Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/554 E. 2023/676 K. 30.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/554 Esas
KARAR NO : 2023/676
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/11/2019
KARAR TARİHİ : 30/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 04/09/2019 günü saat 20:16 sularında E-5 karayolu yan yol, Ambarlar mevkiinde bisikleti ile birlikte seyir halinde ilerlerken … … sevk ve idaresinde bulunan … Plaka sayılı özel halk otobüsünün kontrolsüz bir şekilde müvekkiline çarparak müvekkilinin yaralanmasına, bisikletinin ise kullanılamaz hale gelmesine sebep olduğunu, davalı … …’nün haksız ve hukuka aykırı fiilleri neticesinde meydana gelen kaza nedeni ile müvekkilinin uğramış olduğu zararların tazmin edilmesi açısından işbu davanın ikame edildiğini, dosya kapsamında sunulacak kamera kaydı ile … … sevk ve idaresinde bulunan özel halk otobüsü kazadan saniyeler öncesinde; kaydın başından 6. Saniyesine kadar karayolları trafik kanuna aykırı bir şekilde yan yol üzerinde bulunan işi şeridin tam ortasından, kaydın 6. Saniyesinde sol şeritte, kaydın 7. Saniyesinde kontrolsüz bir şekilde sağ şeride geçecekken ani karar değişikliği ile tekrardan yan yol üzerinde bulunan iki şeridin ortasından, kaydın 10. Saniyesinde sol şeritte, kaydın 23. Saniyesinde ise yolun en sağ şeridinde bisikleti ile ilerleten kıyafetinde ve bisikletinin üzerinde reflektör, ışıklandırma ve uyarıcı işaretler bulunan müvekkili sevk ve idaresindeki bisiklete kontrolsüz bir şekilde çarpmış olduğunu, müvekkilinin otobüsün kendisine çarpması nedeniyle savrularak yere düştüğünü, müvekkilinin meydana gelen kaza nedeniyle yaralandığını, bisikletinin de ağır hasar alarak kullanılamaz hale geldiğini, davalının kusurlu hareketleri ile müvekkiline çarpmasını müteakiben olay yerine ambulans geldiğini, müvekkilinin bu sürede acılar içerisinde ambulansın gelmesini beklediğini, ambulansın kaza mahalline ulaşması ile birlikte Eğitim ve araştırma hastanesine kaldırıldığını, yapılan ilk müdahalenin ardından müvekkilinin polis merkezine geldiğini, araç sürücüsünden şikayetçi olduğunu, söz konusu trafik kazasının … Kaymakamlığı İlçe Emniyet Müdürlüğü … Polis Merkezi tarafından … olay numarası ve 2019 / … E. Numaralı dosyası üzerinden soruşturma yürütülmekte olduğunu, delillerin celbini talep ettiklerini, kazaya sebep olan otobüsün … Sigorta A.ş nezdinde … poliçe numarası ile trafik kaza sigortası ile sigortalı olduğunu, dava öncesi … Sigorta’ya başvuruda bulunulduğunu, … Sigorta’nın taraflarına dönüş yapmadığını, müvekkilinin zararlarını karşılamadığını, müvekkilinin kaza sırasında kullandığı bisikletinin markası, ” … ” modelinin ise ” … ” , olduğunu, bisikletin üzerinde bulunan jantların markasının ise ” … ” modeli ise ” …” olduğunu, …’ nun Türkiye distribütörü konumunda bulunan … firmasından alınan faturaya göre kazada kullanılamaz hale gelen bisikletin güncel fiyatının, 4.361,00 USD olduğunu, 4.361,00 USD olarak belirtilmiş … tarafından Proforma Fatura olarak düzenlenen belge kaşeli ve imzalı bir şekilde müvekkiline teslim edildiğini, kaza sonucunda müvekkilinin üzerinde bulunan … marka formanın zarar gördüğünü ve kullanılamaz hale geldiğini, bu formanın tutarının 28,55 USD olduğunu, müvekkilinin kaza anında üzerinde bulunan forma bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istediğini, kaza sonucu müvekkilinin kafasında bulunan … marka bisiklet kaskının hasar gördüğünü, fiyatının 139,00-TL olduğunu, davalılardan tahsilini talep ettiğini, kaza sonucunda müvekkilinin bisiklet eldivenlerinin kullanılamaz olduğunu, eldiven bedelinin davalılardan tahsilinin gerektiğini, kaza sonucu müvekkilinin 3 gün çalışamadığını, müvekkilinin çalıştığı yerdeki 3 günlük ücretini alamadığını, bu nedenle davalılardan müvekkilinin günlük çalışmasına denk gelen 354,00-TL bedelin müştereken ve müteselsilen tahsilinin gerektiğini, fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak kaydı ile davalı yanlar adına kayıtlı menkul, gayrimenkul ve üçüncü kişiler üzerindeki hak ve alacakları üzerine iş bu dava konusu esas değer üzerinden belirlenecek takdiren teminatsız bir şekilde ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz uygulanmasını, bu talebin kabul görmemesi halinde davalı yanlar aleyhine ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile davalıların şimdilik adına kayıtlı menkul, gayrimenkul ve üçüncü kişiler üzerindeki hak ve alacakları üzerine takdiren teminatsız olarak ve HMK 389 ve devamı maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir konulmasına, geçici ödeme taleplerinin reddine, davanın kabulü ile meydana gelen trafik kazası sonucun tazminat miktarlarının yargılama aşamasında ortaya çıkacak olması nedeniyle maddi tazminat talepleri açısından kısmi dava niteliğinde olmak üzere fazlaya ilişkin her türlü talep, dava ıslah ve talep arttırım hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminatın, maddi tazminatın davalı sigorta açısından sigorta teminatı ile mesul olduğu miktar kadar, davalılar … …, … ve … açısından ise tamamını kapsayacak şekilde kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak üzere şimdilik 20.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … …, … ve … ‘nden kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı … Sigorta A.ş açısından mesul olduğu miktar üzerinden, davalılar … …, … ve … açısından ise tamamının üzerlerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde; Davaya konu hasara ilişkin kusur dağılımını gösterir veya tespitine yarar herhangi bir bilgi ve belge iletilmemiş olup bu anlamda tazminat tutarının belirlenebilmesinin imkansız olduğunu, bu nedenle kusur durumunun netleştirilmesi için adli tıp kurumu trafik ihtisas dairesinden rapor alınması gerektiğini, her halükarda müvekkili şirkete sigortalı araç sürücüsüne isnat edilen kusur durumunu kabul etmediklerini, zira başvuran vekili tarafından iddia edilen kusur oranı tamamiyle yanlış olduğunu bu konuda Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden rapor aldırılması gerektiğini . Yargıtay içtihatları gereğince; tek kişilik bilirkişi tarafından tanzim edilen kusur bilirkişi raporları hükme esas alınmadığını, davacı vekili tarafından davacıya ait bisikletin faturası dayanak gösterilmek suretiyle bisikletin alış bedelinin talep edildiğinin görüldüğünü, ancak sigortanın amacının gerçek zararın tazmini olduğundan bisikletin alış fiyatının değil hasar anındaki değerinin tespit edilmesi gerektiğini, bununla birlikte müvekkili şirketin de anılan tutardan kusuru oranında sorumlu olabileceğini, davacının süreli sakatlık ve meslekte kazanma gücü iddialarının araştırılmasının gerektiğini, davacının kaza tarihinden itibaren faiz isteminin haksız ve mesnetten yoksun olduğunu, davanın tümden reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … vekili cevap dilekçesinde ; davacının maddi tazminat talebine ilişkin olarak ileri sürmüş olduğu iddialarına dayanak olarak gösterdiği faturalardaki miktarlar ve gerek iş gücü kaybı gerekse alamadığını iddia ettiği maaşların belirli nitelikte olduğunu, dolayısıyla kanuni dayanakları, davacı tarafın dilekçesinde ileri sürdüğü hususlar ve yerleşik yüksek mahkeme kararları ışığında davacı tarafın HMK 107 maddesi uyarınca belirsiz alacak davası açmakta hiçbir hukuki yararının bulunmadığını, bu nedenlerden dolayı davanın hukuki yarar yoluğundan usulden reddedilmesi gerektiğini, dava dilekçesinde her ne kadar davalı müvekkilinin sevk ve idaresindeki aracın kontrolsüz bir şekilde davacıya çarparak yaralanmasına ve kullanmış olduğu bisikletin ve ekipmanlarının kullanılamaz hale geldiğini iddia etmiş ise de söz konusu bu iddiaların soyut iddialardan ibaret olduğunu, bu iddiaların hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalı müvekkilinin kullanmış olduğu otobüsün ön kamerasındaki kayıttan da görüleceği üzere davalı müvekkilinin hiçbir şekilde şerit ihlali yapmaksızın tüm trafik kurallarına uyarak seyir halinde iken davacı bisikleti ile birlikte otobüsün sağ orta kapısının gerisine çarptığını, yani davacının dava dilekçesinde iddia ettiği gibi davalı müvekkilinin davacıya çarpmadığını, aksine davacının müvekkilinin kullandığı otobüse çarptığını, dava dilekçesinde her ne kadar videoya ilişkin saniyeler ifade edilerek olay anlatılmaya çalışılmış ise de video kaydı izlendiğinde bu tasnife gerek olmadığının açıkça anlaşıldığını, her ne kadar davalı müvekkilinin şerit ihlali yaptığı iddia edilmiş ise de kaza anında böyle bir durumun söz konusu olmadığının net bir şekilde görüldüğünü, davacının davalı müvekkilinin sevk ve idaresindeki otobüse çarpmasının akabinde davalı müvekkilinin otobüse sağ tarafından bir şeyin çaptığını fark etmesi üzerine refleks olarak otobüsü sola doğru yönlendirdiğini ancak bu manevrasında da herhangi bir şerit ihlali gerçekleştirmediğini, davacının bisikletinin tamamen zarar gördüğü, kullanılamaz hale geldiği iddialarının da asılsız ve mesnetsiz olduğunu, buna ilişkin dinlenecek tanık beyanları ile bu hususun sübuta ereceğini, davacının yaşanan kazadan sonra iş görmezlik raporuna istinaden 354,00-TL’ye tekabül eden 3 günlük ücretini alamamış olması sebebi ile kendisinin ve ailesinin geçimini sağlayamadığı iddialarının da hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, dava dilekçesinde her ne kadar davacının profesyonel bir bisikletçi olduğu iddia edilmiş ise de yaşanan kazaya ilişkin video kaydında davacının bizzat kendisinin yanından, kendi şeridinden geçen ve tüm trafik kurallarına uyan davalı müvekkilinin sevk ve idaresindeki otobüsün sağ arka kapısının gerisine çarparak kazaya ve neticesinde de yaralanmasına sebebiyet verdiğinin açıkça ve ayrıca anlaşıldığını, profesyonel bir bisiklet sürücüsünün bu şekilde kendi hatasından dolayı kazaya sebebiyet vermesinin taraflarınca anlaşılamadığını, davacı her ne kadar dava dilekçesi ile manevi tazminat talep etmiş ise de davacının kendi kusuru ile sebebiyet vermiş olduğu kazadan dolayı manevi tazminat talep etme hakkının bulunmadığını, dolayısıyla manevi tazminat yönünden reddinin gerektiğini, açıklanan nedenler ile her türlü hakları saklı kalmak kaydı ile öncelikle davanın usulden reddini, mahkeme aksi kanaatte ise trafik kazasına ilişkin soruşturma/kovuşturma dosyasının bekletici mesele yapılmasını, netice itibari ile de hukuki dayanaktan yoksun, asılsız ve mesnetsiz iddialara dayalı hukuka aykırı davanın esastan reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde ; davacının maddi tazminat talebine ilişkin olarak ileri sürmüş olduğu iddialarına dayanak olarak gösterdiği faturalardaki miktarlar ve gerek iş gücü kaybı gerekse alamadığını iddia ettiği maaşların belirli nitelikte olduğunu, dolayısıyla kanuni dayanakları, davacı tarafın dilekçesinde ileri sürdüğü hususlar ve yerleşik yüksek mahkeme kararları ışığında davacı tarafın HMK 107 maddesi uyarınca belirsiz alacak davası açmakta hiçbir hukuki yararının bulunmadığını, bu nedenlerden dolayı davanın hukuki yarar yoluğundan usulden reddedilmesi gerektiğini, dava dilekçesinde her ne kadar diğer davalının sevk ve idaresindeki aracın kontrolsüz bir şekilde davacıya çarparak yaralanmasına ve kullanmış olduğu bisikletin ve ekipmanlarının kullanılamaz hale geldiğini iddia etmiş ise de söz konusu bu iddiaların soyut iddialardan ibaret olduğunu, bu iddiaların hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, diğer davalının kullanmış olduğu otobüsün ön kamerasındaki kayıttan da görüleceği üzere diğer davalının hiçbir şekilde şerit ihlali yapmaksızın tüm trafik kurallarına uyarak seyir halinde iken davacı bisikleti ile birlikte otobüsün sağ orta kapısının gerisine çarptığını, yani davacının dava dilekçesinde iddia ettiği gibi diğer davalının davacıya çarpmadığını, aksine davacının diğer davalının kullandığı otobüse çarptığını, dava dilekçesinde her ne kadar videoya ilişkin saniyeler ifade edilerek olay anlatılmaya çalışılmış ise de video kaydı izlendiğinde bu tasnife gerek olmadığının açıkça anlaşıldığını, her ne kadar diğer davalının şerit ihlali yaptığı iddia edilmiş ise de kaza anında böyle bir durumun söz konusu olmadığının net bir şekilde görüldüğünü, davacının diğer davalının sevk ve idaresindeki otobüse çarpmasının akabinde diğer davalının otobüse sağ tarafından bir şeyin çaptığını fark etmesi üzerine refleks olarak otobüsü sola doğru yönlendirdiğini ancak bu manevrasında da herhangi bir şerit ihlali gerçekleştirmediğini, davacının bisikletinin tamamen zarar gördüğü, kullanılamaz hale geldiği iddialarının da asılsız ve mesnetsiz olduğunu, buna ilişkin dinlenecek tanık beyanları ile bu hususun sübuta ereceğini, davacının yaşanan kazadan sonra iş görmezlik raporuna istinaden 354,00-TL’ye tekabül eden 3 günlük ücretini alamamış olması sebebi ile kendisinin ve ailesinin geçimini sağlayamadığı iddialarının da hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, dava dilekçesinde her ne kadar davacının profesyonel bir bisikletçi olduğu iddia edilmiş ise de yaşanan kazaya ilişkin video kaydında davacının bizzat kendisinin yanından, kendi şeridinden geçen ve tüm trafik kurallarına uyan diğer davalının sevk ve idaresindeki otobüsün sağ arka kapısının gerisine çarparak kazaya ve neticesinde de yaralanmasına sebebiyet verdiğinin açıkça ve ayrıca anlaşıldığını, profesyonel bir bisiklet sürücüsünün bu şekilde kendi hatasından dolayı kazaya sebebiyet vermesinin taraflarınca anlaşılamadığını, davacı her ne kadar dava dilekçesi ile manevi tazminat talep etmiş ise de davacının kendi kusuru ile sebebiyet vermiş olduğu kazadan dolayı manevi tazminat talep etme hakkının bulunmadığını, dolayısıyla manevi tazminat yönünden reddinin gerektiğini, açıklanan nedenler ile her türlü hakları saklı kalmak kaydı ile öncelikle davanın usulden reddini, mahkeme aksi kanaatte ise trafik kazasına ilişkin soruşturma/kovuşturma dosyasının bekletici mesele yapılmasını, netice itibari ile de hukuki dayanaktan yoksun, asılsız ve mesnetsiz iddialara dayalı hukuka aykırı davanın esastan reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde ; müvekkili şirketin bu davada taraf olarak gösterilmesinin söz konusu olmadığını, müvekkili yönünden davanın usulden reddinin gerektiğini, mahkeme nezdinde açılan işbu davanın hukuki yarar yokluğundan reddinin gerektiğini, davacı taraf dava dilekçesinde maddi tazminat taleplerine ilişkin kalemlerini tek tek bedelleri ile birlikte belirttiğini, dolayısıyla davacı tarafın maddi tazminata ilişkin hangi taleplerinin olduğunu ve toplam miktarın ne kadar olduğu belirli olmasına rağmen söz konusu davanın belirsiz alacak davası şeklinde açıldığını, davanın miktarı belirlenebiliyorsa belirsiz alacak davası açılmasının mümkün olmadığını dolayısıyla davacının maddi tazminata ilişkin talepleri ve bu taleplerin miktarlarının belirli olmasına rağmen davacının belirsiz alacak davası ikame etmesinde herhangi bir hukuk yararı bulunmadığını, davacı tarafın manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu, sübuta ve hakkaniyete uygun olmalı zenginleşme aracı olarak kullanılmamasını, huzurdaki davada kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacı tarafından da dava dilekçesinde aksi ortaya konulmadığı üzere, kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu tarafın müvekkili şirket olmayacağını, nitekim ne araç sahibi ne araç işleteni ne araç şoförü nede adam çalıştıran sıfatını haiz olmayan müvekkiline kusur izafesinin mümkün olmadığının izahtan vareste olduğunu, haksız ve mesnetsiz olarak müvekkili şirkete yöneltilen işbu davanın davalı müvekkili şirket yönünden öncelikle usule ilişkin itirazları doğrultusunda usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte olması halinde haksız davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
… Tekstil Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’ne müzekkere yazılarak Davacı … ‘ in (TC: … ) 04/09/2019 kaza tarihinden bu yana firmada çalıştığına dair bordrolarının ve tüm bilgi, belgelerin çıkartılarak Mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
… ‘ne müzekkere yazılarak … plakalı araç için sunulan kiralama sözleşmesinin … Anonim Şirketi’ ne ait olduğu anlaşılmakla, davalı … Ticaret Limited Şirketi (… ) ile … Ticaret Limited Şirketi (…) arasında organik bağ bulunup bulunmadığının araştırılarak mahkememize bilgi verilmesi istenilmiştir.
… na müzekkere yazılarak … plakalı aracın 04/09/2019 tarihi ve sonrasındaki mülkiyet bilgilerinin çıkartılarak mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
… ne müzekkere yazılarak Davacı … (TC: … )’e davaya konu 04/09/2019 tarihli kaza sonrasında kurumunuz tarafından bir ödeme yapılıp yapılmadığının, maaş bağlanıp bağlanmadığının, bağlandıysa peşin sermaye değerinin ve 5510 sayılı kanunun 39. Maddesi gereği rücuya tabi olup olmadığınınduruşmanın bırakıldığının, ayrıca kaza tarihi olan 04/09/2019 tarihinden önceki son üç aylık maaş bordrosunun mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
… İlçe Emniyet müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davacı hakkında SED araştırması yapılmıştır.
… İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davalı şahıs hakkında SED araştırması yapılması istenilmiştir.
… Asliye Ceza mahkemesine müzekkere yazılarak 2020/… esas sayılı dosyasının UYAP üzerinden mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
… A.ş’ye müzekkere yazılarak … plakalı özel halk otobüsü araç malikine ait otobüsün 04/09/2019 tarihli dava konusu kaza ile ilgili otobüs içinde çekilen kamera kayıtlarının çıkartılarak gönderilmesi istenilmiştir.
… Hastanesi’ne müzekkere yazılarak Davaya konu 04/09/2019 tarihli kazada yaralanan davacı … ‘e ilişkin tüm tedavi kayıt ve belgeler ile varsa film, grafilerinin ve 04/09/2019 tarih … takip numaralı iş göremezlik raporu ile yine aynı tarih ve … defter nolu adli raporun çıkartılarak mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
… ‘ne müzekkere yazılarak 04/09/2019 günü saat 20.16 sıralarında E-5 karayolu yan yol Ambarlar mevkiin’de meyadana gelen kazada bisikleti ile seyir halinde … ‘e … plakalı araç sürücüsünün karıştığı kazaya ilişkin tüm kamera kayıtlarının çıkartılarak mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
… ‘ne müzekkere yazılarak 04/09/2019 günü saat 20.16 sıralarında E-5 karayolu yan yol Ambarlar mevkiin’de meyadana gelen kazada bisikleti ile seyir halinde … ‘e … plakalı araç sürücüsünün karıştığı kazaya ilişkin tüm kamera kayıtlarının çıkartılarak mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
… Sigorta A.ş’ye müzekkere yazılarak Davaya konu … plakalı aracın trafik sigorta poliçesinin onaylı örneği ile araca ilişkin ZMSS sigorta zeyilnamesinin onaylı örneğinin mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
20/09/2021 tarihinde Hesaplama uzmanı, Ortopedi uzmanı, Sigorta uzmanı ve Makine Yüksek Mühendisi bilirkişi heyeti vasıtası ile bilirkişi raporu alınmıştır.
30/11/2020 tarihinde ATK Trafik İhtisas Dairesi vesilesi ile ATK raporu alınmıştır.
GEREKÇE:
Dava, trafik kazası sebebiyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Trafik kazaları nedeniyle maddi ve manevi tazminat talepleri asıl olarak haksız fiil sorumluluğuna dayanır. TBK md. 49’a göre kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar gören karşı tarafın kusurunu ve zarara uğradığını ispat yükü altındadır.
KTK md. 85 ve 88 uyarınca trafik kazası sonucu meydana gelen kazadan aracın işleteni veya aracın bağlı bulunduğu işletmenin sahibi de müştereken ve müteselsilen sorumludur. İşleten veya aracın bağlı bulunduğu işletmenin sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusursuz olması ve kazanın araçtaki bir bozukluktan meydana gelmemesi şartıyla, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya 3. kişinin ağır kusurundan kaynaklandığını ispat ederek sorumluluktan kurtulur. Hem TBK md. 52 hem de KTK md.86/2 uyarınca kazada zarar görenin de kusurunun bulunması halinde tazminat miktarından indirim yapılması gerekir.
TBK md. 54 uyarınca bedensel zarar halinde tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar zarar olarak tazmin edilir.
Trafik kazası sonucu zarar görenin aracında meydana gelen değer kaybı zararından da zarar veren sorumludur. Yerleşik yüksek mahkeme içtihatları uyarınca değer kaybı, aracın kaza tarihi itibariyle serbest piyasa koşullarına göre hasarsız haldeki ikinci el değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre tespit edilir.
Zarar gören TBK md. 56 uyarınca manevi tazminat talep edebilir. Manevi tazminatın niteliği konusunda doktrinde tatmin görüşü hâkimdir. Bu görüşe göre manevi tazminat, zararın telafi edilmesini veya zarar verenin cezalandırılmasını değil, zarar görende, uğramış olduğu manevi zararı, acı ve üzüntülerini dindirecek veya hiç olmazsa hafifletip azaltacak bir tatmin fonksiyonu görmektedir.
Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre manevi tazminat miktarının belirlenmesinde paranın değeri gözetilmeli; zarar gören açısından zenginleşmeye sebep olmayacak, aynı zamanda da sadaka vasfında bir tazminat miktarı belirlenmemelidir. Bunun yanında diğer tarafın da ekonomik olarak mahvına sebep olunmaması gerekir.
Trafik kazasından doğan tazminat davalarında 2 ve 10 yıllık zamanaşımı süreleri uygulanır. Ancak fiilin cezayı gerektirmesi durumunda, ceza kanununda daha uzun bir zamanaşımı süresinin öngörülmesi şartıyla, bu süre uygulanır.
Somut olayda dava konusu trafik kazası 04/09/2019 tarihinde, davalı … … sevk ve idaresindeki … plakalı halk otobüsü ile davacının kullandığı bisiklete çarpması sonucu meydana gelmiştir. Davalı … aracın sürücüsü, Davalı … malik, Davalı … işleten ve Davalı … Sigorta aracın zorunlu trafik sigortacısı sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumludur. Davalı … A.Ş.’nin belediyeden hariç özel hukuk tüzel kişiliği bulunması sebebiyle bu davalıya karşı yöneltilen talepte adli yargı yolunun caiz olduğu kanaatine varılmıştır. Davalı sürücü yönünden yapılan değerlendirmede ise, SGK hizmet dökümüne gözetilerek davalı sürücünün belediye işçisi olmadığı, bu sebeple kamu işçisi sayılamayacağı ve bu davalıya karşı yöneltilen talepte de adli yargı yolunun caiz olduğu anlaşılmıştır.
Davacı taraf maddi tazminat olarak geçici iş göremezlik, bisikletteki değer kaybı, forma, kask ve eldiven bedelinin tazminini talep etmiştir. Dava dilekçesinin ekinde forma ve kask için fatura örnekleri sunulmuş, eldiven yönünden ise herhangi bir belge sunulmamakla beraber 18/09/2023 tarihli celsede eldiven bedelinin 1 TL olduğu beyan edilmiştir. Değer kaybı talep edilen bisiklet üzerinde alanında uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılmıştır. Geçici iş göremezlik talebi yönünden ise, davacı taraf aile hekimi tarafından düzenlenen 3 günlük raporu ibraz etmiştir.
Dava konusu kazada tarafların kusur durumuna ilişkin düzenlenen 30/11/2020 tarihli ATK raporunda davalı sürücünün %100 kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Mahkememizce kabul edilen kusur durumu, kazaya ilişkin görülen … ASCM’nin 2020/… Esas sayılı ceza davasındaki kabuller ile uyumludur.
Talep edilen geçici iş göremezlik zararı yönünden yapılan değerlendirmede, davacının sunduğu tek imzalı, aile hekiminden alınan raporun ispata yeterli olmadığı, yüksek mahkeme içtihatları uyarınca kurul raporunun alınması gerektiği kanaatine varılmıştır. Bu sebeple 20/03/2023 tarihli celsede dosyanın ATK’ya tevdiine karar verilmiştir. Ancak davacı taraf gereken masrafı süresi içinde yatırmamış, 18/09/2023 tarihli celsede davacının kalıcı bir maluliyetinin bulunmadığı, dosyanın ATK’ya gönderilmesi taleplerinin olmadığını beyan etmiştir. Bu kapsamda davacının geçici iş göremezlik zararının oluştuğu ispat edilemediğinden bu zarar kalemi yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Talep edilen kask, forma ve eldiven değeri yönünden yapılan değerlendirmede, bu ekipmanların kaza sebebiyle zarar görmesi halinde zarar görenin malvarlığında bir eksiltme yaratacağından zarar kalemi olarak talep edilebileceği kabul edilmiştir. Ancak öncelikle bu ekipmanların kaza sebebiyle zarar gördüğünün ispatlanması gerekir. Dosya kapsamı içinde bulunan bilgi ve belgelere göre kaza esnasında bu ekipmanların zarar gördüğüne ilişkin bir tutanağa rastlanılmamıştır. Sunulan fotoğraflardan ve davacının bisiklet sürerken koruyucu ekipman kullanmasının hayatın olağan akışı içinde karine olarak kabul edilmesi halinde de, yapılan zarar hesabı usule uygun değildir. Zira davacının zararı, ekipmanların faturalarına göre alındığı tarihteki değerleri değil, kaza sebebiyle kullanılamayacak hale gelmesi halinde yıpranma payı düşülerek bulunacak piyasa değeri; kullanılır halde ise, ikinci el değerinde yaşanan eksilme değeri kadar olacaktır. Ancak dosya kapsamında bu yönde yapılan bir inceleme bulunmadığı gibi, davacının usule aykırı olarak yapılan hesaba göre yaptığı değer artırımı yerinde değildir. Dolayısıyla talep olunan ekipmanların kaza sırasında zarar gördüğü ispatlanamadığından ve usulüne uygun olarak hesaplama yapılmadığından bu kalemler yönünden de davanın reddine karar verilmiştir.
Talep edilen bisiklette meydana gelen değer kaybı yönünden yapılan değerlendirmede, 20/09/2021 tarihli denetime elverişli bilirkişi raporu uyarınca bisikletin kullanıma uygun olmadığı, ikinci el piyasa satışının bulunmadığı, 24.746,49 TL değerin kadri maruf olduğu tespit edilmiştir. Mahkememizce alanında uzman bilirkişi tarafından yapılan inceleme ve değerlendirmeye itibar edilerek, davacının kullandığı bisikletin kaza sebebiyle kullanılmaz hale geldiği ve kaza tarihi itibariyle değerinin 24.746,49 TL olduğu kabul edilmiştir.
Davacının manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede, kaza sebebiyle davacının uğradığı elem ve kederin giderilmesi adına, davalının %100 kusurlu olduğu ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile davacıda herhangi bir maluliyet bulunmadığı gözetilerek 10.000,00 TL manevi tazminat bedelinin hakkaniyete uygun olacağı kanaatine varılmıştır.
Davacı taraf faiz talebinde bulunmuştur. Dosya kapsamındaki belgelerden davacının dava açmadan önce 26/09/2019 tarihinde davalı sigorta şirketine başvuruda bulunduğu, sigorta şirketinin 09/10/2019 tarihinde temerrüde düştüğü anlaşılmıştır. Diğer davalıların kaza tarihi itibariyle temerrüde düştüğü kabul edilmiştir.
Davalı sigorta şirketinin düzenlediği poliçenin incelenmesinde, mahkememizce kabul edilen maddi tazminat miktarının poliçe limitleri dâhilinde bulunduğu görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; yukarıda açıklanan sebeplerle dava konusu kaza sebebiyle davalı sürücünün %100 kusurlu olduğu, davalıların sürücü-malik-işleten ve sigortacı sıfatıyla meydana gelen zarardan müteselsil sorumluluğunun bulunduğu, davacının ispatlanabilen 24.746,49 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi zararının bulunduğu kanaatiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Maddi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddine, 24.746,49 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, işbu bedele Davalı … A.Ş. yönünden 09/10/2019 tarihinden, diğer davalılar yönünden 04/09/2019 tarihinden itibaren ticari avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Manevi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddine, 10.000,00 TL manevi tazminatın Davalılar … …, … Ltd. Şti. ve … A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, işbu bedele 04/09/2019 tarihinden itibaren ticari avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Maddi Tazminat yönünden :
1-Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 1.690,43-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 476,46-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 1.213,97-TL harcın davalılardan müştereken müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
2-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 17.900,00-TL maktu vekalet ücretinin davalılardan müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre vekalet ücreti red edilen miktarı geçemeyeceğinden 504,13-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; 44,40-TL Başvuru Harcı, 44,40-TL Peşin/nisbi Harcı, 432,06-TL Islah Harcı, olmak üzere toplam 520,86TL harcın davalılardan müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, ,
5-Davacı tarafından yapılan; 3.200,00-TL Bilirkişi ücreti, 419,90-TL Keşif Harcı, 300-TL ATK rapor ücreti, 677,30-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 4.597,20-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 4.505,42-TL lik kısmının davalılardan müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanacak 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin kabul red oranı dikkate alınarak 1.293,65-TL lik kısmının davalılardan alınarak hazineye irad kaydına, kalan 26,35-TL lik kısmın ise davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
Manevi Tazminat yönünden :
1-Harçlar kanunu gereğince hesap olunan 683,10.TL harcın, davalılar … …, … Ltd. Şti. ve … A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
2-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 10.000,00-TL vekalet ücretinin davalılar … …, … Ltd. Şti. ve … A.Ş.’den müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalılar … …, … Ltd. Şti. ve … A.Ş. kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 10.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … …, … Ltd. Şti. ve … A.Ş.’ne verilmesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (… Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/10/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır