Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/267 E. 2021/699 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/267 Esas
KARAR NO : 2021/699
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali/ Butlanı
DAVA TARİHİ : 30/06/2020
KARAR TARİHİ : 30/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali/ butlanı davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’ nin bir aile şirketi olarak kurulmuş olup, hala faaliyet konusu kapsamında faaliyetlerini devam ettirir durumda olduğunu, müvekkilinin söz konusu şirketteki pay sahipliğinin 1985 yılı itibariyle başladığını ve halihazırda hala davalı şirkette pay sahibi olarak varlık gösterdiğini, davalı Şirketin 2019 yılına ait yıllık Olağan Genel Kurul Toplantısının, 31/03/2020 tarihinde Şirket Merkezinde gerçekleştiğini, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’ nin 20/03/2020 tarih ve … sayılı nüshasında ilan edilmiş gündem maddeleri doğrultusunda görüşmelere başlandığını ancak, söz konusu toplantının gündem maddelerinin görüşülmesi esnasında, bilgi talebinde bulundukları hiçbir sorunun cevaplanmadığını, daha önce de bilgi alma ve inceleme hakları çerçevesinde incelemelerine açılmasını talep etmiş oldukları şirketin kasa hareketleri ile personel maaş kalemleri, yapılan yatırımlara ilişkin maliyet analizleri ve hesapları, satın almalar gibi kalemler ile detay mizan talepleri hakkında herhangi bir yanıt verilmekten kaçınıldığını, toplantı öncesinde şirket merkezinde incelemeye açılmış belgelerin incelendiğini ve günümüz ekonomik koşullarına göre yüksek bulunmuş giderler ile çelişki tespit edildiğini, bu hususlar kapsamında sorular sorulduğunu ancak söz konusu sorularına cevaplarının yönetim kurulu faaliyet raporu, bağımsız denetim raporu gibi belgelerde yer aldığının ifade edildiğini, detay verilmekten kaçınılmış olduğunu, şirketin 2018 yılı cari hesap dönemini kar elde edemeden tamamladığını ve bilindiği üzere 14.982.990,87.-TL tutarında zarar meydana gelmiş olduğunu, söz konusu yıla ilişkin geçmiş yıl zararlarının ise 71.900.920,32 TL olduğunu, 2019 yılı cari hesap dönemine bakıldığında ise şirketin 15.381.709,94 TL kar elde ettiğini, şirketin başarılı bir faaliyet dönemi geçirdiğinin görüldüğünü ancak tam da bu noktada 2018 yılına ilişkin incelemeye açılmış belgelerde 71.900.920,32.-TL olarak yer alan geçmiş yıl zararlarının 2019 yılı itibariyle 86.883.911,19 TL ‘ye yükseldiğinin görüldüğünü, 2019 yılı itibariyle şirketlerinin kar elde etmiş olmasına rağmen geçmiş yıl zararlarında meydana gelen bu artışın nedeni anlaşılamamış olup söz konusu artış bu şekliyle tamamen hissedarları ve dolayısıyla müvekkilini temettü hakkından yoksun bırakma izlenimi yarattığını, 2018 yılına ilişkin hazırlanmış Yönetim Kurulu Faaliyet Raporunda üst düzey yöneticilere yapılan ücret ödemesinin brüt olarak 544.255,20 TL iken 2019 yılına ilişkin faaliyet raporunda söz konusu meblağın artış gösterdiğini ve 822.690,00 TL’ ye yükseldiği, söz konusu ücret ödemesinin kimlere yapıldığının belli olmadığını, faaliyet raporunda dönem içerisinde 13.980.000 TL ve 14.545,00 Euro kredi kullanmış olduğu görülmüş olup söz konusu kredilerin kullanım nedenlerine ilişkin taraflarına bilgi verilmesi talep edildiğini, faaliyet raporunda 36.000.000 TL meblağlı bir Finansal Kredi Sözleşmesi akdedildiği ifade edilmiş olup sözleşmenin tasdik edilmiş bir örneğinin taraflarıyla paylaşılmasının talep edildiğini, olağan giderlede Kambiyo Zararının 3.955.907, 14 TL, finansman giderinin 49.812.014,05 TL, kısa vadeli borçlanma giderlerinde 15.325.592,15 TL, uzun vadeli borçlanma giderlerinin ise 34.486.421,90 TL olduğunun görüldüğünü, söz konusu gider kalemlerine ilişkin meblağların oldukça yüksek olduğunu, diğer alacaklar tutarına 43.555.698 TL olarak yer verildiğini, söz konusu alacağın sebebinin ne olduğu hakkında bilgi verilmediğini, 2018 yılında Ticari Alacaklar tutarının 12.065.062 TL iken, 2019 yılında 15.166.421 TL’ ye yükseldiğini, 2019 cari hesap yılı itibariyle belirtilen ticari alacak tutarının tahsil edilmediğini, şirketin Maddi Duran Varlıklarının 31.12.2018 tarihi itibariyle 197.833.038 TL olduğu görülmekte iken 31.12.2019 tarihi itibariyle 337.299.320 TL ye ulaştığını, bu artışın gerekçesi hakkında bilgi verilmediğini, davalı şirketin duran maddi varlıklar yönünden 139.466.282 TL harcama yapabilmekte iken, geçmiş dönemlere ilişkin zararı neden kapatılmadığını, uzun vadeli yükümlülükler içerisinde Ertelenmiş Gelirlerin 14.850.500 TL olduğunun görüldüğünü, söz konusu gelirlerin şirket içerisine nüfusu ne gerekçeler ile ertelendiğini , personel Giderlerinin 5.357.569 TL olduğu görülmüş olup söz konusu giderlerin kimler için yapıldığının belli olmadığını, buna ilişkin detay mizan inceleme talebinin var olduğunu, faaliyet raporunda Ar-Ge faaliyetlerinin yapılmadığı ifade edilmiş ise de Bağımsız Denetçi Raporunda 799.829 TL Ar-Ge gideri olduğu ifade edilmekte iken başka bir yerde 774.158 olarak yer aldığını, … şirketi yönünden 31.12.2019 ve 2018 tarihli Bağımsız Denetimden Geçmiş Finansal Durum Tabloları incelemelerine sunulmuş ise de, Bağımsız Denetim Raporu bağlı şirketleri içerisine alacak şekilde düzenlendiğinden yeterli karşılaştırma yapılamadığını, davalı şirketin her ne kadar 31.12.2019 ve 2018 tarihli Bağımsız Denetimden Geçmiş Finansal Durum Tablolarını sadece … Şirketi yönünden sunmuş ise de, Bağımsız Denetim Raporunun konsolide şekilde bağlı şirketleri de içine alacak şekilde düzenlendiğini, davalı şirketin hakim ortağı … …’ nin davacının şirketteki paylarının değeri karşılığı 40.000.000 TL teklif edildiğini, teklif edilen 40.000.000 TL bedelin bir kerede verilmeyeceğinin ifade edildiğini, yönetim kurulunun tek üyesi ve çoğunluk pay sahibi … …’ nin, ailesiyle birlikte çoğunluk oya sahip olmasının sonucu olarak ibra edildiğini, yeniden Yönetim Kurulu üyesi olarak seçildiğini, denetim şirketini kendisinin belirlediğini, istediği bilgi ve belgelerin azınlık pay sahiplerinin incelemesine sunulmamasını sağladığını, TTK m 395 ve 396 kapsamında son derece sınırları belirsiz ve geniş yetkileri kendi uhdesinde topladığını, ayrıca şirket iştigal alanına giren bir şirkete ortak olma yetkilerini de aldığını, pay defteri gibi şirketin en kıymetli belgelerinden olan ve genelde yönetim kurulu tarafından kasa içerisinde muhafaza edilen bu tarz bir belgenin sair şirket evrakları ile bir arada bulundurulmasının ve kaybedilmesinin anlaşılabilir bir durum olmadığını ifade ederek nihayeten davanın kabulü ile ilgili gündem maddesinin müzakeresi esnasında oylanmak suretiyle kabul edilerek geçerli hale gelmiş bir Faaliyet Raporu mevcut olmadığından, … Sanayi ve Ticaret A.Ş, Yönetim Kurulu 2018 Yılı Faaliyet Raporu’nun geçersizliği ile tutanak karar no:2’nin hükümsüzlüğünün tespitine, somut olayda ilgili gündem maddesinin müzakeresi esnasında oylanmak suretiyle kabul edilerek geçerli hale gelmiş bir Finansal tablo ve Bağımsız Denetçi Raporu mevcut olmadığından … Sanayi ve Ticaret A.Ş. Ve Bağlı Ortaklıkları 31/12/2019 Tarihi İtibariyle Hazırlanmış Konsolide Finansal Tablolar ve Bağımsız Denetçi Raporu’nun geçersizliği ile tutanak karar no:3’ün hükümsüzlüğünün tespitine, davalı Şirket bilançosu ve kar-zarar hesapları oylanmamış olduğundan geçerli hale gelmemiş olup, işbu madde bakımından bilanço ile karar-zarar hesaplarının geçersizliği. ile tutanak karar no:4’ün hükümsüzlüğünün tespitine, olağan Genel Kurul Toplantısında alınmış olan 2, 3 ve 4 Numaralı kararlara yönelik açıklamaları saklı kalmak kaydıyla mahkemenin aksi kanaatte olması halinde … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin 31.03.2020 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan kararlardan; 2, 3, 4, 5, 6, 7,8, 9, 10, 11 numaralı kararlarının TTK m. 447 uyarınca batıl olduğunun tespitine, iş bu talepleri kabul edilmediği taktirde dilekçeleri içeriğinde yer verilmiş sebepler doğrultusunda … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin 31.03.2020 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda alınan kararlardan; 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11 numaralı kararlarının usul ve yasaya aykırı şekilde alınmış olmaları nedeniyle TTK m, 445 vd. maddeleri uyarınca iptaline, vekalet ücreti ve sair yargılama giderinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının … Sanayi ve Ticaret AŞ’nin 31.03.2020 tarihinde yapılan 2019 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan kararların bir kısımının yürütmesinin davanın sonuna kadar durdurulması, bir kısmının hükümsüzlüğünün tespiti ve bir kısmının iptaline karar verilmesi talepli dilekçelerindeki tüm iddia, isnat ve taleplerinin; haksız, mesnetsiz, gerçek dışı ve MK madde 2’de yazılı dürüstlük kuralına aykırı olduğu gibi, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının da bulunmadığını, davacının dilekçesinin iddialarının, kendi açıklamalarıyla çelişki içinde bulunduğunu, davalı şirketin 2018 yılı öncesi geçmiş yıl zararlarının 71.900.920,32.-TL olduğu davacı tarafından da bilinmekte olup, davacı … ‘ nın davalı şirketin 18.12.2017 tarihine kadar zaten Yönetim Kurulu Başkan vekili olduğunu, şirketin 2018 yılında 14.982.990,87.-TL zarar etmiş olup, bu husus 24.04.2019 tarihinde yapılan 2018 yılına ilişkin olağan genel kurul toplantısına katılımları kapsamında davacının bilgisi dahilinde olup, bu kapsamda davalı şirketin 2018 yılı sonu itibariyle geçmiş yıl zararlarının toplamı 86.883.911,19.-TL’ne baliğ olduğunu ve bu durumun 24.04.2019 tarihinde yapılan 2018 yılına ilişkin olağan genel kurul toplantısında davacı da dahil tüm hissedarların bilgisine bilanço ve diğer mali tablolar kendilerine teslim edilerek belgeleriyle birlikte sunulduğunu, davacı dilekçesinin 6.ii maddesinde, 2018 cari hesap döneminde 71.900.920,32.-TL olarak yer verilen geçmiş yıl zararlarının, kar edilmiş 2019 yılı cari hesap döneminde 86.883.911,19.-TL’ye çıkmış olmasının gerekçelerin kedilerine açıklanmadığını iddia ettiğini, davacının TTK madde 437 kapsamında bilgi talebi olduğunu ileri sürdükleri hususların, gerçekte şirketin kar/zarar tablosu, bilançosu, yönetim kurulu faaliyet raporu ile bağımsız denetçi raporunda son derece açık olarak yer alan konulardan olduğunu, … şirketinin kar/zarar tablosu ve bilançosunda AR-GE gideri yer almamakta olup, Bağımsız Denetim Raporunda iştiraklerde gerçekleşen AR-GE gideri olduğunun belirlendiğini, davacının kasa hareketleri, personel maaşları, zarar kalemleri, yapılan maliyetler, maliyet analizleri ve hesaplamaları, satın alma kalemleri, detay mizan incelemeleri, bankalardan kullanılan kredilere ilişkin onaylı kredi hareketleri ve faiz oranları başlıkları altında … şirketinin tüm iş ve işlemlerini kapsayacak şekilde müphem taleplerde bulunduğunu, bu tür genel beyanların bilgi alma talebi olarak kabul edilemeyeceğini, pay sahiplerinin bilgi alma hakkı hususunda açık ve belirli taleplerde bulunması gerektiğini, davacının davasının genel olarak, özel denetçi tayini talebinin reddedilmiş olmasına dayandığını, davacının, özel denetçi tayini talebiyle …. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/… E. sayılı dosyasıyla dava açtığını, özel denetçi tayini davasının açılabilme şartı azlığın özel denetçi tayini talebinin reddedilmesidir, bu ret kararının iptalinin talep edilemeyeceğini, davacının 2018 yılı olağan genel kurul toplantısından sonra … Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/… E. sayılı dosyası ile özel denetçi talepli dava açmış olup, yapılan yargılamada … Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 08.07.2019 tarih, 2019/… E. ve 2019/… K. sayılı kararıyla özel denetçi atanması taleplerinin, “gereklilik yani oyunu kullanırken bilgi sahibi olması ve oyunu etkileyebilecek nitelikte olması gerekliliği sağlarken, belirli olması yani olay bağlamında tanımlanabilen içeriği ve sınırları belli olan, genel nitelik taşımayan şeklinde olan hususlara ilişkin olması, kurucular veya şirket organlarının kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal ederek şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını ikna edici bir şekilde ortaya koymaları gerektiği, bu haller varsa özel denetçi atanabileceği, oysa bu şartların davacının bu talebi yönünden mevcut olmadığına kanaat getirildiği” gerekçesiyle reddedildiğini, davacının, iptal davası açmakta HMK madde 114/1-h kapsamında hukuki yararları bulunmadığını belirterek açıklanan nedenler ile 31.03.2020 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 9 ve 10 nolu kararların yürütmesinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir taleplerinin reddine, mahkeme aksi kanaatteyse davacıların teminat yatırılmasına, 31.03.2020 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 2, 3 ve 4 üncü maddelerinin hükümsüzlüğünün tespiti taleplerinin reddine, 31.03.2020 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10 ve 11 nolu kararların butlanının tespiti taleplerinin reddine, 31.03.2020 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10 ve 11 nolu kararların iptaline karar verilmesi taleplerinin reddine, davacının 31.03.2020 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10 ve 11 nolu kararların iptaline karar verilmesi talepleri yönünden yargılama süresince davalı şirketin uğrayabileceği zarar ve ziyanlar ile davalı yargılama giderleri ve vekalet ücretinin tahsilini temin açısından davacının teminat yatırmasına, masraf ve ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Mahkememizde derdest 2019/… esas sayılı dosyanın incelenmesinde; dosyanın taraflarının iş bu dosyamız ile aynı olduğu, davanın konusunun 25/04/2019 tarihli genel kurul toplantısının hükümsüzlüğünün tespiti ile davalı şirket kayıtları hakkında inceleme yetkisi verilmesi, bilgi alma hakkının kullanılabilmesi için davalı şirkete talimat verilmesine ilişkin olduğu, dosyada bilirkişi raporu aldırıldığı anlaşıldı.
…. Asliye Ticaret Mahkemesi” nin 2019/… Esas 2021/… Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacıların … ve … , davalısının dosyamız davalısı … Sanayi ve Tic. A.Ş olduğux davanın konusunun 25/04/2019 tarihli genel kurul toplantısında alınan 1,3,4,5,6,7,8,9,10,11 nolu kararların iptali ile 2018 yılı faaliyet raporunun ve finansal tabloların ve bağımsız denetçi raporunun geçersizliği ile hükümsüzlüğünün tespitine ilişkin olduğu, mahkemece yapılan yargılama neticesinde açılan davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2020/… Esas 2021/… Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacısının … , davalısının, … Sanayi ve Tic. A.Ş olduğu, davanın konusunun bilgi alma ve inceleme hakkına ilişkin olduğu, mahkemece yapılan yargılama neticesinde TTK 437 maddesi gereğince davanın kabulü ile 13/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda 3,5,7,9,11,13 numara olarak belirlenen konularda inceleme ve bilgi alma hakkının kullanılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce aldırılan 12.04.2021 tarihli bilirkişi heyeti raporunda neticeten; davalı şirketin 31.03.2021 tarihli olağan genel kurul toplantı tutanağının 2.Sırasında görüşülen 2019 yılı yönetim kurulu faaliyet raporu ile gündemin 4. Sırasında görüşülen 2019 yılı finansal tabloları (bilanço ve gelir tablosu), genel kurul toplantısında müzakere edilmiş olmakla birlikte açıkça bir oylama yapılarak kabul veya reddedilmediğinden, bu gündem maddeleriyle ilgili butlana veya iptale tabi bir genel kurul kararı bulunmadığı, bu haliyle yokluk yaptırımına tabi olabileceğine, gündemin 5. Sırasında görüşülerek karara bağlanan YK üyesinin oy çokluğuyla ibrasına dair genel kurul kararı, yetersayısı ve şekil yönünden hukuka aykırı olmasa da genel kurulda yönetim kurulunun 2019 yılı faaliyet raporu ile finansal tablolarının kabulü yönünde bir karar alınmadığından, alınan ibra kararanının, ibranın amacı bakımından TTK.m.445 çerçevesinde kanuna ve dürüstlük kuralına aykırı olabileceğine, dava konusu edilen diğer kararlar yönünden gerek TTK.m.447 gerekse TTK.m.445 yönünden kanuna, esas sözleşmeye veya dürüstlük kuralına aykırılık tespit edilmediğine dair görüş ve kanaatleri bildirilmiştir.
Dava, 31.03.2020 tarihinde alınan olağan genel kurul kararlarının TTK md 447 uyarınca batıl olduğunun tespitine/ TTK md 445 uyarınca iptali istemine ilişkindir.
TTK’nın 445. Maddesi uyarınca, ”446 ıncı maddede belirtilen kişiler, kanun ve esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürtüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinde iptal davası açabilirler”.
TTK’nın 446. maddesinde de iptal davası açabilecek kişiler sayılmış olup buna göre, toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhal…tini tutanağa geçirten, toplantıda hazır bulunsun ya da bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın, çağrının usulüne uygun yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına veya oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, yönetim kurulu ve yönetim kurulu üyelerinden her birinin iptal davası açabileceği belirtilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi’ nin 22.10.2020 ve 2019/1366 Esas, 2020/4391 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; yokluk, bir hukuki işlemin doğabilmesi için öngörülen kurucu/şekli nitelikte olan emredici hükümlere aykırılık halidir (Mehmet Bahtiyar, Ortaklıklar Hukuku, 14. Bası, Beta, İstanbul,2020,s.198). Bu aykırılık, işlemin esaslı noktadaki kurucu unsurlarında eksikliğe yol açar ve işlemi “yokluk” ile sakat hale getirir. Yok sayılan işlem, şeklen dahi meydana gelmemiştir. Yokluk, bunu ileri sürme konusunda hukuki menfaati bulunan herkes tarafından her zaman ileri sürülebilir ve tespit ettirilebilir, hâkim tarafından da re’sen dikkate alınır. Mahkemenin vereceği tespit hükmü, bu durumu açıklayıcı niteliktedir. Yokluk ve butlan hallerinin varlığı halinde bu hususun mahkemelerce re’sen gözönünde bulundurulacağı ve herkesin bu geçersizliği, mülga 6762 sayılı TTK’nın 381. maddesinde (6102 S. TTK 445-446) düzenlenen koşullara tabi olmaksızın ileri sürebileceği Hukuk Genel Kurulu’nun 12.03.2008 gün ve 2008/11-246 E., 2008/239 K. sayılı ilamı ile de benimsenmiştir.
Anonim şirketlerin temel karar organlarından olan genel kurulun görevleri ve toplantıya çağrılma usulleri TTK’nın 407 vd maddelerinde düzenlenmiş olup, usulüne uygun şekilde toplantıya çağrılan ortağın, genel kurulda alınan kararların iptalini talep edebilmesi için toplantıya katılarak olumsuz oy kullanması ve muhal…t şerhinin tutanağa geçirilmesi gerekir. Ancak yokluk gibi durumlar ile TTK’nın 446. maddesinde belirlenen nedenler aranmaksızın ve üç aylık hak düşürücü süreye bağlı olmaksızın her zaman genel kurul kararlarının yoklukla malul olduğunun tespiti istenilebilir. İptal talebi açısından ise davanın, üç aylık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan tüm deliller ile dosya kapsamı deliller ile uyumlu olması nedeniyle içeriğine itibar edilen bilirkişi raporu birlikte incelenip değerlendirildiğinde, teknik bilirkişilerin görüşüne göre, davalı şirketin 2018 yılını zarar ile kapatmasına ve önceki yıllardan devreden önemli miktarda zararlar bulunmasına rağmen 2019 yılında kar ettiği, şirket bilançosunda işlerin iyi gittiği ya da gitmediğiyle ilgili bir analiz ve kanaat elde etmek gerekiyor ise bakılması gereken en önemli bilginin Döner Varlıklar, Duran Varlıklar, Uzun Vadeli Yabancı Kaynaklar ve Özkaynaklar’ ın bir önceki yıl ile karşılaştırılması olduğu, bunlar artış kaydetmişse, hatta Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar da azalış olmuşsa şirketin o yılı verimli ve faydalı bir şekilde tamamladığı sonucuna varılabileceği, dava konusu şirket için 2019 yılı 2018 yılıyla karşılaştırıldığında öngörünün gerçekleştiğinin bilançoda da görüldüğü, davalı şirketin 2018 yılında gelir ve giderlerle ilgili yaptığı hataları 2019 yılında tekrarlamadığı ve bu sayede karlılık açısından nisbi başarı göstererek 2019 yılını karlı bir şekilde sonlandırdığı belirtilmiştir.
31.03.2020 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantı Tutanağının 2. Sırasında görüşülen yönetim kurulu faaliyet raporunun müzakeresi maddesi ile ilgili olarak yapılan değerlendirmede; TTK.m.408/1/d’de “Finansal tablolara, yönetim kurulunun yıllık raporuna, yıllık kâr üzerinde tasarrufa, kâr payları ile kazanç paylarının belirlenmesine, yedek akçenin sermayeye veya dağıtılacak kâra katılması dâhil, kullanılmasına dair kararların alınması” genel kurulun devredilmez yetkileri arasında sayıldığı, olağan Genel kurul toplantısında yönetim kurulu faaliyet raporunun sadece müzakere edilmesinin yeterli olmadığı, ayrıca genel kurulda oylama yapılarak çoğunluğun oylarıyla kabul edilmesi gerektiği ancak faaliyet raporunun müzakerelerinden sonra oylanmadığı, kabul veya red kararı verilmediği dolayısıyla bir genel kurul kararının varlığından da söz edilemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Gündem madde 3 açısından yapılan değerlendirmede; gündemin 3. sırasında bağımsız denetim raporunun okunduğu ve müzakere edildiği anlaşılmış ise de; bağımsız denetim raporunun kabulüne veya reddine dair bir oylama yapılmadığı ve karar alınmadığı anlaşılmıştır. Ancak bağımsız denetim raporunun geçerliliği ve bağlayıcılığı ayrıca genel kurulda kabul edilmesine bağlı değildir. Bu bakımdan, gündemin 3. Sırasında görüşülen bağımsız denetim raporu oylanarak kabul edilmemiş ise de bu durumun raporun geçerliliğini etkilemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Gündem madde 4 açısından yapılan değerlendirmede; 2019 yılı bilanço ve kar zarar hesabının toplantıda müzakere edilmiş olmakla birlikte bu konuda herhangi bir oylama yapılmadığı, ancak Finansal tabloların müzakeresi dışında genel kurul tarafından ayrıca kabul edilmesi de gerekeceği, bunlar usulünce onaylanmadan kar ve kazanç paylarının dağıtımı, yedek akçe ayrılması, yöneticilerin ibrası gibi kararların alınamayacağı, bilanço ve gelir tablosu oylanarak kabul edilmediğine göre, bu konuda bir kararın varlığından da söz edilemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Gündem madde 5 açısından yapılan değerlendirmede; ilgili gündem maddesinin 2019 yılı faaliyetlerinden dolayı yönetim kurulu üyesinin ibrasına ilişkin olduğu, yönetim kurulu üyesinin ibrası … ve … Kalaylı’nın 8.630,528 red oyuna karşılık 14.962.424 kabul oyuyla kabul edildiği, ibrası oylanan … …’nin bu madde oylanırken oy kullanmadığı, TTK.m.436 gereğince yönetim kurulu üyesi kendi ibrasında oy kullanayacağı ve bu karar bakımından karar nisabı yönetim kurulu üyesi dışında kalan diğer oyların çoğunluğu şeklinde belirleneceği, nisap ve kabul çoğunluğu bakımından kanuna aykırılık bulunmadığı, ancak gündemin 2. ve 4. sırasında görüşülen 2019 yılı faaliyet raporu ile 2019 yılı bilanço ve gelir tabloları oylanarak kabul edilmediğinden, yönetim kurulu üyesinin ibrasının görüşülemeyeceği, içerik yönünden alınan ibra kararanının, ibranın amacı bakımından kanuna ve dürüstlük kuralına aykırı olacağı değerlendirildiğinden TTK. m. 445 gereğince iptale tabi kanaatine varılmıştır.
Gündem madde 6 açısından yapılan değerlendirmede; ilgili gündem maddesinin 2019 yılı hesap dönemine ilişkin hazırlanan yönetim kurulu kar dağıtım önerisine ilişkin olduğu, genel kurulun %5 kar dağıtılmasına oybirliğiyle karar verdiği, davacı temsilcisinin karın tümünün dağıtılması teklifinin ise oy çokluğuyla reddedildiği, TTK.m.408/2/d hükmü gereğince yıllık kar üzerinde tasarruf yetkisinin münhasıran genel kurula ait olduğu, genel kurulun kar dağıtım kararı vermesi zorunlu olmadığı, davalı şirketin geçmiş yıllar zararlarının 2019 yılı karından daha fazla olması da gözetildiğinde genel kurulun yalnızca %5 kar dağıtımı yapılması yönünde karar almasında kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırılık olmadığı kanaatine varılmıştır.
Gündem madde 7 açısından yapılan değerlendirmede; ilgili gündem maddesinin yönetim kuruluna üye seçimi ve görev süresinin belirlenmesine ilişkin olduğu, … …’ nin oy çokluğuyla tek yönetim kurulu üyesi olarak seçildiği, davacının da ikinci yönetim kurulu üyesi olarak seçilmesi teklifinin oy çokluğuyla reddedildiği, davalı şirketin esas sözleşmesine göre de yönetim kurulu tek kişiden oluşabileceğinden, davacının yönetim kurulu üye sayısının artırılmasını talep ederek, yönetim kurulu üyeliğine aday olmasında da genel kurulun bu teklifi kabul etmemesinde de kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı bir yön olmadığı kanaatine varılmıştır.
Gündem madde 8 açısından yapılan değerlendirmede; ilgili gündem maddesinin yönetim kurulu üyelerinin ücretlerinin tespitine ilişkin olduğu, TTK.m.408/2/b hükmü gereğince yönetim kurulu üyelerinin mali haklarını belirlemeye genel kurul yetkili olduğu, söz konusu genel kurul kararının kanuna, esas sözleşmeye veya dürüstlük kuralına aykırı olmadığı kanaatine varılmıştır.
Gündem madde 9 açısından yapılan değerlendirmede; ilgili gündem maddesinin 2020 Yılı faaliyetleri için bağımsız denetçi seçimine ilişkin olduğu, oy çokluğuyla bağımsız denetçi olarak seçilen şirketin daha önceki 10 yıl içinde toplam 7 yıl görev yaptığına dair dosyada bir tespit bulunmadığından kararın butlanını veya iptalini gerektiren bir hususun mevcut olmadığı kanaatine varılmıştır.
Gündem madde 10 açısından yapılan değerlendirmede; ilgili gündem maddesinin yönetim kuruluna TTK 395 ve 396 maddelerine istinaden yetki verilmesine ilişkin olduğu, yönetim kurulu üyelerinin TTK.m.395-396’da düzenlenen şirketle işlem yapma ve rekabet yasakları genel kurul kararıyla izin verilerek kaldırılabileceği, bu bakımdan oy çokluğuyla alınan kararın kanuna, esas sözleşmeye veya dürüstlük kuralına aykırı olmadığı kanaatine varılmıştır.
Gündem madde 11 açısından yapılan değerlendirmede; ilgili gündem maddesinin özel denetçi seçimi teklifine ilişkin olduğu, davalı şirketin toplam pay sayısı itibariyle özel denetim isteyen … ve … …’nın pay sayısı ve oranı itibariyle azınlık sıfatı taşıdığı, TTK.madde 439/1 gereğince, özel denetim talebi reddedilen azınlık pay sahiplerinin bu amaçla dava açmalarının mümkün olduğu, dosya kapsamındaki delil durumuna göre genel kurulun özel denetçi seçimi talebini reddeden kararının iptalini gerektirecek nitelikte bir delil bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davalı vekilince bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde ve mahkememiz duruşmasında alınan sözlü beyanlarında; davacı tarafın birleşme genel kurulunda kullanılan olumlu oy ile mali tablolara, bilançoya bir itirazın olmadığının sabit hale geldiğini ifade edilmiş ise de; davalı vekilinin itirazlarının ait olduğu 31/03/2020 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 2 ve 4 nolu kararların yokluk ile malul olduğunun tespit edilmesi karşısında itirazları dosya kapsamına uygun görülmemiştir.
Her ne kadar davacı vekilince bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde; bilirkişilerin genel itibariyle sorularına ilişkin değerlendirme yaparken bilanço, gelir tablosu, bağımsız denetim raporu ve faaliyet raporu hakkında usuli olarak inceleme yaptığı, tablolarda mevcut girişlere sebebiyet veren olayların cevap olarak belirtilmesi gerektiği ifade olunmuş ise de; davamızın niteliği gereği alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli görüldüğü, şirketin genel mali durumunun bilirkişi raporu ile tespit edildiği, bu anlamda davacı vekilinin talebinin sorumluluk davasında gündeme gelebileceği anlaşıldığından belirttikleri hususlarda yeniden rapor aldırılması talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1- Davacı tarafın davasının KISMEN KABULÜ İLE ;
31/03/2020 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 2 ve 4 nolu kararların YOKLUKLA MALUL OLDUĞUNUN TESPİTİNE, 5 nolu kararın İPTALİNE,
Diğer taleplerin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL Karar ve İlam Harcının, peşin yatırılan 54,40-TL’den mahsup edilerek eksik yatırılan 4,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineyet irad kaydına,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 2.500.TL bilirkişi ücreti, 138,00.TL posta gideri, 54,40.TL başvurma harcı ve 7,80.TL vekalet harcı olmak üzere toplam olmak üzere toplam 2.700,20.TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5- Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 4.080 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Davacı taraf vekil ile temsil olunduğundan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 4.080 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraf vekillerince yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın, avansı yatıran tarafa karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/09/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır