Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/57 E. 2020/217 K. 11.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/57 Esas
KARAR NO : 2020/217
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 27/01/2020
KARAR TARİHİ : 11/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili tarafından sigortalı … Tic. Ltd. Şti. Adına kayıtlı bulunan … plakalı aracın 23/05/2018 başlangıç-23/05/2019 bitiş tarihli … no’lu … Genişletilmiş Mavi Kasko Sigorta Poliçesi ile sigorta teminatı altına alındığını, Davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın 22/08/2018 tarihinde Okmeydanı bağlantı yolundan TEM istikametine seyir halindeyken şerit değiştirmek istediği esnada aynı yönü ve istikamette seyir halinde olan dava dışı … ‘ın sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarptığını, çarpmanın etkisiyle direksiyon hakimiyetini kaybederek yine aynı yönü ve istikamette seyir halinde olan … ‘nun sevk ve idaresindeki sigortalı … plakalı araca kusurlu olarak çarptığını, müvekkili şirketçe yapılan ekspertiz incelemesi neticesinde sigortalı araçta 85.538,28 TL hasar bedeli tespit edildiğini ve bu bedelin sigortalıya müvekkili şirket tarafından ödendiğini, … plakalı aracın Trafik sigortacısı olan … Sigorta A.Ş. Tarafından da 27/12/2018 tarihinde 36.000,00 TL müvekkili şirkete poliçe kapsamında ödeme yapıldığını, bakiye kalan 49.538,27 TL hasar bedelinin tazmini için … plakalı aracın kusurlu olması nedeniyle davalı … (araç maliki) ve diğer davalı … (sürücü) aleyhine … İcra Müdürlüğünün 2019/43029 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, TTK 1472. Maddesi gereği hasar bedelini ödeyerek sigortalısının haklarına halef olan müvekkili şirket tarafından ödenen bedelin davalılardan rücuen tahsili amacıyla başlatılan işbu icra takibine davalıların haksız ve kötü niyetli itiraz etmeleri nedeniyle takibin durduğunu beyanla; öncelikle yargılama sonuna kadar … plakalı vasıtanın devrinin önlenmesi amacıyla trafik kaydı üzerinde ihtiyati tedbir konulmasını, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla davalıların … İcra Müdürlüğünün 2019/43029 Esas sayılı takip dosyasına yapmış oldukları itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, masraf ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın dava dilekçesi ile müvekkillerinin kusurlu olduğundan bahsetmişse de, kusur durumunu gösterir bir rapor ya da tutanak olmaması sebebiyle taraflara kusur atfetmek ve kusurlu olup olmadığına dair nitelendirmenin yalnızca uzman kişilerce yapılacağını, olayın maddi vakıa olduğunu ve trafik kazasına karışan birden fazla taraf olduğunu, bu nedenle tarafların kusurlarını gösterir bir delil olmaksızın icra takibinin başlatıldığını, ayrıca olay ile ilgili … Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma ve … kararla kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini yine bu dosyada da tarafların kusur durumlarının tespit edilemediğini, aleyhlerine icra takibi başlatılan müvekkillerinden araç sahibi …’ın borcu olmadığı gibi, diğer müvekkili …’ın da kusuru bulunmadığını, müvekkili seyir halindeyken … plakalı aracın arkadan çarptığını, çarpmanın etkisiyle de savrulan aracın … araca meylettiğini ve araç sürücüsünün de panikleyerek aracını bariyerlere çarptığını, olayın oluş serüvenine bakıldığında asıl kusurun … plakalı araçta çarpma dolayısıyla, … plakalı aracın da kendi kusuru sebebiyle ve yol şerit ayrımı yapmakta yeterli özeni göstermeyen Karayolları Genel Müdürlüğünde olduğunu, müvekkilinin kusurlu olduğunun kabulünde dahi meblağın çok yüksek olduğu, bir tampon fiyatının bu olmadığını beyanla; davanın reddine, …. İcra Müdürlüğünün 2019/43029 Esas sayılı ilamsız icra takibinin iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER:
Trafik kayıtları, hasar dosyası ve poliçe örneği, … İlçe Emniyet Müdürlüğü müzekkere cevabı, kaza tespit tutanağı örneği, ödeme dekontu örneği, kazaya ilişkin fotoğrafların dosya arasında olduğu görüldü.
….İcra Müdürlüğünün 2019/43029 Esas sayılı dosyası celp ve tetkik edildi.
Davacı vekilinin … plakalı araç üzerinde ihtiyati tedbir konulması talebi yönünden; “dava konusu alacağı teminen uyuşmazlık konusu olmayan menkul üzerine tedbir konulamayacağından ve iddialar yargılamayı gerektirdiğinden” gerekçesi ile mahkememizin 30/01/2020 tarihli ara kararı ile reddine karar verilmiştir.
GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklanan hasar bedelinin sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenmesi nedeniyle kusurlu olan davalılardan rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu görülmüştür.
TTK m. 1472’de düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/18 E., 1954/11 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir. 17.01.1972 tarih ve 1970/2 E.-1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise, o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve Borçlar Kanununun 44. maddesine (TBK m.52) de dayanabileceği; tabiatıyla sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır.
Diğer taraftan, 3 Temmuz 1944 tarihli ve 5746 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.03.1944 tarih ve 37 E. – 9 K. sayılı kararına göre de “Sigortacının sigorta poliçesinden münbais olmayıp kanundan aldığı bir salâhiyete istinaden ve haksız fiil sebebiyle alacaklı yerine kaim olarak hareket ettiği dâvada hukuk mahkemesine başvurması gerekir.” şeklindedir.
Somut olayda; davacı kasko şirketi olup, dava dışı sigortalının ise gerçek kişi olduğu, kazaya karışan aracında hususi araç olduğu göz önünde tutulduğunda rücu tazminatına konu uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı, bu durumda da uyuşmazlığın, Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/2249 esas 2019/919 karar sayılı ilamı) anlaşılmakla, mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın 6100 Sayılı H.M.K’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİ ile Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
3- 6100 sayılı HMK’nun 20. Maddesi gereğince taraflardan birinin, bu karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren Mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli Mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
4-Bu süre içerisinde başvuru yapılmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
5-HMK’nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili ve görevli Mahkemece hüküm altına alınmasına, açılmamış sayılmasına karar verildiği takdirde bu kararda değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalılar vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/03/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza