Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/322 E. 2023/364 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/322 Esas
KARAR NO:2023/364

DAVA:Alacak (Ticari Mümessillik Kaynaklı)
DAVA TARİHİ:22/07/2020
KARAR TARİHİ:30/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Mümessillik Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması yargılaması neticesinde;
DAVA:Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkilim şirkette, sözleşmesel ilişki sona erdikten sonra, devir yolu ile birleşen şirketler’in … … İç ve Dış Tic. Ltd. Şti., … … San ve Tic. Ltd. Şti. her iki şirket devir yolu ile … … san. ve Tic. Ltd. Şti. ile birleştiğini, … … San. ve Tic. Ltd. Şti.’de devir yolu ile Davacı şirket; …. San. ve Tic. Ltd. Şti. İle birleştiğini, sonuç olarak, tüm şirketler … İletişim Dayanıklı Tüketim Malları San. ve Tic. Ltd. Şti. çatısı altında birleştiğini, müvekkilinin Uzan ailesine ait “…” ticari unvanlı GSM oporötürüne bağlı olarak gsm sektörünün ilk başlangıcından itibaren …-… ili bölge dağıtıcısı olarak ticari faaliyetine başladığını, … gsm şirketi, … tarafından devir alındığını, müvekkili ile davalılar arasında … olarak ticari süreç başladığını, müvekkilinin … ticari ünvanlı şirket Türkiye piyasasında ticari faaliyete başladığı tarihten itibaren 20 yılı aşkın bir süre; … şirketlerinin tüm ticari faaliyetlerini gerçekleştirdiğini, müvekkili Türkiye genelinde … Gsm şirketinin, ticari faaliyetini sağlayan şirketler içinde, tüm sektörlerde Türkiye genelinde bir çok birincilikler, başarılar elde ettiğini, müvekkilinin yüksek beklentilerle … ile işbirliğine girmiş, ama maalesef her konuda büyük hayal kırıklığı yaşamıştır. … ile yapılan sözleşmelerin, verilen sözler sebebi ile uzun süreli ve sürekli devam edeceğine güvendiğini büyük yatırımlar yaptığını, davalı … şirketinin tüm bu kusurlu ve keyfi tutumları ile davacı şirketlerin zarara uğramasına neden olduğunu, davalı şirket sözleşme devam etmekte iken, işleyişi sağlayan sistem ekranlarını kapatarak davacı şirketi çalışamaz ve hizmet veremez hale getirdiğini, akabinde de sunduğu tek taraflı belgeleri zorla ve dayatma ile imzalattığını, sözleşmeler ve yukarıda isimleri yazılı davacı davacı şirket bünyesinden birleşen şirketlerinde ticari defter ve belgeleri üzerinde sözleşmelerin başlangıç tarihi ile bitim tarihleri arasındaki dönemi kapsar bilirkişi incelemesi yaptırılarak davacı şirketin, sözleşmeler süresince elde ettiği yıllık cirolar miktarları ile kazanç miktarlarının tespiti ile; geriye dönük yılların yıllık kar/kazanç ortalaması alınarak; zamanından önce sözleşmelerin sona ermesi sebebi ile sözleşmeler devam etse idi, sözleşmelerin devamı süresince davacı şirketlerin elde edeceği kazanç/kar kaybının hesaplattırılmasını talep ettiğini, davacı şirket; bölge dağıtıcılığı ticari faaliyeti kapsamında yıllık 80- 100 milyon TL civarında ciro elde etmekte iken; bölge dağıtıcılığı sözleşmelerinin, zamanından önce zorla ve cebren sona erdirilmesi üzerine, davacının cirosu yıllık 10 milyon TL civarına gerilediğini, ciro düşüşü sebebi ile bankaların vermiş oldukları kredileri geri çağırdıklarını, kredi borçlarının geri çağrılması üzerine uhdesindeki gayrimenkulleri acil nakde çevirmek zorunda kaldığını, Davacının bir kısım taşınmazlarını değerinin altında satmak zorunda kaldığını, satışını gerçekleştirdiği taşınmazlardan elde edilen para ile …, … … ve … … … gibi bir kısım bankalara olan borçlarını kapattığı, yüklü miktarda alacaklı olan … A.Ş. alacaklarını tahsil için yasal takibi icra takibi süreci başlattığı, davacı da hakkında ihtiyati haciz ve icra takipleri başlayınca … Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/… Esas, 2019/… Esas, 2019/… Esas. Sayılı dosyaları ile konkordato başvurusunda bulunup geçici mühlet kararı aldığını, Davacının geçici mühlet sürecinde, elindeki taşınmazları zararına nakde dönüp, konkordato sürecinden çıkmayı başardığını, davacı şirket davalıların talepleri doğrultusunda, birçok mağazalar açtığını, kısa bir sonra kapatma talepleri doğrultusun da bu mağazaları kapattığını, davacı şirket tüm bu farklı illerdeki mağazaların açılması ve kapatılması doğrultusunda, mağazalara ödediği hava parası ve dekorasyon bedeli olarak ciddi zararlar yazdığını belirttiğini, tüm bu mağazalar davalı taraf isteği doğrultusunda açıldığı, verim elde edilemeyince davalı şirket tarafından kapatılmasının talep edildiğini ve mağazalar kapatıldığını, tüm bu dekorasyon giderleri ve ödenen hava parası/şerefiye bedelleri davacı şirket tarafından ödendiğini, Davacı şirket Davalı … ile sözleşmelerin uzunca süre devam edeceğine inandığı ve güvendiği için tüm bu ödemeleri yaptığını ve zararlara katlandığını, davacı şirket, tüm bu süreçte maddi- manevi büyük zararlara uğradığı, uzun yıllar sürecinde oluşturduğu marka değeri, ticari itibari, bankalar nezdindeki kredi puanı dibe düştüğünü, tüm bu yaşanan sürece; davalının tüm sözleşmeleri, zamanından önce tek taraflı olarak haber vermeksizin sonlandırması, davalı şirket üst yönetiminin tamamen keyfi davranışları ve şahsi çıkarlarının peşine düşmesi sebep olduğunu beyan ve gerekçelerle belirsiz alacak davalarının kabulü ile; davalı şirketlerin müvekkilim şirket ile akdettiği sözleşmeleri zamanından önce sona erdirmesi sebebi ile yukarıda detayları açıklanan alacak kalemlerinden oluşan Kar kaybı zararları, yatırım zararları, aksesuar bedellerinin doğan zararlar, konkardato alınması sebebiyle oluşan zararlarından doğan alacaklarımızın her türlü fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak koşulu ile şimdilik 50.000 TL Belirsiz alacağının ileride bilirkişi incelemesi ile belirlendiği tarihten itibaren artırılmak kaydıyla dava tarihinden itibaren ticari işlerde uygulanan ticari reeskont avans faizi oranı üzerinden işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı müvekkilime ödenmesine yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalılar vekilinin cevap dilekçesinde özetle;Davacının taraflar arasındaki sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini iddia ettiği, taraflar arasındaki sözleşmeler davacı tarafın talebi üzerine sona erdirilmiş olduğunu, bu şekilde olmasa bile sözleşmenin süresi dolmuş olduğundan sözleşme kendiliğinden münfesih olduğunu, bununla birlikte taraflar arasındaki sözleşme davacı tarafın talebi üzerine feshedilmiş olduğunu, davacı tarafın taleplerinin bu nedenle de reddi gerektiğini, taraflar arasındaki ürün dağıtım sözleşmesi davacı tarafın yazılı talebi üzerine sona erdirilmiş olup, davacı tarafın beyanları haksız ve gerçeğe aykırı olduğunu, davacı tarafından davalı şirkete iletilen yazı ile taraflar arasındaki sözleşmenin feshedilmesine karar verilmesi talep edilerek, sözleşme kapsamında yapılan iş ve işlemlerden kaynaklanan prim hak edişleri haricinde başka bir bedel talebinde bulunulmayacağı beyan edilerek, davalı şirketi gayrikabili rücu olarak ibra etmiş oldukları kabul, beyan ve taahhüt ettiğini belirttiği, söz konusu fesih ihtarı aşağıda aynen yer verildiğini, Firmamız … … … … Paz. San Ve Tic. Ltd. Şti. İle şirketleri arasında imzalanmış olan 01.01.2014 tarihli … Ürün Dağıtım Sözleşmemizin … … nedeniyle iptalini talep eder, bu bağlamda … … AŞ’den Sözleşmenin yürürlük süresi boyunca Sözleşme kapsamında yapmış olduğumuz iş ve işlemlerden kaynaklanan prim hak edişleri haricinde başkaca bir bedel talebinde bulunmayacaklarını, sözleşmenin sona ermesi nedeniyle … … AŞ’den her ne ad altında olursa olsun kar payı kaybı, yatırım bedeli, denkleştirme tazminatı ya da herhangi bir tazminat talebinde bulunmayacaklarını, prim hakedişi ödemelerimizin sözleşmedeki koşullar altında tarafa yapılması halinde … … AŞ’ye gayrıkabilirücu olarak ibra etmiş sayılacağımızı, işbu beyanımızla kabul, beyan ve taahhüt ettiklerini, taraflar arasındaki ticari ilişki davacı tarafından atıf yapılan ve dilekçe ekinde sunulan tarihsiz Bayilik Sözleşn göre değil; dosyaya sunulan 01.01.2014 tarihli Bayilik Sözleşmesi üzerinden yürüdüğünü, davacı taraf, kasıtlı olarak, tarihsiz ve taslak halindeki sözleşmede açık bir şekilde sözleşmenin sadece 5 yıl boyunca geçerli olacağı, 5 yılın ardından sözleşmenin geçerliliğini yitireceği ve tarafların karşılıklı olarak mutabık kalmaları halinde yeni bir sözleşmenin akdedilmesi gerekeceği belirtildiğini, sözleşmenin akdedildiği tarih olan 01.01.2014 tarihinde sözleşmenin her halükarda 01.01.2019 tarihinde sona ereceği ve tarafların 01.01.2019 tarihi itibariyle karşılıklı olarak sözleşmeden doğan tüm yükümlülüklerinin sona ereceği sabit olduğunu, taraflar arasındaki sözleşme, m. 3.2 gereği, 01.01.2019 tarihinde kendiliğinden sona erdiğini, açık sözleşme hükümlerinin yanı sıra davacı taraf, davalı şirkete iletmiş olduğu yazdı fesih talebi ile taraflar arasındaki sözleşmenin feshedilmesine karar verilmesi talep ederek, sözleşme kapsamında yandan iş ve işlemlerden kaynaklanan prim hak edişleri haricinde başka bir bedel talebinde bulunulmayacağı beyan edilerek, davalı şirketi gavrıkabili rücu olarak ibra etmiş oldukları kabul, beyan ve taahhüt edildiğini, gerek taraflar arasındaki sözleşmenin davacı tarafın talebi doğrultusunda feshedilmiş olması ve gerekse sözleşme süresinin sona erdiği dikkate alındığında davacı tarafın kar kaybı talebinin yasal dayanağının bulunmadığını, tüm ciro üzerinde kar kaybı hesaplanması talebinin de kabulü mümkün olmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin maksimum süreyi doldurduğunu, davalı şirket tarafından davacının fahiş fiyata aksesuar alımına zorlanması iddiası abesle iştigal olup, hiçbir delile dayanmayan iddianın hayatın olağan akışına aykırı olduğu da taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamında, sözleşmenin gereği gibi ifası için yapılan eğitim masraflarının talep edilmesi mümkün olmadığını beyan ve gerekçelerle davanın reddini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/173 talimat sayılı dosyasında görevlendirilen Bilirkişi … tarafından sunulan 07/12/2021 tarihli raporda; İncelenen davacı defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, Davacı … … … Tük. Mal. San. ve Tic, Ltd. Sti.’nin ticari faaliyetleri neticesinde gerçekleştirdiği satış hasılatlarının 2016, 2017 ve 2018 yıllarında, takip eden yılda bir önceki yıla göre artış gerçekleştiği, 2019 yılında büyük ölçüde satış hasılatında düşüş olduğu, incelenen yıllarda ticari faaliyetleri nedeniyle gerçekleştirdiği satış hasılatları neticesinde elde ettiği faaliyet karlılığı ortalamasının % -4,64 olduğu, incelenen 2016, 2017, 2018, ve 2019 yıllarında çalıştırdığı personel sayısının düşüş gösterdiği, incelenen 2019 yılında çalışan personel sayısının 1 kişi olarak gerçekleştiği, yurt içi satışlarının 2016 yılında 22.561.012,09 TL, 2017 yılında 21.701.662,69 TL, 2018 yılı 32.114.419,56 TL, 2019 yılında 7.768.056,43 TL olduğu, Davacı şirkete devir olan … … San, Tic. Ltd. Şti.’nin ticari faaliyetleri neticesinde gerçekleştirdiği satış hasılatlarının 2015 ve 2016 yıllarında hasılatının yüksek olduğu, ancak 2017 ve 2018 yıllarında hasılatının yüksek ölçüde düştüğü, incelenen yıllarında ticari faaliyetleri nedeniyle gerçekleştirdiği satış hasılatları neticesinde elde ettiği faaliyet karlılığı ortalamasının % 6,70 olduğu, 2015, 2016, 2017, ve 2018 yıllarında çalıştırdığı personel sayısının düşüş gösterdiği, incelenen 2018 yılında çalışan personel sayısının 5 kişi olarak gerçekleştiği, yurt içi satışları 2015 yılı 92.428.986,11 TL, 2016 yılı 103.284.912,70 TL, 2017 yılı 18.459.753,30 TL, 2018 yılı 18.547.808,33 TL olduğu, davacı şirkete devir olan … … San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne 2014 yılında devir olan … Gökşin Dağıtım İç ve Dış Tic, Ltd. Sti.’nin ticari faaliyetleri neticesinde gerçekleştirdiği satış hasılatlarının 2010, 2011, 2012 ve 2013 yıllarında hasılatının yüksek olduğu, ancak 2014 yılında hasılatının yüksek ölçüde düştüğü, incelenen yıllarda ticari faaliyetleri nedeniyle gerçekleştirdiği satış hasılatları neticesinde elde ettiği faaliyet karlılığı ortalamasının %4,22 olduğu, 2010, 2011, 2012, 2013 ve 2014 yıllarında çalıştırdığı personel sayısının ortalama 62 kişi olduğu, 30.06.2014 dönemi itibariyle çalışan personelinin olmadığı, yurt içi satışları 2010 yılı 59.212.469,17 TL, 2011 yılı 72.484.178.76 TL, 2012 yılı 87.677.893,24 TL, 2013 yılı 66.318.559,30 TL, 2014 yılı 21.626.561,24 TL, davacı şirkete devir olan … … San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne 2014 yılında devir olan … … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin ticari faaliyetleri neticesinde gerçekleştirdiği satış hasılatlarının 2010, 2011, 2012 ve 2013 yıllarında hasılatının yüksek olduğu, ancak 2014 yılında hasılatının düştüğü, incelenen yıllarında ticari faaliyetleri nedeniyle gerçekleştirdiği satış hasılatları neticesinde elde ettiği faaliyet karlılığı ortalamasının % 4,22 olduğu, 2010, 2011, 2012 ve 2013 yıllarında çalıştırdığı personel sayısının ortalama 44 kişi olduğu, 30.05.2014 dönemi itibariyle çalışan personel sayısının 5 kişiye düştüğü, yurt içi satışlar 2010 yılı 5.344.519,44 TL, 2011 yılı 7.315.121,67 TL, 2012 yılı 7.230.320,02 TL, 2013 yılı 9.875.415,50 TL, 2014 yılı 3.114.279,70 TL olduğu, davacı şirketin davalılar ile aralarında akdedilen 01.01.2014 tarihli Bayilik Sözleşmesinin süresinden önce fesih edildiği iddiasıyla, mahrum kalınan kazanç, sözleşme sebebiyle yatırım zararı, aksesuar satışından kaynaklanan zarar ve konkordato (… Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/… Esas, 2019/… Esas, 2019/… Esas. Sayılı dosyaları) nedeniyle oluşan zarar talebi bulunduğu, taraflar arasında akdedilen 01.01.2014 tarihli Bayilik Sözleşmesinin davalı şirketçe feshedilmesi sebebiyle, resmi defterleri incelenen davacı şirket ve davacı şirket bünyesine devir olan şirketlerin incelenmesi neticesinde, şirketlerin satış hasılatlarının ve personel sayılarının takip eden yıllar itibariyle düştüğü, davacı tarafından talep edilen maddi zararların taraflar arasında akdedilen 01.01.2014 tarihli Bayilik Sözleşmesinin taraflara yüklediği yükümlülükler, davacı iddiası bakımından süresinden önce fesih edilip edilmediği konularında anılan sözleşmenin sözleşme hukuku uzmanı bilirkişi tarafından incelenmesi gerektiği,” şeklinde görüşlerini bildirmiştir.
Bilirkişiler Nitelikli Hesap Uzmanı …, Mali Müşavir … ve Elektrik Mühendisi … tarafından sunulan 10/07/2022 tarihli raporda; “davalı şirketlerin incelenen; ticari defterlerinden açılış- kapanış tasdiki zorunlu olan yevmiye, defter-i kebir ve envanter defterlerinin 2010- 2020 yılları arasında olan tüm mali yıllara ilişkin ticari defterlerine ait açılış ve kapanış noter tasdiklerinin de süresinde yapıldığı buna ilave olarak tüm defterlerin kendi içlerinde birbirini teyid ettiği görülmüş olup, genel kabul görmüş muhasebe esas ve tekniğine uygun tutulduğu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davalı, davacı şirket ile cari hesap çalışması içinde olduğu, 595,00 TL davacının borç bakiyesi TL kaldığı bu durumda davalı şirketin davacıdan cari hesap bakiyesi olarak 595,00TL alacaklı olduğu, sözleşmeler Bakımından; taraflar arasındaki 01/01/2014 tarihli bayilik sözleşmesinin, bayilik sözleşmesi, aynı tarihli ürün dağıtım sözleşmesinin, sürekli eser sözleşmesi mahiyetinde olduğu, sona erme bakımından; her iki sözleşmenin 5 yıllık belirli süreli olduğu, 01.01.2014 tarihinde yürürlüğe girdiği nazara alındığında, 01.01.2019 tarihi itibarıyla, sözleşmelerin kendiliğinden sona erdiği, yoksun kalınan kar ve konkordato zararları bakımından; belirli süreli sözleşmelerin süresinin dolması ile sona ermesi ve dosya kapsamında taraflar arasındaki sözleşmelerin, sağlayıcının kusuruyla sona erdiğinin tespit edilememesi sebebiyle, davacının talep ettiği yoksun kalınan kar ile konkordatodan kaynaklanan alacaklardan, davalı sağlayıcının sorumlu olmayacağı, yatırım zararları bakımından; niza konusu belirli süreli sözleşmelerin süresinin dolması ile sona erdiği, dosya kapsamında taraflar arasındaki sözleşmelerin, bayinin kusuruyla sona erdiğinin tespit edilemediği, hava parasının tazmini mümkün olmayan giderlerden olduğu, dekorasyon bedellerinin, sözleşme sonuna kadar maliyeti karşılanmaması durumunda, davalı sağlayıcıdan talep edilebileceği, bununla beraber, 31.03.2019, 24.04.2019 ve 29.04.2019 tarihli davacı bayi beyanlarında yatırım bedelinin talep edilmeyeceğinin belirtildiği, davacının ilgili beyanları nazara alındığında, yatırım zararlarının da düzenlenen beyan ve ibranamelere binaen talep edilemeyeceği, davacı bu beyan ve ibranamelerin irade bozuklukları ile düzenlendiğini beyan ettiği, Mahkemece irade beyanlarındaki sakatlığa binaen ibranamelerin geçersiz olduğunun kabulü halinde, davacının davalıdan yatırım maliyetlerini karşılamayan dekorasyon bedellerinin tazminini talep edebileceği, dosya içerisinde davacının ticari defterlerinde yapılan incelemelerde, maliyetlerini karşılamayan dekorasyon bedellerinin miktarına ilişkin bir incelemeye rastlanılmadığından ilgili hususta miktara ilişkin bir değerlendirme yapılamadığı, yapılan teknik inceleme ve değerlendirmeler sonucunda; davacının zararına fiyatlarla satış yapılmak durumunda kalındığını belirttiği aksesuar satışına ilişkin taraflar arasında imzalanan sözleşmelerde atıf yapılan … ürünleri ve aksesuarlarının bu kapsamda değerlendirilebileceği, ancak davacının ürünleri azami fiyatı geçmemek koşuluyla istediği fiyattan satmakta serbest olduğu, bu tip sözleşmelerde bayilere aylık belirli prim ödemeleri yapıldığı, yapılan prim ödemelerinde hızlı ve çok sayıda ürün ve hizmet satışının yüksek prim kazancı getirmesi sebebiyle bayilerin bazı ürün ve hizmetlerde istediği fiyattan satış yapabildiği bilindiği için, hali hazırda dosya kapsamında davacının aksesuar satışına ilişkin iddiaları konusunda değerlendirme yapmak için fikir verebilecek herhangi bir bilgi belge olmadığı, bu sebeple davacının zararına satış yaptığını belirttiği ürünlere ilişkin alım fatura belgelerini davalılar tarafından sağlanan inler olup olmadığının anlaşılması için zaten öncelikle paylaşması gerektiği gibi, söz konusu ürünlerin zararına satışına ilişkin davalılar tarafından kendisine nasıl bir baskı ve zorlama yapıldığını da somut kanıtlarla desteklemesi gerektiği yönünde” görüşlerini bildirmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde davacının uzun süredir bayisi olarak davalı şirketin ticari faaliyetlerini yürüttüğünün, bu ticari faaliyetler nedeniyle davacının yatırımlar yaptığının, davalı şirketlerin davacının faaliyet yürüttüğü bölgedeki bayiliği başka şirketlere vermek istemesi nedeniyle davacıya baskı yapıldığının, yüksek hedefler konulduğunun, düşük kar marjları verildiğinin, davalı şirketler tarafından sözleşmenin haksız olarak feshedildiğinin, sonlandırıldığının, baskı yoluyla davalılar tarafından davacıya belgeler imzalatıldığının, sözleşmenin feshedilmesiyle davacıda kazanç kaybı oluştuğunun, kazanç kaybı ve yapılan büyük yatırımlar nedeniyle davacının konkordato sürecine girdiğinin, taşınmazlarını satmak zorunda kaldığının, yapmış olduğu yatırımlar nedeniyle zarara uğradığının, davalılar tarafından piyasada satılamayan aksesuarların piyasa değerinden fazla bedelle davacıya satılarak zarara uğratıldığının beyan edilerek bu davanın açıldığı, davalı vekilince davacı ile davalı … … A.Ş.arasında düzenlenen 01/01/2014 tarihli Bayilik Sözleşmesi ile … … Sanayi ve Tic. Ltd. Şti.arasında ile davalı … … A.Ş.arasında düzenlenen 01/01/2014 tarihli Ürün Dağıtım sözleşmesinin sunulduğu, sözleşmelerin 3.1 maddesinde sözleşme süresinin 12 ay olduğunun, bu sürenin bitiminden 30 gün öncesinde fesih bildiriminde bulunulmadığı takdirde sözleşmenin 12 aylık dönemler halinde otomatik olarak yenileneceğinin, 3.2 maddesinde sözleşmenin her durumda yürürlük tarihinden itibaren 5 yıllık sürenin sonunda münfesih olacağının belirtildiği, davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde sözleşmelerin tarafının davalı … … A.Ş.olduğunun davalı … … A.Ş. Yönünden husumet itirazlarının olduğu belirtilmiş ise de sözleşmeler incelendiğinde sözleşmelerin ayrıca davalı … … A.Ş.tarafından da onaylandığının görüldüğü bu nedenle davalı … … A.Ş.’nin de sözleşmenin tarafı olduğunun kabul edilmesi gerektiği, … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen 23/03/2023 tarihli müzekkere cevabında … … Sanayi ve Tic. Ltd. Şti’nin 30/12/2019 yılında birleşme yoluyla davacıya devredildiğinin belirtildiği, davalılar vekilince; taraflar arasında düzenlenen Bayilik Sözleşmesinin ve faturalı hat satış kanalı sözleşmesinin davacının isteğiyle iptalininin talep edildiğinin, prim hakedişleri dışında başka bir bedel talebinde bulunulmayacağının, kar payı kaybı, denkleştirme tazminatı, yatırım bedeli adı altında herhangi bir tazminat talebinde bulunulmayacağının, prim hakedişlerinin ödenmesi halinde davalıyı ibra etmiş sayılacağının yazılı olduğu ve davacının kaşe ve ıslak imzasının bulunduğu 31/03/2019, 29/04/2019, 24/04/2019 tarihli belgelerin sunulduğu, davacının sözleşmelerin davalılar tarafından haklı neden bulunmaksızın feshedildiği ve sona erdirildiği beyan ve iddiaları yönünden sözleşmelerin 3.1maddesinde 12 aylık dönemler halinde otomatik olarak yenileneceği belirtilmiş ise de 3.2 maddesinde sözleşmenin her durumda yürürlük tarihinden itibaren 5 yıllık sürenin sonunda münfesih olacağının belirtildiği, sözleşmelerin 3.2maddeleri doğrultusunda sözleşmelerin belirli süreli olduğu ve sözleşmelerin 01/01/2019 tarihinde sona ereceği, yine davalı vekilince sunulan davacının imzasının bulunduğu 31/03/2019, 29/04/2019, 24/04/2019 tarihli belgelerde sözleşmelerin davacı tarafından iptalinin talep edildiğinin yazılı olduğu, bu belgelerin tarihlerinin 01/01/2019 tarihinden sonra olduğu, davacı tarafça bu belgelerdeki imzaya itiraz edilmediği, belgelerin baskı ve zorlamayla imzalatıldığının beyan edildiği, irade bozukluğuna dayanıldığı, irade bozukluklarının 6098 sayılı TBK’da 30.ve devamı maddelerinde yanılma, aldatma ve korkutma olarak düzenlendiği, davacı tarafça dava dilekçesinde belirtilen iddialarının irade bozukluğu hallerine girmeyeceği, bu kapsamda değerlendirilemeyeceği, yine 6102 sayılı TTK’nun 18/2 maddesinde her tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiğinin düzenlendiği, sözleşmelerin süreye ilişkin maddeleri, davacının imzasının bulunduğu davalı tarafından sunulan belgeler ve yukarıda açıklanan diğer hususlar birlikte değerlendirildiğinde sözleşmelerin davalılar tarafından süresinden önce haklı bir neden olmaksızın sona erdirildiğinin davacı tarafça somut ve yeterli delillerle ispat edilemediği, 5 yıllık sürenin dolmuş olduğu ve sözleşmenin sona ereceği, sözleşmelerin davalılar tarafından süresinden önce haklı bir neden olmaksızın sona erdirildiği ispat edilemediğinden davacının yoksun kalınan kazanç kaybı, yapılan yatırımlar ve konkordato sürecine girilmesi nedeniyle meydana geldiğini iddia ettiği zararların davalılardan talep edilemeyeceği yine piyasada satılamayan aksesuarların piyasa değerinden fazla bedelle davacıya satılarak zarara uğratıldığı beyan edilerek tazminat talep edilmiş ise de yukarıda belirtildiği üzere davacı ticari bir şirket olup, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiği, davacı tarafça iddia edilen bu aksesuar alım satımından zarar ettiğinin ve bundan davalının sorumlu olacağına ilişkin yeterli herhangi bir delil sunulmadığı ve ispat edilemediği anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HUAK 18/A-(14). Fıkrası: “Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No:2020/373 sayılı dosyasından arabulucu …’e ekte sunulan 1.320,00 TL tarife bedeli üzerinden kesilen 29/07/2020 tarihli … sıra nolu Serbest Meslek Makbuzu doğrultusunda ödeme yapıldığı tespit edilerek arabulucuk giderlerinin davalıdan alınarak davacıya yükletilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL harcın davacı tarafça yatırılan 853,88 TL harçtan mahsubu ile fazladan alınan 673,98-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı vekili tarafından yapılan 3 adet bilirkişi ücreti 2.250,00 TL bilirkişi ücreti ve 27.10 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 2.277,1‬0 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/05/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır