Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/575 E. 2021/928 K. 06.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/575 Esas
KARAR NO : 2021/928
DAVA : Alacak (Tellallık Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/11/2020
KARAR TARİHİ : 06/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Tellallık Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili … … -… … Gayrimenkul Danışmanlık ile dava dışı … … arasında 26.12.2018 tarihinde “… Sok … … Paşa Mh. No…. / İSTANBUL” adresinde bulunan gayrimenkulün kiralanmasına aracılık edilmesi için gayrimenkul aracılık sözleşmesi imzalandığını, mezkur sözleşme imzalandıktan sonra müvekkilinin sözleşme konusu gayrimenkulün kiralanması için gerekli çalışmaları yaptığını, … olarak faaliyet göstermek üzere yer arayışı içinde olan davalıya dava konusu taşınmazı sunduğunu, davacının kiralananı davalıya sunması üzerine davalının yeri görmek için temsilci gönderdiğini, 13.01.2019 tarihinde kiralanan yerin davalı tarafından görüldüğünü ve taraflar arasında Gayrimenkul Görme ve Hizmet Bedeli Sözleşmesini imzalandığını, davalının kiralananı gördükten sonra müvekkiline geri dönüş yapacaklarını ve uygun görülmesi halinde mimar ekipleri ile tekrar geleceklerini bildirdiklerini, davacının kiralananı davalıya aylık kira bedelini 35.000,00-TL+KDV TL şeklinde belirterek sunduğunu, davalının gayrimenkulü sunduktan hemen sonra gayrimenkul sahibi ile iletişime geçtiğini, davacıyı devre dışı bırakmaya çalışarak 28.000,00.-TL teklif sunduğunu, ancak mal sahibi ile müvekkili arasında da sözleşme olduğundan mal sahibinin davalı ile direkt olarak kira sözleşmesi kurmaktan imtina ettiğini ve bu hususu da müvekkiline bildirdiğini, devamında davacının bir kaç defa daha davalı ile görüştüğünü, davalının müvekkiline dönüş yapacağını söylediğini ancak uzunca bir süre müvekkiline dönüş yapmadığını, akabinde dava konusu yerin … olarak faaliyete geçtiğini gören müvekkilinin mal sahibi ile tekrar iletişime geçtiğini ve dava konusu gayrimenkulün 26.12.2019 tarihinde, davalı tarafından kiralandığını öğrendiğini, yazılı sözleşme hükmüne göre, her ne kadar davalının müvekkilini devre dışı bırakmak sureti ile 26.12.2019 tarihinde, dava konusu yeri direkt olarak mal sahibinden kiralamış olsa da, müvekkiline yıllık kira bedelinin %12+KDV miktarındaki meblağı hizmet bedeli olarak ödemek durumunda olduğunu beyan ederek 13.01.2019 tarihli sözleşme kapsamında hizmet bedeli alacaklarının hesaplanarak dava tarihinden itibaren ticari faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; gerek dava dilekçesinde gösterilen adres ve müvekkili şirketin merkezinin bulunduğu yer adresi gözetildiğinde görülmekte olan dava için yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunun açık ve net olduğunu, bu nedenle yetki itirazında bulunduklarını, müvekkili şirket yetkilileri tarafından davacı tarafla hiçbir şekilde anlaşma sağlanmadığını ve sözleşmenin de yapılmadığını, yine müvekkili şirketin bu konuda yetkilendirdiği kimsenin de olmadığını, davacı tarafça dava dilekçesinde bahsi geçen sözleşmelerin altında bulunan imzaların müvekkili şirket yetkililerine ait olmadığı gibi müvekkili şirket yetkililerinin bahsi geçen sözleşmeden haberlerinin dahi olmadığını, bundan dolayı davacı tarafça müvekkil şirkete husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını beyanla açılan davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davalı şirketin çalışanının imzaladığı iddia edilen simsarlık sözleşmesi gereğince davalı tarafın davacıya ödemesi gereken hizmet bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
26.12.2018 tarihli Gayrimenkul Aracılık Sözleşmesi , 13.01.2019 tarihli Gayrimenkul Görme ve Hizmet Bedeli Sözleşmesi, 26/12/2019 tarihli kira sözleşmesi sureti, davalı şirket ticaret defter ve muavin kayıtları, Arabuluculuk Daire Başkanlığı 2020/… Sayılı Arabuluculuk dosyasından düzenlenen son tutanağının mahkememiz dosyası arasında olduğu görülmüştür.
Davalı vekili cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunmuş ise de, 01/03/2021 tarihli celsede taraflar arasında imzananan yetki sözleşmesi gereğince mahkememiz yetkisine itirazının reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce … Vergi Dairesi Başkanlığı’na davalıya ait kira sözleşmesi ve buna ilişkin evrakların gönderilmesi için yazılan yazıya cevap verildiği, kira sözleşmesinin gönderilemediğinin bildirildiği görülmüştür.
… Başkanlığı’na dava dışı … ‘in 13/01/2019 tarihinde davalı … Anonim Şirketi’nin yetkilisi olup olmadığı sorulmuş, davalı şirketin sicil bilgileri gönderilmiştir.
… Tapu Müdürlüğü’ne … … Mahallesi, Ada No: …, Parsel No/ … Bölüm No: … numaralı gayrimenkulün tapu bilgileri sorulmuş, dava konusu gayrimenkulün bilgilerinin mahkememiz dosyasına gönderildiği anlaşılmıştır.
… Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü … Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından davadışı … …’in hizmet cetveli ve çalıştığı işyeri unvan bilgileri gönderilmiş, yazı cevabının incelenmesiyle … ‘in … sicil nolu işyerinde 08/10/2018 tarihinde işe girdiği ve bahsedilen sicil nolu işyerinin …Anonim Şirketi olduğu tespit edilmiştir.
… Sanayi Ticaret Anonim Şirketi ‘ne “… Sok. … … Mah. No: … İstanbul” adresindeki gayrimenkulün kiralanması için imzalanan kira sözleşmesinin suretinin gönderilmesi istenilmiş, kira sözleşmesinden bir suret dosya arasına kazandırılmıştır.
Mahkememizce yapılan bilirkişi incelemesi sonrası düzenlenen 05/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda sonuç ve özetle; “davacı öncelikle gayrimenkul sahibi … …’na vekaleten … … ile 26.12.2018 tarihinde 65 günlük süreli Gayrimenkul Aracılık Sözleşmesi imzalandığını, bunun üzerine davacı kendisine verilen süre ve yetki çerçevesinde, davalı şirket çalışanı ve … Bölge Müdürü unvanlı … … ile 13.01.2019 tarihinde Gayrimenkul Görme ve Hizmet Bedeli Sözleşmesi imzalandığını ve Gayrimenkulü kiralamak amacıyla gördüğünü X işareti ile teyit ettiğini, sözleşme içeriğine göre; “..çalışanı bulunduğum şirket kiraladığı takdirde yıllık kira bedelinin %12+KDV sini … …’a hizmet bedeli olarak ödemeyi kabul ve taahhüt ediyorum.” şeklinde beyan ve imza etmiştir. davalı şirket, kiraya veren … … ile 15.02.2020 tarihinde 22.000,00.-TL aylık bedelle Kira Sözleşmesi imzalanmıştır. Bu durumda davalı şirket çalışanı olduğunu beyan eden … Bölge Müdürü unvanlı dava dışı … …’in davalı şirket çalışanı olduğu SGK kayıtları ile belgelendiğini, Gayrimenkul Görme ve Hizmet Bedeli Sözleşmesinde yer alan beyanı dikkate alınarak, davacı … … ile imzalamış olduğu sözleşme içeriği taahhüt ve kabul ettiği yıllık kira bedelinin %12+KDV’si davalı şirket tarafından davacı … …’a ödemesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Zira davalı şirketin, söz konusu taşınmazın kiralık olduğunu, davacı yanın çalışanının göstermesi sonucunda öğrenmiş olduğu anlaşılmaktadır. Aylık Kira Bedeli: 22.000,00.-TL, Yıllık Kira Bedeli: 22.000,00 x %12: 264.000,00, Hizmet Bedeli : 264.000,00 x %12 : 100 = 31.680,00 + 5.702,40 %18 KDV =37.382,40.-TL, buna göre davalı şirket davacıya 13.01.2019 tarihli Gayrimenkul Görme ve Hizmet Bedeli Sözleşmesi gereği 37.382,40 TL hizmet bedelini ödemesi gerektiği…” şeklinde görüş ve kanaat bildirmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili 19/11/2021 tarihli talep artırım dilekçesini ibraz etmiştir. Talep artırım dilekçesinden bir suret davalı yana tebliğ edilmiştir. Davalı vekili 24/11/2021 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı itirazlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir. Yine 26/11/2021 tarihli dilekçesiyle talep artırım dilekçesine karşı itirazlarını sunmuştur.
Davacının gayrimenkul sahibi … …’na vekaleten … … ile 26/12/2018 tarihinde 65 günlük süreli Gayrimenkul Aracılık Sözleşmesi imzalandığı, bunun üzerine davacı kendisine verilen süre ve yetki çerçevesinde, davalı şirket çalışanı ve … Bölge Müdürü unvanlı … … ile 13/01/2019 tarihinde Gayrimenkul Görme ve Hizmet Bedeli Sözleşmesi imzalandığını ve Gayrimenkulü kiralamak amacıyla … …’in gördüğünü X işareti ile teyit ettiği, sözleşme içeriğine göre; “Yukarıda adresi bulunan gayrimenkulü/gayrimenkulleri, belirtilen tarihte satın almak/kiralamak amacı ile ilk defa gördüm. Söz konusu yeri 1 yıl içinde şahsım, eşim, ortağı veya çalışanı bulunduğum şirket, şirket ortakları , şirketin ortak olduğu kuruluşlar ya da kan ve sıhri hısımların satın aldığı taktirde yukarıda yazılı satış bedelinin %3+ KDV’sini, kiraladığı taktirde yıllık kira bedelinin %12 + KDV ‘sini … … Gayrimenkul Danışmanlık … …’a hizmet bedeli olarak ödemeyi kabul ve taahhüt ediyorum. İhtilaf halinde İstanbul Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkilerini kabul ediyorum.” şeklinde beyan ve imza ettiği anlaşılmıştır. Dava dışı … …’in hizmet cetveli ve çalıştığı işyeri unvan bilgileri celp edilmiş; … sicil nolu işyerinde 08/10/2018 tarihinde işe girdiği 30/07/2019 tarihinde ayrıldığı ve bahsedilen sicil nolu işyerinin davalı … Sanayi Ticaret Anonim Şirketi olduğu tespit edilmiştir. Gayrimenkul Görme ve Hizmet Bedeli Sözleşmesi imzalandığını 13/01/2019 tarihinde davalı şirket bünyesinde çalıştığı anlaşılmaktadır.
Dosya arasında bulunan 26/12/2019 tarihli15/02/2020 başlangıç tarihli davalı şirketin kiracı olarak imzaladığı kira sözleşmesine konu kiralanan “… Sok … … Mh. No. … / İSTANBUL” adresindeki gayrimenkulün 10 yıl süreli olarak kiralandığı ve aylık kira bedelinin 22.000,00 TL için kararlaştırıldığı, kiraya verenin … olduğu görülmüştür.
Davalı vekili ; tellallık sözleşmesini imzalayan çalışanın iktisadi işletmeyi borç altına sokma yetkisi bulunmadığı ileri sürmektedir. T.B.K. Nun 38. maddesine göre, başkası adına işlem tesis eden kişinin temsil yetkisi yoksa ya da sınırlarını aşmışsa yetkisiz temsilden söz edileceği, yetkisiz temsil dolayısıyla yapılan işlemlere icazet verilmedikçe temsil olunanın alacaklı veya borçlu olamayacağı düzenlenmiştir. Dayanak sözleşmeyi imzalayan bölge müdürü olduğu bildirilen adı geçenin iktisadi işletmeyi temsil yetkisi olmadığı kabul edilse dahi davalının, yetkisiz temsilcinin imzaladığı sözleşmeyi benimsediği, davacı tarafından hizmet verilen taşınmazın kiralandığı dosya içeriği ile sabit olduğundan taraflar arasında kurulan geçerli bir sözleşmenin bulunduğu kabul edilmelidir. Bu sözleşmenin bir simsarlık sözleşmesi olduğu anlaşılmakta olup, TBK’nın 520/son maddesi uyarınca, taşınmazlar hakkındaki simsarlık sözleşmelerinin yazılı yapılması geçerlilik koşuludur.
Somut olayda, taraflarca imzalanmak suretiyle adi yazılı şekilde yapılan sözleşme 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 520. maddesindeki şartlara uygun geçerli bir tellallık sözleşmesi olup, tarafları bağlar. Bu nedenle, simsarlık sözleşmesi geçerli ise de davacının ücrete hak kazanıp kazanmadığının tespiti gerekir. TBK’nın 521/1.maddesi uyarınca simsar, ancak yaptığı faaliyet sonucunda sözleşme kurulursa ücrete hak kazanır. Tellallık sözleşmesi, tellal ile bu sözleşmeyi imzalayan kişi arasında hak ve borç doğuran bir sözleşmedir. Davalı, şartların gerçekleşmesi halinde, davacıya karşı sözleşme ile yükümlendiği ücretten sorumludur. (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/36598 E 2015/35239 K. 02/12/2015 T). Tellal ile satıcı malik arasında sözleşme ilişkisinin bulunmaması, tellallık sözleşmesinin geçersizliği sonucunu doğurmaz. Bu durumda, fırsat gösterme tellallığından söz edilir. Davacı fırsat gösterme telallığı edimini, taşınmazı göstermek suretiyle yerine getirmiştir. Dolayısıyla davacının ücrete hak kazanabilmesi için ayrıca alım satım işlemine aracılık etmesine gerek yoktur. (Yargıtay 13. H.D.’nin 2016/31182 E. – 2017/2525 K.sayılı, 27.02.2017 tarihli emsal kararı)
Tüm anlatılanlara göre davalının usule ilişkin itirazlarının yerinde olmadığı, yetkisiz temsilcinin imzaladığı sözleşmeye dayalı olarak davacı tarafından verilen hizmetin alındığı, kira sözleşmesinin de imzalandığı, davacı tellalın ücrete hak kazandığı sonucuna varılmaktadır.
Mahkememizce yapılan tüm yargılamalar neticesinde, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre, yukarıda tespit edilen hususular da göz önüne alınarak davalı şirket çalışanı olduğunu beyan eden … Bölge Müdürü unvanlı dava dışı … ‘in davalı şirket çalışanı olduğunun SGK kayıtları ile belgelendiği, Gayrimenkul Görme ve Hizmet Bedeli Sözleşmesinde yer alan beyanı dikkate alınarak, davacı … … ile imzalamış olduğu sözleşme içeriği taahhüt ve kabul ettiği yıllık kira bedelinin %12+ KDV’si davalı şirket tarafından davacı … …’a ödemesi gerektiği, her ne kadar sözleşmeden 1 yıl sonra kira sözleşmesinin imzalandığı iddia edilmiş ise de dosyada mevcut kira sözleşmesinden de anlaşıldığı üzere sözleşmenin 26/12/2019 tarihinde imzalandığı ve davacının ücrete hak kazandığı kanaatine varılmış ve bu haliyle hüküm kurmaya elverişli nitelikte bilirkişi raporu doğrultusunda aylık-yıllık kira bedeli ve hizmet bedeli miktarları gözönüne alınarak hesaplanan 37.382,40.-TL hizmet bedelinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HUAK 18/A-(13) ”Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. (…)” ve (14). Fıkrası: “Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No: 2020/… sayılı dosyasından arabulucu olarak atanan … ekte sunulan 1.320,00.-TL tarife bedeli üzerinden kesilen Serbest Meslek Makbuzu doğrultusunda ödeme yapıldığı tespit edilerek davalı aleyhine arabulucuk giderlerinin de yükletilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın KABULÜ ile ,
37.382,40.-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 2.553,59-TL Karar ve İlam Harcının peşin ve tamamlama harcı olarak alınan 1.202,90-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 1.350,69-TL’nin harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından peşin ve tamamlama harcı olarak yatırılan 1.202,90.-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-5.607,36.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat gideri 103,55.-TL , bir bilirkişi ücreti 750,00.-TL, 54,40.-TL başvuru harcı, 7,80.-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 915,75.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.320,00.-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır