Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/395 E. 2023/209 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/395 Esas
KARAR NO : 2023/209

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/09/2021
KARAR TARİHİ : 23/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkememiz asıl dava dosyasında davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında Beşiktaş … Noterliğinde 11.12.2017 tarihli ve … yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi ‘nin akdedildiğini, sözleşmenin akdedilmesinden sonra yine sözleşme hükümleri kapsamında sözleşme ekinde yer alan ödeme planına uygun bir şekilde müvekkili şirket tarafından gerekli ödemelerin davalı şirkete yapıldığını, söz konusu ödemelerin eksiksiz olarak yapıldığının davalı şirketin de kabulünde olup, ödemeleri yapılan ancak hiçbir zaman tapu devri gerçekleştirilmeyen taşınmazlara ilişkin aidat borcunun tahakkuk ettirildiğini ve buna ilişkin müvekkili şirket aleyhine İstanbul … İcra Dairesi’nin … E. sayılı icra dosyası üzerinden takip başlatıldığını, ne yazık ki tebligatın muhtara yapılmış olması nedeniyle takibe süresinde itiraz edilememişse de derhal menfi tespit davası açıldığını,müvekkili şirkete hiçbir zaman anılan taşınmazların devrinin gerçekleştirilmediği ve dolayısıyla anılan icra takibi dosyası kapsamında borçlu olunmadığının bildirildiğini, davalı şirketin sözleşme hükümlerine aykırı davranışları sebebiyle görülen lüzum üzerine müvekkili şirket tarafından Ankara … Noterliği kanalıyla 04.02.2019 tarihli ve …yevmiye numaralı ihtarnamenin davalı şirkete gönderildiğini,bunun üzerine müvekkil şirketçe sözleşme hükümleri uyarınca ödenen bedelden yine sözleşme hükümleri uyarınca mahsup edilmesi gereken tüm kalemler düşürülerek davalı şirket aleyhine toplam 1.300.267,37 USD asıl alacağın tüm ferileri ile birlikte ödenmesi talebiyle İstanbul… İcra Dairesi’nin …E. sayılı dosyası üzerinden haklı ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak bu sefer de, işbu icra takibine karşı davalı şirket tarafından 05.12.2019 tarihinde haksız ve hukuka aykırı bir şekilde -aslına ve ferilerine- itiraz edildiğini, bunun üzerine, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu md. 5/A hükmünde dava şartı olarak düzenlenen arabuluculuk kurumuna başvurulduğunu, her ne kadar başvuru yapılmışsa da, tarafların 03.02.2020 tarihli son tutanakta da görüldüğü üzere yapılan müzakereler sonucunda anlaşma sağlayamadığını, davalı şirket tarafından sözleşme hükümleri uyarınca üstlenilen yükümlülüklerin yerine getirilmediğini, bu sebeple Müvekkil şirket tarafından davalı şirkete ihtarname gönderilerek dönme hakkının kullanıldığını ve yapılan tüm ödemelerin iadesinin talep edildiğini, ancak sözleşmede yer alan bu açık hükümler karşısında davalı şirket tarafından söz konusu bedelin iadesinin yapılması bir yana müvekkil şirket ile iletişime geçilerek herhangi bir aksiyon dahi alınamadığını, somut olayda davalı şirketin itirazının haksız ve hukuka aykırı olduğu dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığından müvekkili şirketin alacağına kavuşmasında daha fazla gecikilmemesi için davalı şirketin taşınır ve taşınmaz malları ile tüm hak ve alacakları üzerine ihtiyaten haciz konulmasını talep ve beyanlarla davalı şirketin müvekkili şirket ile akdettiği sözleşmeye bağlı yükümlülüklerini yerine getirmediği ve konuya ilişkin olarak müvekkil şirket tarafından gönderilen ihtarlara hiçbir şekilde cevap vermediğini, müvekkili şirketin sözleşmede taraflarca belirlenmiş olan dönme hakkını kullandığı ve bu kapsamda ödemiş olduğu bedelin gerekli tutarları mahsup ederek iadesini talep ettiğini,davacının haklı talebinin davalı şirket tarafından karşılanmadığını, bunun üzerine müvekkil şirket tarafından huzurdaki dava konusu icra takibinin başlatıldığını, davalı şirketin bu takibe tamamen haksız, hukuki dayanaktan yoksun ve kötü niyetli bir şekilde itiraz ettiğini, bu nedenlerle İİK md.67 hükmü uyarınca itirazın iptali ile takibin devamına ve haksız olarak yapılan borca itiraz nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememiz asıl dava dosyasında davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili şirket arasında Beşiktaş … Noterliği …Yevmiyeli 11/12/2017 tarihli GayrimenkuL Satış Vaadi Sözleşmesi imzalandığını, davacıya yer teslimi için yazı gönderildiğini ve yer teslimin de davacıya 04/09/2018 tarihinde yapıldığını, teslim belgesi ile müvekkilinin teslim borcunu sözleşmedeki şekilde yerine getirdiğini, ayıp olmadığını açıkça kabul ve ikrar ettiğini, davacının daha sonra, kötü niyetli olarak 04/02/2019 keşide tarihli ihtarname ile “herhangi bir gerekçe göstermeden” fesih etmiş olup işbu ihtarın müvekkiline 05/02/2019 tarihinde tebliğ edildiğini,davacının, fesih ihtarında herhangi bir neden bildirmeden sözleşmeden dönmüş olup işbu davada, müvekkilinin“ Sözleşme Hükümlerine Aykırı Davranışı nedeniyle Feshedildiğini” iddia etmesinin açıkça kötü niyetinin göstergesi olup kabul edilemez olmasının yanında iddiasını ispata yarar herhangi bir belge ve bilgi de sunamadığını,yine davacıya yer teslimi yapılmışken davacı sözleşmeyi herhangi bir gerekçe götermeden feshetmiş olup davacıya tapu teslimi için davet dahi yapıldığını, yine davacının, bir kısım bedelleri mahsup ederek işbu davayı açtığını ikrar ettiğinden, yine davacının işbu iddiasının aksini kendi davası ve ikrarı ile de kanıtlandığını, davacının işlemi faiz talebine ve miktarına itiraz ettiklerini beyanlarla davacının haksız davasının reddine,müvekkilinin borçlu değil alacaklı olması nedeniyle de işbu davanın reddine, aksi düşünülmesi halinde; favacının asıl alacak olarak iddia ettiği bedelin hatalı olması, işlemiş faizin miktarı ve faiz başlangıcının da hatalı olması, nedenleri ile faiz ve faiz oranı taleplerinin reddine ve yasal seviyeye çekilmesine ve alacak miktarının tespiti ile fazla kısmın reddine, müvekkilince yapılan masrafların taleplerden mahsubuna, müvekkilinin edimlerini yerine getirmediği iddiasının reddine, davacının hiçbir gerekçe göstermeden sözleşmeyi feshettiğine, Satış Vaadi Sözleşmesi şartlarının uygulanmasına,davacının ihtiyati haciz taleplerinin reddine, yargılamayı gerektiren ve likit olmayan alacakları için talep ettiği tazminatın reddine, davacının, iyi niyet iddiasında bulunamayacağının tespitine ve davanın reddine, ticari defter ve kayıtlarının iddiaları açısından incelenmesine, dazlaya ilişkin talep ve dava haklarımızı saklı tutarak; davanın tümden reddi ile yargılama giderleri ile ücreti vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Birleşen İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… E. Sayılı dosyasında davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Şirket ile davalı Şirket arasında Beşiktaş … Noterliğinde 11.12.2017 tarihli ve … yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi akdedildiğini, Sözleşmenin akdedilmesinden sonra yine sözleşme hükümleri kapsamında sözleşme ekinde yer alan ödeme planına uygun bir şekilde müvekkil Şirket tarafından gerekli ödemeler davalı Şirkete yapıldığını, bu hususta taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığını, ancak Sözleşmeye konu ödemelerin tamamı yapılmış olmasına karşın taşınmazların tapu devirlerinin hiçbir zaman yapılmadığını, bu hususun tapu kayıtları ile de sabit olduğunu, sözleşmeye konu bedellerin müvekkil Şirket tarafından ödendiği ve fakat taşınmazların tapu devirlerinin yapılmadığı ve taşınmazların fiziken teslim edilmediği dönemde görülen lüzum üzerine müvekkil Şirket tarafından Düzce … Noterliği kanalıyla 04.02.2019 tarihli ve …yevmiye numaralı İhtarnamenin davalı şirkete gönderildiğini, ihtarnamede müvekkil Şirket tarafından, Sözleşmeden doğan haklarına istinaden sözleşmenin haklı bir şekilde tek taraflı olarak feshedildiğinin belirtildiğini, bu sebeple yapılan tüm ödemelerin iadesinin talep edilerek, aksi bir durumun söz konusu olması halinde yasal yollara başvurulacağı ihtaren bildirildiğini, ödemelerin iadesinin yapılmaması üzerine, müvekkil Şirketçe sözleşme hükümleri uyarınca ödenen bedelden yine sözleşme hükümleri uyarınca mahsup edilmesi gereken tüm kalemler düşürülerek davalı Şirket aleyhine toplam 415.211,89 USD asıl alacağın tüm ferileri ile birlikte ödenmesi talebiyle İstanbul … İcra Dairesinin…E. sayılı dosyası üzerinden haklı ilamsız icra takibi başlatıldığını, işbu icra takibine karşı davalı Şirket tarafından 10.07.2020 tarihinde haksız ve hukuka aykırı bir şekilde aslına ve ferilerine- itiraz edildiğini belirterek, faize ve fazlaya ilişkin tüm talep, dava ve şikâyet haklarımız saklı kalmak üzere, öncelikle ihtiyati haciz talebinin kabulüne, davanın kabulüne, borçlunun borca itirazının iptali ile İstanbul … İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyası üzerinden başlatılmış olan takibin devamına, haksız itiraz eden borçlu aleyhine alacağın % 20sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen İstanbul… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E. Sayılı davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile müvekkil şirket arasında Beşiktaş … Noterliği …Yevmiyeli 11/12/2017 tarihli Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, davacıya, yer teslimi ve tapu devri yapılmak istendiğini ancak davacı kötü niyetli olarak yanaşmadığından yapılamadığını, mail ile bildirimde bulunulduğunu, davacı, kötü niyetli olarak 04/02/2019 keşide tarihli ihtarname ile “herhangi bir gerekçe göstermeden ‘ sözleşmeyi fesih ettiğini, işbu ihtarın müvekkiline 07/02/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, davacının kardeş şirketi ile ilgili olarak aynı şekilde, istanbul … asliye ticaret mahkemesi …e. sayılı dosyası ile diğer gayrimenkuller için, davacının kardeş şirketi tarafından yine dava ikame edildiğini, davalar arasında hukuki ve filli irtibat bulunan istanbul ….asliye ticaret mahkemesi … e. sayılı dosya ile işbu davanın birleştirilmesi taleplerinin olduğunu, davacının haksız davasının reddine, müvekkilin