Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/224 E. 2021/528 K. 28.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/224 Esas
KARAR NO : 2021/528

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 21/05/2020
KARAR TARİHİ : 28/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından 04/12/2018 tarihinde “Kağıthane ilçesi, …Mahallesi, …Sokak, No:..” adresinde yapılan çalışma esnasında müvekkili şirket enerji dağıtım altyapısına hasar verildiğinin tespit edildiğini, meydana gelen hasar ve enerji kesintisinin onarımın yapıldığı ve bu hasarın giderilmesinde kullanılan malzeme, montaj ve işçilik gibi bedellerin zarar verenden tahsil edilmesi amacıyla KDV dahil toplam 2.679,65-.TL borcun davalı yana tahakkuk ettirildiği, davalı tarafından hasar bedellerinin ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine 2.679,65-TL hasar bedeli ile 66,73-TL gecikmiş gün faizi olmak üzere toplam 2.746,38-TL’ nin tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün …E. sayılı takip dosyası ile ilamsız takip yapıldığını, davalının borca ve ferilerine itiraz ettiğini, bu itirazın haksız ve dayanaksız olduğunu, davalının icra takibine yapmış olduğu itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; idare ile yüklenici firma arasında bağıtlanan ve taraflar ile üçüncü şahısları bağlayıcı olan eser sözleşmesi ile İnşaat İşleri Teknik Şartnamesi, İdari Şartname, Yapım İşleri Genel Şartnamesi ve Kanalizasyon Özel Teknik Şartnamesi ilgili hükümleri uyarınca müteahhit firmanın yaptığı işlerle ilgili olarak ortaya çıkabilecek her türlü kaza, hasar zarar ve ziyandan sorumlu olacağının hüküm altına alındığını, dolayısıyla iş bu davada husumetin kendilerine yöneltilmesinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkilinin bir kamu kurumu olduğundan atık su kanalları ile ilgili yapım bakım ve onarım çalışmalarını müteahhit firmalar aracılığı ile yürüttüğünü, yüklenici firmalara ihale ile iş teslimi sırasında imzalanan sözleşme hükümleri gereğince işin tamamlanmasına kadar meydana gelen her türlü zarar ve ziyandan yüklenici firmaların sorumlu olduğunu, idarenin müteahhidin çalıştırdığı elemanlara hiçbir şekilde talimat vermesi, onları seçmesi ve denetlemesinin söz konusu olmayıp bu görevlerin müteahhit firmaya ait olduğunu, idarenin denetimi işin bu firma tarafından eser sözleşmesine uygun olarak yapılıp yapılmadığının denetlenmesi olduğunu, müteahhit firmanın işi kendi elemanları ile yaptığını, çalışanlar üzerinde gözetim ve denetim yetkisinin tamamen müteahhit firmada olduğunu, idare ile müteahhit firma arasında bağımlılık ilişkisi bulunmadığından idarenin müteahhit firma tarafından verilen zarardan sorumlu tutulamayacağını, dava konusu hasarın meydana gelmesinde davacının karşılıklı kusur durumunun da araştırılması gerektiğini, yani davacıya ait altyapı tesislerinin, projesine ve yapı tekniğine uygun bir biçimde döşenip döşenmediğinin araştırılarak, gerekirse projelerinin de getirtilerek yerinde kazı yapılmak suretiyle incelenmesi gerektiğini belirterek davanın husumetten reddine, davanın yüklenici firma tespit edilmesi halinde ilgili iş ortaklığına ihbar edilmesine, mahkeme giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davadaki uyuşmazlık; davanın alt yapı kazı çalışmaları esnasında davalı kurumca davacı kuruma ait tesislere zarar verilip verilmediği, zarar verilmiş ise hasar miktarının ne kadar olduğu, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığının belirlenmesi hususlarında toplandığı görülmüştür.
Dosya kapsamındaki dava dilekçesi ve ekleri, Arabuluculuk Son Tutanağı, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı takip dosyası, bilirkişi raporu ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
İstanbul… İcra Dairesi’nin … takip sayılı icra dosyasının incelenmesinde, davacı …tarafından davalı … aleyhine 2.746,38.-TL tutarındaki toplam alacak üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67/1 maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Çağlayan İşletme Müdürlüğü Hizmet Alım Sözleşmesi örneği, Hasar Tespit Tutanakları, Hasar Keşif Belgeleri, Hasar Hesap Cetvelleri, Hizmet Alım Sözleşmesi, Dağıtım Tesislerine verilen Hasar Tespit Tutanağı Formu, Hasar Tespit Tutanağında Kullanılan Malzeme Formu, İş Görev Emri Formu, Tranşe Arıza Formu, çıkış bonosu örnekleri ve davaya konu yerde çekilen fotoğrafın dosyamız arasında olduğu görüldü.
Davalı vekkili tarafından 05/08/2020 tarihli dilekçesi ile, davanın … A.Ş. ve …A.Ş’ye ihbar edilmesini talep etmesi üzerine, mahkememizce ihbar dilekçesi iki şirkete de tebliğ edilmiştir. Her iki şirketin de vekili 07/01/2021 tarihli dilekçe ile tebliğ olunan ihbar dilekçesi çerçevesinde cevaplarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiş; müvekkili şirkete karşı açılan davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, dolayısıyla davacının, alacak iddialarını müvekkili şirkete yöneltemeyeceğini, müvekkili şirketin davalıyı zarara uğratan bir eylemi ve işlemi bulunmadığını, talep edilen miktarın fahiş tutarda bir bedel olduğunu, öncelikle davacının bir zarar gördüğünü ardından ise zararın giderimi için yapılan masrafı ispat etmesi gerektiğini, davaya konu kazı alanındaki işin, “2017 yılı Avrupa 1. Bölge Abone İşleri Daire Başkanlığı İçmesuyu ve Atıksu Yapım, Bakım ve Onarım İşi(2)” olup,… nezdinde çalışmalar halen devam etmekte olduğunu, davaya konu hasar tarihinin 27.09.2018 olduğunu ve bu dönemde … tarafından çalışmaların sürdüğünü, öncelikle husumet yokluğundan davalı … yönünden davanın reddine, mahkeme aksi kanaatte olması halinde sunulan deliller çerçevesinde davacının alacak iddiası hakkında keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasına, en nihayetinde haksız ve hukuka aykırı davanın esastan reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
Mahkememizce yapılan bilirkişi incelemesi sonrası düzenlenen bilirkişi raporunda sonuç ve özetle; “Davacı … tarafının enerji dağıtım altyapısında meydana gelen hasarın dava dışı … A.ş. + … Asf. Taah. Ve Tic. İş Ortaklığı tarafından içmesuyu hattının onarımı sırasında yapılan kazı çalışması sırasında mı oluştuğu, yoksa davalı tarafın belirttiği şekilde söz konusu adreste…Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü tarafından öncesinde yürütülen bir çalışmadan mı kaynaklandığının tam olarak belirlenebilmesi ancak davacı … tarafının enerji alt yapı tesislerinde meydana gelen hasarın tam olarak oluştuğu zamanın belirlenmesi ile mümkün olabilecektir. Eğer enerji dağıtım alt yapı tesislerinde meydana gelen hasarın sistemlere düştüğü saat tam olarak tespit edilip bu zamanlarda ilgili adreste kim tarafından çalışma yapıldığı belirlenebilirse ilgili kazı çalışmasından o sorumlu olacaktır. Ancak iş bu dava, davacı …tarafından davalı … Genel Müdürlüğüne yöneltilen bir dava olduğu için, söz konusu hasarın davalı…Genel Müdürlüğü tarafından sözleşme ile iş ilişkisi kurulan … A.ş. + … İş Ortaklığı tarafından yapılan kazı çalışması sırasında meydana geldiği çıkarımı üzerinden değerlendirme yapılacaktır.
Davalı … Genel Müdürlüğü tarafının; davaya cevap ve ek beyan dilekçelerinden anlaşıldığı kadarıyla, eğer hasara yol açan kazı çalışması sözleşme ile su ile ilgili işlerin yürütülmesi için verildiği… San. Ve Tic. A.ş. + … İş Ortaklığı tarafından gerçekleştirilmişse, aralarındaki sözleşme gereği bu şirketin sorumlu olduğunu, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini öne sürdüğü anlaşılmaktadır.
Dava dosyasında,…Genel Müdürlüğü ile dava konusu hasarlara yol açan kazı çalışmalarının muhatabı olarak gösterdiği …A.ş.& … A.ş. ile aralarında yapmış oldukları ihale edilen işin şartlarını, ayrıntılarını gösteren herhangi bir sözleşme veya şartname bulunmamaktadır. Yalnızca Davalı … Genel Müdürlüğünün davaya cevap dilekçelerinde bu sözleşmelerin maddelerine atıf yapılmıştır. Bu sözleşmelerin cezai hükümlerinin belirlendiği maddelerde, çevreye ve üçüncü kişilere verilen zararlar ile her türlü Hukuki ve cezai sorumluluğun ilgili şirkette olduğunun hüküm altına alındığı anlaşılmaktadır.
Davalı … Genel Müdürlüğü 20.11.1981 tarihli ‘… Kuruluş Ve Görevleri Hakkında Kanun’ ile kurulmuştur.
… tarafından hasarın giderilmesine ilişkin verilen harcama kalemleri incelendiğinde malzeme kalemlerinin kablo ve kablo ek yerlerini korumak için kullanılan muflar olduğu, bu malzemelerin birim fiyatlarının doğru ve geçerli fiyat bilgisini gösterdiği anlaşılmaktadır.
Diğer harcama kalemlerinin arızaların giderilmesi için çalışan teknik personel ve bu personelin ulaşımında kullanılan araçlar olduğu anlaşılmaktadır. Bu harcama kalemlerindeki birim fiyatlarının ve kullanıldığı belirtilen sürelerin doğru ve geçerli olarak belirlenmiş personel ve araç gereç birim fiyatlarını gösterdiği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla; davacı… tarafından 04.12.2018 tarihinde ilgili adreste meydana gelen yer altı elektrik kablo arızasının giderilmesi için yapılan onarıma karşılık olarak çıkarılan 2.679,65-TL’ lik fatura tutarının doğru ve geçerli tutar olduğu sonucuna varılmaktadır.” şeklinde görüş ve kanaat bildirmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Davalı vekili 28/01/2020 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı itiraz ve beyanlarını içeren dilekçesini dosyaya sunmuş, davacı vekili tarafından da 03/02/2021 tarihli dilekçe ile bilirkişi raporuna karşı beyanlarını içeren dilekçe dosyaya ibraz edilmiştir.
29/03/021 tarihli celsede taraf vekillerinin itirazlarının değerlendirilmek ve takip öncesi öncesi işlemiş faizin hesaplanması için dosyanın ek rapor tanzimi için bilirkişiye tevdii edilmesine karar verilmiş, bilirkişi tarafından 26/04/2021 tarihli ek raporun dosyaya sunularak görüş ve kanaatleri belirtilmiştir. Davacı vekili 08/05/2021 tarihli dilekçesiyle bilirkişi ek raporuna karşı beyanlarını içeren dilekçesini dosyaya sunmuş, yine davalı vekili tarafından bilirkişi ek raporuna karşı itirazlarını ve beyanlarını dosyaya ibraz etmiştir.
6098 sayılı T.B.K’nun 49. Maddesine göre “kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğreti de hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları eylem hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylenden bir zararın doğması, zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir. Bu unsurların varlığı halinde zarar veren zarara uğrayan kişi ya da kişilerin zararlarını karşılamak durumundadır. Davacı zararı, haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Mahkememizce yapılan tüm yargılamalar neticesinde, taraf iddia ve savunmaları, takip dosyası, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya içeriğine göre; 04/12/2018 tarihinde Çağlayan İşletme Müdürlüğü hizmet sahası içinde bulunan Kağıthane ilçesi, Yahya Kemal Mahallesi, …Sokak, No:.. adresinde yapılan çalışma esnasında davacı şirketin alt yapısına dahil olan kablo ve tesisatların davalı …tarafından hasara uğratıldığı, her ne kadar davalı …, cevap dilekçesinde işin yüklenicilere yaptırdığını, yüklenicilerle imzalanan sözleşme gereğince her türlü zarar ve ziyandan yüklenicilerin sorumlu olduğunu bildirmişse de; hasara sebebiyet veren yüklenicisinin … A.Ş. + … A.Ş olarak beyan edildiği, davalı …’ nin su ile ilgili altyapı bakım ve onarım işlerinin yürütülmesi için ihale ile dava dışı ” …A.Ş. + … Taah. Ve Tic. A.Ş” ‘ yi çalışma yapmak üzere sözleşme ile yetkilendirdiği, aralarındaki sözleşmelerin davalı … ile sözleşme ile yetkilendirdiği bu şirketler arasında bağlayıcı olması gerektiği ve davalı … Genel Müdürlüğü’nün kuruluş Yönetmeliğinin ilgi hükümlerinde geçen asli görev tanımı gereği başvurulması gereken asıl sorumlu olduğu hususunda mahkememize tam kanaat gelmiştir.
Eser sözleşmelerinde kural olarak, iş sahibi ile yüklenici arasında bağımlılık ilişkisi bulunmamakta, yüklenici iş sahibinden bağımsız olarak üstlendiği işi sözleşme koşullarına uygun olarak tamamlayıp teslim etmeyi üstlenmektedir. Bu özellik dikkate alındığında bağımlılık ilişkisi, bir başka deyişle iş sahibinin adam çalıştıran sıfatı bulunmadığından eser sözleşmelerinin yerine getirilmesi ve işin yapımı sırasında yüklenicinin üçüncü kişilere zarar vermesi halinde iş sahibinin zarardan sorumlu tutulamayacağı kabul edilmektedir. Ancak bu kesin bir kural değildir. İş sahibi ile yüklenici arasındaki sözleşmede iş sahibine yükleniciye emir ve talimat verme, yapılan işi kontrol ve denetleme yetkisinin tanınmış olması halinde, iş sahibi ile yüklenici arasında bağımlılık ilişkisi kurulmuş olacağından iş sahibinin Borçlar Kanunu’nun 66. maddesi gereğince “adam çalıştıran” sıfatıyla zarardan sorumlu tutulması gerektiği ve sorumluluk türünün de aynı Kanunun 61.maddesi hükmü uyarınca müteselsil (zincirleme) sorumluluk olacağı kuşkusuzdur. Davalı ile ihbar olunan şirketler arasında imzalanan sözleşmelerin 22. maddesi hükmünde ise iş sahibi olan davalı… Genel Müdürlüğü’ne sözleşme süresi içinde, sözleşme konusuna giren işleri kontrol, denetleme ve yükleniciye talimat verme yetkisi tanınmıştır. Bu olgu dikkate alındığında davalı iş sahibinin işin yapımı sırasında yüklenici ve alt yüklenicileri tarafından üçüncü kişilere verilen zararlardan dolayı zincirleme (müteselsil) olarak sorumlu olduğunun kabul edilmesi gerekir. Sözleşmenin bunun aksine hükümleri sözleşmenin tarafları arasındaki iç ilişkiyi ve işin yapımı sırasında verilecek zararları en son kimin üstleneceğini düzenlemektedir. İç ilişkiyi düzenleyen bu hükümlerin zarar gören üçüncü kişilere karşı öne sürülmesi mümkün değildir (benzer yönde Yargıtay 7.Hukuk Dairesi’nin 19.09.2012 tarih ve 2012/1181-6161 sayılı içtihadı). Bu nedenlerle davalı zarardan sorumludur.
Ayrıca davalı zararın meydana geldiği kısımda kendi çalışmalarının olmadığını iddia etmişse de, cevabında zararın dava dışı yüklenici şirket tarafından meydana getirildiğini savunduğu, sunulan belgelerden söz konusu yerlerde davalının diğer dava dışı şirketlerle yaptığı anlaşma çerçevesinde yapılan çalışmalardan dolayı hasarın meydana geldiği anlaşıldığından bu yöndeki savunmasına da itibar edilmemiştir.
Mahkememizce alınan teknik bilirkişi raporuyla; davacı tarafından sunulan harcama kalemlerine göre; kazı çalışmalarından kaynaklandığı belirtilen hasarların onarımı için kullanılan malzeme kalemlerinin kablo ve kablo ek yerlerini korumak için kullanılan muflar olduğu, bu malzemelerin kullanıldığı belirtilen miktarlarının söz konusu hasarın onarımında kullanılabilecek yeterli ve doğru miktarlar olduğu ve verilen birim fiyatlarının doğru ve geçerli fiyat bilgisini gösterdiği, diğer harcama kalemlerinin arızaların giderilmesi için çalışan teknik personel ve bu personelin ulaşımında kullanılan araçlar olduğu ve bu birim fiyatlarının ve kullanıldığı belirtilen sürelerin doğru ve geçerli olarak belirlenmiş personel ve araç gereç fiyatlarını gösterdiği tespit edilmiştir.
Tüm bu delillerden ve dosya kapsamından da anlaşılacağı üzere; dava konusu olayın meydana gelmesinde davalı çalışanlarının tedbirsiz ve dikkatsiz çalışmalarının etken olduğu, kaldı ki yapılan iş yüklenici tarafından gerçekleşmiş olsa dahi yerleşmiş Yargıtay içtihatları uyarınca davacının uğramış oduğu zarar sebebiyle davalının adam çalıştıran gibi sorumlu olduğu, davacı tarafının 04/12/2018 tarihinde Çağlayan İşletme Müdürlüğü hizmet sahası içinde bulunan Kağıthane ilçesi, …Mahallesi,…Sokak, No…adresinde yapılan çalışma esnasında davacı şirketin alt yapısına dahil olan kablo ve tesisatların arızalarının giderilmesi için yapılan onarımlara karşılık olarak çıkarılan 2.679,65.-TL fatura tutarının doğru ve geçerli tutar olduğu, alacak tutarının ise takip tarihi itibariyle 2.710,70.-TL olarak hesaplandığı, bu hali ile davalı borçlunun takibe haksız olarak itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği kanaatine varıldığından, kaldı ki aksinin davalı tarafından ispatlanamadığı anlaşılmakla ve bu haliyle hüküm kurmaya elverişli nitelikte bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile, davalı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 2.679,65-TL asıl alacak, 31,05 -TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.710,70 -TL üzerinden takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yasal faiz üzerinden takibin devamına, asıl alacak likit olmayıp alacağın tespiti yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminat talebinin reddine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
İcra ve İflas Kanunu’ nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Somut uyuşmazlık bakımından ise; alacağın likit olmadığı ve davalı tarafından da belirlenebilir olmadığı için icra inkar tazminatı şartları oluşmadığı için reddi gerekir.
HUAK 18/A-(13) ”Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. (…)” ” ve (14). Fıkrası: ” Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No: … sayılı dosyasından arabulucu olarak atanan… ekte sunulan 1.320,00.-TL tarife bedeli üzerinden kesilen 02/12/2020 tarihli … sıra nolu Serbest Meslek Makbuzu doğrultusunda ödeme yapıldığı tespit edilerek ara buluculuk ilk oturumuna katılarak anlaşamadıkları ve mahkememizce verilen kısmen kabul kısmen red kararı gözetilerek red ve kabul oranına göre taraflar aleyhine arabulucuk giderlerinin de yükletilmesi gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE ,
-Davalı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile
-Takibin 2.679,65-TL asıl alacak, 31,05 -TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.710,70 -TL üzerinden takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yasal faiz üzerinden takibin devamına,
-Asıl alacak likit olmayıp alacağın tespiti yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminat talebinin reddine,
-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-185,16.-TL harcın peşin alınan 68,13-TL harcın (13,73.-;TL’si icra dosyasından) mahsubu ile bakiye 117,03-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3- 2.710,70 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- 35,68 -TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat gideri 175,00-TL , bir bilirkişi ücreti 800,00.-TL, 54,40.-TL başvuru harcı, 7,80.-TL vekalet harcı, 54,40.-TL peşin harç olmak üzere toplam 1.091,60.-TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre taktiren 1.069,76.-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.320,00.-TL arabuluculuk ücretinin 1.293,60-TL’sinin davalıdan 26,40-TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğund istinaf sınırı altında kaldığından kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır