Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/65 E. 2020/96 K. 03.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/65
KARAR NO : 2020/96

DAVA : Haksız işgal tazminatı (Ecrimisil)
DAVA TARİHİ : 30/01/2020
KARAR TARİHİ : 03/02/2020
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davada İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 10/07/2019 tarih …Esas, …Karar sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize tevzi edilen dosyada yapılan inceleme sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin reklamcılık işiyle iştigal ettiğini, muhtelif firmalarla özellikle açık hava reklamcılığına ilişkin kiralama sözleşmeleri akdediliğini, … ile aydınlatma direklerinin reklam amaçlı kiralaması ile ilgili sözleşme akdeden müvekkili şirketin, 2003 yılından beri İstanbul’un ana artellerinde yer alan aydınlatma direklerinin reklam amaçlı satılması ve pazarlanması konusunda münhasıran yetkili kılındığını, buna rağmen İstanbul’un çeşitli bölgelerinde yer alan ve kiralama yetkisi müvekkili şirkete ait olan aydınlatma direklerine davalı, “…-…” markasıyla izinsiz şekilde reklam panoları astığını, davalıya kiralama yetkisi münhasıran müvekkili şirkete ait olan reklam mecralarının izinsiz kullanımana son verilmesi talebiyle ihtarname gönderildiğini, davalının ihtarnameyi 01/12/2018 tarihinde tebliğ almasına rağmen izinsiz kullanımlara devam ettiğini, davalının haksız kullanımı müvekkili şirket tarafından tespit edilebildiği kadarıyla yaklaşık dört yıldır sürdüğünü, halihazırda da halen kullanıma devam ettiğini, davalının haksız kullanımının tespiti yapılan bu aydınlatma direkleri ile sınırlı olmayıp huzurdaki davada öncelikle sair haksız kullanımlarının da tespiti yönünden delil tespiti taleplerinin bulunduğunu belirterek aydınlatma direkleri ile reklam mecralarının davalı tarafından izinsiz şekilde kullanıldığının tespiti ile haksız kullanıma son verilmesini ve reklam mecralarının ücret ödenmeksizin haksız işgali nedeniyle oluşan zararın davalıdan tahsilini ayrıca davalının haksız kullanımının tespit edildiği reklam mecralarından başka, farklı lokasyonlarda bulunan aydınlatma direklerini de haksız şekilde kullandığını ve davalının haksız kullanımına ilişkin taraf teşkili sağlanması için yapılacak tebligatlardan önce davalı tarafından haksız ve hukuka aykırı şekilde kullanılan reklam mecralarının tespit edilmesini, davalı müvekkili şirketin izni olmaksızın ve kötü niyetli bir şekilde reklam mecralarını işgal etmekte olup haksız işgal zararının davalıdan tahsiline verilmesini ve müvekkil şirketin, reklam mecralarının haksız kullanımı nedeniyle uğradığı tüm zararların davalı tarafından tazmin edilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, haksız işgal tazminatı niteliğinde tazminat istemine ilişkindir.
Davanın İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas …Karar sayılı 10/07/2019 tarihli görevsizlik kararı ile mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Görev, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır.
HMK 2. Maddesine göre, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.
Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.
TTK 4- (1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.
(2) (Değişik: 28/2/2018-7101/61 md.) Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır.
2. Ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler (3)
TTK 5- (1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.
“…Dava, mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Bilindiği üzere, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanun’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Yukarıda değinilen hususlar çerçevesinde somut olaya bakıldığında; eldeki davada istenen el atmanın önlenmesi, kal ve ecrimisilin, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun(TMK) 683. vd. maddelerine dayandırıldığı; her ne kadar taraflar tacir olsalar dahi, uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesiyle ilgisinin bulunmadığı, esasen dava dilekçesinde de bu yönde bir iddiaya yer verilmediği, davanın bu özelliği itibariyle mutlak ve nispi ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği ve TTK hükümlerinin veya özel kanun hükümlerinin uygulanmasını gerektirir ticari bir uyuşmazlıktan söz edilemeyeceği, uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görev kapsamında kaldığı sonucuna ulaşılmaktadır. Aksi uygulama, Asliye Ticaret Mahkemelerinin kuruluş amacına ve niteliğine aykırı düşecektir…”(Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E. 2018/9046 K. 2018/15609 T. 12.09.2018)
Somut olayda; davacının reklam amaçlı satılması ve pazarlanması konusunda münhasıran yetkili kılındığı İstanbul’un ana artellerinde yer alan aydınlatma direkleri için davalı tarafından izinsiz şekilde kullanıldığının tespiti ile haksız kullanıma son verilmesini, işgal nedeni ile haksız işgal zararı istemli davası açtığı, tazminat isteminin haksız fiilden kaynaklandığı, tarafların tacir olduğu, davanın tarafların ticari işletmeleri ile alakalı olmadığı, HMK’nın 2. Maddesi uyarınca mal varlığına ilişkin davalarda görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmıştır.
Bu olgu gözetildiğinde Medenî Kanunun 683 ve devamı maddelerinden kaynaklanan ecrimisil isteğinin genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Davacı ile davalının şirket olup tacir konumunda iseler de , davacı ile davalı arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı anlaşıldığından, yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda davaya bakmakla görevli mahkemelerin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespiti ile mahkememizin görevsizliğine, dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1- Davanın 6100 Sayılı H.M.K’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİ ile Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Dosyaya bakmakla İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna,
3-Mahkememiz ile İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan iş bu görevsizlik kararının İstinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde HMK 22/2 maddesi gereğince yargı yerinin belirlenmesi amacıyla dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesine gönderilmesine,
4-HMK 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerini görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Tarafların yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 03/02/2020

Katip … ¸e-imza

Hakim …
¸e-imza