Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/525 E. 2021/189 K. 22.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/525 Esas
KARAR NO : 2021/189
DAVA : Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 22/10/2020
KARAR TARİHİ : 22/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; 14.08.2019 günü poliçeye konu “… Mahallesi … Caddesi No: … …/İstanbul” adresinde meydana gelen konutta hırsızlık olayında konut içerisinde ve çevresinde bulunan ekte sundukları eşyaların zarar görmesi ve listede yer alan taşınabilir eşyaların çalınması nedeni ile maddi zarara uğramış olan müvekkilinin zararının tazmini için sigorta şirketine başvuru yapıldığını, olayın meydana geldiği gün konut içerisinde yakalanan şahıs hakkında başlatılan soruşturma ve yargılama neticesinde … Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2019/… Esas sayılı dosyası ile sanığın TCK 142/2-h , 151/1, 116/1 maddelerine göre ayrı ayrı suçlardan suçu sabit görülerek mahkumiyetine karar verildiğini, hırsızlık olayının meydana geldiği konutun; olayın meydana geldiği tarih itibari ile 26.02.2019/26.02.2020 tarihleri arası geçerli … numaralı poliçe ile davalı … Sigorta Şirketine Konutlar için … … Sigorta Poliçesi ile sigortalı olması nedeniyle meydana gelen zarar kadar maddi tazminat istendiğini, davalı sigorta şirketince … numara ile konu dosyanın açıldığını ancak 11.12.2019 tarihli yazı cevabı ile tazminat talebi başvurularının red edildiğini, arabuluculuk görüşmelerinin de olumsuz sonuçlandığını, konu poliçe ile sağlanan teminatlar başlığı altında “…hırsızlık,..vs” yer almasına rağmen zararın giderilmemesi nedeni ile davalı sigorta şirketinden, sigortalı müvekkilinin uğradığı zararların poliçe kapsamında tazmini için iş bu davayı açma zorunluluğunun hasıl olduğunu beyanla 14.08.2019 tarihinde meydana gelen konutta hırsızlık olayı nedeni ile çalınan/kaybolan ve zarar gören eşyaların değeri olan toplam 34.832,00-TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davaya bakmakta görevli olan mahkemenin 6502 Sayılı Tüketici Korunması Hakkındaki Kanun hükümleri gereği Tüketici Mahkemeleri olduğunu, davacı talebinin müvekkili sigorta şirketi tarafından tanzim edilen konut sigorta poliçesi teminatı dışında kaldığından ötürü reddinin gerektiğini, dava konusu hasarın sigorta poliçesinin tazmininden önce meydana gelmiş olduğunu, TTK’nın Amir Hükümleri ve Sigorta Poliçesi özel şartları gereği, taleplerinin sigorta poliçesinin teminatı kapsamı dışında olduğunu, sigoralının poliçenin tanzimi ve devamı aşamasında beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığını, davacının talep etmiş olduğu hasarın mezkur sigorta poliçesi teminatı kapsamında olduğunu kabul anlamamına gelmemek kaydıyla poliçe tekniği çerçecesinde bilgi amaçlı hesaplanan toplam ödenebilir hasar tazminatının ise 17.007,05.-TL olduğunu beyanla açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davadaki uyuşmazlığın; konutlar için … … sigorta poliçesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olduğu görülmüştür.
Dosya kapsamındaki dava dilekçesi ve ekleri ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
Mahkememizce, … Sigorta Şirketi’ne müzekkereye yazılarak, hasar dosyasının ve poliçenin tasdikli sureti istenilmiş 12/11/2020 tarihinde … Sigorta Şirketi tarafından istenilen hususların gönderildiği görülmüştür.
… Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/… Esas sayılı dosyasının Uyap üzerinden gönderildiği görülmüştür.
Uyuşmazlık davacının tüketici sıfatına sahip olup olmadığına göre, davaya bakmaya görevli mahkemenin belirlenmesinden kaynaklanmaktadır.
Dosya kapsamından, davacı ile davalı sigorta şirketi arasında, “Konutlar İçin … … Sigorta Poliçesi” düzenlendiği, davacıya ait konutta 14/08/2019 günü hırsızlık olayının meydana geldiği, birtakım eşyaların zarar gördüğü, bazı eşyaların çalındığı ve davacının bu nedenle maddi zarara uğradığı ve bu zarar tazminatının davalı sigorta şirketinden tahsili amacı ile iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekmektedir.
6502 sayılı ve 07/11/2013 tarihli Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/ı) maddesine göre; Sağlayıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,
Aynı maddenin k) fıkrasına göre; Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,
l) maddesine göre de Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi, ifade etmektedir.
Aynı yasanın 73- (1) maddesine göre ise, Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir düzenlemesi bulunmaktadır.
Somut olayda, davacı ile davalı sigorta şirketi arasında düzenlenen sigorta sözleşmesinde, davacı 6502 sayılı yasa da tanımlanan tüketici, davalı sigortacı sağlayıcı konumundadır.
Görüldüğü üzere, davacı ile sigorta şirketi arasındaki uyuşmazlık, Tüketici Kanunundan kaynaklanan bir uyuşmazlık niteliğinde olup, davaya tüketici mahkemesinin bakması gerekmektedir.
Somut olayda davacı, davalı sigorta şirketi ile konut paket sigorta poliçesi işlemini yaparken tüketici olarak hareket etmiş olup, 6502 sayılı TKHK’nın 3/k bendinde tanımlandığı gibi ticari veya mesleki amaçlarla hareket ettiğini kanıtlayan bir savunma veya delil de dosyada mevcut değildir. Bu durumda uyuşmazlığın çözümü Tüketici Mahkemeleri’nin görevi içerisindedir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olduğundan ve dava konusu uyuşmazlığa bakma görevi, yukarıda açıklandığı üzere, davalara bakma görevi Tüketici mahkemelerine ait olduğundan, mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşagıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
-6100 Sayılı HMK. gereğince dava dilekçesinin GÖREV YÖNÜNDEN REDDİNE,
-Görevli Mahkemenin İSTANBUL NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
-6100 Sayılı HMK.’nun 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacı tarafın müracaatı halinde dosyanın görevli İSTANBUL NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE,
-6100 Sayılı HMK.’nun 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacı tarafın müracaat etmemesi halinde davanın açılmamış sayılacağına,
-6100 Sayılı H.M.K.’ nun 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderlerinin (harç, mahkeme masrafları ve vekalet ücreti v.b.) görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, verilen kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 22/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır