Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/266 E. 2020/290 K. 30.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/266
KARAR NO : 2020/290
DAVA : Tazminat (Ticari İşletme Kirası Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/06/2020
KARAR TARİHİ : 30/06/2020

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davanın dosya üzerinde yapılan incelemeler neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki müvekkili şirketin kiraya veren olduğu …nin … numaralı bağımsız bölüm ile ilgili olarak 01/12/2018 imza tarihli kira sözleşmesi akdedildiğini, bahsi geçen kira sözleşmesinin davalı şirket tarafından keşide edilen … Noterliği’nin 25/09/2019 tarihli 48464 Yevmiye Numaralı ihtarnamesi ile kira sözleşmesini fesh ettiklerini, tek taraflı olarak bildirdiklerini, … Noterliği’nin 01/10/2019 tarihli 49828 Yevmiye Numaralı ihtarnamesi keşide edildiğini, bu ihtarnamede de kiralanan yerin tahliye edildiğinin bildirildiğini, bu ihtarnamelere müvekkili şirket tarafından …. Noterliği’nin 09/10/2019 tarihli 16992 Yevmiye Numaralı ihtarnamesi ile cevap verildiğini, fesih bildiriminin haksız olduğunu, usulüne uygun bir anahtar tesliminin söz konusu olmadığı, davalı şirketin 8 aylık kirasız döneminin hemen bitiminde yani neredeyse hiç kira bedeli ödemesi yapmadan kiralanan yerin tahliye etmesinin kötü niyetli olduğunu, bahsi geçen fesih gerekçesindeki gibi ekonomik olarak etkilenme gibi bir durumun söz konusu olmadığını, 8 aylık ücretsiz dönemden sonra kira sözleşmesinin süreceği öngörülen süre boyunca devam etmemesi nedeni ile yoksun kalınan kira bedeli karşılığı olan 52.867,72.-TL bedelin ödenmesinin ihtar edildiğini, davalı şirketin … Noterliği’nin 17/10/2019 tarihli 53580 Yevmiye Numaralı ihtarnamesi ile verilen cevapta anahtarın güvenlik amirine teslim edildiği, mecurun tahliye edildiğinde temerrüt bulunmadığı, tazminatta esas hesaplamanın anlaşılamadığını, kira sözleşmesi gereği hesaplandığı iddia olunan cezai şartın 17/10/2019 tarihinde müvekkili şirkete ödendiğini, ilave talebin kabul edilmediğinin ihtaren bildirildiğini, yeni açılmış bir …’de kiracı çıkışı, gerek mevcut gerese de müstakbel kiracılar bakımından ciddi bir olumsuz duyguya, kırılmaya sebep olabilecek bir durum olduğunu, davalının bu hareketinin de müvekkili şirketin prestijini sarstığını, bölgenin tek …’si olan …’nin de olumlu imajını bozduğunu, bu durum neticesinde müvekkili şirketin diğer kiracılarına da indirim yapmak zorunda kaldığını, bahsi geçen bu indirimlerin davalı şirketin domino etkisini başlatması netcesinde meydana geldiğini belirterek haklı davalarının kabulü ile 5.000,00.-TL munzam zarardan kaynaklanan tazminatın ihtarnamede belirtilen kısım için ihtar tarihinden itibaren bakiye kalan kısım için de arabuluculuk son tutanağının imza tarihinden itibaren , bu taleplerin kabul edilmemesi halinde dava tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı şirketten alınarak müvekkili şirkete verilmesine, 40.000,00.-TL manevi tazminatın arabuluculuk son tutanağının imza tarihinden itibaren bu talebin kabul edilmemesi halinde dava tarihinden itibaren işleyen ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, taşınmaz kiralama sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Taraflar arasında 01/12/2018 tarihli tanzim edilen kira sözleşmesinin yapılan incelemesinde; … ‘nin … bodrum katında bulunan … numaralı mağaza niteliğindeki iş yerinin davalı şirket tarafından kiralanmış olduğu anlaşılmıştır.
HMK. nun 4.maddesinde yapılan düzenleme uyarınca; Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemelerinde görüleceği hükme bağlanmıştır.
Mahkemelerin görevi, ancak Kanunla belirlenir (HMK m.1). kanunla düzenlenir. görev ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından re’sen nazara alınması gerekir (HMK 20,114,115). Görev konusunda taraflar için kazanılmış hak doğmaz ve yeni bir Kanunla kabul edilen görev kuralları kanunda aksine düzenleme yapılmadığı sürece geçmişe de etkilidir(HGK 14.04.2004 tarih 2004/19-218 Esas 2004/221 sayılı kararı).
HMK 138 maddesinde düzenlenen mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir hükmü uyarınca görev dava şartı olup resen ve öncelikle gözetilmesi gerektiğinden mahkememizce dosya üzerinden karar verilmiştir.
Somut olayda, dava konusu uyuşmazlığın taşınmaz kira sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin haksız fesih iddiası ile oluşan maddi manevi tazminat davası olduğu, bu nedenle davaya bakmakla görevli mahkemenin, HMK’nun 4. maddesi uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmış olup, görev ile ilgili hususlar kamu düzenine ilişkin olduğundan ve mahkemece re’sen dikkate alınması gerektiğinden, açılan davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine, süresinde ve istek halinde dosyanın HMK 1, 20 maddeleri uyarınca, görevli İstanbul Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacının davasının HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Görevli ve yetkili mahkemenin İSTANBUL SULH HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
3-HMK ‘nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda görevli mahkemece karar verilmesine,
4-HMK ‘nun 331/2. maddesi son cümlesi uyarınca dosya süresi içinde görevli mahkemeye gönderilmediği takdirde talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 20/1. maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süre içinde başvurulması halinde dosyanın görevli mahkemesine gönderilmesine, belirlenen süre içinde başvurulmadığı takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 30/06/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır