Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/260 E. 2022/297 K. 30.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/260 Esas
KARAR NO : 2022/297

DAVA : İtrazın İptali
DAVA TARİHİ : 26/06/2020
KARAR TARİHİ : 30/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtrazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili bankanın İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esasına kayıtlı dosyası ile davalı-borçlu aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatmış olup davalı-borçlunun kendisine tebliğ edilen Örnek No:7 ödeme emrine itiraz etmesi neticesinde davaya konu icra takibinin durdurulmuş olduğunu, 01.01.2019 tarihinde itibaren yürürlüğe girmek üzere, ticari uyuşmazlıklar için de “dava şartı arabuluculuk” getirilip taraflarınca… büro dosya numarası ve … arabuluculuk numarası ile arabuluculuk başvurusu yapılmış olmakla 22.06.2020 tarihli toplantı ile tarafların müzakereler sonucunda anlaşmaya varamadığından iş bu davayı açma zaruriyeti hasıl olduğunu, müvekkili banka ile dava dışı asıl borçlu …Ltd. Şti. arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalanmış olup davalı-borçlu … ‘in usul ve yasaya uygun olarak söz konusu sözleşme ve akdedilecek diğer sözleşmeler çerçevesinde asıl borçlunun bankaya karşı sorumlu olacağı borçlardan ve fer’ilerinden müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olacağını kabul ve taahhüt ettiğini, davaya konu Genel Kredi Sözleşmesi tahtında talep doğrultusunda müvekkili banka tarafından kullandırılan kredi risklerinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmediğinin tespit edilmiş olup bu sebeple müvekkili banka tarafından tüm borçlulara, taraflarca imzalanan sözleşmelerin ilgili maddeleri ve İcra ve İflas Kanunu’nun 68/b maddesi gereği Gebze … Noterliği’nin 25.11.2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 21.11.2019 tarihi itibariyle kredi ilişkisinin kesildiği ihtar edilerek hesap özetine ilişkin borcun ödenmesinin talep edildiğini, müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine müvekkili bankanın, davalı-borçlu aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …Esasına kayıtlı dosyası ile esasa geçerek genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibi tahtında düzenlenen Örnek No:7 ödeme emrinin davalı-borçluya tebliği üzerine, davalı-borçlu tarafından yetkiye, borca, faize ve ferilerine itiraz edildiğini, davalı borçlunun müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatına haiz olmakla kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olması sebebiyle borçtan sorumlu bulunduğunu, tarafların imza altına aldıkları Genel Kredi Sözleşmesinde sözleşmeden doğacak uyuşmazlıklarda yetkili hukuk, mahkeme ve icra dairelerinin belirlendiğini, buna göre müşteri (asıl borçlu) ile müşterek borçlu ve müteselsil kefil/lerin (davalı-borçlu), bu sözleşmeden doğacak her türlü uyuşmazlıkta İstanbul merkez mahkemeleri ve icra dairelerinin münhasır olmayan yetkisini kabul ve taahhüt ettiğini, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun genel haciz yoluyla ilamsız icra takipleri için ‘’yetki’’ başlıklı 50. Maddesi, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yetkiye dair hükümlerinin kıyas yoluyla uygulanacağını söylediğini, buna göre HMK’da her ne kadar genel yetki olarak davalının yerleşim yeri işaret edilse de, bu kesin yetki olmayıp, somut dava açısından müvekkilinin aynı kanunun 17. Maddesinde düzenlenen yetki sözleşmesinin varlığı halinde belirlenen yetki kuralını benimsenmiş olup buna göre davaya konu yukarıda detayları açıklanan sözleşme maddesi gereği icra takibini İstanbul İcra Dairelerinde başlattığını, bu nedenle müvekkilinin yetkili icra dairesi seçiminde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamakla birlikte davalının bu yöndeki itirazlarının iptali gerektiğini, zira söz konusu yetki sözleşmesi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatına haiz davalı için de geçerlilik arz ettiğini, borçlunun borca itirazının haksız olduğununu, banka kayıtları üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile de borca itirazın haksız olduğu ortaya çıkacağını, yapılan takipte usul ve yasaya aykırılık bulunmadığını, davaya konu sözleşmenin faize ilişkin 2.6, 2.7. maddeleri gereği asıl alacağa takip tarihine kadar %24,75 ve %25,20 oranında akdi faiz ve temerrüt tarihi itibariyle %49,50 ve %50,40 oranlarında temerrüt faizinin işletilmiş olmasında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını, zira, sözleşme gereği temerrüt faiz oranı, akdi faiz oranının iki katı olduğunu, davalının diğer feri alacaklara yaptığı itirazın da haksız olup talep edilen diğer feri alacaklar da kanuna ve sözleşmeye uygun olduğunu, müvekkili banka tarafından borçlulardan talep edilen %5 oranındaki faiz BSMV’si davaya konu sözleşmelerin vergi ve faize ilişkin 2.6., 2.10. ve ilgili diğer maddeleri gereği talep edildiğini, tarafların sözleşmeyi imzalayarak bu meblağdan sorumlu olacaklarını kabul ve taahhüt etmiş olduklarını, bu nedenle bu konudaki itirazların hiçbir hukuki dayanağı ve haklılığı bulunmadığını, davalı-borçluya gönderilen ihtarnamede de faiz ve faiz oranlarına ilişkin olarak ihtarname tarihinden ödeme tarihine kadar geçecek günler için temerrüt faizinin işletileceğinin ayrıca ve açıkça ihtar edildiğini, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 8/1. Maddesinde açıkça ‘’Ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir.’’ ve 9.maddesinde açıkça ‘’ Ticari işlerde; kanuni, anapara ile temerrüt faizi hakkında, ilgili mevzuat hükümleri uygulanır.’’ denildiğini, Kanunun 9.maddesi gereği ilgili mevzuat olarak anlaşılması istenen 3095 sayılı Kanuni ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun olacaktır ki bu kanun karşısında ticari işler için 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 8/1 ve 9. Maddeleri özel hüküm niteliğinde olduğundan, davaya konu iş bu hükümlerin uygulanmasının kabulü gerekeceğini, bu nedenle müvekkili banka tarafından davaya konu Genel Kredi Sözleşmesi’nde düzenlenen ve davalı-borçluya gönderilen ihtarda belirtilen temerrüt faizinin hukuka uygun olup davalı-borçlunun bu hususta yaptığı itirazların iptalinin gerektiğini, davalı-borçlu tarafından yapılan haksız itiraz sebebiyle müvekkili tarafından başlatılmış olan icra takibinin durdurulduğunu, müvekkilinin alacağına geç kavuşma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını, bu sebeple itirazda bulunan davalı-borçlunun dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla alacaklarının tamamı yönünden yapılan itirazların haksızlığının tespiti ile iptaline ve durdurulan takibin devamına, dava değerinin %20sinden aşağı olmamak üzere davalı-borçlunun icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili aleyhine açılan bu davanın mesnetsiz ve hukuka aykırı olduğunu, davacı alacaklının iddia ettiği alacağının tahsili için İST. … İcra Müd. … E. Sayılı dosyasından takibe geçtiğini, müvekkilinin mernis adresinin Beylikdüzü olduğunu, müvekkilleri ile akdedilmiş Genel Kredi Sözleşmesi örneklerinin taraflarına tebliğ edilmediğini, davacı tarafın iddia ettiği üzere yetki sözleşmesini kabul etmemekle müvekkilinin mernis adresinin; Beylikdüzü olup yetkili icra dairesinin Büyükçekmece , yetkili mahkemenin ise Bakırköy mahkemeleri olduğunu, davacı bankanın dava dışı … Tic. Ltd.şti. ‘ne kullandırmış olduğu krediden dolayı iş bu davayı ikame ettiğini, davacı bankanın bu krediyi kullandırken dava dışı …’den İstanbul ili, Beylikdüzü İlçesi, Kavaklı Mah. … ada… parsel …2 Blok 22 numaralı bağımsız bölümü ipotek aldığını, İİK 45 maddesi uyarınca; davacı – alacaklı bankanın öncelikle rehnin paraya çevrilmesi yoluna başvurması gerektiğini, poliçe ve emre muharrer senetlerle çekler hakkındaki 167. madde hükmünün mahfuz olduğunu, davacı alacaklının dava dışı …’in ait taşınmaz üzerinde rehinin paraya çevrilmesi yoluna gitmeden müvekkili hakkında takip başlatması hukuka aykırı olup davanın reddi gerektiğini, Borçlar Kanunu 583’üncü maddesine göre: “Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.” 31.10.2017 tarihinde müvekkili tarafından kefil sıfatıyla imzalanan genel kredi sözleşmesinde; kefil olunan miktar, kefalet türü ve kefalet tarihinin müvekkili tarafından doldurulmadığını, müvekkilinin sadece isim-soy isim ve adresini doldurduğunu, göz ile bakıldığında bile ilgili yazı karakterlerinin farklı olduğunun görüleceğini, Grafoloji uzmanı tarafından inceleme yapıldığında haklılıklarının ortaya çıkacağını belirterek açıklanan nedenlerle yetki İtirazlarının kabülü ile Büyükçekmece İcra Dairelerinin yetkili olduğunun tespitine, kötüniyet tazminatı ile birlikte davanın reddi ve taraflarına yargılama giderlerine ve avukatlık ücretine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı, İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı , İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün…E. Sayılı, İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı takip dosya sureti, …Bankası, … , … Bakanlığı yazı cevapları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı davanın delillerini oluşturmaktadır.
Bilirkişi … mahkememize sunmuş olduğu 19/12/2020 tarihli raporunda neticeten ; “dava konusu alacak tutarının, davacı …T.A.Ş. ile dava dışı asıl borçlu …Ltd.Şti. arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi ve dava dışı kefil …’e ait taşınmaz üzerine davacı banka lehine tesis edilen 550.000,00 TL tutarlı limit ipoteği teminatına istinaden, dava dışı şirkete kullandırılan …no.lu Taksitli Ticari Kredi (İzleme Kredisi) ve Çek Karnesi Kredisinden kaynaklandığı, ipotek resmi senedi incelendiğinde; dava dışı …’in maliki olduğu taşınmazın, sadece dava dışı asıl borçlunun borcuna yönelik verildiğinin anlaşıldığı, bu sebeple davalı vekilinin “(…) İİK 45 maddesi uyarınca; davacı alacaklı banka öncelikle rehnin paraya çevrilmesi yoluna başvurmalıdır. (…)” şeklindeki itirazının sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinin davalıya ait Kefil Beyanı bölümünün, 6098 sayılı TBK’nın 583. Maddesinde belirtilen şartlara göre düzenlendiği, ancak el yazılarının davalının eli ürünü olup olmadığı uzmanlık alanımızda olmadığından, davalı tarafın geçerli bir kefaletin söz konusu olmadığı yönündeki itirazının da takdirinin sayın Mahkemeye ait olduğu, 04.12.2019 tarihinde temerrüde düşen dava dışı asıl borçlu bakımından takip tarihi itibariyle yapılan hesaplama sonucunda, davacı bankanın takip talebindeki sıraya göre; …No.lu Çek Bedeli Kredisinden kaynaklanan 6.381,62 TL alacak tutarı bulunduğu, takip talebinde ise 6.380,69 talep edildiği, bu durumda taleple bağlı kalınmasının uygun olacağı, …No.lu Taksitli Ticari Krediden kaynaklanan 362.626,08 TL alacak tutarı bulunduğu, takip talebinde ise 362.692,05 TL talep edildiği, bu durumda 65,97 TL’lık fazla talebin yerinde olmadığı, dava dışı asıl borçlu ile birlikte 04.12.2019 tarihinde temerrüde düşen davalı kefiL …’in, taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinde 700.000,00 TL’lık müteselsil kefil olarak imzasının bulunduğu, taleple bağlılık ilkesi de gözetilerek dava dışı asıl borçlu için hesaplanan toplam 369.006,77 TL’lık (= 6.380,69 + 362.626,08) borç tutarı, adı geçen kefilin kefalet limiti içinde kaldığından, 369.006,77 TL’lık borçtan davalı kefilin de sorumlu tutulabileceği, takip tarihinden itibaren …No.lu Çek Bedeli Kredisinin Asıl Alacak tutarı için istenilen yıllık % 49,50 (= % 24,75 Akdi Faiz x 2) ve …No.lu Taksitli Ticari Kredinin Asıl Alacak tutarı için istenilen yıllık % 50,40 (= % 25,20 Akdi Faiz x 2) temerrüt faiz oranlarının, taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinin 2.7.1. hükmüne uygun olduğu ” yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
Adli Tıp Uzmanı Bilirkişi … mahkememize sunmuş olduğu 06/12/2021 tarihli raporunda neticeten;” İnceleme yöntemi olarak , inceleme konusu yazılar ile mukayese belgelerdeki yazılardaki harflerin tek tek özellikleri ve birbirleriyle olan ilişkileri , kişisel alışkanlıklar, istif , eğim , doğrultu ve tersim biçimi gibi yönlerden karşılaştırma yapılmış , dikey ve yatay kuvvetli ışıklar altında, çeşitli büyütme özelliklerinde mercekler ve … HS525 adlı cihaz kullanılmıştır. Ayrıca bilgisayarda çeşitli programlar kullanılarak üst üste çakıştırma ve yan yana getirme yöntemiyle benzerlikter ve farklılıklar değerlendirilmiştir . İnceleme konusu sözleşmedeki yazılar ile …’e ait mukayese olarak gönderilen yazı örnekleri arasında grafolojik tanı unsurları bakımından uygunluk ve benzerlikler tespit edildiğinden, inceleme konusu … T.A.Ş. …Ticari şubesince … Tic. Ltd. Şti adına düzenlenmiş bölümde bulunan kefalet miktarı ve türü ile tarih kısmındaki yazıların …’in eli ürünü olduğu ” yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
Dava; Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Her ne kadar davalı vekilince müvekkilinin mernis adresinin; Beylikdüzü olup yetkili icra dairesinin Büyükçekmece , yetkili mahkemenin ise Bakırköy mahkemeleri olduğundan bahisle mahkememizin ve icra dairesinin yetkisine yönelik itirazda bulunmuş ise de; HMK’nın 17. maddesinde yetki sözleşmesi düzenlenmiş olup “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır,” hükmü yer almaktadır. Alacaklı ile asıl borçlu arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinin 6.2. maddesinde uyuşmazlık halinde İstanbul mahkeme ve icra müdürlüklerinin yetkili olacağı düzenlendiğinden, tacir olmasa bile, tacirler arasındaki genel kredi sözleşmesinde yer alan yetki şartının, 6102 sayılı TTK’nun 7. maddesinde öngörülen ticari teselsül karinesi nedeniyle davalı kefili de bağlar ve sadece kefil yönünden talepte bulunulması da sonuca etkili olmayacağı anlaşıldığından yapılan itirazın reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davalı vekilince 31.10.2017 tarihinde müvekkili tarafından kefil sıfatıyla imzalanan genel kredi sözleşmesinde; kefil olunan miktar, kefalet türü ve kefalet tarihinin müvekkili tarafından doldurulmadığı, müvekkilinin sadece isim-soy isim ve adresini doldurduğunu ifade etmiş ise de; Adli Tıp Uzmanı Bilirkişi … tarafından düzenlenen 06/12/2021 tarihli raporda inceleme konusu … T.A.Ş. Merter Ticari şubesince …Tekstil Tur. İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti adına düzenlenmiş bölümde bulunan kefalet miktarı ve türü ile tarih kısmındaki yazıların …’in eli ürünü olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmesi karşısından savunmaya itibar edilmemiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, dosya kapsamı deliller ile uyumlu olması nedeniyle içeriğine itibar edilen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı deliller birlikte değerlendirilip incelendiğinde; davacı …T.A.Ş. ile dava dışı …Ltd.Şti. arasında 31.10.2017 tarihinde 700.000,00 TL tutarlı Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, ticaret sicil kayıtlarına göre dava dışı şirketin ortakları olduğu anlaşılan davalı … ile dava dışı … ve …’in 10 yıl süreyle, ayrı ayrı olarak 700.000,00 TL tutarlı kefalet imzalarının bulunduğu, sözleşmenin davalı …’e ait Kefil Beyanı bölümünün, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 583. maddesinde öngörülen şekil şartlarına uygun olarak düzenlendiği, maliki dava dışı kefil … olan İstanbul İli, Beylikdüzü İlçesi, Kavaklı Mah. … Ada, … Parsel, … No.lu Bağımsız Bölüm üzerine, davacı banka lehine 550.000,00 TL tutarlı ipotek tesis edildiği, taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesine ve alınan ipotek teminatına istinaden dava dışı asıl borçlu şirkete muhtelif ticari krediler ile çek karnesi kredisi kullandırıldığı ve 3 ay ödemesiz taksitli ticari kredinin kullandırıldığı, kullandırılan dava konusu kredi ile dava dışı asıl borçlu şirkete daha önceki tarihte kullandırılmış olan … no.lu kredinin taksit ve anapara borcunun kapatıldığı, söz konusu kredinin 3 aylık faiz + BSMV tutarından oluşan 22.205,82 TL tutarlı, 12.12.2019 vadeli ilk taksit tarihi beklenmeden, 25.11.2019 tarihinde davacı bankaca kredi hesabının kat edildiği olayda, davacı … T.A.Ş. tarafından, davalı … ile dava dışı asıl borçlu …Ltd.Şti., … ve …’e, Gebze… Noterliği’nin 25.11.2019 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesini keşide edilerek, 21.11.2019 tarihi itibariyle kredi hesabının kat edildiği, kat tarihi itibariyle kredi borçlarından kaynaklanan toplam 353.340,64 TL nakit kredi borcunun 7 gün içinde ödenmesi, aksi takdirde ihtarname tarihinden ödeme tarihine kadar hesap edilecek temerrüt faizi ve masrafları ile tahsilini teminen kanuni takibe geçileceğinin ihtar edildiği, ihtarnamenin noter tebliğ şerhlerine göre; davalı kefil …’e ait tebliğ evrakının bizzat kendisine 26.11.2019 tarihinde tebliğ edildiği, dava dışı asıl borçluya gönderilen ihtarnamenin ise muhataba tebliğ edilemeden 26.11.2019 tarihinde iade olduğu anlaşılmaktadır. Davalı asıl borçlunun sözleşmedeki adresine ihtarname gönderildiğinden, dava dışı asıl borçluya geçerli bir tebligatın yapılmış sayılabileceği değerlendirilmektedir.
Bu durumda, davalı kefil … ile dava dışı asıl borçluya ihtarnamede verilen 7 günlük sürenin dolması ile adı geçenlerin 04.12.2019 tarihinde temerrüde düştükleri kanaatine ulaşılmıştır.
Alanında uzman bankacı bilirkişiden alınan rapora göre, kat tarihi itibariyle davacının;
• … No.lu Taksitli Ticari Krediden kaynaklanan Anapara Alacak Tutarı (TL) 332.000,00 ; 12.09.2019- 21.11.2019- 332.000,00 TL Anapara x 70 Gün x % 25,20 A. Faiz / 36000; 16.268,00 TL ; İşlemiş Faizin % 5 BSMV’si 813,40 ; Kat Tarihi İtibariyle Alacak Tutarı ; 349.081,40 TL olduğu bildirilmiştir.
• … No.lu banka yükümlülük tutarı ödenen çek yaprakları için açılan Çek Bedeli Kredisinden kaynaklanan toplam 4.152,32 TL olmak üzere toplam 353.233,72 TL alacak tutarı bulunduğu hesaplanmıştır.
İpoteğe ilişkin Resmi Senet incelendiğinde, dava dışı asıl borçlu …Ltd.Şti. lehine verilen 550.000,00 TL’lık ipoteğin, dava dışı malik…tarafından, sadece asıl borçlunun borcuna yönelik verildiği, müteselsil kefilin borcuna yönelik bir ipoteğin mevcut olmadığı, bu halde kredi sözleşmesinde imzası bulunan kefiller yönünden, rehnin paraya çevrilmesi yoluna gidilmeden ilamsız takip yapılmasının mümkün olduğu kanaatine varılmıştır.
Temerrüt faiz oranın tespiti yönünden yapılan değerlendirmede; Dava dışı asıl borçlu şirkete kullandırılan Taksitli Ticari Krediye yıllık % 25,20 ve banka yükümlülük tutarı ödenen çek yaprakları için açılan Çek Bedeli Kredi hesabına ise yıllık % 24,75 akdi faiz oranları uygulandığından, sözleşmenin 2.7.1. maddesi uyarınca yıllık % 50,40 (= % 25,20 Akdi Faiz x 2) temerrüt faizi talep edilebileceği kanaatine varılmıştır.
Takip tarihi itibariyle alacak tutarının tespiti :
… No.lu Çek Bedeli Kredisi : Kat tarihinden önce banka yükümlülük tutarı ödenen …ve …no.lu çeklerin dışında, takipten önce… no.lu çek yaprağı için de hamiline 5941 sayılı Çek Kanunu uyarınca, 02.12.2019 tarihinde 2.030,00 TL ödeme yapıldığının tespit edildiği, çek yaprağı için ödenen tutar da dikkate alınarak, tazmin tarihlerinden takip tarihine kadar, krediye uygulanan yıllık % 24,75 Akdi Faiz Oranı üzerinden faiz hesabıyla ;
Asıl Alacak Tutarı (TL) 6.090,00
02.10.2019- 08.11.2019- 2.030,00 TL Anapara x 37 Gün x % 24,75 A. Faiz /36000; 51,64
08.11.2019-02.12.2019- 4.060,00 TL Anapara x 24 Gün x % 24,75 A. Faiz / 36000;66,99
02.12.2019-09.01.2020- 6.090,00 TL Anapara x 38 Gün x % 24,75 A. Faiz / 36000;159,10
İşlemiş Faiz 277,73
İşlemiş Faizin % 5 BSMV’si 13,89
Takip Tarihi İtibariyle Alacak Tutarı 6.381,62
Takip tarihi itibariyle 6.381,62 TL alacak tutarı hesaplanmıştır. Takip talebinde ise 6.380,69 TL talep edilmiştir. Taleple bağlı kalınmıştır.
…No.lu Taksitli Ticari Kredi :Bilirkişi raporunda ifade edildiği ve hesaplama yapıldığı üzere; 332.000,00 TL tutarında 12.09.2019 tarihinde 3 ay ödemesiz olarak kullandırılan kredinin, ödemesiz döneme ilişkin faiz tutarından oluşan 12.12.2019 vadeli ilk taksit dahil, herhangi bir geri ödeme yapılmamıştır. Tahakkuk ettirilen ancak tahsil edilemeyen 12.12.2019 tarihli taksit tutarına ait 1.057,42 TL’lık BSMV tutarı, davacı bankaca Kamu Otoritesine ödenmiştir. Söz konusu BSMV tutarı da dikkate alınarak, kredinin açıldığı tarihten takip tarihine kadar, krediye uygulanan yıllık % 25,20 Akdi Faiz Oranı üzerinden faiz hesaplanmıştır.
Asıl Alacak Tutarı (TL) (332.000,00 TL Kredi Anapara + 1.057,42 TL BSMV); 333.057,42
12.09.2019-12.12.2019- 332.000,00 TL Anapara x 91 Gün x % 25,20 A. Faiz / 36000; 21.148,40
12.12.2019-09.01.2020- 333.057,42 TL Asıl Alacak x 28 Gün x % 25,20 A. Faiz / 36000; 6.527,93
İşlemiş Faiz Toplamı; 27.676,33
İşlemiş Faizin % 5 BSMV’si 1.383,82
İhtarname Masrafı 508,52
Takip Tarihi İtibariyle Alacak Tutarı 362.626,08
Takip tarihi itibariyle 362.626,08 TL alacak tutarı hesaplanmıştır. Takip talebinde ise 362.692,05 TL talep edilmiştir. Bu durumda 65,97 TL’lık fazla talebin yerinde değildir.
Davalı kefil …’in dava dışı asıl borçlu ile birlikte 04.12.2019 tarihinde temerrüde düştüğünden, dava dışı asıl borçlu şirket bakımından, taleple bağlılık ilkesi de gözetilerek, hesaplanan ve davalı kefilin kefalet limiti içinde kalan; a)… No.lu Çek Bedeli Kredisinden kaynaklanan 6.380,69 TL, b) …No.lu Taksitli Ticari Krediden kaynaklanan 362.626,08 TL olmak üzere toplam 369.006,77 TL borçtan davalı …’in müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulabileceği kanaatine ulaşılmıştır. Ancak, takipten önce banka sorumluluk tutarları ödendiği tespit edilen …, … ve … no.lu 3 adet çek yaprağı tutarından kaynaklanan …No.lu, 6.090,00 TL anapara tutarlı nakit kredi borcu için, davacı bankaca takip talebinde faiz de talep edilmiş olunmasına karşın, takip talebinin alt bölümünde, söz konusu tutarın gayrinakdi kredi olarak tanımlandığı ve deposunun talep edildiği görülmekle Depo talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HUAK 18/A (14). Fıkrası: ” Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No: … sayılı dosyasından arabulucu …’e 1320 TL ödeme yapıldığı tespit edilerek davalı aleyhine kabul red oranında arabuluculuk giderlerinin de yükletilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE ;
İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyasının davalı … açısından ;
1-a) … nolu kredi için ;
6.090 TL asıl alacak,
276,84 TL işlemiş faiz,
+ 13,85 TL Bsmv
6.380,69 TL üzerinden DEVAMINA,
b) Asıl alacak 6.090 TL ‘ye icra takip tarihinden itibaren yıllık % 49,50 oranında temerrüt faizi ve faizin % 5 gider vergisi yürütülmesine,
c) Asıl alacağın % 20 ‘si olan 1.218 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2 -a)…nolu kredi için ;
333.057,42 TL asıl alacak,
27.676,33 TL işlemiş faiz,
1.383,82 TL Bsmv
+ 508,52 TL ihtarname masrafı
362.626,08 TL üzerinden DEVAMINA,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
b) Asıl alacak 333.057,42 TL ‘ye icra takip tarihinden itibaren yıllık % 50,40 oranında temerrüt faizi ve faizin % 5 gider vergisi yürütülmesine,
c) Asıl alacağın % 20 ‘si olan 66.611,48.TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3) Depo talebinin reddine,
4-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 25.206,85.TL karar harcından peşin alınan 4.457,48.TL’nin mahsubu ile geri kalan 20.749,37.TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
5- Davacının yaptığı 134,20. TL posta masrafı, 3.000.TL bilirkişi ücreti, 54,40.TL başvurma harcı, 7,80.TL vekalet harcı, 4.457,48.TL peşin harç olmak üzere toplam 7.653,88.TL yargılama giderinin red-kabul oranına göre hesap olunan 7.652,40.TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.320,00.TL arabuluculuk ücretinin kabul red oranınca 1.318,68.TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.320,00.TL arabuluculuk ücretinden kabul red oranınca 1,32TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına (infazına yer olmadığına),
6-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 34.280,47 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 5100 TL vekalet ücreti takdirinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8- Karar kesinleştiğinde artan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/03/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır