Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/402 E. 2021/445 K. 01.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/402 Esas
KARAR NO : 2021/445 Karar
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/08/2020
KARAR TARİHİ : 01/06/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılamalar neticesinde ;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete … numaralı … Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan … Mah. … Sokak No: … /İstanbul adresinde …’ye ait su borusunun patlaması sebebiyle maddi hasar meydana geldiğini, ekspertiz raporunda yapılan tespitlerde meydana gelen zarardan gelen zarardan davalı yanın sorumlu olduğunu, … Kuruluş ve Görevleri Hakkında 2560 sayılı Kanunun 2. Maddesinde …’nin görev ve yetkilerinin açıklandığını, müvekkili şirkete vaki hasra ihbarına müteakip yaptırılan ekspertiz raporuna istinaden hasar miktarının 24.135,44 TL olarak tespit edildiğini, iş bu bedel 06/03/2020 tarihinde sigortalı hak sahibine ödendiğini, müvekkili şirkete yapılan bu ödeme ile TTK 1472. Maddesi gereği sigortalısının haklarına halef olduğunu, dava konusu olayda sayın Mahkemenin görevli bulunduğunu, söz konusu zararın meydana gelmesin de …’nin kusuru bulunmakta olup, meydana gelen hasardan … sorumlu olduğunu, açıklanan nedenlerden dolayı fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile rücuen tazminat alacakları olan 24.135,44 TL’nin ödeme tarihi olan 06/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, yargılama harç ve giderleri vekalet ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle, müvekkili idare hakkında dosya ile ikame edilen davanın usul ve esas bakımından hukuka aykırı olup reddi gerektiğini, davacının tazminat talebine dayanak gösterdiği olgular hizmet kusuru niteliğinde olduğundan dava, ancak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanun ‘nun 2. Ve 13. Maddeleri görevli idare mahkemesinde açılacağını, hasarın meydana gelmesinde idarelerinin bir dahili olmadığı halde aleyhlerine ikame olunan davada hukuki uyarlık bulunmadığını, açılan davanın tazminat davacı olduğunu Borçlar Kanunu’nun 41. Maddesine göre tazminat sorumluluğunun doğması için tazminat talep edilenin zarara neden olan olayda kasıt, ihmal, teseyyüp yasa kusurunun olması, tazminat talep edilen hasar ile arasında bir illiyet bağının bulunması gerektiğini, müvekkili idarenin olayda kastı, kusur, ihmali bulunmadığı gibi kendi sorumluluk sahasının dışında gerçekleştiği iddia edilen hasar ile arasında bir illiyet bağının kurulması da mümkün olmadığını, talep edilen bedel, piyasa rayicine uygun olayıp fahiş olarak belirlendiğini, davacı tarafın hükmedilmesini talep ettiği tazminata ödeme tarihinden itibaren faiz istemesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili idarenin davacıya kesinleşmiş bir borcu olmadığını, dolayısıyla idarenin temerrüdü söz konusu olmadığından ancak davalı tarihinden sonrası için ve yasal faiz istenebileceğini, açıklanan nedenlerle haksız ve hukuka aykırı davanın reddine yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davadaki uyuşmazlığın konusunun, sigortalı iş yerindeki su baskının hangi sebepten kaynaklandığı hasar miktarının ne kadar olduğu kusurun kimde olduğu, mahkememizin görevli olup olmadığı, faiz miktarının ve oranının ne kadar olduğu, noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamındaki dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi, bilirkişi raporu ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
… Belediye Başkanlığı’ndan hasar mahallindeki binaya ait mimari projenin ve buna ilişkin dorum katlarındaki su yalıtım ve drenajla ilgili projeler celp edilmiştir.
Mahkememizce, … Sigorta A.Ş.’den meydana gelen hasar sebebiyle açılan hasar dosyasının tasdikli bir sureti istenilmiş, sigorta şirketi tarafından hasar dosyasının bir sureti gönderildiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan keşif bilirkişi incelemesi sonrası düzenlenen bilirkişi raporunda sonuç ve özetle; 02/01/2020 tarihinde saat 00:00 … Ltd. Şti.’nde meydana gelen su basması hasarında, hasarın … borusunun patlaması sebebiyle meydana geldiği, dava konusu hasarın kısmen bina giderlerinin bakımlarının yapılmamasından ve işlevini göstermemesinden kaynaklı olduğu ve vukuu bulunan olayda etkisinin %20 (yüzde yirmi) olduğu, kısmen de …’nde bağlı sokak isale hattında meydana gelen arızadan kaynaklı olarak meydana geldiği ve vukuu bulan olayda etkisinin %80(yüzde seksen) olduğu tespit edilmiştir. Dosya içerisinde yer alan bilgi, belge ve eksper raporlar incelenmesi sonucunda su baskı esnasında zarar gören Karo ve Rulo Halıların sovtaj bedeli de göz önüne alınarak Toplam Emtia Hasar Miktarının 22.785,12 TL olduğu, Eksper tarafından tespit edilen bina hasar tutarı:1.500,00 TL Emtia hasar tutarının 22.785,12 TL olmak üzere toplam hasar tutarının 24.135,44 TL olduğu, davacı … Sigorta’nın 24.135,44 hasar bedelini sigortalısı … Ltd.Şti’ nde ödediği belirttiği, rücu şartlarının oluştuğu, meydana gelen hasar; bina giderlerinin bakımlarının yapılmaması, izolasyon eksikliği nedeni ile %20 dava konusu taşınmazın bulunuğu bina yöntemi; %80 …ne bağlı olarak sokak isale hattında meydana gelen arızadan kaynaklı olarak meydana geldiği için davalı kuruma rücu şartlarının oluştuğu kanaati ile yapılan inceleme sonunda sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir. Davacı vekili 06/05/2021 tarihli beyan dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesi sunmuştur. Davalı vekili 20/05/2021 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi sunmuştur.
Dava, haksız fiil nedeniyle tazminat istemine ilişkin olup davacı sigorta şirketinin halefiyet ilkesi yerine geçtiği sigortalı, limited şirket olarak tacir sıfatına haizdir. Davalı …’de, özel hukuk hükümlerine tabi ve ticari şekilde işletilen bir işletme olarak tacir sıfatına haizdir. Bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6102 sayılı TTK 4. Maddesi gereğince her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olduğundan TTK 5.maddesi gereğince ticaret mahkemelerinin görev kapsamına girmektedir.
Binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. Bu maddedeki sorumluluk, objektif özen yükümlülüğüne aykırılıktan doğan “ağırlaştırılmış” bir kusursuz sorumluluk halidir. Bu gibi hallerde, zarar ile özen eksikliği arasında uygun illiyet bağının varlığı sorumluluk için yeterlidir. Uygun illiyet bağı mücbir sebep, zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusuru sonucu kesilirse, sorumluluktan söz edilemez. Davalıya ait su borusu da madde de açıklanan “imal olunan şey” kavramına dahil olup, davalı bu boruların kötü yapılmasından veya muhafazasından kaynaklanan zarardan kusursuz sorumludur. Öte yandan 2560 sayılı … Kanunu 25.maddesinde ” Yağmur sularının uzaklaştırılması ile ilgili tesislerin yapılması veye bu tip tesislerin işletilmesi, gerekli harcamalar ilgili belediyelerce karşılanmak şartıyla … tarafından yerine getirilir. Bu tesislerin yapılması veya işletilmesine ilişkin harcamalar tarifeye dahil edilmez.” hükmüne göre, ilgili Belediyeyle birlikte …’nin de yağmur sularının uzaklaştırılmasında sorumluluğa sahip olup, bu hüküm …’nin sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır. Yine, Yargıtay 4.HD 16.11.2015tarih ve 2014/15452-2015/13070 sayılı kararında açıklandığı üzere,
…nün kuruluş ve işleyişine dair 2560 sayılı Kanunun 2/b maddesine göre de, …’nün görevi ”Kullanılmış sular ile yağış sularının toplanması, yerleşim yerlerinden uzaklaştırılması ve zararsız bir biçimde boşaltma yerine ulaştırılması veya bu sulardan yeniden yararlanılması için abonelerden başlanarak bu suların toplanacakları veya bırakılacakları noktaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak; gerektiğinde bu projelere göre tesisleri kurmak ya da kurdurmak; kurulu olanları devralıp işletmek ve bunların bakım ve onarımını yapmak, yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek” şeklinde belirtilmiştir. Her ne kadar davalı husumet itirazında bulunmuş ise de davalının kendi gözetim ve denetimindeki alt yapıdan kaynaklı meydana gelen zarardan sorumlu olduğu, husumet itirazının yerinde olmadığı, değerlendirilmiştir.
Davacı şirkete sigortalı … numaralı … Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan … Mah. … Sokak No: … /İstanbul adresinde su borusunun patlaması sebebiyle maddi hasara uğratıldığı, hasar akabinde 03/01/2020 tarihli eksper tespit tutanağı tutulduğu, tutanağı tanzim eden tanığın anlatımıyla da meydana gelen olayın doğrulandığı, mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile malzeme listesi ve fiyatlandırmanın yapım koşullarına uygun olduğu dosya kapsamında alınan bilimsel veri ve içeriğe sahip, denetime elverişli olduğu anlaşılan bilirkişi teknik raporuyla da sabit olmakla toplam hasar tutarının 24.135,44 -TL olduğu tespit edilmiş olmakla davalı …’nün %80 oranında kusurlu bulunduğu tespit edilmekle açılan davanın kısmen kabulü ile 19.308,35.-TL ‘nin 06/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HUAK 18/A-(13) Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. (…)” ve (14). Fıkrası: ” Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarakArabuluculuk Dava Şartı Dosya No: 2020/… üzerinden … 1320 TL tarife bedeli üzerinden kesilen 27/08/2020 tarihli … sıra nolu sıra nolu Serbest Meslek Makbuzu doğrultusunda ödeme yapıldığı tespit edilerek davanın kabul red oranında yükletilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen gerekçeler uyarınca;
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE;
19.308,35 TL hasar tazminatının 06/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 4.080,00 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/3 maddesine göre hesaplanan 724,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Alınması gereken 2.896,25 TL harcın peşin alınan 412,18 -TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 2.484,07-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle kabul red oranınca devletçe karşılanan arabuluculuk ücretinden 1.056,00 TL’sinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle kabul red oranınca devletçe karşılanan arabuluculuk ücretinden 264,00 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 412,18 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı vekili tarafından yapılan posta-tebligat gideri toplamı 98,00-TL ile 3 adet bilirkişi ücreti 1.800,00.-TL, 54,40.-TL başvuru harcı, 7,80-TL vekalet harcı,160,00 TL Keşif araç ücreti, 419,90 TL keşif harcı olmak üzere toplam 2.540,10-TL yargılama giderinin dava kabul red oranınca hesaplanarak 508,02 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (… Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır