Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/527 E. 2020/730 K. 25.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/527 Esas
KARAR NO : 2020/730 Karar
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 15/11/2019
KARAR TARİHİ : 25/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirkete pamuk pantolon imal ederek sattığı, gümrük belgeleri tamamlanmış, kalite kontrolü yaptırılmış ve bu hizmet bedeli olan faturaların davalı şirkete iletildiğini, ancak ödemenin davalı tarafından yapılmadığını bu nedenle davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla; davalının …. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, alacağa aylık %8 Euro ve değişen oranlarda reeskont faizi uygulanmasına, itiraz haksız ve mesnetsiz yapıldığından alacağın %20’si nispetinde icra inkar tazminatına hükmolunmasına, masraf ve vekillik ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava şartı zorunlu arabuluculuk başvurusu yapılmadığını, husumet itirazı olduğunu, müvekkilinin ne davacı ile ne de davacının ürünlerinin satıldığı … ile arasında hukuki bağ bulunmadığını, müvekkili şirketin … Şirketinin distribütörü olmadığını, müvekkili şirketin herhangi bir borcu olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
Fatura örnekleri, Nakliyat Emtia Sigorta Poliçesi, Kalite Kontrol Raporu, icra dosyasının mahkememiz dosyası arasında olduğu görüldü.
GEREKÇE:
Dava; faturaya ilişkin cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Celp edilen …. İcra Müdürlüğünün 2019/…Esas sayılı dosyasının tetkikinden; alacaklı … tarafından borçlu … YA İZAFETEN … LTD. ŞTİ. Aleyhine 32.047,58 Euro üzerinden takip başlatıldığı, borçluya ödeme emrinin 11/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından 14/01/2019 tarihinde ödeme emrine itiraz edildiği, itirazın süresinde olduğu ve takibin durdurulduğu görüldü.
Davalı vekili 16/11/2020 tarihli dilekçesinde; davacı tarafından huzurdaki davanın 15/11/2019 tarihinde ikame edildiği halde bu tarihten 2 ay sonra 15/01/2020 tarihinde arabuluculuk başvurusunda bulunduklarını, anlaşmamaya dair son tutanak örneğinin 23/01/2020 tarihinde dava dosyasına ibraz ettiğini beyanla; bu anlamda davanın dava şartı yokluğundan reddini, 04/11/2016 tarihli ara karardan rücu edilerek karar verilmesini talep ettiği görüldü.
Dava dosyasının 15/11/2019 tarihinde açıldığı, davacı tarafından sunulan Arabuculuk son tutanağında arabuluculuk sürecinin başladığı tarih olarak 15/01/2020 olduğu, son tutanağın düzenlendiği tarihin ise 22/01/2020 olduğu görüldü.
Mahkememizin 25/11/2020 tarihli ara kararı ile davalı vekilinin 04/11/2020 tarihli 1 nolu celsedeki ara kararlarından dönülmesi talebinin kabulü ile ara kararlardan dönülmesine karar verildiği görüldü.
HMK’nun 115/1. Maddesinde “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilir” hükmü amirdir.
19/12/2018 tarih ve 30630 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7155 sayılı kanunun 20. Maddesiyle 6102 sayılı TTK 5. Maddesinden sonra gelmek üzere dava şartı olarak arabuluculuk getirildiği, söz konusu düzenleme ile ” Bu kanunun 4. Maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” hükmü amirdir.
Dava dosyasının yapılan incelemesinden; davacı tarafından dava dilekçesinde arabuluculuğa başvurulduğunun belirtilmediği gibi buna ilişkin olarak arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanak aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin başlangıçta sunulmadığı, ancak 23/01/2020 tarihli dilekçe ekinde 22/01/2020 tarihli arabuluculuk son tutanağını sunduğu, tutanağa göre dava açıldıktan sonra 15/01/2020 tarihinde arabuluculuk sürecinin başlatıldığı, ancak dava açıldıktan sonra zorunlu arabuluculuğa başvuru yapılması tamamlanabilir bir dava şartı olmadığından bu haliyle davacının arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı açıkça anlaşıldığından; açılan davanın Arabulucuk Kanununun 18/A-2. Maddesi ile HMK’nun 115/2. maddesi hükmü gereğince, açılan davanın arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Açılan davanın arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince maktu olarak hesaplanan 54,40 TL Karar ve İlam Harcının peşin alınan 2.421,35-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 2.366,95 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından bu dava sebebi ile yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına.
4-Artan Gider Avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine.
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 7/1 Maddesi gereğince hesap ve takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/11/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza