Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/465 Esas
KARAR NO : 2021/707
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/08/2021
KARAR TARİHİ : 01/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili bankanın kredi müşterisi olan davalı/borçlu … ANONİM ŞİRKETİ lehine, davalı/borçlu … … …’ın müteselsil kefaleti ile Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesine istinaden istinaden … numaralı muhatabı … vekili Av. … olan 137.500,00-TL bedelli teminat mektubu ve kredi kullandırıldığını, Borcun ödenmemesi üzerine, hesabın kat edildiğini ve borcun ödenmesi gerektiğini içerir …. Noterliğinin 23/02/2021 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ve ekli hesap özeti borçlulara tebliğ edildiğini ancak borcun ödenmediğini, borcun ödenmemiş olması sebebiyle davalı/borçlular hakkında 08.06.2021 tarihinde …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/… D.İş Sayılı dosyası ile ihtiyati haciz talep edildiğini, ihtiyati hacze başvuru akabinde taralarınca 16.06.2021 tarihinde borçlular hakkında … İcra Müdürlüğü’nün 2021/… E. Sayılı dosyası üzerinden ilamsız takip yoluyla esas takibe geçilmiş olup ihtiyati haciz kararı, 17/06/2021 tarihinde teslim alınmış ve işbu karar tevzi ettirilerek … İcra Müdürlüğü’ nün 2021/… E. Sayılı dosyasından 17/06/2021 tarihinde infaz edilmiştir. Bu kapsamda … İcra Müdürlüğü’ nün 2021/… Esas sayılı dosyasından tesis edilen karar gereği konu esas takip … İcra Müdürlüğünün 2021/… E. sayılı dosyasına birleştirilmiş olduğunu, davalılar tarafından müvekkili bankanın alacağını sürüncemede bırakmak amacıyla ve kötü niyetli olarak söz konusu icra takibine itiraz edildiğini, davalılar tarafından icra dosyasına yapılan itirazın bertaraf edilmesi için mahkememizde ikame ettikleri davadan önce, 01.01.2019 tarihi itibariyle ticari uyuşmazlıklarda zorunlu dava şartı haline gelen arabuluculuk başvurusu tarafımızca TTK madde 5/A uyarınca 01.07.2021 tarihinde gerçekleştirilmiş olup 11.08.2021 tarihinde gerçekleşen son arabuluculuk görüşmesinde uzlaşma sağlanamadığına dair arabuluculuk son tutanağı imza altına alındığını, huzurdaki davanın bu anlamda dava şartının da yerine getirilmiş olduğunu, davalı/borçlulardan talep edilen faizin hukuka uygun olup, davalıların genel kredi sözleşmesini imzalamak suretiyle faiz oranını açıkça kabul ve beyan etmiş bulunduklarını, davalı/borçlu … … …’ ın takibe mesnet genel kredi sözleşmesi uyarınca, sözleşmede belirlenen limit ile sınırlı olarak, borçtan müteselsil kefil ve borçlu sıfatıyla sorumlu olduğunu, davalı / borçlu kefil … … …’ ın, bizzat imzasının bulunduğu Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca, yukarıda belirtilen toplam alacağın tamamından ve ferilerinden müteselsil kefil ve borçlu sıfatıyla sorumlu olduğunu, Nitekim münakid Sözleşmede de açıkça görüleceği üzere davalı borçlu … … …’ın kefalet limiti 5.000.000,00-TL olduğunu, sözleşme hükümleri gereğince; davalı borçlular tarafından akdedilen sözleşmenin geçerli olduğunu ve kredi borçlusunun müvekkili banka nezdinde doğmuş ve doğacak tüm alacaklarının teminatını teşkil ettiğinin açık olduğunu, tüm bunların yanısıra, taraflar arasındaki uyuşmazlıklar bakımından, müvekkili bankanın defter ve kayıtları kesin delil teşkil ettiğini, icra takibinin yetkili icra müdürlüğünde açılmış olup, davalı/borçluların itirazları yerinde olmadığını belirterek açıklanan nedenler ile davalı borçluların haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazının iptali ile, … İcra Müdürlüğü’ nün 2021/… E. Sayılı takibin devamına, davalı borçlular aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı borçlulara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP; Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının davasını yetkisiz yerde ikame ettiğini, müvekkillerinden … A.Ş’nin adresi … Sok. … Sitesi … blok No: … Avcılar-İST ve müvekkil borçlu kefil … … …’ın kredi sözleşmesinde gözüken adresinin … mah. … İST olmakla davada yetkili ve görevli mahkemenin Bakıköy Adliyesi yetki sınırı içerisinde olduğunu, para borçlarında alacaklının ikametgahı baz alınsa dahi davacı alacaklının ikametgahının … İST olduğu yani yetkinin yine İstanbul adliyesinde olmadığını, bu sebeple de müvekkili şirket ve borçlu kefil … … … açısından da yetki itirazında bulunarak davanın reddine karar verilmesini, davacının davasını hem … A.Ş’ye hem de … Kan … adına yönelttiğini, davacının dilekçe içeriğindeki kredi sözleşmenin … … … ile imzalandığının belirtildiğini ancak … … …’ ın dosya kefili olup, asıl borçluya işlem yapılmadan kefile işlem yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, alacağın vadesi gelmediğini ve müvekkillerin mal kaçırma ihtimali olmadığını, davacının davaya konu evrak olarak kredi sözleşmesini sunmuş ise de kredi sözleşmesinde hesap özeti, ödeme tarih ve vadeleri, kredinin ne kadar miktarda ne zaman ödeneceğinin yazmadığını, aynı zamanda kredi hesap katı davalılardan … … …’a tebliğ edilemediğini, dosya ekinde sunulu tebligat parçasında da bu hususunun belli olduğunu, yine borçlu … A.ş Adına Gönderilen Tebligatın da … A.ş ‘ ye çıkartılmış olup usulüne aykırı olduğunu, buna rağmen müvekkilleri adına hesap katına süresi içerisinde itiraz edilmiş olup, hesap özeti ödeme vadesi müvekkile gönderilmediğini, kredinin ne zaman ödenemesi gerekeceği, vadeleri, taksitlerinin belli olmadığını, dolayısıyla hesap katı kesinleşmemiş olduğundan İİK md:68/b hükmündeki belgelerden olmadığını, bu sebeple kesinleşmemiş hesap katına dayanılarak icra takibine geçilemeyeceğini, davacının işletmiş olduğu faiz miktarı da usule aykırı olduğunu, bu sebeple takip çıkışı ve takibe kadar ki faiz oranı da tarafımızdan kabul edilemez olduğunu, yine borcun büyük bir kısmı ödenmiş olduğundan ve geçerli bir hesap katı bulunmadığından davacının talep etmiş olduğu alacak miktarı oluşmadığını ve faiz ödeme tarihleri baz alınarak kademeli olarak hesaplanması gerekirken yanlış hesaplandığını, davacının icra inkar talebinin de kabul edilemez olduğunu belirterek açıklanan nedenler ile müvekkili aleyhine açılan davanın reddine karar verilerek, davacı kötü niyetli olarak takibe geçtiğinden %20 den aşağı olmamak üzere davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Davacı tarafından davalılar aleyhine İİK. 67. Maddesine dayanılarak itirazın iptali davası açılmıştır.
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 20/09/2021 tarihli dilekçesinde özetle, Dosyada yargılamaya konu olan itirazlardan işbu davaya dayanak icra dosyası olan … İcra Müdürlüğü’ nün 2021/… Esas sayılı dosyası üzerinden davalı/borçlularca vazgeçilmiş olması sebebiyle işbu davanın konusu kalmadığından konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verilmesini, davalılardan herhangi bir vekalet ücreti talepleri olmadığını, yargılama giderlerinin ise haksız itirazlarla davaya sebebiyet veren davalı/borçlular üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili de mahkememize sunmuş olduğu 24/09/2021 tarihli dilekçesi ile her türlü hukuki hakları saklı kalmak kaydı ile; yapılan protokol doğrultusunda davacı davasından vazgeçtiğinden davanın sona erdirilmesine ve karşılıklı vekalet ücreti ve mahkeme masrafı talepleri bulunmadığından yapılan masraflar her bir taraf üzerinde bırakılarak dosyanın işlemden kaldırılması ve kaydının kapatılmasını talep etmiştir.
Davalıların … İcra Müdürlüğü’ nün 2021/… E. Sayılı dosyasına yapmış oldukları itirazdan davacı alacaklı ile yapılan protokol doğrultusunda vazgeçmeleri ile davacı ve davalılar vekillerinin ayrı ayrı beyanları karşısında dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HUAK 18A/13. fıkrası : “Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır.” 14. Fıkrası ;”Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri uyarınca arabuluculuk görüşmeleri anlaşamama nedeniyle sonlandığı son anlaşmazlık tutanağı düzenlendiği ve arabuluculuk gideri olarak Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No: 2021/… sayılı dosyasından arabulucu olarak atanan Ayşe Kaya adına 1.320.TL tarife bedeli üzerinden ödeme yapıldığı tespit edilerek davanın davalıların icra dosyasındaki itirazlarından vazgeçmesi nedeniyle konusuz kalması nedeniyle arabuluculuk giderlerinin davalılar aleyhine yükletilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Dava konusuz kaldığından dava hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar kanunu hükümlerine göre alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 9.078,85 TL harcın mahsup edilerek geriye kalan 9.019,55 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde İADESİNE,
3-Davacı vekili yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediğinden bu yönde hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-Davalılar vekili yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediğinden bu yönde hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.320,00.TL arabuluculuk ücretinin müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi. 01/10/2021
Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır