Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/360 E. 2022/707 K. 21.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/360 Esas
KARAR NO : 2022/707
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 11/08/2020
KARAR TARİHİ : 21/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili bankanın … Caddesi şubesince dava dışı … İnş. San. Tic. Ltd. Şti.’ne kredi kullandırıldığı, davalının 600.000,00-TL bedelli genel kredi sözleşmesinin müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kredi şartlarına uyulmaması, borcun ödenmemesi üzerine diğer borçlu ile birlikte davalıya …. Noterliği’nin 18/10/2012 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek kredi hesaplarının kat edilmiş 765.181,36-TL olan borçlarının ödenmesi ihtar edilmesine rağmen borcun ödenmediğini, …. İcra Müdürlüğü’nün 2013/… esas sayılı dosyasından tahsilde tekerrür etmemek kaydı ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapıldığını ve ipotekli taşınmazlar satılarak bir kısım tahsilatlar yapıldığını, icra dosyasından yapılan taşınmaz satışları neticesinde takipten sonra yapılan tahsilatlara ilişkin belgelerin icra dosyasında yer aldığını, ayrıca tahsilde tekerrür etmemek kaydı ile …. İcra Müdürlüğü’nün 2013/… esas sayılı dosyası ile kredi borçlusu ve kefiller ve davalı aleyhine 910.516,16-TL üzerinden, haciz yolu ile icra takibi yapıldığını, davalıya tebligat yapılarak takibin kesinleştiğini, ancak daha sonra …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2019/… sayılı dosyasından verilen karar ile tebligatın iptal edildiğini ve davalının dosya borcunun tamamına tüm ferileriyle birlikte itiraz ettiğini, kararın taraflarından istinaf edildiğini, davalının takibe itiraz etmesi nedeniyle 600.000,-TL lik kredi sözleşmesine istinaden kullandırılan kredilerden doğan banka alacak tutarı takip tarihi itibariyle 269.410,29-TL nakit, 158.592,01-TL gayri nakit alacak üzerinden itirazın iptali davası açması gerektiğini, davalı tarafından icra müdürlüğüne yetki itirazında bulunulduğunu, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin 65. Maddesinde sözleşmeyi banka adına imzalayan şubenin bulunduğu yerin mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olacağı kabul edilmiştir. Sözleşmeyi imzalayan şubenin … Caddesi şubesi olduğundan İstanbul Mahkemeleri ve icra daireleri yetki alanı içinde olduğunu, bu nedenle yetki konusunda yapılan itirazın geçersiz olduğunu, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin 53. Maddesinde “Müşteri,bu sözleşmeye göre açılmış cari hesap veya hesapların kesilmesi,vadeli kredilerin vadelerinin gelmesi,temerrüde düşmesi sözleşmenin feshi veya her ne surette olursa olsun borçlarının muaccel kılınması yada aleyhinde yasal işlemlere başlanması halinde,Bankanın bu sözleşmede yazılı temerrüt faizi oranı ile bağlı olmadığını; alacakların muaccel kılınmasını teminen keşide edilen ihtarnamede belirtilen temerrüt faizi oranının değişmesi halinde dahi; Müşteriye açılmış kredi veya kredilere,takip veya dava tarihinde geçerli olan temerrüt faizi oranının uygulanmasını ve Bankanın değiştirilmiş olan bu yeni temerrüt faizi oranını talep etme hakkı ve yetkisinin bulunduğunu kabul ve taahhüt eder.” belirtildiğini, buna göre temerrüt faiz oranı, takip tarihinde ticari kredilere uygulanan en yüksek kredi faiz oranı %36 olduğundan bu oranın %100 fazlası %72 olarak talep edildiğini, ayrıca sözleşme gereğince borçlular hakkında keşide edilen ihtarnamede borç ödenmediği takdirde takip zamanındaki en yüksek temerrüt faizi oranının talep edilmesi suretiyle muhataplar hakkında kanuni takibe geçileceği ihbar ve ihtar ederiz şeklinde ihtarata yer verildiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin her türlü haklar saklı kalmak kaydıyla, davalının …. İcra Müdürlüğü’nün 2013/… esas sayılı dosyasına yönelik itirazlarının 269.410,28-TL nakit, 158.592,01-TL gayrinakit alacak için iptaline, davalı kefil yönünden 224.513,91-TL tutarındaki asıl alacak kısmına takip tarihinden itibaren işleyecek %72 oranında temerrüt faizin %5 gider vergisi, icra masrafları ve icra vekalet ücreti yönünden takibin devamını, takibe konu alacaktan 269.410,28-TL nakit alacak kısmı için %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle, davacı yanın sunduğu GKS için müvekkili şirketin sorumlu tutulduğu kefaletin geçersiz olduğunu, kefaletin şekil şartları yönünden geçerli olmadığının açık olduğunu, kefaletin geçerli olabilmesi için kefilin el yazısı ile kefil olduğu miktarı, kefalet türünü, kefalet limitini, kefalet süresini, kefil olduğu tarihi, ismini kendi el yazısı ile yazması gerektiğini, buna göre ortada geçerli bir kefalet dahi bulunmadığından davanın reddedilmesi gerektiğini, kefaletin şekil şartlarında noksanlık sebebiyle geçersiz kabul edileceğinin yüksek mahkeme kararıyla sabit olduğunu, şekil şartlarına aykırı olarak düzenlenen kefaletlerin mutlak butlan ile geçersiz olduğunun, mahkemece re’sen incelenecek hususlardan olduğunu, incelendiği takdirde ilgili kefaletin B.K m 583’e açıkça aykırılık teşkil ettiği görüldüğünü, takipte hesap kat’ı için ihtarname tebliğ edilmediğinden ve hesap özetleri de müvekkiline usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmediğini, asla kabul manasına gelmemek kaydıyla bir an için davacının iddiasında haklı olduğu düşünülse de; dava konusu alacağın bir kısmı rehin takibi ve neticeten satış suretiyle tahsil edilmiş olduğunu, kalan kısım yönünden faiz ve fer’ileri talebinin de açıkça hesap edilebilir olmadığından likit alacaktan söz edilemediğini ve kötü niyet tazminatına hükmedilemeyeceğini, tüm bu hususları bilen, geçersiz kefalete dayanarak müvekkili aleyhine usulüne aykırı şekilde takip başlatan ve esasen tahsil etmiş olduğu bedele karşın tahsilde tekerrür oluşacak şekilde takibe devam edip işbu davayı ikame eden davacı aleyhine 2004 sayılı İcra İflas Kanunu 67. Maddesi gereği, takibinde haksız ve kötü niyetli olması sebebiyle %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına, mahkum edilmesine karar verilmesini, usul ve yasaya aykırı olarak ikame edilen davanın usulden reddine, davanın kabulü halinde tahsilde tekerrür oluşacağından kefaletin geçersiz olması nedeniyle haksız ve hukuka aykırı olarak ikame edilen davanın esastan reddine, kötü niyetli davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
…. İcra Müdürlüğü’ ne müzekkere yazılarak, 2013/… esas sayılı dosyasının mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
…’ na ve … Başkanlığı’ na müzekkere yazılarak, Davalı … ic A.ş. (VN: … )’nin tebligata yarar adresinin mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
…. İcra Hukuk Mahkemesi’ ne müzekkere yazılarak, 2019/… E. 2019/… K. sayılı dosyasının akıbetinin araştırılarak, YARGITAY’ dan dönmüş ise ilamının mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
…. İcra Müdürlüğü’ ne müzekkere yazılarak, 2013/… esas sayılı dosyasının mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
GEREKÇE:
Dava dilekçesinin tetkikinden; davanın genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla kefil aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminat istemine ilişkindir.
İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesine göre takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkûm edilir.
İtirazın iptali davalarında dava konusu farklı sebeplere dayanabileceği için görev ve yetki hususu, dava konusunun niteliğine göre HMK ve özel kanunlar çerçevesinde gözetilmesi gerekir.
İtirazın iptali davaları, icra takibine bağlı davalar olup, takibe dayanak belgelere bağlı olarak yargılama yapılır. Yargıtay HGK’nun 11/02/2020 tarih, 2017/19-2076 E. ve 2020/117 K. sayılı ilamında belirtildiği üzere itirazın iptali davaları icra takibine bağlı davalardır. Alacağın varlığının genel hükümlere göre ispatlanması imkânı, takip talebinde yer alan borç sebebinden ve takip dayanağından uzaklaşmak anlamında düşünülmemelidir. Burada sadece icra mahkemesinin dar yetkisi nedeniyle inceleyemediği delillerin genel mahkemede serbestçe ancak borca bağlı olarak ileri sürülmesi olanağının varlığı söz konusu olmaktadır. Bu sebeple itirazın iptali davalarında alacaklı, takipte dayanmadığı belgeler dışındaki başka belgelere dayanamaz. Bu davaların konusu, icra takibine konu alacağın varlığıdır. Bu yönüyle itirazın iptali davalarının alacak davalarından farklı bir yönü bulunmamaktadır.
Davacı alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması gerekir. Alacağın likit olmasından kasıt, alacağın belirlenebilir olmasıdır. Bunun yanında davalı borçlu yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının takibinde haksız olması ve kötü niyetli olması gerekir.
Somut olayda davacı taraf 18/11/2022 tarihli beyan dilekçesi ve 21/11/2022 tarihli duruşmadaki beyanları ile davadan feragat ettiklerini bildirmiştir. Feragat HMK md. 307 vd. maddeleri uyarınca davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi anlamında olup, karşı tarafın veya mahkemenin kabulüne bağlı değildir. Feragat, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Feragat kayıtsız ve şartsız olarak yapılmalıdır.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının feragatinin usul ve yasaya uygun olması sebebiyle, tarafların yargılama giderleri talepleri olmaması da gözetilerek davanın feragat nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın feragat nedeni ile REDDİNE,
2-Davacı ve davalının tazminat taleplerinin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL Karar ve İlam Harcından, peşin yatırılan 4.600,86.-TL mahsubu ile kalan bakiye 4.520,16‬.-TL’ nin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Taraf vekillerince vekalet ücreti talep edilmediğinden davacı vekili ve davalı vekili lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
5-Davacı ve davalı tarafından bu dava sebebi ile yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
6-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
7-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.320,00.-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu ( … Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/11/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır