Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/632 E. 2021/225 K. 02.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/632 Esas
KARAR NO : 2021/225 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2019
KARAR TARİHİ : 02/03/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılamalar neticesinde ;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında akdedilen İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Sözleşmesi’ne istinaden süregelen ticari ilişki nedeniyle davalı tarafa faturalar tanzim edildiğini ve fatura tutarındaki hizmetin davalı tarafa eksiksiz verildiğini, ödenmeyen toplam borç için … İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını davalının borca ve tüm ferilerine itiraz ederek takip durduğunu, taraflar arasında akdedilen 03/06/2016 tarihli İş Sağlığı Ve Güvenliği madde 1 de verilecek hizmetin konusu İş Güvenliği Uzmanı ve İş Yeri Hekimliği olduğunun açıkça belirtildiği verilen hizmetin sağlık personelini (hemşire) kapsamadığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 7. Maddesinde hizmete ilişkin ücretin ” iş yeri hekimi ve güvenliği uzmanını ” kapsadığı belirtilmiş olup faturalarda bu doğrultuda iş yeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı için kesildiği, itirazın iptali ve takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle, davalı şirketin 2016 yılı … Şube Müdürlüğü mesuliyet sahası içinde atıksu ve içme suyu hatlarında yapılacak bakım onarım projesi ile ilgili iş sağlığı ve güvenliğinin temini için imzalanan bu hizmet sözleşmesinde, davacı tarafın edimini tam olarak ifa etmediği için davalı şirket aleyhine Sayıştay tarafından rapor tanzim edilmiş raporda davalı şirket iş sahasında eksik iş güvenlik personeli ile çalıştığı ve mesuliyet sahası içinde hemşire bulundurmadığı gerekçesi ile idari para cezasına çarptırıldığını ve bu tutar davalı şirketin hak edişlerinden düşürülmek yolu ile faiziyle beraber davalı şirket tarafından ödendiğini, sözleşmenin 4. Maddesinde sağlık personeli sağlamak konusunun açıkça belirtildiği, davalı şirketin zarara uğradığı hukuken bu zararın sorumlusu davacı olduğu, zarar verenlerin her biri zarar görenin uğramış olduğu zarar nedeniyle doğan tazminatın tamamından sorumlu olup bu sorumluluğun borcun ödenmesine kadar devam ettiğini, davanın reddini, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davadaki uyuşmazlığın konusunun; iş sağlığı ve güvenliği kapsamında fatura alacağının bulunup bulunmadığı, sözleşmeye aykırı hizmetin verilip verilmediği, itirazın iptali ve icra inkar tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Dava dilekçesi, … İcra Müdürlüğünün 2019/… esas sayılı dosya sureti , bilirkişi raporu ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
Dosyamıza getirtilen … İcra Müdürlüğünün 2019/… E. sayılı dosyasının suretinin incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 32.675,08 TL toplam alacak, üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67/1 maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce oluşturulan ara kararı gereği dosyanın nihai rapor için bilirkişi S.M. Mali Müşavir … ve İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı … tarafından verilen 01/02/2021 tarihli raporda özet olarak; davacı ile davalı arasında 03.06.2016 tarihli İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Sözleşmesinin var olduğu, sayın mahkeme tarafından taraflar arasında var olan sözleşmenin 1,2,7 maddelerinin kabul görmesi halinde, davacı şirketin davalı şirketten 30.07.2019 takip tarihi itibariyle 29.850,00 TL asıl alacaklı olduğu, takip talebinin de asıl alacak olarak 29.850,00 TL olduğu, davalı şirket yasal defterlerinde de takip itibariyle 29.580,00 TL asıl borçlu olduğunun değerlendirilmesinin sayın mahkemeye ait olduğu, sayın mahkeme tarafından taraflar arasında var olan sözleşmenin 4. Maddesinin kabul görmesi halinde, davacı şirketin davalı şirketten 30.07.2019 takip tarihi itibariyle (27.500,00 TL sağlık personeli çalıştırılmaması ceza bedeli düşülerek )(29.850,00-27.500,00) 2.350,00 TL asıl alacaklı olduğunun değerlendirmesinin sayın mahkemeye ait olduğu, takip öncesi işlemiş faizin incelenmesi, taraflar arasında mevcut olan sözleşmenin 7. Maddesinde ” fatura tarihinden itibaren 15 iş günü içinde … Ltd.Şti. hesabına yatırılacaktır.” yazılı olduğu, fakat yatırılmaması halinde ne yapılacağı ya da uygulanacak faiz oranından sözleşmede bahsedilmediğinden takip öncesi ve takip sonrası faiz talebi değerlendirmesinin sayın mahkemeye ait olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir. Davacı vekili 22/02/2021 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir. Davalı vekili 22/02/2021 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, ticari defterlerin kanıt olması, bu defterlerin Ticaret Kanunu’nun öngördüğü şartlar içinde tacirin lehinde veya aleyhinde olarak kullanılması ve ticari bir uyuşmazlığında hükme esas teşkil etmesidir. Böylelikle ticari bir uyuşmazlıkta ticari defter kaydı, uyuşmazlığın çözümünde yazılı bir kanıt aracıdır. Tacirin tuttuğu bütün defterlerdeki kayıtların birbirine uygun olması, birbirini tutması ve doğrulaması şarttır. Ayrıca ticari defterlerin kanuna uygun olarak tutulmuş olması yanında tasdike tabi olan ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin de Ticaret Kanununda belirtilen sürelerde ve şekillerde yapılmış olması gerekmektedir. Aksi takdirde defterler, sahipleri lehine kanıt olma niteliklerini kaybederler. Bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağın olduğunu iddia eden taraf yazılı belgeler ile ispat etmesi gereklidir. İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu HMK 187,190 ve 200. Maddeleri ayrıca HMK Madde 222 de Ticari defterlerinin ibrazı ve delil olması açısından ilgili düzenlemeler mevcuttur. Davacı tarafın 2018 yılına ait ticari defter kayıtlarının usulünce tutulmadığı tespit edildiğinden aleyhine delil sayılarak davalı ticari defterleri kayıtları esas alınmıştır.
Somut uyuşmazlıkta; davacı ile davalı arasında 03.06.2016 tarihli İş Sağlığı Ve Güvenliği Hizmetleri Sözleşmesinin var olduğu, faturalar üzerinde İş Yeri Hekim Hizm Bed. Olarak faturaların düzenlendiği görülmektedir. Davacı ile davalı taraf arasında düzenlenen hizmet sözleşmesinde iş sınıfının çok tehlikeli ve çalışan sayının 60 olarak belirlendiği davalının 6331 sayılı kanunun 6/1-a maddesi uyarınca diğer sağlık personeli görevlendirmesinin de yapılması gerektiği ancak bu kurala uyulmadığından davalının Sayıştay 5. Dairesi’nin 384 Karar ve 09.05.2019 tarihli ilamı uyarınca; davalının 2017 Ocak ila Kasım dönemleri kapsamında bulundurmadığı sağlık personeli nedeniyle davalı şirkete toplam 27.500 TL ceza verilmiş ve 20 nolu hak edişinden kesinti yapılarak hazine irat kaydına karar verildiği anlaşılmıştır. Bu doğrultuda davalı tarafın iş sağlığı ve güvenliği faaliyetleri kapsamında icrası uzmanlık ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden davacı şirketten hizmet ve danışmanlık aldığı ancak davacı şirket söz konusu hizmeti verirken iş sınıfı ve gereklilikleri açısından iş yeri hekimi istihdamına ek olarak diğer sağlık personeli istihdamının da kanunen gerekli olduğunu bilebilecek konumdadır. Söz konusu durum tarafların sözleşmede serbestçe kararlaştırabileceği durumlardan olmadığı anlaşılmıştır. Bu yönde davacı şirketin gerekli uyarıları yapması gerekmekteydi. Ancak dosya kapsamında davacı şirketin gerekli uyarıları yapmadığı, uyarıları yapmış olmasına rağmen eksikliğin giderilmesi noktasında davalı tarafın uyarıları dikkate almaması halinde bu durumla ilgili davacı tarafın sözleşmeye ihtirazi kayıt düştüğüne dair de somut delil bulunmadığı, davacı şirketin gereği gibi ifada bulunmadığından tam hizmet bedelini talep etmekte haklı olmadığı, davalının uğradığı zarara davacı tarafından da katlanması gerektiği değerlendirilmiştir. Bu doğrultuda bilirkişi heyeti tarafından sunulan denetime elverişli raporun taraflar arasındaki sözleşmenin 4. Maddesi doğrultusunda yapılan hesaplamalar benimsenmiş davacı tarafından davalıya karşı açılan … İcra Müdürlüğünün 2019/… E. Sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 2.350-TL üzerinden ve tarafların ticari şirket olması ve işin her iki taraf içinde ticari iş niteliğinde olması nedeniyle 3095 sayılı kanunun 2/2 maddesi uyarınca takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek avans faizi üzerinden takibin devamına karar vermek gerekmiş takip öncesi faiz talebi ile ilgili davacının davalıyı temerrüte düşürdüğüne dair herhangi bir bildirimde bulunmadığı anlaşıldığından takip öncesi faiz taleplerinin de reddi gerekmiş ve gene icra inkar tazminatı yönüyle alacağın likit olmaması ve borçlu tarafından belirlenebilir olmaması nedeniyle, davalının davacı hakkındaki kötü niyet tazminat şartları da oluşmadığından taleplerin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm vermek gerekmiştir.
HUAK 18/A-(13) Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. (…)” ve (14). Fıkrası: ” Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No: 2019/ … sayılı dosyasından arabulucuya 1320 TL tarife bedeli üzerinden kesilen arabulucuk giderlerinin de kabul red oranında davalı aleyhine yükletilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen gerekçeler uyarınca,
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın KISMEN KABULÜ, KISMEN REDDİ ile;
…. İcra Müdürlüğünün 2019/… E. Sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 2.350-TL üzerinden ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek avans faizi üzerinden DEVAMINA,
İcra inkar tazminatı taleplerinin REDDİNE,
Şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı taleplerinin REDDİNE,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/1-2 fıkralarına göre hesaplanan 2.350,00 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/1 maddesine göre hesaplanan 4.548,76 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Alınması gereken 160,52 TL harcın peşin alınan 394,63 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 234,11 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanacak 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul red oranında 1.225,09 TL sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanacak 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul red oranında 94,91 TL sinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı vekili tarafından yapılan posta-tebligat gideri toplamı 65,25 TL ile 2 Adet bilirkişi ücreti 1.800,00 -TL, 44,40 TL başvuru harcı, 6,40 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.916,05 -TL yargılama giderinin davacının haklı çıktığı oran itibari ile hesap edilen 137,76 -TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu Davacı yönüyle (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır