Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/408 E. 2021/606 K. 14.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/408 Esas
KARAR NO:2021/606

DAVA:Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:01/09/2020
KARAR TARİHİ:14/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin 17.02.2020 tarihinde düzenli olarak çalıştığı müşteri firmalarının çalışanlarından olan …ve … adına davalı firmadan 5-9 Mayıs 2020 tarihleri aralığında … otel rezervasyonu satın aldığını ve 17.03.2020 tarihinde de ödemesini gerçekleştirdiğini, dünya genelinde yaşanan salgın nedeniyle fuar iptal edildiğinden müşterilerin davacı firmadan talebi üzerine davalı firmaya iptal talebi aktarılarak ödenen bedelin iadesi talep edildiğini, davalı firma ile ilk yaptıkları görüşmelerde ödenen bedelin rezervasyon satın alınan otelce kendilerine iadesinin gerçekleşmediğini, bu nedenle iade yapmadıkları bilgisi davacı firma verilse de daha sonra otel ile iletişime geçtiklerinde … tarafından otele herhangi bir ödeme yapılmadığı bilgisi mail yolu ile taraflarınca bildirildiğini, davalı firmadan dava açtıkları olduğu tarihe kadar herhangi bir ödeme ya da ödemeye yönelik bir eylemde bulunulmadığını, davacı firmanın uğramış olduğu maddi zararın ortada olduğunu, davalı firmanın sebepsiz zenginleşme gayesinde olduğunu, davacı firmanın yıllardır sorunsuz olarak çalıştığı müşteri firmasına ödenilen bedelin iadesi alamaması sebebiyle kötü bir duruma düştüğünü ve itibarı zedelendiğini, açıklanan nedenlerle haksız ve hukuka aykırı olarak davacı şirket tarafından davalı firmaya ödemesi yapılan 18.969,85 TL’yi iade etmeyerek sebepsiz zenginleşen davalı şirketin bu bedeli ve dava masraflarını saklı kalmak kaydıyla davacıya iadesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının taraf dava ehliyeti bulunmadığını, söz konusu rezervasyonlara ilişkin ödemelerin ismi geçen tüketiciler/firma tarafından yapıldığını, davacının alacaklı olmadığını, huzurdaki davada davacı olma sıfatı söz konusu tüketicilere konaklamayı gerçekleştireceklere ait olduğunu, taraflar arasında akdedilen herhangi bir sözleşme bulunmadığını, davacının iddia ettiği üzere sözleşmeden kaynaklanan herhangi bir alacağının da bulunmadığını, davacının dilekçe ekine koymuş olduğu … numaralı 1.593,67 TL’lik rezervasyon ve … numaralı 17.376,19 TL’lik rezervasyonlar iptal edilerek kredi kartı hesabına depozit edildiğini, davacının davalı şirketin sebepsiz zenginleştiği şeklindeki asılsız iddiaları anlaşılmadığını, davalı şirketin covıd-19 salgını nedeniyle iptal iade prosedürlerinde değişiklik yapmak zorunda kaldığını, iş bu durumu da internet adresinden iş ortaklarına, müşterilerine duyurduğunu, ilgili web sitesinde iptaller ve değişiklikler başlıklı maddesinde iptal tutarı acente deposit bakiyesine eklenecektir hüküm altına alındığını, bu doğrultuda davacının asılsız mesnetsiz iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, söz konusu durumla ilgili …Birliği dahi kamuoyu açıklaması yapmadığını 6502 sayılı tüketicinin korunması hakkında kanun ve bu kanuna bağlı çıkarıldığını, Paket Tur Sözleşmeleri Yönetmeliği uyarınca seyahat acentasına iletilen iptallerde seyahat acentasının katılımcı için yapmış olduğu masraflar ve katılımcının cayması halinde ödenecek bir tutar belirlenmişse bu tutarında kesileceğinin açık olduğunu, hal böyle iken tur bedelinin tamamının talep edilmesinin de hakkaniyete uygun olmayacağı belirtildiğini, davalı şirketin tüketicinin konaklama gerçekleştireceği düşüncesiyle zorunlu masraflar yaptığını, açıklanan sebeplerle davacı tarafından ikame olunan haksız ve mesnetsiz davanın öncelikli olarak usulden reddine, sayın mahkemenizin aksi kanaatte olması halinde reddine ve yargılama gideriyle vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER:
Arabuluculuk son tutanak örneği, 2 adet tahsilat makbuz örneği, …. Noterliğinin … yevmiye numaralı 16/06/2020 tarihli ihtarname örneği, … 20. Noterliğinin 24/06/2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname örneğinin dosyamız arasında olduğu görüldü.
Mahkememizin 03/02/2021 tarihli celsesinin 6 nolu ara kararı gereğince dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, bilirkişi heyeti 10/05/2021 tarihli raporunda sonuç ve özet olarak;
a) Dava konusunun, davacı yanın otel rezervasyonu amacıyla davalı yana 17.02.2020 tarihinde toplam 18.969,86 Tutarında yaptığı ödemelerin iadesi talebinden ibaret olduğu,
b) Davacının 2020 yılı yevmiye defterinin lehine delil niteliğinin bulunduğu,
c) Davacının incelenen ticari defterlerinde; Davacı yanın davaya konu ettiği 17.02.2020 tarihli 17.376,19 TL ve 1.593,67 TL tutarlı ödemelerin davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu,
d) Davalı yan tarafından ticari defter ve belge ibraz edilmediği,
e) Davacı …. Ltd. Şti. aracılığı ile … isimli yolcunun gerçekleştirdiği rezarvasyonlara ilişkin 17.02.2020 tarihinde 17.376,19 TL ve 1.593,67 TL olmak üzere toplamda 18.969,86 TL tutarlı ödeme yapılmış olup bu ödemelerin her iki tarafında kabulünde ve davacı yan ticari defterlerinde kayıt altına alındığı, taraflar arasında yapılan ödemeler hususunda bir çekişmenin mevcut olmayıp asıl uyuşmazlığın ödenen bedellerin iadesinin gerekip gerekmediği hususunda toplanmakta olduğu,
f) Pandeminin mücbir sebep olduğu ve borcun ifasını imkansızlaştırdığı, bu nedenle iki tarafın da bu olayda kusuru bulunmadığından, alınanların iade edilmesi gerektiği, dosyaya sunulan belgeler ve deliller incelendiğinde, davalı tarafça üçüncü kişilere bir ödeme yapıldığını gösteren belgelere rastlanılamadığından, davacı tarafından davalıya ödenen bedelin tamamının iade edilmesi gerektiği, yönünde görüş ve kanaat bildirdikleri görüldü.
Bilirkişi raporunun bir suretinin taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görüldü.
Davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını içerir 21/05/2021 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Davalı vekilinin bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını içerir 21/05/2021 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
GEREKÇE:
Dava; satın alınan otel rezervasyon konaklama bedeline ilişkin konaklamanın pandemi (salgın hastalık) nedeniyle iptal edilmesinden ötürü ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir.
Davacı taraf salgın hastalık nedeniyle mücbir sebep olduğu iddiasıyla ödediği bedelin iadesini talep etmiştir.
Mücbir sebep; Borçlunun işletmesiyle bağlantılı olmayan, önceden öngörülemeyen, kaçınılmaz ve engellenemez, harici bir etkenden ileri gelen ve mutlak şekilde borcun ifasını engelleyen olağanüstü bir olaylardır.
Yarg. 11. Hukuk Dairesi 2014/13893 E. , 2014/19777 K., 15.12.2014 T.: «Mücbir sebep bir sorumluluğun yerine getirilmesini veya bir hakkın veya hukuksal imkanın veya kanuni bir avantajın kullanılmasını veya talep edilmesini, kısmen veya tamamen, geçici veya daimi surette engelleyen, bu niteliği dolayısıyla sorumluluğu kaldıran veya yerine getirilmesini, süresini ve vadesini geciktiren veya sorumluluğun niteliğini değiştiren, bir hakkın veya hukuksal imkanın veya kanuni bir avantajın kullanılmasına ilişkin sürelerin yeniden tanınmasını, sürelerin uzatılmasını veya eski hale iade edilmesini gerekli ve zorunlu kılan, kişinin önceden beklemediği, öngöremeyeceği ve tahmin edemeyeceği, beklese ve tahmin etse bile, kişilerin alabilecekleri her türlü tedbirlere rağmen meydana gelmesini engelleyemeyeceği, kişilerin tedbir alma ve ihmalde bulunmama yükümlülüklerini aşan nitelikte ve ağırlıkta olan, dıştan gelen, olağan üstü, olağan dışı ve mutad ve devamlı olanın dışında gerçekleşen nitelikte bir olay, olgu veya durumdur.» demek suretiyle mücbir sebebin sözleşmelere etkisini açıkça ortaya koymuştur.
TBK m.136’ya göre, “Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder. Kanun veya sözleşmeyle borcun ifasından önce doğan hasarın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır. Borçlu ifanın imkânsızlaştığını alacaklıya gecikmeksizin bildirmez ve zararın artmaması için gerekli önlemleri almazsa, bundan doğan zararları gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenleme mevcuttur.
Somut olay davacı yanın otel rezervasyonu amacıyla davalı yana 17.02.2020 tarihinde toplam 18.969,86 tutarında yaptığı ödemelerin iadesi talebinden ibaret olup, taraflar tacir olduğundan ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak rapor alınması cihetine gidilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve bilirkişi raporunda davacının davaya konu defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, ve bu itibarla lehine delil vasfı taşıdığı, davalı tarafın ise davaya konu ticari defterlerini sunmadığı, davacı yanın davaya konu ettiği 17.02.2020 tarihli 17.376,19 TL ve 1.593,67 TL tutarlı ödemelerin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, bu ödemelerin her iki tarafında kabulünde ve davacı yan ticari defterlerinde kayıt altına alındığı, taraflar arasında yapılan ödemeler hususunda bir çekişmenin mevcut olmayıp asıl uyuşmazlığın Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan edilen Covid-19 salgın hastalığı nedeniyle iptal edilen konaklamaya yönelik ödenen bedellerin iadesinin gerekip gerekmediği hususunda toplanmakta olup, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-90 E. 2018/1259 K. Sayılı ve 27.06.2018 tarihli kararında: “Mücbir sebep, sorumlu veya borçlunun faaliyet ve işletmesi dışında meydana gelen, genel bir davranış normunun veya borcun ihlâline mutlak ve kaçınılmaz bir şekilde yol açan, öngörülmesi ve karşı konulması mümkün olmayan olağanüstü bir olaydır. Deprem, sel, yangın, SALGIN HASTALIK gibi doğal afetler mücbir sebep sayılır.” demek suretiyle salgın hastalıkları açıkça mücbir sebep saydığı, ayrıca 1618 sayılı Seyahat Acenteleri ve Seyahat Acenteleri Birliği Kanunu çerçevesinde değerlendirildiğinde “Katılımcının gerekli tüm özeni göstermesine rağmen öngöremediği ve engelleyemediği bir durum veya mücbir sebep nedeniyle paket turun başlamasına otuz günden daha az bir süre kala fesih bildiriminde bulunması halinde, ödenmesi zorunlu vergi, harç ve benzeri yasal yükümlülüklerden doğan masraflar ile üçüncü kişilere ödenip belgelendirilebilen ve iadesi mümkün olamayan bedeller hariç olmak üzere, herhangi bir kesinti yapılmaksızın katılımcının ödemiş olduğu bedel kendisine iade edilir” şeklinde düzenlemede göz önüne alındığında; davalı tarafça üçüncü kişilere bir ödeme yapıldığını gösteren bilgi ve belge sunulmadığı ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan edilen Yeni Covid-19 salgın hastalığı sebebiyle konaklamanın iptal edilmiş olması karşısında TBK 136. maddesi şartları gerçekleştiği anlaşılmakla; davacı tarafından davalıya ödenen bedelin tamamının iadesinin gerektiği kanaatine varılarak; davanın kabulü ile 18.969,85 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HUAK 18/A-(13) ”Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. (…)” ” ve (14). Fıkrası: ” Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No:… sayılı dosyasından arabulucuya 1.320,00-TL tarife bedeli üzerinden kesilen 11/08/2020 tarihli … sıra nolu Serbest Meslek Makbuzu doğrultusunda ödeme yapıldığı tespit edilerek davalı tarafın arabuluculuk ilk oturumuna katıldığı ve davanın kabulüne karar verildiği gözetilerek; davalı aleyhine arabulucuk giderlerinin de yükletilmesi gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
DAVANIN KABULÜ ile,
1-18.969,85 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.295,83 TL Karar ve İlam Harcından, peşin yatırılan 323,96 TL’nin mahsup edilerek eksik kalan 971,87-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından bu dava sebebi ile aşağıda dökümü yapılan 3.203,16-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/07/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza