Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/537 E. 2022/133 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/537 Esas
KARAR NO : 2022/133

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/11/2019
KARAR TARİHİ : 10/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 29/03/2016 tarihinde, resmi e-posta adresi olan “… .com” adresinden, işin ilk görüşmelerini sağlayan “…” firmasının resmi e-posta adresi olan “… .com.tr” adresi vasıtasıyla, davalının resmi e-posta adresi olan “…@…-…com.tr” adresine “… ısı geri kazanım uygulaması ve kaplama banyolarının ısıtma projesi” imalatı ve kurulumuyla alakalı teklifi gönderdiği, teklifteki toplam fiyat 130.000,00 EURO + KDV olarak anlaşılarak ödemenin de TCMB efektif satış kuru üzerinden, dolayısıyla fiili ödeme günündeki döviz kuru üzerinden yapılması gerektiği açıkça yazıldığı, müvekkilinin teklifi sonrasında; müvekkil yüklenici sıfatıyla, davalının ise iş sahibi sıfatıyla, 01/04/2016 tarihinde “Taahhüt Sözleşmesi” başlıklı sözleşme imzaladığını, sözleşme ile yüklenici müvekkili “baca gazı ısı geri kazanım uygulaması ve kaplama banyolarının ısıtma projesi” imalatını ve kurulumunu yapacağı, ediminin karşılığı olarak davalının da 130.000,00 EURO + KDV ödeme yapacağı ve ticari ilişkinin döviz cinsinden kurulduğunu yapılacak ödemelerin ya EURO olarak ya da fiili ödeme günündeki TCMB Efektif satış kuru üzerinden TL olarak gerçekleştirilmesi konusunda anlaşıldığını, icra dosyası takip taleplerinde ve borçluya tebliği edilen ödeme emrinde “41.541,39 EURO Tutarında toplam alacağın fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takip tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar ve fiili ödeme günündeki döviz alış kuru üzerinden EUR alacak için işleyecek Yıllık % 1,5 EURO Mevduata kamu Bankalarınca Fiilen Uygulanan Azami Yıllık Faiz ve değişen oranlardaki faizi ile, avukatlık ücreti ile birlikte Borçlar Kanununun 100.maddesi uyarınca yapılacak kısmi ödemelerin öncelikle faiz ve masraflara mahsubuyla tahsili istemi ile icra takibine konu edilen alacakların döviz cinsi talep edildiği, davalı tarafa karşı yapmayı taahhüt edilen bütün işlerin süresinde bitirildiği ve karşı tarafa eksiksiz teslim edildiği halde davalının 41.541,39 EURO bakiye alacaklarını ödemediğini beyanla, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının haksız itirazı nedeniyle %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Usule ilişkin İtirazında: Müvekkili şirketin yerleşim yerinin Çiğli/İZMİR olmakla, yetkili icra müdürlüklerinin Karşıyaka icra müdürlüğü olduğundan yetkili mahkemelerin İzmir mahkemeleri olduğunu; Esasa ilişkin açıklamalarında: Taraflar arasında taahhüt sözleşmesi akdedildiği, Müvekkili ile davacı yüklenici firma arasında 01.04.2016 tarihli ‘Taahhüt Sözleşmesi’ akdedildiği, akdedilen işbu sözleşme “…Cıvata’nın yukarıda belirtilen adreslerinde 4 adet ısıl işlem tünelinin baca gazlarından atılan enerjiyi kullanarak kaplama banyoları bölümünde ihtiyaç olan ısıtma sistemi kurularak kullanılması ve böylece enerji geri kazanımı yapılması Yardımcı ısı sistemi olarak 640.000 kcal/h sıcak su kazanı kurulması” işinin şart ve esaslarını tayin ve tespit hususlarında anlaştıklarını, davacı Yüklenici Firmanın, taraflar arasında akdedilen taahhüt sözleşmesinde üstlenmiş olduğu edimleri tam ve gereği gibi ifa etmediği, davacı yanın, dava dilekçesinde; “Davalı tarafa karşı yapmayı taahhüt ettikleri bütün işlerin taraflarınca süresinde bitirildiği ve karşı tarafa eksiksiz teslim edildiği” iddiasını ileri sürdüğü, ancak, davacı yanın taraflar arasında akdedilen taahhüt sözleşmesinde üstlenmiş olduğu edimleri tam ve gereği gibi ifa etmediği, nitekim, taahhüt sözleşmesi ve ısı geri kazanım sistem teklifi incelendiğinde, fosfat ve sabun banyo sıcaklıklarının taahhüt edilen değerlere ulaşamadığı yine ekonomizerlerin de beklenen verimi sağlayamadığı, Müvekkili şirket tarafından, teklif görüşmeleri aşamasında yüzey işlem banyoları teknik parametrelerinin davacı tarafa bildirildiği, ancak teknik parametrelerin taahhüt edilen iş kapsamında yerine getirilemediği, taahhüt edilen banyo sıcaklıklarının yerine getirilemediğinin davacı tarafa bildirildiği, bu kapsamda fosfat banyosu ısıtma sistemi eşanjör pompa, şase manuel temizlemeli filtre alınması gerektiği, bu şekilde sistemin tam ve verimli çalışabileceğinin davacı tarafından müvekkiline bildirildiği ve buna ilişkin ek maliyet tablosu çıkarıldığı davacı tarafından, taahhüt edilen işlerin tam ve gereği gibi ifa edilememesi nedeni ile öngörülen ilave maliyet doğuran cihazların alınması ile fosfat banyoları sıcaklığının 60/70 C’de sabitlenmesinin sağlanacağının taahhüt edildiği, müvekkilinin yüklü miktarda yatırım yapmış olması nedeni ile sistemi istenilen verimde çalışır şekilde teslim almak amacıyla fosfat kazanlarının eşanjör ile ısıtılması ve ekonomizerlerin değiştirilmesi karşılığında davacının üstlendiği ancak tam ve gereği gibi ifa edemediği işler nedeniyle ilave ödeme yapmayı kabul etmek zorunda kaldığı, ancak alman eşanjörler ile de taahhüt edilen sıcaklıkların sağlanamadığından davacının dava dilekçesinde taahhüt edilen isin eksiksiz teslim edildiği iddiasının gerçeklikten uzak olduğu, taahhüt edilen iş tam ve gereği gibi ifa tamamlamadığı için kesin kabul tutanağının düzenlenmediği, davacıya sözleşmede belirtilen %40 ve %30 ödemelerin yapıldığı, ancak işin taahhüt edildiği şekilde teslim edilip, kesin kabul tutanağı düzenlenmediğinden devreye almanın gerçekleşmediği, bu nedenle de devreye alma sonrası düzenlenmediğinden devreye almanın gerçekleşmediği, bu nedenle devreye alma sonrası ödenecek olan %30 ödenmediği ve dava dilekçesinde belirtilenin aksine sözleşme kapsamında taahhüt edilen işin tamamlanmamış olması nedeni ile devreye alma sonrası hak kazanılan bir “% 30’luk ödemenin söz konusu olmadığı, Davacının devreye alma sonrası hak kazandığı % 30’luk bedelden söz edilebilmesi için kesin kabul tutanağının ibraz edilmesi gerektiği ancak buna ilişkin delil ibraz edemediği gözetildiğinde durumun malumlarında olduğu sonucuna varıldığı, Davacının iddialarını kabul etmemekle birlikte, taraflar arasında 31.12.2018 tarihli mutabakat bulunmadığı, fiili ödeme günündeki döviz alış kuru üzerinden takibe geçilmiş olmasının haksız ve hukuka aykırı olduğu, Davacı yanın, 41.541.39 EURO bakiye alacaklarının ödenmediğini belirterek, fiili ödeme günündeki döviz alış kuru üzerinden alacaklarını belirlediklerini beyan ettikleri, Ancak, davacı yanın 136.066,00TL bakiyeye 31.12.2018 tarihinde mutabakat onayı verdikleri dolayısıyla, mutabık kalınan bedelden oldukça yüksek miktarda fiili ödeme günündeki döviz alış kuru üzerinden hesaplanan bakiye alacak iddiasının kabulünün mümkün olmadığı beyanla; öncelikle davanın usulden reddine, asıl alacağın %20 sinden az olmamak üzere davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Arabuluculuk Son Tutanak örneği, mail görüntülüri, 01/04/2016 tarihli Taahhüt Sözleşmesi örneği, 31/01/2017 tarihli ilave işler için teklif örneği, 31/08/2016 tarihli geçici kabul tutanağı örneği, 31/12/2018 tarihli mutabakat onay örneği, fatura ve cari hesap döküm örneği, video kayıtları, fotoğraflar, e-postalar ve yazışmaları içerir DVD’nin dosyamız arasında olduğu görüldü.
…Vergi Dairesine yazılan müzekkere cevabında …A.Ş 2016 ve 2017 yıllarına ilişkin BA-BS formlarının gönderilmiş olduğu görüldü.
Mahkememizin 17/02/2021 tarihli dilekçesinde davacı tanığı … dinlenmiş, …’ün ‘2015 yılında davalı şirket benimle yapmış olduğum işi başka bir firmada görerek beğendiğinden ötürü iletişime geçti, bende bu işi kendisine tek başıma yapamayacağımı, bu konuyla ilgilenen şirketle birlikte yapabileceğimi söyledim, bu şirket… şirketiydi, ben bu şirketi daha önceden de tanırım, kendileri de ısıtma sistemiyle ilgilenirler, bende de bu sisteme ait bir parçanın imalatını yaptığımdan ötürü davacı şirketin aslında taşeronluğunu ben yaparak satmış olduğum malın faturalarının davacı şirkete keserek davalıya ait ısıtma sisteminin yapılmasını hususunda davacı ile davalı aralarında bir anlaşma düzenlediler, bende bu anlaşma doğrultusunda kendime düşen edimleri eksiksiz olarak yerine getirdim, tamamladım, bundan sonrasında da davacı şirket yine taşeronları ile birlikte kalan tüm işleri tamamladı, ancak davalı şirketten kaynaklanan sebeplerle, bu sebeplerden biri diğer tesislerin kurulamasından ötürü davacı şirket ile kesin kabul gerçekleştiremediler, geçici kabul yapıldı, biz kesin kabulün gerçekleştirilmesi için davalı şirket ile görüşmeler yaptık, ancak sonuçsuz kaldı, davacı şirket davalı şirket ile anlaşmış olduğu kendilerine düşen işleri eksiksiz olarak yapmışlardı, yapılamayan işler ise davalı şirketin kendilerinden kaynaklanan sebeplerle yapılamamıştır, yine dava şirketten kaynaklanan sistemdeki ısı sistemindeki eksiklikleri gidermemeleri, örneği filtrelerin temizlemesi ve sistemin bu sebeple çalışamaması gibi sebeplerle de aksamalar meydana gelmiştir, benim bu işin yapımı esnasında bir şirketim yoktu, şimdi bir şirketim var, davaya konu işi yaparken … Ltd. Şti’nde çalışandım, bu şirket vasıtasıyla işleri yaptım ve bu şirket faturaları davacıya kesti, ben endüstri ve makine mühendisiyim,’ şeklinde tanıklık beyanında bulunduğu görüldü.
Mahkememizin 17/02/2021 tarihli celsesinin 2 nolu ara kararı gereğince davalının ticari defterlerinin incelenmesi ve mahallinde makine mühendisi marifetiyle keşif yaptırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi 17/05/2021 tarihli raporunda sonuç ve özet olarak;
1-Taraflar arasında Davalı…A.Ş.nin işveren, davacı …Ltd.Şti.nin yüklenici olduğu, 01.04.2016 tarihli “Taahhüt Sözleşmesi’ akdedildiği, Akdedilen işbu sözleşmenin konusunun; …A.Ş.ye ait 10007 sokak No: ..Çiğli/İZMİR adresindeki fabrikada 4 adet ısıl işlem tünelinin baca gazlarından atılan enerjiyi kullanarak kaplama banyoları bölümünde ihtiyaç olan ısıtma sistemi kurularak kullanılması ve böylece enerji geri kazanımı yapılması. Yardımcı ısı sistemi olarak 640.000 kcal/h sıcak su kazanı kurulması işinin şart ve esaslarını tayin ve tespiti olduğu, işin toplam bedelinin 130.000 EURO+KDV olduğu, sözleşme bedelinin %30 + KDV kısmının devreye alındıktan 15 gün sonra nakit ödeneceği, Sözleşme tarihinden sonra iş tesliminin 10-12 hafta olduğu, işletme içinde iş akısından dolayı gecikmelerin süreye ilave edileceği belirlenmiş olup, bu hususlarda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır.
2-Dosyada taahhüt sözleşmesine konu tesis ile ilgili taraflarca imzalanmış ve onaylanmış bir projeye rastlanmamış, sözleşme ekinde davacı yüklenici tarafından sunulmuş tekliflerde kurulacak tesiste yer alacak cihazların ayrıntılarının bulunduğu belirlenmiştir.
3-Mahallinde yapılan incelemede; sözleşme eki teklifte belirtilen tüm cihaz ve ekipmanların bir kısmının yerinde monteli ve faal halde, bir kısmı demonte halde depoda bulunduğu, demonte halde olan cihaz ve sistemin davalı işveren tarafından söküldüğü, dosyaya sunulan CD içindeki görüntü ve fotoğraflardan ve de taraflarca imzalı 31.08.2016 tarihli Geçici Kabul tutanağından davacı yüklenici tarafından taahhüt sözleşmesi ve eki teklif kapsamındaki sistemin tamamlandığı sadece işveren tarafından yapılacak banyoların tamamlanmasından sonra test işlemlerinin kaldığı anlaşılmıştır.
4-Davalı işveren tarafından e.mail yazışmaları dışında sözleşmede ön görülen, ihtar ve cezai müeyyide hususlarının işletilmediği gibi, herhangi bir tespitte yaptırılmadan sistemin söküldüğü, Taahhüt Sözleşmesinin İşin Kontrolü ve Teslim Alınması başlıklı 8.maddesinde ön görülen kesin kabul tutanağının düzenlenmediği, tüm dosya kapsamından sistemin devreye aldığı, ancak davalı işveren tarafından banyo sıcaklıklarının istenen değerlerde olmadığı yönünde iddiada bulunulmasına rağmen bu iddia ile ilgili olarak somut bir verinin bulunmadığı (tutanak, tesbit raporu v.b) anlaşılmış olup, sistem sökülmüş olduğundan mahallinde test işlemleri yapılamadı,
5-Mahkemece 130.000.00 EUR + KDV olan sözleşme bedelinin davacı firma tarafından 31.08.2018 fatura tarihi itibariyle KDV dahil 504.839,40 Türk Lirası’na çevrilmiş olduğunun kabulü halinde, davaya konu sözleşme kapsamında davalı firma tarafından 14.04.2016 – 7.10.2016 tarih aralığında davacı firmaya Çek tevdi etmek veya EFT ile bara transfer etmek suretiyle 11. işlemde toplam 368.773,40 TL lık ödeme yapıldığı dikkate alındığında, davacı firmanın 01.04.2016 tarihli Sözleşme kapsamındaki yükümlülükleri eksiksiz olarak yerine getirdiğine kanaat getirilmesi halinde, İstanbul… İcra Müdürlüğü …Esas İlamsız Takip dosyasında 01.08.2019 takip tarihi itibariyle Davacı… LID.ŞTİ. tarafından davalı …A.Ş. firmasından talep edilebilecek asıl alacak tutarının (504.839,40 TL – 368.773,40 TL) 136.066,00 TL olduğu,
6- Mahkemece 130.000,00 EUR + KDV olan sözleşme bedelinin davacı firma tarafından Türk Lirası’na çevrilmemiş olduğunun kabulü halinde, davaya konu sözleşme kapsamında davalı firma tarafından 14.04.2016 – 07.10.2016 tarih aralığında davacı firmaya Çek tevdi etmek veya EFT ile para transfer etmek suretiyle 11 işlemde toplam 368.773,40 TL karşılığı 112.213,36 EUR ödeme yapıldığı dikkate alındığında, Sayın Mahkemenizce davacı firmanın 01.04.2016 tarihli Sözleşme kapsamındaki yükümlülükleri eksiksiz olarak yerine getirdiğine kanaat getirilmesi halinde, İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas İlamsız Takip dosyasında 01.08.2019 takip tarihi itibariyle Davacı … LTD.ŞTİ. tarafından davalı … A.Ş. firmasından talep edilebilecek asıl alacak tutarının (153.400,00 EUR — 112.213,36 EUR) 41.186,64 EUR olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirdikleri görüldü.
Talimat yolu ile aldırılan bilirkişi raporunun taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görüldü.
Davalı vekilinin talimat bilirkişi raporuna itirazlarını içerir 28/05/2021 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Davacı vekilinin talimat bilirkişi raporuna beyan ve itirazlarını içerir 07/06/2021 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Davalı vekilinin 28/05/2021 tarihli dilekçesi ile cevap dilekçesini ıslah ettiğine ilişkin dilekçesinde özet olarak; İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı; itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir dava olması ile birlikte davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerli olduğu, işbu itirazın iptali davasında, davacı alacaklı tarafından icra takibinde dayanılmayan herhangi belgeye dayanılamayacağı, alacağın miktarı ve alacağın kaynağı olarak da takibe konu edilen alacaktan başka bir alacağa dayanılamayacağı, takibe konu alacak ve kaynağı ile yargılama ve değerlendirme yapılması gerektiği de anılan yargıtay kararları ile sabit olması da göz önüne alındığında taraflar arasında geçerli bir cari hesap sözleşmesi/ilişkisi ve müvekkilin bundan kaynaklanan herhangi bir borcu olmaması da dikkate alınarak işbu haksız ve mesnetsiz davanın reddine, Mahkeme aksi kanaatte ise; Sözleşme kapsamında %30’luk alacağın muaccel olduğu ve işin eksiksiz tamamlandığı hususlarında ispat yükünün de davacıda olduğu göz önüne alınarak işbu haksız ve mesnetsiz davanın reddine, takas ve mahsup defimizin kabulü ile sözleşmenin 6. Maddesi uyarınca müvekkilin, sözleşme bedelinin 0,005 lik kısmı için hafta başına gecikme cezası alacağı olduğu, davacının temerrüde düşmesi ile birlikte işbu gecikme cezası alacağının muaccel hale geldiği sabit olup davacının alacaklarını kabul etmemekle takas defi nedeniyle davacının takasa bedel kısma tekabül eden alacaklar yönünden taleplerinin reddine; ret konusunda mahkeme aksi kanaatte ise takasa konu bedel kadar müvekkilin alacaklı olduğunun kabulü ile davacının alacaklarının mahsubuna, asıl alacağın %20’sinden az olmamak koşuluyla davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin davacıya tahmiline, lehimize arabuluculuk anlaşamama vekalet ücretine hükmedilmesine, karar verilmesini talep ettiği görüldü.
Davacı vekilinin 07/06/2021 tarihli savunmanın ıslahına karşı beyanlarını içerir 07/06/2021 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görüldü. Mahkememizin 09/06/2021 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı gereğince tüm dosya kapsamı değerlendirilmek üzerinde 2 kişilik bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti 13/08/2021 tarihinde sunmuş oldukları raporunda sonuç ve özet olarak;
1- Davacının ticari defterlerinde davalıdan takip tarihi itibarı ile 136.066.00 TL alacağının kayıtlı olduğu, Davacı alacağını Euro para birimi üzerinden talep ettiği,
2- Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere yabancı para alacağının talep edilebilmesi için taraflar arasında akdedilen sözleşmede hüküm bulunması ya da faturaya konu mal/hizmetin döviz karşılığı satımının yapılmış olması gerektiği,
Taraflar arası sözleşmenin Sözleşme bedeli başlıklı 4. Maddesinde işin toplam bedeli 130.0004+KDV Euro olduğu ve taraflar arasında sözleşmenin EURO cinsi para ile yapılacağının hüküm altına alınmış olduğu,
Fatura konusunda da davacı tarafın faturasını TL olarak kestiği ve TL karşılığının Euro tutarını da fatura üzerine yazdığının tespit edildiği, Bu durumda davacının davalıdan mali anlamda 136.066 TI. karşılığı, 42.508,89 Euro alacağının olabileceği, ancak davacının 136.066, TL karşılığı, 41.541,39 Euro talep ettiğinden taleple bağlılık ilkesi gereği talebine bağlı olarak 41.541,39 Euro talep edebileceği ve
Davacının bu alacağına (41.541,39 Euro) 3095 sayılı Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 4/a maddesi gereğince takip tarihinden itibaren işleyecek ve yıllık 961,5 oranını geçmeyecek Devlet Bankalarının Euro para birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanması gerekeceği yönünde görüş ve kanaat bildirdiği görüldü.
Bilirkişi raporunun taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görüldü.
Davalı vekilinin bilirkişi raporuna itirazlarını içerir 20/08/2021 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Davacı vekilinin 08/09/2021 tarihli dilekçesi ile davanın tam ıslahı ile itirazın iptali davasının alacak davasına dönüştürülmesine ve dava konusu cari hesap ilişkisinden kalma bakiye alacaktan 01/04/2016 tarihli Taahhüt Sözleşmesinden kalma bakiye alacak olarak dönüştürülmesine yönelik olarak davasını ıslah ettiği, ıslah tarihi itibariyle kur farkından kaynaklanan ıslah harcının yatırıldığı görüldü.
Davalı vekilinin ıslaha karşı cevaplarını içeir 22/09/2021 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Mahkememizin 23/08/2021 tarihli ara kararı ile davalı vekilinin itirazları doğrultusunda dosyanın ek rapor aldırılmak üzere bilirkişilere tevdine karar verilmiş olup, bilirkişiler 25/10/2021 tarihli ek raporunda sonuç ve özet olarak; davanını kök rapora itirazlarının raporda herhangi bir değişiklik gerektirmediği, kök rapordaki tespit ve görüşlerin aynen muhafaza ettiklerini bildirdikleri görüldü.
Ek raporun taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görüldü.
Davacı vekilinin bilirkişi ek raporuna karşı beyanlarını içerir 29/10/2021 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Davalı vekilinin ek rapora beyan ve itirazlarını içerir 08/11/2021 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında düzenlenen taahhüt sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacak istemine ilişkindir.
İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının UYAP sistemi üzerinden alınan bir örneğinin tetkikinden; alacaklı … tarafından borçlu … aleyhine 41.541,39 EURO üzerinden cari hesap alacağına ilişkin takip başlatıldığı, borçlu vekilinin 08/08/2019 tarihli dilekçesi ile takibe itiraz ettiği, itirazın süresinde olduğu ve takibin durdurulmuş olduğu görüldü.
Taraflar arasında Davalı …A.Ş.’nin işveren, davacı…Ltd.Şti.nin yüklenici olduğu, 01.04.2016 tarihli ‘Taahhüt sözleşmesi’ akdedildiği, Akdedilen işbu sözleşmenin konusunun; ….A.Ş.ye 10007 sokak No: … Çiğli İZMİR adresindeki fabrikada 4 adet ısıl işlem tünelinin baca gazlarından atılan enerjiyi kullanarak kaplama banyoları bölümünde ihtiyaç olan ısıtma sistemi kurularak kullanılması ve böylece enerji geri kazanımı yapılması. Yardımcı ısı sistemi olarak 640000 kcal/h sıcak su kazanı kurulması işinin şart ve esaslarını tayin ve tespiti olduğu, işin toplam bedelinin 130.000 EURO+KDV olduğu, İşin %40 oranında 52.000 € 30-60 gün vadeli çek ile altı ay süreli şirket teminat mektubu veya şirket sahiplerinin kefalet çeki karşılığında avans verileceği, Malzemeler şantiyeye teslim edildiğinde kalan toplam bedelin % 30’unun en geç 30-60 günlük çek ile ödeneceği, Kalan % 30 + KDV’ nin devreye alındıktan 15 gün sonra nakit ödeneceği, Sözleşme tarihinden sonra iş tesliminin 10-12 hafta olduğu, işletme içinde iş akışından dolayı gecikmelerin süreye ilave edileceği belirlenmiş olup, bu hususlarda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır.
Davalı taraf cevap dilekçesini ıslah etmiş olup ıslah edilmiş cevap dilekçesinde takas defi ileri sürmüştür buna göre; Takas, TBK.nun 139.maddesinde düzenlenmiş olup, iki kişi, karşılıklı olarak bir miktar para veya özdeş diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise her biri alacağını borcuyla takas edebilir. Aynı yasanın 143.maddesine göre de, Takas, ancak borçlunun takas iradesini alacaklıya bildirmesiyle gerçekleşir. Bu durumda her iki borç, takas edilebilecekleri anda daha az olan borç tutarınca sona erer. Cari hesapla ilgili ticarete ilişkin özel teamüller saklıdır. şeklindedir. Davalı şirketin somut talebi tazminat alacağı olup aynı… olmayan alacaklar takas ve mahsup edilemeyeceğinden ötürü davalının takas defi istemi yerinde görülmemiştir.
Taahhüt Sözleşmesinin İşin Kontrolü ve Teslim Alınması başlıklı 8.maddesinde; İş sahibinin işin kontrolünü kendi yapmakta veya başka kişi veya kurumlara yaptırmakta serbest olduğu. Yüklenicinin işin kontrolü sonucunda sözleşme şart ve eklerine göre hatalı, eksik veya yanlış uygulamaları tamamlamak veya düzeltmekle yükümlü olduğu, İş tamamlandığı zaman ve yüklenicinin kesin kabul tutanağı düzenleyeceği ön görülmüş olup, kesin kabul tutanağının düzenlenmediği anlaşılmaktadır.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığı, cari hesap benzeri açık hesap ilişkisi bulunduğu, bu ticari ilişki kapsamında davacı şirketin 30/05/2016, 08/06/2016, 17/06/2016, 19/07/2016, 26/07/2016, 27/07/2016, 21/07/2016,15/09/2016,20/09/2016, 07/10/2016 tarihlerinde toplam 110.891,11 Euro avans ödemesi olarak borç kaydı, 153.400 Euro fatura alacak kaydı, fark olarak 42.508,89 Euro karşılığı olarak 136.066,00 TL bakiye alacağın her iki tarafın ticari defterlerinde işli olduğu, tarafların ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu ve lehlerine delil vasfı taşıdığı, davacının bu cari hesap ilişkisinden kaynaklanan alacağının Euro para biriminden talep ettiği, ticari Dövizli fatura düzenlenmesi usulü; Vergi Usul Kanunu’nun 215/2-a maddesinde: “Kayıt ve belgelerde Türk para birimi kullanılır. Belgeler, Türk parası karşılığı gösterilmek şartıyla, yabancı para birimine göre de düzenlenebilir. Şu kadar ki yurtdışındaki müşteriler adına düzenlenen belgelerde Türk parası karşılığı gösterilme şartı aranmaz.”…Ancak faturanın esası dövizli olduğu için faturada gösterilen TL tutar fatura muhatabının ödemesi gereken tutar değildir. Fatura muhatabının fatura tutarını faturadaki para birimi üzerinden veya yine taraflarca belirlenen kur kullanılmak suretiyle başka bir para birimi ile ödemesi gerekir.” şeklinde düzenlenmiş olup, davalının, davacıya yapmış olduğu ödemelerin ödeme tarihleri itibariyle T.C. Merkez bankası döviz alış kuru ile hesaplama yapılarak Euro para birimine çevrilmesi ile yapılan hesaplamada davacının 153.400 Euro faturasına, davalının 110.891,11 Euro ödeme yaptığı ve bakiye 42.508,89 Euro borcunun kaldığı bilirkişi raporu ile de sabit olduğu, buna istinaden davacının alacağı takip tarihinde 42.508,89 Euro olarak değerlendirildiğinden, davacı takip tarihi itibariyle bu meblağı TCMB döviz alış kuru üzerinden TL’ na çevirmek suretiyle icra takibi başlatmakta haklı olduğu, dosyada geçici kabul işlemine kadar işin zamanında ve sözleşme ve eklerine uygun yapılmadığı yönünde herhangi bir ihtara rastlanmadığı ve de sözleşmenin cezalarla ilgili 6.maddesi ile sözleşmenin feshi ile ilgili 14. Maddelerinin işletilmemesi nedenleri ile işin süresinde ve sözleşme ve eklerine uygun olarak tamamlandığı anlaşılmış olup davacı vekilinin 08/09/2021 tarihli dilekçesi ile davanın tam ıslahı ile itirazın iptali davasının alacak davasına dönüştürülmesine ve dava konusu cari hesap ilişkisinden kalma bakiye alacaktan 01/04/2016 tarihli taahhüt sözleşmesinden kalma bakiye alacak olarak dönüştürülmesine yönelik olarak dava ıslah edilmiş olsa da bilirkişi tarafından yapılan hesaplamanın neticesini değiştirmediği gözetilerek bilimsel, denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli 17/05/2021 ve 11/08/2021 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda ve taleple bağlı kalınarak davanın ıslah edilen şekliyle kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HUAK 18/A-(13) ”Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. (…)” ” ve (14). Fıkrası: ” Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak…Dava Şartı Dosya No:… sayılı dosyasından arabulucuya 1.320,00-TL tarife bedeli üzerinden kesilen 25/09/2019 tarihli 216 sıra nolu Serbest Meslek Makbuzu doğrultusunda ödeme yapıldığı tespit edilerek her iki tarafın arabuluculuk ilk oturumuna katıldıkları ve davanın kabulüne karar verildiği gözetilerek; davalı aleyhine arabuluculuk giderlerinin yükletilmesi gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-DAVANIN KABULÜ ile,
41.541,39-EURO alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca fiili ödeme tarihindeki T.C. Merkez Bankası Euro efektif satış kuru karşılığı TL üzerinden işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 18.019,35 TL Karar ve İlam Harcından, peşin harç ve ıslah harcının toplamı olan 5.761,44 TL’nin mahsup edilerek eksik kalan 12.257,91 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından bu dava sebebi ile aşağıda dökümü yapılan 10.092,14-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından bu dava sebebi ile yapılan 21,00 TL tebligat giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince 26.915,15-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
7-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/02/2022

Katip … Hakim …
¸e-imza ¸e-imza

YARGILAMA GİDERLERİ HARÇ BEYANI
44,40 TL BAŞVURMA HARCI 3.200,42 TL PEŞİN HARÇ
3.200,42 TL PEŞİN HARÇ 2.561,02 TL ISLAH HARCI
6,40 TL VEKALET HARCI + 12.257,91TL EKSİK HARÇ
3.500,00 TL BİLİRKİŞİ ÜCRETİ 18.019,35 TL KARAR
2.561,02 TL ISLAH HARCI VE İLAM HARCI
220,00 TL TEBLİGAT ÜCRETİ
140,00 TL KEŞİF YOL ÜCRETİ
+ 419,90 TL KEŞİF HARCI
10.092,14 TL TOPLAM