Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/215 E. 2021/464 K. 07.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/215 Esas
KARAR NO : 2021/464
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 08/05/2020
KARAR TARİHİ : 07/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu … Genel Müdürlüğü tarafından 13/06/2018 tarihinde … İlçesi, … Mahallesi, …Sokak No: … adresinde yapılan çalışma esnasında müvekkili şirket enerji dağıtım altyapısına hasar verildiği, meydana gelen hasar ve enerji kesintisinin onarımın yapıldığı ve bu hasarın giderilmesinde kullanılan malzeme, montaj ve işçilik gibi bedellerin zarar verenden tahsil edilmesi amacıyla KDV dahil toplam 2.208,45-TL borcun davalı yana tahakkuk ettirildiği, davalı borçlu tarafından yine 13/06/2018 tarihinde … İlçesi, … Mahallesi, … Sokak No: … adresinde yapılan çalışma esnasında davacı şirket enerji dağıtım altyapısına hasar verildiği, meydana gelen hasar ve enerji kesintisinin onarımın yapıldığı ve bu hasarın giderilmesinde kullanılan malzeme, montaj ve işçilik gibi bedellerin zarar verenden tahsil edilmesi amacıyla KDV dahil toplam 2.147,87-TL borcun davalı yana tahakkuk ettirildiği, davalı/borçlu tarafından hasar bedellerinin ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine 4.356,32-TL hasar bedeli, 167,57-TL gecikmiş gün faizi olmak üzere toplam 4.523,89-TL’nin tahsili amacıyla … İcra Müdürlüğünün 2018/… E. sayılı takip dosyası ile ilamsız takip yapıldığı, davalının borca ve ferilerine itiraz ettiğini, bu itirazın haksız ve dayanaksız olduğunu, icra takibine konu alacağın dayanağının hasar bedeli olduğu ve davalının icra takibine yapmış olduğu haksız ve yersiz itirazının iptali ile takibin devamına, davalı/borçlu aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; hasarın gerçekleştiği iddia edilen adreste ve bildirilen tarihlerde ihale yüklenicisi “… İnş.san.dış Tic. A.ş. + … San.Tic.Ltd.Şti İş Ortaklığı” tarafından altyapı çalışması yapıldığının anlaşıldığını, bu doğrultuda sorumluluğun yüklenici firmaya ait olduğunu, bu sebeple davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini, idare ile yüklenici firma arasında yapılan ihale sözleşmesinin Yapım işleri Genel Şartnamesinin 25/4 maddesinde; “Yapım işlerinde yüklenici ve alt yükleniciler, yapının fen ve sanat kurallarına uygun olarak yapılmaması, hileli malzeme kullanılması ve benzeri nedenlerle ortaya çıkan zarar ve ziyandan, yapının tamamı için işe başlama tarihinden kesin kabul tarihine kadar sorumlu olacağı gibi, kesin kabul onay tarihinden itibaren de 15 (on beş) yıl süreyle müteselsilen sorumludur. Bu zarar ve ziyan genel hükümlere göre yüklenici ve alt yüklenicilere ikmal ve tanzim ettirilir. Ayrıca haklarında 4735 sayılı Kanunun 27. Maddesi hükümleri uygulanır.” hükmü havi olduğunu, ayrıca Kanalizasyon Teknik Şartnamesinin 2.3.5.1. Maddesinde “Yüklenici tüm yer altı tesislerinin ve kazılara yakın bina, duvar direk vb. bilumum tesislerin emniyeti için bütün tedbirleri kendi sorumluluğu altında almak mecburiyetindedir” hükmünün havi olduğunu, bu sebeplerle, dava konusu hasar olayında, idare adına çalışmayı yürüten yüklenici firmanın sorumluluğunun açık olduğunu, idarenin hukuki sorumluluğu olmadığını, davacı altyapı tesislerine zarar verildiğini belirtse de, kendi alt yapı tesislerinin izin ve ruhsatlara uygun şekilde yapılıp yapılmadığının, hasar bu tür aykırılıkların sebep olup olmadığının bilinemediğini, eldeki davada personel veya eleman bedeli adı altında işçilik ücretleri ve araç bedellerinin hasar hesabına katılamayacağını, bu bedellerin davacının kendi işinde çalıştırdığı işçilere ve araç sürücülerine ödediği ücretler, yakıt giderleri gibi genel işletme giderleri olduğunu, gerçek zarar ilkesi gereği hesaplamaya katılamayacağını, ayrıca eleman bedeli adı altında uzman mühendis ve hatta müdür için dahi ücret istendiğini, malzeme bedelinden veya montaj bedelinden neredeyse iki kat fazla eleman bedeli istediklerinin görüldüğünü, davacının sırf bedelini hasar bedeline dahil edebilmek için dava konusu hasarın onarılması için bu personellere parça başı sözleşmesi veya eser sözleşmesi yapmadığını, etüd koordinasyon bedeli veya dağıtılamayan enerji bedeli bir kalem ve aynı anda kesinti süresi aşım bedeli izaha muhtaç alacak kalemlerini de kabul etmediklerini, davacının standart kablo kanalını yeterli kalınlık ve derinlikte yapmadığından, kablonun üzerinde bulunması gereken kumun üzerine koruyucu mahiyette tuğla- beton veya plastik koruyucu malzeme yerleştirmediğini, koruyucunun üzerine koyması gereken polietilenden yapılmış uyarı şeridi koymadığını, böylece yönetmelikte belirtilenin aksine, orada kablo bulunduğunu, anlaşılmasına yönelik hiçbir usul ve esasa uymadığının anlaşıldığını, bu hali ile olayda davacının kendisinin asli kusurlu olduğunu ve davanın usulden reddine kara verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davadaki uyuşmazlığın; haksız fiil nedeniyle uğranılan zararın tazmini amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tamzinatı hususlarında toplandığı görülmüştür.
Dosya kapsamındaki dava dilekçesi ve ekleri, Arabuluculuk Son Tutanağı, ….İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı takip dosyası, bilirkişi raporu ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
… İcra Dairesi’nin 2018/… takip sayılı icra dosyasının incelenmesinde, davacı … A. Ş. tarafından davalı … aleyhine 4.523,89.-TL tutarındaki toplam alacak üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67/1 maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
…’ne yazılan müzekkereye cevap verildiği, … İnş.san.dış Tic. A.ş. ve … İnş. Gıda Turizm.san.tic.ltd.şti İş Ortaklığı ile aralarında imzalanan sözleşme ve kanalizasyon işleri teknik şartnamenin gönderildiği görülmüştür.
İstanbul … Belediye Başkanlığı’na yazılan yazıya cevap verildiği, herhangi bir kazı iznine rastlanılmadığının bildirildiği görülmüştür.
… ‘na yazılan yazıya ise, dava konusu olay yerinde 30/05/2019-14/06/2018 tarihinde … Genel Müdürlüğü’ne altyapı kazı ruhsatı verildiğinin bildirildiği görüldü.
Mahkememizce yapılan bilirkişi incelemesi sonrası düzenlenen bilirkişi raporunda sonuç ve özetle;
“Dosya içerisindeki bilgi, belgeler ve taraf beyanlarından yola çıkılarak bir özet yapmak gerekirse;Davacı … tarafı, her ikisi de 13.06.2018 tarihli, iki ayrı noktadaki elektrik kesintisine sebep olan enerji dağıtım alt yapılarında oluşan hasarların, davalı … Genel Müdürlüğü tarafından bu noktalarda yürütülen kazı çalışmalarından dolayı oluştuğunu öne sürmekte ve bu sebeple arızaların giderilmesi için harcanan masrafların davalı tarafından ödenmesini talep etmektedir.Davalı … Genel Müdürlüğü tarafı ise, İlgili adreslerde yapılan kazı çalışmalarının kendileri tarafından değil, işlerin yürütülmesi amacıyla ihale ile verildiği dava dışı şirketler tarafından yapıldığını, bu sebeple de oluşan hasarların kendilerinden değil bu şirketlerden tazmin edilmesi gerektiğini öne sürmektedir.Yine … Genel Müdürlüğü tarafı, davacı tarafın yer altı elektrik sistemlerinin projeye ve yapı tekniğine uygun olarak döşenip döşenmediğinin araştırılması gerektiğini, işçilik ücretleri ve araç bedellerinin hasar hesabına katılamayacağını, ayrıca eleman bedeli altında uzman, mühendis hatta müdür için dahi ücret istendiğini, Etüd koordinasyon bedeli veya dağıtılamayan enerji bedeli ve aynı anda kesinti süresi aşım bedeli gibi izaha muhtaç alacak kalemlerini de kabul etmediklerini, belirtmişlerdir. …tarafından Mahkemeye gönderilen yazıya göre, dava konusu çalışma yapılan adreste … Genel Müdürlüğü tarafından alman bir altyapı kazı ruhsatı olduğu anlaşılmaktadır.Davalı … Genel Müdürlüğü tarafının, davalı …’ ın elektrik tesislerine zarar verildiği belirtilen iki ayrı adreste kendileri tarafından çalışma yapılmadığını, bu kazı çalışmalarının kendileri tarafından su ile ilgili işlerin yürütülmesi İçin ihale İle verildiği müteahhit şirketler tarafından yapıldığını ve bahse konu arızalarında bu çalışmalar sırasında meydana geldiğini kabul ve beyan ettiği anlaşılmaktadır.Bu halde, davacı … tarafının iki ayrı noktadaki enerji alt yapısında meydana gelen hasarların, davalı … tarafından su ile ilgili işlerin yürütülmek üzere İhale ile verildiği … İnş.San.Dış Tic. A.Ş. + … İnş. Gıda Turzm.San.Tic.Ltd.Şti İş Ortaklığı tarafından ilgili adreslerde yürütülen alt yapı çalışmaları sırasında meydana geldiği anlaşılmaktadır.Davalı … tarafı, davacı …’ın elektrik tesislerine verilen zarardan bu iki şirketin sorumlu olduğunu, istisna akdiyle işlerin verildiği bu 2 ayrı firmanın oluşan hasarları aralarındaki sözleşme gereği karşılaması gerektiğini, ilgili Kanunlar gereği işveren sıfatı da olmadığı için bu konuda kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini öne sürmüştür.Dava dosyasında, … Genel Müdürlüğü ile dava konusu hasarlara yol açan kazı çalışmalarının muhatabı olarak gösterdiği … Tic. A.Ş.- … San. Tic. Ltd. Şti. İş Ortaklığı ile aralarında yapmış oldukları ihale edilen işin şartlarını, ayrıntılarını gösteren sözleşmelere göre davalı … Genel Müdürlüğü’ nün İdare olarak tanımlandığı … İnş. San. Ve Dış Tic. A.Ş.- … San. Tic Ltd. Şti. İş Ortaklığı tarafının ise su ile ilgili işleri yapmak üzere yüklenici olarak yetkilendirildiği anlaşılmaktadır. Sözleşmede yüklenicinin uyması gereken şartlar açıklanmış, yüklenicinin çalışma sahasında bulundurması gereken malzemelerin, makinelerin ve çalışanların görev ve nitelikleri sayılmış, aksi durumda uygulanacak para cezaları hüküm altına alınmıştır….’ nin su ile ilgili her türlü tesisi kurmak amacıyla kurulduğu, içme, kullanma ve endüstri suyu ile ilgili her türlü tesisin projesini yapmak veya yaptırmak, tesisleri kurmak veya kurdurmak bakım ve işletmesini yapmak veya yaptırmak görevleri bulunduğu, Yönetmeliğin ilgili hükümleri uyarınca, …’ nin su ile ilgili işleri kendisi yapabileceği gibi dışarıdan bir kuruluşa da yaptırabileceğinin hüküm altına alındığı açıkça anlaşılmaktadır…. Genel Müdürlüğünün kendi uhdesinde olan görevlerini kuruluş Yönetmeliğine uygun şekilde sözleşme ile başka kuruluşlara yaptırabileceği anlaşılmakla, uzmanlık alanı dışında bir konu olmakla birlikte; İdare ile Yüklenicisi arasında bağıtlanan bu sözleşmelerde İdarenin işin eksik yapılmasından kaynaklanan zararlarının veya işin yapılması sırasında üçüncü kişilere verilen zararların Yüklenici tarafından karşılanacağı cezai şartlar ile hüküm altına alınmaktadır. Bu cezai şartlar İdarenin karşılaşabileceği maddi zararların Yükleniciden nasıl ve hangi şartlarda alınabileceğini belirlemektedir. Dolayısıyla İşin yapımı sırasında çevreye veya üçüncü kişilere verilen zararların tazmini konusunda İdare ve Yüklenici bölüşümlü sorumlu olmakta, zarar gören uğradığı zararını bunlardan herhangi birinden tazmin etme yoluna gidebilmektedir…. Genel Müdürlüğünün su İle ilgili her türlü tesisi kurmak amacıyla kurulduğu, içme, kullanma ve endüstri suyu ile İlgili her türlü tesisin projesini yapmak veya yaptırmak, tesisleri kurmak veya kurdurmak, bakım ve işletmesini yapmak veya yaptırmak görevleri bulunduğu, Yönetmeliğin ilgili hükümleri uyarınca, …’ nin su ile ilgili işleri kendisi yapabileceği gibi dışarıdan bir kuruluşa da yaptırabileceği yetkisinin olduğu açıkça anlaşılmakla, davalı …’ nin bu yetkisine uygun olarak su ile ilgili altyapı bakım ve onarım işlerinin yürütülmesi için ihale ile kazı çalışmalarını yürüten şirketleri çalışma yapmak üzere yetkilendirdiği, … Genel Müdürlüğü ile “… İnş.san.dış Tic. A.Ş. + … İnş. Gıda Turzm.San.Tic.Ltd.Şti” arasında asıl-alt İşveren iş ilişkisi temelinde sözleşme ile iş ilişkisi kurulduğu anlaşılmakla, Takdiri Saytn Mahkemede olmak üzere, aralarındaki sözleşmelerin … Genel Müdürlüğü ile sözleşme İle yetkilendirdiği bu şirket arasında bağlayıcı olduğu, davalı …’ nin asıl işveren olduğu ve kazı çalışmalarını yürüten şirketin alt işveren olarak çalışma yapmak üzere yetkilendirildiği, aralarındaki sözleşmelerin davalı … ile sözleşme ile yetkilendirdiği bu şirketler arasında bağlayıcı olması gerektiği ve davalı … Genel Müdürlüğünün kuruluş Yönetmeliğinin ilgi hükümlerinde geçen asli görev tanımı gereği başvurulması gereken asıl sorumlu olduğu yönünde kanaate varılmaktadır.3. Davalı … Genel Müdürlüğü tarafının davacı tarafın yer altı elektrik sistemlerinin projeye ve yapı tekniğine uygun olarak döşenmediği yönündeki itirazları hakkında değerlendirme yapmak gerekirse;Yer altında elektrik kablolarının döşendiği derinlik akımdaki gerilim miktarına bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Buna göreDavacı … tarafından hasara ilişkin sunulan belgelere göre; hasar gören yer altı elektrik kablosu 0,4 kV gerilim değerinde olduğu için, elektrik dağıtım kablosunun yeryüzünden 40 ile 50 cm aralığında derinliğe döşenmiş olmasının gerektiği anlaşılmaktadır. Buradan hareketle; 40-50 cm derinliğin, olağan bir kazı çalışmasında erişilebilir bir derinlik olması sebebiyle, kazı yapılacak noktada 0,4 kV elektrik dağıtım kablolarının bulunması halinde kazı çalışmasında yüksek olasılıkla zarar görmesi beklenmelidir. Bu halde elektrik yer altı tesisinin olduğu noktada kazı yapılmaması gerekmektedir.Dolayısıyla davacı …’ a ait yer altı elektrik kablo güzergahında kazı yapılması halinde elektrik kablolarının hasar görebileceğinin anlaşılması sebebiyle, davalı … Genel Müdürlüğü tarafının davacının elektrik kablolarının projeye ve yapı tekniğine uygun şekilde döşenmesi halinde hasar görmeyeceği anlamına gelen itirazlarının bir karşılığının olmadığı değerlendirilmiştir.Dava konusu elektrik tesislerinde meydana gelen hasarların oluşmasında sorumluluğun asıl işveren olarak … Genel Müdürlüğünde olduğu tespitinden sonra şimdi meydana gelen hasarlara ilişkin davacı … tarafının onarım bedeli olarak çıkarttığı tutarlar üzerinde duralım.Davacı … tarafından sunulan bilgi ve belgelere göre; iki ayrı adreste meydana gelen hasarların onarımı için aşağıdaki çizelgede belirtilen kalemlerde harcama yapılmıştır…” şeklinde görüş ve kanaat bildirmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiştir. Davacı vekili 08/03/2021 tarihli dilekçesiyle bilirkiş raporuna karşı beyanlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir. Davalı vekili ise 04/03/2021 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna itirazlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir.
Mahkememizce, davanın … İnş.San.Dış Tic. A.Ş. Ve … İnş. Gıda Turzm. San. Tic. Ltd. Şti’ne ihbar edildiği görülmüştür.
6098 sayılı T.B.K’nun 49. Maddesine göre “kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğreti de Hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları eylem hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylenden bir zararın doğması, zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir. Bu unsurların varlığı halinde zarar veren zarara uğrayan kişi ya da kişilerin zararlarını karşılamak durumundadır. Davacı zararı, haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Mahkememizce yapılan tüm yargılamalar neticesinde, taraf iddia ve savunmaları, takip dosyası, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya içeriğine göre; 07/07/2018 tarihinde Çağlayan İşletme Müdürlüğü hizmet sahası içinde bulunan … ilçesi, … Mahallesi … Caddesi No: … adresinde yapılan çalışma nedeniyle davacı şirketin alt yapısına dahil olan kablo ve tesisatların davalı … tarafından hasara uğratıldığı, her ne kadar davalı …, cevap dilekçesinde işin yüklenicilere yaptırdığını, yüklenicilerle imzalanan sözleşme gereğince her türlü zarar ve ziyandan yüklenicilerin sorumlu olduğunu bildirmişse de; hasara sebebiyet veren yüklenicisinin “… A.Ş. Ve … İnş. … San. Tic. Ltd. Şti Ortaklığı” olarak beyan edildiği, davalı …’ nin su ile ilgili altyapı bakım ve onarım işlerinin yürütülmesi için ihale ile dava dışı ” … İnş.San.Dış Tic. A.Ş. Ve … San. Tic. Ltd. Şti Ortaklığı”nı çalışma yapmak üzere sözleşme ile yetkilendirdiği, sözleşmede yüklenicinin uyması gereken şartların açıklandığı, yüklenicinin çalışma sahasında bulundurması gereken malzemelerin, makinelerin ve çalışanların görev ve niteliklerinin sayıldığı, aksi durumda uygulanacak para cezaları hüküm altına alındığı, … Genel Müdürlüğü ile ilgili iş ortaklığını oluşturan şirketler arasında asıl-alt işveren iş ilişkisi temelinde sözleşme ile iş ilişkisi kurulduğu, sözleşmelerin … Genel Müdürlüğü ile sözleşme ile yetkilendirdiği bu şirketler arasında bağlayıcı olduğu ve davalı … Genel Müdürlüğünün kuruluş yönetmeliğinin ilgili hükümlerinde geçen asli görev tanımı gereği başvurulması gereken asıl sorumlu olduğu hususunda mahkememize tam kanaat gelmiştir.
Eser sözleşmelerinde kural olarak, iş sahibi ile yüklenici arasında bağımlılık ilişkisi bulunmamakta, yüklenici iş sahibinden bağımsız olarak üstlendiği işi sözleşme koşullarına uygun olarak tamamlayıp teslim etmeyi üstlenmektedir. Bu özellik dikkate alındığında bağımlılık ilişkisi, bir başka deyişle iş sahibinin adam çalıştıran sıfatı bulunmadığından eser sözleşmelerinin yerine getirilmesi ve işin yapımı sırasında yüklenicinin üçüncü kişilere zarar vermesi halinde iş sahibinin zarardan sorumlu tutulamayacağı kabul edilmektedir. Ancak bu kesin bir kural değildir. İş sahibi ile yüklenici arasındaki sözleşmede iş sahibine yükleniciye emir ve talimat verme, yapılan işi kontrol ve denetleme yetkisinin tanınmış olması halinde, iş sahibi ile yüklenici arasında bağımlılık ilişkisi kurulmuş olacağından iş sahibinin Borçlar Kanunu’nun 66. maddesi gereğince “adam çalıştıran” sıfatıyla zarardan sorumlu tutulması gerektiği ve sorumluluk türünün de aynı Kanunun 61.maddesi hükmü uyarınca müteselsil (zincirleme) sorumluluk olacağı kuşkusuzdur. Davalı … ile diğer davalı … İnş.şirketi arasında imzalanan sözleşmelerin 22. maddesi hükmünde ise iş sahibi olan davalı … Genel Müdürlüğü’ne sözleşme süresi içinde, sözleşme konusuna giren işleri kontrol, denetleme ve yükleniciye talimat verme yetkisi tanınmıştır. Bu olgu dikkate alındığında davalı iş sahibinin işin yapımı sırasında yüklenici ve alt yüklenicileri tarafından üçüncü kişilere verilen zararlardan dolayı zincirleme (müteselsil) olarak sorumlu olduğunun kabul edilmesi gerekir. Sözleşmenin bunun aksine hükümleri sözleşmenin tarafları arasındaki iç ilişkiyi ve işin yapımı sırasında verilecek zararları en son kimin üstleneceğini düzenlemektedir. İç ilişkiyi düzenleyen bu hükümlerin zarar gören üçüncü kişilere karşı öne sürülmesi mümkün değildir (benzer yönde Yargıtay 7.Hukuk Dairesi’nin 19.09.2012 tarih ve 2012/1181-6161 sayılı içtihadı). Bu nedenlerle davalı … zarardan sorumludur.
Ayrıca davalı …, zararın meydana geldiği kısımda kendi çalışmalarının olmadığını iddia etmişse de, cevabında zararın dava dışı yüklenici şirket tarafından meydana getirildiğini savunduğu, sunulan belgelerden söz konusu yerlerde …’nin diğer davalı şirketle yaptığı anlaşma çerçevesinde yapılan çalışmalardan dolayı hasarın meydana geldiği anlaşıldığından bu yöndeki savunmasına da itibar edilmemiştir.
Mahkememizce Elektirik Mühendisinden alınan teknik bilirkişi raporuyla; davacı … tarafından sunulan harcama kalemlerine göre; kazı çalışmalarından kaynaklandığı belirtilen hasarların onarımı için kullanılan malzeme kalemlerinin kablo ve kablo ek yerlerini korumak için kullanılan muflar olduğu, bu malzemelerin kullanıldığı belirtilen miktarlarının söz konusu hasarın onarımında kullanılabilecek yeterli ve doğru miktarlar olduğu ve verilen birim fiyatlarının doğru ve geçerli fiyat bilgisini gösterdiği, diğer harcama kalemlerinin arızaların giderilmesi için çalışan teknik personel ve bu personelin ulaşımında kullanılan araçlar olduğu ve bu birim fiyatlarının ve kullanıldığı belirtilen sürelerin doğru ve geçerli olarak belirlenmiş personel ve araç gereç fiyatlarını gösterdiği, yine ücretlendirme kalemlerinden Etüd Koordinasyon Bedeli’nin ise arızaların tespiti ve giderilmesi için organizasyon yapılması sırasında mesai harcayan çalışanların, sözleşme ile belirlenen saatlik birim fiyatları üzerinden hesaplanan mesai ücretleri olduğu, dolayısıyla arızanın giderilmesi sırasında bu çalışanlar koordinasyonu sağlamak üzere çalışmışlarsa, Etüd Koordinasyon Bedeli ücretinin hasar onarım fiyatına dahil edilmesinin davalı …’ın arıza onarımını alt işverene yaptırdığı anlaşıldığı İçin doğru ve geçerli olduğu tespit edilmiştir.
Tüm bu delillerden ve dosya kapsamından da anlaşılacağı üzere; dava konusu olayın meydana gelmesinde davalı … çalışanlarının tedbirsiz ve dikkatsiz çalışmalarının etken olduğu, kaldı ki yapılan iş yüklenici tarafından gerçekleşmiş olsa dahi yerleşmiş Yargıtay içtihatları uyarınca davacının uğramış oduğu zarar sebebiyle davalının adam çalıştıran gibi sorumlu olduğu, davacı … tarafının 13.06.2018 tarihinde … İlçesi, … Mahallesi, 616.Sokak No:22 adresinde meydana gelen yer altı elektrik kablo arızalarının giderilmesi için yapılan onarımlara karşılık olarak çıkarılan sırayla 2.208,45-TL ve 2.147,87-TL fatura tutarlarının doğru ve geçerli tutarlar olduğu, bu hali ile davalı borçlunun takibe haksız olarak itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği kanaatine varıldığından, kaldı ki aksinin davalı tarafından ispatlanamadığı anlaşılmakla;ve bu haliyle hüküm kurmaya elverişli nitelikte bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile, davalı tarafından…. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 4.356,32 .-TL asıl alacak, 53,71 -TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.410,03.-TL üzerinden ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yasal faiz üzerinden devamına, asıl alacak likit olmayıp alacağın tespiti yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminat talebinin reddine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
İcra ve İflas Kanunu’ nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Somut uyuşmazlık bakımından ise; alacağın likit olmadığı ve davalı tarafından da belirlenebilir olmadığı için icra inkar tazminatı şartları oluşmadığı için reddi gerekir.
HUAK 18/A-(13) ”Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. (…)” ” ve (14). Fıkrası: ” Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No: 2020/… sayılı dosyasından arabulucu olarak atanan … ekte sunulan 1.320,00.-TL tarife bedeli üzerinden kesilen 28/02/2020 tarihli 24 sıra nolu Serbest Meslek Makbuzu doğrultusunda ödeme yapıldığı tespit edilerek arabuluculuk ilk oturumuna katılarak anlaşamadıkları ve mahkememizce verilen kısmen kabul kısmen red kararı gözetilerek red ve kabul oranına göre taraflar aleyhine arabulucuk giderlerinin de yükletilmesi gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile ,
-Davalı tarafından…. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile
-Takibin 4.356,32 .-TL asıl alacak, 53,71 -TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.410,03.-TL üzerinden ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yasal faiz üzerinden devamına,
-Asıl alacak likit olmayıp alacağın tespiti yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminat talebinin reddine,
-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-301,24.-TL harcın peşin alınan 77,26.-TL harcın (22,62.-TL’si icra dosyasından) mahsubu ile bakiye 223,98-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3- 4.410,03 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- 113,86 -TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat gideri 164,00-TL , bir bilirkişi ücreti 800,00-TL, 54,40.-TL başvuru harcı, 7,80.-TL vekalet harcı, 77,26.-TL peşin harç olmak üzere toplam 1.103,46-TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre taktiren 1.070,35.-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye gider avansının davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.320,00.-TL arabuluculuk ücretinin 1.280,40-TL’sinin davalıdan 39,60-TL’sinin de davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda istinaf sınırı altında kaldığından kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır