Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/369 E. 2020/767 K. 02.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/369 Esas
KARAR NO : 2020/767
DAVA : Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/08/2020
KARAR TARİHİ : 02/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı bankanın … numarasına kayıtlı müşterisi olduğunu, 21/02/2019 günü saat 10.00 sularında evinde oturduğu esnada müvekkilinin … numaralı cep telefonundan aranarak … isimli kişi tarafından müvekkilinin hesabının olduğu banka ve şube bilgilerini söyleyerek, kimlik bilgilerinin teyidini aldıktan sonra vadeli hesabındaki faiz oranlarının değiştiğini, yeni düzenleme yapmaları gerektiğini, bu iş için bankanın kendisini görevlendirdiğini, internet bankacılığı hesabından bazı işlemleri yapması gerektiğini belirterek hileli bir şekilde müvekkilinin hesabından 17.000,00 TL’nin iradesine aykırı olarak başka bir hesaba aktarılmasına neden olduğunu, bu konuşmanın akabinde yine telefonla konuştuğu ‘… Hanım’ tarafından bankanın eski müşterisi olduğu için hesabına otomatik olarak tüketici kredisi tanımlandığını söylediğini, müvekkilinin kredi istemediğini belirttiğinde ise o zaman işleminizi iptal edelim diyerek 43.000,00 TL tutarında anında kredi miktarının hile ile yine aynı hesaba eft yapılmasına neden olunduğunu, bu işlem sonrasında telefonun kapandığını, yapılan bu telefon görüşmesi nedeniyle müvekkilinin bankayı aradığını, hesabından 43.000,00 TL ve 17.000,00 TL bedelli EFT’lerin … hesabına gönderildiğini, bunun üzerine … Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu, 2019/… Soruşturma numarası ile dosya açıldığını, davalı bankanın müşterisine bilgilerini koruyamadığını, talebi olmadan kredi kullandırıldığını, davalının gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek sözleşmeye aykırı davrandığı ve ağır kusuru sebebiyle müvekkiline ait hesaptan iradesine aykırı olarak başka hesaba aktarılan 17.000,00 TL ile Tüketici Kredisi Sözleşmesi bedeli olan 43.463,27 TL olmak üzere toplam 60.463,27 TL zararın olay tarihi olan 21/02/2019’dan itibaren mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; husumete yönelik itirazları olduğu, davacının iddia ettiği işlemlerin yapılmasında müvekkilinin herhangi bir ihmalinin olmadığını, davacının kendi ağır kusurunun sonucu olarak zarara uğradığını, davaya konu işlemlerin davacıya ait hesap ve statik, akıllı şifreler kile gerçekleştirildiğini, şifre ve hesap bilgilerinin korunmasında hatalı olanın davacı olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Hesap hareketleri, EFT’lere ilişkin dekont örnekleri, Tüketici Kredisi Sözleşme Öncesi Bilgi Formu ve Örnek Ödeme Planı örneği, … CBS 2019/… Soruşturma sayılı dosyasının UYAP sisteminden gönderilen bir örneğinin dosyamız arasında olduğu görüldü.
GEREKÇE:
Dava; davacıya ait mevduat hesabında bulunan paranın davacının rızası dışında başka banka hesabına gönderilmesi sebebiyle, yine rızası dışında düzenlenen tüketici kredi sözleşmesi nedeniyle ödenen bedelin iadesi istemlerine ilişkindir.
Mahkememizce davalı bankaya 16/11/2020 tarihinde davacıya ait usulsüz işlem yapıldığı iddia edilen hesabın bireysel mi ticari mi olduğuna ilişkin kayıtların davacı vekilinin 02/12/2020 tarihli celsede alınan beyanında; davaya konu belirtilen mevduat hesabın bireysel hesap olduğu, yine onay yapılan kredi sözleşmesinin niteliğinin tüketici kredisi sözleşmesi olduğunu beyan etmiş, buna dair belgeleri dosyaya sunmuştur.
6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi gereğince mahkemenin görevi kanunla düzenlenir ve görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden nazara alınması gerekir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. fıkrasında ticari davaların tanımı yapılarak “Her iki tarafında ticari işletmesinden kaynaklanan davaların ticari dava olduğu” düzenlenmiş, devam eden fıkrasında, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılacak işler arasında “bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve diğer ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan kaynaklanan davalar” da sayılmıştır. Kanunun 5. maddesinde ise ticari davalarda görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemeleri olduğu düzenlenmiştir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde ise kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi; tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır. 6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır.
Davacı … ile davalı banka arasında bireysel bankacılık ve hizmet sözleşmesi bulunduğu, davacının dava dışı şahıs tarafından dolandırılarak mevduat hesabında bulunan paranın başka banka hesabına gönderildiği ve adına tüketici kredisi kullanıldığı dosya içeriğiyle sabittir.
Hal böyle olunca, davacı ile davalı banka arasındaki ilişkinin bankacılık işlemi, davacının ise ticari ve meslek amaçlı hareket etmediğinden tüketici konumunda olduğu, dava tarihi itibariyle bu tür davalarda tüketici mahkemesinin görevli olduğu (… BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ … HUKUK DAİRESİ 2018/… esas 2018/… karar sayılı ilamı) anlaşılmakla; mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın 6100 Sayılı H.M.K’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİ ile Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin İstanbul Nöbetçi Tüketici Hukuk Mahkemesi olduğuna,
3- 6100 sayılı HMK’nun 20. Maddesi gereğince taraflardan birinin, bu karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren Mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli Mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
4-Bu süre içerisinde başvuru yapılmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
5-HMK’nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili ve görevli Mahkemece hüküm altına alınmasına, açılmamış sayılmasına karar verildiği takdirde bu kararda değerlendirilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.02/12/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza