Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/397 E. 2021/700 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/397 Esas
KARAR NO : 2021/700
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/08/2020
KARAR TARİHİ : 30/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Davalı … ile dava dışı … Ltd. Şti. tarafından müvekkili şirketten; 2480 adet Model: … , … adet … ve 2300 … olmak üzere toplamda 10.600 adet ateş ölçme cihazı tedarik ve alım talebinde bulunulduğunu, müvekkili şirket yetkilisi ile davalı arasında yapılan görüşmeler sonucunda, sözleşme şartlarında mutabık kalındığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin tedarik ve satış sözleşmesi olmasından bahisle müvekkilİ şirketin cihazları tedarik edebilmesi dolayısıyla dava dışı … Ltd. Şti yetkilisi … … tarafından; 07.04.2020 tarihinde 300.000,00 TL, 08.04.2020 tarihinde 350.000,00 ve 28.000,00 TL, 14.04.2020 tarihinde 100.000,00 TL ve davalı … tarafından ise, 09.04.2020 tarihinde 1.045.000,00 TL’ nin müvekkili şirket yetkilisi … ‘in … IBAN numaralı hesabına ödendiğini, tedarik ve satış sözleşmesinin ”Ödeme Koşulları ve Zamanı” başlıklı 6.maddesinde; davalı tarafından yapılan işbu peşin ödemelerin teminatı olarak … ‘ nın 19.04.2020 tarihli 1.541.200,00 TL bedelli çekin tanzim olunarak davalıya verileceği tanzim edilmişse de, işbu çekin davalı tarafından doldurulduğunu, müvekkili şirket tarafından tedarik edilen cihazların 17.04.2020 tarihinde teslime hazır hale getirilmesine karşın, davalı tarafından, müvekkili şirketten teminat adı altında alınan çekin bankaya ibraz olunduğunu, akabinde, 27.04.2020 tarihinde ise, 2480 adet ürünün, davalı tarafından teslim alındığını, müvekkili şirket tarafından tedariği sağlanan 8.120 adet cihazın teslim alınmadığı gibi, 2480 adet ürün teslim alınmasına karşın, ifa yükümlülüğüne aykırı hareket edildiğini ve müvekkilinden teminat olarak alınan senedin takibe konu edildiğini, taraflarınca … Noterliği’ nin … yevmiye numaralı ve 22.05.2020 tarihli ihtarnamesi ile davalıya; 8.120 adet ürünün teslim alınması ve taraflarınca teminat senedi olarak verilen çekin Sözleşme gereği taraflarına iadesi talep edilmiş olup, davalı tarafından işbu ihtarnameye de gerçeğe aykırı beyanlar ile cevap verildiğini, tüm bu süreçlerin akabinde davalı … tarafından, müvekkili şirket ile akdedilen sözleşme gereği tanzim edilen çekin … İcra Müdürlüğü’ nün 2020/… E sayılı dosyasından takibe konu edilmiş olup; ilgili çeke ilişkin müvekkilinin herhangi bir borcu bulunmaması, ilgili çekin peşin ödemelere teminat amacı ile verilmiş olması ve takibe konu çekin davalı … tarafından doldurulmasından bahisle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitinin gerektiğini, icra takip dosyasına konu çekin tedarik ve Satış Sözleşmesi 6.maddesi ile de sabit olduğu üzere teminat senedi olarak verilmiş olup, müvekkilininin davalıya herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkili ile davalı arasında tedarik ve satış sözleşmesinin ilk etapta sözlü olarak yapıldığını ve müvekkili tarafından ilgili cihazların tedarik edilebilmesi için müvekkili hesabına davalı … ile dava dışı … … tarafından birtakım ödemeler yapıldığını, işbu peşin ödemelere istinaden müvekkilinden teminat çeki talep edilmiş olup, müvekkili tarafından yalnızca imza edilen çekin davalı tarafından doldurulmak sureti ile … İcra Müdürlüğü nezdindeki icra takibine haksız şekilde konu edildiğini, ödemeler neticesinde malları tedarik eden ve teslime hazır hale getiren müvekkilinden ilgili cihazlar alınmaksızın, 1.541.200,00 TL tutarındaki çekin bankaya ibraz edildiğini ve sözleşmeye aykırı eylemlerde bulunduğunu, taraflar arasındaki tedarik ve satış sözleşmesinin Ödeme Koşulları ve Zamanı başlıklı 6.maddesinde; ”Alıcı (davalı … ve dava dışı … Ltd. Şti) tarafından yapılan işbu peşin ödemelerin teminatı olarak Satıcı (müvekkil) tarafından … ‘nın 19.04.2020 tarihli, 1.541.200,00 TL bedelli 19.04.2020 keşide tarihli çek tanzim olunarak Alıcıya teslim edilmiştir. Satıcı, işbu sözleşmedeki ifa yükümlülüğünü yerine getirdiğinde çek kendisine iade edilecektir.” hükümleri tanzim edilmiş olup; müvekkili aleyhine başlatılan icra takibine konu edilen çekin tanzim tarihi, bedeli ve bankası gibi bilgileri yazıldığını ve sözleşme ile takibe konu çekin teminat altına alındığını takibe konu çekin müvekkili tarafından doldurulmamış olup, çeke konu edilen bedelden de icra takibi ile haberdar olmuş olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişki ve sözleşmeye davalı tarafından 2480 adet Ürünün teslim alınması hususu ile sabit olup, müvekkili ile davalı arasındaki hangi ilişkiye binaen takibe konu çekin teslim alındığı hususunun ispatının davalıya ait olduğunu, davalı tarafından müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinin tamamen haksız ve mesnetsiz olup; müvekkilinin davalıya herhangi bir borcu bulunmadığını belirterek açıklanan nedenler ile … Şubesine ait … seri numaralı, 19.04.2020 tarihli ve 1.541.200,00 TL bedelli çeke ilişkin müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, haksız haciz tehditi altında bulunan müvekkilinin mağduriyetinin artmaması ve telafisi mümkün olmayan zararların doğmaması hasebi ile takibin teminatsız olarak tedbiren durdurulmasına, davalı tarafından başlatılan icra takibinin haksız olmasından bahisle davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde iddia edilen sözde ticari ilişkilerin gerçeği yansıtmadığını, borçlunun borçtan kurtulmaya yönelik iddiaları olduğunu, dava dilekçesindeki “….davalı … tarafından ise, 09.04.2020 tarihinde 1.045.000,00 TL müvekkil şirket yetkilisi … in … IBAN numaralı hesabına ödenmiştir…” ifadesinde de ikrar edildiği üzere; müvekkilinin davacı şirketin tek ortağı … in hesabına “borç verilen” açıklaması ile 1.045.000,00TL havale ettiğini, aynı şekilde davacı şirket tek ortağı … ‘ e 500.000 TL de karşılıklı güven ilişkisi içerisinde müvekkili tarafından elden borç verildiğini, davacı şirket yetkilisi …’ in vadesi geldiğinde borcu ödeyemeyeceğini bildirdiğini, borcuna karşılık çek tanzim ettiğini, müvekkilinin de işbu çek hakkında ….İcra Müdürlüğü’ nün 2020/… E. dosyasından icra takibi başlattığını, dava dilekçesinin temelini oluşturan “tedarik ve satış sözleşmesi” başlıklı belgenin sözleşme niteliği olmadığını, zira söz konusu evrakta tek bir imza dahi bulunmadığını, davacının iddialarının tamamının işbu evraka dayandığını ancak müvekkilinin kabul beyanını ispatlar imzası bulunmadığı gibi ilgili evrakta davacının dahi imzası bulunmadığını, sunulan evrakın her zaman tek taraflı olarak her şart ile hazırlanabilecek bir metinden ibaret olduğunu, delil değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, kambiyo senetlerinin illetten mücerret olduğunu, teminat senedi olduğunu iddia eden davacının iddiasını ispatla yükümlü olduğunu, dava dilekçesinin hiçbir bölümünde davacının imzasını inkar etmediğini, dava konusu bononun teminat senedi olduğunu iddia eden davacının öncelikle bu iddiasını yazılı delille ispatlaması ve bundan sonra da senedi elinde bulunduran hamilin iyiniyetli hamil olmayıp, bonoyu iktisabında bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini kanıtlaması gerektiğini, davacının sunduğu kamera görüntülerinin dava konusuyla hiçbir ilgisi bulunmadığını, görüntülerin açık rıza olmaksızın kayda alınması sureti ile işlenmesi 6698 sayılı KVKK kapsamında ihlal niteliğinde olduğunu, bu husustaki dava, talep ve şikayet haklarını saklı tuttuklarını, davacının dava dilekçesindeki “Her şey hazır sözleşme imzalanacak mal teslim olacak sizden haber bekliyorum.” ve ”Arıyorum …’i dedikten sonra avukatınla görüşüyorlarmış halen telefondayız dedi.” şeklindeki beyanlarının müvekkiline ait olmadığını, dava dışı … … ve davacıya ait mesajlar olduğunun dava dilekçesinde de belirtildiğini, dava dışı … … ve davacı arasındaki yazışmaların neye ilişkin olduğunun davacının dava dilekçesinde paylaştığı kısımlardan anlaşılması mümkün olmadığını, bu sebeple davanın ispatına ilişkin delil olarak kabul edilmesi mümkün olmadığını belirterek açıklanan nedenler ile müvekkilinin alacağının sürüncemede bırakılması amacıyla açılmış bulunan işbu davanın reddine, davacı tarafın tazminat talebinin reddine, huzurdaki davanın kötü niyetle olarak açılması sebebiyle uğrayacakları herhangi bir zararda dava açma haklarının saklı kaldığını belirterek masraf ve ücreti vekaletin davacı borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
… ve Gelir İdaresi Başkanlığı’ nın yazı cevapları, …. İcra Müdürlüğü’ nün 2020 /… E. Sayılı dosya sureti bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı davamızın delillerimizi oluşturmaktadır.
Mahkememizce aldırılan 06.08.2021 tarihli bilirkişi heyeti raporunda neticeten; dosya kapsamında tarafların imzasını taşıyan sözleşmenin bulunmadığı, davacının teminat çeki iddiasını yazılı delil ile ispat külfeti altında bulunduğu, çek üzerinde de teminat çeki olduğuna dair bir kaydın bulunmadığı, bu şartlar altında davacının dava konusu çekin teminat çeki olduğunu ispatlayamadığı, bu sebeple çekin kambiyo senedi olma vasfını taşıdığı ve çek kapsamındaki borçtan sorumlu olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Dava; … İcra Müdürlüğü’ nün 2020/… Esas sayılı icra takibine konu çekin teminat çeki olduğu iddiasıyla İİK. 72 Madde uyarınca açılan menfi tespit davasıdır.
Davaya konu ihtilafın, davaya konu çekin teminat olarak verilip verilmediği, davalı tarafça davacı hakkında … İcra Müdürlüğü’ nün 2020/… E. Sayılı takip dosyasında takibe konu 1 adet … Şubesi’ ne ait … seri numaralı 19.04.2020 tarihli çekten dolayı davacının davalıya borçlu olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama, aldırılan bilirkişi heyeti raporu ile tüm dosya kapsamı deliller birlikte incelenip değerlendirildiğinde, davacının ticari defterlerinin mali müşavir bilirkişi tarafından yapılan incelenmesinde, davacıya ait ticari defterlerde davalı ile olan cari hesap sözleşmesi ve/veya davalı … ile ticari münasebeti olduğuna dair yevmiye defterinde kayıt bulunmadığı, menfi tespite konu edilen … Şubesi … seri numaralı 19.04.2020 tarihli çek ile ilgili de ticari defterlerde kayıt bulunmadığı, davalı …’ nin banka havalesi ile göndermiş olduğu 1.045.000 TL’ lik havale ile ilgili de ticari defterlerde kayıt bulunmadığı, … tarafından gönderilen EFT’ nin doğrudan davacı şirket yetkilisi … ‘in … IBAN numaralı hesabına ödendiği, davacının, dava dışı şirkete 13.05.2020 tarihinde 400.000 TL tutarlı fatura keşide ettiği, fatura içeriğinin davanın konusunu oluşturan 2480 Adet … A66 Ateş Ölçer olarak düzenlendiği görülmüştür.
Kural olarak çek bir ödeme aracı olup, mevcut bir borcun tasfiyesi amacıyla verilmektedir. Çekin ödeme dışında başka bir amaçla, somut olayda teminat olarak verildiğinin davacı tarafça kanıtlanması gerekir. Bu durumda ispat külfeti davacı yanda olup, davalı yan alacağını ispatla yükümlü değildir. (Yargıtay 19 HD.nin 2014/17834 Esas- 2015/4830 Karar sayılı kararıda benzer mahiyettedir.)
Davacının, davaya konu çekin teminat olarak davalıya verildiği yönündeki iddiasını HMK 200 maddesi uyarınca usulüne uygun delillerle kanıtlaması gerekmektedir. Dosya kapsamına göre davacı, davaya konu çekin teminat olarak davalıya verildiğini yazılı delille ispatlayamamıştır. Taraflar arasında her iki tarafın da imzasını taşıyan bir sözleşme bulunmamaktadır. İmza bulunmayan sözleşme metninin taraflar arasında düzenlendiğinin kabulü mümkün değildir. Dava konusu çek üzerinde de taraflar arasındaki ticari ilişkiye atıf yapan ve teminat için verildiğini ifade eden bir kaydın bulunmadığı gibi dava konusu çekin davacının ticari defterlerinde de kayıtlı olmadığı anlaşılmaktadır. İspat külfeti altında bulunan davacının dava konusu çekin teminat çeki olduğunu ispatlayamadığı, bu sebeple çekin kambiyo senedi olma vasfını taşıdığı ve menfi tespit talep eden davacının borçtan sorumlu olduğu kanaatine varılmaktadır.
HUAK 18/A-(13)fıkrası : “Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır.” 14. Fıkrası ;”Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri uyarınca davalı tarafın arabuluculuk toplantısına katılmayıp görüşmelerin sonlandığı son anlaşamama tutanağı düzenlendiği ve arabuluculuk gideri olarak Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No: 2020/… sayılı dosyasından arabulucu olarak atanan … ekte sunulan 1320 TL tarife bedeli üzerinden ödeme yapıldığı tespit edilerek davacı aleyhine arabulucuk giderlerinin de yükletilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Davacının davasının REDDİNE,
2- Mahkememizce verilen tedbir kararı bulunmadığından kötü niyet tazminatı tayinine yer olmadığına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin yatırılan 26.319,85 TL’nin mahsubu fazla yatırılan 26.260,55 TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından bu dava sebebi ile yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 86.742 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına.
6-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/09/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır