Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/357 Esas
KARAR NO : 2022/135
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 26/12/2019
KARAR TARİHİ : 10/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … şirketi tarafından … numaralı ZMMS poliçesi ile teminat altında olan … plakalı araç sürücüsünün tam kusuru ile davacının desteği annesi …/”e çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında aynı gün …’ün hayatını kaybettiğini, vefat edenin aktif hayatı içinde olduğunu, emekli maaşı ve bir takım taşınmazlarının (bağ-bahçe) bulunduğunu, muhtelif zamanlarda bu taşınmazlarla ilgilenerek mahsullerinden faydalandıklarını, murisin neredeyse tüm geçimini sağlayan annesinin vefatı ile hem maddi hem de manevi desteğinden yoksun kaldığını, dava öncesinde davalı … şirketine yazılı başvuruda bulunulduğunu ancak taleplerinin reddedildiğini belirterek, 15.09.2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeni ile fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla, şimdilik; 260.000,00 TL maddi, 60.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, (davalı şirketten tamamını, diğer davalı tali kusurlu …’den 100.000,00 TL maddi 30.000,00 TL manevi tazminat tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla), yargıtama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … şirketi vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kazaya karıştığı iddia edilen … plakalı aracın müvekkil sigorta şirketi ZMMS sigorta poliçesi ile teminat altında olduğunu, davacının annesini kaybettiği tarihte 37 yaşında olduğunu, yerleşik Yargitay içtihatları doğrultusunda erkek çocuklarının 18 yaşına kadar destek zararı talep edebileceklerini bu nedenle maddi tazminat yönünden davanın reddinin gerektiğini, manevi tazminat taleplerinin ZMMS Genel şartlarında teminat dışı olduğunu, aracın kasko poliçesinin müvekkil kurum tarafından düzenlenmediğini bu bağlamda manevi tazminat talebi yönünden de sorumluluklarının bulunmadığını belirterek davanın reddini, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmisin talep ve etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davaya konu trafik kazasının yaya müteveffa …’ün aniden yola çıkması- aracın önüne atlaması sonucu oluştuğunu, ayrıca önünde görüş açısını engelleyen minibüs mevcut iken müteveffanın dikkat ve özensizliği sebebiyle kazanın meydana geldiğini, müvekkilinin yasal hız sınırlarının çok altında yavaş şekilde seyrettiğini, müvekkiline tali kusur verildiğini, asli kusurlunun kazada hayatını kaybeden davacının annesinde olduğunu, bu durumun ATK tarafından düzenlenen 26.08.2019 tarihli raporda da açıkça tespit edildiğini beyanla; davanın reddine, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmisin talep ve etmiştir.
DELİLLER:
Epikriz Raporu örneği, Ölümlü/Yaralanmalı Trafik Kazası Tespit Tutanağı örneği, Maddi Hasarlı, Yaralanmalı ve Ölümlü Trafik Kazası Alkol Tespit Tutanağı örneği, Genel Adli Muayane raporu örneği, Şikayetçi İfade Tutanağı örneği, … plakalı araca ait ruhsat örneği ve … ehliyet örneği, … plakalı araç ruhsat örneği ve … ehliyet belgesi örneği, arabuluculuk son tutanak örneğinin, Müteveffanın nüfus kaydının dosyamız arasında olduğu görüldü.
… Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/… Esas sayılı dosyasının bir örneğinin UYAP sistemi üzerinden gönderildiği, sanık …’in mahkumiyetine ilişkin karar verildiği , kararın istinaf edildiği, … BAM … Ceza Dairesinin 2019/… Esas 2019/… Karar sayılı 25/09/2019 tarihli kararı ile … Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/… Esas sayılı dosyasından verilen mahkumiyet kararının kaldırılmasına, mahkumiyetin adli para cezasına çevrildiği görüldü.
… Sosyal Güvenlik İl müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevap verildiği, … 4/1-(b) sicil numaralı müteveffa sigortalı … …’ün hak sahibi eşi … T.C kimlik numaralı …’ün dul aylığı alırken 15/09/2017 yılında vefatı nedeni ile aylığının durdurulduğu, …’ün 4/1(b) kapsamında tescili bulunmadığı ve … …’ün tahsis dosyasında, bahse konu iş kazası sebebi ile ilgili her hangi bir belgeye rastlanmadığı ve rücuya tabi ödemenin yapılmadığının bildirildiği görüldü.
… İlçe Emniyet Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabında; … plakalı araç sahibinin … olduğu, …’in aracı 10/01/2013 tarihinde aldığı, 12/01/2018 tarihinde sattığının bildirildiği görüldü.
… İlçe Emniyet Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevap verildiği Davacı …’ün şoför olduğu, aylık ortalama 6.000,00 TL kazandığı, ikamet ettiği dairenin kendisine ait olduğu, adreste eşi ve çocukları ile yaşadığı, üzerine kayıtlı mal varlığının olmadığı, ortaokul mezunu olduğu, 41 yaşında evli olduğu, çalışmaya engel bir halinin bulunmadığının tutanak altına alındığı görüldü.
… İlçe Emniyet Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabının bila ikmal döndüğü, davalı …’in sosyal ekonomik durum araştırması yapılması ile ilgili olarak bilgi sahibi kimseye ulaşılamadığının tutanak altına alındığı görüldü.
Mahkememizin 02/12/2020 tarihli celsesinin 10 nolu ara kararı gereğince dosyanın ATK … İhtisas Dairesine gönderilerek kusur yönünden rapor aldırılmasına karar verilmiş olup, ATK- … İhtisas Dairesinin 31.03.2021 tarih … sayılı raporunda;
A)-Sürücü … idaresindeki kamyonet ile yerleşim yeri içerisinde seyir halinde iken yola gereken dikkatini vermediği, sol önünden sağa geçen araç ile sol şerit üzerinde seyir halinde olan başka bir aracın arasından ön ileri hareket alanını kontrol etmeden tehlike arz eder tarzda sol şeride geçtiği sırada taşıt yoluna girerek karşıdan karşıya geçmek isteyen yayaya karşı zamanında etkin tedbir almadığı olayda tali kusurludur.
B)-Müteveffa yaya …, olay mahallinde bulunan yaya alt geçidini kullanmayıp, çok şeritli taşıt yolu üzerinden karşıya geçmek üzere kaplamaya girmeden evvel ve geçişi boyunca sol tarafından gelen araçların hız ve mesafelerine ilişkin gerekli-yeterli kontrolleri yapması ve ilk geçiş hakkını taşıt yolunda seyir halinde olan araçlara verdikten sonra geçişini tamamlaması gerekirken bu hususlara riayet etmediği yaklaşmakta olan araçlara rağmen kontrolsüz bir şekilde geçişini sürdürerek sol tarafından gelen kamyonetin çarpmasına maruz kalması sonucu gerçekleşen olayda asli kusurludur.
– … plakalı davalı …” in kazanın oluşumunda %30 (yüzde otuz) oranında ksurulu olduğu,
– Müteveffa yaya …’ün %70 (yüzde yetmiş) oranında kusurunun bulunduğu kanaat bildirildiği görüldü.
Kusur raporunun taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görüldü.
Mahkememizin 07/07/2021 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı gereğince dosya üzerinde aktüer bilirkişisi marifetiyle inceleme yaptırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi 02/08/2021 tarihli raporunda sonuç ve özet olarak;
OLAY; 15.09.2017 günü saat 11:27 sıralarında sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyonet ile … Caddesini takiben … istikametinden Hal Yolu yönüne doğru seyir halinde iken kaza mahalline geldiğinde önünde seyir halinde olan aracı yakın mesafaden geçmek üzere sol şeride geçtiği sırada, seyrine göre sağ tarafından yola girip karşıya geçmekte olan müteveffa yaya …’e idaresindeki aracın ön kısımları ile çarpması sonucu dava konusu olayın meydana geldiği,
KUSUR; ATK- … İhtisas Dairesinin … tarih … sayılı raporunda;
… plakalı davalı …’ in kazanın oluşumunda %30 (yüzde otuz) oranında kusurulu olduğu,
Müteveffa yaya …’ ün %70 (yüzde yetmiş) oranında kusurunun bulunduğu kanaatine ulaşıldığı,
MADDİ ZARAR YÖNÜNDEN;
Davacı 03.09.1980 doğumlu oğlu …’ün annesini kaybettiği 15.09.2017 tarihinde 37 yıl, 13 gün üzerinden 37 yaşında olduğu,
Davacının 64 yaşında pasif döneminde olan annesinin sürekli ve düzenli desteğinde olduğunu ispatlamadığı, Yargıtay içtihadında da belirtilen yerleşik Yargıtay kararlarında erkek çocuklarının üniversite eğitimi aldıkları ispatlanması halinde 25 yaşına kadar, aksi durumda 18 yaşına kadar anne ve babalarının vefat etmesi halinde destek zararı talep edebilecekleri dikkate alındığında, 37 yaşında annesini kaybeden davacı …’ün annesinin desteğinden yoksun kaldığından söz edilemeyeceği, bir başka değişle davalılardan maddi tazminat talep edemeyeceği,
MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
Davaya konu trafik kazasında davalı Sigorta A.Ş. kazaya karışan … plakalı aracın ZMMS sigortacısıdır. Sayın Mahkemenin de malumu olduğu üzere ZMMS — Trafik Sigortalarında manevi tazminat talepleri teminat dışıdır. ZMMS siigortası Genel şartlarının A.6/ f bendinde manevi tazminat taleplerinin teminat dışı olduğu açık olarak belirtilmektedir.
Bu bağlamda talep edilen (60.000,00 TL) manevi tazminattan davalı … şirketinin sorumlu olduğundan söz edilemeyecektir. Davalı araç işleteni ve sürücüsü … yönünden manevi tazlnian talebinin tüm hukuki değerlendirmesi ve takdirinin elbette Yüce Mahkemeye ait olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirdiği görüldü.
Bilirkişi raporunun taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görüldü.
Davalı … vekilinin bilirkişi raporuna karşı beyanlarını içerir 16/08/2021 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Davacı vekilinin dava dilekçesi ile davalıların taşınır taşınmaz malları üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiği, mahkememizin 21/08/2020 tarihli ara kararı ile davalıların uyuşmazlık konusu olmayan menkul ve gayrimenkullerinin üzerine tedbir konulması talebinin reddine dair karar verildiği görülmüştür.
15.09.2017 günü, saat 11:27 sıralarında sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyonet ile … Caddesini takiben … istikametinden Hal Yolu yönüne doğru seyir halinde iken kaza mahalline geldiğinde önünde seyir halinde olan aracı yakın mesafeden geçmek üzere sol şeride geçtiği sırada, seyrine göre sağ taraftan yola girip karşıya geçmekte olan müteveffa yaya …’e idaresindeki aracın ön kısımları ile çarpması sonucu dava konusu olayın meydana geldiği anlaşılmıştır.
Müteveffanın nüfus kaydının incelenmesinden; eşinin … … olduğu, 25/09/1984 yılında vefat ettiği, müteveffanın 15/09/2017 yılında vefat ettiği geriye mirasçı olarak çocukları … ve …’ün kaldığı görüldü.
6098 Sayılı TBK” nın 49/1 maddesi uyarınca; “Kusurlu veya hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür”, TBK’ nın 50. Maddesi uyarınca; “Zarar gören, zararı ve zarara verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hakim, oldaların olağan akışı ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler”,
TBK’ nın 53. Maddesi uyarınca; “ Ölüm halimde uğranılan zararlar özellikle şunlardır: 1. Cenaze Giderleri, 2. Ölüm hemen gerçekleşmediyse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasında: veya yitirilmesinden doğan kayıplar, 3. Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradığı kayıplar.”
TBK’ nın 55. Maddesi uyarınca; “Destekten yoksun kalma zararı ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyecek sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilmez; zarar veya tazminattan indirilmez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile arttırılamaz veya azaltılamaz. Bu Kanun hükümleri, her türlü idari eylem ve işlemler ile idarenin sorumlu olduğu diğer sebeplerin yol açtığı vücut bütünlüğünün kısmen veya tamamen yitirilmesine ya da kişinin ölümüne bağlı zararlara ilişkin işlem ve davalarda da uygulanır”,
TBK” nın 56. Maddesi uyarınca; “Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebilir” şeklinde düzenlemeler mevcuttur.
Bir insanın ölümü hukuki anlamda bir zarar olmamakla beraber, bu yüzden yine de bazı zararlar meydana gelmiş olabilir. İşte 6098 sayılı TBK” nın m.53 öngörmüş olduğu hal, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazmini hükme bağlamaktadır. Bu hükme göre, ölenin yardımından faydalananlar, bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak sorumludan isteyebilir. Buna “destekten yoksun (muinden mahrum) kalma tazminatı” denir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemlerde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse TBK” nın 53. Maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Davalı destekten yoksun kalmadan ileri gelen somut zararı gidermek zorundadır. Bu nedenle tazminat hesabından önce zarar tutarını belirlemek gerekir. Bunun yanında amaç zarar görenin mal varlığındaki eksilmeyi giderme olduğuna göre, ölüm nedeni ile desteğini yitirenin elde ettiği çıkarlar varsa bunlarında zarar tutarından indirilmesi gerekir. Aksi halde zarar görenin mal varlığında olaydan önceki duruma göre bir artış meydana gelmiş olur. Buradaki amaç zarar görenin malvarlığını zenginleştirmek değil, desteğini yitiren kişiye ölümünden önceki yaşam düzeyini sürdürebilme olanağı tanımaktır. (Yargıtay 17. HD. 16.10.2018 Tarih, 2015/17458 E. 2018/9142 K)
Davacının uğramış olduğu destekten yoksun kalma zararlarının tespiti için mahkememizce dosya aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş bilirkişi tarafından düzenlenen ve mahkememizce de benimsenen 02/08/2021 tarihli raporda da açıklandığı gibi Davacı 03.09.1980 doğumlu oğlu …’ün annesini kaybettiği 15.09.2017 tarihinde 37 yıl, 13 gün üzerinden 37 yaşında olduğu, davacının 64 yaşında pasif döneminde olan annesinin sürekli ve düzenli desteğinde olduğunu ispatlamadığı, Yargıtay içtihadında da belirtilen yerleşik Yargıtay kararlarında erkek çocuklarının üniversite eğitimi aldıkları ispatlanması halinde 25 yaşına kadar, aksi durumda 18 yaşına kadar anne ve babalarının vefat etmesi halinde destek zararı talep edebilecekleri dikkate alındığında, 37 yaşında annesini kaybeden davacı …’ün annesinin desteğinden yoksun kaldığından söz edilemeyeceği, davaya konu trafik kazasında davalı … Sigorta A.Ş. kazaya karışan … plakalı aracın ZMMS sigortacısı olduğu, ZMMS — Trafik Sigortalarında manevi tazminat talepleri teminat dışıdır, ZMMS sigortası Genel şartlarının A.6/ f bendinde manevi tazminat taleplerinin teminat dışı olduğu, bu bağlamda talep edilen (60.000,00 TL) manevi tazminattan davalı … şirketinin sorumlu olduğundan söz edilemeyeceği tespit edilmiş olup, davacı vekili her ne kadar vefat edenin aktif hayatı içinde olduğu, emekli maaşı ve bir takım taşınmazları (bağ-bahçe) ile ilgilenerek mahsullerinden faydalandıkları, murisin annesinin tüm geçimini sağladığını beyanla maddi tazminat isteminde bulunmuşsa da; bağ ve bahçeden alınan mahsul ve kazanımlara ilişkin bilgi ve belge sunmadığı, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında kabul gören uygulamaya göre normal şartlarda erkek çocuklar 18, kız çocukları 22 yaşına kadar destek tazminatı alabilecekler, çocukların yüksek okul okuyor olması yada okuması ihtimali varsa 25 yaşına kadar destek alabilecekleri (Yargıtay HGK 10/06/2015 tarih 20113/17-2343 esas 2015/1534 karar, 17. HD. 09/04/2015 tarih 2013/17627 esas 2015/5572 karar, 21. HD. 10/12/2013 tarih 2013/17221 esas 2013/23524 karar, 4. HD. 24/01/2011 tarih 2010/1818 esas 2011/512 karar sayılı ilamları) hüküm altına alınmış olup, Davacı …’ün annesini kaybettiği 15.09.2017 kaza tarihinde 37 yaşında olduğu, davacının 64 yaşında pasif döneminde olan müteveffa annesinin sürekli ve düzenli desteğinde olduğunu ispatlamadığı, yine davalı … Sigorta A.Ş.’nin kazaya karışan … plakalı aracın ZMMS sigortacısı olduğu,; davanın her iki davalı yönünden de maddi tazminat istemi yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
Somut olayda ayrıca davacı uğradığı manevi zararlara ilişkin manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Buna göre Manevi tazminatın miktarının tayin etme hakimin takdirine bırakılmış bir konu olmakla beraber, hükmedilecek miktarın uğranılan zararla orantılı, duyuan acıyı hafifletecek nitelikte olması gerekir. Takdir edilecek manevi tazminat hakkaniyete uygun olmalıdır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararı karşılaması da amaç edinmemiştir. Kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmalıdır. Tazminatın sınırı onun amacına uygun olarak belirlenmelidir. Manevi tazminatın takdiri yapılırken tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilmeli; manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatının miktarının belirlenmesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir. Ayrıca Yargıtay HGK’nın 23/06/2004 tarih ve 2004/13-291E.-2004/370K sayılı kararında manevi tazminat ile ilgili olarak yapılan değerlendirmede; ‘Manevi tazminat, gelişmiş ülkelerde artık eski kalıplarından çıkarılarak caydırıcılık unsuruna da ağırlık verilmektedir. Gelişen hukukta bu yaklaşım, kişilerin bedenine ve ruhuna karşı yöneltilen haksız eylemlerde veya taksirli davranışlarda tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranlarda manevi tazminat takdir edilmesi gereğini ortaya koymakta; kişi haklarının her şeyin önünde geldiğini önemle vurgulamaktadır. Bu ilkeler gözetildiğinde; aslolan insan yaşamıdır ve bu yaşamın yitirilmesinin yakınlarında açtığı derin ızdırabı hiçbir değerin telafi etmesi olanaklı değiltir. Burada amaçlanan sadece ilkeler gözetildiğinde; aslolan insan yaşamıdır ve bu yaşamın yitirilmesinin yakınlarında açtığı derin ızdırabı hiçbir değerin telafi etmesi olanaklı değildir. Burada amaçlanan sadece bir nebze olsun rahatlama duygusu vermek; öte yandan da zarar veren yanı da dikkat ve özen göstermek konusunda etkileyecek bir yaptırımla; caydırıcı olabilmektir.’ denilmek sureti ile manevi tazminatın belirlenmesine caydırıcılık unsuru ve insan yaşamının önemine özellikle vurgu yapılmıştır.
Davaya konu somut olay anılı yasal düzenlemeler ve yukarıdaki ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde; davaya konu olayda Davalı sürücü …’in kazanın oluşumunda %30 oranında kusurlu olduğu, müteveffa yaya …’ün ise kazanın oluşumunda %70 oranında kusurlu olduğu dikkate alındığında; ayrıca davaya konu kazanın oluş şekli, kaza tarihi, tarafların kusur oranı, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, davacının yaşı , ülkenin ekonomik koşulları, paranın alım gücü birlikte değerlendirilerek kazanın davacı üzerinde yarattığı elem ve ızdırabın ağırlığı ve manevi tazminatın belirlenmesine ilişkin tüm ilke ve kurallar nazara alınmış cve davanın davalı … yönünden manevi tazminat isteminin kısmen kabul kısmen reddi ile 15.000,00 TL manevi tazminatın 15/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’nden alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalı … şirketi yönünden is ZMMS sigortası Genel şartlarının A.6/ f bendinde manevi tazminat taleplerinin teminat dışı olduğu anlaşılmakla davanın manevi tazminat istemi yönünden davalı … SİGGORTA A.Ş. yönünden reddine, dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HUAK 18/A-(13) ”Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. (…)” ” ve (14). Fıkrası: ” Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No: 2019/… sayılı dosyasından arabulucuya 1.320,00.-TL tarife bedeli üzerinden kesilen 20/11/2019 tarih 23 sıra nolu Serbest Meslek Makbuzu doğrultusunda ödeme yapıldığı tespit edilerek tarafların arabuluculuk ilk oturumuna katıldığı ve davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verildiği gözetilerek taraflar aleyhine arabulucuk giderlerinin de yükletilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın maddi tazminat istemi yönünden REDDİNE,
2-Davanın manevi tazminat istemi yönünden davalı … SİGGORTA A.Ş. Yönünden REDDİNE,
3-Davanın davalı … yönünden manevi tazminat isteminin KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile 15.000,00 TL manevi tazminatın 15/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile işbu davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
5-Manevi tazminat talebi yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.024,65 TL Karar ve İlam Harcından peşin alınan 1.092,96 TL harç karar harcını karşıladığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
6-Maddi tazminat talebi yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL Karar ve İlam Harcının peşin alınan harçtan manevi harç için yapılan hesaplama neticesinde kalan 68,31 TL’nin mahsup edilerek 12,39 TL’nin davacıdan alınarak ile hazineye irat kaydına,
7-Davacı tarafından bu dava sebebi ile aşağıda dökümü yapılan 3.097,86 TL yargılama giderinin ret ve kabul oranına göre 357,44 TL’sinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, geri kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Manevi tazminat talebi yönünden; Davacı vekil ile temsil edildiğinden kabul olunan manevi tazminat talebi üzerinden yürürlükte olan AAÜT gereğince 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
9-Manevi tazminat talebi yönünden; Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddolunan manevi tazminat talebi üzerinden AAÜT fıkrası gereği hesap ve takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
10-Manevi tazminat talebi yönünden; Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddolunan manevi tazminat talebi üzerinden AAÜT fıkrası gereği hesap ve takdir olunan 8.600,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ….’e verilmesine,
11-Maddi tazminat talebi yönünden; Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden aynı sebeple ile reddolunan (her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen talep edilen 100.000,00 TL) maddi tazminat talebi üzerinden AAÜT 3/2 ve ilgili maddeleri gereği hesap ve takdir olunan 13.450,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
12-Maddi tazminat talebi yönünden; Davalı … SİGORTA A.Ş. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddolunan (sigorta şirketinden talep edilen dava miktarı gözetilerek) maddi tazminat talebi gereği yukarıda hesap ve takdir olunan miktardan bakiye kalan 13.200 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … SİGORTA A.Ş.’ne verilmesine,
13-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
14-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin 152,19 TL’sinin davalı … tarafından, kalan 1.167,81 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı yüzüne karşı, davalı … SİGORTA A.Ş. Vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/02/2022
Katip …
¸e-imza
Hakim …
¸e-imza
YARGILAMA GİDERLERİ
44,40 TL BAŞVURMA HARCI
1.092,96 TL PEŞİN HARÇ
6,40 TL VEKALET HARCI
950,00 TL BİLİRKİŞİ ÜCRETİ
74,85 TL TEBLİGAT ÜCRETİ
229,25 TL TEBLİGAT ÜCRETİ
+ 700,00 TL ATK KUSUR FATURASI
3.097,86 TL TOPLAM