Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/299 E. 2022/57 K. 21.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/299 Esas
KARAR NO : 2022/57
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/07/2020
KARAR TARİHİ : 21/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı … Tic. Ltd. Şti ile davalı … Sigorta A.Ş. arasında 01.02.2014 tarihinden başlayıp 30.04.2020 tarihine kadar her sene yenilenerek sözleşme imzalandığı, işbu sözleşme T.C. Çevre ve Orman Bakanlığının 30.12.2009/… sayılı Ömrünü Tamamlamış Araçların Kontrolü Hakkında Yönetmelik ile Sigorta firmalarına ve dolayısı ile davalı … Sigorta’nın sigorta poliçeleri uyarınca onarım sırasında değiştirilen parçalara ilişkin, parçaların sahadan toplanması ve ilgili mercilere raporlanması konularında vermiş olduğu sorumlulukları … SİGORTA’dan … San. Tic. Ltd. Şti’ye devretmesi konulu olduğu, işbu sözleşmeye göre davacının yükümlülükleri; davalının bildirmiş olduğu onarım sırasında değiştirilen parçaların onarım noktalarından toplanması/toplatılması, konuya ilişkin yetkili mercilerin talep edecekleri raporları hazırlaması ve toplamış olduğu parça bedelleri için davalıya aylık sözleşmede belirtilen tutarı ödemesinden ibaret olup davalının yükümlülükleri ise; yetkili sigorta eksperleri tarafından hazırlanan hasar onarım raporuna istinaden onarım sırasında değiştirilen parçaları ivedilikle davacıya bildirmek, eksper tarafından belirlenen iade parçaların davacı tarafından herhangi bir sebeple alınamadığı durumda bu parçaların alınabilmesi için gerekli önlemleri almasını sağlamaktan ibaret olduğu, Davacının sözleşmede kendisine belirtilen yükümlülükleri kusursuz ve eksiksiz olarak yerine getirmiş olmasına karşın; davalının sözleşmenin kendisine yüklediği edimleri yerine getirmediğini davacının çoğu zaman iade parçaları alamadığı, bu sebepten mütevellit çok büyük zararlara uğradığını, Davacı ile davalı ilk sözleşmeyi 01.02.2014 yılında akdetmiş olup ilk 2 aylık süreçte davalı özen yükümlülüğüne uygun davranmayarak, onarım sırasında değiştirilen parçaların olduğu dosyaları daha önceden çalıştıkları iade parçaları toplayan firma adına sisteme girerek davacıyı zarara uğrattığını, davalının sistemini düzenlememesinden dolayı davacının 2 ay boyunca sağlıklı olarak dosyalara ulaşamadığı ve açıkça davalı sigorta şirketinin özensiz davranışından vuku bulan zarar davalı tarafından karşılanmadığını, Davacı ile davalı arasındaki sözleşmeye göre; davacının hasar dosyalarında yer alan tüm değişen parçaları alma hakkı varken bazı dosyalarda sözleşmede taraflar arasında bir bedel belirlenmiş olduğu ileri sürülerek iade parça tesliminde sorun yaratılmış ve bu dosyalarda davacı değişen parçaların iadelerini alamadığını, bu hasar dosyalarının artması neticesinde davacının iade aldığı parçalarda azalma meydana gelmiş ve bu nedenle davacının maddi zararı meydana geldiğini, Davalı sigorta şirketi davacı ile arasındaki sözleşme gereği değişen parçaların davacı tarafından alınması için gerekli şartları hazırlamak ve parçaların teslimimi sağlamakla yükümlü olduğunu, taraflar arasındaki sözleşme iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olup davalı sigorta şirketinin bu sözleşme kapsamındaki yükümlülüğü sigorta poliçeleri uyarınca onarım sırasında değiştirilen parçaların davacı tarafından toplanmasını sağlamak olduğunu, zira Ömrünü Tamamlamış Araçların Kontrolü Hakkında Yönetmelik’in 9. maddesi ile onarım sırasında değiştirilen parçaların toplanması ve lisanslı depolama alanı ya da lisanslı işleme tesisine teslim etme görevi sigorta şirketlerine verildiğini, Davalı sigorta şirketi ile davacı arasındaki ilk sözleşmenin yapıldığı Şubat 2014 tarihinden bu yana kasa, karoser, kupa, şasi gibi parçaların iadesi yapılmadığını, Oysa ki dilekçe ekinde sunulan sözleşmelerde de görüleceği üzere; yapılan son sözleşme olan 10.05.2019 tarihli sözleşme hariç diğer 4 sözleşmede davacının bu parçaları iade almaya hakkı olduğu açıkça görüldüğünü, buna rağmen Şubat 2014’ten beri davacıya bu parçaların iadesi hiçbir zaman yapılmadığını, son olarak davalı sigorta 10.05.2019 tarihli sözleşmede kasa, karoser, kupa ve şasi gibi blok gruplarının toplanmasını hariç tutmuş ancak sigorta şirketinin talimatı ile iade alınabileceğini sözleşmeye eklediğini, Davalı sigorta şirketinin sözleşmeye bu maddeyi eklemiş olması tamamen kötü niyetli olduğunu, zira davalı sigorta şirketi Şubat 2014’ten bu yana yapılmayan iadelere ilişkin olarak davacının uğramış olduğu zararları tazminden kaçınmak amaçlı sözleşmeye bu maddeyi eklendiğini, bu şekilde davacının maddi zarara uğramasına neden olan davalı sigorta şirketinin davacının zararını tazmin etmesi gerektiğini, Davacı şirket tarafından davalı sigorta şirketi ile aralarındaki sözleşmeler gereği kendisine yüklenen tüm yükümlülükler yerine getirildiği ve kendisine zorluk çıkarılan durumlarda da yine sözleşmeler kapsamında davalı sigorta şirketine gerekli bildirimlerin yapıldığını beyanla; davacı ile davalı … Sigorta A.Ş. arasında 01.02.2014 tarihinde başlayıp 30.04.2020 tarihine kadar her sene yenilenerek devam eden sözleşmeler kapsamında; davalı … Sigorta A.Ş.’nin sözleşme ile kendisine yüklenen yükümlülüklere aykırı hareket etmesi nedeniyle davacının uğramış olduğu maddi zarara karşılık fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000,00 TL alacağın işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsiline, 6100 sayılı HMK mad. 330, 332 vd. kapsamında yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf, müvekkili Şirketin sözleşmeye aykırı davranarak yükümlülüklerini yerine iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ve reddi gerektiğini, Müvekkil Şirket, sözleşmeye uygun olarak görevlerini yerine getirdiğini, sözleşme gereğince müvekkil Şirket, eksper tarafından hazırlanan hasar onarım raporunu davacı yana eksiksiz olarak bildirdiğini, davacı tarafın tazminat talebine konu ettiği parçalar ömrünü tüketmiş ve ekonomik değeri olmayan hurda parçalar olduğunu, davacı taraf, iade parçaların toplanması için 10 günlük süre belirlenmiş ise de davalı şirket bu iade süresi dolmadan iade alınamayan servislere ödeme yaptığını iddia ettiğini, Davacı tarafın iddiasının gerçekle bağdaşmadığını, müvekkil Şirketin böyle bir yükümlülüğü bulunmadığını, İşbu iddiaları taraflar arasında düzenlenen sözleşme ile bağdaşmadığını, taraflar arasında düzenlenen sözleşmeler incelendiğinde sözleşmenin “işi icra edilmesi” başlıklı maddesi incelendiğine davacı tarafın iade olarak tespit edilen parçaları, eksperin … Sigorta sitesine/datasına giriş yaptığı tarihten itibaren maksimum 10 iş günün içerisinde onarımın yapıldığı tamirhaneden teslim alma yükümlülüğü getirildiğini, … Tic. Ltd. Şti. iade olarak tespit edilen parçaları, eksperin … Sigorta sistemine/datasına giriş yaptığı tarihten itibaren maksimum 10 iş günü içerisinde onarımın yapıldığı tamirhaneden teslim alacak/aldıracağını, bununla birlikte teslim alınamayan parçaların aynı gün, … SİGORTA ya bildirme yükümlülüğü getirildiğini, davacı taraf eksperce belirlenen ömrünü tüketmiş ve ekonomik değeri olmayan hurda parçalar … Sigorta sisteminden takip etmek 10 gün içerisinde bu parçaları ilgili tamirhaneden teslim almak, alınamayan parçalar içinde derhal … Sigorta’ya bildirimde bulunmakla yükümlü kılındığını, bu aşamada davacı tarafın 2014 ve takip eden yıl ve aylarda bazı ömrünü tüketmiş ve ekonomik değeri olmayan hurda parçaları tamirhanelerden alamadığını iddia etmesi ve işbu parçalar sebebiyle zarara uğradığını iddia etmesi abesle iştigal olduğunu, zira sözleşme gereği işbu bu bildirimleri derhal yapmasının gerekeceğini, bu yönüyle de davacı taraf iddiaları hukuki dayanaktan yoksun olup reddi gerektiğini, ayrıca davacı tarafın kiralık araç ve master destek yönündeki ve başkaca dayanaksız iddialar hukuki dayanaktan yoksun olup reddi gerekeceğini, beyanla; davanın zamanaşımından reddine, usul ve esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
01/03/2015 tarihli sözleşme örneği, Davacı tarafından keşide edilen … Noterliği’nden 26.10.2016 tarih, … Yevmiye sayılı, … Noterliği’nden 17.10.2019 tarih, … Yevmiye sayılı ve … Noterliği’nden 24.03.2020 tarih, … Yevmiye sayılı İhtarname örnekleri, arabuluculuk son tutanak örneği, mail yazışmaları, cari hesap ekstresi, ek sözleşme örneği, davacı şirket muavin defter örnekleri, davalı şirket yevmiye ve e-defter berat örneklerinin dosyamız arasında olduğu görüldü.
Mahkememizin 09/12/2020 tarihli celsesinin 6 nolu ara kararı gereğince dosya üzerinde bilirkişi heyeti marifetiyle inceleme yaptırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti 03/03/2021 tarihli raporunda sonuç ve özet olarak;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. lehine sigortalı olup, onarım bedeli ödenen araçlardan çıkan hasarlı parçaların Türkiye genelinde davacı … Ltd Şti tarafından toplanması ve değerlendirilmesi ve bunun için davalı şirkete her ay bir bedel ödemesi konusunda taraflar arasında 01.02.2014 – 30.04.2020 tarihleri arasında geçerli olan sözleşmenin bulunduğu,
2- Davacı … Ltd Şti’nin servislerden yedek parça toplarken bazı engellerle karşılaştığına ve davalı şirketten bu konuda destek istediğine dair bazı talepleri olsa da, diğer yandan 4 kez aylık ödemelerini artırarak sözleşmeyi yenileyerek işe devam etmesi dikkate alındığında, davacının iradesinin de aynı koşullar altında sözleşmenin devamını kabul ettiği şeklinde değerlendirilebileceği,
3-Davacı şirketin, tacir sıfatı taşıyan bir ticaret şirketi olarak, çıkma parçaların bir ekonomik değeri olduğunu, Türkiye genelindeki servislerin kasa, karoser, kupa, şase benzeri veya az hasarlı pahalı çıkma parçaları, kendileri değerlendirerek vermek istemeyeceklerini, sigorta şirketlerinin bütün süreci kontrol altında tutma imkanı olmayacağını, çıkma parça toplama sektörünün yasalarla düzenlenmediğini ve yerleşmiş kuralları olmadığını, çıkma parça ihalesine giren firmaların sistemde belli bir oranda kaçak olacağını, bütün değerli yedek parçaları toplama imkanlarının olmayacağını, kendisinin ne kadar parça toplayabileceğini baştan öngörerek teklif vereceklerini bilecek durumda olduğu,
4-Bu koşullar altında, taraflar arasındaki sözleşme altı yılda aylık ödemeler de artırılarak dört kez yenilenmesine rağmen, sözleşme sonlandırıldıktan sonra sistemdeki kaçaklar gerekçe gösterilerek açılan davada, 01.02.2014 beri Türkiye genelinde servislerden alınamayan çıkma parçaların, hasar durumlarının, değerlerinin belirlenmesi, davacının gelir gider tablosunun yeniden hazırlanarak kaybedilen net karın tespitinin mümkün olmadığı gibi, bu durumun davalı şirket yönünden sözleşmeye aykırılık olarak da değerlendirilemeyeceği yönünde görüş ve kanaat bildirdikleri görüldü.
Bilirkişi raporunun taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görüldü.
Davalı vekilinin bilirkişi raporuna beyanlarını içerir dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Davacı vekilinin bilirkişi raporuna itirazlarını içerir 22/03/2021 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Mahkememizin 07/04/2021 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı gereğince dosyanın bilirkişi heyetine tevdi ile ek rapor aldırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti 26/05/2021 tarihli ek raporunda sonuç ve özet olarak; davacı vekilinin 22/03/2021 tarihli dilekçesinde mevcut itirazlarının 03/03/2021 tarihli kök raporda belirli bilirkişi görüşünü değiştirici nitelikte olmadığını bildirdikleri görüldü.
Ek raporun taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görüldü.
Davalı vekilinin bilirkişi ek raporuna beyanlarını içerir 09/06/2021 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Davacı vekilinin bilirkişi ek raporuna itirazlarını içerir 16/06/2021 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Mahkememizin 06/10/2021 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı gereğince davacı vekiline bilirkişi ek raporuna doğrultusunda hasar dosyaları ile toplanamayan çıkma parçaların tek tek tespit edilerek bu hususa yönelik taleplerinin somutlaştırması yönünden beyanda bulunmak üzere 1 aylık kesin süre verildiği, davacı vekilinin bu ara karara ilişkin salt hasar dosya numaralarını bildiren 08/11/2021 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye aykırı davranılması sebebiyle davacının uğradığı maddi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Somut olayda Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından kasko ve ZMSS teminatı kapsamında tüm Türkiye’de onarım bedeli ödenen araçlardan çıkan hasarlı parçaların davacı … tarafından toplanması ve değerlendirilmesi ve de karşılığında davalı … Sigorta A.Ş.’ye her ay bir bedel ödemesi konusunda taraflar arasında 01.02.2014 – 30.04.2020 tarihleri arasında bir anlaşma düzenlenmiştir.
01.02.2014 tarihli sözleşmede, … tarafından toplanan çıkma parçalar karşılığında davalı … Sigorta’ya her ay 27.000 TL ödeneceğinin belirtildiği ve söz konusu aylık 12 ödemenin her sene düzenli artırılarak 01.05.2019 tarihli sözleşmede 72.500 TL tutarına ulaştığı konusunda uyuşmazlık yoktur. Sözleşmeye göre davalının yükümlülüklerinin; yetkili sigorta eksperleri tarafından hazırlanan hasar onarım raporuna istinaden onarım sırasında değiştirilen parçaları ivedilikle davacıya bildirmek, eksper tarafından belirlenen iade parçaların davacı tarafından herhangi bir sebeple alınamadığı durumda bu parçaların alınabilmesi için gerekli önlemleri almasını sağlamak olduğu uyuşmazlığın davalı sözleşmenin kendisine yüklediği edimleri yerine getirmediğinden bahisle davacının iade parçaları alamadığı ve bu sebepten zarara uğradığı hususundan kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Buna göre dosyadaki eposta yazışmalarından ilk aydan itibaren davacı …’ın servislerden yedek parça toplarken engellerle karşılaştığı; servislerin hasarlı parçaları çöpe attıklarını beyan ederek kendilerine vermedikleri yönünde şikayetlerde bulunduğu; davacı … Sigorta A.Ş.’den servisler üzerinde nüfuzunu kullanarak baskı yapmasını ve çıkma yedek parçaların kendilerine verilmesinin sağlanmasını istediği anlaşılmaktadır. Davacı … Ltd. Şti, ilk aydan itibaren şikayete başlamasına rağmen altı yıl süresince 4 defa artan aylık ödemelerle sözleşmeyi yenilemiştir. Davacı şirketin, tacir sıfatı taşıyan bir ticaret şirketi olarak, çıkma parçaların bir ekonomik değeri olduğunu, Türkiye genelindeki servislerin kasa, karoser, kupa, şase benzeri veya az hasarlı pahalı çıkma parçaları, kendileri değerlendirerek vermek istemeyeceklerini, sigorta şirketlerinin bütün süreci kontrol altında tutma imkanı olmayacağını, çıkma parça toplama sektörünün yasalarla düzenlenmediğini ve yerleşmiş kuralları olmadığını, çıkma parça ihalesine giren firmaların sistemde belli bir oranda kaçak olacağını, bütün değerli yedek parçaları toplama imkanlarının olmayacağını, kendisinin ne kadar parça toplayabileceğini baştan öngörerek teklif vereceklerini bilecek durumda olduğu, Davacı parça toplayıcı tarafından anlaşmalar yenilenirken sistemdeki kaçakları önleyecek ilave maddeler konulmamasına rağmen anlaşmalar imzalandığı bu durumda, …’ın 6 yıl süresince kar ettiğinin ve sözleşmenin sürmesinden memnun olduğunun kabulü gerekir. Bu halde sistemin karakterinde belli bir oranda kaçağında baştan kabulü bulunmaktadır. Taraflar arasında 30.04.2020 tarihinde anlaşma sonlandırıldıktan sonra sistemdeki kaçakların gerekçe gösterilerek 10.07.2020 tarihinde iş bu talepli açmış olduğu davada çelişkili davranış oluşturmakta olup ve dolayısıyla da MK.md.2 anlamında hakkın kötüye kullanılmasını oluştur. Hakkın kötüye kullanılması ise kanun tarafından korunmaz. Bu sebeple davacı tarafından davalıdan, servislerden alınamayan çıkma parçaların bedellerinden kaynaklanan zararı talep etme hakkına sahip olmadığı kaldı ki servislerden alınamayan çıkma parçaların, hasar durumlarının, değerlerinin belirlenmesi, davacının gelir gider tablosunun yeniden hazırlanarak kaybedilen net karın tespitinin mümkün olmadığı ve ispata muhtaç olduğu alınan bilirkişi raporu ile de sabit olup yine Mahkememizin 06/10/2021 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı gereğince davacı vekiline bilirkişi ek raporu doğrultusunda hasar dosyaları ile toplanamayan çıkma parçaların tek tek tespit edilerek bu hususa yönelik taleplerinin somutlaştırması yönünden davacıya beyanda bulunmak üzere 1 aylık kesin süre verildiği, davacı vekilinin bu ara karara ilişkin salt hasar dosya numaralarını bildiren 08/11/2021 tarihli dilekçesinin sunulduğu ve bu halde de ispatın mümkün olmadığı anlaşılmış ayrıca davaya konu istemin davalı şirket yönünden sözleşmeye aykırılık olarak da değerlendirilemeyeceği kanaatine varılmış ve mahkememizce alınan bilirkişi raporu da gözetilerek ; davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HUAK 18/A-(13) ”Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. (…)” ” ve (14). Fıkrası: ” Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No:2020/ … sayılı dosyasından arabulucuya 1.320,00-TL tarife bedeli üzerinden kesilen 02/10/2020 tarihli … sıra nolu Serbest Meslek Makbuzu doğrultusunda ödeme yapıldığı tespit edilerek her iki tarafın arabuluculuk ilk oturumuna katıldıkları ve davanın reddine karar verildiği gözetilerek; davacı aleyhine arabulucuk ücretine hükmedilmesi gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL Karar ve İlam Harcının, peşin yatırılan 1.707,75-TL’den mahsup edilerek fazla yatırılan 1.627,05-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından bu dava sebebi ile aşağıda dökümü yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına.
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir olunan 13.450,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine.
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/01/2022

Katip … Hakim …
¸e-imza ¸e-imza