Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/301 E. 2022/149 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/301 Esas
KARAR NO : 2022/149 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/07/2020
KARAR TARİHİ : 15/02/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılamalar neticesinde ;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … A.Ş. (eski ünvanı … A.Ş.) ile 2015-2016 yıllarında ticari ilişki uyarınca dilekçe ekinde sunduğu 2015 ve 2016 yıllarına ait cari hesap ekstrelerinde de görüleceği üzere 20.534,95 TL ödenmemiş borç bakiyesi kaldığını ve alacaklı olduğunu, davalı tarafından borcun ödenmemesi üzerine İstanbul …İcra Müd. …E. Sayılı dosya ile icra takibine geçildiğini, 25.6.2020 tarihinde arabuluculuk toplanlısına katıldığını ve “Anlaşmama” olarak tutanak düzenlendiğini, bu tutanağını ibraz ettiğini beyan ve gerekçelerle davalı aleyhine yargılama sonunda en az %20 kötü niyet tazminatı ve icra-inkar tazminatına hükümedilmesi talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekilinin cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür. Dava konusu iddia olunan hususları HMK 128. Maddesi gereğince inkar etmiş sayılarak inkar çerçevesinde beyanları değerlendirilmiştir.
DELİLLER Ve GEREKÇE :
Uyuşmazlığın konusunun, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı ticari borç ilişkisinin bulunup bulunmadığı, sözleşme ve hesap özetindeki imzanın davalı şirket yetkilisi ve kefillerine ait olup olmadığı, fatura alacağının varsa ne kadar olduğu itirazın iptali ve icra inkar tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı, noktalarında toplandığı görülmüştür.
Dava dilekçesi, İstanbul …İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası, bilirkişi kök, 2 ek rapor ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
Dosyamıza getirtilen İstanbul İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 32.449,13 TL toplam alacak üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67/1 maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce oluşturulan ara kararı gereği dosyanın kök rapor için bilirkişi … tarafından verilen 08/01/2021 tarihli bilirkişi kök raporunda; davacı şirketin incelenen 2015 ve 2016 yılı ticari defterlerinin (genel kabul görmüş muhasebe esas ve tekniğine uygun tutulduğu, davacının davalıdan olan 5 fatura karşılığı alacağına ilişkin KDV dahil olmak üzere toplam alacağı 20.537,12 TL olduğu, cari hesap olarak neticeten 20.536,95 TL alacaklı olduğu, davalının yerinde yapılan incelemede; davalı şirket merkezinde yapılan inceleme sırasında davalı şirket vekili defterleri beyan edilmeyeceğini beyan etmiş ve dolayısı ile yerinde inceleme yapılmadığını, yukarıdan beri yapılan açıklamalar kapsamında davacının takip tarihi itibari ile davalıdan 20.536,95 TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizin 16/02/2021 tarihli ara kararı gereğince; işlemiş faiz alacağına ilişkin olarak mevcut bilirkişiden ek rapor aldırılarak işlemiş faizin ne kadar olduğu hususunun belirtilmesine, dosyanın mali müşavire tevdine, karar verilmiş olup, bilirkişi… tarafından verilen 12/03/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda belirtildiği üzere; davacının, davalıdan cari hesap olarak neticeten 20.536,95 T. alacaklı olduğu, davacı şirketle davalı şirket arasındaki ticari işlemlere ilişkin herhangi bir sözleşmenin bulunmadığı anlaşılmakla beraber alacağı temerrüde düşüren işlem olan davacı tarafından davalıya, ödeme ihtarnamesi 31.01.2020 günlü Beyoğlu… Noterliği tarafından… yevmiye no ile gönderildiği, davalı şirket tarafından herhangi bir geri dönüş olmadığı için 24.02.2020 günü İstanbul …İcra Md. …E. sayılı dosya ile icra takibine geçildiğini, temerrüdün ödeme ihtarnamesi ile tarihi olan 31.01.2020 itibariyle oluştuğu, davacı yan için asıl alacağa ticari işlerde uygulanacak temerrüt faiz oranı (3095/m.2/2 gereğince avans faiz oranı) olarak işleyecek yıllık yüzde 13,75 oranında olduğu ve buna göre icra takibi olan 24.02.2020 tarihine kadar temerrüt faizi olarak 185,67 TL hesaplandığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Rapor taraflara usulüne uygun tebliğ edilmiştir, tarafların bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazları da dikkate alınarak Mahkememizin 20/04/2021 tarihli celsenin 2 nolu ara kararı gereğince Beyoğlu… Noterliğine müzekkere yazılarak …yevmiye no.lu 31/01/2020 tarihli ihtarnameye ait tebliğ şerhi suretinin istenilmesine karar verilmiş, 2 no.lu ara karar yerine getirildikten sonra dosyanın mevcut bilirkişiye tekrardan verilerek TTK 1530/4 mad. uyarınca ihtarname tebliğinin yapıldığına dair tarihler dikkate alınarak davacının itirazları doğrultusunda ihtimalli hesaplama yapılmasına karar verilmiş olup, Bilirkişi Ertuğrul AVCI’nın 15/11/2021 tarihli 2.ek raporunda kök raporda belirtildiği üzere; davacının davalıdan cari hesap olarak neticeten 20.536,95 TL alacaklı olduğu,
davacı şirketle davalı şirket arasındaki ticari işlemlere ilişkin herhangi bir
sözleşmenin bulunmadığı anlaşılmakla beraber alacağı temerrüde düşüren işlem olan davacı tarafından davalıya, ödeme ihtarnamesi 31.01.2020 günlü Beyoğlu
… Noterliği tarafından…yevmiye no ile gönderildiği, davalıya tebliğin
04.02.2020 olduğu için temerrüdün bu ödeme ihtarnamesinin tebliği tarihi
itibariyle oluştuğu,
davalı şirket tarafından herhangi bir geri dönüş olmadığı için 24.02.2020 günü
İstanbul …İcra Md. …E. sayılı dosya ile icra takibine geçildiğini,
temerrüdün ödeme ihtarnamesi tebliği olan 04.02.2020 itibariyle oluştuğu,
davacı yan için asıl alacağa ticari işlerde uygulanacak temerrüt faiz oranı
(3095/m.2/2 gereğince avans faiz oranı) olarak işleyecek yıllık yüzde 13,75
oranında olduğu ve buna göre icra takibi olan 24.02.2020 tarihine kadar
temerrüt faizi olarak 154,72 TL hesaplandığı TTK 1530/4 uyarınca fatura tarihinden itibaren 30 gün sonra başlayan faiz
hesaplaması icra takibi olan 24.02.2020 tarihine kadar olacak şekilde 5 fatura için
temerrüt faizi olarak toplamda 13.053,44 TL. hesaplandığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
TTK. 94/2 Maddesinde;” Hesap devresi hakkında sözleşme veya ticari teamül yoksa, her takvim yılının son günü taraflarca hesabın kapatılması günü olarak kabul edilmiş sayılır. Saptanan artan tutarı gösteren cetveli alan taraf, aldığı tarihten itibaren bir ay içinde, noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza içeren bir yazıyla itirazda bulunmamışsa, bakiyeyi kabul etmiş sayılır.” hükmü düzenlenmiştir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.)
Mal hareketlerinin elektronik ortamda düzenli bir şekilde izlenebilmesi amacıyla; 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 230 uncu maddesinin birinci fıkrasının beşinci bendine göre hali hazırda kağıt ortamda düzenlenmekte olan “sevk irsaliyesi”nin, elektronik belge olarak elektronik ortamda düzenlenmesi, alıcısına elektronik ortamda iletilmesi ve elektronik ortamda muhafaza ve ibraz edilmesine olanak sağlayan uygulamadır. e-İrsaliye belgesi, yeni bir belge türü olmayıp, kağıt ortamdaki “sevk irsaliyesi” belgesi ile aynı hukuki niteliklere sahiptir.
e-İrsaliye uygulamasında aynı e-Faturada olan “uygulama yanıtı” gibi işleyen “irsaliye yanıtı” belgesi de mevcuttur. Söz konusu irsaliye yanıtı ile e-İrsaliye üzerinde yazan fiili sevk tarihinden itibaren 7 gün içinde e-İrsaliye muhteviyatı malların tamamı kabul yanıtı ile kabul edilebilir ya da kısmi kabul yanıtı ile bir kısım mallar kabul edilebilir bir kısmı ise reddedilebilir.
6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1)
TTK md 21/2 hükmü uyarınca; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. Fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur.
HMK’nun 190. maddesin de “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” ifadesi ile düzenlemiştir. Bu maddeye göre ispat yükü, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan lehine hak çıkaran taraftadır.Faturalar akdi ilişkiyi ispat vasıtası olmayıp, akdi ilişkinin ifası aşamasında düzenlenen bir belgedir. Bu nedenle tek taraflı düzenlenen faturaya dayalı olarak mal yada hizmet verdiğini iddia eden taraf mal yada hizmet verdiğini mutlaka karşı tarafın imzasını içeren bir belge ile ispat etmelidir.Tacirler arasındaki akdi ilişki taraflar arasında yapılan bir sözleşme ile , faturaya konu malların teslim edildiğine dair bir irsaliye , teslim fişi ve teslim alındığına dair yazılı bir belge ile ispat edilebilir. Ancak akdi ilişkinin ispatı için elinde bu belgeler bulunmayan tacir aradaki ticari ilişkiyi ve mal ve hizmet satıp teslim ettiğini ticari defterlerle ispat etmek isteyebilir. Böyle bir durumda iddia ettiği vakıaları ispat için ticari defterlere dayanabilir.Her iki tarafın tacir olduğu ve uyuşmazlığın konusunun her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalarda aradaki akdi (ticari) ilişki ve buna bağlı olarak mal ve hizmet satarak teslim ettiği vakıalarını senetle (karşı tarafın imzasını kabul ettiği irsaliye,sözleşme vs belge) ispat edemiyorsa taraflar ticari defterleri delil olarak gösterebilecektir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, ticari defterlerin kanıt olması, bu defterlerin Ticaret Kanunu’nun öngördüğü şartlar içinde tacirin lehinde veya aleyhinde olarak kullanılması ve ticari bir uyuşmazlığında hükme esas teşkil etmesidir. Böylelikle ticari bir uyuşmazlıkta ticari defter kaydı, uyuşmazlığın çözümünde yazılı bir kanıt aracıdır. Tacirin tuttuğu bütün defterlerdeki kayıtların birbirine uygun olması, birbirini tutması ve doğrulaması şarttır. Ayrıca ticari defterlerin kanuna uygun olarak tutulmuş olması yanında tasdike tabi olan ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin de Ticaret Kanununda belirtilen sürelerde ve şekillerde yapılmış olması gerekmektedir. Aksi takdirde defterler, sahipleri lehine kanıt olma niteliklerini kaybederler. Bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağın olduğunu iddia eden taraf yazılı belgeler ile ispat etmesi gereklidir. İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu HMK 187,190 ve 200. Maddeleri ayrıca HMK Madde 222 de Ticari defterlerinin ibrazı ve delil olması açısından ilgili düzenlemeler mevcuttur. Davalı taraf geçerli bir mazeret olmaksızın ticari defterlerini ibraz etmekten kaçındığından davacının usulüne uygun tuttuğu defter kayıtları HMK 222/3 fıkrası uyarınca davalı aleyhine delil olarak değerlendirilmiştir. Cari hesap borcuna konu irsaliyeli e-arşiv faturaları usulüne uygun karşı tarafa GİB sisteminden davalı tarafa ulaştırıldığı ve gene cari hesap borcundan kaynaklı davacı tarafça borcun ödenmesine yönelik ihtarname çekildiği ancak davalı tarafın faturalara itiraz ettiğine dair somut delil ibraz edemediği, dosya kapsamı ve incelenen davacı kayıtlarına göre taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu ve davalı tarafından davacıya farklı tarihlerde kısmi ödemeler yapıldığı, bu haliyle davaya konu fatura içeriği malların davalı tarafından teslim alındığının kabulü gerektiği, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığından davalı tarafın takibe itirazlarındaki sözleşmedeki imzaların müvekkil şirket yetkilisine ait olmadığı yönündeki itirazlarına itibar edilemeyeceği, davacı tarafından açık fatura düzenlendiği ve fatura bedellerinin bir kısmının tahsil edilmediği görülmekle birlikte davalının borcun tamamının ödediğine dair başkaca ödeme belgesi, dekont-makbuz da sunmadığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacı taraf fatura tarihlerinden itibaren TTK.’nın 1530/7 maddesi uyarınca faiz talebinde bulunmuş ise de; TTK’nın 1530. maddesi tedarik sözleşmelerine ilişkin olup maddenin amacı üretici, KOBİ gibi mal ve hizmet sağlayan ticari işletmeleri, güçlü konumda olan, market, süpermarket gibi güçlü ve büyük işletmelere karşı korumaktır.Dava konusu alacak yasanın aradığı anlamda bir tedarik ilişkisine/sözleşmesine dayanmamaktadır. Bu nedenle davalının temerrüt faizinden sorumlu tutulabilmesi için TBK’nın 117. Maddesi uyarınca temerrüde düşürülmüş olması gerekir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 18/09/2018 Tarih Ve 2017/3266 E., 2018/4228 K. Sayılı ve “TTK’nın 1530.maddesi mal tedarik sözleşmesine ilişkin olup olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. İcra takip tarihinden önceki dönem için temerrüt faizine hükmedilmesi TBK’nın 117.maddesi koşullarına bağlı olup icra takip tarihinden önce davalıya temerrüt ihtarı gönderilmesi gerekir. Taraflar arasında da sözleşme ile ödeme günü kararlaştırılmadığı için davacı alacaklı icra takip tarihinden önceki dönem için temerrüt faizi talebinde bulunamaz.” şeklindeki içtihadında da bu husus belirtilmiştir.Taraflar tacir olup, yapılan iş de ticari işletmesi ile ilgili ticari iş olduğundan talep edilen alacağa 3095 sayılı Yasa’nın 2/II. maddesi uyarınca ticari işlerde uygulanan avans faizi isteyebileceği değerlendirilerek takip öncesi ihtarname ile 04.02.2020 tarihi itibarıyla davalının temerrüde düşürüldüğü ve 24.02.2020 takip tarihine kadar bilirkişi raporu ile hesaplanan cari hesap alacağı ile beraber 154,72 TL işlemiş faiz miktarı ve ihtarname giderlerini talep edilebileceği değerlendirilmiştir.
HUAK 18/A- (14). Fıkrası: ” Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak … Dava Şartı Dosya No:.. sayılı dosyasından arabulucu …’ya ekte sunulan 1.320,00 TL tarife bedeli üzerinden kesilen 11/11/2020 tarihli …sıra nolu Serbest Meslek Makbuzu doğrultusunda ödeme yapıldığı tespit edilerek taraflar aleyhine kabul red oranında arabulucuk giderlerinin de yükletilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

HÜKÜM: Yukarıda belirtilen gerekçeler uyarınca;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın kısmen KABULÜ ile;

İstanbul … İcra Müdürlüğünün …E. Sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin 20.536,95 TL asıl alacak 154,72 TL işlemiş faiz ve 379,85 TL ihtarname gideri üzerinden DEVAMINA,
2-Asıl alacağın %20’si oranındaki 4.107,59 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00 -TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Alınması gereken 1.439,40-TL harcın peşin alınan 391,91 -TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 1.047,49 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 391,91-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı vekili tarafından yapılan 14 adet posta-tebligat gideri toplamı 79,10 TL ile 1 Adet bilirkişi ücreti 700,00-TL, 54,40 TL başvuru harcı, 19,30 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 852,80-TL yargılama giderinin davacının haklı çıktığı oran itibari ile hesap edilen 553,80 -TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanacak 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul red oranında 462,79 TL sinin davacıdan; 857,21 TL sinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, davacı vekillerinin yüzlerine karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/02/2022
Katip Hakim
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır