Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/542 E. 2021/988 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/542 Esas
KARAR NO : 2021/988 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/10/2020
KARAR TARİHİ : 21/12/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılamalar neticesinde ;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı tarafından, davalıya ait… AVM’ de bulunan ” … ” adlı restoranın dekorasyonu için hizmet verildiği, iş hizmetlere yönelik davacının 25/11/2019 tarihli, 165.200,00 TL tutarlı ve 26/12/2019 tarihli, 82.853,70 TL tutarlı fatura düzenlediği, davalı şirketin iş bu faturalara itiraz etmediği, davalının davacıya 26/11/2019 tarihinde 100.000,00 TL, 28/01/2020 tarihinde 10.000,00 TL; 03/02/2020 tarihinde 10.000,00 TL;21/02/2020 tarihinde 10.000,00 TL olmak üzere toplam 130.000,00 TL ödeme yaptığını, davacının bakiye alacağı olan 118.053,70 TL’yi davalının ödemediğini, iş bu sebepten dolayı davacının İstanbul …İcra Müdürlüğü,… Esas numaralı dosyadan bakiye asıl alacak ve işlemiş faizler için icra takibi başlattığını, davalının iş bu takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, takip durduğunu, davacının arabuluculuğa başvurduğunu ancak anlaşmanın sağlanmadığını, açıklanan nedenlerle, öncelikle ihtiyati haciz taleplerinin kabulü ile davalının menkul/ gayrimenkul mallarına, hak ve alacaklarına ihtiyaten haciz konulmasına, davanın kabulüne, davalının İstanbul …İcra Müdürlüğü …Esas numaralı dosyası üzerinden 2020 Temmuz ayı kira bedeli için yaptığı haksız ve hukuka aykırı itirazın iptaline, ödeme emrine kötü niyetle itiraz eden davalı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle, davalı aleyhine açılmış davanın, hukuki dayanaktan yoksun ve kötü niyetli olarak ikame edildiğini, davacının düzenlemiş olduğu faturalar davalıya ulaşmadığını, davalı şirkete ulaşmadığı için faturalara da itiraz edilemediği, davalı şirketin davacıya borcunun bulunmadığını, tarafların şifahi olarak anlaştığını, anlaşılan tutarın davalının yapmış olduğu ödeme tutarı kadar olduğunu, davacının edimini yerine getirmediğini, davacı tarafin yaptığı işleri ayıplı ve eksik yaptığını, davalı şirketin davacıya yaptığı ödemeler ile fatura tarihleri örtüşmediğini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak açılan bu davanın reddine, davacının dava konusu miktarın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatını ödemeye mahkum edilmesine ve yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davadaki, uyuşmazlığın konusunun, …AVM’de bulunan… adlı restoran dekorasyon hizmetinin gereği gibi yerine getirilip getirilmediği fatura alacağının bulunup bulunmadığı, faturaların usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği, yapılan restarasyon işleminde ayıp ve eksik hizmetin bulunup bulunmadığı itirazın iptali ve icra inkar tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamındaki dava dilekçesi, cevap dilekçesi, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …E. Sayılı aslı , bilirkişi raporu ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün… E. Sayılı icra dosyasının incelenmesinde; davacı…Ltd.Şti. tarafından davalı… Ltd.Şti. aleyhine toplam alacak 132.103,45 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67/1 maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan bilirkişi Mali Müşavir tarafından sonrası düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; Davacı şirket tarafından ibraz edilen 2019 yılına ilişkin ticari defterlerin; açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ve dava konusu ile sınırlı olmak kaydıyla defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, davacı şirketin defterlerinin kayıt nizamı bakımından uygun olduğu, davacı şirket lehine veya aleyhine delil kabiliyetleri Sayın Mahkemeniz takdirinde olduğu, davalı taraf, inceleme günü olan 18.06.2021 tarihinde Mahkemenin kalemine gelmediği, yerinde inceleme talebinde bulunmadığını ve iş bu sebeplerden dolayı davalı tarafın ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılamadığı, tarafların tacir olduğu ve taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu, davacı şirketin ticari defter ve dayanaklarına göre; davacının davalıya toplam 248.053,70-TL fatura düzenlendiği, davalının davacıya 130.000.-TL ödeme yaptığı, neticesinde takip tarihi itibari ile davacı şirketin davalı şirketten kaydi 118.053,70.-TL alacaklı olduğu, davacının davalı adına düzenlemiş olduğu takip konusu faturalara davalının, yasal süresi içinde itiraz etmediği, iade faturası düzenlemediği ve ayıp ihbarında bulunmadığı ayrıca form Ba ile ilgili vergi dairesine bildirdiği neticesinde davacının takip konusu faturaları ve muhteviyatını davalıya teslim ettiği, davacı şirketin takip tarihinden önce davacı şirketi temerrüde düşürdüğüne ilişkin dava dosyası ve icra dosyasında herhangi bir bilgi ve belge olmadığı, takip tarihi öncesinde işlemiş faizi talep edip edemeyeceği yönünde ki takdirin mahkemenize ait olduğu, Sayın Mahkemenin takdirinin takip tarihi öncesi işlemiş faiz talep edilebilir yönünde olması halinde takip öncesi işlenmiş faizin 12.068,28.-TL olduğu, davacı şirketin davalı şirketten takip sonrası talep edebileceği faiz miktarının tutarının infaz aşamasında İcra Dairesi’nce hesap edilebileceği, davacının icra inkâr tazminatı taleplerine ilişkin takdirin ise Sn. Mahkeme” ye ait bulunduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir. Davacı vekili 07/09/2021 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı beyanlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir. Davalı vekili 07/09/2021 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir.
Mahkememizden verilen ara karar gereği gereği mevcut bilirkişi heyetine iç mimar ve inşaat mühendisi bilirkişiler dahil edilerek yerinde keşif yapılmak suretiyle ek rapor aldırılmasına karar verilmiş olmakla bilirkişi heyeti tarafından keşif sonrası sunulan raporda sonuç ve özet olarak, davacı yüklenicin davalı işverene ait… adlı restoranın tadilat işlerinin yapılması için sözlü olarak anlaştıkları, yapılan işlerin toplam hak ediş bedelinin 223.248,33 TL olabileceği, bunun vekaletsiz iş görme olarak değerlendirilebileceği, davalının yaptığı ödemelerin toplam 130.000,00 TL olduğu, ödenmeyen bakiyenin de 93.248,33 TL(KDV dahil) olduğu, takip tarihi öncesinde işlemiş faiz talep edemeyeceği, yönündeki takdirin Mahkemeye ait olduğu, sayın mahkeme takdirinin takip öncesi işlenmiş faiz talep edebilir yönünde olması halinde takip öncesi işlemiş faizin de 9.532,50 TL olabileceği, davacı şirketin davalı şirketten takip sonrası talep edebileceği faizin miktar tutarının infaz aşamasında İcra Dairesi’nce hesap edilebileceği, davacının icra inkar tazminatı taleplerine ilişkin takdirin Sayın Mahkeme’ye ait bulunduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi heyeti raporu taraflara tebliğ edilmiştir. Davacı vekili 05/11/2021 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı beyanlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir. Davalı vekili 01/11/2021 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir.
Mahkememizden verilen ara karar gereği tarafların beyan ve itirazları doğrultusunda mevcut bilirkişi heyetinden ek rapor aldırılmasına, ayıp ihbarı süresinde olup olmamasına göre ihtimalli hesap yaptırılmasına karar verilmiş olmakla dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından sunulan 16/11/2021 tarihli ek raporda sonuç ve özet olarak, Mali ve Teknik açıdan yapılan değerlendirme sonucunda, kök raporda sunulan görüşlerimizde değişiklik yapılmasını gerektirecek bir hususun bulunmadığı, bu sebeple kök rapordaki görüşümüzü muhafaza ettiğimizi, ayıp ihbarının süresinde olmamasına göre; takip tarihi itibari ile davacı şirketin davalı şirketten kaydi 118.053,70.-TL alacaklı olduğu, Sayın Mahkemenin takdirinin takip tarihi öncesi işlemiş faiz talep edilebilir yönünde olması halinde takip öncesi işlenmiş faizin 12.068,28.-TL olduğu, ayıp ihbarının süresinde olmasına göre; Takip tarihi itibari ile davacı şirketin davalı şirketten kaydi 93.248,33.-TL alacaklı olduğu, Sayın Mahkemenin takdirinin takip tarihi öncesi işlemiş faiz talep edilebilir yönünde olması halinde takip öncesi işlenmiş faizin 9.532,50.-TL olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi heyeti ek raporu taraflara tebliğ edilmiştir. Davacı vekili 17/11/2021 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı beyanlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, ticari defterlerin kanıt olması, bu defterlerin Ticaret Kanunu’nun öngördüğü şartlar içinde tacirin lehinde veya aleyhinde olarak kullanılması ve ticari bir uyuşmazlığında hükme esas teşkil etmesidir. Böylelikle ticari bir uyuşmazlıkta ticari defter kaydı, uyuşmazlığın çözümünde yazılı bir kanıt aracıdır. Tacirin tuttuğu bütün defterlerdeki kayıtların birbirine uygun olması, birbirini tutması ve doğrulaması şarttır. Ayrıca ticari defterlerin kanuna uygun olarak tutulmuş olması yanında tasdike tabi olan ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin de Ticaret Kanununda belirtilen sürelerde ve şekillerde yapılmış olması gerekmektedir. Aksi takdirde defterler, sahipleri lehine kanıt olma niteliklerini kaybederler. Bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağın olduğunu iddia eden taraf yazılı belgeler ile ispat etmesi gereklidir. İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu HMK 187,190 ve 200. Maddeleri ayrıca HMK Madde 222 de Ticari defterlerinin ibrazı ve delil olması açısından ilgili düzenlemeler mevcuttur. Davacı tarafından davalı … Ltd.Şti.’ne düzenlenen fatura içeriği incelendiğinde dava konusu taşınmazda yapılan imalatlarla ilgili olduğu, dava dosyasında taraflar arasında düzenlenmiş herhangi bir sözleşme bulunmadığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında eser sözleşmesi düzenlendiği anlaşılmıştır.Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.
Malzeme yüklenici tarafından sağlanmışsa yüklenici, bu malzemenin ayıplı olması yüzünden işsahibine karşı, satıcı gibi sorumludur.
Malzeme işsahibi tarafından sağlanmışsa yüklenici, onları gereken özeni göstererek kullanmakla ve bundan dolayı hesap ve artanı geri vermekle yükümlüdür
Eser meydana getirilirken, iş sahibinin sağladığı malzemenin veya eserin yapılması için gösterdiği yerin ayıplı olduğu anlaşılır veya eserin gereği gibi ya da zamanında meydana getirilmesini tehlikeye düşürecek başka bir durum ortaya çıkarsa, yüklenici bu durumu hemen işsahibine bildirmek zorundadır; bildirmezse bundan doğacak sonuçlardan sorumlu olur. (TBK 472) İşsahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır.
(TBK 474/1) Eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hâllerde iş sahibi, eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme yönündeki seçimlik hakkını kullanabilir. (TBK 475/1-2.bendi)
TTK ‘nın 23. Maddesinin 3. Fıkrasında açıklandığı gibi alıcı ayıp iddiasında ise 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmesi gerekmektedir. Ancak açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmek ile ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa satıcıya ihbar ile yükümlü olduğu açıklanmıştır. Ayıp ihbarının tarafların dosyaya sunduğu belge ve bilgilere göre, davalı tarafın davacı şirket yetkililerine eksiklikleri fotoğraf çekip gönderdiği, eksik işlerden dolayı bir kısım ödeme yapıldıktan sonra kalan bakiye ödemenin yapılmadığı taraflarca ihtilafın biliniyor olduğu anlaşıldığından, davacı tarafın ayıp ihbarının davalı tarafça kendisine süresinde bildirilmemiş olduğunu ileri süremeyeceği sonucuna varılmıştır.
Davaya konu taşınmazda yapılan keşif uyarınca; davacı yüklenici yaptığı işlere karşılık 2 adet fatura kestiği ve bu faturaların; 25.11.2019 tarih ve 678512 Nolu KDV dahil 165.200,00 TL Tutarlı ve 26.12.2019 tarih ve 678515 Nolu KDV dahil 82.853,70 TL Tutarlı Faturalar olduğu ve
her iki fatura içeri incelendiğinde; dava konusu taşınmazda yapılan imalatlarla ilgili olduğu, ve Bar Önü kaplama, Duvar Lambri, Kolon Ayna, Teras Ayna Büyük, Kütüpane Rafları, Bar Arkası Ayna, Lambiri
Ayna, Demir Çerçeveli Ayna, Sedir, Demir Çerçeveli Ayna vb imalatlara ait olduğu görülmüştür. Dosyada herhangi bir sözleşme veya teknik şartname olmadığından , yapılan işlerin asgari fen ve teknik şartları taşıdığı, davalının da işleri kabul edip restoranı işletmeye açtığı görülmüştür. Ancak yapılan imalatların kısmen eksik (bar arkası ayna parçası) ve kusurlu olduğu , az da olsa boya ve montaj
kusurlarının olduğu, demir kapı ve lambrilerin duvar birleşim yerlerinin iyi yapılamadığı açıklıklar olduğu, ve birleşim detaylarının iyi çalışılmadığı, görülmüş ve ayıpların giderimi sağlanmamıştır.
Nefaset kesintisi eserdeki ayıp önemli derecede değil ise, başka bir ifadeyle ayıp eseri kabulden kaçınmayı haklı kılacak derecede önemli bulunmuyorsa, BK’nın 360. maddesine göre eserin değerini düşüren nitelikte ise, iş sahibinin eksik ve ayıplı imalat karşılığında sözleşme bedelinden indirim yapılmasını isteme hakkının karşılığıdır. Eserin iş sahibince kabulüne mâni olmayan noksan imalatların tamamlanma bedelleri ile ayıplı ve kusurlu imalatlar için kesilecek bedel nefaset kesintisi olarak kabul edilmektedir.
Kesilebilecek Nefaset Miktarı ; 210.215,00 x %10 = 21.021,50 TL olarak hesap edilmiştir. Buna göre davacının yaptığı işlerin hakediş bedeli ; 210.215,00 – 21.021,50 = 189.193,50 TL ve KDV 34.054,83 TL = 223.248,33 TL olarak
bilirkişi heyetince talep edilebilir hesaplanan hakediş tutarı Mahkememizce de uygun bulunmuş ve davalı tarafça iş süresince yapılan 130.000,00 TL lik ödemelerin hakedişten düşümü yapılarak 93.248,33 TL alacak hükme esas alınmıştır.
Gene takip öncesi davalı tarafın temerrüde düşürüldüğüne dair somut belge ve bilgi dosya kapsamında olmadığından, TTK 1530/4,7 maddesindeki düzenlemeler yalnızca mal ve hizmet satışına ilişkin olup eser sözleşmelerinden kaynaklanan iş bedelinin tahsiline yönelik açılacak takip ve davalarda uygulanma kabiliyeti bulunmadığı kanaatine varılmakla, davacının işlemiş faiz alacağına yönelik talebinin reddine karar vermek gerektiği anlaşılmış ve takip öncesi işlemiş faiz tutarları hükme esas alınmamıştır.
Her ne kadar davacı taraf fatura tarihlerinden itibaren TTK.’nın 1530/7 maddesi uyarınca faiz talebinde bulunmuş ise de; TTK’nın 1530. maddesi tedarik sözleşmelerine ilişkin olup maddenin amacı üretici, KOBİ gibi mal ve hizmet sağlayan ticari işletmeleri, güçlü konumda olan, market, süpermarket gibi güçlü ve büyük işletmelere karşı korumaktır. Dava konusu alacak yasanın aradığı anlamda bir tedarik ilişkisine/sözleşmesine dayanmamaktadır. Bu nedenle davalının temerrüt faizinden sorumlu tutulabilmesi için TBK’nın 117. Maddesi uyarınca temerrüde düşürülmüş olması gerekir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 18/09/2018 Tarih Ve 2017/3266 E., 2018/4228 K. Sayılı ve “TTK’nın 1530.maddesi mal tedarik sözleşmesine ilişkin olup olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. İcra takip tarihinden önceki dönem için temerrüt faizine hükmedilmesi TBK’nın 117.maddesi koşullarına bağlı olup icra takip tarihinden önce davalıya temerrüt ihtarı gönderilmesi gerekir. Taraflar arasında da sözleşme ile ödeme günü kararlaştırılmadığı için davacı alacaklı icra takip tarihinden önceki dönem için temerrüt faizi talebinde bulunamaz.” şeklindeki içtihadında da bu husus belirtilmiştir.
Taraflar tacir olup, yapılan iş de ticari işletmesi ile ilgili ticari iş olduğundan talep edilen alacağa 3095 sayılı Yasa’nın 2/II. maddesi uyarınca ticari işlerde uygulanan avans faizi isteyebileceği ve davacı da takip talebinde ticari avans faizi talep ettiğinden, kabul edilen alacağa takip tarihinden sonra avans faiz uygulanması gerektiği anlaşılmıştır.
Davalı şirketçe ileri sürülen davacı tarafça sedir ve minder kumaşlarının teslim edilmediği, bakım ve cila için verilen mermer tezgahların teslim edilmediği, duvarlar lambri kaplamalarının üst kısmında yer alan aynaların, büyük ayna panodaki aynalar gibi
rodajlı (Pahlı) yapılması gerekirken düz yapıldığı yönündeki iddialarını kanıtlayacak dosya kapsamında somut bir belge , bilgi v.s. olmadığı, teslim edildiği iddia edilen sedir
ve lavabonun teslim tutanağı olmadığı, dolayısı ile kaç adet teslim edildiği ve kaç adedinin geri getirilmediği anlaşılamadığından değerlendirme yapılmamıştır.
İcra ve İflas Kanunu’ nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Somut uyuşmazlık bakımından ise; alacağın likit olmadığı ve davalı tarafından da belirlenebilir olmadığı için icra inkar tazminatı şartları oluşmadığı için reddi gerekmiştir.
HUAK 18/A-(13) Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. (…)” ve (14). Fıkrası: ” Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak… Dava Şartı Dosya No: … üzerinden 03/11/2020 tarihli … sıra nolu Serbest Meslek Makbuzu doğrultusunda ödeme yapıldığı tespit edilerek davalı aleyhine kabul red oranında arabulucuk giderlerinin de yükletilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu göz önüne alındığında davacının davalı şirketten takip tarihi itibariyle takibin 93.248,33 TL alacaklı olduğu bu nedenle yapılan icra takibine konu alacak miktarı Mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile tespit edildiği yerinde görülmekle davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen gerekçeler uyarınca;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın kısmen KABULÜ ile;
İstanbul … İcra Müdürlüğünün… E. Sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 93.248,33 TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek avans faizi üzerinden DEVAMINA,
2-Fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE,
3-Şartları oluşmayan icra inkar tazminatı taleplerinin REDDİNE,
4-İcra takibine vaki itirazın bu şekilde iptali ile icranın DEVAMINA,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 12.808,59-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.828,27 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Alınması gereken 6.369,79-TL harcın peşin alınan 1.595,48 -TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 4.774,31-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.595,48 -TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanacak 1.320,00 TL den kabul red oranınca 931,78 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
10-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanacak 1.320,00 TL den kabul red oranınca 388,22 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
11-Davacı vekili tarafından yapılan posta-tebligat gideri toplamı 124,75 TL ile 1 Adet bilirkişi ücreti 1.500,00TL, 54,40-TL başvuru harcı, 7,80-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.686,95-TL yargılama giderinin davacının haklı çıktığı oran itibari ile hesap edilen 1.190,81 -TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
12-Davalı vekili tarafından yapılan keşif araç ücreti 350,00 TL, bilirkişi ücreti 3.000 TL, keşif harcı 419,90 TL , vekalet suret harcı 7,80 TL olmak üzere toplam 3.777,70 TL yargılama giderinden davalının haklı çıktığı oran itibari ile hesap edilen 1.111,02 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
13-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır