Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/597 E. 2020/216 K. 11.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/597 Esas
KARAR NO : 2020/216
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 17/12/2019
KARAR TARİHİ : 11/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 03/10/2017 tarihinde müvekkili sigorta şirketinin sigortalısı … idaresindeki … plaka sayılı araç ile davalıya ait … plaka sayılı aracın karıştığı trafik kazası meydana geldiğini, davalı araç sigortalısının … Sigorta A.Ş. Olduğunu, kazada davalı araç sürücüsünün tamamen kusurlu olduğunu, kaza sebebiyle müvekkili sigorta sigortalısına hasar bedeli olarak 20.467,43 Euro ödemede bulunulduğunu, davalının sigortasına müracaat ettiğini ve davalıya sigorta limiti olan miktarın ödendiğini, bu miktarın ödeme tarihi itibariyle 5.171,52 Euro’ya tekabül ettiğini, bakiye alacak için davalıya başvurulduğunu, ancak başvurunun sonuçsuz kalması üzerine … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak borçlunun icra takibine itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu, icra takip dosyasında her ne kadar alacak 24467.43 yazılmış ise de bu rakamın sehven yazıldığını, gerçek zararın 20.467,43 Euro olup sigorta bedeli ödendikten sonra bakiye alacak miktarının dava miktarı olan 15.295,91 Euro olduğunu beyanla; davalının … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin 15.295,91 Euro üzerinden devamına, asıl alacağa temerrüt tarihinden itibaren bankaların dövize uyguladığı en yüksek faiz oranından tahsilinin hüküm altına alınmasına, masraf ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalıya usulüne uygun tebligat çıkartılmış olmasına rağmen davaya süresi içerisinde cevap vermemiş olduğu görülmüştür.
DELİLLER:
Kaza tespit tutanağı, eksper raporu, resimler ve çerçevesi, ödeme makbuzu örneklerinin dosya arasında olduğu görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklanan hasar bedelinin sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenmesi nedeniyle kusurlu olan davalıdan rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu görülmüştür.
TTK m. 1472’de düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/18 E., 1954/11 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir. 17.01.1972 tarih ve 1970/2 E.-1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise, o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve Borçlar Kanununun 44. maddesine (TBK m.52) de dayanabileceği; tabiatıyla sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır.
Diğer taraftan, 3 Temmuz 1944 tarihli ve 5746 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.03.1944 tarih ve 37 E. – 9 K. sayılı kararına göre de “Sigortacının sigorta poliçesinden münbais olmayıp kanundan aldığı bir salâhiyete istinaden ve haksız fiil sebebiyle alacaklı yerine kaim olarak hareket ettiği dâvada hukuk mahkemesine başvurması gerekir.” şeklindedir.
Somut olayda; davacı kasko şirketi olup, dava dışı sigortalının ise gerçek kişi olduğu, kazaya karışan aracında hususi araç olduğu göz önünde tutulduğunda rücu tazminatına konu uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı, bu durumda da uyuşmazlığın, Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği (… Mahkemesi … Hukuk Dairesi … esas … karar sayılı ilamı) anlaşılmakla, mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın 6100 Sayılı H.M.K’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİ ile Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
3- 6100 sayılı HMK’nun 20. Maddesi gereğince taraflardan birinin, bu karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren Mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli Mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
4-Bu süre içerisinde başvuru yapılmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
5-HMK’nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili ve görevli Mahkemece hüküm altına alınmasına, açılmamış sayılmasına karar verildiği takdirde bu kararda değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/03/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza