Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/253 E. 2021/724 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/253 Esas
KARAR NO : 2021/724 Karar
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 23/06/2020
KARAR TARİHİ : 07/10/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılamalar neticesinde ;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ortağı olduğu davalı şirketin 17.03.2020 tarihinde gerçekleştirilen olağan genel kurulu toplantısında gündem maddelerinin görüşüldüğünü, müvekkilinin şirketin %33,33 oranındaki payının sahibi olduğunu ve şirket hissedarlarının tamamının … ailesine mensup olduğunu, müvekkilinin genel kurula temsilci aracılığıyla katılarak alınan 3., 4., 5., 7. ve 8. gündem maddelerine olumsuz oy kullanarak gündemin 7 ve 8. nolu kararlarına karşı muhalefetini tutanağa geçirdiğini, TTK’nın 445. maddesinde, 446. maddede sayılman kişilerin, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararlarının iptalini talep edebileceğinin düzenlendiğini, müvekkilinin yasal şartları yerine getirmekle iptal davası açma hakkının bulunduğunu, gündemin 7.maddesiyle alınan yönetim kurulu üyelerine takdir edilen ücretin fahiş olması ve ortakların kar paylarını haleldar etmesi nedeniyle hükümsüz olduğundan hükümsüzlüğünün tespitinin aksi halde iptali gerektiğini, şirketin yegane gelirinin kiralanan taşınmaz olduğunu, şirketin sadece sahibi olduğu taşınmazı kiraya verme iş ile iştigal ettiğini, genel kurulda kabul edilen ödemenin kabul edilmesi halinde şirket kaynaklarının büyük ölçüde yönetim kurulu üyelerine aktarılacağını, takdir edilen ücretin yönetim kurulunca yapılan işlerle orantılı olmadığını, sadece 2019 yılında dahi şirket cirosunun %42 sinin yönetim kurulu ve üst düzey yöneticilerinin huzur hakkı için ödendiğini, gelir tablosuna göre 5.946.266,93 TL brüt satış geliri olan şirketin 4.119.261,66 TL genel yönetim giderleri bulunduğunu, bu giderlerin 2.493.096,74 TL’sinin yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile üst düzey yöneticilere ödenen ücretler olduğunun faaliyet raporunda açıklandığını, alınan kararla şirket kaynaklarının ücret adı altında yönetim kurulu üyelerine aktarıldığını ve bu durumun hissedarların kar payı haklarını ağır şekilde ihlal ettiğini, hiç bir gerekçe gösterilmeksizin bu miktarda huzur hakkı verilmesinin örtülü bir kar dağıtımı olduğunu, davalı şirkete uğramayan yönetim kurulu üyelerine diğer yöneticinin 4/5 katı ücret takdirinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bir çok Yargıtay kararında da bu husunun kabul edildiğini, küresel salgın nedeniyle ekonominin etkilendiği bir dönemde bu denli yüksek ücret kararlaştırılmasının dürüstlük ve iyiniyet ilkeleriyle bağdaşmadığını, alınan kararın batıl olması nedeniyle yürütmesinin de tedbiren durdurulması gerektiğini ileri sürerek, davalı şirketin 17.03.2020 tarihli genel kurul toplantısında alınan 7 nolu kararın kanun, esas sözleşme ve dürüstlük kurallarına aykırı olması nedeniyle öncelikle hükümsüzlüğünün tespitine, aksi halde iptaline, alınan kararın uygulanması halinde telafisi güç zararların doğacak olması karşısında, dava sonuna kadar kararın yürütmesinin tedbiren durdurulmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle, Davanın 3 aylık hak düşürücü sürede açılmadığını, davalı şirketin muhtemel zararları için teminat gösterilmesi gerektiğini, davacının 1/3 oranında pay sahibi olduğunu, şirkette düzenli kar dağıtımı yapıldığını, davacının davalı şirkette YK üyesi olduğu zamanda benzer miktarlarda ücretler aldığını ve yönetim kuruluna seçilemeyince bu davayı açtığını, davacının diğer şirketlerdeki YK üyelikleri sebebiyle yüksek ücretler aldığını belirterek davanın reddine, teminat alınmasına, kararın uygulanmasının durdurulması talebinin de reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, davalı şirketin 17.03.2020 tarihli genel kurul toplantısında alınan 7 nolu kararın hükümsüzlüğünün tespiti/ iptali istemine ilişkindir.
Dosya kapsamında bulunan dava dilekçesi cevap dilekçesi, … Ticaret A.Ş.’nin 17/03/2020 tarihinde yapılan 2019 Yılı Olağan Genel Kurul Toplantı Tutanağı Sureti, Bilirkişi raporları davamızın delillerini oluşturmaktadır.
Mahkememizden verilen ara karar gereği Tarafların Türk Ticaret Kanunun hükümleri gereğince tutmakla yükümlü oldukları ticari defter kayıt ve belgeleri, icra dosyası, tarafların iddia ve itirazlarının belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olmakla dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından dosyaya sunulan 17/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle, davalı şirketin, dava konusu 17.03.2020 tarihli 2019 yılı Olağan Genel Kurul Toplantı Tutanağının 7. sırasında karara bağlanan yönetim kurulu üyelerinin ücretlerinin belirlenmesine dair genel kurul kararında yönetim kurulu üyeleri … … ve … … için aylık brüt 108.192’şer TL olarak berlenen ücretin, şirketin faaliyet alanı, ortaklık yapısı, finansal durumu, yönetim kurulu üyelerinin konumu, sarf edecekleri emek, taşıdıkları sorumluluk ve rizikolar dikkate alındığında aşırı yüksek olduğu, bu haliyle kararın, pay sahiplerinin payları oranında kar payına katılacağına dair emredici nitelikteki TTK.m.507/1 hükmüne ve pay sahipleri arasında eşitlik ilkesini düzenleyen TTK.m.357’ye aykırı olduğu, dava konusu 7 nolu kararın TTK.m.447/1/a gereğince pay sahiplerinin kanundan kaynaklanan vazgeçilmez haklarını sınırlandırması veya ortadan kaldırması gözetilerek kısmen veya tamamen batıl sayılıp sayılmayacağı ile bunun TTK.m.445/1’e göre kanuna ve dürüstlük kuralına aykırılık bağlamında iptal sebebi sayılıp sayılmayacağının Mahkemenin takdirinde olduğu, davalı şirketle aynı-benzer durumda bulunan şirketlerin yöneticilerinin emsal ücretleri konusunda, aynı genel kurulda pay sahipleri dışından yönetim kurulu üyeliğine seçilen ve iptali istenen kararda ücreti de belirlenen … … için belirlenen aylık net 23.000 TL ücretin makul bir ücret olabileceği, mahkemenin takdirinin farklı olması durumunda, TTK.m.357’de düzenlenen eşit işlem ilkesinin, pay sahipleri yönünden “eşit şartlarda eşit işleme tabi tutulma” şeklinde anlaşılacağı, yönetim kurulu üyeliğine seçilen üyelerin nitelikliklerine, uzmanlıklarına, şirkete katkılarına ve yönetim kurulunda üstlendikleri görev ve sorumluklara göre farklı ücret belirlenebileceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereği, taraf vekillerinin itiraz ve beyanları değerlendirilmek üzere ek rapor aldırılmasına karar verilmiş olup dosya mevcut bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından sunulan 27/07/2021 tarihili bilirkişi heyeti ek raporunda sonuç özet olarak, kök bilirkişi raporundaki inceleme, tespit ve kanaatlerinde bir değişiklik olmadığı, sayın davalı vekilinin net/brüt farkı konusundaki itirazına açıklık getirmek bakımından, pay sahipleri arasından YK üyeliğine seçilen … … ve … … için kararlaştırılan aylık brüt 108.192,00 TL ücretin, pay sahipleri dışından YK üyeliğine seçilen YK üyesi için kararlaştırılan aylık brüt 36.800,00 TL’yi (net 23.000 TL’yi) aşan kısmının, pay sahiplerinin payı oranında kar payına katılacağına dair emredici nitelikteki TTK.m.507/1 hükmüne ve pay sahipleri arasında eşitlik ilkesini düzenleyen TTK.m.357’ye aykırı olduğuna ve TTK.m.447/1/a veya TTK.m.445 hükümleri gereğince kısmen veya tamamen butlanına veya iptaline karar verilip verilmeyeceğinin Mahkemenin takdirinde olduğuna dair görüş ve kanaatlerinde bir değişiklik olmadığı sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi heyeti ek raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Davalı vekili 03/09/2021 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazda bulunmuştur. Davacı vekili 06/09/2021 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı beyanda bulunmuştur.
Mahkememizden verilen 28/04/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararında “…Davacı vekilinin 05.04.2021 tarihli dilekçesi ile 17 Mart 2021 tarihli bilirkişi raporu ile haklılıkları sabit olduğundan bahisle dava konusu edilen 7 numaralı Genel Kurul Kararının icrasının ve bilhassa bu karar çerçevesinde işlem yapılmasının dava sonuna kadar tedbiren durdurulmasını talep ettikleri görülmüştür.
6102 sayılı TTK’ nın 449- (1). Maddesinde ‘Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir.’ düzenlemesi yer almaktadır. Tensip zaptı ara kararı gereği TTK’nın 449/1 madde uyarınca genel kurul kararı aleyhine iptal davası açıldığından yönetim kurulu üyelerinin görüşünün alınabilmesi için yönetim kurulu üyeleri … …, … … ve … …’ya duruşma gününün bildirir davetiyenin tebliğine karar verilmiş, covid 19 riski nedeniyle yönetim kurulu üyelerinin yazılı görüş sundukları görülmüştür.HMK’nın 389. maddesinde, ‘Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir.’ ifadelerinin yer aldığı, bu hali ile, taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği, yargılama neticesini etkileyecek tedbir kararı verilemeyeceği, tedbir kararı verilmemesi halinde davacının hakkını elde etmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden şu aşamada bahsedilmesi mümkün olmadığı gibi ciddi bir zararın doğacağına dair emarelerin de bulunmadığı…” gerekçesiyle, ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verildiği görülmüştür.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1261 Esas 2021/933 Karar sayılı kararında;” şirket yönetim kurulu üyelerinin huzur hakkının belirlenmesine ilişkin genel kurul gündeminin 7. maddesiyle alınan kararın şirket ortaklık yapısı üzerindeki etkisi bilirkişi raporuyla değerlenmiştir. İptali istenen genel kurul toplantısında alınan kararın iptal edilebilirliği konusunda mahkemece esas yönünden serbestçe değerlendirilecektir. Elbette ilk derece mahkemesinde devam eden yargılama sürecinde yapılacak inceleme ve değerlendirmeler sonucu ortaya çıkabilecek yeni hukuki durumlar saklıdır. Ancak, dosyanın mevcut kapsamına göre geçici hukuki koruma koşullarının oluştuğu kanaatine varıldığı,Bu açıklamalar ışığında, davacının davalı şirkette hissedar olup, hisse oranı da dikkate alınarak ve tedbir kararının davalı şirketin bir zararına da sebebiyet vermeyeceği dikkate alınarak, takdiren teminat alınmaksızın, davalı şirketin dava konusu 17.03.2020 tarihli genel kurulda yönetim kurulu üyelerine ödenecek huzur hakkının belirlenmesine dair 7 nolu gündem maddesiyle, yönetim kurulu üyeleri … … ve … …’ye 108.192’şer TL ödenmesine dair alınmış olan kararın, TTK’nın 449. maddesi maddesi uyarınca yürütülmesinin dava sonuna kadar geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmış, davacı vekilinin bu konudaki istinaf başvurusu haklı bulunmuş olup, Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.2 ve 391/3. maddeleri uyarınca kabulüyle ilk derece mahkemesinin istinafa konu 28.04.2021 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararının kaldırılarak tedbir talebi hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine, bu doğrultuda; Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin HMK’nın 389 ve TTK’nın 449. maddeleri uyarınca kabulü ile davalı şirketin 17.03.2020 tarihli genel kurulunun 7 nolu gündem maddesiyle alınan, yönetim kurulu üyeleri … … ve … …’ye 108.192’şer TL ücret ve huzur hakkı ödenmesine dair kararın yürütülmesinin dava sonuna kadar geri bırakılmasına ” kararı verildiği görülmüştür.
Her ne kadar davalı vekilince davanın TTK.m.445/1 gereğince karar tarihinden itibaren üç … içinde ( hak düşürücü süre içinde) açılmadığı ifade olunmuş ise de; dosyada yapılan incelemede, dava konusu edilen genel kurul kararının 17.03.2020 tarihli olup, davanın 23.06.2020 tarihinde açıldığı tespit edilmiş ise de; 7226 Sayılı Yasasının Gecici 1. Maddesi ” a) Dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim tarafından tayin edilen süreler ile arabuluculuk ve uzlaştırma kurumlarındaki süreler 13/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden,b) 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile takip hukukuna ilişkin diğer kanunlarda belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim veya icra ve iflas daireleri tarafından tayin edilen süreler; nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere tüm icra ve iflas takipleri, taraf ve takip işlemleri, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınması, ihtiyati haciz kararlarının icra ve infazına ilişkin işlemler 22/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden, itibaren 30/4/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar duracaktır. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlayacaktır. Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine 15 gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere 15 gün uzamış sayılacaktır. Salgının devam etmesi halinde Cumhurbaşkanı durma süresini 6 ayı geçmemek üzere bir kez uzatabilecek ve bu döneme ilişkin kapsamı daraltabilecektir. ”
2480 karar sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’ nin 1 .maddesi ” Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde yayılmasını ve yargı alanında doğabilecek hak kayıplarını önlemek amacıyla; 7226 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanunun geçici 1. Maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen durma süresi, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununda öngörülen zorunlu idari başvuru yoluna ilişkin süreler hariç, 01/05/2020 (bu tarih dahil) tarihinden 15/06/2020 (bu tarih dahil) tarihine kadar (salgın hastalığın yayılma tehlikesinin daha önce ortadan kalkması halinde yeniden değerlendirilmek üzere) uzatılmıştır.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu halde davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama, içeriğine itibar olunan bilirkişi heyeti kök ve ek raporu ile tüm dosya kapsamı deliller birlikte değerlendirildiğinde, davalı şirketin 17.03.2020 tarihli olağan genel kurul toplatısında gündemin 7.maddesine karşı davacı … … vekilinin, yönetim kurulu üyeleri için belirlenen ücretin fahiş olduğuna ve dava açma haklarını saklı tuttuklarına dair muhalefet şerhi koyduğu, muhalefet şerhinin tutanağa geçirildiği, davalı şirketin, fiili iştigal konusunun adına kayıtlı taşınmazın kiraya verilmesi olduğu, bu faaliyetlerinden 5.946.266,93TL brüt gelir elde ettiği, şirketin gelir tablosuna göre 4.119.261,66 TL yönetim gideri olduğu, yönetim kurulu faaliyet raporuna göre bu giderlerin 2.493.096,74TL’lık tutarının yönetim kurulu başkanı, yönetim kurulu üyeleri ve üst düzey yöneticilere ödenen ücretler olduğu anlaşılmıştır. Davalı şirketin dava konusu 17.03.2020 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantı Tutanağı incelendiğinde, 7 nolu toplantı gündeminin karar kısmının şu şekilde olduğu, “Toplantı başkanı bu hususu açık oylamaya sundu, YK üyelerinden … … ve … …’ye 2020 yılı için Mart 2020 döneminden başlamak üzere 2019 yılı ücretine %15 oranında zam yapılarak aylık brüt 108.192’şer TL ödenmesine, daha sonraki yıllarda ise artışın yıllık TÜFE oranında yapılarak ödenmesine, hissedarların 1.335.703 adet red oyuna karşılık 2.671.827 adet kabul oyu ile oy çokluğu ile, … …’ya 2020 yılı için Mart 2020 döneminden başlamak üzere aylık net 23.000 TL ücret ödenmesine, daha sonraki yıllarda ise artışın yıllık TÜFE oranında yapılarak ödenmesine hissedarların 1.335.703 adet red oyuna karşılık, 2671.827 kabul oyu ile oy çokluğu ile karar verildi”. Bilirkişilerce yapılan tespitlere göre de, davalı şirketin 7 katlı bir iş merkezindeki işyerlerini kiraya vererek kira geliri elde eden bir şirket olup, şirketin faaliyet alanı, ortaklık yapısı, finansal durumu, yönetim kurulu üyelerinin konumu, sarf edecekleri emek, taşıdıkları sorumluluk ve rizikolar dikkate alındığında, aylık 108.192 TL ücretin aşırı olduğu, şirketin net yıllık karının önemli bir kısmının yönetim kurulu üyelerine ücret adı altında ödeneceği, yönetim kurulu üyeliğine seçilen, pay sahibi olmayan ve yönetim kurulu başkanı olduğu ifade edilen … … için aylık net 23.000 TL ücret takdir edildiğine göre, piyasa koşullarına göre davalı şirketin yönetim kurulu üyeleri için makul ücretin bu emsalde olması gerekeceği, bu haliyle alınan kararın dürüstlük kuralına aykırı olduğu kanaatine varılmakla 17/03/2020 tarihli Genel Kurulda alınan 7 nolu maddenin iptaline dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davalı vekilince, davacının, dava konusu edilen genel kurul toplantısına kadar, davalı şirkette yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı ve benzer şekilde yüksek ücretler aldığı halde bu defa yönetim kurulu üyeliğine seçilmemesi sebebiyle huzurdaki davayı açmak suretiyle çelişkili davrandığı ifade olunmuş ise de; mahkememizce görülmekte olan davaya mahsus inceleme yapılmış, dava hakkı kullanılmayan durum gerekçeye ve hükme esas alınmamıştır.
HÜKÜM
Yukarıda belirtilen gerekçeler uyarınca;
1 -Davacının davasının KABULÜ İLE;
17/03/2020 tarihli Genel Kurulda alınan 7 nolu maddenin İPTALİNE,
2- … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 2021/… Esas 2021/… Karar sayılı kararı ile verilen tedbir kararı göz önüne alınarak iptal edilen 7 nolu gündem maddesi ile alınan kararın yürütmesinin dava sonuna kadar geri bırakılmasına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 54,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 4,90-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı vekili tarafından yapılan posta-tebligat gideri toplamı 296,50 -TL ile 3 adet bilirkişi ücreti 6.000-TL, 54,40 TL başvuru harcı, 7,80-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 6.358,70-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/10/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır