Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/526 E. 2022/333 K. 18.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/526 Esas
KARAR NO : 2022/333
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/10/2020
KARAR TARİHİ : 18/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı tarafın müvekkili hakkında …. İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas sayılı dosya ile takip başlattığını ve icra müdürlüğü tarafından müvekkiline gönderilen ödeme emrinin müvekkili tarafından 06.10.2020 günü tebellüğ edildiğini, müvekkilinin takibe dayanak 10.09.2019 düzenleme tarihli, 10.09.2020 vadeli 300.000,00.-TL bedelli bononun aslı gibidir suretinin incelendiğini, her ne kadar bono üzerindeki imza müvekkili imzasına benzetilmişse de mezkur bononun müvekkili tarafından doldurulmamış olduğunu ve imzalanmadığını, davalı tarafça sahte olarak düzenlenen senetin müvekkili hakkında takibe konulduğunu, işbu sebeple ivedilikle takibin teminatsız olarak durdurulmasına karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin davalı tarafla hiçbir ticari ilişkisinin olmadığını, davalı tarafa borcu bulunmadığını, davalı tarafın sahte bono ile menfaat temin etmeye çalıştığından ayrıca tarafınca … Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunulduğunu, müvekkili tarafından keşide edilmemiş, imzalanmamış bir senedin icra takibine konu edilmesi sebebi ile davalı tarafın kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, davalı taraf ile arabulucuk görüşmesi yapıldığını ancak anlaşma sağlanmadığını, açıklanan nedenlerle 10.09.2019 düzenleme tarihli, 10.09.2020 vadeli, 300.000 TL bedelli bononun sahte olarak düzenlendiğinin tespitine, … İcra Müdürlüğü 2020/… Esas sayılı takibe dayanak 10.09.2019 düzenleme tarihli, 10.09.2020 vadeli, 300.000 TL bedelli senet yönünden borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, davalının takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile icra tazminatına mahkum edilmesine, sahteliği iddia olunan senet dolayısıyla icra takibinin teminatsız olarak durdurulmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretini davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı borçlunun aleyhine yapılan kambiyo senetlerine mahsus icra takibi sebebi ile hem imzasını inkar ettiğini ve hem de borca itiraz ettiğini, açılan davanın haksız ve kötüniyetli olduğunu, alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğunu, esasen davacı gerek imza ve gerekse borca itiraz babında … İcra Hukuk Mahkemesi 2020/… E.Sayılı davasını açmış bulunmakta olup bu mahkemede açılan işbu dava aynı konularda açılmış ikinci dava niteliğinde olduğundan derdestlik itirazında bulunduklarını, borçlunun bildikleri yerlerdeki imza asıllarının celbini ve Adli Tıp Kurumu’nda uzman bilirkişiler vasıtası ile imza incelemesi yaptrılmasını talep ettiklerini açıklanan nedenlerle imzanın borçluya ait çıkması halinde davanın reddine, asıl alacak olan 300.000,00.TL’nın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, mahkeme harç ve masrafları ile avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dosya kapsamındaki dava dilekçesi ve ekleri, Arabuluculuk Son Tutanağı, … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı takip dosyası, … Genel Komutanlığı … 28/01/2022 tarihli raporu, … İcra Hukuk Mahkemesi 2020/491 Esas sayılı dava dosyası ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
… İcra Dairesi’nin 2020/… takip sayılı icra dosyasının incelenmesinde, davalı … tarafından davacı … aleyhine 304.327,63.-TL tutarındaki toplam alacak 10.09.2019 düzenleme tarihli, 10.09.2020 vade tarihli, 300.000 TL bedelli bonodan kaynaklı icra takibi başlatıldığı görülmüştür.
… Tapu Müdürlüğü tarafından davacının 2019 ve 2018 yılları satış işlemine ait Başvuru Belge asılları dosya içerisine gönderilmiştir. Yine mahkememizce davacı asilin imza incelemesine esas olmak üzere usulüne uygun olarak imza örnekleri alınmıştır.
Silivri Tapu Müdürlüğü tarafından 11/09/2019 tarih ve … yevmiye sayılı resmi senet aslı gönderilmiştir.
… İcra Hukuk Mahkemesi’nce 2020/… E. Sayılı dosya içerisinde bulunan 10/09/2020 ödeme günlü 300.000,00.-TL bedelli senet aslı ve davacı asile ait imza örnekleri mahkememize gönderilmiştir.
26/02/2021 tarihli ara karar ile; “davacının mahkememizde başlattığı davanın icra takibinden sonra başlatılan menfi tespit davası olduğu, İ.İ.K.’nın 72/3. Maddesi gereğince de icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez hükmü göz önüne alındığında davacının … İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas sayılı icra takibinin durdurulması talebinin İ.İ.K. 72/3. Maddesi gereği yerinde görülmediğinden reddine” denmek suretiyle karar verilmiştir.
Mahkememizce eksik hususlar giderilerek davacının imza asılları ilgili kurumlardan celp edilmiş, örnekleri alınmış ve dava konusu 10/09/2020 ödeme günlü 300.000,00.-TL bedelli senet aslındaki imzanın davacının eli ürünü olup olmadığı yönünde … ‘nden rapor alınmıştır. Düzenlenen 28/01/2022 tarihli raporda;
“İnceleme konusu senet üzerinde ‘ … ” adına atfen atılı bulunan imza ile … ‘in mukayese imzaları arasında yapılan inceleme ve karşılaştırmada: İmzaların genel şekli ve işleklik derecesi, İmzaların başlangıç hareketlerinin yapılışı, İmzalarda dönüş hareketlerinin yapılışı, İmzalar içerisindeki buklesel hareketlerinin yapılışı, İmzalardaki dikey çıkış hareketlerinin yapılışı, İmzalardaki noktalama itiyadının yapılışı, İmzaların meyil ve istikamet pozisyonları, İmzaların bitim hareketinin yapılışı, Kaligrafik ve karakteristik özellikler yönünden benzerlikler görülmüş olup, inceleme konusu senet üzerinde “ … ” adına atfen atılı bulunan söz konusu imzanın … eli ürünü olduğu” yönünde kanaatine varılmıştır.
… Genel Komutanlığı … Laboratuvar Amirliği’nden alınan 28/01/2022 tarihli rapor taraf vekillerine tebliğ edilmiştir.
Mahkememizce 03/03/2022 tarihli ara karar ile; ” … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas numaralı dosyası kapsamında, 10/09/2019 düzenlenme tarihli 10/09/2020 vade tarihli 300.000,00.-TL bedelli bono dayanak göstermek suretiyle müvekkili aleyhinde alacağın tahsili talebiyle icra takibi başlattığını ve sahte imza nedeniyle müvekkilinin haciz baskısı altında olduğunu, dosya kapsamında borçlu olmadığını belirtmiş olmakla; talebin mahkememiz dosyasına bono bedeli rakamı olan 300.000,00.-TL’nin %15’i oranında nakdi veya kesin ve süresiz teminat mektubu sunulduğu takdirde icra kasasına girecek paranın alacaklıya ödenmemesinin tedbiren durdurulmasına” karar verilmiştir.
GEREKÇE:
Dava, … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… E. Sayılı takip dosyasına dayanak teşkil eden 10/09/2019 düzenleme tarihli, 10/09/2020 vadeli, 300.000,00.- TL bedelli senet yönünden davacının davalıya borçlu olup olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Öncelikle alacağın dayanağını teşkil eden kambiyo senedinin ve bu senette yer alan bedel kaydının hukuksal anlamını irdelemekte yarar vardır.
Bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak uygun bir asıl borç ilişkisine, bir illi ilişkiye dayanır. Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. İşte bu gaye bir kambiyo senedinde mündemiç hakkın doğumu ve devri açısından hukuki sebebi teşkil eder. Kambiyo senedi düzenlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan ilişki “kambiyo ilişkisi” ismiyle anılmaktadır. Kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlu “kambiyo taahhüdü”nde bulunmuş olur. Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl /temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır.
Bu genel açıklamadan sonra hemen belirtelim ki, bono, ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedidir. Bu nedenle bonoyu düzenleyen, asıl borçlu durumundadır.
Bonoda şekil şartları 6102 sayılı TTK’nın 776. maddesinde sayılmıştır. Bunlar; “Bono” ya da “Emre Muharrer Senet” ibaresi, kayıtsız şartsız bir bedel ödeme vaadi, vade, ödeme yeri, lehtar, keşide yeri ve tarihi, keşidecinin imzasıdır. Zorunlu şartlardan biri eksik olduğu takdirde, senedin bono niteliği kaybolur. Bunlardan vade ve ödeme yeri esaslı şekil şartlarından değildir.
Sayılan zorunlu şekil şartlarının yanında seçimlik şartlar da vardır. Bonoya isteğe bağlı olarak, faiz, bedelin nakden yada malen alındığı veya yetkili mahkeme kayıtları da konabilir (Poroy,R.: Kıymetli Evrak Hukuku Esasları 11. Bası, İstanbul 1989, s. 237 vd.).
Yerleşik Yargıtay içtihatları ve öğretide kabul edildiği üzere, bonolara özgü seçimlik unsurlardan biri de temel borç ilişkisinden kaynaklanan borcun dayandığı nedenin gösterilmesine yönelik “bedel kaydı”dır. Yinelemek gerekirse “bedel kaydı” kambiyo senedinin ihtiyari kayıtlarındandır. Bu kayıt keşidecinin (borçlunun), senedin lehdarından (alacaklıdan) karşı edayı aldığını ispata yarar. Aslında kambiyo senetleri hukuku yönünden bu kayıtların bir anlamı ve önemi yoktur. Çünkü kambiyo senedinin düzenlenmesiyle, mücerret bir borç ilişkisi yaratılmaktadır. Bu nedenle de karşı edimin elde edilip edilmediğinin önemi de bulunmamaktadır. Temel borç ilişkisinin bir sözcükle senede yansıtılması şeklinde ortaya çıkan bedel kaydının varlığı ya da yokluğu senedin bono niteliğini etkilemez. Bedel kayıtları daha çok keşideci ile lehdar arasındaki iç ilişki yönünden ve ispat konusunda önem taşır. Kişisel defi nedenlerinin varlığının kanıtlanmasını kolaylaştırır.
Sözü edilen kayıtlar özellikle ispat hukuku açısından ilgilileri bağlayıcı niteliktedir. Bedel kaydı içeren bononun lehdarı, artık senedin “kayıtsız ve koşulsuz bir borç ikrarı olduğu” yolundaki soyutluk kuralına dayanamayacaktır.
Borç ikrarını içeren bir belge aleyhine kanıt sunulabilir. Ancak; ikrar borcun nedenini içeriyorsa, sadece bu nedenin gerçekleşmediğinin kanıtlanması gerekir (12/4/1933 gün ve 1933/30-6 Sayılı YİBK ).
Bono, bağımsız borç ikrarını içeren bir senettir. Bu nedenle bir illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu ileri süren tarafa aittir. Ancak senette borcun nedeni “mal” ya da “nakit” olarak belirtilmişse, davacının yazılı borç sebebine dayanmaya hakkı olacağından, ispat yükü bunun aksini ileri süren tarafa ait olacaktır (HMK’nın m. 191/1, TMK m. 6). Eğer yanlardan biri senet metninde yazılı kaydın doğru olmadığını söylüyorsa, buna senedin talili denmektedir. Bu anlamda talil senet metninde açıklanan düzenleme (ihdas) nedenine aykırı beyanda bulunma anlamına gelmektedir ve bu hâlde ispat yükünün kaydın aksini iddia edene ait olacağında kuşku bulunmamaktadır.
Bonoda yazılı bulunan bedel kaydının hem borçlu hem de alacaklı tarafından talil edilmesi hâlinde ispat yükünün hangi tarafta olduğu hususu da üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. Bonodaki bedel kaydının her iki tarafça talil edilmesi hâlinde ispat yükü borçlu üzerindedir. Diğer bir ifade ile bu durumda ispat yükü yer değiştirmez. HMK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası ve TMK’nın 6. maddeleri uyarınca borçlunun bononun bedelsiz olduğunu ispat etmesi gerekir.
Dava konusu bonoda ihdas nedeni olarak “malen” kaydı bulunmaktadır.
Davacı, taraflar arasında herhangi bir ticari ilişki olmadığını, malen kayıtlı senedin bedelsiz olduğunu, bononun ne amaçla düzenlendiğine ilişkin her hangi bir beyan ileri sürmemiştir.
Yukarıda da ifade edildiği üzere bono bağımsız borç ikrarı içeren bir senet olup, senette bedel kaydının mevcut olması hâlinde ispat yükü kaydın aksini savunan tarafa aittir. Somut olayda ise davacı bononun mal karşılığı olmadığına dair beyanları karşısında davalı senedin neyin karşılığı verildiğine yönelik bir beyanının bulunmadığı gibi davalının beyanının da talil niteliğinde olduğu kabul edilse dahi senedin her iki tarafça da talil edildiğinin kabulü halinde de ispat külfeti yani TMK’nın 6. ve HMK’nın 191. maddesi uyarınca ispat yükünün davacı senet borçlusunda olduğu yolundaki genel kuralın yer değiştirmeyeceği ve davacının senedin bedelsiz olduğunu ispatlaması gerektiği kabul edilmelidir.
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu edilen senedin kambiyo senedi olması, davacı asilin senet altındaki imzanın davacının el ürünü olup olmadığı yönünden Jandarma Kriminal Laboratuvarı vasıtası ile imza incelemesi yapılmış, alınan rapor ile inceleme konusu senet üzerinde “ … ” adına atfen atılı bulunan söz konusu imzanın … eli ürünü olduğu yönünde rapor düzenlenmiş olmakla birlikte malen kaydının bulunması, yine davacı tarafın iddia ettiği gibi senedin ne amaçla düzenlendiğine ilişkin herhangi bir beyanını dosyaya sunulmaması karşısında davacının iş bu senede karşı itirazlarını senet ile ispat etmesi gerektiği, HMK 202. maddede belirtildiği üzere delil başlangıcı niteliğinde bir belge bulunması halinde tanık deliline başvurabileceği, somut olayda ise davacı tarafından dosyaya delil başlangıcı niteliğinde herhangi bir belgenin sunulmadığı, davacının yemin deliline dayanmamış olması da dikkate alınarak usul ve yasaya uygun delillerle ispat edilemeyen davanın reddine ve davalı hakkındaki tazminat talebinin İhtiyati tedbir kararının icrası nedeniyle alacağına geç kavuşan davalı lehine alacağın %20’si oranındaki 60.000,00 TL tazminatın davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine şeklinde karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HUAK 18/A-(13) ve (14). Fıkrası hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No: 2020/… sayılı dosyasından arabulucu olarak atanan … ekte sunulan 1.320,00.-TL tarife bedeli üzerinden kesilen Serbest Meslek Makbuzu doğrultusunda ödeme yapıldığı tespit edilerek, davanın reddine karar verildiği de dikkate alınarak taraflar aleyhine arabulucuk giderlerinin de yükletilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın REDDİ ile,
İhtiyati tedbir kararının icrası nedeniyle alacağa geç kavuşan davalı lehine alacağın %20’si oranındaki ( 60.000,00.-TL) tazminatın davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.-TL Karar ve İlam Harcından, peşin ve tamamlama harcı olan 5.123,28.-TL’nin mahsup edilerek fazla yatırılan 5.042,58.-TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
3-Davacı tarafından sunulan teminatın HMK’nın 392/2. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden itibaren bir ay içinde tazminat davası açılmadığı takdirde DAVACIYA İADESİNE,
4-Davacının işbu dava sebebiyle yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-29.450,00.-TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
6-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.320,00.-TL arabuluculuk ücretinin DAVACIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
7-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu ( … Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır