Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/293 E. 2022/203 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/293 Esas
KARAR NO : 2022/203 Karar

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 08/07/2020
KARAR TARİHİ : 08/03/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılamalar neticesinde ;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 18/02/2017 tarihinde oğlu …’un yönetimindeki … plakalı kamyonetle seyir halinde iken, olay tarihinden ZMMS sigorta poliçesi bulunmayan … yönetimindeki… plakalı otomobil ile yaşanan çift taraflı trafik kazasında ağır yaralandığını ve malul kaldığını, dava öncesi davalı Güvence Hesabına başvuruda bulunulduğunu ancak herhangi bir tazminat ödemesi yapılamadığını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, sorumluluklarının sigortası bulunmayan … plakalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve azami 330.000,00 TL sınırlı olduğunu, davacının araç içinde yolcu konumunda olduğu ve emniyet kemerinin takılı olmadığının anlaşıldığını, müterafik kusur indirimi yapılmasını talep ettiklerini, kaza tarihindeki belgelenebilir kazancı üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, maluliyet durumunun ATK tarafından tespitinin gerektiğini, 6111 sayılı yasa gereği geçici iş göremezlik, bakıcı giderleri vb. Tedavi giderleri yönünden sorumluluklarının bulunmadığını, temerrütten söz edilemeyeceğini, ve yasal faiz talep edilebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davadaki, uyuşmazlığın konusunun, meydana gelen trafik kazası neticesinde sürekli iş görememezlik şartlarının oluşup oluşmadığı, araçta yolcu konumunda bulunan davacının maluliyet oranının ne kadar olduğu, tarafların kusur oranının ne kadar olduğu, noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamındaki dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi, davalıya yapılan 31/07/2019 tarihli başvuru dilekçesi, ATK raporları, bilirkişi raporları ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
…Adli Tıp Anabilim Dalı’nın 30/05/2019 tarihli , 1956 doğumlu Ayşe Erol’un 18/02/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle oluşan bedeni zararı ve buna bağlı daimi özür oranının ” Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmelik” hükümleri dikkate alınarak hazırlanan raporunda, kişinin tüm vücut fonksiyon kaybı oranın %3 (üç) olduğunu bildirdikleri anlaşılmıştır.
Davacının Sosyo-Ekonomik durumunun araştırılması için … Emniyet Müdürlüğü’ne yazılan yazıya cevap verilerek davacının ekonomik durumuna ilişkin bilgilerin mahkememiz dosyası içerisine gönderildiği görülmüştür.
Davalı sigorta şirketi tarafından davaya konu hasar dosyasının onaylı bir suretinin gönderilmiştir.
… Hastenesi’ne müzekkere yazılarak, dava konusu kazaya ilişkin …’a ait hastane kayıtlarının çıkartılarak gönderilmesinin istenilmiş, istenilen bilgi ve belgelerin CD şeklinde dosyanın içerisine gönderildiği anlaşılmıştır.

02/02/2021 tarihli celsede, dosyanın ATK Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilerek meydana gelen trafik kazasında kimin sorumlu olduğu ve kusur oranının araştırılarak rapor düzenlenmesine karar verilmiş, ATK tarafından sunulan 22/02/2021 tarihli raporda sonuç ve özet olarak, sürücü …’un %25(yüzde yirmi beş) oranında kusurlu olduğu, sürücü …’nın %75(yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğu kanaati bildirilmiştir.
ATK raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir.
Mahkememizin 25/05/2021 tarihli celsesinde Anayasa Mahkemesinin iptal kararı da gözetilerek kaza tarihi itibariyle yürürlükteki lehe olan tüm yönetmelikler gözetilerek İstanbul ATK’dan maluliyet raporu ile mevcut kaza sonucu oluşan yaralanmaların emniyet kemerinin bağlı olup olmamasının etki edip etmediği hususununda ayrıca değerlendirilmesine ve bu yönde rapor aldırılmasına karar verilmiş olmakla dosya İstanbul ATK’ya gönderilmiştir.
İstanbul 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından oluşturularak raporda sonuç olarak, mevcut belgelere göre 11/11/1956 doğumlu …’un 18/02/2017 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının; 03/08/2013 tarih, 28727 sayılı Resmi Gazete yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaydı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kullanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak;
Gr VII (2Aa…………30) A%34X1/3=%11.3
E cetveline göre %14.1(yüzdeondörtnoktabir) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı,
2.30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecekk Sağlık Kurulu Raporları hakkında yönetmeliği dikkate alındığında;Kas-İskelet Sistemi, Üst Ekstremiye ait sorunlar, omuz eklemi hareket kısıtlılığı, Şekil 2.10,2.11, ve 2.12 ‘ye göre üst ekstremite özürlülük oranı(5-1-4-1-1)=%12 olup tablo 2.3 göre;
Kişinin tüm vücut engellilik oranının %7 (yüzdeyedi) olduğu,
3.İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 2 (iki) aya kadar uzayabileceği,
4. Başka birisinin sürekli veya geçici bakımına muhtaç durumunda olmadığı oy birliği ile mütalaa olunduğu bildirilmiştir.
İstanbul 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir.
Mahkememizden verilen duruşma ara kararı gereği dosyanın aktüer bilirkişiye tevdi edilerek rapor aldırılmasına karar verilmiş olmakla bilirkişi … tarafından sunulan 10/01/2022 tarihli raporda sonuç ve özet olarak, rapor tarihi itibariyle TRH 2010 Yaşam Tablosu esas alınarak progresif rant yöntemiyle %7 maluliyet oranına göre, sürekli maluliyet zararının 64.278,31 TL olduğu, kazada davacının araç içine yolcu konumunda bulunduğu ve kusura katılımının olmadığı kabulü ile davalı kurumun işbu zararın tamamından müteselsil sorumlu olduğundan söz edilebileceği( rücu hakkının elbete saklı olduğu), Sayın Mahkeme tarafından sigortasız araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu olduğunun kabulü ile kusur oranı dahilinde davalı Güvence Hesabının sorumlu olduğuna karar vermesi halinde ise, kusur sorumluluğunun(64.278,31x%75) 48.208,73 TL olabileceği, 15/02/2019 tarihinin temerrüt tarihi olarak kabul edilebileceğinin( dava tarihi 08/07/2020) kaza tarihinde ZMMS sigortası bulunmayan aracın hususi olduğu, talep edilebilecek yasal faiz olabileceğinin tüm takdir ve hukuki değerlendirmenin elbette Yüce Mahkemeye ait olduğu, sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili 31/01/2022 tarihli talep artırım dilekçesi ile HMK 107/2 maddesi uyarınca artırım taleplerinin kabulü ile … için arttırmış oldukları miktarla birlikte toplam 48.208,73 TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi, yargılamam gideri ve vekalet ücretiyle birlikte davalıdan tahsilini arz ve talep etmiştir.
Davacı tarafça 31/01/2022 tarihinde eksik harcın yatırıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından sunulan talep artırım dilekçesi davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, süresi içerisinde herhangi bir beyanda bulunmadığı görülmştür.
Mahkememizce yapılan tüm yargılamalar, deliller ve dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, 18/02/2017 günü saat:15:10 sıralarında sürücü …idaresindeki … plakalı kamyonet ile Okullar Caddesi üzerinde seyir halinde iken kaza mahalli olan yere geldiği esnada aracının sol ön köşe kısımlarıyla; seyir istikametine göre sağ tarafından gelerek kavşak mahalline giriş yapan sürücü. …idaresindeki… plakalı otomobilin sol ön köşe kısmında çarpması neticesi …plakalı araçta yolcu konumunda olan davacı …’un yaralanması ile sonuçlanan dava konusu trafik kazasının meydana geldiği anlaşılmıştır. Davacı tarafın içinde bulunduğu araca ait çarpışma noktasından önce başlayan 6.20 metre fren izi mesafesi görülmüştür. Kazanın meydana gelmesinde bölünmüş yolda ilerleyen sürücünün geçiş hakkı olduğu ve bu gerekçe ile sürücü …’nın kusurlu olduğu belirtilmiştir. Kavşak mahallinde sürücülerin uyması gereken kuralları vardır. İlk geçiş hakkı her ne kadar sürücü …’da olsa da 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52/1-a maddesinin hükümlerine uymadığı ve mevcut fren izinden de anlaşılacağı üzere gerekli tedbirleri sağlamadığı anlaşılmıştır.Sürücü …, bölünmüş yolda ilerlediği için kavşak mahallinde ilk geçiş hakkına sahip olsa da hızını yeterince düşürmediği için kavşak mahallinde hareket alanını kapatan araca karşı aldığı fren tedbirinde başarısız olduğu anlaşılmakla gerçekleşen kazada tali derecede kusurlu olduğu ve %25 oranında kusuru bulunduğu, Sürücü …, kavşak mahallinde ilk geçiş hakkın sahip sürücünün hareket alanını kapattığı için asli derecede kusurlu olduğu ve %75 oranında kusurlu olduğuna ilişkin raporlama benimsenmiştir.
6098 sayılı Borçlar Yasasının, “Tazminatın belirlenmesi” üst başlıklı 51/1 maddesi ile Hâkimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği hükme bağlanmıştır.
TBK 52. Maddesinde tazminattan indirim sebepleri düzenlenmiş olup “hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı” yönündeki genel hukuk ilkesinin etkisiyle, maddede sayılan belirli hal ve durumlarda tazminattan indirim yapılması mümkün bulunmaktadır. Davacının ise kusursuz olduğu ve müterafik kusur atfedilebilecek bir durumun tespit edilmediği, davacının yolcu konumunda olduğu, emniyet kemerinin takılı olduğuna dair olumlu olumsuz bir tespitin kaza tespit tutanağında belirlenemediği ,olay anında şoför yanındaki koltukta oturduğu, kafasını cama çarptığı, yüzünde bir yaralanması olmadığı, sol kolunun olaydan çok önce olan omuz sıkıntısı olduğu, enseden de yaralanması olduğu, sağ omzundan şikayeti bulunduğu ATK 2. İhtisas Dairesindeki fiziki muayene tetkiklerindeki bulgular olduğu anlaşılmakla emniyet kemerinin takılı olma ihtimali ile yaralanmanın uyumlu olabileceği nitekim şoför koltuğu yanında yolcu olarak oturan davacının emniyet kemerini taktığı vakit kayışın sağ omuz tarafı yakınından geçeceği ve çarpışma zamanında araç içerisindeki hareketinde emniyet kemerinin sağ omuz tarafından göğüs hizasından çapraz devam edip karın boşluğu bölgesini yatay şekilde kapladığı düşünüldüğünde davacının bedensel zararını arttırıcı bir davranışta bulunmadığı ve müterafik kusur indirimini gerektirir bir durumun bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Davalı Güvence Hesabı tarafından dava dosyasına sunulan 20.11.2020 tarihli yazıda, kaza tarihinde 0…plakalı aracın ZMMS poliçesinin dava dışı … Sigorta A.Ş. tarafından tanzim edildiğinin belirtildiği, ekinde sunulan poliçe detaylarında ise düzenlenen poliçenin 21.05.2018/2019 vadeli olduğu, kaza tarihi 18.02.2017 tarihini kapsamadığı görüldüğünden davalıya husumet yöneltilebileceği anlaşılmıştır.
Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-202/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
Tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’nun kullanılması gerektiğinden, Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40 E.- 2020/40 K. sayılı kararı gereği, destek tazminatı hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve % 1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden, uygulanmasının mümkün olmadığı, davacının bakiye ömür süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi ve işleyecek (bilinmeyen) devre hesaplamasında her yıl için gelirin % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi esasına dayanan progresif rant yönteminin kullanılmasıyla yapılan bilirkişi hesaplaması hükme esas alınmıştır.
11.11.1956 doğumlu davacı … 18.02.2017 kaza tarihinde 60 yıl, 3 ay, 8 gün
üzerinden 60 yaşında olduğu TRH 2010 Kadın Yaşam tablosuna göre ise muhtemel bakiye ömrü 21 yıl olup 81 yaşına kadar yaşayacağı varsayılmıştır. Yürürlükteki emeklilik mevzuatına paralel olarak kişinin emeklilik yaşı (60) yaş üstü yaşama dönemi pasif dönem (emekli) olarak değerlendirilmektedir. Bu itibarla kalan ömründe zarar gördüğü pasif 60 yaş sonrası yaşam süresi 21 yıldır. 11.11.2037 TRH 2010 Kadın Yaşam tablosuna göre muhtemel bakiye ömür sınırı olarak belirlenmiştir.Dava dosyasında mübrez belgeler dikkate alındığında davacının çalışmadığı ve ev hanımı olduğu, aynı zamanda davacının kaza tarihinde 60 yaşında pasif döneminde olduğu görülmektedir. Yerleşik Yargıtay içtihatları davacının gelirlerinin AGİ hariç net asgari ücret düzeyinde olduğu değerlendirilerek yapılan hesaplama uygun bulunmuştur. En son bilinen kaza tarihi ile rapor tarihi arasındaki hesaplanan tazminat tutarının 109.973,84 TL olduğu, %7 maluliyetine denk gelen kısmının 7.698,17 TL olduğu,10.01.2022 rapor tarihi ile 11.11.2037 TRH 2010 yaşam tablosuna göre mühtemel sınırına kadar olan işleyecek pasif dönem gelirleri toplamının (aylık 4.253,40 TL üzerinden gün esaslı olarak hesaplandığında) 808.287,78 TL olduğu ve maluliyetine karşılık gelen kısmının 56.580,14 TL olduğu, bilenen işlemiş dönem ile pasif dönem gelirlerinin maluliyetine karşılık gelen sürekli maluliyet tazminatı toplamının ise 64.278,31 TL olduğu denetime elverişli aktüer raporla belirlenmiştir. Davalı Güvence Hesabına dava öncesi yapılan başvuruda maluliyet raporunun da en son kuruma 02.08.2019 tarihinde tebliğ edildiği ve takip eden 8 işgünü bitim tarihi 15.02.2019 tarihinde temerrütün oluştuğu, kaza tarihinde ZMMS sigortası bulunmayan aracın hususi olduğu ve talep edilebilecek faiz türünün yasal faiz olabileceği değerlendirilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılamalar neticesinde, taraf beyanları, dosyaya celp edilen tüm kayıt ve belgeler ile , kusura ilişkin alınan bilirkişi raporları ve düzenlenen maluliyet raporu ve tüm dosya içeriğine göre, davacının yaşı, aktif çalışma süresi vs değerlendirilmesi sonucunda tenzili gerekecek herhangi bir kalemin bulunmaması nedeniyle davacının 31/03/2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle oluşan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının 64.278,31-TL olduğu dosya kapsamında alınan bilimsel veri ve içeriğe sahip, denetime elverişli olduğu anlaşılan bilirkişi aktüer raporuyla da tespit edilmekle, kaldı ki aksinin davalı tarafından ispatlanamadığı anlaşılmakla ve bu haliyle hüküm kurmaya elverişli nitelikte bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulü ile karşı tarafın kusuruna denk gelen 48.208,73.-TL sürekli iş göremezlik tazminatının 15.02.2019 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HUAK 18/A-(13) ”Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. (…)” ” ve (14). Fıkrası: ” Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No: … sayılı dosyasından arabulucu olarak atanan Hanefi Arslan ekte sunulan 1.320-TL tarife bedeli üzerinden kesilen tarihli 21/09/2020 tarihli …belge nolu Serbest Meslek Makbuzu doğrultusunda ödeme yapıldığı tespit edilerek davalı aleyhine arabulucuk giderlerinin de yükletilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen gerekçeler uyarınca;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın KABULÜ ile;
48.208,73 TL sürekli iş görememezlik tazminatının 15/02/2019 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine,(poliçe limitleriyle sınırlı olmak üzere)
2-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 7.067,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

3-Alınması gereken 3.293,13-TL harcın peşin alınan 219,06 TL( 54,40 TL Peşin harç+164,66 TL ıslah harcı olmak üzere) harçtan mahsubu ile bakiye kalan 3.074,07-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 219,06 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanacak 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacı vekili tarafından yapılan posta-tebligat gideri toplamı 227,00 -TL ile 1 adet bilirkişi ücreti 1.000-TL, AT fatura ücreti 1.770,00 TL, 54,40.-TL başvuru harcı, 7,80 .-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 3.059,20-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/03/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır