Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/480 E. 2021/864 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/480 Esas
KARAR NO : 2021/864
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 29/08/2019
KARAR TARİHİ : 10/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacılardan …’nın eşi, …’nın babası müteveffa …’nın 18/10/2011 tarihinde kendisine ait … plakalı motosiklet ile … Merkez … Köyü ile … Köyü arasında karşı yönden gelen … plakalı araç ile çarpışması sonucu hayatını kaybettiğini, müteveffa … sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletin kaza tarihi itibariyle Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasının bulunmadığını, davacıların davalı kuruma 09/05/2019 tarihinde başvuruda bulunduğunu, davalı kurumun davacı … için 129.907,00-TL, davacı … için 14.171,00-TL ödenmesine karar verdiğini ve ödemeyi yaptığını, ancak ödenen tazminatın poliçe limitinin ve davacıların taleplerinin altında kaldığını, müteveffa …’nın kazada herhangi bir kusuru bulunmadığını, kusur olsa dahi kusurun destekten yoksun kalanlara yansıtılmasının hukuken mümkün olmaması nedeniyle fazlaya, evvele ve sair hususlara ilişkin talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı bakiye ödemesinin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından davalı kuruma yapılan başvuru neticesinde 28/05/2019 tarihinde davacı … için 129.907,00-TL, davacı … için 14.171,00-TL ödendiğini, davacılar vekili tarafından 24/05/2019 tarihinde ibraname imzalandığını, iş bu davada ödenen tazminatın yetersiz olduğu gerekçesi ile ek tazminat talep edilmişse de bu konuda davalı kuruma herhangi bir başvuru yapılmadığını, ek tazminat ödenmesi talebinin öncelikle davalı kuruma iletilmesi gerektiğini, başvuru şartı yerine getirilmediğinden dava şartı yokluğu nedeniyle usulden ret kararı verilmesini, müteveffa …’nın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m.78 gereğince kask ve koruyucu ekipman kullanmamış olması nedeniyle %20 mütrafik kusur indirimi yapıldığını, davalı kurum tarafından mevzuata uygun olarak inceleme yapıldığından yapılan ödemenin yetersizliğinin söz konusu olmadığını, tazminata hükmedilse dahi davacı tarafın kaza tarihinden itibaren faiz isteminin ve taraflar tacir olmadığı için avans faiz oranı isteminin reddedilmesini, davacı tarafın usul ve yasaya aykırı davasının reddini, reddedilen kısım bakımından yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Arabuluculuk Son Tutanağı, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 19/10/2011 tarih 2011/… sayılı Ölü Muayene Tutanağı fotokopisi, … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 28/10/2011 tarih 2011/… Esas 2011/… Karar sayılı Mirasçılık Belgesi fotokopisi, davalı şirkete müracaat yazı örneği, davalı şirket cevap yazı örneği, kaza tespit tutanağı örneği, İ… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/… Talimat sayılı dosyasından alınan bilirkişi heyetinin kusur raporu örneği, müteveffa …’ya ait … Belediye Başkanlığı Memur Maaş Dekontu örneği, … plakalı araca ilişkin UYAP sisteminden çıkartılan Araç Takyidat Bilgisi, … Cumhuriyet Başsavcılığı … Bürosu’nun 2011/… Soruşturma sayılı dosyasının UYAP sisteminden gönderilmiş bir sureti, …Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/… Esas sayılı dosyasının UYAP sisteminden gönderilmiş bir suretinin dosyamız arasında olduğu görüldü.
… Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davaya konu kaza sonucu vefat eden …’nın mirasçılarına vefattan sonra bir ödeme yapılıp yapılmadığının, maaş bağlanıp bağlanmadığının, ödeme yapıldıysa yapılan ödemenin rücuya tabi olup olmadığının sorulduğu, verilen müzekkere cevabında müteveffa …’nın maaşının eşi … ve kızı …’ya bağlandığının bildirildiği ve yapılan ödemelerin dökümünün gönderildiği görüldü.
… ‘na yazılan müzekkereye cevap verildiği, verilen cevapta davacılar … ve …’ya ait sosyal ve ekonomik durum araştırması yapıldığı, davacılardan …’nın tezgahtar olarak çalıştığı, asgari ücret aldığı, kendi evinde ailesi ile birlikte oturduğu, ön lisans mezunu olduğu, ekonomik durumunun zayıf olduğu, üzerine kayıtlı gayri menkul ve menkul araç olmadığını, 25 yaşında olduğu, bekar olduğu, fiziksel engelinin olmadığının bildirildiği, davacı …’nın çalışmadığının, gelirinin olmadığının, kendi evinde ailesi ile birlikte oturduğu, ilk okul mezunu olduğu, ekonomik durumunun zayıf olduğu, üzerine kayıtlı sadece oturduğu evin olduğu, 56 yaşında dul olduğu, bacağından fiziksel engelli olduğunun bildirildiği görüldü.
… Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’ne yazılan müzekkereye cevap verildiği, verilen cevapta müteveffa …’nın vefatından önceki son 3 aylık hizmet dökümünün gönderildiği, maaş bordrolarının … Belediye Başkanlığı’ndan istenmesi gerektiğinin görüldü.
… Belediye Başkanlığı’na yazılan müzekkereye cevap verilmiş olduğu, verilen cevapta müteveffa …’nın vefatından önceki son 3 aylık maaş bordrolarının gönderilmiş olduğu görüldü.
… İl Emniyet Müdürlüğü’ne yazılan müzekkereye cevap verilmiş olduğu, verilen cevapta … plakalı aracın 03/11/2011 tarihinde hurdaya ayrıldığının bildirildiği ve hurdaya ayrılmadan önceki tescil bilgilerinin gönderildiği, kaza tarihinde aracın … adına kayıtlı olduğu görüldü.
Mahkememizin 29/01/2020 tarihli celsesinin 9 numaralı ara kararı gereğince kusur raporu aldırılması amacıyla dosyanın ATK … İhtisas Dairesine gönderilmesine karar verilmiş olup, ATK … İhtisas Dairesinin 27/04/2020 tarihli raporunda sonuç ve özet olarak;
Sürücü … idaresindeki minibüs ile gece vakti aydınlatma bulunmayan meskun dışı mahaldeki il yolunda kendi yön şeridinde seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde karşı yönden şerit ihlali yapmak suretiyle seyir halinde olan müteveffa sürücü idaresindeki motosiklet ile aracının sol ön kısımlarının çarpıştığı olayda, atfı kabil bir kusuru bulunmadığı,
Müteveffa sürücü … idaresindeki motosiklet ile gece vakti aydınlatma bulunmayan meskun dışı mahaldeki il yolunda seyir halindeyken seyrini görüş alanını kontrol altında bulundurarak müteyakkız bir şekilde sürdürmesi ve istikamet şeridini muhafaza etmesi gerekirken bahsedilen bu hususlara riayet etmeyerek şerit ihlali yapmak suretiyle karşı yön bölümüne girip bu yönden seyir halinde olan minibüsün sol ön kısımları ile çarpışması sonucu meydana gelen olayda, asli kusurlu olduğu,
SONUÇ OLARAK:
Sürücü…’un kusursuz olduğu,
Müteveffa sürücü …’nın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu kanaatini bildirildiği görüldü.
ATK kusur raporunun taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görüldü.
Mahkememizin 04/11/2020 tarihli celsesinin 2 numaralı ara kararı gereğince dosya üzerinde aktüer bilirkişine tevdi ile rapor tanzim edilmesine karar verilmiş olup, bilirkişi 25/11/2020 tarihli raporunda sonuç ve özet olarak;
Dosya kapsamında ATK’nın 27/04/2020 tarihli kusur raporu incelendiğinde, davalı taraf nezdindeki sürücü… ‘un kusursuz olduğu, müteveffa … ‘nın %100 kusurlu olduğu görülmüş olsa da, dava konusu olayda … yönünden tazminat sorumluluğunun olup olmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu,
17.07.2020 tarihli Anayasa Mahkemesi kararı ve Karayolları Trafik Kanun’undaki değişiklik uyarınca ve de … BAM … Hukuk Dairesinin İstinaf Kararı da dikkate alınarak kurumlar arasında ortak görüş ve uyum sağlanıncaya, “ulusal mortalite tablosu” oluşturuluncaya ve ilgili kurumlarca görüş değişikliği yapılıncaya kadar yaşam tablosu olarak PMF-1931 tablosu kullanılarak Progresif Rant Yönetmine göre hesap yapıldığı,
Dosya kapsamında yer alan evraklar incelendiğinde destekten yoksunluk yönünden … tarafından 28.05.2019 tarihinde davacı paydaş …’ya 129.907,00-TL, davacı paydaş …’ya 14.171,00-TL ödeme yapıldığı görülmüş olup davacıların zararından bu tutarların 25.11.2020 tarihi itibariyle güncellenerek tenzil edildiği,
25.11.2020 olan Rapor Tarihine göre değerlendirildiğinde;
-Davacı …’nın zararının 346.138,89-TL olduğu, yapılan ödemenin güncellenerek tenzili neticesinde Bakiye Destekten Yoksunluk zarının 198.710,46 TL olduğu, bakiye teminat limiti kapsamında … ‘nın sorumluluğunda olan zararın 31.410,56 TL olduğu,
-Davacı …’nın zararının 48.211,17-TL olduğu, yapılan ödemenin güncellenerek tenzili neticesinde Bakiye Destekten Yoksunluk zarının 32.128,84-TL olduğu, bakiye teminat limiti kapsamında …’nın sorumluluğunda olan zararın 5.078,67-TL olduğu, hukuki ve nihai karar tamamen mahkemeye ait olmak üzere yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
Aktüer bilirkişi raporunun taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görüldü.
Davalı vekilinin 14/12/2020 tarihli bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Mahkememizin 10/02/2021 tarihli celsesinin 1 numaralı ara kararı uyarınca rapora itiraz dilekçesi doğrultusunda ek rapor aldırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişinin 27/04/2021 tarihli ek raporunda sonuç ve özet olarak;
Taraf vekillerinin kök rapora itirazlarının incelendiği ve iş bu ek raporun “Taraf Vekillerinin Kök Rapora İtirazlarının Değerlendirmesi” başlığı altında kök rapora itirazların değerlendirildiği,
Dosya kapsamında ATK’nın 27/04/2020 tarihli kusur raporu incelendiğinde, davalı taraf nezdindeki sürücü… ‘un kusursuz olduğu, müteveffa … ‘nın %100 kusurlu olduğu görülmüş olsa da, dava konusu olayda … yönünden tazminat sorumluluğunun olup olmadığının takdirinin Sayın Mahkeme ‘ye ait olduğu,
Yapılan ödemenin yerindeliğinin tespiti açısından ödeme tarihi esas alınarak yapılan hesaplamada ödemenin yapıldığı tarihte yürürlükte olan ZMMS Genel Şartları ve kazanın 18/10/2011‘de yani genel şartların yürürlüğü girdiği 01/05/2016 tarihinden önce gerçekleştiği dikkate alınarak PMF-1931 Yaşam Tablosu kullanılarak Teknik Faiz uygulamaksızın Progresif Rant Yöntemine göre hesaplama yapıldığı,
Rapor/Hesap tarihi esas alınarak yapılan hesaplamada en güncel yüksek yargı kararlarından bir olan T.C. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi ‘nin 2019/3292E. 2021/1848K. Sayılı ilamında belirtildiği şekilde TRH-2010 Yaşam Tablosu kullanılarak Teknik Faiz uygulamaksızın Progresif Rant Yöntemine göre hesaplama yapıldığı,
Dosya kapsamında yer alan evraklar incelendiğinde destekten yoksunluk yönünden … tarafından 28/05/2019 tarihinde davacı paydaş … ya 129.907,00-TL, davacı paydaş … ya 14.171,00-TL ödeme yapıldığı görülmüş olup davacıların zararından bu tutarların 25/11/2020 tarihi itibariyle güncellenerek tenzil edildiği,
28.05.2019 olan Ödeme Tarihine göre değerlendirildiğinde;
Davacı …’nın hesaplanan zararının 318.387,74-TL olduğu, yapılan ödeme ile davacının zararının %40,80 oranında karşılandığı,
Davacı …’nın hesaplanan zararının 48.211,17-TL olduğu, yapılan ödeme ile davacının zararının %29,39 oranında karşılandığı,
28/04/2021 olan Rapor/Hesap Tarihine göre değerlendirildiğinde;
Davacı …’nın hesaplanan zararının 443.395,25-TL olduğu, yapılan ödemenin güncellenerek tenzili neticesinde Bakiye Destekten Yoksunluk zarının 291.033,92-TL olduğu, bakiye teminat limiti kapsamında … ‘nın sorumluluğunda olan zararın 27.980,98-TL olduğu,
– Davacı …’nın zararının 48.211,17-TL olduğu, yapılan ödemenin güncellenerek tenzili neticesinde Bakiye Destekten Yoksunluk zarının 31.590,73-TL olduğu, bakiye teminat limiti kapsamında …‘nın sorumluluğunda olan zararın 3.037,24-TL olduğu, hukuki ve nihai karar tamamen mahkemeye ait olmak üzere yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
Aktüer bilirkişi ek raporunun taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görüldü.
Davalı vekilinin 24/05/2021 tarihli bilirkişi ek raporuna karşı itiraz dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Davacılar vekilinin 10/06/2021 tarihli talep arttırım dilekçesi ile dava değerini 31.018,22-TL’ye yükselttiklerini, aynı tarihte tamamlama harcının yatırıldığı görüldü.
Talep arttırım dilekçesinin davalı tarafa tebliğ edildiği görüldü.
GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkindir.
Destekten yoksun kalma zararı TBK’nın 53. maddesinde yer almaktadır. Madde aynen; “Ölüm hâlinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır:
1. Cenaze giderleri.
2. Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
3. Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar.”
şeklinde düzenlenmiştir. Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. O hâlde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür. Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç içerisinde bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.04.1982 tarihli, 1979/4-1528 E., 1982/412 K. sayılı kararı). Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.03.1978 tarihli ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de: “Destekten yoksun kalma tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının, desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.11.2005 gün ve 2005/4-648 E.- 2005/691 K. sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse TBK’nın 53. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Davalı destekten yoksun kalmadan ileri gelen somut zararı gidermek zorundadır. Bu nedenle tazminat hesabından önce zarar tutarını belirlemek gerekir. Bunun yanında amaç zarar görenin mal varlığındaki eksilmeyi giderme olduğuna göre, ölüm nedeniyle desteğini yitirenin elde ettiği çıkarlar varsa, bunların da zarar tutarından indirilmesi gerekir. Aksi hâlde zarar görenin malvarlığında olaydan önceki duruma göre bir artış meydana gelmiş olur. Buradaki amaç zarar görenin mal varlığını zenginleştirmek değil, desteğini yitiren kişiye ölümden önceki yaşam düzeyini sürdürebilme imkânı tanımaktır.
Destekten yoksun kalma tazminatı talep edilebilmesi için destekten yoksun kalma zararı yanında zarar ile haksız fiil arasında uygun illiyet bağının da bulunması gerekir. Somut olayda gerçekleşen türden bir sonucu, olayların normal akışına ve hayat tecrübelerine göre, mahiyeti ve ana temayülü itibariyle meydana getirmeğe genel olarak elverişli olan veya bu türden bir sonucun gerçekleşme ihtimalini objektif olarak artırmış bulunan zorunlu şartla söz konusu sonuç arasındaki bağa uygun illiyet bağı denir.
Destekten yoksun kalma tazminatı talep edilebilmesi için diğer bir şart, destekten yoksun kalma zararından bir sorumluluk doğmasıdır. Trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatında üç tür sorumluluk bulunmaktadır. Haksız fiil sorumluluğu, tehlike sorumluluğu ve sözleşmeden doğan sorumluluktur.
KTK’nın 85/1. maddesi sorumluluğu, aracın işletilmesine dayanan tehlike sorumluluğu olarak düzenlediğinden, işleten kusurlu olsa bile, kusur ilkesine göre değil, tehlike ilkesine göre sorumlu olur. Bunun nedeni, böyle bir hâlde işletenin şahsında birden çok sorumluluk sebebinin birleşmesi veya başka bir deyişle, çeşitli sorumluluk normlarının çatışmasıdır. Sorumluluk normlarının çatışması veya aynı kişide birden çok sorumluluk sebebinin birleşmesi hâlinde, tehlike sorumluluğu ilkesi uygulanır.
5684 sayılı Sigorta Kanununun 14/2/b maddesinde “Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dahilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için,” …na başvuru yapılacağı düzenlenmiştir. …na yapılan başvurular sebebiyle yapılacak tazminat ödemelerinde “ilgili zorunlu sigortanın” teminat miktarları dikkate alınmaktadır. … Yönetmeliğinin 9/1/b maddesinde de yasanın 14/2/b maddesinde yapılan düzenlemenin aynısı yer almıştır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 07.11.2012 tarih ve 2012/10718 Esas ve 2012/12169 K.Sayılı kararında ve Yüksek Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.02.2012 Tarih ve 2011/17-787 E, 2012/92 K.Sayılı kararında; “ …araç sürücüsünün veya işleteninin tam kusurlu olması halinde desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğine, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve karayolları motorlu Araçlar Zorunlu mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile destekten yoksun kalan davacılar zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı sigorta şirketinin sorumluluğuna karar vermek gerekir.” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; 18.10.2011 günü saat 20:00 sıralarında müteveffa sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosiklet ile … ili istikametinden … ilçesi istikametine doğru il yolunu takiben seyir halinde iken olay mahalli olan il yolunun km 6+350 m’sine gelip karşı yön şeridine geçtiğinde karşı istikametten kendi yön şeridinde seyir halinde olan sürücü… sevk ve idaresindeki … plaka sayılı minibüsün sol ön kısımlarının çarpışması sonucu dava konusu ölümlü trafik kazası meydana geldiği, müteveffa …’nın ölümü ile geriye desteğinden yoksun kalan eşi …, çocukları … (…) ve …’nın kaldığı mirasçılık belgesinden anlaşılmaktadır. Mahkememizce aldırılan Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen raporda sürücü…’un kusursuz olduğu, müteveffa sürücü …’nın kazanın oluşumunda % 100 oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığı, … plakalı aracın 18.10.2011 kaza tarihinde geçerli ZMSS poliçesi bulunmadığından destekten yoksun kalma tazminatı yönünden davalı … başvurulduğu, … plakalı aracın kaza tarihinde geçerli trafik poliçesi bulunmadığı hususu sabit olup, dava konusu edilen talep, destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkin olması nedeniyle bedensel zarar kapsamında olup, davacılırın 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14. ve … Yönetmeliğinin 9. maddeleri uyarınca, …na başvuru şartları oluştuğu anlaşılmakla; davacıların uğramış olduğu destekten yoksun kalma zararlarının tespiti için mahkememizce dosya aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen ve mahkememizce de benimsenen 27/04/2021 tarihli ek raporda da açıklandığı gibi davacı …’nın nihai gerçek ve bakiye maddi zararının 27.980,98 TL olduğu, diğer davacı …’nın nihai, gerçek ve bakiye maddi zararının 3.037,24-TL hesaplandığı, davacıların davalı …na başvurduğu, davalı kurum tarafından davacı eş için 129.907,00-TL davacı çocuk için 14.171,00 TL olmak üzere 28/05/2019 tarihinde toplam 144.078,00 ödeme yapıldığı gözetilerek, temerrüt başlangıcının ödemenin yapıldığı 28/05/2019 tarihi olduğu tespit edilmiş olup, mahkememizce aldırılan raporun YARGITAY 17.HD. 2020/2598 ESAS 2021/34 KARAR SAYILI İLAMI DİKKATE ALINARAK TRH 2010 Tablosu ve progressive rant yöntemi kullanılarak bu hesaplamanın yapıldığı, bu hesaplama şeklinin mevcut kriterlere uygun olduğu, davaya konu aracın hususi olduğu ve bu halde yasal faiz uygulanması gerektiği anlaşılmış olmakla; talep artırım dilekçesi de dikkate alınarak; davanın kabulüne davacılardan eş … için 27.980,98-TL ile davacılardan çocuk … için 3.037,24-TL destekten yoksun kalma tazminatının 28/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine şeklinde karar vermek gerekmiştir.
HUAK 18/A-(13) ”Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. (…)” ” ve (14). Fıkrası: ” Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No: 2019/… sayılı dosyasından arabulucuya 1.320,00-TL tarife bedeli üzerinden kesilen 07/06/2021 tarihli … sıra nolu Serbest Meslek Makbuzu doğrultusunda ödeme yapıldığı tespit edilerek her iki tarafın arabuluculuk ilk oturumuna katıldıkları ve davanın kabulüne karar verildiği gözetilerek; davalı aleyhine arabulucuk giderlerinin de yükletilmesi gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
DAVANIN KABULÜ ile,
1-Davacılardan … için 27.980,98-TL, davacılardan … için 3.037,24-TL’nin 28/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.118,85-TL Karar ve İlam Harcından, peşin harç ve tamamlama harcının toplamı olan 557,04-TL’nin mahsup edilerek eksik kalan 1.561,81-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından bu dava sebebi ile aşağıda dökümü yapılan 2.445,50-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
4-Davacılardan … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 4.197,15-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı …’a verilmesine,
5-Davacılardan … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 3.037,24-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı …’a verilmesine,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
7-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/11/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza

YARGILAMA GİDERLERİ HARÇ BEYANI
44,40 TL BAŞVURMA HARCI 44,40 TL PEŞİN HARÇ
44,40 TL PEŞİN HARÇ 512,64 TL TAMAMLAMA HARCI
6,40 TL VEKALET HARCI + 1.561,81 TLEKSİK HARÇ
1.450,00 TL BİLİRKİŞİ ÜCRETİ 2.118,85 TL KARAR VE İLAM HARCI
87,70 TL TEBLİGAT ÜCRETİ 512,64 TL TAMAMLAMA HARCI
+ 300,00 TL ATK RAPOR ÜCRETİ 2.445,54-TL TOPLAM