Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/51 E. 2021/512 K. 25.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/7 Esas
KARAR NO : 2021/491
DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 04/12/2018
KARAR TARİHİ : 17/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili davacının birbirinden farklı zamanlarda davalı şirketten belirli bir tutarda hamiline yazılı hisse senedi satın aldığını, davalı şirketin sermayedar hissedarı olduğunu, müvekkili davacının davalı şirket hissedarı olarak sahibi olduğu hisse senetlerinin ulaştığı değeri ve akıbetini öğrenmek adına şirketten bilgi talep etmiş ise de; davalı şirket tarafından davacı müvekkiline devredilen hisse senetleri ve şuan için ulaşmış olduğu değerleri hakkında bilgi verilmediğini, işbu nedenle bahsi geçen ve dava dilekçeleri ekinde de belirtmiş oldukları hisse senetlerinin müvekkili davacıya aidiyetinin tespitinin yapılmasını talep etmek zaruriyeti doğduğunu belirterek davacı müvekkilinin davalı şirkette var olan hisse payı ve hisse senetlerinin müvekkili davacıya aidiyetinin tespitinin yapılmasını, tüm hisse paylarının ve hisse senetlerinin tespitinin yapılarak davacıya ait olan tüm hisse paylarını ortaya koyar hisse senetlerinin davalı şirket hissedarı müvekkili davacıya teslimine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 30.05.2019 tarihli beyan dilekçesinde, Davacının Davalı şirkette var olan hisse Payı ve Hisse senetlerinin müvekkil Davacıya aidiyetinin Tespitiyle ilgili olarak; davacıya ait olduğu iddia edilen Hamiline Yazılı Hisse senetlerinin TTK’nın 415. maddesi hükmüne göre sadece fiziki teslim ile devredilebileceğini, mülkiyet devrinin şirkete bildirilmesine veya kaydedilmesine gerek olmadığını, her ne kadar ekte kopyası bulunan Ortaklar Pay Defterinin 26 sayfasında kayıtlı …’ a ait 70 adet Hamiline yazılı Hisse Senedini 2001 yılında teslim aldığı görülse de aradan geçen yıllar içinde Fiziki Teslim ile mülkiyetin 3.ncü şahıslara geçmiş olabileceğinden bunu şirket kayıtlarından teyit etmenin mümkün olmadığını, buna bağlı olarak davacının elinde mevcut Hamiline Hisse senetleri dışında bir Hamiline Hisse senedinden kaynaklı Payından söz edilemeyeceğini, davacının Hisse senetleri elinde olduğundan Davacının Hisse Senetlerinin kendi adına aidiyetine ilişkin talebinin hukuki bir geçerliliği bulunmadığını, dava tarihinde şirketlerinde toplam hisse sayısının 8.400.000 Adet, bunların toplam tutarının 84.000.000 TL olduğunu, …’ ın tüm hisse senetlerini muhafaza ettiğini, Bedelli Bedelsiz tüm Sermaye artışlarının tümüne katıldığı Kabul edildiği takdirde Toplam Hisse Senedi sayısı 27.413 Adet Karşılığı 274,13 TL olduğunu, mahkeme tarafından 19.04.2019 tarihli müzekkere ile şirketlerinden talep edilmiş olan Bilgi ve Belgelerin mahkemeye ibraz edildiğini, davacının elindeki mevcut Hamiline Hisse Senetleri ile Şirkete Müracaat etmesi halinde, Şirket Hisselerinin Yeminli Mali Müşavir Raporu ile yapılan Bedelli ve Bedelsiz Sermaye Resmi değer artışlarından sonra 84.000.000 TL ye ulaştığını, buna bağlı olarak Davacı hisselerinin değerinin de bedelli Bedelsiz artışları YMMM tarafından belirlendiğini ifade ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün yazı cevabı, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı davamızın delillerini oluşturmaktadır.
Prof. Dr. … , Yeminli Mali Müşavir … , Yeminli Mali Müşavir- Bağımsız Denetçi … tarafından tanzim edilen 17.10.2019 tarihli raporunda özetle; davacı …’ın davalı … San ve Tic AŞ’nin ana sözleşmesinde yazan kurucu ortaklardan olmadığı, şirket genel kurul toplantılarına katılmadığı ve hazirun cetvellerinde adının geçmediği ve bedelli sermaye artırımlarına katılmadığı, davacının dava tarihi itibariyle davalı şirketteki hamiline yazılı hisse senetlerinin 27.413 adet olduğu, hisse oranının % 0,000003263 (27.413/8.400.000.000) olduğu, dava tarihi itibariyle nominal değerinin 274,13 TL (ikiyüzyetmişdörtTürkLirasıonüçkuruş) olduğu, davacı …’ın, şirketin toplam 8.400.000.000 adet hissesi içinde 27.413 hissesi bulunduğundan 30.06.2019 tarihli finansal tablolardan tespit edilen özkaynaklara göre hisselerinin cari değerinin 73,35 TL olduğu, davalı şirketin faaliyet gösterdiği sektör ve malvarlığının durumu itibariyle tüm şirket hisselerinin ve bunlar içinde davacı hisselerinin piyasa/satış bedelinin tespitinin uzmanlık alanları dışında kaldığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Prof. Dr. … , … , … tarafından tanzim edilen 25.08.2020 tarihli raporda özetle; davacının dava tarihi itibariyle hamiline yazılı hisse senedi nominal değerine, özkaynaklara göre hisse cari değerine itirazı ve sahip olduğu hakların tespitine yönelik, dosya içerisindeki veriler, davalı şirkette yapılan incelemede elde edilen veriler ile analiz edilmiş ve nihai tespit raporunun E maddesinin 4. Bendinde açıklandığı üzere; … A.Ş.’nin 18/02/2011 tarihli genel kurulda alınan ve 01/03/2011 tarih,7762 sayılı T. Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanmış karar gereği bölünerek yeni kurulacak … Anonim Şirketi’ne ayni sermaye olarak konulacak 10.855379,00 TL, karşılığı hisselerin bölünen şirket … Anonim Şirketinin Mevcut ortaklarına verilmesi kararlaştırıldığından, davacı …’ın dava dışı bölünme yoluyla sermayesine ortak olunan … San. T. A.Ş.’nin de ortağı olduğu (bölünme yoluyla kurulan yeni şirket dava dışı olduğundan Davacının şirketteki ortaklık payı hesaplanmamıştır.), davacı …’ın; XVI. tertip hisseleri iptal edilerek yerine XVII. Tertip hisselerin bastırılması yer aldığından, davacının dosyaya sunduğu hisse senetlerini davalı şirkete müracaatı halinde; XVII. Tertip hisse senetleriyle değiştireceği ve (dosyaya sunulmayan başka Genel Kurul Kararı ile değişmemişe) 42.433 adet 423,33 TL nominal bedelsiz sermaye artırımından doğan hak ve alacağı olduğu, şirketin 8.400.000.000 adet hissesi içinde 42.333 adet hissesi olduğundan 31.12.2019 tarihli mali veriler üzerinden hisse değerinin 27.874.356,67/84.000.000×423,33=140,48 TL olduğu, …’ın 140,48 TL muhasebe/ kayıtlı değeri olan hisse senetlerinin rayiç değerlerinin tespiti bilirkişi görevi kapsamını aştığı, 30/12/2012 tarihli, 28513 sayılı R.G.’de yayınlanan TFRS (Türkiye Finansal Raporlama Standardı) 13 ve daha sonra 18/09/2014 tarih ve 29123 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 28 sıra no’lu, 19/12/2017 tarih ve 30275 sayılı Resmi Gazete’de (mükerrer) yayımlanan 93 sıra no’lu Tebliğler aracılığıyla güncellenen değişikliklerde dikkate alınarak işletmeye özgü olmayan gerçeğe uygun değerin “mevcut piyasa koşullarında, piyasa katılımcıları arasında bir varlığın satışına veya bir borcun devrine yönelik olarak ölçüm tarihinde olağan bir işlemdeki fiyatın tahmin edilmesinin bağımsız denetimle mümkün olduğu kanaatine varılmıştır.
Doç Dr. … , bilirkişiler … ve … arafından düzenlenen 15.03.2021 tarihli bilirkişi raporunda neticeten; davacının, davalı şirketin halen 84 milyon TL tutarındaki ödenmiş sermayesini temsil eden 8.400.000.000 (SekizMilyarDörtyüzMilyon) adet hissesi içinde payı 42.333 adetten ibaret olduğu, davacının davalı şirketteki hissedarlığı ile ilgili aslolan bilginin bu olduğu, davacının 1979 yılı itibariyle … A.Ş.’nin hisselerinden satın aldığı şirketin 2011 yılında davalı … ve dava dışı … şeklinde ikiye bölündüğü, dolayısıyla davacının … hisseleri nedeniyle sahip olduğu hakların dava tarihi itibariyle halka kapalı statüde iki şirket nezdinde temsil edildiği, davacının … nezdinde sahip olduğu hisse ve temettü haklarını teslim alıp almadığı konusunda dava dosyasında bilgi bulunmadığı, davacının sahip olduğu … hisseleri nedeniyle zaman içinde reel anlamda maddi zarara uğramış olduğu anlaşılmakla birlikte, bu durumun telafisinin mevcut hisselerin değerinin tespiti yoluyla yapılmasının mümkün olmadığı, zararın esasen bedelli sermaye artırımlarına iştirak edilmemesi, temettü alacaklarının zamanında tahsil edilmemesi ve şirketin bölünmesinden kaynaklandığı, sadece zilyetliğin devri ile mülkiyet transferi mümkün olan hamiline yazılı hisseler için sahte olduğu iddiası da yokken (bilakis şirket tarafından yenileriyle değiştirilmesi kabul edilmişken) tespit davası açılmasının HMK m.114 kapsamında pratik faydasının bulunmadığı, asıl itiraz konusu hususun hisselerin değerinin düşüklüğü olduğu ancak bu sonucu yaratan faktörlerin tespit davası ile çözülebilir nitelikte olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama toplanan tüm deliller ile alanında uzman bilirkişilerden aldırılan raporlar birlikte incelenip değerlendirildiğinde, dava konusu olayda davacı tarafın davalı şirkette var olan hisse payı ve hisse senetlerinin müvekkili davacıya aidiyetinin tespitinin yapılmasını, tüm hisse paylarının ve hisse senetlerinin tespitinin yapılarak davacıya ait olan tüm hisse paylarını ortaya koyar hisse senetlerinin davalı şirket hissedarı müvekkili davacıya teslimini talep ettiği anlaşılmıştır. Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi kayıtlarına göre … A.Ş. ‘ nin 1978 yılında Ankara’da 8 gerçek kişi ve bir tüzel kişiden oluşan 9 kurucu ortak ile kurulduğu, şirketin kuruluşunu izleyen 1979 yılında yaptığı nakdi sermaye artımı sırasında çok sayıda yeni ortak alındığı, davacının 1979 yılında yapılan ilk sermaye artırımı sırasında …’a ortak olduğu, ancak kurucu ortak olmadığı, davacının, davalı şirketin halen 84 milyon TL tutarındaki ödenmiş sermayesini temsil eden 8.400.000.000 (SekizMilyarDörtyüzMilyon) adet hissesi içinde payının 42.333 adetten ibaret olduğu anlaşılmıştır. Mahkememizce aldırılan 15.03.2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda, …’ ın 1980’lerin başında %25’inin …’a ait olduğu ve 3700’den fazla ortağının olduğunun, şirketin çok ortaklı bir yapıda kurulduğunun, yaklaşık 15 yıl halka açık bir şirket olarak çalıştığının ve 30 yıla yakın bir süre SPK’ya tabi … olarak faaliyet göstermiş olan …’ ın, aynı sektörde … ve … şeklinde halka kapalı iki farklı şirket olarak faaliyetlerine devam ettiğinin bildirildiği görülmüştür. Davacının … nezdinde sahip olduğu hisse ve temettü haklarını teslim alıp almadığı konusunda dava dosyasında bilgi bulunmamaktadır. Aynı tarihli bilirkişi raporuna göre, … hisselerinin değerini koruyamadığının, davacının da bedelli sermaye artırımlarına katılmadığının, katılmış olması durumunda, pay oranı kaybının ortaya çıkmamasının mümkün görülebileceğinin, kaldı ki şirket bölünmemiş olsa ve davacı bütün bedelli sermaye artırımlarına eksiksiz katılmış olsa bile, hisselerin reel değerini zaman içinde koruyamamış olmasının da mümkün olabileceğinin, …’nin dava dosyasında bulunan son yıllara ait mali bilgilerine göre şirketin son yıllarda zarar açıklayan bir şirket olduğunun, o nedenle özsermayesinin, ödenmiş sermayesinin altında olduğunun bildirildiği bu durumda, özsermaye payı hesaplanması şeklinde yapılacak bir değerlemede hisse değerinin nominal değerin dahi altında çıkmasının olağan görüldüğü, payları borsada işlem görmeyen şirketlerin piyasa değerlerinin takibinin de mümkün olmadığı, ortakların şirkete başvurarak hisselerin rayiç değerini öğrenmelerinin de mümkün olmadığı kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenlerle birlikte, hamiline yazılı hisse senetlerinin zilyetliğin geçirilmesi yoluyla devredileceği, devrin bildirilmesine de lüzum bulunmadığı ( TTK’ nun 489. Maddesinde 27.12.2020 tarihli değişiklik hariç olmak üzere), davacının hamiline yazılı hisse senedini teslim aldığı anlaşılmış olsa da zilyetliğin devri yoluyla senetlerini devredebileceği, bunun dışında davacının elinde mevcut hamiline yazılı hisse senetleri dışında başka hamiline yazılı hisse senedinden kaynaklı hakkının tespitini de talep edemeyeceğinden davacının davasının HMK’ nun 114./h maddesi uyarınca hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davacının davasının hukuki yarar yokluğu nedeni ile REDDİNE,
2-Harçlar kanunu hükümlerine göre alınması gereken 59,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 4.080 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4- Davalının yaptığı 14,50 TL posta masrafı vekalet harcı, 6,40 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 20,9 TL ‘nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına.
6-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinden ve talep halinde yatıranlara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/06/2021

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır