Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/200 E. 2022/430 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.

19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/200 Esas
KARAR NO : 2022/430
DAVA : Limited şirket Müdürünün azli- kayyumluk
DAVA TARİHİ : 17/04/2020
KARAR TARİHİ : 26/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Limited şirket Müdürünün azli- kayyumluk davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, … Hiz.Ltd. Şti.’ nin … Mh…. Cd.No: … … /… ticari merkezli kurulduğunu ve şirket ana sözleşmesi kapsamında davalılar … ve …’nin şirketi münferiden temsile yetkili kılınmış olduğunu, davalı şirket müdürlerinin görevlerini gereği gibi yerine getirmediklerini, şirket kar payını dağıtmayarak kendi menfaatlerine kullandıklarını, şirket kasasını kendi cüzdanları gibi kullandıklarını, ortağı oldukları diğer şirketlere para aktarabilmek amacıyla şirketler arasında ticari faaliyet olmaksızın fatura kesildiğini ve şirket ve diğer ortakların zarara uğratıldığını, rekabet yasağına aykırı davrandıklarını, şirket kayıtlarının usulsüz olarak tutulmuş olduğunu, 6102 sayılı TTK’nun 630 maddesi gereğince “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebileceğini, yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur.” hükmünü içerdiğini (Yargıtay 11. HD’nin 03/05/2017 tarih ve 2015/15039 Esas, 2017/2589 Karar.) davalıların şirket yönetimindeki kötüniyeti ve basiretsizliği nedeniyle huzurdaki davayı ikame etme zorunluluğu hasıl olduğunu, … Şirketi Genel Kurul Toplantısının yapılmamış olduğunu, müvekkilinin hissedar ve aynı zamanda şirkette çalışan olup ilgili şirkette %10 pay oranı ile halihazırda hissedar konumda olduğunu, TTK 409. maddesinde A.Ş. ilgili Genel Kurul toplantı usulünün belirtildiğini ve limited şirketlere de atıfta bulunulmuş olduğunu, “Genel kurul müdürler tarafından toplantıya çağrılır. Olağan genel kurul toplantısı, her yıl hesap döneminin sona ermesinden itibaren üç ay içinde yapılır. Şirket sözleşmesi uyarınca ve gerektikçe genel kurul olağanüstü toplantıya çağrılır.” şeklindeki düzenlemelere rağmen müvekkilinin şirketin kuruluşundan itibaren hiçbir suretle şirket işleyişine ilişkin bilgilendirilmemiş olup şirket müdürlerinin görevlerini gereği gibi yerine getirmeyerek şirket kuruluşundan itibaren her yıl yapılması gereken genel kurul toplantılarını yapmamış olduğunu, davalıların genel kurul toplantısı yapmadığını, kar payı dağıtmamış olup şirket kasasını kendi menfaatleri doğrultusunda yönetmiş olduğunu, Türk Ticaret Kanunu (TTK) madde 519’ a göre şirketlerin ayırmaları gereken yasal yedek akçeyi ayırdıktan sonra pay sahiplerine %5 oranında kar payı ödediğini, kanunun amir hükmüne rağmen davalı müdürlerin genel kurul toplantısı yapmadığını ve kar payı ödemesi yapmamış olduklarını, Müdürler ve yönetimle görevli kişilerin görevlerini tüm özeni göstererek yerine getirmek ve dürüstlük kuralları çerçevesinde şirketin menfaatlerini gözetmekle yükümlü olduklarını ancak davalıların şirket yönetimi süresince şirket kasasındaki tüm parayı kendi menfaatlerine kullandıklarını, şirketin malvarlığını dahi kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaktan çekinmemiş olduklarını, Sağlık kuruluşlarının SGK kapsamında bakılan hastaya orantılı hakediş temin ettiklerini, SGK tarafından şirkete tüm hakkedişler ödenmesine rağmen şirket kuruluşundan bu yana kar payı ödemesi yapılmadığını, bununla beraber davalıların şirketin nakit ve araçlarını hem kendileri hem eşlerine özel hayatlarında kullandıklarını, benzin, vergi, ücretini hatta trafik cezalarını bile şirkete ödettirdiklerini ve ödettirmeye devam ettiklerini, Şirketin sahip olduğu gayrı menkulü ipotek ettirerek kendi sahip oldukları diğer şirketlere kaynak yaratmaya çalışmış olduklarını, müvekkilinin de dahil tüm çalışanlarının SGK primlerinin eksik ödendiğini, müvekkilinin doğum izninde çalıştırıldığı için SGK dan fatura indirimi söz konusu olduğunu, şirket müdürlerinin genel kurul yapmaması nedeniyle şirket işleyişine ilişkin bilgi talep edilmiş olup müvekkiline resmi ve gayriresmi kayıt adı altında iki ayrı kayıt gönderilmiş olduğunu, şirket işleyişine dair müvekkilinin bilgilendirilmemiş olup genel kurul da yapılmadığından müvekkili tarafınca davalı şirketten şirket mali durumunu gösterir kayıtlar istenilmiş olup şirket çalışanı …@yandex.com mail adresinden tarafına ait …@icloud.com adresine, resmi ve gayrı resmi kayıtlar adı altında hesaplar gönderildiğini, bu gönderilen hesapların sadece şirketin … şubesine dair hesaplar olup, bu hesaplardan hangisi doğrudur neden farklı hesap tutulmuştur bilinmemekle beraber hem ortağın hem de devletin alacaklarını haleldar etmek istenildiğini, Hesaplarda fatura KDV si diye bir kalem dahi bulunmakla, müdürler kendilerinin sahibi olduğu diğer şirketlerden, karşılığı olmayan fatura temin ettiğini ve bu sahte ticaretten dolayı fatura KDV si diye bir alacak doğurulduğunun ortada olduğunu, bunun yanı sıra davalıların basiretsiz yönetimi ve ortaklarının, devleti kazanç kaybına uğratmak için yaptıkları eylemler ve sahte fatura hareketlerinden kaynaklı vergi barışına başvurduklarını, şirket müdürünün basiretsizliği nedeniyle meydana gelen şirket zararından şirket müdürü sorumlu olup, şirket müdürünün azlinin zorunlu hale geldiğini, müvekkilinin dava hazırlık aşamasında ticaret sicil kayıtlarını incelemesi sonucu, davalı … ve …’ nin … San Ve Tic.ltd.şti , … Tic.ltd.şirketi, … Tic. Ltd . Şti isminde şirketlere beraber ortak olduklarının davalı …’nin ayrıca … .A.Ş şirketine ortak olduğunun tespit edilmiş olduğunu, müvekkilinin ve karşı tarafın ortak olduğu … Hiz.ltd Şirketi, … Hiz.ltd Şirketi’nin özel sağlık kuruluşu olup; davalıların ortak olduğu şirketlerin de sağlık kuruluşu olduğunu ve aynı alanda faaliyet gösterdiklerinin anlaşıldığını, şirket iştigal alanları göz önüne alındığında davalıların şirket müdürü olarak rekabet yasağına aykırı davranmış olduğunu, hatta birbirleri ile fiktif hizmet alımı yapmış olduklarını, 6102 sayılı TTK’nın limitet şirketlere ilişkin 613.maddesi uyarınca, şirket ortaklarının, şirket sırlarını korumakla yükümlü olduklarını, bu yükümlülüğün şirket sözleşmesi veya genel kurul kararıyla dahi kaldırılamayacağını, ortakların, şirketin çıkarlarını zedeleyebilecek davranışlarda bulunmaları, özellikle de, kendilerine kişisel bir menfaat sağlayan ve şirketin amacına zarar veren işlemler yapmalarının yasaklanmış olduğunu, aktarılan olay ve tespit edilebilen bazı işlem ve usulsüzlüklerin dahi davalı gerçek kişilerin şirketin halihazırda yönetilmesinin, şirket malvarlığında eksilmeye yol açabileceğini ve müvekkilinin haklarının giderek artan şekilde halel görmesine neden olabileceğini, özellikle de aradaki uyuşmazlık nedeniyle müvekkiline gerekli bilgi akışını sağlamayan, kar payı dağıtmaktan kaçınan, şirketin içini boşaltarak kendisine ve kendisinin ve yakınlarının ortağı olduğu şirketlere menfaat temin eden davalı müdürlerin bu eylem ve işlemlerini artıracağı tehlikesini açıkça ortaya koyduğunu, kayyım tayininin elzem olduğunu belirterek açıklanan nedenler ile … Hiz.ltd Şirketi Müdürleri … ve …’nin müdürlük görevinden azline … Hiz.ltd Şirketi menkul gayrı menkul makina ve teçhizatlarının için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, şirketin nakit paraları, şirket defter ve belgelerine henüz kaydedilmiş hak ve alacakları, herhangi bir sicile kaydı sözkonusu olmayan veya sicile ya da şirketin mali kayıtlarına henüz geçirilmemiş (örneğin taşınır malları ve alacak hakları) gibi malvarlığı unsurlarının yönetimi bakımından şirket yönetimine kayyım atanmasına karar verilmesine, şirket ticari defter ve kayıtlarının davalı müdür tarafından suistimal edilmemesi için tarafından şirket ticari ve defter kayıtlarına el konularak muhafaza altına alınmasına, lehlerine verilebilecek bir kararın icrası için taraflarına cebri icra yetkisinin verilmesini, yargı giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ve davalıların ortak ve müdürü olduğu … Litd Şti’ ne 08.05.2009 tarihinde, ortaklardan … ile imzalamış olduğu … Noterliğinin 08.05.2009 tarih ve … yevmiye nolu hisse devir sözleşmesi ile devir aldığı % 10 hisse ile ortak olduğunu, bu hisse devri yapılırken … Ltd Şti ile davacı arasında protokol imzalandığını, Şirket müdürü davalıların, kanundan doğan görevlerini ihmal ederek genel kurulu toplantıya çağırmadığını, şirket genel kurulunun yapılamadığı iddiası ile ilgili olarak; TTK 617/3 maddesinin yollama yaptığı TTK nın 411 ve 412 maddeleri gereği davacının sahip olduğu pay yeter olduğundan, şirket müdürü davalılara başvurarak genel kurulun toplantıya çağırmasını talep edebileceğini, bu talebin şirket müdürü davalılar tarafından reddedilmesi veya talebe süresinde cevap verilmemesi halinde Asliye Ticaret Mahkemesine başvurarak genel kurulun toplantıya çağrılmasını sağlayabileceğini, kanunun bu imkanı davacıya sağladığının açık olduğunu, ilgili hükümlere göre Mahkemece genel kurulun toplantıya çağrılmasına karar verilebilmesi için azlık haklarına sahip davacı ortağın yazılı olarak gerektirici sebepleri ve gündemi belirterek genel kurulun toplantıya çağrılmasını şirket müdürü davalılardan talep etmesinin gerektiğini, davacı tarafın iş bu davanın açıldığı tarihe kadar gerektirici sebepleri ve gündemi belirterek genel kurulun toplantıya çağrılmasını şirket müdürü davalılardan talep etmediğini, şirket müdürü davalıların davacının hakkettiği kar payını dağıtmadığı iddiası; Protokolün 4.maddesinin A ve B fıkrasına göre davacının hissesine düşen kar paylarını alma hakkının şirket toplam karı üzerinden değil yalnızca mesul müdür sıfatını taşıdığı … …’ nun işletme karının % 20 si ile sınırlı olarak hesaplanacağının kararlaştırıldığını, ancak ortaklar kurulunun kar payı dağıtılması yönünde bir karar alınmadığını, kaldı ki davacı ortağın yasal yollara başvurarak kar payının hüküm altına alınmasını talep edebileceğinden kar payının dağıtılmamasının tek başına müdürlükten azil için haklı neden oluşturmayacağını, davacının davalı müvekkillerin beraber ortak oldukları … Ltd Şti ile aynı alanda iştigal eden başkaca şirketlerde ortaklıkları bulunduğunu, müdürlük yaptıkları bu yolla rekabet yasağını ihlal ettikleri, iş bu davaya hazırlık aşamasında öğrenildiği iddiası; Dava dışı … Ltd Şti’ ne 08.05.2009 tarihinde yapılan hisse devri ile ortak olan ve bu tarihten önce de … … şubesinde mesul müdür olarak çalışan davacının, davalıların yukarıda yazılı şirketlere ortak olduklarını ve şirket müdürü olarak görev yaptıklarını, bu şirketler üzerinden ticari faaliyetlerde bulunduklarını açık seçik bildiğini, davacının davalıların bu durumunu bilerek ve kabul ederek … Ltd Şti’ ne 08.05.2009 tarihinde yapılan hisse devri ile resmi ortak olduğunu, bu nedenle davalıların bu durumun iş bu davaya hazırlık aşamasında öğrenildiğinin gerçeği yansıtmadığını, bu nedenle davacının davalı şirket müdürü vekillerin rekabet yasağını ihlal ettikleri gerekçesi ile şirket müdürü davalıların azline karar verilmesini talep edemeyeceğini, bu talebin açıkça dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, asıl olarak rekabet yasağına aykırı olarak faaliyette bulunan kurmuş olduğu dava dışı … firması ile …tedavisi uygulayan ve kendi adına gelir sağlayan, tüm zamanını bu şirkete vakfeden davacının kendisi olduğunu, … Ltd Şti’ nin resmi muhasebe kayıtlarının merkez ve şube bazlı olarak ayrı ayrı tutulmasının mümkün olmadığından protokolün 4.maddesinin A ve B fıkrası hükmü gereği davacının sorumlu olacağı giderler ve davacıya ödenmesi gereken kar payının belirlenmesi için, davacının da talebi ile … … şubesinin muhasebe kayıtlarının ayrı ve bağımsız bir şekilde gayri resmi olarak ayrıca tutulduğunu, davacının talebi üzerine hem resmi muhasebe hem de … … şubesi özelindeki muhasebe kayıtlarının da davacıya gönderildiğini, şirkete ait araçların benzin giderlerinin, vergi ödemelerinin, trafik cezaları ödemelerinin şirket tarafından yapılması gerektiğini, davacının protokolle kapsam dışı bırakılan şirket malvarlığı ve … … şubesi dışında kalan şirket merkez ve şubelerindeki nakit para üzerinde hak sahibi olmadığını, davalıların ortak oldukları diğer şirketlerden davacının ortak olduğu şirkete kesilmiş bir fatura olmadığını, sadece … Ltd Şti’ nden davacının ortağı olduğu … Ltd Şti’ ne fatura kesildiğini, … Ltd Şti’ nin tedavi hizmetlerinde kullanıldığını, hiperbarik oksijen tedavi kabini üreten, servis ve bakım veren hizmeti veren … de faaliyete ilk başlayan şirketlerden biri olduğu, … Ltd Şti’ nden piyasa koşullarında, tedavide kullanılan hiperbarik oksijen tedavi kabinleri için bakım ve servis hizmeti alındığını, davacının iddiasının aksine tüm çalışanların SGK primlerinin eksiksiz ödendiğini, asıl olarak şirket kasasını kendi cüzdanı gibi kendi menfaati için kullanan, bu kapsamda şirket kasasından imza karşılığı sürekli nakit para çeken, şirketin parası ile KDV dahil 47.520 TL’ ye Ouit Biorezonans cihazı satın alan, … … şubesinde, şirketin faaliyet alanı dışında kendi adına ve hesabına, kendi özel hastalarına Bio Rezonans Terapisi tedavisi uygulayan ve kendi adına gelir sağlayan, daha sonra cihazı kendi adına satarak kurmuş olduğu … şirketi ile bu hizmet vermeye devam eden davacının kendisi olduğunu, bu uyuşmazlığa sebep olan olayın ise bu durumun şirket müdürü davalılar tarafından fark edilmesi olduğunu, davacının bu durumdan kurtulmak ve şirket müdürleri davalıları zorlayarak hakkı olandan fazlasını alabilmek için kötü niyetli olarak davayı açtığını, mahkemeden Limited Şirket müdürünün azlinin talep edilebilmesi için haklı sebeplerin varlığının şart olduğunu, TTK 630/III maddesi uyarınca müdürlerin özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlar ve ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi ve ortaklığın iyi yönetimi için gerekli yeteneğini kaybetmesinin haklı sebep olarak düzenlendiğini belirterek açıklanan nedenler ile davacının ihtiyati tedbir taleplerinin ve şirkete dava sonuna kadar tedbiren yönetim kayyımı atanması talebinin reddine, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
… ‘nün , Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanlığı’ nın, … İlçe Emniyet Müdürlüğü’ nün, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Bankası A.Ş’nin, … Bankası’ nın, … Bankası A.Ş’nin, … T.A.Ş ‘nin, … T.A.Ş’nin, … Bankası A.Ş’nin, … İş Bankası A.Ş’nin , … Bankası A.Ş’nin, … A.Ş’nin, … … Bankası A.Ş’nin yazı cevapları bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı davanın delillerini oluşturmaktadır.
Davalı tanığı … Mahkememizin 01/04/2022 tarihli celsesinde ;” Ben … …de 4 sene çalıştım. Ben şirkette çalıştığım dönemde taraflar arasında uyuşmazlık yoktu şirket kar payı dağıtıyordu. Davacı taraf da kar payı alıyordu … ve …’nin … adında başka firmaları olduğunu biliyorum davacı da davalıların başka bir firmaları olduğunu biliyordu ben şuanda … Sağlıkta çalışıyorum bu firmanın ortakları … ve …dir … de çalıştığım dönemde şirket ortaklarına para havalesi yapılıyordu. Aynı şekilde şirkete de kasadan para çıkışı yapılıyordu davacı şirkete ortak olduğunda davalıların başka bir şirketi olduğunu biliyordu ben o dönemden sonra geldim ancak davacının haberi olduğun biliyorum davacının da hesabına para yatırılıyordu yatırılan para … Limited Şirketinin … Şubesinin parası yatırılmaktaydı ortaklara gönderilen paranın kayıtlarını defterlerimize yapıyorduk ayrıca aylık olarak da ortaklara mail olarak bildiriyorduk davacıya bilgilendirme maili atmadık” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı … Serbes Mahkememizin 01/04/2022 tarihli celsesinde: “Ben … Şti’nin eski çalışanıyım. Bu firma ile … Ltd. Şti arasında bağlantı olduğunu biliyorum hatta … Ltd. Şti’ye de yardıma gittiğim olmuştur. Dava konusu olay ile ilgili olarak fazla bir bilgim yoktur. 1 ay kadar çalıştım. Şirkette kar paylarının dağıtıldığını biliyorum şirketin sahte faturalar ile ilgili zarara uğratıldığı iddiası doğru değildir . … şirketinin sahipleri … ve … aynı zamanda … ‘dür. Kasada biriken paraları … … ,… ve şirket hesabına yatırıyoruz … ve … … Şirketinin ve … Ltd. Şti’nin ortaklarıdır. Bu iki firma dışında başka ortaklıkları yoktur Davacı taraf … ve …’nin … ortak olduğunu bilmektedir. Davacı davalıların … ortak olduğunu şirkete ortak olarak katıldığı anda da biliyordu. Davacı taraf sadece kendi şubesinden kar payı alıyordu kaç TL aldığını bilmiyorum . Şirketin gayri resmi kayıt tutuyordu çünkü davacı sadece … Şubesine ortak idi ve kendi ortaklığı ile ilgili olan kısmı için gayri resmi kayıt tutulmuş ve davacıya da bunlar gönderilmiştir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı … mahkememizin 04/11/2021 tarihli celsesinde ;” Ben … Ltd . Şti de basınç odası operatörü olarak çalıştım. Şu anda bu şirkette çalışmıyorum . Davalılar … ve …’nin başka firmaları olduğunu da biliyorum ben teknik personel olduğum için taraflar arasındaki kar zarar durumunu bilemem aynı şekilde davalıların haksız rekabet teşkil edecek davranışları olup olmadığını da bilmiyorum . Ben davacının aynı şirket binası içerisinde sigarayı bıraktırma tarzında bir iş ile uğraştığını biliyorum sigarayı bıraktırma cihazının nereden alındığını bilmiyorum ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Bilirkişiler , Prof. Dr. … , …mahkememize sunmuş oldukları 16/03/2022 tarihli raporlarında neticeten ; “Mahkemenin görevlendirmesi gereğince, dava dışı şirketin defter ve kayıtları ile dava dosyasına mübrez deliller üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda, ayrıntıları ve sebepleri yukarıda açıklandığı şekilde ve takdiri tamamen Mahkemeye ait olmak üzere, şirkette muhasebe ve ön muhasebe şeklinde kayıtların tutulması; Şirketin iki şubesinin olması protokolün 4 Kapsam Dışı Varlıklar A-Açıklamalar bölümünde “Sözü edilen …’ ların adresleri farklı olduğu kadar, mesul müdürleri, ön muhasebeleri, iç işleyişleri de birbirinden tamamen bağımsızdır.” Protokolde belirtildiği gibi şubelerin iç işleyişlerinin birbirinden farklı olması ve en önemlisinin ortaklarının birbirinden farklı olması nedeniyle … … şubesine özel hem genel hem de ön muhasebe (gayri resmi muhasebe) şeklinde tutulmasının zorunlu olduğunun anlaşıldığı, Dava dışı şirket tarafından tutulan ön muhasebe işlemleri davacının isteği üzerine mail adresine gönderildiğinin davacı tarafından dava dilekçesinde beyan edildiğinden eksik ya da eleştirilecek bir konunun var olmadığı, Ticaret Sicil Dökümlerine göre davacının 08.05.2009 tarihinde ortak olduğu … Ltd Şti’ nin müdürleri olan … ve …’ nin hisse devir tarihinden çok daha önce diğer şirketlerinde hissedarları ve yetkilileri olduklarının görüldüğü, dolayısıyla davacının dava aşamasında davalı şirket müdürlerinin diğer şirketlerde ortaklık ve yetkili olduklarını öğrendiğinin gerçeği yansıtmadığı, 08.05.2009 tarihinde dava dışı şirkete hissedar olarak giren davacı protokolde “ORTAK halihazırda … …’ nun ilgili sağlık mevzuatı kapsamında MESUL MÜDÜR’ üdür.” Yazdığından aynı zamanda dava dışı şirketin şubesinde Mesul Müdür olarak çalıştığı anlaşıldığından çalışanlarla ilgili ya da davacının kendisiyle ilgili Sigorta günlerinin eksik gösterilmesinin şirketle ve şirket müdürleriyle bir ilgisinin var olmadığı, dava dışı şirketin 2015, 2016, 2017, 2018, 2019 yılları ticari defterlerinin TTK. Hükümlerine göre sahibi lehine delil teşkil edeceği, dava dışı … Hizmetleri Ltd Şti’ nin aktif büyüklüğünün 2015 yılına göre 2019 yılında (2.212.331-953.699=1.258.632) 1.258.632 TL artış olduğu, bununda oranının 1.258.632/953.699 = % 132 artış olduğundan şirketin aktifleri açısından dava dışı … Ltd Şti’ nin iyi yönetildiğinin söylenebilineceği, dava dışı … Ltd Şti’ nin Öz Kaynaklarının 2015 yılına göre 2019 yılında (983.883,26-668.793,75=315.089,51) 315.089,51 TL artış olduğu, şirketin esas sermayesi olan 250.000 TL’ nin şirket içinde korunuyor olduğu hem Öz Kaynak açısından hem de esas sermaye açısından dava dışı … Ltd Şti’ nin iyi yönetildiğinin söylenebilineceği, şirketin 2019 sonu itibariyle şirket müdürlerine Ortaklar Cari Hesabından dolayı (437.586,42+168.600,69+30.369,89=636.557,00) 636.557,00 TL borçlu olduğundan, şirket müdürlerinin şirket kasasından ve bankadan kendi hesaplarına para aktarımı yapıldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığın anlaşıldığı, dava dışı … Ltd Şti’ nin gelir tablosu incelendiğinde 2015 yılına göre 2019 yılında (2.152.700-1.602.110=550.590) 550.590 TL satışlarında (cirosunda) artış olduğu, bununda oranının 1.602.110/550.590 = % 300 olarak hesaplandığı, bu beş yıllık sürede şirket sürekli kar elde ettiğinden dava dışı … Ltd Şti’ nin iyi yönetildiğinin söylenebilineceği,14.03.2022 tarihinde şirket merkezinde inceleme anında Flash bellek içinde tarafımıza sunulan banka kayıtlarının uzmanlık alanımız dışında olduğu, sadece ilk açılan hesap hareketleri incelendiğinde şirket müdürlerine ödeme yapıldığı gibi şirket müdürlerinden de borç açıklamasıyla ödeme alındığının görüldüğü, Flash bellek ekte sunulduğu, davacı … Ürütürk dava dışı … Ltd Şti’ nden 2017 yılında 41.345,00 TL, 2018 yılında 206.763,36 TL, 2019 yılında 159.123,00 TL, toplam olarak (41.435,00+206.763,36+159.123,00=407.231,96) 407.231,96 TL Elden Nakit yada Hesabına Yatan, Bankaya Yatan olarak aldığına dair dökümlerde imzasının var olduğu,
04.02.2017 tarih … nolu 1 adet … CİHAZI’ na ait faturanın 44.000+3.520=47.520 TL toplam tutarlı olduğu, bu fatura dava dışı şirketin yevmiye defterinde 10.02.2017 tarih 26 nolu maddesinde 255 2017 2017 Yılı Demirbaşları Hesabına kayıtlı olduğu, bu faturanın ödemesinin dava dışı şirketin … Bankası … Şubesindeki hesabından 47.520 TL olarak hesaptan EFT yapıldığı, bu ödemenin de dava dışı şirketin yevmiye defterinde 10.02.2017 tarih 30 nolu maddesinde kayıtlı olduğu, 31.01.2018 tarih … nolu 1 adet … CİHAZI’ na ait faturanın 44.000+3.520=47.520 TL toplam tutarlı olarak davacı … adına dava dışı şirket tarafından düzenlendiği, bu fatura dava dışı şirketin yevmiye defterinde 31.01.2018 tarih 21 nolu maddesinde 600 01 Merkez satışları hesabı alacaklı ve 120 40 … hesabına borçlu olarak yevmiye defterinde kaydın var olduğu, sunulan muavin defter dökümüne göre ise herhangi bir ödeme var olmadığından 31.12.2018 tarih 329 nolu kapanış yevmiye maddesinde de davacı … ’ ün dava dışı firma olan … Hizmetlerine 47.520,00 TL BORÇLU olarak kapanış kaydının yapılmış olduğunun görüldüğü, taraflar arasındaki protokolün limitet şirket sözleşmesi veya şirket sözleşmesinin tadili niteliğinde olmadığı, TBK hükümlerine tabi pay sahipleri sözleşmesi niteliğinde olduğu, nitekim davacının protokoldeki sınırlamalara tabi olmaksızın limited şirket ortağı sıfatıyla dava açmış olduğu, davalı müdürlerin görevden alınması ve şirkete kayyım atanması talebiyle ileri sürülen dava dilekçesindeki haklı sebep iddiaları ve konuları dosyadaki delil durumuna göre yukarıda tek tek incelenmiş ve tartışılmış olup, davalıların müdürlük görevinden alınmasını veya yönetim haklarının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını gerektirecek ağırlıkta ve yoğunlukta haklı sebeplerin bulunduğuna ve müdür sıfatıyla özen ve bağlılık yükümlülüğünü ihlal ettiklerine dair bir kanaat oluşmadığı ” şeklinde görüş ve kanaat bildirmişlerdir.
Açılan dava; limited şirket müdürlerinin azli ve şirkete kayyım atanması taleplerine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve dosya kapsamı deliller ile uyumlu olması nedeniyle içeriğine itibar edilen bilirkişi raporları birlikte incelenip değerlendirilmiştir.
TTK.m.630/2’de “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir ”, TTK md 630/3′ de “yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur” hükümleri düzenlenmiştir.
Davacının iddiaları açısından yapılan incelemede; davacının dava aşamasında davalı şirket müdürlerinin diğer şirketlerde ortak ve yetkili olduklarını öğrendiği iddiası açısından; Ticaret Sicil kayıtlarına göre, … Ltd Şti’ nin müdürleri olan davalıların hisse devir tarihinden çok daha önce dava dışı şirketlerin hissedarları ve yetkileri olduklarının tespitiyle bu yöndeki iddiaya itibar edilmemiştir.
Davacı tarafın, şirketin mali yönden iyi yönetilmediği, şirketin zarara sokulduğu iddiası açısından yapılan değerlendirmede; mahkememizce atanan mali müşavir bilirkişinin tespitine göre, dava dışı … Hizmetleri Ltd Şti’ nin aktif büyüklüğünün 2015 yılına göre 2019 yılında 1.258.632 TL artış olduğu, bununda oranının 1.258.632/953.699=% 132 artış olduğundan şirketin aktifleri açısından dava dışı … Hizmetleri Ltd Şti’
nin çok iyi yönetildiği, ayrıca dava dışı … Ltd Şti’ nin öz kaynaklarının 2015 yılına göre 2019 yılında (983.883,26-668.793,75= 315.089,51) 315.089,51 TL artış olduğu, şirketin esas sermayesi olan 250.000 TL’ nin şirket içinde korunuyor olduğu, hem öz kaynak açısından hem de esas sermaye açısından dava dışı … Ltd Şti’ nin iyi yönetildiğinin söylenebilineceği, gelir tablosu incelendiğinde 2015 yılına göre 2019 yılında (2.152.700-1.602.110 =550.590) 550.590 TL satışlarında artış olduğu, bunun da oranının 1.602.110/550.590= % 300 olarak hesaplandığı, beş yıllık sürede şirketin sürekli kar elde ettiği, şirketin iyi yönetildiği kanaatini bildirikleri görülmüştür.
Yine mahkememizce atanan teknik bilirkişi raporunda, davacının … Ltd Şti nden 2017 yılında 41.345,00 TL, 2018 yılında 206.763,36 TL, 2019 yılında 159.123,00 TL, toplam olarak 407.231,96 TL elden nakit yada hesabına yatan, bankaya yatan olarak aldığına dair dökümlerde imzasının var olduğu, şirketin 2019 sonu itibariyle şirket müdürlerine ortaklar cari hesabından dolayı 636.557,00 TL borçlu olduğundan, şirket müdürlerinin şirket kasasından ve bankadan kendi hesaplarına para aktarımı yapıldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığı, 04.02.2017 tarih … nolu 1 adet …Cihazına ait faturanın 44.000+ 3.520= 47.520 TL toplam tutarlı olduğu, bu faturanın dava dışı şirketin yevmiye defterinde 10.02.2017 tarih 26 nolu maddesinde 255 2017 2017 yılı demirbaşları hesabına kayıtlı olduğu, bu faturanın ödemesinin dava dışı şirketin … Bankası … Şubesindeki hesabından 47.520 TL olarak hesaptan EFT yapıldığı, bu ödemenin de dava dışı şirketin yevmiye defterinde 10.02.2017 tarih 30 nolu maddesinde kayıtlı olduğu, 31.01.2018 tarih … nolu 1 adet quit biorezonans cihazına ait faturanın 44.000 +3.520= 47.520 TL toplam tutarlı olarak davacı adına dava dışı şirket tarafından düzenlendiği, bu faturanın dava dışı şirketin yevmiye defterinde 31.01.2018 tarih 21 nolu maddesinde 600 01 Merkez satışları hesabı alacaklı ve … … hesabına borçlu olarak yevmiye defterinde kaydın var olduğu, sunulan muavin defter dökümüne göre ise herhangi bir ödeme var olmadığından 31.12.2018 tarih 329 nolu kapanış yevmiye maddesinde de davacı …’ ün dava dışı firmaya 47.520,00 TL borçlu olarak kapanış kaydının yapılmış olduğu bildirilmiştir. Objektif bilimsel verilere dayanan bilirkişi tespitlerine mahkememizce itibar olunmuştur.
Bu halde yukarıda yer alan tespitler çerçevesinde, davalıların müdürlük görevinden
alınmasını veya yönetim haklarının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını gerektirecek haklı sebeplerin bulunduğuna ve müdür sıfatıyla özen ve bağlılık yükümlülüğünü ihlal ettiklerine dair mahkememizde tam bir kanaat oluşmadığından açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı sözlü ve yazılı itirazlarında; bilirkişilerin banka kayıtları incelemeden rapor hazırlamaları nedeni ile banka kayıtlarını da inceleyecek tarafsız yeni bir heyetten rapor aldırılması talep olunmuş ise de; davacının da davaya konu limited şirketten nakit para alması, bilirkişi heyetinin raporunda ilk açılan hesap
hareketlerine göre şirket müdürlerine ödeme yapıldığı gibi şirket müdürlerinden de borç açıklamasıyla ödeme alındığının görüldüğüne ilişkin tespiti karşısında mahkememizde karar vermeye yeterli kanaat oluştuğundan talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜ M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Harçlar kanunu hükümlerine göre alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsup edilerek 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte olan AAÜT gereği 5.100. TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Taraf vekillerince yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın, avansı yatıran tarafa karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, davacı ile davalılar vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (… Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/05/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır