Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/46 E. 2021/808 K. 01.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/46 Esas
KARAR NO : 2021/808

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/02/2019
KARAR TARİHİ : 01/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketlerin uluslararası düzeyde ticari faaliyetleri olan ve yurt dışında birçok ülkede inşaat, arıtma tesisi ve benzeri yatırımlar yapan…A.Ş bünyesinde faaliyet gösteren saygın şirketler olduğunu, ticari ilişkiye istinaden …Ltd. Şti. tarafından müvekkili …Ltd. Şti’ye …Ihlamurkuyu Şubesine ait… seri no’lu, 06.04.2018 vadeli 35.000 TL bedelli, … Ihlamurkuyu Şubesine ait … seri no’lu, 12.05.2018 vadeli 35.000 TL bedelli , …Ihlamurkuyu Şubesine ait… seri no’lu, 09.06.2018 vadeli 35.000 TL bedelli , … Ihlamurkuyu Şubesine ait … seri no’lu, 14.07.2018 vadeli 45.000 TL bedelli dört adet çek keşide edilerek verildiğini, davacılardan lehtar …’in söz konusu çekleri başka bir ticari ilişki de kullanmak üzere ciro ettiğini, ancak söz konusu çeklerin kullanılmadan kaybolduğunu, çek iptali davası açıldığını, ödemeden men kararı verildiğini, davalı tarafın 25/10/2018 tarihinde dosyaya müdahil olduğunu, davalıyla hiçbir ticari ilişkileri olmamasına rağmen 09/02/2018 tarihli ve 35.000.-TL bedelli iki adet faturayı davacı müvekkili … adına düzenlediklerini, fakat … veya diğer davacı … ‘in bu faturaların içeriğine konu edilen hizmeti hiçbir zaman almadıklarını, içeriğini ve tutarlarını kabul etmedikleri faturaların davacı müvekkili şirketlere tebliğ edilmediğini ve ticari defterlere kaydedilmediğini, bu nedenlerle müvekkillerinin davalılara borçlu olmadığının tespiti ile takip konusu yapılan İstanbul… İcra müdürlüğü… Esas nolu icra dosyasında…Ihlamurkuyu Şubesine ait …seri no’lu, 12.05.2018 Vadeli ve … Ihlamurkuyu Şubesine ait …seri no’lu, 09.06.2018 Vadeli ,İstanbul keşide yerli, 35.000’er TL bedelli iki adet çekler için teminatın halihazırda yatırılmış olması sebebiyle İstanbul … icra müdürlüğü …Esas nolu icra dosyasına ilişkin konulan hacizlerin kaldırılmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesini, İstanbul Anadolu … Asliye Ticaret Mahkemesi …Esas sayılı çek iptal davası kapsamında ödemeden men kararı verilmesi için yatırılan 22,500-TL lik teminantın işbu dava dosyası kapsamına alınmasını ve …Ihlamurkuyu Şubesi’nde blokeli bulunan 75.714.-TL’ nin huzurdaki dava sonuçlanıncaya kadar ödemeden men edilmesini davalının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki işbu mesnetsiz davada davacı yanın haklarını korumak adına verilen ihtiyati tedbir kararı ile davalı müvekkilinin alacak hakkının geciktirilmiş olup, müvekkilinin alacağına kavuşamaması sebebi ile geri dönüşü olmayan maddi zararlara uğradığını, anılan ihtiyati tedbir kararının hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğunu, ihtiyati tedbir kararının ivedilikle kaldırılmasını talep ettiklerini, davalı müvekkili şirketin, merkezi Ankara’da bulunan, kendi sektöründe tanınan ve saygınlığı olan bir şirket olduğunu, davacı şirketler yetkilisi …’ın yurt dışında bir şirket kuracak olması nedeni ile kendisi ve 3 danışmanı (…, …, …) ile birlikte Gürcistan’a yapacağı 6 gece 7 günlük seyahatin tüm organizasyonun gerçekleştirilmesi adına müvekkili şirket ile anlaştıklarını, seyahatin dışında müvekkili şirket tarafından davacı şirketler yetkilisi Beyazıt Yıldırım ve danışmanlarının yapmış olduğu birtakım yurt dışı gezilerinin yine uçak bileti rezervasyon ve ödemeleri, konaklamaya ilişkin rezervasyon ve ödemeler müvekkili şirket tarafından yerine getirildiğini, müvekkili şirket tarafından verilen tüm bu hizmetlerin karşılığı olarak 35.000,00.-TL bedelli iki adet fatura düzenlenmiş olup davacı yanın şirketler yetkilisine faturaların ibrazında davacı yanın yine kötüniyetli davranarak faturaları imzalanmaktan imtina ettiği ve bu faturaları ticari defterlerine işlemediğini, dayanılan belgeler ve müvekkili şirkete ait ticari defter kayıtları incelendiğinde davacı yanın işbu davayı açmakta kötüniyetli olduğu ve taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle müvekkil şirkete borçlu olduğunun ispatlanmış olacağını, davacı yanın dava değerinin %20 ‘ sinden aşağı olmayacak şekilde kötüniyet ve icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, zira davacı yanın bir yıldan uzun süredir müvekkilin alacağına kavuşmasını engellemek için her türlü kötüniyetli hareketi yaptığını ve son durumda da huzurdaki mesnetsiz davayı ikame ettiğini, davacı borçluların gerek şirket sahiplerinin gerekse de yetkililerinin aynı kişi olduğunu, bu hususun da mahkemece göz önünde bulundurulması gerektiğini ve İstanbul .. İcra Müdürlüğü …E., sayılı dosyasına konulan ihtiyati tedbirin ivedilikle kaldırılmasını ve davacı tarafından açılan işbu mesnetsiz davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi ve ekleri, Arabuluculuk Son Tutanağı, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı takip dosyası, bilirkişi raporu ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
İstanbul … İcra Dairesi’nin…takip sayılı icra dosyasının incelenmesinde, … tarafından davalılar, …, … aleyhine toplam 85.012,12.-TL tutarındaki toplam alacak üzerinden icra takibi başlatıldığı görülmüştür. Takip konusunun 12/05/2018 keşide tarihli …seri nolu 35.000-TL bedelli ve 09/06/2018 keşide tarihli …seri nolu 35.000-TL bedelli iki adet çek olduğu anlaşılmıştır.
İstanbul Anadolu … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E. Sayılı dava dosyası incelenmekle; davacı …’nin dava konusu çeklerle ilgili çek iptali davası açtığı, çeklerin mahkememiz dosyası ile menfi tespit istemli dava açıldığı bildirilmek üzere bulunduğunun tespit edilmesi sebebiyle redddine karar verildiği, dava dosyasının kesinleştiği görülmüştür.
…Cumhuriyet Başsavcılığı …soruşturma sayılı dosyasının UYAP sistemi üzerinden mahkememize gönderildiği, dosyanın yapılan incelemesinde; müşteki …’nin bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik suçları ile ilgili şikayette bulunduğu, soruşturma dosyasında kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına ilişkin kararının verildiğini anlaşılmıştır.
Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Talimat dosyası ile davalı şirket defteri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonrası düzenlenen 29/05/2020 tarihli bilirkişi raporunda sonuç ve özetle; “Davalı firmanın 2018 dönemi defter ve belgeleri Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı tarafından 30.05.2019 tarihinde incelemeye alınmıştır. 20.11.2019 tarihinde Vergi Müfettiş değişikliği olmuş ve incelemeye 30.04 2020 tarihine kadar ek süre verilmiştir. Davalı vekilinin 30.12.2019 tarihinde dava dosyasına eklediği delillere ait detaylar aşağıdaki gibidir. – Ek belgeler arasında “Otel Bilgileri” başlıklı evraklarda davalı şirket sahibi kredi kartı ile ödeme yapıldığı bilgisi bulunmakta ancak tutar bilgisi bulunmamaktadır. – Davacı şirket yetkilisi ve danışmanları olarak belirtilen şahıslar için yapıldığı belirtilen hizmete ait gider toplamı 10.349,56 TL tutarındadır. 30.04.2020 tarihinde incelemenin biteceği düşüncesi ile 10.03.2020 tarihinde tarafıma 31.05.2020 tarihine kadar bilirkişi raporunu sunmak için ek süre verilmesi talebinde bulunmuş olmama rağmen vergi müfettişi tarafından inceleme sonlandırılmamış ve rapor sunulmamştır. Bunun üzerine davalı firmanın Mali Müşaviri ile görüşme sağlanarak resmi defter kayıtlarına esas mizan kayıtları ve beyannameler üzerinden inceleme yapılmıştır. Davalının davacıya ait 2018 yılı muavin defter mizan detayı aşağıdaki gibidir. Davacıya Şubat/2018 döneminde 3 adet fatura düzenlenmiş olup davada geçen faturalardan 09.02.2018 tarih … ve …numaralı faturalar yevmiye defterine… yevmiye numarası ile 10.02.2018 tarihinde kaydedilmiştir. Cari kayıtlarda davaya esas çekler ile ilgili tahsilat kaydı bulunmayıp, 28.02.2018 tarihinde havale, 19.07.2018 tarihinde virman kaydı yapılarak 2019 yılına 15.000,00 TL borç bakiyesi ile devretmiştir. Davalı firma Şubat/2018 dönemi BS formu beyanını düzenlemiş olduğu faturalara uygun olarak aşağıdaki şekilde düzenlemiştir. Fiili olarak defter ve belgeler incelenememiş olsa bile defter kayıtlarına esas mizan kayıtlarında 12.05.2018 vadeli … seri numaralı 35.000,00 TL tutarlı — 09.06.2018 vadeli … seri numaralı 35.000,00 TL tutarlı çeklere ait tahsilat kaydına rastlanmamıştır. Kayıtlarda neden olmadığı ile detaylı bilgi alınamamıştır. Davanın konusu ile resmi muhasebe kayıtlarının uyumlu olmadığı açıktır. Davacıdan teslim ve hizmet karşılığı alındığı belirtilen kıymetli evrakların cari kayıtlarda olması, tahsil edilemeyip icra takibi başlatıldığında “Şüpheli Ticari Alacaklar” hesabına kayıt yapılması gerekirken bu kayıtlara rastlanmamıştır. Sonraki dönem veya dönemlerde düzeltme kaydı olup olmadığı da açık değildir. İlgili cari hesap 2018 yılını 15.000,00 TL Borç Bakiyesi ile kapatmıştır. Sayın mahkemenizin gerek görmesi durumunda vergi incelemesi tamamlandıktan defter ve evraklar davalıya teslim edildikten sonra fiili inceleme yapılabileceği, Vergi inceleme rapor sonucunun dava dosyasına mutlaka eklenmesi gerektiği…” şeklinde görüş ve kanaat bildirmiştir.
Hazine ve Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı Ankara Sektörel-2 Denetim Daire Başkanlığı’na yazılan müzekkereye cevap verildiği, ilgili döneme ait defterlerin mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Davalı vekili 06/07/2020 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını dosyaya sunmuştur. Davacı vekili 08/01/2021 tarihli dilekçesiyle davalı tarafın vergi incelemesi tamamlandıktan sonra dosyanın ek rapor alınmak üzere yeniden bilirkişiye gönderilmesini talep ettiği görülmüştür.
Eksik hususlar giderildikten sonra dosya yeniden Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmiş, bilirkişiden ek rapor alınmıştır. Bilirkişi ek raporunda sonuç ve özetle; “Davalı … Acentalığı Tic. Ltd.Şti. Firmasının 2018 yılı ticari defterlerin süresi içerisinde açılış ve kapanış tasdikinin yapıldığı ancak kayıt düzenindeki eksiklikler nedeniyle lehine delil hususunun sayın mahkemenizin takdirinde olduğu, davacı firmaya düzenlenen 3 adet satış faturasının muhteviyatı yönünden Vergi İnceleme Raporunda suç teşkil edecek bir husus tespit edilmediği, ilgili faturaların davalı kayıtlarında yer aldığı kurum kazancına dahil edildiği, ilgili dönem BS For Beyanında beyan edildiği, ticari defter kayıtlarında yer almamakla birlikte davaya konu edilen kıymetli evraklardan dolayı davalının faktöring firmasından çek bedellerini tahsil ederken 4.747,45 TL finansman gideri, faktöring firmasına ödeme yaparken 2.340,84 TL finansman gideri, çek bedelleri toplamı 70.000,00 TL olmak üzere toplam 77.088,29 TL ödeme yaptığı, tarafların tazminat taleplerinin sayın mahkemenizi takdirinde olduğu, iş bu ek rapor 3 sayfa 2 suret şeklinde düzenlenmiş olup 3 adet eki (ek belge 15 adet) ile dava dosyasına eklenmesi için sunulmuştur.” şeklinde tespitlerde bulunmuştur.
Davalı firmanın 26/03/2021 tarihinde imza altına alınan Vergi İnceleme Raporunun “Usul, Esas ve Suç Kapsamı” yönünden usulsüzlük, eleştiri ve vergisel açıdan suç teşkil edecek husus bulunmadığı yönünde karar verildiği görülmüştür. Davacı yanın şikayeti üzerine davalı şirket kayıtlarındaki vergi incelemesinde davalı tarafından davacı firmaya düzenlenen 3 adet satış faturasının muhteviyatı yönünden Vergi İnceleme Raporunda suçteşkil edecek bir husus tespit edilmediği görülmüştür.

Bilirkişi ek raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Davacı vekili 30/08/2021 tarihli dilekçesiyle bilirkişi ek raporuna itirazlarını ve beyanlarını içeren dilekçesini dosyaya sunmuştur. Davalı vekili 01/09/2021 tarihli dilekçesiyle bilirkişi ek raporuna beyan ve itirazlarını sunmuştur.
Somut uyuşmazlığın, İstanbul … İcra müdürlüğü …Esas nolu icra dosyasında…Ihlamurkuyu Şubesine ait … seri no’lu, 12.05.2018 Vadeli ve …Ihlamurkuyu Şubesine ait …seri no’lu, 09.06.2018 Vadeli 35.000’er TL bedelli iki adet çek nedeni ile davacı şirketlerin, icra takibine konu çekler yönünden davalı şirkete borçlu olmadıklarının tespiti ile icranın durdurulması ve hacizlerin kaldırılması hususlarında toplandığı görülmüştür.
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “ispat yükü” başlıklı 6. maddesinde; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür” ifadesine yer verilmiştir.
TTK.m. 792. Madde de; “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 ıncı maddeye gore ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmünü içermektedir.
Kambiyo hukuku açısından incelendiğinde, davacılar tarafından çekte yer alan imzaların inkar edilmediği, çekte şekli anlamda bir ciro silsilesi kopukluğu görünmemektedir. Davacının hem çeklerin rızası dışında elinden çıktığını hem de hamil konumundaki davalı/ takip alacaklısının bu durumu bildiği veya bilmesi gerektiğini, bile bile borçlu aleyhine işlem yaptığını ispat külfeti davacıya aittir. Davacı ile takip alacaklısı arasında ” temel ilişki” bulunduğu iddiası sebebiyle, davalı ticari kayıtlarının davayı aydınlatma işlevi de bulunmaktadır. Yani takip alacaklısının ticari defter ve belgelerin incelenmesi ve rapor alınması davanın seyri açısından önem taşımaktadır.
Davalı yanca davaya konu çeklerden 09/06/2018 ibraz tarihli çekin davacı … tarafından kaşe ve imza ile davalı şirkete teslimi esnasında ibraz edilen ve şirket yetkilisi olarak değerlendirilen Beyazıt Yıldırım’ın kimlik fotokopisinin sunulduğu, yine davalı tarafından 2018 yılına ait 17 adet Elektronik Yolcu Seyahat Belgesi’nin dosyaya ibraz edildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu çekler, davacı … tarafından diğer davacı … lehine 12/05/2018 ve 09/06/2018 tarihlerinde 35.000 TL’ler bedelli olarak keşide edilmiştir. Çekte sırasıyla lehtar davalının ve faktoring şirketinin ciroları bulunmaktadır. Çekler 27/04/2018 ve 12/06/2018 tarihlerinde ibraz edilmiş ancak davacının çekin rızası hilafına elinden çıktığından bahisle açmış olduğu zayi nedeniyle çek iptali davasında İstanbul Anadolu … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında konulan ödeme yasağı nedeniyle çekler ödenememiştir.
Davacılar gerek eldeki davada, gerekse çek iptali davasında çekin rızası hilafına elden çıktığını, ayrıca davalı ile davacılar arasında ticari ilişki olmadığını aşamalarda beyan etmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 792. Maddesine göre, çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür. TTK’nın 790. maddesine göre ise, cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse, bu son ciroyu imzalayan kişi çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır.
Davaya konu çekte, davacıların cirosu bulunmakta olup imzası da inkar edilmemiştir. Dolayısıyla çekte düzgün bir ciro silsilesi bulunmaktadır. Davacılar davalının dava konusu çeki davacıların zararına olarak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduklarını ve/veya iktisapta ağır bir kusurları bulunduğunu ispatlayamamıştır.
Eldeki menfi tespit davası kambiyo senedine dayalı olup, genel kuralın aksine senede dayalı borç ilişkilerinde ispat yükü senet borçlusundadır. 6100 sayılı HMK’nın 201. Maddesi uyarınca da senede karşı senetle ispat kuralı geçerlidir. Çek bir kıymetli evraktır ve kıymetli evrakın temel niteliği illetten mücerret olmasıdır. Davacıların sonra çeki cirolayan davalı ile arada ticari ilişki bulunmaması davacıların çekten dolayı sorumluluğunu tek başına kaldırmaz.
Davacılar davalı ile arasında baştan beri savunulduğu gibi ticari ilişkinin bulunmadığını beyan ettikten sonra iddianın ileri sürülüş biçimine göre de davacılar ile davalı arasında ticari ilişki bulunup bulunmaması da sonuca etkili değildir. Tüm bu sebeplerle; davacı tarafından açılan işbu davanın tüm değerlendirmeler neticedesinde reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
İİK. 72/4 Maddesinde;” (Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez,” hükmü düzenlenmiştir.
Yine mahkememizin 06/02/2019 tarihli ara kararı ile ” İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası için icra veznesine yatırılan paranın dava sonuçlanıncaya kadar alacaklıya ödenmemesi yönünde İHTİYATİ TEDBİR KARARI verilmesine…” karar verilmiştir. Tedbirin uygulanması için İcra Dairesine yazı işleri müdürü tarafından infazına karar verildiği ve teminat altına alındığı tesbit edilmiştir. İcra ve İflas Kanunu’nun 72/4. maddesi gereğince alacak miktarının %20’si oranında tazminatın davacılar alınarak davalıya verilmesi yönünde karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HUAK 18/A-(13) ”Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. (…)” ” ve (14). Fıkrası: ” Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı Bütçesinden Karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak arabuluculuk dava şartı dosya no: 2019/597 sayılı dosyasından arabulucu olarak atanan Özlem Korkmaz ekte sunulan 1.320,00.-TL tarife bedeli üzerinden kesilen 04/02/2019 tarihli 110 sıra nolu Serbest Meslek Makbuzu doğrultusunda ödeme yapıldığı tespit edilerek, davanın reddine karar verildiği de göz önünde bulundurularak davacılar aleyhine arabulucuk giderlerinin de yükletilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın REDDİNE,
Dava dosyasında; İİK ‘nın 72/4 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilip uygulandığı ve davanın alacaklı lehine sonuçlandığı anlaşıldığından takip konusu asıl alacağın (70.000,00.-TL) %20’si üzerinden hesap edilen 14.000,00.-TL tazminatın davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL Karar ve İlam Harcından, peşin yatırılan 1.451,80-TL’nin mahsubu ile fazla yatırılan 1.392,50.-TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip ve talep halinde DAVACILARA İADESİNE,
3-Davacıların yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- 11.851,58.-TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili davalıya verilmesine,
5-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.320,00.-TL arabuluculuk ücretinin davacılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, davacılar vekilinin e duruşma yoluyla katılmakla yüzüne, davalının yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/11/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır