Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/422 E. 2021/761 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/422 Esas
KARAR NO : 2021/761 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/09/2020
KARAR TARİHİ : 19/10/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılamalar neticesinde ;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile arasında cari hesap bulunduğu, cari hesap ilişkisinden kaynaklı borcunu ödemediğini eksik ödediğini dava dilekçesi ekinde verdiği davacı şirketin muavin kayıtlarına göre davalıdan toplam faturalara konu cari hesap alacağının 5.467,80 TL alacaklı olduğunu, davalı tarafından borcun ödenmemesi üzerine … İcra Md. 2019/… E. Sayılı dosya ile icra takibine geçildiğini, davalının alacağa itiraz ettiğini, 31.01.2020 tarihinde arabuluculuk toplantısında “anlaşma sağlanmadığı” ve bunun da tutanağını ibraz ettiğini belirterek, davalının haksız itirazının iptaline, davalının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vermiş olduğu cevap dilekçesinde; borca itiraz ederek, takip borçlusunun takip alacaklısına herhangi bir borcu bulunmadığını hali hazırda davacı tarafından gönderilmeyen hediye ürünler nedeniyle davacı şirketin borcu olduğunu bu nedenle borcun tamamına itiraz ettiğini belirterek takibin durdurulmasını ve davanın reddine, davacı aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davadaki uyuşmazlığın konusunun, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinden kaynaklı (kozmetik ürünlerinin satışı ile alakalı) bakiye alacak hakkının bulunup bulunmadığı itirazın iptali ve icra inkar tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı, hediye çeklerinin satın alınan mallar ile ilgili verilip verilmediği, güzellik uzmanları ziyaretlerinin yapılıp yapılmadığı, iade ve talep edilen mallar ile alakalı taraflarca taahhüt edilen uygulamalara ait işlemlerin olup olmadığı borcun bulunup bulunmadığı, noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Dava dilekçesi, cevap Dilekçesi, ….İcra Müdürlüğünün 2019/… esas sayılı dosya, bilirkişi raporu ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
Dosyamıza getirtilen … İcra Müdürlüğünün 2019/… E. sayılı dosyasının suretinin incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 5.763,97 TL toplam alacak, üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67/1 maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce oluşturulan ara kararı gereği dosyanın nihai rapor için bilirkişi S.M. Mali Müşavir ve Borçlar Alanında Hesap Uzmanı tarafından verilen 07/07/2021 tarihli heyet raporunda özet olarak; davacı şirketin incelenen ticari defterlerinden açılış- kapanış tasdiki zorunlu olan Yevmiye ve Defter-i Kebir defterlerinin 2018 mali yılına ait açılış ve kapanış noter tasdiklerinin tam ve eksiksiz olduğu görülmüş olup tüm defterlerin kendi içlerinde birbirini teyid ettiği, genel kabul görmüş muhasebe esas ve tekniğine uygun tutulduğu, davacının defterlerin kendi lehine delil teşkil etmesinin koşullarının mevcut olduğu, davacı ticari defterlerinde davalı ile ilgili kayıtları 120.57.0001 cari hesap kodu ile … Eczanesi – Sinop isimli cari hesap ekstresinde açıkça görüldüğü üzere, davacının davalıdan sonuç olarak neticeten 5.467,80 TL alacaklı olduğu, davalı tarafla ilgili olarak dosyadaki belgelerde taraflar arasında yazılı bir anlaşmanın ve yazılı bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığı ancak cari hesap ilişkisi içinde çalıştıkları, davalının cevap dilekçesi ekinde sunmuş olduğu tek taraflı düzenlenmiş olan ve davacı tarafın kaşe ve imzasını taşımayan fotokopi hediye/promosyon ürün ve kampanya kağıtlarının taraflar arasındaki anlaşmaya dayanıp dayanmadığının belli olmadığı, böyle ise dahi takas/ mahsup edilecek karşı alacak miktarını belirlemek için yeterli olmadığı, davalının aksatıldığını ileri sürdüğü, “güzellik uzman ziyaretlerinin” sözleşmesel dayanağı ispat edilemediği gibi bu ziyaretlerin yapılmamış olmasının, faturadan ve cari hesaptan kaynaklanan borçların ödenmemesini haklı kılmayacağı, davalının ileri sürdüğü “iade edilmesi gereken ürünler” bakımından bu ürünlerin iadesinin sözleşmesel dayanağı ile takas ve mahsuba konu edilecek miktar ve bedellerinin dosya kapsamından tespit edilemediği, davacı tarafın ticari defterlerine göre davalının borçlu olduğu, zaten davalı tarafın borcu inkar etmediği ancak iade edilecek ürünler, aksayan müşteri ziyaretleri ve verilmeyen hediye ürünler sebebiyle takas mahsup iddiasında bulunduğu ancak dosya kapsamındaki delil durumuna göre bunları ispat edemediğinden ticari defter sonuçlarına göre takip tarihi 24.05.2019 itibariyle davalının davacı şirkete 5.467,80 TL borçlu olduğu, Davalı /borçlunun takip tarihinden önce usulünce temerrüde düşürülmemesi sebebiyle takip öncesi dönem için temerrüt faizi istenemeyeceği, davacının icra inkar tazminatı ve iki tarafın diğer talepleri hakkında takdirin Mahkemeye ait olduğu, sonuç ve kanaatine ulaşıldığı bildirilmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir. Davacı vekili 02/09/2021 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı beyanlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir. Davalı vekili 06/09/2021 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı beyanlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, ticari defterlerin kanıt olması, bu defterlerin Ticaret Kanunu’nun öngördüğü şartlar içinde tacirin lehinde veya aleyhinde olarak kullanılması ve ticari bir uyuşmazlığında hükme esas teşkil etmesidir. Böylelikle ticari bir uyuşmazlıkta ticari defter kaydı, uyuşmazlığın çözümünde yazılı bir kanıt aracıdır. Tacirin tuttuğu bütün defterlerdeki kayıtların birbirine uygun olması, birbirini tutması ve doğrulaması şarttır. Ayrıca ticari defterlerin kanuna uygun olarak tutulmuş olması yanında tasdike tabi olan ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin de Ticaret Kanununda belirtilen sürelerde ve şekillerde yapılmış olması gerekmektedir. Aksi takdirde defterler, sahipleri lehine kanıt olma niteliklerini kaybederler. Bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağın olduğunu iddia eden taraf yazılı belgeler ile ispat etmesi gereklidir. İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu HMK 187,190 ve 200. Maddeleri ayrıca HMK Madde 222 de Ticari defterlerinin ibrazı ve delil olması açısından ilgili düzenlemeler mevcuttur.
Mahkememizin 09/03/2021 tarihli duruşma ara kararında davalının adresinin ”Sinop” olmasından dolayı” Taraf defterleri il dışında ise talep halinde ilgili talimat mahkemesine defter incelemesi yönüyle talimat yazılmasına, talimat dosyası cevabı geldikten sonra esas bilirkişi incelemesinin yapılmasına,” kararının verildiği, inceleme gün ve saati ile duruşma zaptının davalıya 15/03/2021 tarihinde tebliğ edildiği, ancak davalı tarafça defter incelemesi için herhangi bir talepte bulunulmadığı görülmüştür. Bu nedenle davalı taraf geçerli bir mazeret olmaksızın defterlerini ibraz etmekten kaçınmış sayılarak usulüne uygun tutulmuş davacı şirkete ait ticari defter kayıtları HMK 222/5 maddesi uyarınca davalı taraf aleyhine delil olarak değerlendirilmiş ve defterlerini ibraz eden davacı taraf ileri sürdüğü iddialarını ispatlamış sayılmıştır.
Taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığı, davalı taraf alım satımdan kaynaklı promosyon ürünlerin teslim edilmediğini iddia etmesine karşın dosya kapsamında taraflar arasında hediye çeki uygulamasının bulunduğuna dair somut ve yeterli delilinde bulunmadığı, davalı tarafından tek taraflı olarak hazırladığı hediye ürün listelerinin promosyon ürünlerinin teslim edilmediği iddialarını ispata elverişli delil olmadığı, davacı şirketin bazı ürünleri sattığında üçüncü ürün olarak vereceğini belirttiği promosyon ürünlerle ilgili tek yanlı düzenlemelerin mevcut olduğu ve davacı tarafından söz konusu ürünleri bedelsiz vermeyi kabul ettiğine dair yazılı bir onayın olmadığı ve de belgelerde yalnızca davacı şirketin isminin yer aldığı tespit edilmiş olmakla davacı tarafın borçlu olduğunu kesin olarak ispat etmek için belgelerin yeterli olmadığı sonucuna varılmıştır. Güzellik uzmanı ziyaretlerinin aksatıldığı iddia edilmekle birlikte satım sözleşmesinin esaslı unsuru olmaması nedeniyle davalının satın aldığı ürünlerin ücretini ödememesi sonucuna da varılmayacağı anlaşılmıştır. Davalının öne sürdüğü iade edilmesi gereken ürünler bakımından ilgili ürünlerin davacıya iade edilmediği ve davacının bu ürünleri eczaneden geri alacağı ve mevcut borçtan düşüleceğine dair dosyada davalı iddiaları dışında başkaca somut delil bulunmadığı görülmüştür.
Bilirkişi raporu göz önüne alındığında davacının davalı şirketten takip tarihi itibariyle 5.467,80 TL alacaklı olduğu bu nedenle yapılan icra takibine konu alacak miktarı Mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile tespit edildiği yerinde görülmekle taleple bağlı kalınarak davacı tarafından davalının takip tarihinden önce usulünce temerrüde düşüldüğüne dair dosyada herhangi bir kayıt bulunmadığından takip öncesi işlemiş faiz taleplerinin ise reddi ile açılan davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’ nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Somut olay bakımından da alacağın likit ve borçlu tarafından belirlenebilir olması nedeniyle icra inkar tazminatına da hükmetmek gerekmiştir.
HUAK 18/A-(13) Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. (…)” ve (14). Fıkrası: ” Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarakArabuluculuk Dava Şartı Dosya No: 2019/… üzerinden 1320 TL tarife bedeli üzerinden kesilen 28/02/2020 tarihli 50 sıra nolu Serbest Meslek Makbuzu doğrultusunda ödeme yapıldığı tespit edilerek red ve kabul oranına göre yükletilmesi gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen gerekçeler uyarınca;
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın kısmen KABULÜNE,
… İcra Müdürlüğünün 2019/… E. Sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 5.467,80 TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren asıl alacağı işleyecek değişken oranlarda avans faizi üzerinden DEVAMINA,
Fazlaya ilişkin istemlerin REDDİNE,
Asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gereken 820,17-TL harcın peşin alınan 69,62 -TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 750,55 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 69,62 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı vekili tarafından yapılan posta-tebligat gideri toplamı 79,50 TL ile 2 Adet bilirkişi ücreti 1.500,00-TL, 54,40-TL başvuru harcı, 7,80-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.641,70-TL yargılama giderinin davacının haklı çıktığı oran itibari ile hesap edilen 1.557,31 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin ret ve kabul nispetine göre 1.252,15 TL’nin davalıdan, 67,85 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
Davalı vekili tarafından yapılan posta-tebligat gideri toplamı 119,00 TL yargılama giderinden davalının haklı çıktığı oran itibari ile hesap edilen 6,11 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, kesin olarak davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/10/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır