Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/156 E. 2023/50 K. 23.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/156 Esas
KARAR NO : 2023/50
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/03/2020
KARAR TARİHİ : 23/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; “Müvekkili şirket … A.ş. ile davalı … A.Ş. arasında, 07/08/2019 – 15/09/2019 tarihleri arasında gerçekleşecek ortak çalışma işbirliğini konu edinen bir sözleşme akdedildiğini, sözleşme ile davalı yanın; proje kapsamında “…” isimli youtuber … … …’ın 8 Ağustos 2019 tarihinde … … ile birlikte … markasının “…” reklam filmi çekimlerine katılacağını, böylelikle …’ın … için yapacağı 1 adet reklam filminde oynayacağını, 8 Ağustos 2019 tarihindeki “…” reklam filmi çekimlerinde … … … ile birlikte, ajans tarafından reklam filmi görüntüleri, Nasıl yapılır? (How to) mini videosu ve ön duyuru (teaser) mini videosu çekimleri yapılacağını ve diğer bir kısım etkinliklerin yapılacağını taahhüt ettiğini, ancak reklam çekimlerinin tamamlanmasının ve reklamın yayına girmesine çok az bir zaman kalmasının ardından davalı yanın sözleşmede bulunduğu taahhütleri yerine getirecek yeteneği … isimli Youtube kanalı sahibi … … …’ın, 14 Ağustos 2019 tarihinde … ‘nda oynanan … maçında kurallara aykırı bir biçimde sahaya girerek … ‘nun ve ülkenin imajını uluslararası platformda zedelediği, hem yerel basında hem de global basında ülke ve Türk sporu için son derece ağır eleştirilerin getirilmesinin müsebbibi olduğunu, İşbu durumun gerek müvekkili şirket … … A.ş. bakımından, gerek resmi sponsor … tarafından gerekse ülkenin gururu olan güzide kuruluşu … tarafından kabul edilemez birtakım sonuçlar doğurduğunu, … ; müvekkili şirkete yukarıda izah edilen gerekçe ile … isimli Youtube kanalı sahibi … … … ile birlikte anılmalarının mümkün olmadığını, bu durumun hem … Federasyonu hem de ülke için son derece yakışıksız bir hâl aldığını ve hiçbir biçimde böyle bir reklamın yayınlanmasına muvafakatlerinin olmasının mümkün olmadığını belirttiğini, bu gerekçe göz önünde bulundurulduğunda, müvekkili şirket ile davalı yan arasında akdedilmiş olan sözleşmenin, haklı sebeple tek taraflı olarak feshedildiğini ve işbu fesih bildiriminin, … Noterliği’nin … Yevmiye numaralı ve 16 Ağustos 2019 tarihli ihtarnamesi ile davalı yana ihbar edildiğini, akabinde davalı yanın da … Noterliği’nin … yevmiye numaralı ve 21 Ağustos 2019 tarihli cevabi ihtarnamesi ile cevap verildiğini, akabinde taraflar, müvekkil şirket … … İltş. Hizm. A.ş.’nin ofisinde durumu konuşmak için bir araya gelindiğini, bu toplantıda müvekkili şirketin davalı yandan zararlarını talep ettiğini, davalı yanın ise müvekkilinin işbu sözleşmeyi feshetmekte hakli olduğunu, bu durumla ilgili olarak gerek müvekkili şirket için, gerek resmi sponsor … için gerek … Federasyonu için gerekse de Ülkemiz aleyhine uluslararasi camiada oluşan psikolojik algı için üzgün olduklarını belirtmiş ve bir protokol yapilmasinin akabinde … takma isimli youtuber … … için sözleşmede belirlenen 75.000,00 Türk Lirasi (+Kdv) bedelin iade edileceğinin sözünü verdiğini, bununla birlikte hem davalı yan, hem de danışmanlıklarını yaptıkları … takma isimli … … …’ın, çeşitli sosyal mecralarda özür mesajları içeren bir kısım açıklamalar ve bir video yayınlandığını, akabinde müvekkili şirketin işbu sözleşmenin akdedilmesinden doğan diğer zararlarını da talep ettiği fakat davalı yanın, müvekkili şirket tarafından talep edilen bu kısmın yüksek bir tutar olduğunu ve bu aşamada ödeme güçlerinin bulunmadığını belirttiklerini, işbu anlaşma görüşmelerinin neticesinde tarafların, 75.000,00 Türk Lirası (+KDV) tutarındaki kısım için bir protokol akdedildiğini, bu protokolün 4’üncü maddesinde …’ın sözleşmenin feshinden kaynaklı zararları saklı tutulduğunu ve protokolün akdedilmesini müteakip davalı yanın sözkonusu bedeli müvekkili şirketin banka hesabına iade ettiğini, sonrasında anılan reklam filminin başka bir fenomen ile tekrar çekilmek zorunda kalındığını ve o şekilde yayınlandığını, gelinen bu noktada ise müvekkili şirketin, detayları zikredilen sözleşmeden doğan zararlarını talep ettiğini, sözleşmenin geçerli olarak gerçekleşeceğine güven duyulmasını ancak gerçekleşmemesi yahut gereği gibi yerine getirilmemesi sonucu uğranılan, malvarlığındaki rıza dışı azalma, bu sözleşme ilişkisinde zarar gören tarafından talep edilebileceğini, müvekkili şirketin … A.ş.’nin sözleşmeye duyduğu haklı güvenin ihlâl edildiğini ve bu durum sebebiyle müvekkilinin malvarlığında zarar meydana geldiğini, bu zararların gerek müvekkili şirketin kayıtları ile sabit olduğunun davalı yan tarafından bilinmekte ve varlığı zımnen kabul edildiğini, huzurdaki uyuşmazlıkta karara bağlanacak hususun işbu dava ile müvekkil şirketin davalı yandan talep ettiği bedellerin “miktarının” haklı olup olmadığı noktasında toplandığını doktrinde ve Yüksek Mahkeme Kararları’nda kabul edildiği üzere, zarar kapsamında değerlendirilmesi gereken zarar kalemlerinin şunlar olabileceğini: Sözleşmenin yapılmasına ilişkin giderler: Bunlar posta masrafı, harçlar, noter ücreti gibi giderler olduğunu, sözleşme yükümlülüğünün yerine getirilmesi veya karşı edimin kabulü için yapılan masrafların: Sözleşmenin taraflarının kendi ifa borcunu yerine getirmek maksadıyla yaptığı taşıma ücreti, sigorta gideri gibi yapılan masraflar ile sözleşme gereği karşı tarafın ifasını teslim alma için yapılan giderler, muhafaza gideri vs. Gibi masrafların bu kapsamda olduğunu, müvekkili şirketin davalı yandan talep ettiği kalemlerin 4 ana başlıktan oluştuğunu, bunların ; … … için ek çekim ücreti olduğunu, bu bedelin 5.000,00-TL olduğunu, prodüksiyon ekip masrafları olduğunu, bunun da toplam 16.257,00-TL olduğunu, prodüksiyon masraflarının olduğunu, bunun da toplam 76.253,00-TL olduğunu ve manevi tazminat olduğunu, bunun da 20.000,00-TL olduğunu, söz konusu kalemlerin ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkili şirkete ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde;
müvekkili şirketin menajerlik şirketi olarak faaliyet gösteren bir firma olduğunu, müvekkili şirketin menajerliğini yaptığı … … …’ın dahil olduğu bir proje kapsamında müvekkili şirket ve davacı arasında sözleşme imzalandığını ve Sözleşme’nin 3. maddesindeki hak ve yükümlülüklerin yerine getirilmesi karşılığında, davacı tarafından müvekkil şirkete toplam 250.000-TL + KDV ödenmesi konusunda mutabık kalındığı, … markasına özel gerçekleşecek ortak çalışma işbirliği konusunda düzenlenen Sözleşme’nin 3. maddesi kapsamında … … … (“…”), … …’le birlikte … markasının … reklam filmi çekimlerine katıldığını, …’ın … için yapılan 1 adet reklam filminde oynadığını, reklam filmi görüntüleri, Nasıl yapılır? (…) mini videosu ve ön duyuru (teaser) mini videosu çekimlerinde yer aldığını, bir adet Instagram paylaşımı yaptığını ve proje için özel bir marş yazdığını, böylelikle …’nin sözleşmede belirlenen zaman planlamasına uygun şekilde üzerine düşen bugüne kadarki tüm yükümlülüklerini kusursuz ve eksiksiz şekilde yerine getirdiğini, dava dilekçesinde de reklam çekimlerinin tamamlandığının belirtildiğini, davacı tarafından da bu durumun ikrar edildiğini, sonrasında 18/08/2019 tarihinde gerçekleşen … maçında …’nin bir anlık maç heyecanına kapılması nedeniyle sahaya atladığını, …’nin bu hadiseden dolayı büyük üzüntü ve pişmanlık duyduğunu belirterek herkesten özür dilediğini, bu olayın akabinde, davacı tarafından müvekkili şirkete gönderilen … Noterliği’nin 16/08/2019 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle sözleşmenin tek taraflı olarak haklı feshedildiğini bildirerek, sözleşmenin 5. Maddesinde yer alan …un anılan işleri … kaynaklı iş bu sözleşmede anlaşılan kapsamda projenin iptal olmasının, yapılamamasının ve bu durumdan kaynaklanan markaya zarar verici bir durumun oluşması halinde markadan almış olacağı 250.000,00-TL KDV Tutarının cezai bedel olarak geri ödeyeceğini kabul eder maddesi gereği 250.000,00-TL + KDV’nin kendilerine ödenmesi, buna ek olarak …’nin fiilleri neticesinde uğranılan zararların tespit edilerek bildirilmesinden sonra bu zararların da tazmin edilmesinin talep edildiğini, müvekkili şirketin, bu ihtarnameye cevabında, söz konusu hadise nedeni ile talep edilmekte olan 250.000,00-TL + KDV tutarındaki cezai şartın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, anılan madde metninde açıkça markadan almış olacağı 250.000,00-TL + KDV’lik bedel karşılığı, 250.000,00-TL + KDV tutarı cezai bedel olarak geri ödeyeceğini ifadelerinin yer aldığını, ne var ki markanın ilk etapta müvekkili şirkete 75.000,00-TL + KDV ödediğini, müvekkili şirketin de iyi niyetli olarak bu bedeli iade edebileceğini, cezai şart ödemesine ek olarak zararların tazmin edilmesi yönündeki taleplerin ise hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, sözleşmede cezai şarta ek olarak zararların tazmininin talep edilebilmesine ilişkin herhangi bir düzenlemenin yer almadığının belirtildiğini, sonrasında davacı ile müvekkili şirket arasında yapılan görüşmeler sonucunda taraflar arasında bir protokol imzalandığını, müvekkili şirketin anılan bu protokol gereğince davacı tarafından kendisine ödenen 75.000,00-TL + KDV’yi davacıya iade edildiğini, müvekkili şirketin davacının sözleşmeyi feshetmesine sebep olabilecek bir eylemi bulunmadığını, müvekkili şirketin ya da menajerliğini yaptığı …’nin davacıya ya da …’a karşı ve onların zararına sebep olacak hiçbir kusurlu hareketi olmadığını, bu nedenle davacının sözleşmeyi feshetmesinin haksız ve sözleşme hükümlerine aykırı olduğunu, müvekkili şirketin yine de iyi niyetli olarak kendisine ödenen bedeli davacıya iade ettiğini, hatta davacı ve müvekkili şirketin yıllardır birlikte çalıştığından davacı sözleşmeyi feshedince yeni bir yetenek ile çalışma fırsatı sunabileceklerine dair teklifte bulunulduğunu, davacının hiçbir iddia ve beyanını kabul anlamına gelmeksizin, sözleşme hükümleri incelendiğinde de müvekkili şirketin davacının bahse konu zararlarını karşılayacağını gösterir bir hükmün yer almadığını, müvekkil şirketin tüm bu iyiniyetli yaklaşımına rağmen, davacının kötü niyetli olarak huzurdaki haksız davayı açtığını, davacının, dava dilekçesinde, sözleşmenin geçerli olarak gerçekleşeceğine güven duyulmasını ancak gerçekleşmemesi sonucu uğranan menfi zararını talep ettiğini, menfi zarardan dolayı tarafların sorumlu tutulabilmeleri için uyandırılan haklı güvenin ihlal edilmesi ve bu ihlalin zarar verenin kusuruyla meydana gelmesi gerektiğini, sözleşmenin, davacı tarafından feshedilene kadar …’ nin sözleşmede belirlenen eylemleri yerine getirdiğini, sözleşme’” ye aykırı hiçbir. Eylemde bulunmadığını, davacı şirketin, müvekkil şirketin herhangi bir kusuru olmamasına rağmen, Sözleşme’yi feshettiğini, davacının önce, müvekkili şirketten sözleşmeye aykırı olarak 250.000-TL + KDV tutarında cezai şart bedeli ve miktarı tespit edildikten sonra belirleyecekleri zararlarının tazmini gibi usulsüz taleplerde bulunduğunı, sonrasında ise, taleplerinin haksız ve hukuken talep edilemeyecek talepler olduğunu cevabi ihtarnamede belirtilmesi üzerine taleplerini azaltarak, huzurdaki 120.233-TL maddi, 20.000-TL manevi tazminat talepli davayı açtığını, davacının, dava dilekçesinde prodüksiyonun tamamlanmasın akabinde reklam filminin bir kısmının tekrar çekilmesi sebebiyle, bu çekimlere ilişkin yapılan prodüksiyon masrafları, prodüksiyon ekibine ödenen masraflar gibi bazı kalemler belirterek bu bedellerin müvekkili şirketten talep edildiğini, müvekkili şirketin sözleşmenin feshine ilişkin bir kusuru olmadığını ve davacının zararının oluştuğunu kabul etmemekle birlikte, belirtilen bu bedellerin piyasa rayicinin de kat kat üzerinde olduğunu, ayrıca manevi tazminat taleplerinin de fahiş olup; davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin kabulü halinde davacının sebepsiz yere zenginleşmiş olacağınu, bir kimsenin sözleşmeden kaynaklı talepte bulunabilmesi için, zarar iddiasına ilişkin illiyet bağı ve kusurun kanıtlanması gerektiğini, müvekkili şirketin davacının sözleşmeyi feshetmesini gerektirecek bir kusuru bulunmadığını, müvekkili şirketin ve menajerliğini yaptığı … tüm sözleşmesel yükümlülüklerini süresinde ve eksiksiz olarak yerine getirmişken, davacının, …’nin bir maçta sahaya atlaması sebebiyle sözleşmeyi feshettiğini, davacının sözleşmeyi feshetmesi sebebiyle oluştuğunu iddia ettiği zararlara ilişkin olarak müvekkili şirketin kusuru bulunmadığını, müvekkili şirketin borca aykırı bir davranışta bulunmadığından, müvekkili şirketin sözleşmenin feshinde herhangi bir kusuru bulunmadığını, müvekkili şirketin …’nin sahaya atlayacağını bilmesinin asla mümkün olmadığından, bu olay bakımından müvekkili şirketin özen göstermediğinin kabul edilemez olduğunu, huzurdaki uyuşmazlık bakımından, davacının sözleşmeyi feshetmesinde müvekkili şirketin kusurlu hiçbir eylemi bulunmadığını, müvekkili şirketin davacının sözleşmeyi feshetmesi sebebiyle sorumlu olduğunu gösterir herhangi bir hüküm bulunmadığını, sözleşmede davacının iddia ettiği kalemleri müvekkili şirketin karşılayacağını gösterir herhangi bir hükmün yer olmadığını, davacının, dava konusu olay sebebiyle, davacı şirket yetkililerinin telefonlarının susmadığını, çeşitli mecralardan aranarak durumdan doğan hoşnutsuzluğa ilişkin açıklama yapmak zorunda bırakıldıklarını, bu nedenle de manevi zarara uğradıklarını iddia ederek manevi tazminat talebinde bulunduğunu, davacının bu iddialarının dayanaksız olduğu gibi, davacının kişilik haklarına ve ticari itibarına yönelik bir saldırı oluşmadığından manevi tazminat taleplerinin kabulünün mümkün olmadığını, izah olunan nedenlerle davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkin davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
İTO’dan tarafların ticari sicil kayıtlarına ilişkin bilgi ve belgeler incelenmiştir.
Tarafların bilgilerine dayandıkları tanıklar mahkemeye getirtilerek dinlenilmiştir.
28/03/2022 tarihinde Mali müşavir, nitelikli hesaplama uzmanı ve hakla ilişkiler ve reklamcılık bilirkişisinden kök, 19/10/2022 tarihinde bilirkişi ek raporu alınmıştır.
GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki 07/08/2019 tarihli sözleşmenin feshi sebebiyle menfi zararın tazmini talebine ilişkindir.
Menfi zarar, sözleşmenin, karşı tarafça yerine getirileceğine olan güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı, uğranılmayacak olan zarardır. Sözleşmenin yerine getirileceğine güvenerek yapılan masraflar menfi zarar olarak kabul edilmektedir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin konusunu … markasının … için yapacağı reklam filmi ve sosyal medyada yapılacak tanıtımlar ve çeşitli etkinlikler oluşturmaktadır. Sözleşme kapsamında taraflar, davalının temsil ettiği dava dışı … …’ın reklam filminde oynaması, sosyal medyada tanıtım yapması ve etkinliklere katılması konusunda anlaşmıştır. Dava dışı … …’ın dava konusu dışında, herkesçe bilinen bir eylemi sebebiyle reklam filmi yayınlanamamıştır. Bu sebeple davacı tarafından sözleşme feshedilmiştir. Sözleşmenin feshine ve cezai şarta ilişkin taraflar arasında 19/09/2019 tarihinde protokol düzenlenmiştir.
Sözleşmenin feshine sebep olan eylemler ve feshi hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, sözleşmenin feshi sebebiyle davacının uğradığı zarardan davalının sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Sözleşmenin feshi noktasında, dava dışı … …’ın uluslararası bir futbol maçında sahaya girmesi ile uluslararası spor kamuoyu nezdinde itibar ve güven kaybına sebep olduğu, bu sebeple başka bir spor dalında Milli Takım’ın reklam filminde oynamasının … tarafından kabul edilmemesi sebebiyle sözleşmenin davacı tarafından haklı olarak feshedildiği mahkememizce kabul edilmiştir. Dava dışı kişinin eylemi sebebiyle davalının sorumluluğunun doğup doğmayacağına ilişkin yapılan incelemede; davalının, dava dışı kişinin temsilcisi olduğunu beyan ettiği, o kişi adına sözleşme yaptığı ve o kişinin eylemlerini taahhüt ettiği görülmüştür. Sözleşmenin 5. maddesi uyarınca dava dışı kişi sebebiyle sözleşmenin feshi durumunda cezai şart ödemeyi de taahhüt etmiştir. Yani davalı taraf, sözleşme ile dava dışı kişinin eylemlerini taahhüt edip, bu taahhüde aykırılık halinde sorumlu olacağını kabul etmiştir. Yine TBK md. 128 uyarınca üçüncü kişinin fiilini üstlenen taraf, bu fiilin gerçekleşmemesinden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. Dolayısıyla dava dışı … …’ın eylemi sebebiyle davacının sözleşmeyi haklı olarak feshetmesinde doğan zarardan davalının sorumlu olacağı mahkememizce kabul edilmiştir.
Meydana gelen zararın neler olduğunu davacı taraf ek çekim maliyeti, prodüksiyon ekip masrafı ve prodüksiyon masrafı olarak somutlaştırmıştır. Bu doğrultuda sunulan belgeler alanında uzman bilirkişiler aracılığıyla incelenmiş ve masrafların yapılan iş ile uyumlu olduğu, piyasa rayiçlerine göre uygun olduğu tespit edilmiştir. Davacının ticari defter ve kayıtları ile dosya kapsamındaki bilgi belgeler gözetilerek davacının, bilirkişilerce hesap olunan 121.133,04 TL maddi zararının bulunduğu mahkememizce kabul edilmiştir.
Davacının manevi zararına ilişkin yapılan değerlendirmede ise; dava dışı … …’ın eyleminin davacı şirkete karşı doğrudan bir zarar oluşturmaması, davacının dava dışı firmalara ve federasyona karşı sorumluluğunu başka bir kişiyle yeniden reklam filmi çekerek yerine getirmiş olması gözetilerek, davacının sözleşmenin feshi sebebiyle itibar kaybına uğramadığı kanaatiyle manevi bir zararının doğmadığı mahkememizce kabul edilmiştir.
Mahkememizce icra edilen son celsede davalı vekili beyanda bulunmak üzere süre talep etmiş; ancak dosyanın geldiği aşama, daha önceki aşamalarda davalının yazılı ve sözlü olarak beyanda bulunmuş olması ve davalı vekilinin hangi hususta beyanda bulunacağını somutlaştırmaması gözetilerek talep mahkememizce kabul edilmemiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; yukarıda açıklanan sebeplerle davacının maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Maddi tazminat talebinin KABULÜNE, 120.233,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Manevi tazminat talebinin REDDİNE,
3-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 8.213,12-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 2.394,83-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 5.818,29-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Maddi tazminat yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 19.035,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Manevi tazminat yönünden davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 9.200,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL Başvuru Harcı, 2.394,83-TL Peşin/nisbi Harcı, 2.700,00-TL Bilirkişi ücreti, 206,25-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 5.355,48TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanacak 1.320,00.-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu ( … Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/01/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır