Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/53 E. 2022/378 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/53 Esas
KARAR NO : 2022/378 Karar
DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/02/2018
KARAR TARİHİ : 17/05/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılamalar neticesinde ;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili davacı ile davalı arasında 01/05/2009 tarihli hizmet sözleşmesi imzaladığını, söz konusu sözleşme çerçevesinde müvekkil şirket, davalı ilaç şirketine “ilaç ruhsatlarının alınması, bunlarla ilgili varyasyonların (ilaç ruhsat dosyalarındaki değişikliklerin) hazırlanması, bildirilmesi ve takibi gibi ilaç firmalarındaki ruhsatlandırma bölümlerinin yapmış olduğu tüm hizmetleri dışarıdan sunduğunu, müvekkil firma davalı tarafa en üst düzeyde hizmet verdiğini ve neredeyse almış olduğu ücretin üzerinde bir fayda sağladığını, nitekim bu yönde hizmet sunumu olmasaydı tabii olarak adı geçen sözleşme yaklaşık 9 yıl boyunca devam etmez olduğunu, davalı ilaç şirketi ortada herhangi bir problem yokken ve var ise de yine sözleşme hükümlerine göre müvekkiline bu hususta herhangi bir açıklama yapılmadığını, 11.12.2017 keşide tarihli … Noterliği tarafından tanzim edilmiş olan … yevmiye nolu ihtamame ile taraflar arasındaki sözleşmeyi tek taraflı olarak ve derhal feshetmiş olduğunu, açıklanan nedenlerle; davalı tarafın haksız feshi nedeni ile fesih tarihinden sözleşme sonuna kadar olan 9.333,00 Euro sabit danışmanlık ücretinin ve fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla parça başı işler için munzam zarar olarak belirsiz alacak talebi şimdilik 100 Euro’nun fesih tarihinden itibaren kamu bankalarınca Euro’ya uygulanan en yüksek mevduat faizi ile yargılama gideri, vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki sözleşme iddia edildiği gibi keyfi ve haksız surette değil, sunulan hizmete ilişkin davacı yanın tutum, davranış ve eylemlerinin sözleşmeye aykırı nitelikte olduğunu ve esaslı borçların ifa edilmemesi (temerrüt) sebebiyle (haklı sebeple) feshedildiğini, davacı(danışman) son yıllarda sunmayı üstlendiği danışmanlık faaliyetine ilişkin olarak, proaktif bilgilendirme ve sonuç odaklı yönlendirme ile hızlı ve sistematik süreç yönetimi gibi bir danışmadan beklenen rolleri karşılayan bir yaklaşım göstermediğini, kişisel yaklaşımının olumsuz ve katı bir hale geldiğini, müvekkil şirket yetkili ve ilgili bölüm çalışanların danışmana soru dahi sormaya çekindiğini, bu sebeple davalı şirketin sözleşme gereği ihtiyaç duyduğu hizmetler kesintisiz ve hızlı bir şekilde alınmayacak duruma geldiğini, davacı tarafında zamanında ve gereği gibi yapılmayan davalı şirket ürünlerinin fiyat artışına ilişkin bir başvuru sebebiyle davalı müvekkil şirketin geçmiş yıllarda zarara uğratıldığını, davacı şirket tarafından sözleşme konusu danışmanlık faaliyeti kapsamında davalı şirket ürünlerinin (ilaçların) fiyatlandırılmasına ilişkin olarak ilgili kurumlara sunuları evrakların hatalı ve eksik hazırlanması sebebiyle başvuru red edildiğini, konuya ilişkin ilgili kuruma (Bakanlık) tekrar başvuru yapılmak durumunda kalındığını, her iki başvuru arasındaki süreç fazladan altı ay uzadığı için bu süre zarfında fiyat artışını gerçekleştiremediğini, maddi zarara uğradığını, açıklanan nedenlerle davanın reddine, fazlaya (özellikle uğranılan maddi zararlara) ilişkin beyan, talep ve dava hakları saklı tutulmakla yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesine talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davadaki uyuşmazlığın, taraflar arasındaki ticari hizmet sözleşmesinden kaynaklı sözleşmenin haklı nedenle fesh edilip edilmediği, haksız fesih var ise sözleşmeden parça başı işlemlerden kaynaklı yoksun kalınan kar ile beraber sabit danışmanlık ücreti alacağının doğup doğmadığı var ise miktarının ne kadar olduğu hususlarında toplandığı görülmüştür.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, bilirkişi raporu ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
Davacı Şirket Yetkilisi … Mahkeme huzurunda alınana beyanında ” Ben ilaç şirketlerinin ruhsatlandırma işlemlerinin tamamlanması yönünde danışmanlık hizmeti 9 yıldan beri vermekteyim, ruhsatlandırma işlemlerinin yürütülmesine ilişkin ücret tüm danışmanlık verilen şirketler açısından aynıdır, bazen ruhsatlandırma işlemleri tamamlandıktan sonra ruhsat dosyasıyla ilgili herhangi bir değişiklik (ilaç etken maddesindeki, ham madde üreticisindeki isim değişikli ve toplam 32 adet tip-1 denilen küçük değişiklikleri ve tip-2 denilen büyük değişiklikleri-üretim formülasyonundaki değişiklikler gibi) söz konusu olduğundan ücretlendirme parça başı olarak değerlendirilir ve saat başı 1 ücretlendirme söz konusu olur, işin durumuna göre kaç saatlik kaç günlük iş yapılmışsa ücret ona göre yansıtılır, saat başı ücret KDV hariç 40 Euro olarak uygulanmaktaydı, Davalı şirket vekili tarafından yöneltilen 1.soru tanığa soruldu: Davalı Şirket tarafından 25.09.2017 tarihinde iletilen toplantı talebine, … tarafından en erken bir ay sonrası için toplantı tarihi verilmiş midir? Davacı Şirket Yetkilisine söz verildi:25/09/2017 tarihinde iletilen bir toplantı talebim olmamıştır, 1 ay sonrasına gün verme söz konusu değildir, her gün telefonla olsun iletişim sağlanmaktaydı, ilk zamanlar ofislerimiz bile yan yanaydı dedi. Davalı şirket vekili tarafından yöneltilen 2.soru tanığa soruldu: Feshe konu edilen danışmanlık sözleşmesi kapsamında verilen hizmet uyarınca gerçekleşen başvuru ve dosya takiplerinde, Davalı Şirket ürünleri olan … ve … için Davacı tarafından yapılan başvurular neden ret olmuştur? … bu konuya ilgili olarak Davalı Şirkete hangi açıklamayı yapmıştır? Davacı Şirket Yetkilisine söz verildi: … ilacını bilmiyorum, … ilacını … şirketinden ruhsat devrini 9 yıl önce yaptım, herhangi bir ret söz konusu değildir, davalı şirkete bu konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapılmamıştır, benim belirtmek istediğim ivedi işlerden kasıt, işlerin zamanında yapılmasıdır, ben üzerime düşen görevleri yaptım, 9 yıldır bir çalışma geçmişimiz vardır, bildiklerim bunlardan ibarettir.” diyerek beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce yapılan bilirkişi incelemesi sonrası düzenlenen bilirkişi heyeti kök raporunda sonuç ve özetle; incelenen davacı şirkete ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdikinin yasal süresinde TTK hükümlerine göre usulüne uygun tasdik edildiği, defterlerin birbirini teyit ettiği, dolayısı ile sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre, dava tarihi olan 18.12.2018 itibariyle davalı şirketten 6,04 TL alacaklı olduğu ve taraflar arasında 2009 yılından süregelen ticari ilişkinin bulunduğu, davalı şirketin merkez adresine yerinde inceleme için gidilmiş olup davalı şirketin ticari defterlerini ibraz etmediği, şirket Avukatı … ile … numaralı telefon ile yapılan görüşmelerin sonuçsuz kalması nedeniyle davalı şirkete ait ticari defterlerin incelemesi yapılamadığı, taraflar arasında 01.05.2009 tarihli 10 yıl süreli sözleşme imzalandığı, sözleşmeyi, davalı şirket 11.12.2017 tarihi itibariyle fesih ettiğini noter vasıtası ile bildirdiği, sayın Mahkemenin davalı şirketin sözleşmeyi haksız nedenlerden dolayı fesih ettiğine karar vermesi halinde, davacı şirketin 9.333,00 Euro sözleşme sonuna kadar sabit danışmanlık bedeli talep edebileceği, parça başı talebi ile ilgili; dosya kapsamına göre değerlendirme yapılamayacağı, saat ücreti ile ilgili yapılan tüm çalışmalarla ilgili belgelerin sunulması gerektiği, davacı yanın faiz ile ilgili talebi Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi heyeti kök raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Davacı vekili 21/03/2020 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi ibraz etmiştir. Davalı vekili 30/06/2020 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi ibraz etmiştir.
Mahkememizce yapılan bilirkişi incelemesi sonrası düzenlenen bilirkişi heyeti ek raporunda sonuç ve özetle; davalının 30/04/2018 tarihinde sona erecek sözleşmeyi 4 ay 20 gün erken feshi ettiği, feshin TMK 2’de öngörülen dürüstlük kuralına uygun olduğunu davalının ispat edemediği, davacı şirketin süre sonuna kadar elde etmesi gereken ücretin tazminat olarak verilmesi gerektiği, 11.3012,94 Euro( KDV dahil) tazminatın 18/01/2018 tarihinden itibaren, devlet bankalarının Euro ile açılmış bir yol vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesi gerektiği, davacının sürekli nitelik göstermeyen çeviri ve görüşme ücretleri bakımından tazminat talep edemeyeceği, davacının tazminat miktarında indirime gidilmesini gerektiren bir durum bulunmadığı, özellikle 4 ay 20 gün içinde feshe konu sözleşme ile benzer bir sözleşme kuracağını kabul edemeyeceğini, sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi heyeti ek raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Davalı vekili 15/12/2020 tarihli dilekçesi ile ek bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi sunduğu, davacı vekilinin 14/12/2020 tarihli dilekçesi ile bilirkişi heyeti ek raporuna karşı itiraz dilekçesi sunduğu görülmüştür.
Mahkememizden verilen duruşma ara kararı gereğine, davacı tarafın beyanları doğrultusunda dosyanın mevcut bilirkişiye kimya mühendisi veya eczacı (eczacılık ilaç pazarlama alanında uzman) bilirkişi dahil edilerek ek rapor aldırılmasına karar verilmiş olmakla dosya bilirkişi yetine tevdi edilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından sunulan 2. Ek raporda sonuç ve özet olarak; kök raporda ücret olarak belirlenen 11.3012,94 EURO (KDV dahil) tazminatın 18.01.2018 tarihinden itibaren, devlet bankalarının EURO ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesi gerektiği, süreklilik göstermeyen çeviri ve görüşme ücretlerine ilişkin olmak üzere, T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından verilen ilaç ruhsat ve izinlerinde CTD formatında dosya hazırlanarak bakanlığa başvuru yapıldığı, hazırlanan format içerisindeki belge ve bilgilerin ruhsat sahibi tarafından tedarik edildiği ve danışman şirket tarafından CTD formatında işlenerek Sağlık Bakanlığı’na verildiği, bu işlemlerin yapılması sırasına, başvuru sırasında, başvuru sonrasında istenen gerekli evrakların yine sisteme işlenmesi danışman firma tarafından yapılmakta ve işlemler bir bütün olarak danışman firma tarafından yürütüldüğü, İlaç ruhsatı ile ilgili olarak CTD dosyası hazırlanması sırasında, devir dosyası hazırlanması, çeviriler, ruhsat dosya yenilemesi işlemlerinde yapılan ve parça başı iş olarak tabir edilen işlemlerinde aylık danışmanlık hizmeti dışında yine danışman firma tarafından güncel iş durumuna göre yapılması gereken işlemler olduğu,İlaç ruhsat dosyası hazırlanmasında ve daha sonra yapılan işlemlerde gizlilik ön planda bulunduğundan, ilaçlarla ilgili yapılacak diğer işlemlerinde gizlilik prensipleriyle anlaşma sağlanacak firma tarafından yapılması gerekmekte olup gizlilik anlaşması yapılan bu serbest parça başı iş olarak tanımlanan işlerin danışman firma dışında başka firma tarafından anlaşma yapılmadan yaptırılması mümkün olmadığından parça başı işlerle ilgili ücret hesaplamasının da yapılması gerekmekte olduğu ancak bu hesaplamanın götürü olarak yapılmasının uygun olmayacağı, davacı tarafından mahrum kalınan gelirin, davalı tarafından sözleşme süresi içinde üçüncü kişilerden alınan hizmete göre belirlenebileceği ve dosya kapsamında bu yönde bir bilgi ve bulunmadığı yönünde sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi heyeti 2. Ek raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Davacı vekili 19/11/2021 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi ibraz etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, ticari defterlerin kanıt olması, bu defterlerin Ticaret Kanunu’nun öngördüğü şartlar içinde tacirin lehinde veya aleyhinde olarak kullanılması ve ticari bir uyuşmazlığında hükme esas teşkil etmesidir. Böylelikle ticari bir uyuşmazlıkta ticari defter kaydı, uyuşmazlığın çözümünde yazılı bir kanıt aracıdır. Tacirin tuttuğu bütün defterlerdeki kayıtların birbirine uygun olması, birbirini tutması ve doğrulaması şarttır. Ayrıca ticari defterlerin kanuna uygun olarak tutulmuş olması yanında tasdike tabi olan ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin de Ticaret Kanununda belirtilen sürelerde ve şekillerde yapılmış olması gerekmektedir. Aksi takdirde defterler, sahipleri lehine kanıt olma niteliklerini kaybederler. Bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağın olduğunu iddia eden taraf yazılı belgeler ile ispat etmesi gereklidir. İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu HMK 187,190 ve 200. Maddeleri ayrıca HMK Madde 222 de Ticari defterlerinin ibrazı ve delil olması açısından ilgili düzenlemeler mevcuttur.Somut uyuşmazlıkta; Davalı taraf ticari defterlerini haklı bir mazereti olmaksızın ibrazdan kaçınması nedeniyle davacı tarafından usulüne uygun kaydedilmiş ticari defter kayıtları HMK:222/3 maddesi uyarınca davalı aleyhine delil teşkil etmiş sayılmıştır.
Dosya kapsamının incelenmesinde … Ltd. Şti. tarafından … Ltd. Şti.’ne 11,12.2017 … Noterliğinin tarih … yevmiye numarası ile göndermiş olduğu ihtarnamede;*… taraflar arasında 01.05.,2009 tarihinde imza edilen Hizmet Sözleşmesi, Müvekkil … Ltd. Şti. tarafından, adı geçen sözleşmenin ilgili maddesi uyarınca, tek taraflı olarak fesih edilmiştir.” olarak ihtar edildiği, … Ltd. Şti. tarafından … Sanayi İth. İhr. ve Tic. Ltd. Şti.’ne gönderilen 18.01.2018 … Noterliğinin tarih … yevmiye numarası ile göndermiş olduğu ihtarmamede; ”….bu sebeple tabii olarak müvekkil şirket, sözleşmenin sona erme tarihi olan 01.05.2018 tarihine kadarki dönem için müvekkiliniz şirketten hizmet sözleşmesi gereği edineceği kardan yoksun kalmış olup müvekkil şirketin söz konusu zararının giderilmesi gerektiği aşikardır. Yukarıda izah edilen sebeplerle müvekkil şirketin sözleşme gereği almış olduğu aylık 2.000 Avro danışmanlık ücreti de dahil olmak üzere 11.12.2017-01.05.2018 tarihleri arasındaki dönem için sözleşme sonuma kadar 7.400 Euro ve aylık 600 Euro iş başına ücret kapsamında 2.200 Euro olmak üzere toplamda 9.600 Euro’nun ihtarnamenin tarafınıza tebliğinden itibaren 3 iş günü içerisinde müvekkil şirket hesabına ödenmesini…” olarak ihtar ettiği görülmüştür.
Sözleşmenin tümü incelendiğinde, taraflarının davacı ve davalı olduğu, davacının sağlayıcı, davalının ise alıcı olarak nitelendirildiği, davacının bu sözleşmenin ekinde yer alan (EK-A) metinde yer alan hizmetleri vereceğinin kararlaştırıldığı ve ücretin KDV hariç olup ödemenin Türk Lirası olarak fatura tarihinde T.C. Merkez Bankası döviz satış kuru olarak belirlendiği, EK-A’da yapılacak hizmetlerin : Bakanlık izleme ve danışmanlık, günlük evrakların Bakanlıkta takibi, bu amaçla Bakanlık soruların alırması ve cevaplanması, gerektiğinde Bakanlık düzeyinde yetkililerle görüşülmesi; Devir Dosyası hazırlıkları olarakta; Doküman incelemesi sonrası rapor hazırlanması ve eksiklikler, acil yapılması gereken varyasyonların hesaplanması, tamamlanması, zamanlamanın bildirilmesi, TİP 1 ve TİP TI Varyasyon dosyalarının hazırlanması, dosyaların çevrilmesi ve zamanlamanın bildirilmesi, ruhsat başvuru dosyalarının hazırlığı (CTD formatında), ruhsat dosya yenilemeleri şeklinde olduğu, EK-B ‘de ise ücretlendirmenin : Bakanlık İzleme ve Danışmanlık (Aylık 2.000 EURO + KDV); soru alınması, cevaplanması, bakanlık yetkilileri ile görüşülmesi için 40 EURO/Saat; Devir Dosyası hazırlıkları için 40 EURO/Saat; TİP I ve TİP II Varyasyon dosyalarının hazırlanması için 40 EURO/Saat; Ruhsat başvuru dosyalarının hazırlığı (CTD formatında) Toplam 300 sayfalık çeviri gerektiren dosyalar için 4.900 EURO, çeviri sayfası 300’den fazla olduğu takdirde her 1000 karakter için 12 EURO ek, İlave formlar için anaform bedelinin %3’ü; ruhsat dosya yenilemeleri için 40 EURO/Saat ve çeviri miktarına göre olduğunun kararlaştırıldığı tespit edilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin danışmanlık ile eser ve vekalet sözleşmelerini kapsayan karma nitelikteki bir sözleşme olduğu değerlendirmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin davalı şirketin fesih ihtarı ile sona erdiği ancak sözleşmede kararlaştırılan fesihten önce başkaca ihtarın bulunmadığı, davalının feshini haklı gösterecek somut delil ibraz edemediği anlaşılmıştır. 11.12.2017 tarihinde sözleşmenin haksız feshedildiği, sözleşme süre sonunun 30.04.2018 olduğu, 4 ay 20 günlük süreye karşılık aylık 2.000,00 Euro ücretlendirme üzerinden kdv hariç toplam 9.333 Euro alacağın olduğu, parça başı işlerle ilgili yapılan hizmetlerin tespitinin davalı şirket kayıtları incelemesi ile mümkün olabileceği ancak davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmekten kaçındığından mevcut duruma göre davacının talebi ile sınırlı olarak parça başı işlerle ilgili 100 Euro alacak talebinin sözleşme bütünlüğüne uygun düştüğü ve ruhsatlandırılan ilaçların sonrasındaki üretim formülasyon değişikliği gibi işlemlerin gerçekleştirildiği de dosya kapsamından anlaşıldığı ve talep edilen miktarın takdiren uygun olduğu değerlendirilmiştir. Toplam 9.433 Euro alacağın davacı şirketin alacağın ödenmesi yönündeki 18.01.2018 tarihinden itibaren davalı tarafın temerrüde düştüğü ve 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca işleyecek faiziyle talep edebileceği kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen gerekçeler uyarınca;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan DAVANIN KABULÜ ile;
9.433,00 Euro alacağın 18/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca faiziyle beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 6.539,00–TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 3.015,64-TL harcın peşin alınan 750,69-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 2.264,95-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 750,69 -TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı vekili tarafından yapılan posta-tebligat gideri toplamı 292,20-TL ile 4 adet bilirkişi ücreti 3.600,00-TL, 35,90.-TL başvuru harcı, 5,20.-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 3.933,30-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu ( … Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/05/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır