Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/188 Esas
KARAR NO : 2022/588
DAVA :Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 24/03/2020
KARAR TARİHİ : 29/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Kooperatifler Kanunu’ nun 53. maddesinde her ne kadar “Toplantıda hazır bulunup da kararlara aykırı kalarak keyfiyeti tutanağa geçirten veya oyunu kullanması haksız olarak müsaade edilmeyen, yahut toplantıya çağrının usulü dairesinde yapılmadığını veya gündemi gereği gibi ilan veya tebliğ edilmediğini yahut da genel kurul toplantısına katılmayan yetkili olmayan kimselerin karara katılmış bulunduklarını iddia eden pay sahiplerinin kanuna ana sözleşme hükümlerine ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile Genel kurul kararları aleyhine, toplantıyı kovalayan günden başlamak üzere bir ay içinde, kooperatif merkezinin bulunduğu yer deki mahkemeye baş vurulabileceği…” düzenlenmişse de; Yargıtay 11.Hukuk Dairesi ‘ nin 01.12.2008 tarihli. 2007/…E. 2008/… sayılı ilamında belirtildiği üzere; “Davacı tarafın iptali istenen kooperatif genel kurulu kararı davacının kişisel hakları ile ilgili olup bu tür kararların iptali için kooperatif ortağı olan davacının karşı oyunu belirtip tutanağa yazdırması şartı aranmadığı halde mahkemece bu şartın yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmedi doğru görülmemiştir.” şeklinde kararının bulunduğunu, müvekkilinin davalı kooperatif üyesi olduğunu, halen taşınmazına kavuşamamış olup taraflar arasında (davalı kooperatif merkez adresi …’ta iken açılan 2009/… Esas sayılı Yargıtay … Hukuk Dairesi 2016/… E. 2019/… K. 02.07.2019 tarihli bozma kararından sonra 2020/… E sayılı) … Asliye …Hukuk Mahkemesi’ nin 2020/… E. sayılı tapu iptal tescil davası ile davalı kooperatifin merkezinin İstanbul’a alınmasından sonra açılan …. Asliye Mahkemesi’ nin 2018/… E. sayılı tazminat davasının derdest olduğunu, …’ta iken açılan … Asliye Hukuk mahkemesi’ nin 2009/… esas sayılı dosyasının kabul ile sonuçlandığını, sonrasında Yargıtay … Hukuk Dairesi’ nin 2016/… E. 2009/… K. 02.07.2019 tarihli bozma kararı verildiğini, daha önce alınan yargı kararlarına rağmen müvekkilinin mağduriyetinin giderilmediğini, haklararına kavuşmasının engellendiğini, kooperatifin, yüklenci ile muhatap eski yönetimin basiretsizliği sebebi ile çok büyük zarara uğratıldığını, yüklenicinin ruhsata uygun anahtar teslimi yapamadığı halde kurulmuş tahkim ile kooperatifin borca mahkum edildiğini, yüklenicinin alacak elde ettiğini, devamla yüklenicinin iflas erteleme başvurusu yaparak iflas ettiğini, bu başvuruyu yapmadan tahkim elde ettiği alacakları üçüncü kişilere temlik ettiğini, kooperatifi borç sarmalı ile bıraktığını, … Asliye … Hukuk Mahkemesi’nin 2012/… E. sayılı 2013/… K. sayılı ilamı ile hüküm altına alınan kararında; “Koopertifin 25.05.2018 tarihli genel kurul toplantısı ile karara bağlanan gündemin 5.maddesinde Bilançonun yönetim ve denetim kurulu raporlarının ayrı ayrı ibrasına şeklindeki kararın iptaline, yönetim ve denetim kurulu seçimi konusunda verilen kararın iptaline” karar verilmiş olmasına karşın, iç edilen büyük meblağlara rağmen yeni yönetimin eski yönetime karşı kuvvetli bir takibe geçmediğini, halen 23.02.2020 tarihli genel kurul kararlarında görüleceği üzere bu konunun geçiştirildiğinin ifade edildiğini, temlik alacaklarının muvazaalı olduğunun bilinmelerine rağmen ve yüklenicinin kooperatifin taşınmazlarını teminat göstererek kredi kullandığını, bazı kooperatif üyelerinin taşınmazları yüklenici üzerinde ve bu taşınmazlar da yüklenicinin iflası ve iflas masasında iken … ve … borçlarının tasfiyesi yoluna gidilmediğini, buradan temlik alacaklarına takas def’i veya menfi tespitte bulunulmadığını, temlik alacaklarının kooperatif üyelerine haciz sopası gösterilerek ödettirmeye çalışıldığını, Kooperatif genel kurulu kararında belirtilen beş adet taşınmazın 3. kişilere satan yükleniciye taşınmazların üçüncü kişilere 150,000,00.-TL üzerinden devir kararı alındığını, müvekkilinin de aralarında bulunduğu üç kooperatif üyesinin açmış olduğu ve kabul ile sonuçlanan tapu iskan harçları alınması kararının … Asliye … Hukuk Mahkemesi’nin 2019/… E. sayılı kararı ile iptaline rağmen 23.02.2020 tarihli genel kurulunun bu konuda karar alındığını, konusu bakımından bir kesin hükme aykırı olan genel kurul kararının batıl olduğunu müvekkilinin elinde karar olmasına rağmen ödemeye zorlandığını, ödeme yapılmayınca da genel kurulda kişisel verilerin korunması kanununa aykırı ödeme yapmayanların ifşası kararı alındığını, Kooperatif üyesi olmadığı halde üye kaydı yapılan ve bu güne kadar ödeme yapmamış olan iki kişi … ve … hakkında ihraç kararı işlemi yapılması gerektiği halde yapılmayarak ödemeler konusunda icra takibi yapıldığını ve bu kişilere tapu iptali ve tescili davası açma hakkı verilerek ve temlik alacaklarının tasfiyesi için haciz fekki alınamayacağı bilindiği halde icra dosyasına 268.450,00TL feragat harcı yatırıldığını, sonucunda haciz fekki gerçekleştirilemediği kooperatifin zarara uğratıldığını, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’ nun 62.md’sine gereğince davalı kooperatif yönetimin kusurlu olduğunu, daha önce satılmasına karar verilen ve müvekkilince … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/ … E. sayılı dosyası ile tedbiren durdurulan ve kesinleşmeyen mahkeme kararına rağmen arsanın satış kararı alınmasının da batıl olduğunu ve düşük m2 fiyatı dikkate alındığında iptale tabi olduğunu, Kooperatifin kanuna, ana sözleşme hükümlerine ve iyi niyet esaslarına aykırı 23.02.2020 tarihli genel kurulda, arsanın ve boş taşınmazların mahkeme kararlarına rağmen satılamayacağı bilindiği halde bu taşınmazların satılmaması sebebi ile her ortağa 16.000,00.-TL ek yükümlülük getirilmesinin de yok hükmünde olduğu, kanuna, sözleşme hükümlerine ve iyi niyet esaslarına aykırı 23.02.2020 tarihli genel kurul kararlarının iptaline, alınan kararların yürürlüğünün durdurulmasına ve kararların icra takibine konu edilmesinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının basit yargılama usulüne aykırı bir şekilde beyan dilekçesi verdiğini, HMK.317/2 basit yargılama usulünü dava ve cevap dilekçesi ile sınırladığını, davacı vekilinin Kooperatif genel kurulunun iptali davasının şekli ve usulü gerekliklerinin dışına çıkarak müvekkilinin kooperatifle ihtilaflı bütün konuları iptal davası içinde tartışmaya çalıştığını, ihtilaflı konular ile ilgili halen … Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin 2020/… E sayılı ve … Asliye Ticaret Mahkemesi ‘ nin 218/… E. sayılı dosyalarının çözüm yeri ile ilgili mahkemeler olduğunu, mahkemenin önündeki dava konusunun genel kurul kararının iptali davası ile alakasının bulunmadığını, davalı vekilinin beyan dilekçesinde açıkça gerçekleri çarpıtması ve doğru olmayan bilgilerle mahkemeyi yanıltması karşısında, zorunlu bir şekilde söz konusu beyan dilekçesine cevap vermelerinin, mahkemelerin hak adalet arayışının öznesi olması vasfına yönelik manipilasyonlarına karşı, mahkemenin dikkatini çekmeyi hukuk güvenliğinin bir gereği olarak gördüklerini, davacı vekilinin daire satışları ile ilgili genel kurul kararının arka planına bilinçli bir şekilde değinmeden, müvekkili kooperatifin keyfi bir şekilde … Blokta boş bulunan dört daireyi satma kararı alığını ima ettiğini, her ne kadar dava konusunu direk ilgilendirmemekteyse de davacı tarafın yapılan yanlış beyanına karşı gerçeği açıklamak gerektiğini, müvekkili kooperatifin 23.02.2020 tarihli genel kurul tutanağının özellikle 9. ve 15. maddeleri incelendiğinde, müvekkili kooperatife ait dairelerin özel statülü üye kaydı ile satışının borç tasfiyesine yönelik olduğunun net olarak görüleceğini, müvekkili kooperatif ile yüklenici şirket … A.Ş. arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında çıkan ihtilaflar nedeniyle tahkim yargılaması yapıldığını ve söz konusu yargılama sonucunda müvekkili kooperatif aleyhine … Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin 2014/… değişik iş sayılı dosyasında saklanmasına karar verilen hakem dosyasının temyiz incelemesine sunulduğunu, temyiz incelemesi yapan Yargıtay … Hukuk Dairesi’ nin 15.01.2016 tarihli 2014/ … E ve 2016/ … K. Sayılı kararı ile ilamın onandığını ve 28.12.2016 tarih ve 2016/ … E. ve 2016/… K. Sayılı karar düzeltme talebinin reddi kararı ile tahkim kararının kesinleştiğini, söz konusu tahkim kararının … A.Ş. tarafından … İcra Müdürlüğü 2014/ … E. sayılı dosyası ile takibe konu edildiğini, … A.Ş.’nin söz konusu alacaklarını beş ayrı kişi ve şirkete temlik ettikten sonra, iflasın ertelenmesi yoluna başvurduğunu ve söz konusu şirket ilgili … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/… E. sayılı dava dosyası kapsamında iflas kararı verildiğini, müvekkili kooperatifin mevcut durumu itibarı ile şu anda dört temlik alacaklısına borcunu ödediğini ve sadece son temlik alacaklısı … …’un kaldığını, müvekkili kooperatifin temlik alacaklısı olan … … İle 19.12.2019 tarihinde protokol imzalayarak 700.000,00 TL’sini peşin olmak üzere geriye kalan en geç 15.05.2020 tarihinde ödenmesi koşulu ile 4.200,000,00 TL ödeme konusunda anlaştıklarını, müvekkili kooperatifin 23.02.2020 tarihinde genel kurul yapılarak temlik alacaklısı … …’un borcunun kooperatif mülkiyetinde olan dairelerin satışının yapılması konusunda karar aldıklarını, Genel kurul kararı sonrasında dairelerin satışının yapılarak, son temlik alacaklısı … …’un da alacağının ödenerek temlik borçlarının tamamen tasfiye edildiğini, bu borç tasfiyesinden üye olarak davacının da faydalanacağını, davacının beyan dilekçesinde … ve … … ile ilgili yaptığı açıklamaların da gerçeği yansıtmadığını, davacı vekilinin 23.02.2020 tarihli genel kurul karar tutanağını 14. maddesini okumuş olsaydı, beyan dilekçesinde söz konusu iki kişinin ihraç edilmemiş olduğu yönünde beyanda bulunmamış olacağını, kooperatifin 23.02.2020 tarihli genel kurul tutanağının 14. maddesinde … ve … … ile ilgili gerekçeli bir şekilde ihraç işlemi yönünden karar alındığını, davacı vekilinin ya genel kurul tutanağını okumadığını veya bilinci bir yanıltma peşinde olduğunu, davacı vekilinin … Blokta bulunan beş dairenin 150.000,00.-TL bedelle Yüklenici … A.Ş.’ den Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi ile daire satın alacak kişileri kooperatife üye kaydedilerek devri hususunda çarpıttığını, … Blok Yüklenicinin kat karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında edimini yerine getirmemesine karşılık olarak kooperatif tarafından rehin tutulan bir gayrimenkul olduğunu, yükleniciden daire satın alan ve … blokta oturmaya başlayan kişilerin kooperatif gibi, yüklenici tarafından mağdur edilen kişiler olduğunu, söz konusu kişilerin hem yükleniciye, hem de tapu sahibi olarak müvekkili kooperatife karşı tapu iptal ve tescil davası açarak mağduriyetlerine çözüm bulmaya çalıştıklarını, bu durumun kooperatif yönetimi tarafından değerlendirildiğini ve söz konusu kişilerle belli bir bedel karşılığında kooperatife özel statülü üye yapılmaları konusunda anlaştıklarını, bu kapsamda genel kurul bilgilendirilerek söz konusu kişilerin genel kurulda alınan karara uygun işlem yapmaları durumunda ve 150.000,00 TL bedel karşılığında üye yapılmaları konusunda karar alındığını, bu gayrimenkulleri peşkeş çekmesi yönündeki davacı vekilinin beyanının, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin çarpıtılması dışında bir anlan ifade etmediğini, temlik alacaklarının tasfiye edilerek … İcra Müdürlüğü nezdinde icra dosyasının hitam bulması için başvuru yapıldığını, temlik alacaklılarının icra dosyasına feragatname göndererek dosyanın kapanmasına rıza gösterdiklerini ve bu kapsamda İİK. gereği tahsil harcı müvekkili kooperatif tarafından hesaplanan tutarlar üzerinden icra veznesine yatırıldığını belirterek açıklanan sebeplerle; açıkça hukuki mesnetten yoksun genel kurul iptal davasının reddi yönünde karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
… ‘ne yazılan müzekkereye cevap verilerek davalı …’ne ait sicil kayıtlarının dosyamız arasına gönderildiği görülmüştür.
Mahkememizce davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin 24/06/2020 tarihli ara karar ile; “Genel kurul kararlarının icrasının ve yürütmesinin durdurulması talepleri doğrudan Genel Kurul kararının iptali dava sonucunu etkileyeceğini yargılamayı gerektirdiğinden ve de yaklaşık ispat koşulları için HMK 389. Maddesi uyarınca yeterli delil olmadığından …” reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin mahkememizin 24/06/2020 tarihli ara kararını istnaf etmesi üzerine, … Mahkemesi … Hukuk Dairesi’ nin 2020/… esas, 2020/… karar sayılı ilamı ile; “Mahkemece TTK’nın 449. maddesi hükmü değerlendirilip, anılan madde uyarınca yönetim kurulu üyeleri dinlenmediği gibi, kooperatife ait … blokta boş konutlara kayıt edilecek üye konusunun görüşülmesine ilişkin gündemin 15. Maddesine yönelik alınan kararın yürütülmesinin durdurulmasına ilişkin tedbir talebinin, Yargıtay … HD 2016/… Esas 2019/… K 02/07/2019 tarihli bozma ilamı ve devam eden tapu iptal tescil davası dikkate alınmadan, diğer yandan davacının iddialarının, iptali talep edilen genel kurul kurulun hangi gündem maddelerine ilişkin olduğu davacı vekiline sorulmak suretiyle belirlenmeden ve HMK’nın 389. maddesinde düzenlenen ihtiyati tedbir şartları konusunda da dava konusu edilen her bir gündem maddesi hakkında ayrı ayrı herhangi bir değerlendirme yapılmadan karar verildiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.a.6 maddesi uyarınca kabulü ile TTK 449. Maddesine uygun kooperatif yöneticilerine şerhli davetiye çıkartılarak yargılaması devam edenYargıtay 23. HD 2016/5633 Esas 2019/3154 K 02/07/2019 tarihli bozma gerekçesi de dikkate alınarak buna göre yapılacak bir değerlendirme sonucunda karar verilmesi gerektiğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.a.6 maddesi gereğince kabulü ile mahkemenin kararının kaldırılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine ” karar verildiği görülmüştür.
… Mahkemesi … Hukuk Dairesi’ nin 2020/… esas, 2020/… karar sayılı ilamı doğrultusunda davalı kooperatif yönetim kurulu üyelerinden …, … ve … mahkememizin 25.03.2021 tarihli duruşmasında dinlenilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi’ nin 2020/1989 esas, 2020/329 karar sayılı ilamı doğrultusunda yapılan yargılama neticesinde, mahkememizce 18/11/2021 tarihli ara karar ile ” Davacı vekilinin tedbir talebinin kabulü ile; 23/02/2020 tarihli Genel Kurulun 15. Maddesinin TTK md 447 ve Kooperatif Kanunu 27 uyarınca icrasının ve yürütmesinin durdurulmasına…” karar verilmiştir. Karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/… E. 2022/… karar sayılı dosyası celp edilerek yapılan incelemesinde; davacı … tarafından davalı … aleyhine 16/04/2009 tarihinde tapu iptali ve tescili istemli dava açıldığı, mahkeme dosyasının 28/06/2022 tarihinde karara çıktığı, mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davacının davasının kabulü ile, davalı kooperatif adına kayıtlı İstanbul İli … İlçesi … Mah… ada parsel … Bodrum Kat.Zemin kat 2 nolu bağımsız bölüm tapusunun davalı olan kaydın iptali ile tüm haciz ve ipotek ve takyidatlardan ari olarak davacı adına kayıt ve tesciline, davacıya teslim edilmesi gereken taşınmaz ile tesciline karar verilen bağımsız bölüm arasında fiyat farkı bulunduğundan 155.000,00 TL nin davacıdan alınarak davalı kooperatife verilmesine dair karar verildiği, kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/… E. Sayılı dosyasının yapılan incelemesinde; Davacı … tarafından davalılar …, … …, … …, … aleyhine teslim edilmesinden daireden dolayı tazminat tazminat davası açıldığı, müzekkere tarihi itibariyle dosyada yapılan incelemede … Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin 2009/… Esas sayılı dava dosyasının bekletici mesele yapıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce yargılamaya devam olunarak 17/09/2020 tarihli celsede dosyanın mali müşavir ve ticaret hukuku nitelikli hesap uzmanı bilirkişi heyetine tevdi edilmesine karar verildiği, bilirkişi heyetince düzenlenen 11/01/2021 tarihli heyet raporunda sonuç olarak; ” Dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler kapsamında, 1. Mali değerlendirme dahilinde; “II-A” başlığı altında açıklamalara yer verildiği, 2. KoopK. ve TTK hükümleri kapsamında yapılan değerlendirme dahilinde ise; KoopK. m. 53’de bozulma davası açılabilmesi açısından aktif dava ehliyetinin düzenlendiği, bununla birlikte Yargıtay’ın davacının kişisel hakları açısından içtihadı bulunduğu, Mahkemenin söz konusu içtihadı benimsemesi durumunda dahi, çelişkili davranış yasağına aykırılığın bulunup bulunmadığı açısından ayrıca değerlendirme yapılması, bu bağlamda iptali/yokluğu istenen kararların açıkça belirlenmesi gerektiği görüşünün bilirkişi heyetinde hasıl olduğu…” şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Davalı vekili 20/01/2021 tarihli dilekçesiyle, davacı vekili ise 25/01/2021 tarihli dilekçesiyle bilirkşi raporuna karşı beyan ve itirazlarını ibraz etmişlerdir.
Davacı vekili 25.01.2021 tarihli dilekçesi ile genel kurul kararlarından madde 6, 7,9, 10, 11, 13, 15, 16,17′ nin iptalini talep ettiğini bildirmiştir.
25/03/2021 tarihli celsede Eski Yönetim Kurulu Üyesi … beyanında; “Ben kararların alındığı tarihte davalı kooperatifim yönetim kurulu üyesiydim. Olay ile ilgili olarak bildiğim husus davacı …’in kura neticesinde çıkan zemin dubleksin şerefiye bedelleri yüksek olduğu için zemin dubleksi istemediği için normal bir kat ile becayiş yapıldığına ilişkindir fakat becayiş yapılan bu daire de o tarihte başlanmamış bloklardan olduğundan müteahhit ona bitmiş olan normal daire vermiştir.” şeklinde,
Eski Yönetim kurulu üyesi … beyanında; ” Ben şuanda davalı kooperatif yönetim kurulu üyesi değilim 2019-2020 Haziran ayına kadar yönetim kurulu üyeliği yaptım. Biz yönetime geldiğimizde davacıya halen daire teslim edilmemişti hali hazırda teslim edilen bir daire yoktur . Davacıya kura sonucu çıkan dairenin şerefiye bedelleri davacı tarafça yüksek görüldüğünden ve ödeyemeyeceğini söylediğinden yeni yapılacak daireler ile becayiş yapmak istediğini söylediğini duydum akabinde eski yönetimin taahhüdünü yerine getirmediğini duydum şuanda davacıya halen resmi olarak tasis edilmiş bir daire olmadığını biliyorum davacı kendisine daire teslim edilse dahi önceki zararlarını halen talep etmektedir biz şahsen davacının zararlarının da karşılamak ve sorunların sulhen çözmek amacıyla davacıya şerefiyesi daha yüksek olan zemin dubleks teklif etmeyi düşündük ancak diğer yönetim kurulu üyelerinden biri hariç rıza göstermedikleri için genel kurula taşıyamadık.” şeklinde,
Yönetim kurulu üyesi … beyanında; “Ben davalı kooperatifin yönetim kurulu başkanıyım. Davacının dava konusu olay ile ilgili olarak direkt genel kurula yansıyan bir karar yoktur. Kura çekildiği zaman ben görevde değildim ancak davacıya bahçe dubleksi çıktığını fakat davacının şerefiyesi yüksek olduğu için normal daire ile becayiş yapmak istediğini duydum hatta bu hususta imzalı dilekçesi vardır. Akabinde devam eden süreçte davacıya yeniden bahçe dubleksini teklif etmek mantıklı gelmedi zaten yönetim kurulu da bu durumu kabul etmedi.” yönünde,
Davalı vekilince “Becayiş yapılan daire ile bu daire verilemediği için verilen 3. Daire kaç yıldır davacının kullanımındadır , zemin de gidip kıymet taktiri yaptırdıkları daire satın alan kişinin içini yaptırarak değerli hale getirdiği daire midir yoksa diğer atıl halde duran daha değersiz daireler midir?” şeklinde yönlendirelen soruya … beyanında; Ben daha çok kooperatifin imar durumları ile ilgilendim bu konulara vakıf değilim” şeklinde, … ise ” benden önceki yönetimin davacıya 1 daire teklif ettiğini biliyorum. Ancak kaç yıl önce bu teklifin yapıldığını bilmiyorum kooperatif maddi anlamda zor durumda olduğundan dolayı davacı vekilinin vekalet alacaklarına karşılık bir önceki yönetimin rızası ile oturmasına karar verildi. Sanıyorum 3 yıldır oturuyor. Daire yenilenmeden önceki hali ile yenilendikten sonraki hali arasında 200.000-250.000 TL arasında fiyat farkı vardır. Lüzumuna binaen tanıktan hangi dairenin olduğu hususu soruldu, bahsettiğimiz daire davacıya sulhen teklif ettiğimiz dairedir ancak bu daire şu anda bakımlı ve masraf yapılan bir dairedir.” şeklinde, … ise “Ben 2016 yılında göreve geldim göreve geldiğim tarihten daha önceki bir tarihte …
…’a bir dairenin teslim edildiğini biliyorum ancak hangi tarihte teslim edildiğini bilmiyorum. Şuanda oturan davacı vekilidir. Teklif yapılan daire bina yapıldığından beri boş duruyordu içerisi harabe halindeydi klozetler sökülmüş parkeler kalkmış durumdaydı. Daireyi 1.200.000 TL ‘ye sattığımızı hatırlıyorum . Şuandaki değeri 2.400.000 TL civarında bir değerdir.” yönünde beyanda bulunmuşlardır.
17/06/2021 tarihli celsede taraf vekillerinin bilirkişi raporuna karşı itiraz ve beyanları ile önceki rapor da göz önüne alınarak bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiş, mevcut bilirkşi heyetine kooperatifler alanında uzman bilirkişinin de eklenmesi suretiyle ek rapor düzenlenmiştir.
Düzenlenen 03.11.2021 tarihli bilirkişi ek raporunda sonuç olarak; “1.Davalı kooperatifin dava konusu 23.02.2020 tarihli genel kurul tarihi itibariyle 244
ortağının bulunduğu, toplantı tutanağı ve hazirun cetveli incelendiğinde 64 ortağın
asaleten, 44 ortağın vekaleten olmak üzere 109 ortağın toplantıya iştirak ettiği, davacı
…’ın toplantıya katılarak 117. Sırada asaleten hazirun cetvelini imzaladığı,
gündemdeki ilk 5 madde için oylama yapılmadığı, 6. Maddenin 2 red oyu, 7. Maddenin
2 red oyu, 8. Maddenin 4 red oyu, 10.maddenin 31 red oyu, 15. Maddenin 2 red oyu,
17a maddesinin 7 ve 8 red oyuna karşılık oy çokluğuyla, diğer maddelerin oybirliğiyle
kabul edildiği, fakat davacının toplantı tutanağına kararlara yönelik muhalefet şerhi
yazdırmadığı ve bu kararlara karşı oy kullandığının belli olmadığı, bu bakımdan
davacının aktif husumet ehliyetiyönünden kök bilirkişi raporundaki tespit ve
değerlendirmelerin Mahkeme’nin takdirinde olduğu, davacının da aralarında bulunduğu 3 kişi dışında davalı kooperatif ortaklarına konut
tahsis edilmiş olması, davacının dairesini almaya yönelik davalar açmış ve takip ediyor
olması, … AHM’nin 2020/… E dosyasında verilen 02.07.2019 tarihli
Yargıtay Bozma İlamının gerekçesi ve huzurdaki davada davacının ihtiyati tedbir
talebinin reddine dair ara kararının kaldırılmasına dair … BAM … HD’nin
14.12.2020 tarih tarihli kararının gerekçesi sonucunda davacı lehine oluşan hukuki
durum dikkate alındığında, davalı kooperatifte davacıya tahsis edilebilecek en az 4
dairenin bulunduğu sabit olmasına rağmen, 23.02.2020 tarihli genel kurulda alınan, bu
dairelerin henüz kooperatif ortağı olmayan kişilere devredilmesine yönelik 15 nolu
kararla sınırlı olarak, davacının gerek iptal davası gerekse butlan davası açabileceği, davacı tarafından kooperatife karşı açılan ve derdest olan … AHM’nin
2020/… E. dosyasına konu tapu iptali ve tescil davasında, Mahkemesi tarafından
uyulmasına karar verilen Yargıtay … HD’nin 02.07.2019 tarihli Yargıtay Bozma
İlamı’nın gerekçesi ve huzurdaki dosyada iptali istenen kararların yürürlüğünün
durdurulması yönündeki ihtiyati tedbir talebinin reddine dair Mahkeme kararını
kaldıran … BAM … HD’nin 14.12.2020 tarihli kararının, davanın esasına yönelik
gerekçeleri dikkate alındığında, kooperatife ait bağımsız bölümün bulunması halinde
davacıya tahsis edilmesi gerektiği, davalı kooperatifin 23.02.2020 tarihli genel
kurulunda gündemin 15. Sırasında görüşülerek kabul edilen kooperatife ait 4 dairenin
aslında satılmasına ve alanların özel statülü ortak olarak kooperatif ortaklığına kabulüne
dair kararın, söz konusu Yargıtay Bozma İlamına ve BAM Kaldırma Kararına aykırı
Olabileceği, davacıya henüz dairesi verilmemişken, dava konusu 23.02.2020 tarihli genel kurul
gündeminin 15. Sırasında görüşülerek oy çokluğuyla kabul edilen, kooperatife ait 4
dairenin satılmasına dair kararın, emredici nitelikteki Kooperatifler Kanunu m.23’de
düzenlenen hak ve vecibelerde eşitlik ilkesine aykırı olması ve TTK.m.447/1.a’da
düzenlenen “vazgeçilemez nitelikteki hakları sınırlandıran veya ortadan kaldıran” nitelikte
olması, ayrıca kooperatifin tarafı olduğu davalarda verilen Yargıtay Bozma İlamına ve
BAM Kaldırma Kararına aykırı ve onları etkisiz kılacak nitelikte olması sebebiyle,
butlan sebebi olarak emredici kanun hükmüne aykırılık ve iptal sebebi olarak kanuna ve
dürüstlük kuralına aykırılık koşullarının sağlanmış olabileceği, davacının iddialarının kooperatif ortağı olarak, kendisine kurada isabet eden dairenin
veya onun yerine başka bir dairenin verilmemesi bağlamındaki iddia ve taleplere ilişkin
olduğu, 23.02.2020 tarihli genel kurulun, yalnızca yukarıda irdelenen 15. Maddesinin
doğrudan bu konularla ilgili olduğu, diğer kararların bir kısmının zaten davacının da
iştirakiyle oybirliğiyle alınan kararlar olduğu, bir kısmının ise davacının iddia ve
talepleriyle doğrudan ilgili olmadığı gözetilerek, butlanı veya iptali istenen diğer
kararlar yönünden, davacının KoopK.m.53/1 ve TTK.m.446/1.a-b hükümleri yönünden
aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı ve ayrıca diğer kararların butlanını veya iptalini
gerektirecek bir sakatlığın tespit edilmediği…” şeklinde kanaat ve görüş bildirilmiştir.
Açılan davadaki hukuki uyuşmazlığın; 23/02/2020 tarihli genel kurulda alınan 6 , 7 , 9, 10, 11, 13, 15, 16 ve 17 nolu maddelerinin iptali/ butlanın tespiti şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve dosya kapsamı deliller ile uyumlu olması nedeniyle içeriğine itibar edilen ek bilirkişi heyeti raporu hep birlikte incelenip değerlendirildiğinde; 23.02.2020 tarihli dava konusu edilen genel kurul toplantı tutanağı ve hazirun cetveli incelendiğinde, kooperatifin 244 ortağının bulunduğu, 64 ortağın asaleten, 44 ortağın vekaleten olmak üzere 109 ortağın toplantıya katıldığı, 6. maddeye 2, 7. maddeye 2 red oyu, 8. maddenin 4 red oyu, 10.maddenin 31 red oyu, 15. maddenin 2 red oyu, 17 maddesindeki kararların 7 ve 8 red oyuna karşılık oy çokluğuyla kabul edildiği, davacı …’ın herhangi bir karara karşı oy kullandığına ve muhalefet şerhi yazdırdığına dair bir kayıt bulunamadığı anlaşılmıştır. Ancak Kooperatifler Kanunu m.98 atfıyla, genel kurul kararlarının butlanını düzenleyen TTK.m.447/1.a hükmüne göre, pay sahiplerinin vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran kararları batıldır.
Kooperatifler Kanunu m.1’e göre “ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla” kurulan yapı kooperatiflerinin esas ve nihai amacı ortaklarına konut veya işyeri tahsis etmektir. Ortakların bu şekilde kooperatiften bağımsız bölüm alma hakkı, ortakların vazgeçilmez nitelikteki haklarından birisi olup, kooperatif organlarının hiç olmazsa aynı durumda olan ortaklara nisbi eşitlik ilkesi çerçevesinde aynı koşullar altında konut veya işyeri sağlaması, işlem ve kararlarının da buna yönelik olması gerekir. Dava konusu olayda, davacının da aralarında bulunduğu 3 kişi dışında davalı kooperatifin diğer ortaklarına konut tahsis edilmiş olması, … Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin 2020/… E dosyasında verilen 02.07.2019 tarihli Yargıtay Bozma ilamının gerekçesi ve mahkemece yapılan yargılama neticesinde de davalı kooperatif adına kayıtlı İstanbul ili … İlçesi … Mah… ada parsel 1.Bodrum Kat.Zemin kat 2 nolu bağımsız bölüm tapusunun ( 155.000,00 TL nin davacıdan alınarak davalı kooperatife verilmesine) davacıya tahsisine yönelik kararı, bu davada davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara kararının kaldırılmasına dair … BAM … HD’nin 14.12.2020 tarih tarihli kararının gerekçesi sonucunda davacı lehine oluşan hukuki durum dikkate alındığında davacının gerek iptal davası gerekse butlanın tespiti davası açabileceği kanaatine varılmıştır.
Davacıya henüz dairesi verilmemişken, dava konusu 23.02.2020 tarihli genel kurul gündeminin 15. Sırasında görüşülerek oy çokluğuyla kabul edilen, kooperatife ait 4 dairenin satılmasına dair kararın, emredici nitelikteki Kooperatifler Kanunu m.23’de düzenlenen hak ve vecibelerde eşitlik ilkesine aykırı olması ve TTK.m.447/1.a’da düzenlenen “vazgeçilemez nitelikteki hakları sınırlandıran veya ortadan kaldıran” nitelikte olması, ayrıca kooperatifin tarafı olduğu davalarda verilen Yargıtay Bozma ilamına ve BAM Kaldırma Kararına aykırı ve onları etkisiz kılacak nitelikte olması sebebiyle butlan sebebi olarak emredici kanun hükmüne aykırılık teşkil etmesiyle nedeniyle 23/02/2020 tarihli genel kurulda alınan 15 nolu kararın butlanla batıl olduğunun tespitine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
6 nolu karar yönetim kurulu faaliyet raporu, denetim raporu, bilanço ve gelir gider fark hesaplarının müzakeresi ile ilgili olup, sorulan sorulara yönetim kurulu üyelerinin cevaplar verdiği ve sonuçta yapılan oylamada 2 red oyuna karşı 106 oyla yönetim kurulu yıllık çalışma raporu, denetim kurulu raporu, bilanço ve gelir gider farkı hesapları kabul edilmiştir. Bu karar yönünden butlan ve iptal sebepleri bulunmadığı gibi, davacının karşı oy kullanmak ve bunu tutanağa yazdırmak yönünden aktif husumet ehliyetinin de bulunmadığı değerlendirilmektedir.
7 Nolu karar ile yönetim kurulu üyeleri oybirliğiyle, denetim kurulu üyeleri 2 red oyuna karşılık 103 kabul oyu ile ibra edilmiştir. Yönetim kurulu üyelerinin ibrasında davacı da oy kullanmıştır. 7 nolu karar yönünden butlan ve iptal sebepleri bulunmadığı gibi davacının Yönetim kurulu üyelerinin ibrası lehine oy kullandığı halde iptal davası açamayacağı ve denetim kurulunun ibrası yönünden karşı oy kullanmak ve bunu tutanağa yazdırmak yönünden aktif husumet ehliyetinin de bulunmadığı değerlendirilmektedir.
9 nolu karar, kesinleşen tahkim dosyasındaki kooperatif borcunun tasfiyesiyle ilgili yönetim kurulu tarafından yapılan işlemlere onay ve yetki verilmesine dair olup, toplantıda gerekli müzakereler ve açıklamalar yapıldıktan sonra, yönetim kuruluna … … ile yapılan 16.12.2019 tarihli protokolün kabulü ve buna göre ödeme yapma yetkisi verilmesine oybirliğiyle karar verilmiştir. Bu karar için davacı da olumlu oy vermiş olduğundan iptal davası açamayacağı ve KoopK.m.53’de aranan dava şartının davacı yönünden mevcut olmadığı değerlendirilmektedir.
10 nolu genel kurul kararı kooperatife borçlarını ödemeyen ortaklar hakkında nasıl işlem yapılacağı ile ilgili olup, yapılan müzakereler sonunda, borçlu ortaklar hakkında icra takibi yapılması, borçlarını ödemeyen ortakların isim ve borç miktarlarının açıklanması 31 red, 7 çekimser oya karşılık 57 oyla kabul edilmiştir. Davacının karşı oy kullandığı belli olmadığı gibi, parasal yükümlülüklerini geciktiren ortaklar hakkında genel ilke ve yaptırımları belirleyen genel kurul kararının içerik yönünden butlan ve iptal şartlarını barındırmadığı değerlendirilmektedir.
11 nolu kararda, tapusunu almayan ortaklarla ilgili gelişmeler hakkında bilgi verilmesi ve işlem yapılmasına, 13 nolu kararda, iskan masraflarını ödemeyen ortakların borçlarını verilecek bir aylık sürede ödemesine, 16 nolu kararda, kooperatif mülkiyetindeki 139 ada 9 parselde kayıtlı 342 m2 arsanın m2si 2.000 TL’den aşağı olmamak üzere satılmasına oybirliğiyle karar verilmiş ve davacının 11,13 ve 16 nolu kararlar yönünde oy kullanması sebebiyle ve KoopK.m.53’deki dava şartlarını sağlamadığından aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı değerlendirilmektedir.
17 nolu Kararda, ortaklardan bir yıl süreyle aylık 150.000 TL aidat toplanması 7 red oyuna karşılık 101 oyla, temlik borçlarını ödemeyen üyelerin kalan borçlarını 15.04.2020 tarihine kadar ödemeleri halinde gecikme faizlerinin alınmaması oybirliğiyle, ortaklardan avans olarak 16.000 TL toplanması ve ortakların borçlarını ödemesi ve arsanın satılması halinde alınan avansların ödeme sırasına göre iade edilmesi 8 red oyuna karşılık 98 oyla kabul edilmiştir. Alınan kararlar içerik yönünden kanuna, ana sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırılık içermediği gibi, davacının bunlara karşı oy kullandığını ve bunu tutanağa yazdırdığını ispat edemediği, dolayısıyla butlan ve iptal koşullarının bulunmadığı değerlendirilmektedir.
Kısa kararda 15 nolu kararın butlanla batıl olduğunun tespitine karar verildikten sonra, diğer iptali talep olunan maddeler açısından davacının davasının reddine karar verilmiş, ancak maddi hata olarak 15 nolu karar yeniden bu kısma yazılmış olmakla maddi hata gerekçeli kararda düzeltilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ-KISMEN REDDİ İLE;
23/02/2020 tarihli genel kurulda alınan 15 nolu kararın butlanla batıl olduğunun tespitine, diğer iptali talep olunan 6 , 7 , 9, 10, 11, 13, 16 ve 17 nolu maddeler açısından davacının davasının reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.-TL Karar ve İlam Harcından, peşin harç olan 80,70-TL’nin mahsup edilerek eksik kalan 26,30 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3- 9.200,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- 9.200,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat gideri 411,50.-TL , bilirkişi ücreti 4.000,00.-TL, 54,40.-TL başvuru harcı, 7,80-TL vekalet harcı, 54,40.-TL peşin harç olmak üzere toplam 4.528,20.-TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul, kısmen red edilip red sebebinin de ortak olmasına göre 2.264,1 TL’ sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (… Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/10/2022
Başkan … Üye … Üye … Katip …
E-imzalıdır. E-imzalıdır. E-imzalıdır. E-imzalıdır.