Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/256 E. 2020/281 K. 29.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/256
KARAR NO : 2020/281
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/06/2020
KARAR TARİHİ : 29/06/2020

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada dosya üzerinde yapılan incelemeler neticesinde,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; dava dışı 3.kişi olan … Tic.Ltd.Şti’nin eski ortağı … müvekkili şirket yetkilisinin babası olduğunu, … isimli 3.kişi şirketin eski hissedarı olan ….Noterliği’nin 11/10/2019 tarih ve 39721 yevmiye ile diğer ortak … isimli şahsın ise … Noterliği’nin 04/11/2019 tarih 42766 Yevmiye Numaralı Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi’ne dayanarak hisselerinin tamamının … isimli şahsa 60.000,00.-TL bedel karşılığında devrettiğini, söz konusu pay devri sözleşmesinden sonra … Gıda’nın yönetiminin tamamen … isimli şahsa kalmış olduğu, şirketle tüm tasarruf ve yetkilerin bu şahsa geçtiğini, … Gıda’nın pay devrinden önceki borçlarından müvekkili şirket üzerinde organik bağ olduğu iddia edebilme ihtimali olsa da, pay devrinden sonra … isimli şahıs üzerine geçen yetkiliyle … Gıda şirketinin kestiği fatura veya verdiği çeklerden ne … Gıda’nın eski ortağı … ne de müvekkili şirket yetkilisi … bilgi sahibi olmaları mümkün olmayıp sorumlu tutulmalarının da beklenemeyeceğini, bu süreçten sonraki şirkete ilişkin tüm sorumluluğun yeni ortağa geçtiğini, organik bağ olduğunun iddia edilmesinin zorlama yapılan bir icra işlemi olmaktan öteye gidemeyip, yapılan haczin hukuka aykırı olduğunu, haczin sebebini oluşturan borcun … Gıda’nın yeni ortağı tarafından devir tarihinden sonra yaratılmış bir borç olup, eski ortağın devir tarihinden sonra doğan bir borçtan sorumlu tutulamayacağı, ayrıca eski ortak ile müvekkilinin şirket ortağı arasında hısımlık ilişkisine sığınarak organik bağ kurulmaya çalışılarak kötü niyet ve hukuka aykırı olarak borcun tahsiline çalışılmasının mümkün olmayacağını belirterek müvekkili şirketin organik bağ olduğunu iddia edilen … Gıda aleyhine açılan … İcra Müdürlüğü’nün 2020/8232 Esas sayılı takip sayılı dosyasına yönelik borcunun olmadığı ve bundan sorumlu tutulmayacağına ilişkin borçlu olmadığının tespiti ile haczin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, dava dışı borçlunun borcuna ilişkin davacı şirketinin borçlu olmadığının tespiti ve haczin kaldırılması istemlerine ilişkindir.
Dosya kapsamından; dava dışı takip borçlusu aleyhine, … İcra Müdürlüğünün 2020/8232 E. sayılı dosyasında takip başlatıldığı, takip sırasında davalı-alacaklı tarafından mahcuzların muhafaza altına alınması için fiilen haciz işlemi gerçekleştirildiği, davacıya yediemin olarak bırakıldığı görülmüştür.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11/04/2019 tarih 2017/15-2141 Esas 2019/442 karar sayılı içtihatında da açıklandığı gibi taraflara tebligat yapılmadan görevsizlik kararı verilebileceği, bu durumun 6100 sayılı HMK’nın 30. Maddesi uyarınca Hakim, yargılamanın makul süre içerisinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu açıklanmıştır. Dava şartlarına ilişkin bir sorunun yargılamanın başında çözümlenmesi usul ekonomisi açısından uygun görülmektedir. Bu sebeple taraflara tebligat yapılmadan hüküm kurmak gerekmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın maddede altı bent halinde sayılan davalar, ticari dava sayılır. Taraflardan biri, tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Somut olayda davacı vekili, müvekkilinin davalı ile herhangi bir ticari ilişkisi bulunmadığı gibi borcununda bulunmadığını, davalı tarafından … İcra Müdürlüğü’nün 2020/634 talimat sayılı dosyasında dava dışı … Gıd.Ürn.San.ve Tic.Ltd.Şti aleyhine haciz yapmak üzere müvekkili şirketin faaliyet gösterdiği yerde hacze geldiğini, İcra İflas Kanunu ile diğer mevzuata açık aykırılık oluşturacak şekilde müvekkilinin iş yerinde evrak araştırılarak hacze başlandığını, müvekkiline ait menkul mal üzerine fiili haciz işlemi yapıldığını müvekkiline yediemin bırakılmakla haciz işlemini sona erdirildiğini, borcun müvekkili ile ilgisi bulunmadığını, müvekkili şirketin dava dışı şirketle organik bağının bulunmadığını belirtmiştir. Dosya kapsamına göre taraflar arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığı, haksız fiil niteliğinde olan haciz baskısı altında dava dışı 3.kişinin borcu için borcunun bulunmadığı iddia edildiğinden uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir.
Tüm izah edilen nedenler çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; uyuşmazlığın, ticari dava niteliğinde olmadığı, davanın TTK’da düzenlenen mutlak ticari dava niteliği taşımadığı, nispi ticari dava olarak kabulü için gereken her iki tarafın tacir olması ve ticari işletmeleri ile ilgili bulunması koşulunun olayda mevcut olmadığı gözetilerek, mahkememizce bu davaya bakma görevi bulunmadığı anlaşılmış olup, davanın 6100 Sayılı H.M.K’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddi ile mahkememizin görevsizliğine, görevli Mahkemenin İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
(İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi’nin 2018/136 Esas 2018/577 Karar 30/04/2018 tarihli kararı)
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın 6100 Sayılı H.M.K’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİ ile Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
3- 6100 sayılı HMK’nun 20. Maddesi gereğince taraflardan birinin, bu karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren Mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli Mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
4-Bu süre içerisinde başvuru yapılmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
5-HMK’nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili ve görevli Mahkemece hüküm altına alınmasına, açılmamış sayılmasına karar verildiği takdirde bu kararda değerlendirilmesine,
Dair, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 29/06/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır