Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/610 E. 2021/762 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/610 Esas
KARAR NO : 2021/762 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/11/2020
KARAR TARİHİ : 19/10/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılamalar neticesinde ;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalıya ürün verdiği iş bu ürünlerin için 09.07.2019 tarihli … nolu 460,20.-TL miktarlı, 10.12.2019 tarihli … nolu 12.690,53.-TL miktarlı ve 13.12.2019 Tarihli … nolu 4.195,53.-TL miktarlı faturalar düzenlediği iş bu faturaların ödenmediği TTK 1530 maddesi gereği faiz uyguladığı 90,06.-TL, 1.371,62.-TL ve 453,46.- TL işlemiş temerrüt faizi olmak üzere toplam 19.261,40.-TL davacının davalıdan alacağının doğduğunu, iş bu alacağı davalının ödemediği bu sebepten dolayı icra takibi başlattıklarını, davalının icra takibine itiraz ettiği, takibin durduğunu, arabuluculuğa başvurduklarını ancak anlaşma sağlanamadığını, borçlunun …. İcra Müdürlüğünün 2020/… E. Sayılı icra takibine karşı yaptığı haksız ve hukuki dayanaktan yoksun, alacağın tahsilini engellemeye ya da geciktirmeye matuf borca, işlemiş faize, faiz oranına ve diğer fer’i taleplere dair itirazın iptaline, asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte takibin devamına, masraf ve vekalet ücretinin davalı borçlu tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ileri sürülen iddialar gerçeği yansıtmadığını, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davacı tarafından bildirilen delillerin hiçbirisinin taraflarına tebliğ edilmediğini, davacı ile davalı şirket arasında yapılmış yazılı geçerli bir sözleşme bulunmadığını, fatura,sevk irsaliyesi ve sair bir evrak da taraflarına tebliğ edilmediğini, davacının takip konusu faturalar istinaden mal ve hizmet tedarikinden bulunmadığını, sevk irsaliyelerinde geçen isimlerin şirketlerinde çalışmadıklarını, davacı tarafından davalıya verilmiş bir hizmetin de bulunmadığını, temerrüde düşürülmeden faiz talep edilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, talep ve sonuç olarak açıklanan nedenlerle, celp ve ibraz olunacak delillere, diğer hususlarda davanın esasına karşı ve başkaca delil,bilgi,belge ve beyanda bulunmak hakkımız saklı kalmak kaydıyla davanın reddine, davacının icra inkar tazminatına çarptırılmasına, mahkeme masrafları ile vekalet ücretin davacıya yüklenmesine karar verilmesini vekaleten arz ve talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davadaki uyuşmazlığın konusunun, satıma ilişkin fatura bedelinin ödenip ödenmediği faturaya konu malın teslim edilip edilmediği, teslimin davalı şirket çalışanına usulüne uygun yapılıp yapılmadığı, takibin yetkili yer icra dairesinde başlatılıp başlatılmadığı mahkememizin yetkili olup olmadığı itirazın iptali ve icra inkar ve kötü niyet tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Dava dilekçesi, cevap Dilekçesi, … İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas sayılı dosya aslı, bilirkişi raporu ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
Dosyamıza getirtilen … İcra Müdürlüğünün 2020/…E. sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 19.261,40 TL toplam alacak, üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67/1 maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Fatura alacağından kaynaklı TBK 89. Maddesi uyarınca para borcu söz konusu olup alacaklı adresi de “Kağıthane” yetkili olduğundan yetki itirazının reddi gerekmiştir.
Taraf şirketlerin bağlı oldukları vergi dairelerinden ilgili fatura dönemlerine ilişkin BA/BS formları celp edilerek dosya kapsamına alınmıştır.
Davalı şirkete ait sevk irsaliyesi dönemi itibariyle davalı şirket çalışanlarının listelerinin SGK’dan celp edilerek dosya kapsamına alınmıştır.
Mahkememizce oluşturulan ara kararı gereği dosyanın nihai rapor için bilirkişi tarafından verilen 15/09/2021 tarihli raporda; davalı şirket, inceleme günü olan 18.06.2021 tarihinde mahkemenin kalemine gelmediği, yerinde inceleme talebinde bulunmadığı, iş bu sebeplerden dolayı davalı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılamadığı, tarafların tacir olduğu ve taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu, davacı şirketin ticari defter ve dayanaklarına göre; davacının davalıya 2019 yılında toplam 17.346,26-TL fatura düzenlendiği, karşılığında davalının davacıya ödeme yapmadığı neticesinde takip tarihi itibari ile davacı şirketin davalı şirketten kaydi 17.346,26-TL alacaklı olduğu, davacının davalı adına düzenlemiş olduğu takibe konu (aylık bildirim limiti üstü) tüm faturaları, davanın taraflarının Form BS/BS ile ilgili vergi dairesine bildirdiği, tarafların beyanlarının birbirleriyle uyumlu olduğu, davalının ilgili faturalara yasal süre içersinde itiraz etmediği ve iade faturası düzenlemediği, davacı şirketin takip tarihinden önce davalı şirketi temerrüde düşürdüğüne ilişkin dava dosyası ve icra dosyasında herhangi bir bilgi ve belge olmadığı, davacının takip tarihi öncesinde işlemiş faizi talep edemeyeceği ancak Sayın Mahkemenin takdirinin takip tarihi öncesi işlemiş faiz talep edilebilir yönünde olması halinde takip öncesi işlemiş faizin 1.915,14.-TL olduğu davacının icra inkâr tazminatı taleplerine ilişkin takdirin ise Sayın Mahkeme’ye ait bulunduğu, sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Davalı vekili 05/10/2021 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı itirazlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, ticari defterlerin kanıt olması, bu defterlerin Ticaret Kanunu’nun öngördüğü şartlar içinde tacirin lehinde veya aleyhinde olarak kullanılması ve ticari bir uyuşmazlığında hükme esas teşkil etmesidir. Böylelikle ticari bir uyuşmazlıkta ticari defter kaydı, uyuşmazlığın çözümünde yazılı bir kanıt aracıdır. Tacirin tuttuğu bütün defterlerdeki kayıtların birbirine uygun olması, birbirini tutması ve doğrulaması şarttır. Ayrıca ticari defterlerin kanuna uygun olarak tutulmuş olması yanında tasdike tabi olan ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin de Ticaret Kanununda belirtilen sürelerde ve şekillerde yapılmış olması gerekmektedir. Aksi takdirde defterler, sahipleri lehine kanıt olma niteliklerini kaybederler. Bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağın olduğunu iddia eden taraf yazılı belgeler ile ispat etmesi gereklidir. İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu HMK 187,190 ve 200. Maddeleri ayrıca HMK Madde 222 de Ticari defterlerinin ibrazı ve delil olması açısından ilgili düzenlemeler mevcuttur.Somut uyuşmazlıkta; Davalı taraf ticari defterlerini haklı bir mazereti olmaksızın ibrazdan kaçınması nedeniyle davacı tarafından usulüne uygun kaydedilmiş ticari defter kayıtları HMK:222/3 maddesi uyarınca davalı aleyhine delil teşkil etmiş sayılmıştır. Taraflar arasında fatura düzenlendiği ve fatura bedellerinin ödendiğine ilişkin davalı tarafça delil de ibraz etmediği, davalının tebellüğ ettiği faturalara süresi içerisinde itiraz ettiği yönünde bir beyan veya belge ibrazında bulunmadığı görülmektedir. Davalının malların teslim alınmadığı yönündeki savunmaları karşısında bağlı bulunduğu vergi dairesinden istenilen BA bildirim formları ile itiraz edilen faturalar ile ilgili bildirimlerde bulunduğu tespit edildiğinden söz konusu itirazlara itibar edilmemiştir. Davacının da takip öncesi usulüne uygun davalı tarafı temerrüde düşürdüğüne dair dosyada belge ve bilgi de bulunmadığından takip öncesi işlemiş faiz taleplerinin yerinde olmadığı tespit edilmiştir. Tarafların şirket olması ve ticari işletmeleri ile ilgili alacak bulunması nedeniyle 3095 sayılı kanunun 2/II maddesi uyarınca avans faiz talep edilebileceği değerlendirilmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’ nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Somut olay bakımından da alacağın likit ve borçlu tarafından belirlenebilir olması nedeniyle icra inkar tazminatına da hükmetmek gerekmiştir..
HUAK 18/A-(13) Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. (…)” ve (14). Fıkrası: ” Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No:2020/… sayılı dosyasından 28/12/2020 tarihli … sıra nolu Serbest Meslek Makbuzu doğrultusunda arabulucuya 1320 TL tarife bedeli üzerinden kesilen davalı ve davacı aleyhine kabul red oranında arabulucuk giderlerinin de yükletilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen gerekçeler uyarınca;
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın kısmen KABULÜNE,
… İcra Müdürlüğünün 2020/… E. Sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 17.346,26 TL asıl alacak ile asıl alacağa işleyecek takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi üzerinden DEVAMINA,
Fazlaya ilişkin istemlerin REDDİNE,
Asıl alacağın % 20 oranındaki 3.469,25 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
İcra takibine vaki itirazın bu şekilde iptali ile icranın DEVAMINA,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.915,14 -TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanacak 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul red oranında 131,21 TL sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanacak 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul red oranında 1.188,79 TL sinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Alınması gereken 1.184,92-TL harcın peşin alınan 232,63 -TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 952,29.-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 232,63 -TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı vekili tarafından yapılan posta-tebligat gideri toplamı 65,50 TL ile 1 Adet bilirkişi ücreti 900,00-TL, 54,40-TL başvuru harcı, 7,80-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.019,90-TL yargılama giderinin davacının haklı çıktığı oran itibari ile hesap edilen 918,52 -TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/10/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır