Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/66 E. 2022/217 K. 14.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/66 Esas
KARAR NO : 2022/217
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 21/03/2019
KARAR TARİHİ : 14/03/2022

….Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 10/12/2019 tarih 2019/… Esas, 2019/… Karar sayılı görevsizlik kararı ile dosya mahkememize tevzii edilmiş olup mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; 26.02.2018 tarihinde Ankara İli Çankaya İlçesi … Mahallesi … Caddesi üzerinde yer alan şantiye sahasında, beton dökümü işlemi sırasında, davalı firmaya ait, … marka, … Makinesini kullanan … isimli operatörün dikkatsizliği sonucunda, dönüş yapması esnasında, beton pompasının 5.bomuna çarpması nedeni ile hasar oluştuğunu, hasara sebebiyet verenin iş makinesinin operatörü … olduğunu, kazanın oluşumunda karşı taraf şirket ve çalışanının %100 kusurlu olduğunu, davacının ekspertiz incelemesi yaptırdığını ve … poliçe numaralı … Sigorta Poliçesi gereği sigortalısı … San. Ve Tic.A.Ş’ye 40.956.40.-TL ödeme yaptığını, müvekkili şirket tarafından ödenen tazminat miktarının kusur oranına isabet eden miktarının ödenmesi için davalılara mektup ve ihtarname gönderildiğini ancak ödenmediğini, davacının yaptığı bu ödeme ile sigortalısının haklarına halef olduğunu belirtmiş, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 40,956.40.-TL’nin TTK ve Sigorta Genel Şartları gereğince yapılan ödemelerin , temerrüt faizi ile birlikte iadesini talep ettiklerini beyanlarla, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla 40,956.40- TL’nin, ödeme itibaren bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … İnşaat Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi vekili vermiş olduğu süresinde olmayan cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından açılan tazminat rücü davası dava dilekçesi, davalı şirket çalışanı ve/veya yetkilisine tebliğ edilmediğinden davaya cevap verilemediğini, 09.07.2019 tarihinde tebliğ edilen davetiye üzerine, davadan haberdar olmuş bulunmakta olup cevaplarını ve delil listesini ibraz ettiklerini, davalıya ait … kazık makinesi ile davacı şirketin sigortalısı olan … A.Ş.’ye ait araç arasında meydana gelen kaza nedeniyle oluşan hasardan davalı şirket operatörünün %100 kusurlu kabul edilmesi sebebiyle davacı … tarafından rücü davası açıldığını, ancak; davalıya ait … kazık makinesinin operatörü olan diğer davalının kazada kusurlu olmadığını, davalıya ait … kazık makinesinin çalıştığı şantiyede tutulan tutanak ve emniyet ifadelerinin, makine operatörünün kusurlu olmadığını belirttiğini, davacı … şirketin halefi olduğu şirkete ait aracın sürücüsünün kusurlu olduğunu, bu nedenle kusur hususunu kabul etmediklerini, davacı … şirketinin halefi olduğu şirkete ait araçtaki hasarın talep edilen miktarda olmadığını, eksper tarafından tutulan ve kendilerine tebliğ edilmeyen raporda belirtildiği iddia edilen malzemenin hasara uğrayıp uğramadığının belli olmadığını, bu nedenle talep edilen hasar miktarını kabul etmediklerini, mahkemece deliller toplandığında kazanın meydana gelmesinde, tarafların kusuru ve hasar miktarı yönünden bilirkişi incelemesi yapılması durumunda iddialarının doğru olduğunun ortaya çıkacağını beyanlarla davacı … tarafından açılan davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Asliye Hukuk Mahkemesine vermiş olduğu dilekçesinde özetle; davalı şirkette operatör olarak çalıştığını ve … makinasını kullandığını, 2018’in Şubat 26’sında normal olarak iksa zemin sağlamlaştırma işi çalışmasını yaparken, 20 m. kuyuyu açmak için muhafaza borusunu kuyuya çaktığını, borunun boyunun 10 metre olduğunu, kuyuyu hazırlayarak demirini indirdiğini, bu arada beton pompasının, saha mühendisinin uygun gördüğü yere kurulduğunu, açtığı kuyunun betonunu pompa ile döktüğünü, diğer kuyuda kullanmak üzere, muhafaza borusunu çekmek için kuyuya yanaştığını ve boruyu makinaya bağladığını, boruyu çektiğini, boruyu çekince, borudan kaynaklanan boşluğa beton doldurmak için pompa operatörünün, kendisinin haberi olmadan ve kendisine makinayı kuyudan uzaklaştırmasına fırsat vermeden, çalışma sahasına girdiğini, kendisinin de, geri geri gitmek için, arkasını görmesi için sola dönmesinin gerekli olduğunu, pompanın da kendisinden tarafa doğru döndüğü için bu çarpışmanın meydana geldiğini, kullandığı makinenin 360 dönebilen, yerden yüksekliği 23 metre ve ağırlığının 90 ton olduğunu, makinanın üzerinde, sağında, solunda ve arkasında 25 metreden fazla yaklaşma yazılarının bulunduğunu, hatanın kendisinde olmadığını, pompa operatöründe olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, dava dışı sigortalıya ödenen bedelin halefiyete dayanılan zarardan sorumlu olduğu ileri sürülen davalılardan sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise ne kadar miktardan sorumlu olduğunun belirlenmesi istemine ilişkindir.
Mahkememizce, ….Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 10/12/2019 tarih 2019/… Esas, 2019/… Karar sayılı görevsizlik kararı ile dosya mahkememize tevzii edilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Dosya kapsamındaki dava dilekçesi ve ekleri, 08/06/2015 tarihli İş Kazası Tutanağı, bilirkişi raporu ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
Davacı vekili tarafından dava konusu hasara ilişkin hasar dosyasının, ekspertiz raporunun, ödeme dekontunun, 11/01/2018 tarihli Makine Kırılması Sigorta Poliçesinin dosyaya sunulduğu görülmüştür.
26/04/2021 tarihli celsede davacı vekili, davalı … Limited Şirketi’nin iflası nedeniyle iflas masasına 19/01/2021 tarihinde başvurduklarını alacak kaydının henüz yapılmadığını, diğer davalı yönünden davaya devam ettiklerini beyan etmiştir.
… İflas Dairesi tarafından mahkememizce yapılan yazışmalar neticesinde; “Alacak kayıt talebinde bulunan …’nin alacak kayıt dilekçesi ve eklerinin incelenmesinde; alacağın ibraz edilen belgelere göre … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/… E. Sayılı dava dosyasına dayandığı, davanın derdest olduğu anlaşıldığından talep edilen 40.956,40 TL alacağın tamamının NİZALI olarak KABULÜ ile mahkemenin kesinleşmiş ilamı ibraz edildiğinde alacak miktarının hükme göre düzeltilmesi kaydıyla alacağın İİK. Nun 206. Maddesi gereğince sıra cetvelinde 4. Sıraya kaydının yapılması karar verildi.” şeklinde karar verildiği, söz konusu karar 27.06.2021 tarihli Milli Gazete’de ilan edilmiş olup, alacakla ilgili verilen karar alacaklı vekiline 07.11.2021 tarihinde E-tebliğ ile tebliğ edildiğinin bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce 26/04/2021 tarihli celsede verilen karar doğrultusunda yapılan bilirkişi incelemesi sonrası düzenlenen 03/01/2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda sonuç ve özetle; “meydana gelen hasarın oluşmasında; davalılardan, iş makinesi operatörü …’ın, %50 oranında kusurlu olduğu, dava dışı beton mikseri operatörü … …’ın, %50 oranında kusurlu olduğu, davacı sigortacının en fazla, sigortalısına ödemiş olduğu ve halef olduğu miktarca ve 3. şahısların kazanın/hasarın oluşmasında sorumluluğu oranında rücü kabiliyeti bulunduğu, rücu tutarının (rücü tutarı halef olunan hasar miktarı x 3. şahısların kusur/sarumluluk oranı) işlemi ile hesap edilebileceği, buna ve tarafların belirlenen göre, kusur oranları itibarıyla, belirlenen ve sigortalıya ödenen 40.956,40 TL hasar zararının, 40.956,40.-TL. x %50 =20.978,20 TL, 20.978,20.-TL kısmının, davalılar tarafının sorumluluğunda olduğu, hasar ödeme tarihinin 03.04.2018 tarihi olduğu (dava dosyasında bulunan banka dekontuna istinaden), bu anlamda temerrüt tarihi ile işletilecek faiz hesabının mahkemenin taktirinde olduğuna…” yönelik görüş ve kanaat bildirmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, Ankara İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Caddesi üzerinde yer alan şantiye sahasında, beton dökümü işlemi sırasında, davalı firmaya ait kazık makinesini kullanan diğer davalı … isimli operatörün çalıştığı esnada dönüş işlemi sırasında beton pompasının 5. Bomuna çarpması nedeniyle dava konusu hasarın meydana geldiği görülmüştür.
Davadışı … … Şikayetçi İfade Tutanağında: “26/02/2018 tarihinde,saat 13.00 sıralarında, … mahallesinde … caddesi No: … ‘de bulunan şantiye alanında … ‘a ait … plakalı beton pompa makinasını kullanırken, aynı şantiye sahasında bulunan 34-00-11-10783 plakalı … Ltd. Şti.’ye ait … kazık iş makinasının, dönüş yaparken beton pompa makinasına çarpmış olduğunu, beton pompasına ait “Beşinci Bom” kısımının bağlantı yerine yakın yerinde ezilme ve çökme meydana geldiğini, maddi zararın 20.000,00 TL. civarında olduğunu, işmakinasına çarparak hasarına sebebiyet veren … tescil plâkalı işmkinasının operatöründen … A.Ş. adına davacı ve şikâyetçi olduğunu” bildirmiştir.
Olayın oluş şekli İş Güvenliği Uzmanları tarafından düzenlenerek imza altına alınan 06/08/2015 tarihli İş Kazası Tutanağında: Saha Mühendisi … tarafından, (kendi el yazısı ve imzası iley, Olay, “Foraj kuyusunun betonu atıldıktan sonra muhafaza borusu çekildi ve beton tamamlandı. Muhafaza borusu çekmek için … operatörü makineyi geri alırken o esnada beton pompacısı da pompayı muhafaza borusunun içine almaya çalışıyordu. O anda beton pompasının borusu … kazığın teli ve bomunun arasına sıkıştı ve pompanın bomu eğildi.” şeklinde açıklanmıştır.
Davacı ile sigortalısı dava dışı … Tic. A.Ş. arasında … numaralı poliçe numarası ile tanzim tarihi 15.02.2018 ve sigorta süresi 15.02.2018 / 01.01.2019 olacak şekilde Makine Kırılması Sigortası Genel Şartlarınca sigorta sözleşmesi düzenlendiği, müteharrik makinalar geniş kasko klozu ek teminatı ve diğer ek teminatlarla, teminat kapsamının güçlendirildiği tespit edilmiştir. Kaza tarihinde poliçenin geçerli olduğu görülmüştür.
Dava konusu alanda uzman bilirkişi heyet raporunda; kazanın meydana gelmesinde, “İş makinası operatörü …’ın, foraj işlemini yaptığı şantiye alanında, yönetimindeki işmakinası ile çalışırken, çevresini tamamen kontrol etmesi, güvenlik önlemlerini almış olması, yakın çevresinde beton dökme işlemini yapmakta olan diğer iş makinasının hareketlerini takip etmesi, dikkatli ve tedbirli olması gerekirken, (kendi yazılı beyanından anlaşıldığı üzere) bu kurala uymamış, aynı alanda bulunan beton pompasının hareket durumunu kontrol etmeden harekete geçtiği durumda, dikkatsiz davranmış olması nedeni ile beton pompasının borusunun, … kazığın teli ve bomunun arasına sıkışma olayının ve hasarın meydana gelişinde, müştereken ve % 50 oranında kusurlu olduğu,
Beton mikseri operatörü (Dava dışı) … …’ın; şantiye alanında, yönetimindeki işmakinası ile, betan doldurma işlemi yaparken, diğer iş makinasının hareketlerini takip etmesi, dikkatli ve tedbirli olması gerekirken, (kendi yazılı beyanından anlaşıldığı üzere) bu kurala uymamış, aynı alanda bulunan foraj işlemi yapmakta olan diğer işmakinasının hareket durumunu kontrol etmeden harekete geçtiği durumda, dikkatsiz davranmış olması nedeni ile beton pompasının borusunun, … kazığın teli ve bomunun arasına sıkışma olayının ve hasarın meydana gelişinde, müştereken ve % 50 oranında kusurlu” olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce yapılan tüm yargılamalar neticesinde, taraf iddiası, hasar dosyası, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre, davalı şirkete ait şantiyede çalışma esnasında beton pompasının hasarlandığı, bu hasarın meydana gelmesinde işmakinası operatörü …’ın %50 oranında kusurlu olduğu, yine dava dışı beton mikseri operatörü … …’ın %50 oranında kusurlu olduğu gözönüne alındığında, dava konusu edilen hasar bedelinin mahkememizce alınan ve denetime elverişli olduğu tespit edilen bilirkişi heyet raporuyla da 40.956,40.-TL olduğu değerlendirilerek ve mahkememizce bilirkişi hepet raporuna itibar edilerek, bu doğrultuda davanın yöneltildiği işmakinası operatörü …’ın %50 kusur oranına göre 20.478,2‬0.-TL kısmından sorumlu olduğu hususunda mahkememize tam kanaat geldiğinden davacı tarafından davalı … aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile; 20.978,20.-TL’nin 03/04/2018 tarihinden (Ödeme tarihi) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından davalı … Limited Şirketi (İflas nedeniyle … İflas Müdürlüğü’nün 2020/… İflas dosyası) aleyhine açılan davanın ise;
İflasın açılması, maddi hukuka ilişkin ilişkileri ve hükümleri cebri şekilde etkilediği gibi medeni usul ve icra hukuku kuralları üzerinde de etki meydana getirir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2017/14240 Esas 2017/15777 Karar sayılı ilamında da değinildiği üzere kural olarak, İİK’nın 191. maddesi gereğince borçlunun iflas açıldıktan sonra masaya ait mallar üzerinde her türlü tasarrufu alacaklılara karşı hükümsüz olup, müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi iflâs ile kısıtlandığından, aynı Kanun’un 226. maddesinde de masanın kanuni mümessilinin iflas idaresi olduğu hükmü kabul edilmiştir. Diğer anlatımla, iflasın açılmasıyla dava takip yetkisi (ve taraf sıfatı), artık müflise değil, iflas idaresine ait olup, adi tasfiyede İİK’nın 226-229 maddeleri gereği iflas masasını temsil yetkisi iflas idare memurlarına, şayet basit tasfiye (İİK’nın m. 218) usulü benimsenmişse, bu temsil yetkisi İflas Müdürlüğü’ne (İflas Dairesine) aittir.
Müflisin tasarruf yetkisinin kısıtlanmış olması (İİK’nın m.191), müflisin iflâs masasına giren mal ve haklarına ilişkin davaları takip etme yetkisini de etkiler. Müflis, iflâsın açılması ile hak ehliyetini kaybetmediği gibi, dava ehliyetini de kaybetmez. Ancak müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi kısıtlandığından, masa ile ilgili davalar hakkındaki dava takip yetkisi (ve taraf sıfatı), artık müflise değil, iflâs idaresine aittir.
İflâs idaresinin bu dava takip yetkisini kullanıp kullanmayacağını (yani davalara devam edip etmeyeceğini) tespit edebilmek için, ilk önce iflâs organlarının oluşması ve her dava hakkında esaslı bilgi sahibi olunması gerekir. Bu ise, zaman isteyen bir husustur. İşte bu nedenle, Kanun, müflisin taraf bulunduğu hukuk davalarının, iflâsın açılması ile belli bir süre için durmasını kabul etmiştir. (md. 194).
İflastan önce açılmış olup da devam eden, müflisin (davacı veya davalı olarak) taraf bulunduğu hukuk davaları, (maddede yazılı istisnalar dışında) iflâsın açılması ile durur. Bu durma, ikinci alacaklılar toplantısından (md. 237) on gün sonraya kadar devam eder; ancak bundan sonra, duran hukuk davalarına devam edilebilir. (md. 194/1)
İflâsın açılması ile duracak olan davalar, iflâstan önce açılmış olup da halen derdest bulunan (görülmekte olan) ve iflâs masasına giren mal, alacak ve haklara ilişkin hukuk davalarıdır. Bunlar, (davacı olarak) müflisin açmış olduğu davalar ile müflise karşı (davalı olarak) açılmış olan davalardır. Somut olaydaki alacak davası da bu tür davalardandır.
Davaların durduğu bu süre içinde, iflâs idaresi, duran davalar hakkında araştırma yapar ve bu davaların geleceği hakkında karar verir.
Burada, müflisin davacı veya davalı olmasına göre, bir ayrım yapmak gerekir:
Müflisin davalı olduğu davalarda: iflâs idaresi, alacakları tahkik ederken, ( md. 230 vd) müflise karşı dava açan alacaklının alacağının mevcut olup olmadığı hakkında bir karar vermez; sadece, bu alacağı davalı (çekişmeli) alacak olarak sıra cetveline geçirir. Bu alacağın, dolayısıyla davanın kabul edilip edilmeyeceği hakkındaki kararı, ikinci alacaklılar toplantısında karar verilir. İkinci alacaklılar toplanması davaya devam edilmesine karar verirse, iflâs idaresi, ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonra (müflis yerine) davayı takip eder veya tayin edeceği bir avukat vasıtasıyla davayı takip ettirir.
Alacak masaca kesin suretle kayıt ve kabul edilmiş ise, konusu kalmayan davada hüküm tesisine yer olmadığına karar verilmesi; masaya kayıt edilmesi istenip de alacak kısmen veya tamamen reddedilmiş ise ve kayıt-kabul davası ayrıca açılmamışsa, davaya alacağın iflas masasına kayıt ve kabulü davası olarak devam edilerek, varılacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davalı şirketin dava açıldıktan sonra iflasına karar verildiği, eş söyleyişle davalı şirketin yargılamanın devamı sırasında müflis halde olduğu anlaşılmaktadır. Açıklandığı üzere iflas eden şirketin bütün hak ve borçları yasa gereği olarak iflas masasına intikal ettiğinden ve müflisin bu hak ve borçları üzerinde tasarruf ehliyeti kalktığından iflas açıldıktan sonra masaya giren tüm mal, hak ve alacaklara ilişkin dava açılması ve açılmış davanın takibi iflas idaresine aittir (İİK m. 194).
Somut dosyada müflis şirketi temsilen iflas masasının dosyaya sunduğu 02/11/2021 tarihli cevabi yazısında 40.956,40-TL’nin tamamının nizalı olarak kabulüne karar verildiği ve sıra cetvelinde 4. sıraya kaydının yapıldığı belirtilmiştir. Dava değeri ise 40.956,40-TL’dir.
Dava konusu alacak, davalı müflisin masasına kabul edilip sıra cetveline davacı alacağı olarak yazıldığından, dava konusuz kalmıştır. Çünkü, davalının iflası ile iş bu dava kayıt kabul davasına dönüşmüştür. Kayıt kabule karar verilmesi halinde elde edilecek sonuç, alacağın müflisin masasına yazılmasından ibarettir. İş bu alacağın müflisin masasına kaydının yapıldığı ve böylece eldeki iş bu davada davalılardan … İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi yönünden davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
Ayrıca mahkememizce her ne kadar 14/03/2022 tarihli karar duruşmasının 1 nolu bendinde “Davacı tarafından davalı … aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile; 20.978,20.-TL’nin 03/04/2018 tarihinden (Ödeme tarihi) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” denilmiş ise de, duruşma sırasında 20.478,20.-TL’nin sehven “20.978,20.-TL” yazıldığı tespit edilerek aşağıdaki şekilde düzeltme yapılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davacı tarafından davalı … aleyhine açılan DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
20.478,20.-TL’nin 03/04/2018 tarihinden (Ödeme tarihi) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davacı tarafından davalı … Limited Şirketi (İflas nedeniyle … İflas Müdürlüğü’nün 2020/… İflas dosyası) aleyhine açılan DAVA KONUSUZ KALDIĞINDAN KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINDA,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.398,86.-TL Karar ve İlam Harcından, peşin harç olan 699,44.-TL’nin mahsup edilerek eksik kalan 699,42.-TL harcın davalı …’dan alınarak hazineye irad kaydına,
4- 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat gideri 262,30.-TL , iki bilirkişi ücreti 1.600,00.-TL, 44,40.-TL başvuru harcı, 6,40.-TL vekalet harcı, 699,44.-TL peşin harç, olmak üzere toplam 2.612,54-TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre taktiren 1.306,27.-TL’sinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, bakiye gider avansının davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluığunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (… Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır