Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/623 E. 2022/150 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/623 Esas
KARAR NO : 2022/150 Karar

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/12/2020
KARAR TARİHİ : 15/02/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılamalar neticesinde ;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;… İleri isimli şahıs müvekkilinin sağlık sigortası güvencesi kapsamında bulunduğunu, Sözü edilen sigortalı, 2016 yılında geçirdiği trafik kazası sonucu yaralandığını, bu kaza sebebiyle 06.12.2018 tarihinde ve 08.08.2019 tarihinde tedavi gördüğünü, söz konusu tedavi giderleri müvekkili tarafından karşılandığını, müvekkili sigortalısının yaralanmasına sebep olan…Plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olduğu tespit edildiğini, sigortalının, halefi olduğu hususu 27.04.2020 tarihli… sayılı yazı ile davalı şirkete bildirildiğini, tedavi masraflarının Sağlık Uygulaması Tebliği’ ni (SUT) aşan kısmı 7.867,50-TL olup bu tutarın davalı şirket tarafından ödenmesi talep edildiğini, davalı şirket tarafından müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını, arabuluculuğa başvurulduğunu, anlaşamama ile sonuçlandığını beyan ve gerekçelerle 5.000,00-TL tazminatın, müvekkiline ödeme tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsilini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekilinin cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Uyuşmazlığın konusunun, trafik kazası sonrası dava dışı sigortalının görmüş olduğu tedavi sonrasındaki tedavi masraflarının davalı sigorta şirketince karşılanıp karşılanmayacağı sağlık uygulaması tebliğinde belirlenen tedavi masrafları kısımlarını aşan kısmın bulunup bulunmadığı varsa alacağın ne miktarda olduğu noktalarında toplandığı görülmüştür.
Trafik kayıtları, …Hast, kayıtları SGK ya yazılan müzekkere cevaplarının ve hasar dosyasının geldiği görülmüştür.
Mahkememizce oluşturulan ara kararı gereği dosyanın kök rapor için bilirkişiler Dr.Öğr.Ü….ve Sigorta Uzmanı …, tarafından verilen 06/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda; Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) hükümleri gereği karşılanmayan 7.867,50-TL tedavi giderinin dava dışı
…’nin 19.06.2016 tarihli kazada yaralanmasıyla illiyet bağının tam ve kesin olduğu ve
İş bu tedavi giderinin sağlık sigortası teminatı gereği davacı şirket tarafından karşılandığı, …’nin yaralanmasına davalı şirkete ZMM Sigortası ile sigortalı …plakalı araç sürücü …’un tam kusurlu olarak sebebiyet verdiği,
davacı Sigorta Şirketi TTK 1472 maddesi halefiyet kuralları çerçevesinde sigortalısının yerine
geçtiğinden poliçe teminatı gereği sigortalısına ödediği 7.867,50–TL tedavi giderini 06.05.2020
temerrüt tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte talep edebileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili 19/01/2022 tarihli talep arttırım dilekçesi ile dava değerini 7.867,50- TL olarak arttırdığı görüldü.
Rücu ve halefiyet, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22/03/1944 Tarih E. 37, K. 9, R.G. 03/07/1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmıştır. 6102 sayılı TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.maddesinde ise “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. Dosya kapsamında yer alan sigorta sözleşmesi ve ödeme belgesi dikkate alındığında, davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğu anlaşılmıştır.
6111 sayılı Yasa, 25.02.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş olup somut olayda kaza 19.06.2016 tarihinde meydana gelmiş, dava 03.12.2020 tarihinde açılmıştır. 2918 sayılı Yasanın 98. maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Yasanın 59. maddesinde, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın “Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, Yasanın geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür. Bu düzenlemeler ile trafik kazasından kaynaklanan ve KTK’nun 98. maddesi kapsamında kalan tedavi giderleri bakımından, trafik sigortacısı ile sorumluluğunu üstlendiği araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu son bulmuştur. (Yargıtay 17 Hukuk Dairesi 22/10/2020 tarih 2020/28 Esas 2020/6095 Karar)
Öte yandan, 27.08.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. bendinde de; “trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları tedavinin gerektirdiği tüm sağlık hizmet bedellerinin, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Kurum tarafından Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda karşılanır” düzenlemesi getirilmiştir. Söz konusu Sağlık Uygulama Tebliği’nin 4. maddesinin 1. Fıkrasının iptali istemiyle Danıştay 15. Dairesi 2013/7713 Esas sayılı dosya ile dava açılmış, Danıştay 15. Dairesince “2918 sayılı Kanun’un 25.02.2011 tarihinde yürürlüğe giren değişik 98. maddesinde, trafik kazaları sebebiyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağının belirtilmesine rağmen, dava konusu Yönetmelik hükmüyle, tedavi giderlerinin, Kurumun sosyal güvenlik politikaları uyarınca belirlemiş olduğu Sağlık Uygulama Tebliğinde yer alan hükümler doğrultusunda karşılanacağı yönünde kısıtlama getirilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” gerekçesiyle; Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. bendinde yer alan “Kurum tarafından Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda” ibaresinin 14/11/2013 tarihinde yürütmesinin durdurulmasına, 16/03/2016 tarihinde de “Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. bendinde yer alan “…Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda” ibaresinin iptaline karar verilmiş olmakla trafik kazalarına bağlı acil hal teşkil eden tedavi giderlerinden özel veya devlet hastanesi ayrımına gidilmediği gibi SUT konusunda da bir ayrım yapılmadığı anlaşılmıştır.
Danıştay 15. Dairesinin verdiği yürütmeyi durdurma kararından sonra 23/04/2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 6645 sayılı Kanunun 60. maddesiyle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinin birinci fıkrasına “kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın” ibaresinden sonra gelmek üzere “genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde” ibaresi ile “Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu, bu kapsama girenler yönünden genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmetlerine ilave sağlık hizmetlerini belirler, protez ve ortezler için farklı birim fiyatı tespit eder. Bu sağlık hizmetleri sağlık uygulama tebliğindeki istisnai sağlık hizmetleri kapsamına dâhil edilmez.” cümlesi eklenmiş ve ödeme kıstası tekrar belirlenmiştir. Bu nedenle sorumluluğun belirlenmesinde kaza tarihindeki kanun hükümleri nazara alınması gerektiği, davaya konu kazanın 6645 Sayılı düzenleme ancak yürürlük tarihinden sonra 2016 yılında meydana geldiği nazara alındığında 6111 sayılı Yasa ile değiştirilen 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesinin değişiklikten sonraki hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Ancak, yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere göre eldeki davada SUT kapsamında bir değerlendirme yapılmaksızın, kaza ile illiyet bağı bulunan ve 6111 sayılı Yasa kapsamında kalan tüm belgeli tedavi giderlerinden trafik sigortacısı ile sorumluluğunu üstlendiği araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu son bulduğu, 2918 sayılı Yasa’nın 98. madde kapsamına girmeyen belgesiz/paramedikal giderlerden ise ZMM sigortacısı olan davalının sorumluluğu ise devam ettiği anlaşılmıştır.
Somut olayda; davacı sigorta şirketi tarafından …’ye 19.06.2016 tarihinde trafik kazasında yaralanmasından dolayı 13.04.2017 tarihinden 05.06.2019 tarihine kadar aldığı ortodontik tedavi ile 06.12.2018 ve 08.08.2019 tarihlerinde … Hastanesinde gördüğü tedaviler sigortalıya kazadan kaynaklı uygulanan tedavi giderine ilişkindir. Bilirkişi raporunda ifade edildiği gibi yapılan tedavinin, sigortalının kazada yaralanması ile ilgili ve tıbben uygun ve tedavi giderlerinin yapıldığı kuruma göre kadri maruf olup 6111 sayılı Yasa ile değiştirilen 2918 sayılı Yasa’nın 98. Maddesi kapsamındaki belgeli tedavi giderlerinden olduğu anlaşılmakla davaya konu belgeli tedavi giderlerinin tamamından 2918 sayılı KTK 98. maddesi kapsamında davalının sorumluluğu bulunmadığı, dolayısıyla davalıya husumet yöneltilemeyeceğinden davalı hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HUAK 18/A- (14). Fıkrası: “Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak … Dava Şartı Dosya No: … sayılı dosyasından arabulucu G…’a ekte sunulan 1.320,00 TL tarife bedeli üzerinden kesilen 07/12/2020 tarihli 105 sıra nolu Serbest Meslek Makbuzu doğrultusunda ödeme yapıldığı tespit edilerek davacı aleyhine arabulucuk giderlerinin de yükletilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL Karar ve İlam Harcının, peşin yatırılan 85,39 TL ile tamamlama harcı 50 TL olmak üzere toplam 135,39 TL harçtan mahsubu fazla yatırılan 54,69 TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından bu dava sebebi ile yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,

4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 7/2, 13/1 maddelerine göre hesaplanan 1.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Davalı tarafından yapılan 25,50 TL vekalet suret harcı yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanacak 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,

Dair, kesin olarak davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/02/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim

¸e-imzalıdır