Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/542 E. 2021/563 K. 06.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/542 Esas
KARAR NO : 2021/563 Karar

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 21/11/2019
KARAR TARİHİ : 06/07/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılamalar neticesinde ;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 15.07.2015 günü … plakalı araç sürücüsü …ün… plakalı çekici…plakalı yan römork sürücüsü İbrahim Kazan ile çarpışması sonucu …plakalı araçla yolcu olan davacıların kızı …’ün öldüğünü, davacıların ölenin desteğinden yoksun kaldıklarını, kaza tutanağında sürücü …’ün arkadan çarpmaktan kusurlu bulunduğunu ,diğer sürücünün kusursuz bulunduğunu, kaza nedeniyle Ankara … Ağır Ceza Mahkemesinin …E. ve… K. sayılı kararında sanık sürücü …’ün yönetimindeki aracıyla dikkatsiz seyrettiğinden ve yolun sağında kurallara uygun şekilde park halinde bulunan araca arkadan çarptığından asli ve tam kusurlu bulunduğunu, aldırılan 11.02.2016 tarihli bilirkişi raporunda da sürücü …’ün tamamen kusurlu bulunduğunu, kazada ölen yolcu…’ün kusursuz olduğunu, davacıların cenaze giderleri, tedavi giderleri, destekten yoksunluk tazminatı zararlarının olduğunu, kazaya neden olan aracın yabancı plakalı olduğunu, davalının sigortacısı olduğunu, zamanaşımı süresinin 15 yıl olduğunu belirtmiş ve şimdilik 100 TL destekten yoksunluk tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:
Davalı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle, davalı kurumun Yeşil Kart büroları ile yaptığı anlaşmalarla yabancı plakalı araçların sigortası varsa kusur oranına yöre 3. Şahısların zararlarını karşıladığını, davalı kurumun sigorta şirketi adına hareket ettiğini, olayda Ankara … Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararının bekletici mesele yapılması gerektiğini, …’ün evli ve çocuklu olarak öldüğünü, ölenin davacıların desteği olduğunun ispatlanması gerektiğini, davacıların düzenli vc eylemli yardımdan yoksun kaldıklarını ispatlamaları gerektiğini, teminat limitinin 290.000,00 TL olduğunu, hesaplamayla bulunacak meblağın yüksek olması halinde garameten paylaştırılması gerektiğini belirtmiş ve davanın reddini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davadaki uyuşmazlık; Meydana gelen ölümlü trafik kazası neticesinde destekten yoksun kalma tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı tazminat şartları varsa ne kadar miktar da talep edilip edilmeyeceği, hususlarında toplandığı görülmüştür.
Dosya kapsamındaki dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi, bilirkişi raporu ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
Türkiye Motorlu Taşıt Bürosuna yazılan müzekkereye cevap verilerek, 15/07/2015 tarihinde meydana gelen kazaya karışan… plakalı araca ilişkin hasar dosyasının gönderildiği görülmüştür.
Ankara … Ağır Ceza Mahkemesine yazılan yazıya cevap verildiği, …Esas sayılı dosyasının bir suretinin UYAP üzerinden gönderildiği görülmüştür.
… Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’ne yazılan yazıya cevap verildiği, davacıya işgöremezlik ödemesi yapılmadığı ve kazaya istinaden herhangi bir maaş bağlanmadığı belirtilmiştir.
… Emniyet Müdürlüğü’nün 17/12/2019 tarihli yazısı ile davacıların sosyal ekonomik durumu araştırılmıştır.
14/07/2020 tarihli celsede, dosyanın kusur oranın belirlenmesi anlamında Trafikçi Bilirkişileri ve Destekten yoksun kalma konusunda uzman aktüerya bilirkişisine tevdii edilmesine karar verilmiş ve düzenlenen bilirkişi raporunda; 15/07/2015 tarihinde desteklerini kaybettiklerini iddia eden davacıların taleplerini ilişkin olarak kusur yönüyle; dava konusu olayda davalı şirkete sigortalı … plakalı araç sürücüsü …’ün %100(yüzde yüz) oranında asli ve tamamen kusurlu olduğu, davacıların murisi yolcu …’e yüklenebilecek bir müterafik kusuru oranın olmadığı, tazminat hesabı yönüyle, PMF 1931 yaşam tablosu-Prograsiv Rant Sistemine göre: Toplam Destek=197.399,58 TRH 2010 Yaşam Tablosu 1,8 Teknik Faiz sistemine göre: Toplam Destek=230.881,48 TRH 2010 Yaşam Tablosu-Prograsiv Rant Sistemine göre( KARMA): Toplam Destek=258.779,94 TL, üç seçeneğe göre yapılan hesaplamada anne ve baba paylarının toplamının poliçe teminat üst limiti olan 290.000,00 TL’yi aşmadığı, hesaplanan tutara, davanın açıldığı 21/11/2019 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi gerektiği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Davacı vekili, 13/04/2021 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı itirazlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir. Davalı vekili, 19/04/2021 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı itirazlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili 13/04/2021 tarihli dilekçesi ile, müvekkili … için 50,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı 125.503,71 TL arttırılarak 125.553.71 TL , müvekkil … için 50,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı 133.176.23 arttırılarak 133.226.23 TL olmak üzere davanın değerini söz konusu bilirkişi raporuna istinaden destekten yoksun kalma tazminatı tutarını toplamda 258.679.94 TL daha artırarak 258.779.94 TL’ye , faiz, masraf ve vekalet ücreti alacağı olarak artırdıklarını beyan ve talep etmiştir.
Islah dilekçesi davalı taraf usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş , davalı taraf 19/04/2021 tarihli dilekçesi ile ıslah dilekçesine karşı itiraz dilekçesi sunmuştur.
Mahkememizce yapılan tüm yargılamalar neticesinde, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporu raporu ve tüm dosya içeriğine göre; Dava konusu olaya ilişkin olarak düzenlenen Ölümlü Yaralanmalı ve Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre 15.07.2015 günü saat saat 12.34 sıralarında Ankara Gölbaşı ilçesi Güney çevre yolu Eskişehir Gölbaşı arasında…varyantlarını 800 m geçe, hız sınırının 120 Km/’s olduğu meskun mahal dışında, 5 şeritli 19 m genişliğindeki bölünmüş yolda, hava açık, vakit gündüz, yol asfalt kaplama vc kuru iken sürücü …yönetimindeki … plakalı hususi otosuyla seyrederken aracının sağ ön kısımlarıyla ön ilerisinde arıza lambası yandığı için aracını en sağ şeritte dörtlü lambalarını yakarak park eden sürücü …yönetimindeki …plakalı çekici ve yarı römork araca sol arka kısımlarından çarptığı anlaşılmıştır. Tutanağa göre bu kazanın oluşumunda sürücü… 2918 sayılı KTK/nın 56. Maddesinde belirtilen takip kuralını ihlal ettiği, sürücü …’ın ise kural ihlali olmadığı belirtilmiştir.
İşleten ve araç işleticisinin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu (KTK)’nun 85. maddesinde düzenlenmiştir. Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir ( Eren, F: Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Kılıçoğlu, A: Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd). 2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde, bu Kanunun 85.maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir. Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hâkim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir. Hemen belirtmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla birlikte, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91.maddede düzenlenen sorumluluğunun ise, sözleşmeye dayalı bir sorumluluk olduğu tartışmasızdır.
Destekten yoksun kalma zararı TBK’nın 53. maddesinde yer almaktadır. Madde aynen; “Ölüm hâlinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır:
1. Cenaze giderleri.
2. Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
3. Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar.”
şeklinde düzenlenmiştir. Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. O hâlde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür. Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç içerisinde bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.04.1982 tarihli, 1979/4-1528 E., 1982/412 K. sayılı kararı). Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.03.1978 tarihli ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de: “Destekten yoksun kalma tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının, desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.11.2005 gün ve 2005/4-648 E.- 2005/691 K. sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse TBK’nın 53. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Davalı destekten yoksun kalmadan ileri gelen somut zararı gidermek zorundadır. Bu nedenle tazminat hesabından önce zarar tutarını belirlemek gerekir. Bunun yanında amaç zarar görenin mal varlığındaki eksilmeyi giderme olduğuna göre, ölüm nedeniyle desteğini yitirenin elde ettiği çıkarlar varsa, bunların da zarar tutarından indirilmesi gerekir. Aksi hâlde zarar görenin malvarlığında olaydan önceki duruma göre bir artış meydana gelmiş olur. Buradaki amaç zarar görenin mal varlığını zenginleştirmek değil, desteğini yitiren kişiye ölümden önceki yaşam düzeyini sürdürebilme imkânı tanımaktır.
Davacıların uğradıkları zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya oluşan, asli ve bağımsız bir haktır.
Destekten yoksun kalma tazminatı talep edilebilmesi için destekten yoksun kalma zararı yanında zarar ile haksız fiil arasında uygun illiyet bağının da bulunması gerekir. Somut olayda gerçekleşen türden bir sonucu, olayların normal akışına ve hayat tecrübelerine göre, mahiyeti ve ana temayülü itibariyle meydana getirmeğe genel olarak elverişli olan veya bu türden bir sonucun gerçekleşme ihtimalini objektif olarak artırmış bulunan zorunlu şartla söz konusu sonuç arasındaki bağa uygun illiyet bağı denir.
Destekten yoksun kalma tazminatı talep edilebilmesi için diğer bir şart, destekten yoksun kalma zararından bir sorumluluk doğmasıdır. Trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatında üç tür sorumluluk bulunmaktadır. Haksız fiil sorumluluğu, tehlike sorumluluğu ve sözleşmeden doğan sorumluluktur.
KTK’nın 85/1. maddesi sorumluluğu, aracın işletilmesine dayanan tehlike sorumluluğu olarak düzenlediğinden, işleten kusurlu olsa bile, kusur ilkesine göre değil, tehlike ilkesine göre sorumlu olur. Bunun nedeni, böyle bir hâlde işletenin şahsında birden çok sorumluluk sebebinin birleşmesi veya başka bir deyişle, çeşitli sorumluluk normlarının çatışmasıdır. Sorumluluk normlarının çatışması veya aynı kişide birden çok sorumluluk sebebinin birleşmesi hâlinde, tehlike sorumluluğu ilkesi uygulanır.
Sorumluluk sigortasının konusu, sözleşmede aksine bir hüküm yoksa sigortacının, sigorta sözleşmesinde öngörülen bir olayın gerçekleşmesi nedeniyle zarar görenlere karşı sigortalının sorumluluk riskinin üstlenilerek zarar gören üçüncü kişiye sigorta sözleşmesinde öngörülen miktarda tazminat ödenmesidir.KTK’nın 85/1. maddesinde işletenin hukukî sorumluluğunu üstlenen ve sigorta sözleşmesi teminat kapsamında olan tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dâhilinde karşılamakla yükümlü olan sigortaya karayolu motorlu araçlar malî sorumluluk sigortası denilmektedir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 31/05/2021 tarih ve 2021/3142 E. – 2021/2020 K. Sayılı kararında da; “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ekindeki, sürekli sakatlık tazminatı hesaplamasına dair usullere ilişkin Ek 3 nolu cetvelin 3. maddesinde, “hesaplamalarda ölüm tablosu olarak TRH 2010 tablosu dikkate alınır. Tablonun belirli periyodlarla güncellenmesi halinde tazminat tutarı, kaza tarihi itibariyle güncel versiyona göre hesaplanır” düzenlemesine; 4. maddesinde, “hesaplamalarda,iskonto oranı (teknik faiz), % 1,8 olarak dikkate alınır, iskonto oranı gerekli görülen hallerde Hazine Müsteşarlığı tarafından güncellenir” düzenlemesine; 8. maddesinde ise, “tazminat, ax,n formülü ile hesaplanır. Tazminat hesaplanırken Devre Başı Ödemeli Belirli Süreli Rant formülü esas alınır” düzenlemesine yer verilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı …nın 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-202/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Anayasa mahkemesinin iptal kararı ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre belirleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir. T.C. Anayasası’nın 153/6. maddesinde, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak Anayasa Mahkemesi’nce bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-202/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK’nın ve 6098 sayılı TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.” denilmekle Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı sonrası hesaplama yöntemi belirlenmiştir.
Tüm bu delillerden ve dosya kapsamından da anlaşılacağı üzere; Dava konusu olayda davacıların murisinin içinde yolcu olduğu aracın sürücüsü …yönetimindeki … plakalı aracıyla seyrederken gündü görüşün açık olduğu şartlarda önündeki araç trafiğine dikkat etmemiş. 5 şeritli yolun en sağ şeridinde park halinde bulunan ve dörtlü uyarı ışıkları yanan TIR aracını zamanında fark etmemiş, aşırı hızlı seyrini sürdürmüş, son andaki 40 metrelik etkisiz fren tedbirine rağmen duramayıp bu araca arkadan çarpmıştır.Ankara … Ağır Ceza Mahkemesinin … E. ve … K. Sayılı 28.04.2016 tarihli kararı ile … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’ün KTK 84/4-d maddesi kapsamında arakadan çapma kuralını ihlal ettiğine hükmedilmiş ve TCK 22/6 maddesi uyarınca cezada indirim yapılmasını gerektirir şahsi sebebin varlığı dolayısıyla CMK 226/4-b maddeleri gereğince ceza verilmesine yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır. Bu nedenle sürücü …olayda % 100 oranında tamamen kusurlu olduğu ve yolcu konumundaki müteveffanın müterafik kusurunun olmadığı dosyaya celp edilen bilgi ve belgelerden tespit edilmiş olmakla aksinin davalı tarafından ispatlanamadığı anlaşılmıştır. … plakalı aracın yeşil kart sistemine kayıtlı olduğu ve trafik kazasından kaynaklı zararın tazmininde poliçe limitleri dahilinde davalı … Taşıt Bürosu’nun sorumluluğunun doğduğu, tazminat hesaplama, Anayasa Mahkemesinin iptal karar ve Yargıtay tarafından kabul edilen Karma (TRH yaşam tablosu ve prograsiv rant sistemine göre) yönteme göre yapıldığı ve bu haliyle hüküm kurmaya elverişli nitelikte bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulü ile … Yönüyle 133.226,23 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine (poliçe limitleti ile sınırlı kalmak kaydıyla) … yönüyle 125.553,71 TL’nin destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine (poliçe limitleti ile sınırlı kalmak kaydıyla) tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HUAK 18/A-(13) ”Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. (…)” ” ve (14). Fıkrası: ” Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak … Dava Şartı Dosya No: … sayılı dosyasından arabulucuya 1.320 TL tarife bedeli üzerinden kesilen 20/08/2019 tarihli 7 sıra sıra nolu Serbest Meslek Makbuzu doğrultusunda ödeme yapıldığı tespit edilerek her iki tarafın arabuluculuk ilk oturumuna katıldıkları ve davanın kabulüne karar verildiği gözetilerek; davalı aleyhine arabulucuk giderlerinin de yükletilmesi gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen gerekçeler uyarınca;
Davacılar tarafından davalı aleyhine açılan davanın KABÜLÜ ile;
… Yönüyle 133.226,23 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine (poliçe limitleti ile sınırlı kalmak kaydıyla)
… yönüyle 125.553,71 TL’nin destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine (poliçe limitleti ile sınırlı kalmak kaydıyla)
Davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 16.610,29-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 15.877,60-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gereken 17.677,20 -TL harcın peşin alınan 929,40 -TL (44,40 TL peşin harç+885,00 TL ıslah harcı) harçtan mahsubu ile bakiye kalan 16.747,80-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 929,40 -TL (44,40 TL peşin harç+885,00 TL ıslah harcı)-TL harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
Davacı vekili tarafından yapılan posta-tebligat gideri toplamı 127,80 -TL ile 2 adet bilirkişi ücreti 1.600,00-TL, 44,40.-TL başvuru harcı, 6,40.-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.778,60 -TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/07/2021
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır