Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/319 E. 2021/178 K. 17.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/319 Esas
KARAR NO : 2021/178
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 21/07/2020
KARAR TARİHİ : 17/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı ile 1231 adet ceket fason işçiliği için 65,00 TL fiyat ile anlaştıklarını, davalı müvekkiline 05.09.2019 tarihli 83.215,60 TL bedelli fatura düzenleyerek ceketleri teslim ettiğini, müvekkili şirketin kalite kontrol departmanlarının yaptığı kontroller sonucu ürünlerin tamamında dikiş hataları olduğunun tespit ediliği ve ürünler müşterisine teslimat süresi dolduğundan dolayı hızlı bir şekilde müvekkil tarafından 3 güç içerisinde bir ekip çalışması ile düzeltilmeye çalışarak ilgili kişilere iletildiğini, söz konusu dikiş hataları nedeniyle taraflar arasında yapılan toplantı sonucu ceket başına ödenecek olan fason üretimin 65,00 TL’den 45,00 TL’ye düşürülmesi için anlaşmaya varılarak, müvekkilinin bakiye 13.000 TL borcunun 04/10/2019 tarihinde ödeneceği konusunda mutabık kalındığını ve yine müvekkilinin davalıya 20,00 TL farktan kaynaklı 04/10/2019 tarihli 25.604,80 TL bedelli fiyat farkı faturasını düzenlediği ve müvekkilinin davalıdan cari hesaptan kaynaklan alacak nedeniyle 25.389,20 TL alacaklı hale geldiği halde bakiye borç davalıdan talep edildiğini ve ödenmediğini bu nedenle …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yaptığını, davalının süresi içerisinde borca itiraz ederek takibi durduğunu beyan ve gerekçelerle davalı şirketin tespit edilen tüm varlıklarının ve 3. şahıslar üzerindeki her türlü hak ve alacaklarının ihtiyati haczini, mümkün olmaması halinde malların ihtiyati tedbir konulmasını, itirazın iptali ile takibin devamını, %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davacı ile anlaşarak birim 65,00 TL fiyattan 1231 adet ceket dikme hususunda anlaştığı ve ceketleri 05/09/2019 tarihinde 83.215,60 TL tutarlı fatura ile birlikte teslim edildiğini, davacının malı 05/09/2019 tarihinde teslim almasına rağmen yasal sürede ayıp ihbarında bulunmadığı gibi 06/09/2019 günü 35.000 TL 20.09.2019 günü bakiye borcunu önceki alım satım sözleşmesinden kaynaklanan 13.000 TL borcunu da 04/10/2019 tarihin de ödediğini, davacının müvekkiline gönderdiği fatura tarihinin 04/10/2019 tarihi olduğu müvekkilinin bu faturayı … Noterliği’nin 17/10/2019 tarih, … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile iade ettiğini, davacının müvekkiline ayıp ihbarı yapmadığı gibi, ayıp nedeniyle bedel indiriminin yapılacağı da kararlaştırmadığını, davacının 04/10/2019 tarihinde müvekkiline ayıp faturası düzenledikten sonra yine 04/10/2019 tarihinde bakiye borcu olan 13.000,00 TL ödeme yaptığını bu durumun hayatın olağan akışı içerisinde alacaklı olan bir kurumun ya da bir kişiye borç ödemesinin yapılmasının mümkün olmadığını ve beklenen şeyin alacağı borçtan mahsup edilmesi olacağı gerektiğini beyan ve gerekçelerle davanın reddini, davacı tarafın alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER:
05/09/2019 tarihli … sıra numaralı ve 83.215,60 TL bedelli fatura, 04/10/2019 tarihli … seri numaralı ve 25.604,80 TL bedelli fiyat farkı faturası, 04/10/2019 tarihi itibari ile cari hesap ekstresi, arabuluculuk son tutanağı, telefon yazışmaları ekran görüntülerinin ve davalı tarafındann sunulan … Noterliğinin 17/10/2019 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname suretinin dosyamız arasında olduğu görüldü.
Mahkememizin 18/11/2020 tarihli celsesinin 6 nolu ara kararı gereğince tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde 25/12/2020 günü saat:15.00’de mahkememiz kaleminde inceleme yaptırılmasına karar verildiği, inceleme gün ve saatinin taraf vekillerine duruşma esnasında tefhim olduğu, tarafların yerinde inceleme talebinde bulunduğu görülmüş olup, bilirkişi 25/01/2021 tarihli raporunda sonuç ve özet olarak;
Taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi ile yazılı bir fason iş/işlem sözleşmesinin bulunmadığı,
Davacının ticari defterlerinin TTK ilgili hükümlere göre delil niteliğine haiz olduğu ve ticari defterlerinde davalıdan fiyat farkı içerikli fatura nedeniyle 23.389,20 TL kayıtlı olduğu, davacının davalıdan aldığı ürünlerde ayıp ihbarının zamanında yapıldığı hakkında sayın mahkemenin karar ittihazı halinde, davacının 23.389,20 TL alacağına takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa gereği yıllık %18,25 oranından başlayacak değişen oranlarda avans faiz uygulanması gerekeceği yönünde görüş ve kanaat bildirdiği görüldü.
Bilirkişi raporunun taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görüldü.
Davacı vekilinin 28/01/2021 tarihli bilirkişi aporuna beyan dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Davalı vekilinin 08/02/2021 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Davalı vekilinin 17/02/2021 tarihli celsede alınan beyanında; ‘öncelikle davacı dava dilekçesinde herhangi bir delile başvurmamıştır, dava dilekçesinde delil kısmı yoktur, bu sebeple watsap yazışmalarına başvuramayacağı gibi bilirkişinin incelemesi bile hukuka aykırıdır, malların teslim tarihi 05/09/2019’dur, davaya konu ayıbın niteliğine bakıldığında da davacı iddialarına göre a çık ayıp olduğu aşikardır, ancak sunulan watsap yazışmaları dikkate alınsa dahi yazışmaların 10/09/2019 tarihinde olduğu ve TTK 18. Maddesi uyarınca açık ayıbın ihbar süresinin dolduğu dikkate alındığında bu iddialarında da yerinde olmadığı davacı iddialarının bu sebeple kabul etmiyoruz, davanın reddini talep ediyoruz, kötü niyet tazminat talebimiz de vardır.’ şeklinde beyanda bulunduğu görüldü.
GEREKÇE:
Dava; ayıplı olduğu iddia edilen ürünlerden kaynaklı fiyat farkı alacağına dayalı düzenlenen fatura alacağını tahsil amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Celp edilen … İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyasının UYAP sisteminden gönderilen suretinin tetkikinden; alacaklı … tarafından borçlu … aleyhine 25.389,20 TL cari hesap alacağı üzerinden icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 23/12/2019 tarihinde tebliğ olduğu, borçlu vekilinin borca, faize ve ferilerine itiraz ettiği, itirazın süresinde olduğu ve takibin durdurulmuş olduğu görüldü.
Taraflar arasındaki ihtilafın; davalı tarafından davacıya fason olarak işlenen tekstil ürünlerinin ayıplı olup olmadığı, ürünlerde bir ayıp bulunması durumunda ayıp ihtarının zamanında ve geçerli olarak yapılıp yapılmadığı ve davacı tarafından ayıplı olduğu iddia edilen mallara yönelik düzenlenen fiyat farkı faturası nedeniyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
İcra takibine konu alacak, taraflar arasındaki fatura alacağından kaynaklanmakta olup taraflar tacir olduğundan ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak rapor alınması cihetine gidilmiştir.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; alınan bilirkişi raporuna göre; taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi olmadığı, davaya konu davacı tarafından davalıya tanzim edilen faturanın e-fatura olduğu, kesildiği anda davalıya tebliğ edildiği, ancak davalı tarafından bu faturanın … Noterliğinin 17/10/2019 tarih ve … sayılı yevmiyeli ihtarı ile iade süresi geçtikten sonra iade edildiği ve davaya konu faturanın davalı kayıtlarında yer almadığı, davacının incelenen ticari defter ve kayıtlarına göre davalıdan 25.389,20 tl alacağının işli olduğu görülmüştür.
Somut olayda tarafların 1231 adet cekete fason mal üretim işlemi uygulanması hususunda anlaştıkları ve aralarındaki ilişkinin eser sözleşmesinden kaynaklandığı, davacı tarafından davaya konu ürünlerin ayıplı olması nedeniyle ayıp bedeli kadar davalı adına fiyat farkı faturası düzenlediği anlaşılmıştır.
T.B.K.’nun 360/2 maddesi uyarınca yapılan iş kabule icbar edilemeyecek derecede ayıplı olması halinde iş sahibi bedelin tenzilini isteyebileceği gibi ayıp oranında ödenmeyen bedelden mahsup da istenebileceği ancak bunun için eserin ayıplı olduğu ve süresinde ayıp ihbarında bulunulduğunun kanıtlanması gerekir. Yine T.B.K’nun 474.maddesi uyarınca işsahibi eserin tesliminden sonra imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa bunu uygun bir süre içerisinde yükleniciye bildirmek zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Ayrıca Ayıp ihbarının her türlü delille ispatı mümkün kılınmıştır.
Buna göre; Davacı tarafından düzenlenen fiyat farkı faturası ve bu faturanın davalıya tebliği tek başına ayıplı malın olduğu ve ayıplı malın davacı tarafından kabul edilmediği iddiasını ispata yeterli olmayıp, davacı yanca delil tespiti yaptırılmadığı veya resmi makamlarca yapılan inceleme sonucunda düzenlenen raporunda sunulmadığı gibi ayıplı olduğu iddia edilen tekstil ürünleri elde olmadığından, kaldı ki davacı tarafından dava dilekçesinde delillere dayanılmadığından mahkemece ürünlerin ayıplı olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılması olanağı bulunmadığı gibi ayıp ihbarına yönelik iddianında yine dava dilekçesinde delillere başvurulmadığından gerek tanık delili gerekse diğer deliller ile ispatının yapılamadığı anlaşılmakla; mahkememizce davacının davasında haklı olmadığı kanaatine varılarak ve davacı tarafından düzenlenen davaya konu fatura nedeniyle davalıdan alacağının bulunduğunun ispatlanamadığı dikkate alınarak; ispatlanamayan davanın reddine ve davacının kötü niyetli icra takibine giriştiği ispatlanamamakla şartları oluşmayan icra inkar tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
HUAK 18/A-(13) ”Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. (…)” ve (14). Fıkrası: ” Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No: 2020/… sayılı dosyasından arabulucuya 1.320,00-TL tarife bedeli üzerinden kesilen 14/03/2020 tarihli … sıra nolu Serbest Meslek Makbuzu doğrultusunda ödeme yapıldığı tespit edilerek ve her iki tarafın arabuluculuk ilk oturumuna katıldıkları ve davanın reddine karar verildiği gözetilerek; davacı aleyhine arabulucuk giderlerinin de yükletilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Davacının kötü niyetli icra takibine giriştiği ispatlanamamakla şartları oluşmayan icra inkar tazminat isteminin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL Karar ve İlam Harcının, peşin yatırılan 306,64 TL’den mahsup edilerek fazla yatırılan 247,34 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından bu dava sebebi ile yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına.
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir olunan 4.080,00-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine.
6-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/02/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza