Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/674 E. 2021/613 K. 16.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/674 Esas
KARAR NO : 2021/613
DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/12/2020
KARAR TARİHİ : 16/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Davalıların … nezdinde … sicil numarası ile kayıtlı bulunan … A.Ş.’nin kaydi yönetim kurulu üyeleri olduğunu, huzurdaki davada davalıların bu şirketteki faaliyetlerine ilişkin olarak açıldığını, davalılar aleyhine daha önce de sorumluluk davaları ikame edilmiş olup, huzurdaki davanın, davalıların 01/01/2018 tarihinden sonraki işlemlerine ilişkin olduğunu, kötü yönetimin sürekli bir eylem olup, devam ettiği müddetçe yönetim kurulunun da sorumluluğunun devam ettiğini, ancak her dava açılış tarihindeki duruma göre değerlendirildiğini, daha önce açılan davaların henüz sonuçlanmadığını ancak davalılarının şirket üzerindeki kötü yönetiminin devam ettiğini, dava konusu şirket, muris … TC Kimlik Numaralı …’den kalma ‘Miras Şirketi olduğunu, Müteveffa İbrahim … 22/09/2015 tarihinde vefat ettiğini, şirketin paylarında muris İbrahim …’in mirasından gelen elbirliği ile mülkiyet rejiminin devam ettiğini, davalılardan …’in vefatından sonra batıl genel kurul toplantıları yaparak şirketin ve diğer bütün grup şirketlerin yönetimini ele geçirdiklerini, buna ilişkin olarak genel kurul kararlarının hükümsüzlüğü davalarının halihazırda derdest olduğunu, davalı şirketin temel gelirlerinin, bağlı olduğu … Tic. A.Ş.’deki ortaklığı dolayısıyla, bu şirketten gelen temettü gelirleri olduğunu, davalı şirketin temel ve tek ticari faaliyetinin ise, hakim ortak olduğu (iştiraki) … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. aracılığı ile Makedonya Cumhuriyeti’nde bulunan Üsküp şehrinde devam eden … ve … inşaat projeleri olduğunu, somut olayda, davalıların bütün grup şirketlerinin yöneticileri konumunda olduklarını, grup şirketlerinin tamamının gelirleri, giderleri ve ticari faaliyetlerinin davalıların hakimiyetinde olduğunu, bu sebeple davalıların özen yükümlülükleri ve sorumluluklarının daha da arttığını, davalıların bu anlamda, merhum İbrahim … tarafından 50 yıllık bir birikimle oluşturulmuş, gerek ticari yapısı, gerek finans yapısı ve gerekse de kurumsal yapısı tamamlanmış, bütün Türkiye ve hatta yurt dışında tanınmış bir holdinge, bir marka’ya, tepeden inme olarak yöneticilik yaptığını, davalıların kötü yönetimleri sebebi ile, tek ticari faaliyetleri olan inşaatları bitiremediklerini, davalıların inşaatları bitiremememeleri şirkete ve ortaklara zarar verdiğini, taraflar arasında yapılan sözleşmeye göre, 9 ay içerisinde inşaat ruhsatı alınacak ve 6 yıl içerisinde de inşaatın tamamlanacağını, 6 yıl içerisinde inşaat tamamlanamazsa, en çok 2 yıl daha süre uzatılacak ve fakat arazi satın alma bedelinin %2’si ceza-i şart olarak ilgili bakanlığa ödeneceğini, sözleşmedeki 6 yıllık asıl ve 2 yıllık ek süreler, inşaat sektörünün yerleşik teamüllerine aykırı olarak oldukça uzun belirlenen bir süre olduğunu sözleşmenin süresinin çoktan dolarak davalıların inşaatı bitiremediklerini, hatta sky city projesi’nde safdece hafriyat yapıldığını, inşaata ilişkin başka hiçbir işlem yapılmadığını, davalı tarafın bütün grup şirketleri kontrol ettiğini, … ‘in vefatından sonra, 24/12/2015 tarihinden itibaren 19/04/2016 tarihine kadar davalı şirket kayıtlarına göre 21.500.000,00 EURO’yu Makedonya’ya gönderdiklerini, 2015 ve 2016 yıllarında şirketin sermayesi 30.000.000,00 TL iken, şirketin sermayesinden 2 katından fazla parayı genel kurul onayı almaksızın yurt dışına çıkarttıklarını, 19/04/2016 tarihi itibariyle davalı şirketin kayıtlarına göre, Makedonya’ya toplan giden paranın ise, 69.700.000,00 EURO ve 2.000.000,00 USD olduğunu, davalıların kötüyönetimlerinin şirketin mali kayıtları ile de görüldüğününü , şirketin yedek akçeleri de dahil olmak üzere bütün kaynaklarının tüketildiğini, 2015 Yılı Bilançosu’na göre şirketin 73.686.602,20 TL Hazır Değeri (Banka + Kasa) ve 10.217.739,15 TL Bağlı Ortaklıklardan alacakları var iken,2019 Yılı Bilançosu’na göre Hazır Değerler 103.333,05 TL’ye, Bağlı Ortaklıklardan Alacakların ise, 0 TL’ye düştüğünü,2019 Yılı Bilançosuna göre, 158.636.064,06 TL olağan üstü yedek akçe, 6.356.036,57 TL yasal yedek, 3.877.664,45 TL geçmiş yıl kârları ortaklara dağıtılmayı beklerken yok edildiğini, şirketin bilançosuna bakıldığında, 218.386.278,96 TL bağlı ortaklıklara mali duran varlık olarak para gönderildiğinin anlaşıldığını, kurutulan yedek akçelerin miktarı, sermayenin 2 katı olduğunu, sermayesinin 2 katı kadar yedek akçesi olan bir şirketin kâr dağıtması gerekirken, 5 yıldır kâr dağıtamamasının sebebi, yedek akçelerinin dahi tüketilmesi olduğunu, şirketin 6.356.036,57 TL’lik Genel Kanuni Akçesi dahi şirketin hazır değerlerine kıyasla tüketildiğini, davalıların şirketi ticari veya finansal risklere karşı son derece korunmasız, bir hale soktuklarını, yedek akçeler, ‘kötü gün akçesi’ olarak saklanan, şirketin ticari veya finansal kötü gidiş hallerinde kullanılması gereken paralar olduğunu, şirketin hazır değerleri incelendiğinde, şirketin genel kanuni akçelerinin dahi elden çıkartıldığı açıkla görüleceğini belirterek açıklanan nedenler ile mahkem kararı kesinleşinceye kadar tedbiren, … A.Ş.’ye yönetici kayyım atanmasına, TTK’nın 161-162. maddeleri gereğince davalı şirkette temsil yetkisi olan yöneticilerin yetkisinin kaldırılmasına veya sınırlandırılmasına, davalıların … A.Ş.’deki görevlerinden el çektirilmesine, şirket işlerinin yönetici kayyum eliyle yürütülmesine, davalıların haksız, ana sözleşmeye ve hukuka aykırı eylem ve davranışları nedeni ile davalı şirkete ve dolayısıyla şirket ortağı olan müvekkillere vermiş oldukları zararlardan dolayı, şimdilik 5.000,00 TL’ nin (belirsiz alacak davası) dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile ticari faiziyle birlikte … A.Ş.’ye ödenmesine, her ne kadar şirket payları üzerinde elbirliği ile mülkiyet olsa da davalıların kötü yönetimi sebebi ile, müvekkilinin pay değerinde azalma olduğundan 5.000,00 TL ’ nin (belirsiz alacak davası) dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile ticari faiziyle birlikte müvekkile ödenmesine, müvekkilinin haklı davasının kabulü ile yargılama gideri ile ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline; mahkemenin aksi kanaatte olması halinde TK.555/2 uyarınca, müvekkil ile … A.Ş. arasında hakkaniyete göre paylaştırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Dava Şartları başlıklı 114. Maddesinde; ” Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması” nın dava şartı olarak düzenlenmiş olup bu hüküm gereğince önceden açılmış bir dava ile tarafları, konusu ve hukuki sebebi aynı olan başka bir dava açılamayacağını, davacının babası ve ailesi ile yaşadığı sorunlar nedeniyle Türkiye’yi terk ettiğini, babasının vefatından sonra ise bir an önce kendi payına düşen tereke payını nakit olarak almak niyetinde olduğunu, davacı dışında hiçbir mirasçının gerek murislerinin vasiyetine ve sağlığında yaptığı tasarruflara gerekse de miras payına ilişkin hiçbir itirazı olmadığını, müvekkilinin Şirkete ait payları İbrahim …’in müvekkili yönetim kurulu üyeleri dahil olmak üzere tüm varisleri tarafından paylaşıldığını ve davacı pay defterine pay sahibi sıfatıyla işlendiğini, somut olayda müvekkili şirketin terekeye dâhil olan paylarının tamamen ve fiilen mirasçıların tasarruf alanına sokulması söz konusu olduğunu, bu bağlamda şirket paylarının fiilen tüm mirasçılar tarafından ele geçirilmesi ve paydan doğan hakların kullanılmaya başlanması, fiilen elden paylaştırma niteliğinde olduğunu, hazirun cetvelinin de hissedarların mirasçılık paylarına uygun olarak hazırlandığını, söz konusu toplantıya ait Tutanaktan anlaşıldığı üzere mirasçıların, genel kurul toplantısına aktif olarak katıldığını, her biri yasal miras payına uygun düştüğü şekliyle pay sahibi olarak olumlu veya olumsuz oy haklarını kullanan mirasçılar gündemde yer alan her madde ile ilgili oylamalara katılmışlar ve böylece karar alma sürecine payları nispetinde dahil olduklarını, Türk Ticaret Kanunu’ndaki özel hükümler uyarınca da somut olayda mirasçı ortakların murisin paylarını miras payı oranında iktisap etmesine engel olan herhangi bir hüküm olmadığını, anılan hükümlerde, mirasçıların paylarının miras olayının gerçekleşmesi ile “edindiği”, hatta paylardan doğan hakların “derhal” ve katılma haklarının şirketin “onayıyla” payları devralan mirasçılara intikal ettiğinin düzenlendiğini, somut olayda … A.Ş. yönetim kurulu, mirasçı ortakları miras payları oranında pay defterine kaydettiğini ve bu kayıtlara göre TK m. 494 uyarınca intikale onay verdiğini, bu onay uyarınca her bir mirasçı açısından paydan doğan tüm hakların mirasçılara intikal ettiğini, paydan doğan hakların kapsamına sadece malvarlıksal haklar değil, ayrıca yönetime katılma hakları da girdiğini, dava konusu genel kurul toplantısına tüm mirasçı ortakların asaleten veya vekaleten katıldığını ve paydan doğan haklarını kullanmaya başladığını, bu durumun miras ortaklığındaki tüm ortakların elden paylaştırmaya zımnen rıza gösterdiğinin de kanıtı olduğunu, bir diğer müvekkili Şirket hissedarı davacı … tarafından müvekkilleri Şirkete karşı ikame edilmiş olan … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/… esas sayılı dosyası müvekkili Şirketin 2015 yılına ait 13.07.2016 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısı’na ilişkin olup bu dosyada da davacı tarafın elbirliği ile mülkiyet iddialarını dile getirerek kararların butlanını talep ettiğini, mahkeme tarafından müvekkili şirketin …’in terekesinde bulunan hisselerinin mirasçılar arasında elden paylaştırma yöntemi ile paylaşıldığı ve elbirliği mülkiyetinin sona erdiğinin tespit edildiğini ve Genel Kurul Kararlarının butlanı talepli davanın reddine karar verildiğini, bu durumda huzurda görülmekte olan davada iptali istenen genel kurul toplantısının 2020 yılında yapılmış olduğundan her koşulda genel kurul toplantısı sırasında şirket hisselerinde mirasçıların münferit olarak hak sahibi olduğunun ve elbirliği mülkiyetinin sona erdiğinin kabulü gerektiğini, davacı tarafın yaklaşık ispat kuralları çerçevesinde iddiasını kanıtlayamaması ve ileride telafisi mümkün olmayacak zararların ortaya çıkma riski bulunmadığından, davacı tarafın tarafları ve konusu aynı olan yönetim kuruluğunun sorumluluğu davasında tedbir talebinin reddi sebebiyle bir başka şekilde bu davayı ikame ederek yeniden tedbir almayı denemesi sebebiyle haksız ve mesnetsiz kayyum atanmasına dair tedbir talebinin reddine, davacı … tarafından 24.05.2017 tarihinde … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/… Esas sayılı dosyası tahtında … A.Ş.’ye karşı açılmış olan Ortaklıktan Çıkarılma, Şirkete Kayyum Atanması, Şirketin Haklı Nedenle Tasfiyesi ve Feshi talepli dava ile 26.09.2016 Tarihinde … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/… Esas sayılı dosyası tahtında … A.Ş. Yönetim Kurulu Üyeleri …, … Ve …’e karşı açılmış olan Yönetim Kurulunun Sorumluluğu ve Tedbiren Şirkete Kayyum Atanması talepli dava mevcut olduğu ve işbu dava ile tarafları, konusu ve hukuki dayanağı aynı başka davaları olması sebebiyle derdestlik itirazlarının kabulü ile dava şartı yokluğundan davacı … bakımından davanın usulden tümden reddine, huzurda görülmekte olan davanın usul ekonomisi gereği … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/… esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, Yönetim Kurulu Üyeleri …, … ve …’in müvekkil davalı şirketi yönetirken tüm eylem ve işlemlerinin şirket lehine ve hukuka uygun olması sebebiyle haklarında açılan sorumluluk davasının reddine, görülmekte olan haksız ve kötüniyetli tüm taleplerinin ve davanın, davacı taraf adına herhangi bir haklı sebep söz konusu olmamasından mütevellit esastan tümden reddine, Vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE;
HMK nun davaların birleştirilmesi başlıklı 166. maddesi “(1)Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar. (2)Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır. (3)Birleştirme kararı, derhâl ilk davanın açıldığı mahkemeye bildirilir. (4)Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır. (5)İstinaf incelemesi ayrı dairelerde yapılması gereken davaların da bu madde hükmüne göre birleştirilmesine karar verilebilir. Bu hâlde istinaf incelemesi, birleştirilen davalarda uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişkiye ait kararı inceleyen bölge adliye mahkemesi dairesinde yapılır.” hükmünü amirdir.
Mahkememizce; … Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2017/… Esas sayılı dava dosyası sureti celp edilerek incelenmiştir. … Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2017/… Esas sayılı dava dosyasının incelenmesinde, davacısının, …, davalısının , … A.Ş olduğu, davacı tarafın neticeten Makedonya ülkesinde yapılması planlanan projenin keşif yapılmak suretiyle inşaat alanının ve maliyet hesaplarının tespit edilmesini, yöneticilerin yetkisinin kaldırılmasını, müvekkilinin şirket pay hissesinin gerçek değerinin tespitini ve müvekkiline ödenmesini, şirketin infisahı ve tasfiyesine karar verilmesini talep ettiği, mahkemece yapılan 25.03.2021 tarihli duruşmada Makendonya adli makamlarına keşif için talimat hazırlıkları yapıldığı ve duruşmanın 30.09.2021 tarihine bırakıldığı anlaşılmıştır.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2017/… Esas sayılı dava dosyasına birleşen … Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2017/… esas, 2017/… karar sayılı dosyası incelendiğinde, davacılarının …, … … … ve … ; davalısının … olduğu, davacıların neticeten TTK’ nun 434. Maddesi gereğince şirketin infisahı ve tasfiyesini, davalı şirket müdürünün davalı şirkete ve dolayısıyla şirket ortağı olan müvekkillerine verdikleri zararın tespitini talep ettikleri, mahkemece yapılan yargılama neticesinde aralarındaki bağlantı nedeniyle dosyanın … Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2017/… Esas sayılı dava dosyasına birleştirilmesine karar verildiği görülmüştür…. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2017/… Esas sayılı dosyası üzerinde yapılan inceleme neticesinde, işbu dosya ile mahkememizin 2020/… Esas sayılı dava dosyasının aynı hukuki zeminde olduğu, mahkememiz dosyasında da Makendoya’ da yapılan inşaata yönelik sorumluluğun tespitinin talep olunduğu, … Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin yargılamada önde olduğu, delillerinin toplanarak keşif için yurtdışı istinabe yoluna gidildiği göz önüne alınarak dosyalar arasında hukuki ve fiili irtibatın bulunduğu ve usul ekonomisi açısından birlikte yargılamanın yapılması gerektiği anlaşılmış olmakla, Mahkememizin 2020/… Esas sayılı dosyasının … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/ … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine ilişkin aşağıdaki hükmün kurulması gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Mahkememizin 2020/… Esas sayılı dosyası ile … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/… esas sayılı dosyasının H.M.K.’nun 166. ve devamı maddeleri uyarınca BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Esasın bu şekilde kapatılmasına,
3- Yargılamanın … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/ … esas sayılı dosyası üzerinden devamına,
Sair hususların gerekçeli kararda belirtilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde esas hükümle birlikte İSTİNAF yolu açık olmak üzere karar verildi. 16/07/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır