Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/617 E. 2020/599 K. 21.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/617 Esas
KARAR NO : 2020/599

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 24/12/2019
KARAR TARİHİ : 21/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …Plakalı aracın Kasko sigortasının … tarafından 02/01/2017 tarih ve …poliçe numarası ile müvekkili şirkete sigortalandığını, … plakalı aracın 27/05/2017 saat 01.00-01.15 sıralarında Defterdar Cad. Eski… Belediyesindeki standa giriş yapmak isterken güvenlikçinin düğmeye basarak girişteki hareketleri dubaları yukarı kaldırdığı ve o esnada buradan geçmekte olan sigortalı aracın altına çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, sigortalının hasar beyanı üzerine eksper görevlendirildiğini ve sigortalının aracında meydana gelen hasarın giderilmesi için 10/07/2017 tarihinde … hasar dosya numarası üzerinden 39.618,00 TL ödeme yapıldığını, kaza sonrası aracın çekilmesi için de …Tic. A.Ş.’ne 100,00 TL ödendiğini, müvekkilinin yaptığı bu ödeme ile sigortalısının haklarına halef olduğunu, alacağın tahsili amacıyla … 11. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, ödeme emrinin borçluya 26/04/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, ancak borçlunun 03/05/2019 tarihli itirazı nedeniyle takibin durduğunu beyanla; … 11. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20 icra inkaz tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; husumet itirazları olduğunu, ayrıca dava konusu zararlandırıcı olayın gerçekleştiği otoparkın müvekkili mülkiyetinde olmadığı gibi kullanım hakkı ve sorumluluğunun da müvekkiline ait olmadığını, görev itirazının olduğunu, uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığını, bu nedenle asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğunu, kazanın dubalardan veya güvenlik görevlisinin ihmalinden değil araç sürücüsünün özel mülkiyetli otoparka beklenmedik bir hızla ve kaçak olarak girmeye çalışması nedeniyle yaşandığını beyanla; öncelikle davanın husumet ve görev yönünden reddine, aksi halde sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olması sebebiyle esastan reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
…Mavi Kasko Poliçesi örneği, … CBS …Soruşturma sayılı dosyasında alınan ifade tutanağı, başvuru dilekçesi, araç ruhsat örneği, ehliyet örneği, eksper raporu, olaya ilişkin görüntüler, 07/07/2017 tarihli 100,30 TL’lik ödeme dekontu, 10/07/2017 tarihli 42.129,55 TL’lik ödeme dekontu, Teslim, ibra ve Temlik Belgesi, Arabuluculuk Son Tutanağı ile celp edilen hasar dosyasının mahkememiz dosyası arasında olduğu görüldü.
Celp edilen … 11. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının celp ve tetkikinden; alacakl…SİGORTA A.Ş. Tarafından borçlu … aleyhine 09/04/2019 tarihinde 39.718,54 TL asıl alacak + 9.792,80 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 49.511,34 TL üzerinden takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 26/04/2019 tarihinde tebliğ olunduğu, borçlu vekili tarafından 03/05/2019 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiği, itirazın süresinde olduğu ve takibin durdurulduğu görüldü.
GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklanan hasar bedelinin rücuen tazminine ilişkin olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu… plakalı aracın… adına kayıtlı, … 1.6 DCI…Pack X-…, 2016 Model, kullanım amacının ‘hususi’ olduğu görüldü.
TTK m. 1472’de düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/18 E., 1954/11 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir. 17.01.1972 tarih ve 1970/2 E.-1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise, o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve Borçlar Kanununun 44. maddesine (TBK m.52) de dayanabileceği; tabiatıyla sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır.
Diğer taraftan, 3 Temmuz 1944 tarihli ve 5746 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.03.1944 tarih ve 37 E. – 9 K. sayılı kararına göre de “Sigortacının sigorta poliçesinden münbais olmayıp kanundan aldığı bir salâhiyete istinaden ve haksız fiil sebebiyle alacaklı yerine kaim olarak hareket ettiği dâvada hukuk mahkemesine başvurması gerekir.” şeklindedir.
Somut olayda; davacı kasko şirketi olup, dava dışı sigortalının ise gerçek kişi olduğu, kazaya karışan aracında hususi araç olduğu göz önünde tutulduğunda rücu tazminatına konu uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı, bu durumda da uyuşmazlığın, Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği (… Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/2249 esas 2019/919 karar sayılı ilamı) anlaşılmakla, mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın 6100 Sayılı H.M.K’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİ ile Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
3- 6100 sayılı HMK’nun 20. Maddesi gereğince taraflardan birinin, bu karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren Mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli Mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
4-Bu süre içerisinde başvuru yapılmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
5-HMK’nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili ve görevli Mahkemece hüküm altına alınmasına, açılmamış sayılmasına karar verildiği takdirde bu kararda değerlendirilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
21/10/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza