Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/625 E. 2020/84 K. 03.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/625
KARAR NO : 2020/84

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/12/2019
KARAR TARİHİ : 03/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının dosya üzerinden yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalılar ile müvekkili firma arasında Kazlıçeşme Mah. … Cad. … Ada, 73 ve 83 nolu parseller adresinde …projesi ile ilgili olarak akdedilen 21/08/2017 tarihli ana sözleşme ve dış cephe seramik kaplama imalatları ek protokol N…. ve N…. sayılı ek sözleşmelerin Kartal …Noterliği’nin 06/12/2019 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile fesh etmiş olduklarını, bu ihtarname ile davalıların müvekkiline olan 4.150.000,00.-TL ana para borcunun ve ortalama 14.500.000,00.TL maddi zararını ki toplamda 18.650.000,00.-TL ödenmesi ve ana sözleşmenin 9.Maddesi’nde belirtilen teminat mektuplarının iadesinin talep edildiğini, ancak davalıların ödemeleri yapmadıkları gibi bu teminat mektuplarını da paraya çevirme hazırlığı içerisine girdiklerini ve hatta çekleri yazdırdıklarını, müvekkili firmanın söz konusu davalılara hiçbir borcunun bulunmadığını, tam tersi alacaklı olduğunu belirterek fesih tarihine kadar müvekkili firmanın davalılar için yaptığı imalatlar ödemesi için fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 500,00.-TL ihtarnamenin tebliğinden itibaren 1 gün sonrasından itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının arabulucuğa başvuru yapmadan bu davayı açtığını, öncelikle davanın dava şartı yokluğundan reddini, esas yönünden de sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini, davacının sözleşmeyi fesh etmesinin haklı gerekçelere dayanması gerektiğini, davacının iddialarının haksız ve mesnetsiz iddialar olduğunu, müvekkili aleyhine gerçeğe ve hukuka aykırı beyanlarda bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin feshinden kaynaklanan alacağın tahsili talebine ilişkindir.
HMK’nun 115/1. Maddesinde “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilir” hükmü amirdir.
19/12/2018 tarih ve 30630 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7155 sayılı kanunun 20. Maddesiyle 6102 sayılı TTK 5. Maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 5/A maddesinde; dava şartı olarak arabuluculuk getirildiği, söz konusu düzenleme ile ” Bu kanunun 4. Maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” hükmü amirdir.
7155 sayılı kanunun 26. Maddesinde, anılan kanunun 20. Maddesi gereğince 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A/2 maddesinde; “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmünü amirdir.
Alacak davalarında da davacı, bir para alacağının tahsilini amaçladığından, dava açılmadan önce, yukarıdaki yasal düzenlemeye göre arabulucuya başvurulmuş ve arabulucu tarafından onaylanmış anlaşmaya varılamadığına ilişkin tutanağın dava dilekçesine eklenmiş olması dava şartıdır.
Dava dosyasının yapılan incelemesinde davacı tarafça, arabuluculuk faaliyetine başvurulduğunun belirtilmediği, buna ilişkin olarak arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanak aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin sunulmadığı davacının arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı açıkça anlaşıldığından; açılan davanın Arabulucuk Kanununun 18/A-2. Maddesi ile HMK’nun 115/2. maddesi hükmü gereğince, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
Açılan davanın arabuluculuk DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
54,40 TL harcın peşin alınan 44,40.-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 10,00.-TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte olan AAÜT 7/2. Maddesi gereği 3.400,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Davacı tarafından bu dava sebebi ile yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içersinde İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı.. 03/02/2020

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

Bakiye Harç ; 10,00.-TL