali ve satışı hususunda 24.06.2020 tarihinde anlaşmaya varıldığını, davalı ile yapılan anlaşmaya istinaden, taraflarınca imali gerçekleştirilen “… Maske Otomatı ve Paketleme Makinesi'” nin, müvekkiline en geç 31.07.2020 +/- 5 gün içerisinde teslim edilmesi hususunda anlaşıldığını ve bu kapsamda müvekkilinin söz konusu makinenin leasing sözleşmesi kapsamında temininin sağlanması amacıyla … Bankası A.Ş. ile yapmış olduğu görüşmeler neticesinde 26.06.2020 tarih ve … sözleşme nolu “Finansel Kiralama Sözleşmesi” düzenlendiğini, davalı tarafça satışı taahhüt edilen makinenin 31.07.2020 +/- 5 gün içerisinde teslim edileceği belirilmiş olmasına rağmen, imali sağlanan makinenin müvekkiline 2 parça halinde ilki 19.08.2020 tarihinde bir kesim ve bir kaynak olarak faaliyete geçirildiğini, eksik olan dağıtıcı ve 2. Kayrak makinesinin de 27.08.2020 tarihinde teslim edilebildiğini, müvekkilinin ve davalı firma teknik personeli tarafından makinenin faaliyete geçirilmesi akabinde, teslim edildiği andan itibaren kesintisiz çalıştırılamadığını, sürekli olarak arızalar sebebiyle makinenin durduğunu veya arıza kaydının oluşmaması sebebiyle çalışmaya devam etmek suretiyle suretiyle hammadde zayiatı ve üretim kaybına sebebiyet verdiğini, bu yaşanan arızalar sebebiyle, müvekkilinin her ne kadar tam otomatik bir makine alınmışsa da, 24 saat kesintisiz bakım personeli makine arızalarıyla başa çıkmaya çalıştığını ve sürekli olarak davalı firma teknik servisi ile iletişim kurulduğunu, bu süre içerisinde, davalı firma teknik personellerinin de makine arızası ve ayarlarının yenilenmesi amacıyla müvekkili şirkete geldiğini, makine arıza ve ayarlarının sağlanması amacıyla tüm gün müvekkili şirkette çalışmalarına rağmen davalı firma tarafından üretimi ve satışı sağlanan makinenin teknik şartnamede belirtilen üretim ve fire oranına ulaşılamadığı gibi her gün yeni bir arıza verdiğini, müvekkilince yapılan tespitler üzerine, davalı tarafa … Noterliği’nin 13.10.2020 tarihli … yevmiye nolu ihtarı ile “makinede mevcut ayıplar sebebiyle” görüşme talebinde bulunulmuşsa da, davalı tarafça gönderilen … Noterliği’nin 20.10.2020 tarih ve … yevmiye nolu ihtarı ile “satılan makinenin tüm yeterliliğe sahip olduğu iddia edilmek suretiyle, görüşme taleplerine olumsuz cevap verilmesi üzerine müvekkiline gönderilen … Noterliği’nin 26.10.2020 terih ve … yevmiye nolu ihtarı ile sözleşmenin feshiyle makinenin iadesi ve ödenen 48.000,00.-USD peşinatın iadesi talep edildiğini, aynı zamanda da 28.10.2020 tarihinde … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2020/… D.İş, numaralı başvurusu ile makinenin ayıplı olup olmadığının tespitinin talep edildiğini, …. Sulh Hukuk Mahkemesi’ nin 2020/… D.İş numaralı dosyasindan yapılan keşif ve bilirkişi incclemesi neticesinde, düzenlenen 11.12.2020 tarihli “Bilirkişi Raporu” her ne kadar taleplerini tam olarak karşılayacak mahiyette bir rapor olmamasına rağmen makinenin kendi başına ve seri üretim yapmadığını, makinenin çalıştırılması için sürekli başında bir operatör bulunması ve sıkışmalarının engellemesinin gerektiğini, çok fazla sayıda fire verildiğini, üretim adedinin taahhüt edilen rakamlara ulaşmadığını, beklenilen verimin alınamadığını ve makinenin ayıplı olduğunun tespit edildiğini, tüm bu tespitler üzerinde davalı firmayla arabuluculuk görüşmeleri yapıldığını, bu görüşmeden olumlu bir sonuç alınamadığını, müvekkilinin satışı gerçekleşen ayıplı makine ile ilgili seçimlik hakları hususunda gönderilen ihtara da davalı tarafça olumsuz yanıt verildiğini ve makine üzerinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde makinenin ayıplı olduğunun kısmen tespit edildiğini, davalı tarafça imalatı üstlenilen makine hususunda yeterli teknik bilgi ve deneyime sahip olmadığını, üretim yeterliliğine haiz olmayan ve henüz üretim aşamasına dahi getirilemeyen bir ürünün müvekkili şirkete satışının gerçekleştirildiğini, müvekkili şirket tarafından satın alındığı tarihten itibaren üretimden kaynaklı sebeplerle sağlık bir şekilde faaliyete geçirilemeyen teknik şartname ve teklife aykırı imal edilen makinede mevcut arazı ve ayıbın mahiyetinin satış bedelinde indirim veya misli ile değiştirilmesi suretiyle giderilmesinin mümkün olmadığı kanaatinde olduklarını, Türk Borçlar Kanunu 227. Maddesinde mevcut, satıcının satılanan ayıplarından sorumlu olduğu hallerde alıcının seçimlik haklarından satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme hakkını kullanabileceği düzenlemesi kapsamında makinenin iadesi ile sözleşme feshi ve ödemiş olduğu 48.000,00.-USD’ nin … Noterliği’nin 26/10/2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarının davalıya tebliğ tarihi olan 28/10/2020 tarihinden itibaren işleyecek devlet bankalarınca 1 yıllık USD mevduatına uygulanan en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte tahsilini talep ettiğini, …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2020/… değişik iş numaralı dosyasından yapılan yargılama giderleri ve mahkeme dosyasından yapılan yargılama giderlerinin davalıya tahmili ile lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesin de özetle; davanın, finansal kiralama sözleşmesinin kiracı olarak tarafı olan … tarafından açıldığı, davacının dava açma hakkının bulunmadığını, davacının kiracı sıfatında olduğunu, mülkiyet hakkının kendisinde olmadığını, husumet yönünden davanın reddinin gerektiğini, davacının tüm alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını, müvekkili şirketin adresinin … /İSTANBUL olduğunu ve yetkili mahkemenin Bakırköy Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davanın taraflarının tacir olduğunu, uyuşmazlık konusunun da ticari satımdan kaynaklandığını, bu hususta uyuşmazlığın bulunmadığını, davacı tarafından iddia edilen dava konusu makinede üretim sıkıntısı yaşandığına ve ayıplı olduğuna ilişkin bildirimin müvekkili şirkete yasal süre içerisinde ihbar edilmediğini, Türk Ticaret Kanunu uyarınca ticari alım satımlarda alıcının açık ayıplar için iki, açıkça belli olmayan ayıplar için ise sekiz günlük olan yasal süreler içerisinde muayene külfetini yerine getirip ayıp ihbarında bulunulması gerektiğini, davacı tarafından dosyaya sunulan taraflar arasındaki sözleşme ve muvafakatname incelendiğinde dahi sözleşmenin iptali ile dava açılacağına dair özel bir madde veya ibare bulunmadığını, davadan önce arabuluculuk başvurusu yapıldığını ve arabuluculuk görüşmelerinin yapıldığını, söz konusu muvafakatnameye dayalı olarak yapılan arabuluculuk başvurusu ve görüşmelerinin de hukuka aykırı olduğunu, davacı yanın açmış olduğu davasında müvekkili şirketin kendilerine dakikada 140-160 adet maske üretimi taahhüdünü verdiğini ve yine dosyaya sunduğu teknik şartnamede de bunun belirtildiğini ileri sürdüğünü, davacı tarafından ileri sürülen iddiaların hiçbir haklılık ve gerçeklik yanı bulunmadığını, müvekkili tarafından satılan makine ile ilgili üretim miktarı açısından verilmiş hiçbir taahhüdün bulunmadığını, müvekkilinin davacıya dakikada 140-160 adet üretim taahhüdününde bulunmadığını, müvekkili tarafından kurulum yapılarak satılan makineler ve özellikleri açıkça satış sözleşmesinde belirtildiğini, satış sözleşmesinde belirtilen özellikteki ürünlerin kurulumu yapılarak tesliminin yapıldığını, satım sözleşmesinde “satılan malın tanımı bölümünde yazılı marka ve teknik özelliklerde ürün teslim edilecektir” şeklinde açıkça belirtildiğini, sözleşmede yazmayan marka ya da teknik özellikteki makinenin tesliminin söz konusu olmadığını, davacı yan tarafından dosyaya sunulan satım sözleşmesinde hangi marka ve teknik özelliklerde ürünlerin teslim edileceğinin açıkça belirtildiğini, davacının dava dilekçesinde müvekkili tarafından kendilerine dakikada 140- 160 adet üretim taahhüdünde bulunulduğunu ancak makinenin bu üretim miktarına ulaşamadığını ileri sürdüğünü, müvekkili tarafından davacının belirttiği miktar ve kapasitelerde üretim miktarı ile ilgili yazılı ya da sözlü taahhüdünün bulunmadığını, davacı tarafından sunulan fatura ile satım sözleşmelerinde de bir taahhüdün olmadığının da açıkça ortada olduğunu, dosyaya sunulan bilirkişi raporunu kabul etmediklerini ve süresinde itiraz yapıldığını, raporun eksik olarak inceleme ve araştırma yapılmadan hazırlandığını, davacının dosyaya çalışanlar arasında yapıldığını iddia ettiği yazışmaları delil olarak sunduğunu, ancak söz konusu yazışmaları kabul etmediklerini, davacının whatsapp üzerinden yapıldığını iddia ettiği bir kısım yazışmalarının dosyaya sunulduğunu, söz konusu yazıların delil mahiyetinde olmadığını, davacının taraflar arasında yapılan 24.06.2020 tarihli satım sözleşmesinin feshini ve ödenen bedelin iadesini talep ettiğini, davacının talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu müvekkilinin hiçbir kusuru ya da eksikliği bulunmadığını, sözleşmeye uygun olarak ürünleri tam ve eksiksiz olarak teslim ettiğini, müvekkilinin hiç bir kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin söz konusu ürünün üretimini yapmak için bir çok masraf, emek ve büyük bir çaba harcadığını, müvekkilinin faturanın kalan bedelinin tahsilini yapamayarak büyük bir mağduriyet içinde olduğunu, sözleşmenin feshine karar vermenin hakkaniyete aykırı bir durum olduğunu, davacının ayıp bildirimini süresinde yapmadığından ve ayrıca yine dava konusu makineden dolayı müvekkili üzerine atılabilinecek hiçbir kusur olmadığından davacının haksız ve hukuka aykırı davasının reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
…. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2020/… değişik iş sayılı dosyası, 26/06/2020 tarihli finansal kiralama sözleşmesi, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı davanın delillerini oluşturmaktadır.
…. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2020/… değişik iş sayılı delil tespiti dosyasından alınan 11/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda neticeten; “tespite konu maske üretim makinesi çalıştırılarak test edildiğinde makinenin kendi başına düzenli ve seri şekilde maske üretimi yapamadığını, makinenin başında sürekli bir operatör olması gerektiğini, maske üretimi sırasında makine çalışırken maskelerin sürekli makineye sıkışarak arızaya yol açtığı, operatör yardımıyla sıkışan maskelerin engellenmesiyle üretimin aksamadan yapılmaya çalışıldığı, buna rağmen çok fazla sayıda fire verildiği, mahkeme heyeti önünde zaman tutularak makine çalıştırılıp test edildiğinde 2 dakika 20 saniye içerisinde kaynak-1 de 1 adet, kaynak 2 de 28 adet maske üretimi yapıldığı, bununla birlikte 30 adet maskenin fire olduğu, maske makinesinin teknik şartnamede belirtilen ve taahhüt edilen çift kaynak robotu ile dakikada 140-160 adet maske üretimini yapamadığı, dolayısıyla makinenin mevcut haliyle teknik şartnamede belirtilen özellikleri ve üretimi yerine getiremediği ve uygun olmadığı, tespit isteyen tarafından bu makinenin alındığı ancak mevcut haliyle makineden beklenen verim alınamadığı, üretici tarafından üretilen ve tespit isteyene satılan makinenin teknik dokümanda yazılı olan değerlerde çalışmaması ve kendisinden beklenen verim alınamaması nedeniyle makinenin ayıplı mal olarak nitelendirileceği, dolasıyla üretici tarafından tespit isteyene ayıplı ürün satıldığı, tespit isteyenin üretici tarafından taahhüt edilen koşullarda makineden faydalanamadığı tespit ve kanaatindeyim” yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
… tarafından 18/12/2020 düzenlenme tarihli ödeme dekontu ile … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne 48.000,00-USD ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
… Bankası ile … arasında 26/06/2020 tarihli finansal kiralama sözleşmesi imzalandığı anlaşılmıştır.
… Bankası’ nın 18/12/2020 tarihli yazı cevabında “Kiralanandaki ayıp ve hasarlar nedeniyle … Araştırma Geliştirme Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi firmasına karşı (sadece bu ve benzeri konularla sınırlı olmak üzere) bankamızın malik sıfatıyla sahip bulunduğu dava açma haklarımızı, ( her türlü sorumluluğu ve masrafı tarafınıza ait olmak üzere) taşınmazın ekonomik ve fiili kullanımına sahip şirketinize devrettiğimizi; bu nedenle tamamen kendi adınıza ve tüm masrafları da tarafınıza ait olmak üzere yasal yollara başvurmanıza, dava açmanıza muvafakat ettiğimiz kabul ve beyan ederiz.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
… Asliye Ticaret Mahkemesinden talimat yolu ile alınmış olan 11/01/20221 tarihli bilirkişi raporunda neticeten; “yapılan tespitler ve dosya bütünü değerlendirildiğinde, keşif esnasındaki incelemeler ve makine üzerinde yapılan test işlemi ışığında, davalı şirket tarafından üretilerek teslimi yapılan “Tek Kullanımlık Tıbbi Maske Otomatı ve Paketleme Makinesi” sisteminin kurulup çalışır duruma getirilmesinden sonra sıklıkla devam eden arızalar, ürün zayiatları, sürekli ve verimli çalıştırılamaması, sözleşmede yer alan garanti koşullarına rağmen makinede ortaya çıkan sorunlara satıcı şirket tarafından çözüm bulunamaması, makinenin şartnamesinde belirtilen ürün üretimini sağlayamaması nedenleri ile ayıplı mal olarak nitelenmesi gerektiği kanaatindeyiz. Ayıplı malın türü, makinenin teslim alınıp kullanılması ile ortaya çıktığından gizli ayıp ve makineden yararlanma azaldığı için ekonomik ayıp olarak değerlendirilmelidir.” yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
Taraflar arasındaki temel uyuşmazlık, davalı tarafından davalıya satılan cihazda ayıp bulunup bulunmadığı, bulunuyorsa ayıbın niteliği ile bu niteliğine göre davacı tarafça süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı, buna göre sözleşmeden dönme ve bedelin iadesi koşullarının oluşup oluşmadığı, davacının aktif husumetinin bulunup bulunmadığı, zamanaşımı, yetki itirazları hususlarında toplanmaktadır.
Bu haliyle; dava, davalıdan satın alınan makinanın ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak, TBK’nın 227/1 maddesi uyarınca satımın feshi ve satım bedelinin iadesi taleplerine ilişkindir.
Her ne kadar davalı taraf, davalı şirket adresinin … /İstanbul olduğundan bahisle yetkili mahkemenin Bakırköy Ticaret Mahkemeleri olduğu yönünde yetki itirazında bulunmuş ise de; 24.06.2020 tarihli satış sözleşmesinin 9. bendinde taraflar arasında çıkan her türlü ihtilaf halinde İstanbul Mahkemeleri ve İcra Müdürlükleri yetkili kılındığından, Hukuk Muhakemeleri Kanunun 17. Maddesine uygun olarak düzenlenen yetki şartına göre mahkememizin uyuşmazlığın çözümünde yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Yine her ne kadar davalı tarafça zamanaşımı definde bulunulmuş ise de; 6102 sayılı TTK 23 maddesi hükmü yollamasıyla TBK. m. 231. maddesine göre, satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz. Somut olayda, malın teslim tarihi 19.08.2020 ve 27.08.2020 tarihleri (iki parça halinde teslim) ile dava tarihi olan 30.12.2020 tarihi itibariyle davanın zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafça, davanın husumet yönünden reddi talep olunmuş ise de; davacı ile dava dışı finansal kiralama şirketi arasında düzenlenen … sözleşme nolu 26.06.2020 tarihli finansal kiralama sözleşmesinin 14. maddesi ve davadışı finansal kiralama şirketi olan …’ ün 18.12.2020 tarihli dava açma hakkının davacıya devredildiğine ilişkin yazısı birlikte değerlendirildiğinde davacının aktif husumet ehliyetinin bulunduğu ve arabuluculuk sürecinin de hukuka uygun işletildiği kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, TTK’nın 23/1-c maddesinde, malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya inceletmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. TBK’nın 223/2 maddesi gereğince, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp (gizli ayıp) bulunması halinde bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa durumun hemen satıcıya bildirilmesinin gerektiği, bildirilmezse satılanın bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılacağı hususu düzenlenmiştir.
Mahkememizce talimat mahkemesi vasıtasıyla aldırılan bilirkişi heyeti raporuna ve bu raporu özü itibariyle teyit eden …. Sulh Hukuk Mahkemesi’ nin delil tespiti dosyasında aldırılan rapora itibar edildiği, buna göre, satılanda olağan bir gözden geçirme ile ortaya çıkamayacak bir ayıbın bulunduğu, ayıbın davalı şirket çalışanlarınca da giderilmeye çalışıldığı, davacının …. Sulh Hukuk Mahkemesi’ ne tespit için başvuruda bulunduğu, bu halde ayıbın gizli ayıp olduğu da gözetildiğinde, davacının ayıbı süresinde davalıya ihbar ettiği sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu sebeple davalı yanın süresinde ayıp ihbarı yapılmadığına ilişkin savunmasının reddi gerekmiştir.
TBK’nın 227. maddesi gereğince, “Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir: 1-Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme. 2-Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme. 3-Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını istemez. 4-İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme. Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir. Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir. Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.
Yapılan tespitler ve dosya bütünü değerlendirildiğinde, keşif esnasındaki incelemeler ve makine üzerinde yapılan test işlemi ışığında, davalı şirket tarafından üretilerek teslimi yapılan Tek Kullanımlık Tıbbi Maske Otomatı ve Paketleme Makinesi sisteminin kurulup çalışır duruma getirilmesinden sonra sıklıkla devam eden arızalar, ürün zayiatları, sürekli ve verimli çalıştırılamaması, sözleşmede yer alan garanti koşullarına rağmen makinede ortaya çıkan sorunlara satıcı şirket tarafından çözüm bulunamaması, makinenin şartnamesinde belirtilen ürün üretimini sağlayamaması nedenleri ile gizli ayıplı mal olarak nitelendirilmekle davacı tarafın sözleşmeye bağlı kalmasının beklenemeyeceği ve davacının tercih hakkını TBK’nın 227.maddesine uygun olarak kullandığı anlaşılmakla davacı tarafından davalıya yapılan 48.000 USD ödemenin 28/10/2020 (ödeme) tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ayrıca birlikte ifa kapsamında sözleşme konusu makinenin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.
HUAK 18/A-(13) Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. ” ve (14). Fıkrası: ” Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No: 2020/… sayılı dosyasından arabulucu Esra Berberoğlu Kocasoy 1.320,00-TL tarife bedeli üzerinden kesilen 09/05/2021 tarihli … sıra nolu sıra nolu Serbest Meslek Makbuzu doğrultusunda ödeme yapıldığı tespit edilmiş, davanın kabulü yönünde karar verildiği dikkate alınarak davalı aleyhine arabulucuk giderlerinin de yükletilmesi gerektiği anlaşılmış, gerekçeli kararın hüküm kısmının aşağıdaki şekilde arabulucu ücretinin eklenmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE; taraflar arasında davaya konu edilen 24/06/2020 tarihli sözleşmenin feshine, davacı tarafından davalıya yapılan 48.000,00-USD ödemenin 28/10/2020 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ayrıca birlikte ifa kapsamında sözleşme konusu makinenin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 24.362,07 TL karar harcından peşin alınan 16.581,81 TL’nin mahsubu ile geri kalan 7.780,26 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3- Davacının yaptığı 841,15 TL posta masrafı, 5.014,90 TL (bilirkişi ücreti ve keşif harcı) 54,40.-TL başvurma harcı, 7,80 TL vekalet harcı, 16.581,81 TL peşin harç, .. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2020/… D.İş sayılı dosyasında yapılan 800 TL bilirkişi ücreti, 200 TL keşif yol gideri, 23,50 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 23.523,56 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 33.414,80 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.320 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5- Karar kesinleştiğinde artan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/03/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e- imzalıdır e- imzalıdır e- imzalıdır e- imzalıdır