borçlu değil alacaklı olması nedeniyle de işbu davanın |reddine, aksi düşünülmesi halinde; davacının asıl alacak olarak iddia ettiği bedelin hatalı olması, işlemiş faizin miktarı ve faiz başlangıcının da hatalı olması nedenleri ile faiz ve faiz oranı taleplerinin reddine ve yasal seviyeye çekilmesine ve alacak miktarının tespiti ile fazla kısmın reddine, müvekkilce yapılan masrafların taleplerden mahsubuna, müvekkilin edimlerini yerine getirmediği iddiasının reddine, davacının hiçbir gerekçe göstermeden sözleşmeyi feshettiğine, satış vaadi sözleşmesi şartlarının uygulanmasına, süresinden önce icra takibi yapıldığından, ortada geçerli bir icra takibi olmadığından, işbu itirazın iptali davasının reddine, davacının ihtiyati haciz taleplerinin reddine, davacının, yargılamayı gerektiren ve likit olmayan alacakları için talep ettiği tazminatın reddine, davacının, iyi niyet iddiasında bulunamayacağının tespitine ve davanın reddine, davacının ticari defter ve kayıtlarının iddialarımız açısından incelenmesine, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımızı saklı tutarak; davanın tümden reddi ile yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyasında davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 11/12/2017 tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme konusu ödemelerin tamamının yapılmasına rağmen taşınmazların tapu devirlerinin yapılmadığını, akabinde sözleşmenin feshedilerek yapılan ödemelerin iadesinin istendiğini ancak bu taleplerin karşılıksız bırakıldığını, bunun üzerine sözleşme hükümleri gereğince mahsup edilmesi gereken tüm kalemler düşülerek davalı şirket aleyhine 1.099.639,45 USD alacağın ve ferilerinin tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün… E sayılı dosyasından başlatılan takibe davalı tarafça itiraz edildiğini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyasında davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle;taraflar arasında yapılmış 11/12/2017 tarihli Gayrimankul Satış Vaadi Sözleşmesi gereği müvekkilinin teslim borcunu sözleşmedeki şekilde yerine getirdiğini, teslim belgesinde taşınmazlarda eksik, ayıp kusur bulunmadığının davacı tarafça kabul ve ikrar edildiğini, davacı tarafça sözleşmenin haksız feshedildiğini, davacı taraf taleplerinin yerinde olmadığını; yine aynı şekilde davacı şirketin kardeş şirketi tarafından diğer gayrimenkuller için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemli İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E sayılı dosyası üzerinden dava açıldığını, aralarındaki hukuki ve fiili irtibat nedeniyle işbu davanın İstanbul … ATM’nin …E sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep ettiklerini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Mahkememizin ana dosyası olan …esas sayılı dosyasında dava; taraflar arasında imzalanan 11/12/2017 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ve mevzuat gereği davacının sözleşmeyi fesih/sözleşmeden dönme şartlarının oluşup oluşmadığı, davanın kabulü durumunda davacının talep edebileceği alacak tutarı ve faizi , sözleşme uyarınca alacak miktarından mahsup edilmesi gereken tutar, davacının faiz ve gecikme tazminatı talep şartlarının oluşup oluşmadığı ve İstanbul … İcra Dairesi’nin … E. Sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Birleşen İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyasında ihtilaf konusu; Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Sözleşmesi’nden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra dosyasına vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Birleşen İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyasında ihtilaf konusu; taraflar arasında yapılmış Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin feshi/ dönülmesi nedeniyle ödenen bedelin iadesi amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın İİK’nın 67.maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.
Mahkememiz ana davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasınınn UYAP üzerinden celp edilerek yapılan incelemesinde; …tarafından … aleyhine toplam 1.405.713,71 USD tutarında icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67/1 maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün…E. Sayılı dosyasının celp edilerek yapılan incelemesinde; … Yapı Yönetimi tarafından …A.Ş. aleyhine 31.622,83.-TL tutarında icra takibi yapıldığı anlaşılmıştır.
İstanbul … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyasınınn UYAP üzerinden celp edilerek yapılan incelemesinde; davacı…Anonim Şirketi tarafından davalı , Taksim … Yönetimi aleyhine Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) istemli dava açıldığı görülmüştür.
Beşiktaş … Noterliği tarafından 11/12/2017 tarihli, …yevmiye numaralı Satış Vaadi Sözleşmesi’nin bir sureti dosya arasına gönderilmiştir.
Beyoğlu Kaymakamlığı
Tapu Müdürlüğü
‘ne yazılan yazıya cevap verilerek dava konusu taşınmazlara ait tapu kaydı bilgilerinin gönderildiği görülmüştür.
Birleşen İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası içerisine celp edilen İstanbul … İcra Dairesi’nin… esas sayılı takip dosyasının UYAP üzerinden yapılan incelemesinde; … tarafından … aleyhine 436,143,12 USD tutarında icra takibi yapıldığı, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Birleşen İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… E. Sayılı dosyası içerisine celp edilen İstanbul … İcra Dairesi’nin… esas sayılı takip dosyasının UYAP üzerinden yapılan incelemesinde; … tarafından … aleyhine 209.603,39 USD tutarında icra takibi yapıldığı, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
08/10/2020 tarihli ara karar ile davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin, talep yargılamayı gerektirdiğinden reddine karar verilmiş, işbu red kararının davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, BAM 43. H.D. tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce eksik hususlar giderildikten sonra tarafların Türk Ticaret Kanunun hükümleri gereğince tutmakla yükümlü oldukları ticari defter kayıt ve belgeleri, icra dosyası, tarafların iddia ve itirazlarının belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilerek bilirkişi heyetince düzenlenen raporda sonuç ve özetle;
“a) Davacıların taraflar arasındaki sözleşmelerin 14. maddesinde yer alan rücu haklarına
dayanarak sözleşmeden döndükleri, bu nedenle sözleşme bedellerinin %8’i oranındaki cezai
şart tazminatı dışında kalan bedelleri iade alabilecekleri,
b) Buna göre yapılan hesaplamalarda;
1. Asıl Davada;
Davacı şirketin icra takip tarihi olan 28.11.2019 tarihi itibariyle davalı şirketten1.300.267,37 USD (1.302.578,84 USD–2.311,47 USD Noter Masrafı) alacağının bulunduğu,
Davacı şirketin icra takip tarihi olan 28.11.2019 tarihi itibariyle 1.300.267,37 USD asıl alacağı için 39.866,19 USD işlemiş faiz talep edebileceği,
Davacı şirketin akdedilen sözleşmenin feshedilmesi nedeyiyle icra takip tarihi olan
28.11.2019 tarihi itibariyle davalı şirketten 1.300.267,37 USD asıl alacak, 39.866,19 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.340.133,56 USD talep edebileceği,

2.Birleşen İst. 11 Atm … E. Sayılı Dosyasında; Davacı şirketin icra takip tarihi olan 29.06.2020 tarihi itibariyle davalı şirketten 1.099.639,45 USD (1.101,472,88 USD–1.833,43 USD Noter Masrafı) alacağının bulunduğu,
Davacı şirketin icra takip tarihi olan 29.06.2020 tarihi itibariyle 1.099.639,45 USD asıl
alacağı için 47.265,53 USD işlemiş faiz talep edebileceği,

Davacı şirketin akdedilen sözleşmenin feshedilmesi nedeyiyle icra takip tarihi olan
29.06.2020 tarihi itibariyle davalı şirketten 1.099.639,45 USD asıl alacak, 47.265,53 USD
işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.146.904,98 USD talep edebileceği,
3 Birleşen İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı Dosyasında;
Davacı şirketin icra takip tarihi olan 29.06.2020 tarihi itibariyle davalı şirketten 415.211,89 USD (416.198,00 USD–986,11 USD Noter Masrafı) alacağının bulunduğu,
Davacı şirketin icra takip tarihi olan 29.06.2020 tarihi itibariyle 415.211,89 USD asıl alacağı
için 17.846,93 USD işlemiş faiz talep edebileceği,
Davacı şirketin akdedilen sözleşmenin feshedilmesi nedeyiyle icra takip tarihi olan 29.06.2020 tarihi itibariyle davalı şirketten 415.211,89 USD asıl alacak, 17.846,93 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 433.058,82 USD talep edebileceği…” şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.

Bilirkişi raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Taraf vekillerince bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazda bulunulmuştur.
Mahkememizce 16/06/2022 tarihli celsede
dosyada mevcut bilirkişi raporu, taraf vekillerinin bilirkişi raporuna karşı itiraz ve beyanları da değerlendirilmek üzere yeni bir heyetten rapor aldırılmasına ve dava konusu taşınmazın bulunduğu yer üzerinde İnşaat Mühendisi bilirkişinin refakati keşfen inceleme yapılmasına karar verilmiştir. Talik edilen gün ve saatte keşfen inceleme yapılmasını müteakip İnşaat Mühendisi …, Sözleşmeler Alanında Uzman, … Ve Mali Müşavir, … tarafından düzenlenen heyet raporunda sonuç ve özetle;

1. Mali yönden yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda:
1.1.Esas Dosya Yönünden; Davacı alacaklının 1.405.713,71 USD (1 USD= 5,77 TL= 8.110.968,00 TL) TALEP ETTİĞİ,
Yapılan incelemede davacının, davalıdan;
1.294.179,64 USD asıl alacak 16.452,04 USD takip öncesi işlemiş faiz 1.310.631,68 USD (1 USD= 5,77 TL = 7.562.344,79 TL) talep edebileceğinin hesaplandığı ve
davacının asıl alacak + işlemiş faiz yönünden 95.082,03 USD (548.623,21 TL) fazla ve yersiz talebinin olduğu, davacının asıl alacağına 3095 sayılı Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 4/a maddesi gereğince takip tarihinden itibaren işleyecek Devlet Bankalarının USD para birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanması gerekeceğini,

1.2.Birleşen İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi … ESAS Dosya Yönünden: Davacı alacaklı şirketin, davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü …Esas Sayılı Dosyası ile başlattığı ilamsız takipte, 1.099.639,45 USD asıl alacak 109.963,94 USD işlemiş faiz 1.209.603,39 USD (8.297.879,26 TL) alacağını talep ettiği,
Yapılan hesaplamada davacının davalıdan; 1.086.133,60 USD asıl alacak 39.041,30 USD işlemiş faiz 1.125.174,90 USD (1 USD = 6,86 TL = 7.718.699,81 TL ) alacağının hesaplandığı, davacının asıl alacak ve işlemiş faiz yönünden (84.428,49 USD) (579.179,44 TL) fazla ve yersiz talebinin olduğu,
Davacının asıl alacağına 3095 sayılı Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 4/a maddesi gereğince takip tarihinden itibaren işleyecek Devlet Bankalarının USD para birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanması gerekeceğini,

1.3.Birleşen İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas Sayılı Dosya Yönünden: Davacı alacaklı … A.Ş tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü …Esas Sayılı Dosyası ile … İnşaat…A.ş. aleyhine 29.06.2020 tarihinde başlatılan ilamsız takipte; 415.211,89 USD asıl alacak
20.931,23 USD işlemiş faiz 436.143,12 USD (USD-6,86 TL 2.991.941,80 TL) alacak talep edildiği,
Yapılan incelemede davacının, davalıdan, 415.211,89 USD asıl alacak 14.879,37 USD işlemiş faiz 430.091,26 USD (1 USD = 6,86 TL = 2.950.426,04) Alacağının hesaplandığı, davacının asıl alacak ve işlemiş faiz yönünden (6.051,86 USD) (41.515,75 TL) fazla ve yersiz talebinin olduğu, davacının asıl alacağına 3095 sayılı Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 4/a maddesi gereğince takip tarihinden itibaren işleyecek Devlet Bankalarının USD para birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanması gerekeceğini,
2.Teknik yönden yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda:
2.1.Dava konusu taşınmazların satış vaadi sözleşmesinden şartlarda ve teknik sözleşmesine uygun
olarak yapılıp bitirildiği, eksik veya kusur bulunamadığı ve kullanıma hazır vaziyette olduğu,

2.2.Tapu kaydında … ada … parseldeki … no.lu taşınmazın malikinin… Olduğu, diğer taşınmazların malikinin davalı … İNŞAAT firması olduğu,
2.3.Yüce mahkemece sözleşmenin feshinin uygun ve haklı olduğuna kanaat edilirse ve sözleşmedeki bedellerin tamamının ödenmiş olmak şartı ile davacının talep edebileceği miktar; esas davada 1.294.179,64 USD, birleşen Davacı… esas dosyada 1.086.133,60 USD, birleşen
Davacı … 2021/460 dosyasında da 415.211,89 USD asıl alacak olarak hesap edildiği,
3.Sözleşme ilişkisi yönünden yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda:
3.1.Davacılar tarafından keşide edilen ihtarnamelerden, davacıların; sözleşmenin 12. maddesi kapsamında haklı bir sebebe dayanmaksızın sözleşmeyi fesih haklarını mı kullandıkları yoksa sözleşmenin 14. maddesi kapsamında sözleşmeden dönme haklarını mı kullandıkları hususu mutlak biçimde anlaşılamadığı ve buna ilişkin takdirin tamamen Sayın Mahkemeye ait olduğu,
3.2.Tarafların tacir oldukları, hukuki işlemlerin tüketici işlemi değil ticari iş mahiyetinde olduğu, 3.3. Sözleşmenin 12. ve 14. maddelerinde düzenlenen alıcının sözleşmeyi fesih ve sözleşmeden dönme hakkının artık sözleşme hükmü haline getirildiği,
3.4.Davacıların sözleşmeden dönme (m.14) ve sözleşmeyi fesih (m.12) haklarını haiz oldukları,
3.5.Davalının temerrüt tarihinin; asıl dava bakımından 04/08/2019, birleşen davalar bakımından 06/08/2019 olduğu,
3.6. Davacıların sözleşmeden dönme (m. 14) haklarını mı yoksa sözleşmeyi fesih (m. 12) haklarını mı kullandıklarına ilişkin takdirin tamamen Sayın Mahkemeye ait olduğu ve buna göre davacılara iade edilecek tutarların hesaplamasında:

3.6.1.Sözleşmenin 14. maddesine göre bağımsız bölümlerin satış vaadi sözleşmesi nedeniyle oluşan vergi, harç ve benzeri yasal yükümlülüklerden doğan masraflar ile %8 tazminatın mahsup edileceği,
3.6.2. Sözleşmenin 12. maddesine göre bağımsız bölümlerin satış vaadi sözleşmesi nedeniyle oluşan vergi, harç ve benzeri yasal yükümlülüklerden doğan masraflar ile %8 tazminatın mahsup edileceği; ayrıca davacıların, faiz, gecikme tazminatı vb. taleplerinde bulunamayacağı, öte yandan bağımsız bölümün davacılara teslim edilmiş olması durumunda davacıların satıcıya ödediği bedeller toplamından: Ödenmemiş yönetim giderleri, aidat bedelleri, satış bedelinin binde 5’i oranında aylık kira bedeli, bağımsız bölüme ilişkin varsa hasar bedeli ve/veya yenileme bedeli, bankaya veya finansal kuruluşlara ödenen komisyonlar, bağımsız bölüm ile ilgili satıcı tarafından ödenen %50 oranında ödenen noter masrafları, vergi, elektrik, su, doğalgaz vb. giderler tahsil edildikten sonra kalan kısım iade edileceği…” yönünde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Davacılar vekilince bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunulmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama, aldırılan bilirkişi raporu, dava ve cevap dilekçesi, sunulan beyanlar, icra dosyaları, birleşen dosyalar hep birlikte incelenip değerlendirildiğinde;
Asıl dava, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında itirazın iptali istemine; birleşen İstanbul 12. ATM’nin… Esas sayılı dava, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında itirazın iptali istemine; birleşen İstanbul 11. ATM’nin … Esas sayılı dava ise, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı takip dosyasında itirazın iptali istemine ilişkindir. Dava konusu takip dosyalarının incelenmesinde takibin usul ve yasaya uygun olduğu, takibe yapılan itirazın ve açılan işbu davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesine göre takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkûm edilir.
İtirazın iptali davalarında dava konusu farklı sebeplere dayanabileceği için görev ve yetki hususu, dava konusunun niteliğine göre HMK ve özel kanunlar çerçevesinde gözetilmesi gerekir.
İtirazın iptali davaları, icra takibine bağlı davalar olup, takibe dayanak belgelere bağlı olarak yargılama yapılır. Yargıtay HGK’nun 11/02/2020 tarih, 2017/19-2076 E. ve 2020/117 K. sayılı ilamında belirtildiği üzere itirazın iptali davaları icra takibine bağlı davalardır. Alacağın varlığının genel hükümlere göre ispatlanması imkânı, takip talebinde yer alan borç sebebinden ve takip dayanağından uzaklaşmak anlamında düşünülmemelidir. Burada sadece icra mahkemesinin dar yetkisi nedeniyle inceleyemediği delillerin genel mahkemede serbestçe ancak borca bağlı olarak ileri sürülmesi olanağının varlığı söz konusu olmaktadır. Bu sebeple itirazın iptali davalarında alacaklı, takipte dayanmadığı belgeler dışındaki başka belgelere dayanamaz. Bu davaların konusu, icra takibine konu alacağın varlığıdır. Bu yönüyle itirazın iptali davalarının alacak davalarından farklı bir yönü bulunmamaktadır.
Davacı alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması gerekir. Alacağın likit olmasından kasıt, alacağın belirlenebilir olmasıdır. Bunun yanında davalı borçlu yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının takibinde haksız olması ve kötü niyetli olması gerekir.
Somut olayda taraflar arasında 11/12/2017 tarihinde 3 adet gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşmelerin incelenmesinde, sözleşmenin 14. maddesinde davacı alıcıya dönme hakkı tanınmıştır. Buna göre davacı alıcının sözleşmenin imzalanmasından sonra 24 ay içinde gayrimenkulün teslim edilmemiş olması şartıyla hiçbir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı bulunmaktadır. Davacı taraf 04/02/2019 tarihinde asıl ve birleşen dava konusu üç sözleşmeyi de sözleşmenin 14. maddesi uyarınca feshettiğine ilişkin davalıya ihtarname göndermiştir. Asıl ve birleşen dava konusu icra takip dosyaları ise, davacının sözleşme kapsamında ödediği bedellerin iadesine ilişkindir. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; asıl davada, davalı tarafından sözleşme konusu dairelerin teslimi için 04/09/2018 tarihinde ve tapu devir işlemleri için 13/09/2019 tarihinde davacıya çağrı yapıldığı; birleşen …esas sayılı davada, davalı tarafından 10/06/2021 tarihinde tapu devir işlemleri için davacı tarafa çağrı yapıldığı ve birleşen …esas sayılı davada, davalı tarafından sözleşme konusu dairelerin teslimi için 04/09/2018 tarihinde ve tapu devir işlemleri için 11/08/2018 tarihinde davacıya çağrı yapıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce yapılan keşif sonucu hazırlanan 25/01/2023 tarihli bilirkişi raporunda inşaat mühendisi tarafından yapılan teknik değerlendirmede, sözleşme konusu gayrimenkullerin sözleşmeye göre tamamlanmış ve teslime hazır olduğu tespit edilmiştir.
Hukukumuzda dürüstlük kuralı, herkesin uyması gereken genel ve objektif bir davranış kuralı olarak tanımlanabilir. Dürüstlük kuralına uygun davranışın belirlenmesinde genel ahlak kuralları, toplumun âdet ve uygulamaları, hukuki ilişkinin içeriği ve amacı etkili olur. Ticari ilişkilerde ise, dürüstlük kuralının belirlenmesinde ticari yaşamın gerekleri ve ticari teamüllerin gözetilmesi gerekir. Dürüstlük kuralı, hakların kullanılması ve borçların ifasında ön plana çıkar.
Dürüstlük kuralına uygun kullanıldığı ölçüde bir hakkın varlığından söz etmek mümkündür. Bu sınırın aşıldığı durumlarda hakkın kötüye kullanılması gündeme gelir. İyi niyetin ve hakkın kötüye kullanılması yasağının ölçütü her somut olayda hâkim tarafından belirlenir. Hiçbir menfaati olmaksızın hakkını kullanan ve böylece başkası yönünden zarar veya olumsuz bir durum doğuran kişi, hakkını kötüye kullanmış olur. Bir hakkın kötüye kullanılmış sayılması için muhakkak malvarlığında bir zararın meydana gelmesi gerekli değildir. Yine bir hakkın kötüye kullanılmış sayılması için, zarar verme kastının da bulunması şart değildir (Mustafa DURAL, Tük Özel Hukuku, C.1, B.6, Filiz Kitabevi, İstanbul 2011, s.240). Bir hakkın kullanılmasında dürüstlük kuralına uyulmamasının müeyyidesi, bu hakkın açıkça kötüye kullanılmış sayılması ve hukuken korunmamasıdır.
Somut olayda sözleşmenin tarafları tacirdir ve tacirlerin basiretli davranma yükümlülüğü bulunmaktadır. Bir sözleşmenin imzalanmasında, ifasında ve feshinde de tacirlerin basiretli davranması gerekir. Dolayısıyla ilke olarak basiretli bir tacirin sözleşmeye bağlı kalması gerektiği kabul edilmektedir. Ancak sözleşmelerin uygulanması sırasında hukukun genel ilkelerinden olan dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağına da uyulması gerekir. Bu açıdan uyuşmazlık konusu sözleşmeden dönmeye ilişkin sözleşme hükmünün değerlendirilmesinde, bu maddenin taraflara keyfi ve mutlak bir hak bahşetmediği sabittir. Bu sözleşme maddesi uyarınca sözleşmeden dönmek isteyen tarafın haklı nedenlerini ortaya koyması gerekir. Bu husus Yargıtay 11. HD’nin 2017/755 Esas ve 2019/116 Karar sayılı ilamında “6102 sayılı TTK’nın 18/2. (mülga 6762 sayılı TTK’nın 20/II.) maddesine göre her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir. Bu ilke sözleşmenin imzası, ifası ve feshi aşamalarının hepsinde gözetilmesi gereken ilke olması nedeniyle mahkemece, sözleşmenin davacı aleyhine hükümler içermesine rağmen bu durumu kabul eden tacir davacının sözleşme serbestisi ilkesi ile sözleşme hükmü nazara alındığında tazminat, bedel vb. herhangi bir talepte bulunamayacağı belirtilmiştir. Bu gerekçe ilke olarak doğru ise de, imzalanmış sözleşmenin yürütümü sırasında da hukukun genel ilkelerinden olan TMK’nın 2. maddesi gereğince de, hak ve borçların kullanımı ve ifasında da iyiniyet kurallarına uyulması gerekmektedir. Bir hakkın sırf başkasını zarara sokacak şekilde kötüye kullanılmasını kanun himaye etmez. Uyuşmazlık konusu sözleşme hükmü bu açıdan değerlendirildiğinde bu sözleşme maddesinin davalıya keyfi olarak nitelendirilebilecek mutlak bir hak bahşetmediğinin kabulü gerekir. O halde, mahkemece uyulmakla lehine olan taraf yararına usuli müktesep hak oluşturan bozma ilamı doğrultusunda davalının savunmaları da nazara alınarak, sözleşmeyi fesihte haklı olup olmadığı yönünde MK’nın 2. maddesi kapsamında değerlendirme yapılıp, sonucuna göre karar vermek gerekirken anılan husus göz önünde bulundurulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” şeklinde vurgulanmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının sözleşme uyarınca ödemelerini yerine getirmesinden ve sözleşme konusu gayrimenkullerin teslime hazır olarak bildirilmesinden sonra sözleşmeden dönme hakkının kullanılmasının yukarıda açıklandığı üzere dürüstlük kuralına ve karşı tarafta yaratılan güvene rağmen çelişkili davranma yasağına aykırı olduğu kanaatiyle asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine ulaşılmıştır.
Mahkememiz … E. sayılı dosyası açısından; HUAK 18/A-(13) ve (14). Fıkrası hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak… Dava Şartı Dosya No: …sayılı dosyasından arabulucu olarak atanan Sebahattin Zorlu ekte sunulan 1.096,27.-TL tarife bedeli üzerinden kesilen Serbest Meslek Makbuzu doğrultusunda ödeme yapıldığı tespit edilerek davanın işbu dosyada reddine karar verildiği de dikkate alınarak davacı aleyhine arabulucuk giderleri de yükletilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Birleşen İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası açısından; HUAK 18/A-(13) ve (14). Fıkrası hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak … Dava Şartı Dosya No: … sayılı dosyasından arabulucu olarak atanan … ekte sunulan 1.096,27.-TL tarife bedeli üzerinden kesilen Serbest Meslek Makbuzu doğrultusunda ödeme yapıldığı tespit edilerek davanın işbu dosyada reddine karar verildiği de dikkate alınarak davacı aleyhine arabulucuk giderlerinin de yükletilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Birleşen İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… E.sayılı dosyası açısından; HUAK 18/A-(13) ve (14). Fıkrası hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak …Dava Şartı Dosya No: … sayılı dosyasından arabulucu olarak atanan …ekte sunulan kamu avukatı olduğuna daire tutanak doğrultusunda 1.096,27.-TL tarife bedeli üzerinden kesilen tespit edilerek davanın işbu dosyada reddine karar verildiği de dikkate alınarak davacı aleyhine arabulucuk giderleri de yükletilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Asıl ve birleşen dosyaların ayrı ayrı oy çokluğuyla reddine, Üye …, Üye …
Mahkememiz … E. sayılı dosyası açısından;
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL Karar ve İlam Harcının, peşin yatırılan 97.909,43.-TL’den mahsup edilerek fazla yatırılan 97.729,53‬.-TL harcın davacıya iadesine,
-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 319.109,68.-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanacak 1.096,27.-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
-Fazla yatan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Birleşen İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/460 E. Sayılı dosyası açısından;
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL Karar ve İlam Harcının, peşin yatırılan 36.125,80.-TL’den mahsup edilerek fazla yatırılan 35.945,90.-TL harcın davacıya iadesine,
-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 240.758,25.-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanacak 1.096,27.-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
-Fazla yatan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Birleşen İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E.sayılı dosyası açısından;
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL Karar ve İlam Harcının, peşin yatırılan 100.188,61‬.-TL’den mahsup edilerek fazla yatırılan 100.008,71‬‬.-TL harcın davacıya iadesine,
-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 320.978,79.-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanacak 1.096,27.-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
-Fazla yatan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/03/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır

(muhalif)
Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

Muhalefet şerhi:
Dosyada, davacılar vekilinin faize ilişkin bilirkişi raporuna karşı itirazları değerlendirilmek suretiyle ek rapor aldırıldıktan sonra davanın kabulüne yahut kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum. Başkan …

MUHALEFET ŞERHİ;
Mahkememizin asıl dosyasında, davac…A.Ş. ile davalı Gap İnşaat Yatırım ve Dış Ticaret A.Ş. arasında Beşiktaş … Noterliği’ nin 11.12.2017 tarihli ve …yevmiye numaralı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin akdedildiği, davacı …A.Ş.’ nin Ankara … Noterliği kanalıyla 04.02.2019 tarih ve …yevmiye numaralı ihtarnamesi ile taraflar arasındaki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin, işbu sözleşmeden doğan haklarına istinaden tek taraflı olarak feshettiklerinin bildirilip sözleşmeye istinaden yapılan ödemelerin iadesinin talep olunduğu; birleşen İstanbul 11. ATM’ nin …e. sayılı dosyası açısından; davacı… A.Ş. ile davalı …A.Ş. arasında Beşiktaş … Noterliği’ nin 11.12.2017 tarih ve… yevmiye numaralı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin akdedildiği, davacı … Otomotiv Yatırım ve Pazarlama A.Ş. ‘ nin Düzce … Noterliği’ nin 04.02.2019 tarihli ihtarnamesi ile taraflar arasındaki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin, işbu sözleşmeden doğan haklarına istinaden tek taraflı olarak feshettiklerinin bildirilip sözleşmeye istinaden yapılan ödemelerin iadesinin talep olunduğu; birleşen İstanbul 12. ATM’ nin … e. sayılı dosyasında; davacı …Ş. ile davalı… Dış Ticaret A.Ş. arasında Beşiktaş … Noterliği’ nin 11.12.2017 tarihli ve… yevmiye numaralı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi akdedildiği, davacı …Ş. tarafından Düzce … Noterliği’ nin 04.02.2019 tarihli ihtarnamesi ile işbu sözleşmeden doğan haklarına istinaden tek taraflı olarak feshettiklerinin bildirilip sözleşmeye istinaden yapılan ödemelerin iadesinin talep olunduğu; davacılar vekilinin dava dilekçesi ile sözleşmenin 14. maddesinde ön görülen alıcının satış vaadi sözleşmesinden dönme hakkı kapsamında sözleşmeden dönüldüğünü ve davacıların sözleşme maddesinde belirtilen tutarın ödenen bedelden mahsup edilmesi ile kalan bedelin taraflarına iadesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı tarafın savunmasının ise, taşınmazların davacılara teslim edildiği, davacıların teslim tutanaklarında taşınmazları ayıpsız olarak teslim aldıklarını kabul ettikleri, davacıların tapu teslimi için de davet edildikleri, bu bakımdan yapılan bildirimlerin haksız olduğu yönündedir.
Somut olayda taraflar tacir olup, tacirler 6102 sayılı TTK’nun 18/2. maddesi anlamında basiretli bir işadamı gibi hareket etmek zorundadırlar. Basiretli bir iş adamı gibi davranma yükümü aslında objektif bir özen ölçüsü getirmekte ve tacirin ticari işletmesiyle ilgili faaliyetlerinde, kendi yetenek ve imkanlarına göre ondan beklenebilecek özeni değil, aynı ticaret dalında faaliyet gösteren tedbirli, öngörülü bir tacirden beklenen özeni göstermesinin gerekli olduğu kabul edilmektedir. Bu sebeple Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un somut olayda uygulama olanağının bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Davacılar, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun madde 45 kapsamında sözleşmeden dönme hakkını haiz değil iseler de; davalı ile akdettikleri şartlarda sözleşmeden dönme hakkına sahip oldukları kanaatine varılmıştır. Bilirkişi heyetlerinden alınan görüşler de bu yöndedir.
Sözleşmenin 14. maddesinde düzenlenen sözleşmeden dönme hakkının kullanılabilmesi için sözleşmeye konu bağımsız bölümün davacılara teslim edilmemiş veya teslim edilmiş sayılmamış veya tapu devrinin yapılmamış olması gerekmektedir. Dosyaya sunulan ihtarlardan davacıların 04/02/2019 tarihinde sözleşme ilişkisini sona erdirdikleri tespit edilmektedir. Bu tarih itibariyle sözleşmelere konu bağımsız bölümlerin tapu devri davacılara yapılmadığından davacıların bu şartı sağladıkları kanaatine ulaşılmıştır. Davalı her ne kadar davacılara tapu devri için davette bulunduğu yönünde savunma yapmış ise de; söz konusu davetlerin, sözleşme ilişkisinin davacılar tarafından sona erdirildikten sonraki tarihlere denk geldiği dikkate alındığında bu durumun 14.maddenin uygulanmasına bir engel teşkil etmediği kanaatine varılmıştır. Sözleşme tarihinin 11/12/2017, davacıların ihtar tarihinin 04/02/2019 olduğu dikkate alındığında davacıların sözleşmede belirtilen sürede dönme hakkını kullandıkları tespit edilmiştir. Sözleşmenin 14. maddesinde, alıcının sözleşmeden dönmek için bu şartların sağlanması halinde herhangi bir gerekçe göstermesine gerek olmadığı hususu açıkça yazılı olduğundan davacıların sözleşmeden dönerken haklı bir sebep sunup sunmadıklarının incelenmesine de gerek olmadığı kanaatinde olduğumdan dosyada davacılar vekilinin faize ilişkin bilirkişi raporuna karşı itirazları değerlendirilmek suretiyle ek rapor aldırıldıktan sonra davanın kabulüne yahut kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.