Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/670 E. 2020/842 K. 30.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/670 Esas
KARAR NO : 2020/842
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 24/12/2020
KARAR TARİHİ : 30/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP; davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı müvekkili … ‘ın davalı taraf … ile ortak oldukları … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketindeki hisselerini devir almak için davalı tarafla 02/04/2019 tarihli hisse devir sözleşmesi imzaladığını, bu devre ilişkin ödenecek miktar için ise yine 02/04/2019 tarihli ödeme protokolü düzenlendiğini, işbu protokolün 2 . Maddesine göre hisse devir sözleşmesinden kaynaklanan müvekkili lehine doğmuş alacaklar için düzenlenen ödeme planının, 02/04/2019 tarihinde 46.000, 02/04/2019 tarihinde 204.000 TL ,01/08/2019 tarihinde 45.000 USD , 01/11/2019 tarihinde 45.000 USD, 01/02/2020 tarihinde 45.000 USD, 01/02/2021 tarihinde 90.000 USD ve 01/02/2022 tarihinde 90.000 USD şeklinde gerçekleştiğini, söz konusu ödeme planına ilişkin lehtarı müvekkili olan teminat senetleri de düzenlendiğini, söz konusu teminat senet suretlerinin … İcra Müdürlüğünün 2020/… E. Sayılı dosyasında mevcut olduğunu, söz konusu borca ait 02/04/2019 tarihli 250.000 TL sözleşme yapıldığı an davalı tarafça ödendiğini, 01/08/2019 tarihli 45.000 USD nin yine davalı tarafça vadesi geldiğinde ödendiğini, davalı tarafın aynı sözleşmeden doğan 01/11/2019 tarihinde muaccel olan 45.000 USD tutarındaki borcunu ödemediğini, bu alacak için ayrıca … İcra Müdürlüğünde 2019/… Esas genel haciz yoluyla takip başladığını, taraflarınca icra takibinin başlatıldığı tarih olan 02/03/2020 tarihinde 01/02/2020 vadeli 45.000 USD borcun muaccel olduğunu ve davalılar tarafından borcuna istinaden müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı tarafça müvekkilinin alacağını sürüncemede bırakmak ve icra takibini uzatmak için haksız ve kötü niyetli olarak söz konusu icra takibine itiraz ettiğini belirterek açıklanan nedenler ile davalıların haksız ve kötü niyetli olarak yaptıkları itiraz nedeniyle davaya esas değer olan 45.000 USD % 20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, borç teminat senedi olduğu için davalı şahsın ve şirketinin taşınır ve taşınmaz mallarına ve 3. Şahıslarda ki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmasına, … Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmekte olan 2020/… E. Sayılı dava dosyası ile bu dosya ile açılacak olan davanın aynı ve benzer sebeplerden doğduğu biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek olmasından dolayı aralarında bağlantı bulunduğundan HMK ‘nın 166. Maddesi gereğince davaların birleştirilmesi için dosyanın … Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP; davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle, somut olayda davacı şirketin taleplerinden birinin de manevi tazminat istemi olduğunu, bu talebin yerinde olup olmadığının belirlenmesi için manevi tazminat koşullarının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerektiğini, TBK ‘nın kişilik hakkının zedelenmesi başlıklı 58. Maddesinde ” kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir” hükmünde olup hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimsenin bu saldırıyı gerçekleştiren taraftan manevi tazminat isteme hakkını düzenlediğini, benzer şekilde TMK ‘nın 24. Maddesinin hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldıran kişinin hakimden saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebileceğini ve 25/3. Maddesinin de böyle durumda açılacak davalardan birinin de manevi tazminat davası olduğunun hüküm altına alındığını, somut olay açısından da manevi tazminatı istenmesinin davacının kişilik haklarına ağır ihlalin gerçekleşmesini yani MK. Nın 24. Maddesi anlamında kişilik hakları kapsamındaki mutlak değerin ihlal edilmesini gerekli kıldığını ayrıca davayı kabul manasına gelmemek kaydı ile davacının zararını ispat etmesi gerektiğini belirterek açıklanan nedenler ile davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE;
Dava, davacı tarafından davalılar aleyhine İİK. 67. Maddesine dayanılarak itirazın iptali davası açılmıştır.
Toplanan delillerden de anlaşılacağı üzere davacının ortağı olduğu davalı Anonim Şirketteki hisselerinin diğer davalıya hisselerin satışına ilişkin 02/04/2019 tarihli hisse devir sözleşmesinin imzalandığı yine aynı tarihli hisse devir protokolü düzenlendiği bu sözleşme ve protokole göre ödenmeyen borcu için davacının … İcra Müdürlüğünün 2020/… e. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, takibe itiraz üzerine bu davanın açıldığı görülmektedir.
6100 sayılı HMK ‘nın 14/2. Maddesinde belirtildiği gibi ” özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileri ile sınırlı olmak kaydı ile, bir ortağın bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfat ile diğerlerine karşı açacakları davalar için , ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.” yasal düzenlemesi bulunmaktadır. Davamızda davalı olarak gösterilen şirketin adresinin İstanbul Kadıköy ilçesi olduğu bu ilçenin mahkememizin yetki sahası dışında olup İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı çevresi dahilinde olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar taraflar arasında hisse devir sözleşmesinde sözleşmeden doğacak uyuşmazlıklarda İstanbul Çağlayan mahkemeleri yetkili gösterilmiş ise de HMK ‘nın 18. Maddesine ” tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konular ile kesin yetki hallerinde yetki sözleşmesi yapılamaz ” yasal düzenlemesi karşısında tarafların bir başka mahkemeyi yetkili kılmaları hukuki sonuç doğurmayacağından 6100 sayılı HMK ‘nın 114/1(ç) maddesi uyarınca mahkemelerin kesin yetkili olması dava şartlarından olup aynı yasanın 115. Maddesi uyarınca dava şartı yargılamanın her aşamasında resen ele alınabileceğinden açılan davanın kesin yetki nedeniyle dava şartı yokluğu ve kesin yetki nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan davanın kesin yetki nedeniyle ve dava şartı yokluğundan HMK ‘nın 114/1(ç) ve 115. Maddeleri uyarınca usulden REDDİNE,
2-Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, HMK 20.maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve 2 haftalık süre içerisinde talep halinde dosyanın yetkili İSTANBUL ANADOLU ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına,
4-HMK 331 md gereğince harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerin YETKİLİ MAHKEMECE KARARA BAĞLANMASINA,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içersinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 30/12/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır