Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/414 E. 2021/134 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/414 Esas
KARAR NO : 2021/134

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 25/07/2019
KARAR TARİHİ : 04/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
TALEP; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, 6102 sayılı Yasa madde 5/A kapsamında zorunlu arabuluculuk görüşmeleri yapıldığını ve anlaşma sağlanamadığını, anlaşmazlık tutanağını dava dilekçelerinin ekinde dava dosyasına sunduklarını, davalı borçlu şirket ile müvekkili arasında … bayiliği şeklindeki ticari ilişki kapsamında davalı tarafın ödemekle yükümlü olduğu 3,050,000,00TL cari hesap alacağının ödenmesi için davalı borçludan sözlü ve yazılı talepte bulunduklarını ancak davalı borçlu şirket tarafından ödenmemesi üzerine alacaklarının tahsili için … 25. İcra Müdürlüğü’ nün … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalı borçlu şirket tarafından söz konusu icra takibine haksız ve mesnetsiz olarak itiraz edildiğinden, işbu itirazın iptali davasını açtıklarını, bu süreçte söz konusu itiraza rağmen her hangi bir ödeme yapılmamakla beraber bazı kayıt düzenlemeleri ile davalı şirketin şu an itibarı ile bakiye 1,249,950,33TL borçlu olduğunu bu alacağın halen ödenmediğinden iş bu davanın açıldığını, muaccel alacakları için 3.050.000,00TL üzerinden icra takibi başlattıklarını ancak davalı şirket tarafından bu süreçte alacağın bir kısmının kayden ödendiğini, dava tarihi itibariyle davalı borçlunun 1.249.950,33 TL tutarında borç bakiyesi bulunduğunu ve davalı şirket tarafından halen ödenmediğini, davalı borçlu şirketin itirazının yasal dayanağının bulunmadığını, davalı borçlu şirketin kötüniyetli itirazı ile alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ettiklerini, ayrıca davalı borçlu şirketin müvekkilinin alacağını geciktirmek gayesi ile hareket ettiğinden HMK’nun 329/2 maddesi gereği aleyhine para cezasına hükmolunmasını talep ettiklerini, ilgili maddede “Kötü niyetli davalı veya hiçbir hakkı olmadığı halde dava açan taraf bunda başka beş yüz Türk Lirasından beş bin Türk Lirasına kadar disiplin para cezası ile mahkum edilebilir. Bu hallere vekil sebebiyet vermiş ise disiplin para cezası vekil hakkında uygulanır.” hükmünün bulunduğunu belirterek yukarıda açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile; davalı borçlu şirketin haksız itirazının iptali ile icra takibinin kalan borç bakiyesi üzerinden de icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalı borçlu şirket aleyhine HMK’ nun 329/2 maddesi gereğince para giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
CEVAP;Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı, … A.Ş. tarafından davalı şirket aleyhine … 28. İcra Müdürlüğü’ nün … E. sayılı icra dosyasından 20.04.2018 tarihinde 3.050.000,00TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlattıklarını, söz konusu icra takibine müvekkili şirket tarafından itirazda bulunulduğunu ve icra takibinin durduğunu, müvekkili şirketin, 1970 yıllardan son yıllara kadar … A.Ş.’nin ana bayisi konumunda, … İli, … İlçesinde bulunan 5250m2 alanda kurulu tesislerinde, sıfır km2 otomobil satışı servis hizmetleri ve toptan yedek parça faaliyetlerini sürdürmekte iken davalı şirketin 2014 yılında müşterilerinden bir firmanın mali açıdan zor duruma düşmesi sebebi ile mali açıdan zor zamanlar yaşamaya başladığını, müvekkili şirketin yaşadığı ekonomik problemler sebebi ile …’a yapılacak ödemelerde aksaklıklar olabileceğinin ön görüldüğünü ve aksaklıkların daha da büyümemesi için … yetkilileri ile görüşülerek bir takım önlemler alınma yoluna gidildiğini, müvekkili şirketin bayilik faaliyetlerini sürdürebilmek ve …’ dan otomobil ve yedek parça alımı yapabilmek için bankalarla … (…) adı altında yüksek kredi limiti olan bir şirket olduklarını, bu limitlerle …’ın tahsilat riskinin olmadığı bir sistem ile bayilik faaliyetini sürdürmekte iken 2014 yılı Ekim ayında mali sıkıntıya girdiğini, müvekkili şirketin ödemelerinde bir sıkıntı olmaması ve …’ın zarar görmemesi için ve bayilik faaliyetlerine devam edebilmesi için … yetkilileri ile bir araya gelerek, …’ ı güvence altına alabilmek için, borçlarını ileri bir vadede ödemek için anlaşma yaptıklarını, davalı vekilinin bu anlaşmaya göre müvekkili şirketin faaliyetlerini sürdürdüğünü ve %80 payı şirket yönetim kurulu başkanı şirket ortağı ..’a ait olan … ili, … İlçesi, … Mahallesi, 2945 ada,38 parsel, iki bodrum ve zemin katlı kagir oto bakım ve koruma servisi vasfında 5,250m2 büyüklüğünde piyasa değeri yüz milyon Türk Lirası olan taşınmazında %80 hissesini … lehine 1.dereceden 1.sırada ipotek tesis edildiğini, yapılan anlaşma çerçevesinde oluşan ve oluşacak olan borçların tasfiyesine dair anlaşma kapsamında anlaşma tarihi 11.12.2014 tarihi itibarı ile 15.969.399,66TL borcunu 1 yıl boyunca cari hesap şeklinde takip edilmesi yani bir yıl boyunca söz konusunu borca dair ödemelerin ertelenmesi hususunda anlaşmaya varıldığını, anlaşmanın 1.2 maddesi: bayinin …’a azami 30.000,000,00TL’sına kadar oluşacak borçların teminatı olarak yukarıda %80’ni Yönetim kurulu başkanı ve ortağı olan … lehine 5.derece ve serbest dereceden istifade hakkı ile ipotek edeceği, anlaşmanın 1.3 maddesi: Bu ipotek serbest dereceden istifade hakkı ile tesis edildiğinden ön sırada bulunan ipoteklerin on gün içinde kaldırılması ile 1.dereceye yükseltileceğini, anlaşmanın 1.6. maddesi: …, bayinin işbu anlaşma tarihi itibarı ile toplam 15.969.399,66TL olan borcunu işbu anlaşma tarihi itibarı ile başlamak ve bir yıl müddetle devam etmek üzere aşağıdaki esaslar dahilinde, kendi nezdinde oluşacak bir cari hesapta takip edileceği, anlaşmanın 1.7. maddesi: … yukarıdaki kefalet limitine dahil olarak bu borca ilaveten bayiye … Yapacağı alımlar için 7,000,000,00TL imkân tanıyacağı, anlaşmanın 2.3. maddesi: Yukarıdaki maddeler uyarınca tahakkuk ettirilen faizlerin üçer aylık dönemler halinde ana paraya eklenerek tekrar faiz yürütüleceği, anlaşmanın 2.4.maddesi: Yıllık faiz oranı, Hazine tarafından ihraç edilen gösterge niteliğindeki devlet tahvilinin işlem günü geçekleşen ortalama faizine (gösterge faizi) (Anlaşma tarihindeki 8,15) 200 puan eklemek sureti ile hesaplanan faiz oranı olup buna göre tahakkuk ettirileceği, aşağıda 2.8. maddede açıklanan cari hesap dönemi başlangıçlarında ilgili döneme uygulanacak faiz uygulanacak oranı, dönem başında gösterge faizi + 2,00 puan formülü ile belirleneceğ, …, ilgili dönemde uygulanacak gösterge faizinin değişikliğini bayiye her üç aylık dönemin başında bildirileceği, Değiştirilen bu oranlar bayiye bildirilmeden uygulamaya konu edilemeyeceği, anlaşmanın 2.8.maddesi: Cari hesap dönemi anlaşma tarihinden itibaren üç ay olup bu süre sonunda hesap kapatılacağı, hesabın kesilmesinden evvel taraflardan hiçbirinin alacaklı veya borçlu addedilmeyeceği, hesabın kesilmesi ile hesapta artan tutarı gösteren bir ihbarname (hesap cetveli) diğer tarafa taahhütlü mektup veya güvenli elektronik imza ihtiva eden bir e-posta mesajı ile gönderileceği, taraf aldığı tarihten bir ay içinde aynı yol ile itiraz etmemişse bakiye kabul edilmiş sayılacağı, anlaşmanın 2.9. maddesi: işbu anlaşmanın Cari Hesap hükümleri dört hesap dönemi için yapılmış olup dördüncü dönem sonunda yenilenmeyeceği ve bu son hesap dönemi sonunda tarafların cari hesaptaki alacaklarını tahsil edecekleri, ancak buna rağmen tarafların her birinin yekdiğerinden alacaklarını her bir dönem sonunda talep ve tahsil hakları saklı olduğunu, yukarıda belirtilen anlaşma maddelerine göre: şirket ortağı ve yönetim kurulu başkanı … tarafından %80 hissesi kendi adına kayıtlı taşınmaz üzerindeki banka ipoteklerini kaldırdığını ve … lehine tesis edilen serbest dereceden istifade hakkı olan ipotek 1.dereceye yükseldiğini, söz konusu ipotek neticesinde davacı …, Müvekkil şirketin bayilik faaliyetlerinin devamını sağlamak maksadı ile müvekkili şirkete 7,000,000,00TL imkân tanıdığını, müvekkili şirketin 15.969.399,66TL tutarındaki borcu ile ilgili olarak cari hesap hükümleri uygulanmak sureti ile müvekkili şirkete borcunu ödemek için bir yıllık süre tanındığını, sözleşmenin akit tarihi 11.12.2014 olduğu, cari hesap dönemi sözleşme tarihinden itibaren üç ay olduğu ve cari hesap hükümleri dört hesap dönemi için kararlaştırıldığını, söz konusu sözleşme ile kararlaştırılan cari hesap hükümleri 2015 yılı aralık ayında sona erdiğini (3ay x 4 dönem=12 ay), yıllık faiz oranı: Gösterge faizi+2,00 puan olduğunu, 3 aylık ilk dönem için faiz oranı 8,15+2=10,15; ikinci üç aylık dönem için 8,80+2=10,80; üçüncü 3 aylık dönem için 9,76+2=11,76; dördüncü 3 aylık dönem için 11,44+2=13,44 olduğunu, bileşik faiz yani anaparaya eklenerek tekrar faiz işletilmesi 3’er aylık 4 dönem yani 12 ay için mevzu bahis olup, bundan sonraki süreçte faize faiz işletilmeyeceği, yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere: müvekkili şirketin distribütörü …’ı tam olarak garanti altına almak ve onun zarar görmemesini temin etmek için ve bayiliğin devamını sağlamak maksadı ile TOFAŞ ile 11,12,2014 tarihli anlaşmayı akdettiğini, 11.12.2014 yılında yapılan anlaşma bir yıl boyunca sorunsuz bir şekilde devam ettiğini ve anlaşma süresinin (üçer aylık 4 cari hesap dönemi) bitiminden sonra 15.969.399,66TL tutarındaki cari hesap hükümleri çerçevesinde bir yıl ertelenen müvekkili şirket borcu, 3’er aylık 4 cari hesap dönemi boyunca işlemiş faizi ve faizin faizi ile birlikte 18.003.987,47 TL olarak davacı şirkete ödendiğini Müvekkili şirket bu ödemeyi, %80 payı müvekkili şirket yönetim kurulu başkanı ve şirket ortağı …’a ait olan taşınmazın %37 oranındaki hissesinin satışından tahsil ettiği bedel ile yaptığını, söz konusu satış sonrası …’ın bahsi geçen taşınmazdaki hisse oranı %43 olduğunu yine %43 oranındaki … payındaki davacı … lehine olan ipoteğin kaldırılmadığını ve devam etmekte olduğunu yukarıda belirtildiği üzere davacı söz konusu 3’er aylık 4 dönem boyunca uyguladığı faiz oranının şu şekilde olduğunu: 3 aylık ilk dönem faiz oranı 8,15+2=10,15; ikinci3 aylık dönem için 8,80+2=10,80; üçüncü üç aylık dönem için 9,76+2=11,76; 4.üç aylık dönem için 11,44+2=13,44 oranında faiz uygulandığı, davacı şirket tarafından ipotek (%43 … hissesi üzerindeki … lehine olan ipotek) anlaşmaya varılan koşullar sebebi ile kaldırılmamış olmasına rağmen, 2015 yılında sözleşme gereğince uygulanan vade farkı hesaplamaları sonucu kesilen faturalardan vazgeçilmediğini ve 2016-2017 yıllarında uygulanan faiz oranı için müvekkili şirketin hiçbir onayı olmaksızın faiz oranı %16,80 ‘ne yükseltildiğini ve davacı şirket tarafından her ay olmak üzere vade farkı faturası düzenlemeye başlandığını, ayrıca …’ın %16,80 olarak tek taraflı olarak belirlediği faiz oranı şeklinde her ay düzenlediği vade farkı( faiz faturaların) faturalarına bir sonraki ay tekrar faiz işletilerek faizi( birleşik faiz) şeklinde uygulamaya gidildiğini, Davacı taraflar arasında cari hesap sözleşmesi 2015 yılı aralık ayında sona ermesine rağmen davacının 2016-2017 yıllarında faiz oranını tek taraflı olarak %16,80 oranın uygulaması ile faize faiz işleterek fatura düzenlemesi tamamen sözleşme hükümlerine aykırı olduğunu, Müvekkili şirket bayiliğin devamını sağlamak amacı ile davacı tarafından kesile faturalara itiraz edemediğini, …. ise müvekkilinin zor durumundan faydalanmak sureti ile yüksek faiz oranı uygulama ve faizin faizi faturası kesmeye devam ettiğini, Müvekkili şirket yönetim kurulu başkanının …’a ipotek verilen taşınmazın satışı konusunda görüşmeler yaptığını, hal böyle olmasına rağmen … söz konusu taşınmaz ile ilgili olarak 2017 yılında … 10.İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlattığını ve akabinde ipotek taşınmaz haricen satılarak borcun ödenmesi yönünde süreç hızlandırıldığını ve müvekkili şirketin zararına katlanmak zorunda kaldığını, Müvekkili şirket davacı … ve müşterilerin katıldığı üçlü bir protokol çerçevesinde İpotekli taşınmazın … tarafından 30.000.000,00 TL bedelle satışının yapıldığını ve söz konusu satış ile müvekkili şirketin …’a olan borcuna karşılık 30.000.000,00 TL ödeme yaptığının kabul edildiğini, söz konusu protokol imza eksikliği tamamlandıktan sonra müvekkiline iletileceğinin bildirilmiş olmasına rağmen bir örneğinin müvekkili şirkete halen verilmediğini, ipotekli taşınmazın satışı sonrasında müvekkili şirketin davacıya olan borçlarından mahsup edilmek üzere 30.000.000,00 TL tutarında tahsilat sağlandığını, davacı vekilinin 15.02.2018 tarihinde belirtilen yazısı ile sabit olduğunu, bu aşamadan sonra … yetkilileri ile görüşmelere devam edildiğini ve müvekkili şirket tarafından toptan yedek parça bayiliği için … İlçesinde yeni yer kiralandığını, … Yedek parça yetkililerinin yeri görmesi ve sözlü onay vermelerinden sonra taşınmaz için müvekkili tarafından kira ödenmeye başlandığını, 2018 yılı ocak ayında müvekkili şirketin yeni yerinde toptan yedek parça bayiliği çerçevesinde faaliyetin devam edeceği düşüncesindeki iken bu durumla ilgili … yetkililerinden haber beklemekte iken 20.04.2018 tarihinde iş bu davanın konusu olan … 28. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı doyasından müvekkili şirket aleyhine takip çıkışı 3.050.000,00 TL olan icra takibinin … tarafından başlatıldığını, görüleceği üzere müvekkili şirket ve müvekkili şirket yönetim kurulu üyesi … tarafından davacıya olan borçların ödenmesi için bütün gayret sarf edildiğini ve büyük zararlara katlanarak ipotekli taşınmazın satışı yapılarak … 30.000.000,00 TL tutarında tahsilat yapılmış olmasına rağmen davacı şirketin müvekkili şirketin iyi niyetini suiistimal ederek müvekkili şirkete toptan yedek parça faaliyeti kapsamında mal/ürün sağlamadığı gibi, haksız ve hukuka aykırı olarak belirlenen %16,80 üzerinden 2016-2017 yıllarınsa faiz işlettiğini ve 2016-2017 yıllarına dair taraflar arasında cari hesap sözleşmesi olmamasına rağmen faiz (bileşik faiz) uygulamasına gidildiğini belirterek açıklanan nedenler ile müvekkili şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığı huzurdaki davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
…28. İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takip dosyası , davalı şirkete ait fatura suretleri, 09/03/2020 ve 18/11/2020 tarihli bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı davamızın delillerini oluşturmaktadır.
Açılan davanın, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali davası olup, uyuşmazlığın 2016 ve 2017 yıllarında kesilen vade farkı faturalarıyla ilgili olup, davalı taraf hem faturaların faiz oranına, hem de kesilen vade farkı faturaları üzerinden bileşik faiz uygulanmış olmasına itiraz etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan tüm deliller ile özü itibariyle birbirini destekleyip dosya kapsamı deliller ile uyumlu olması nedeniyle içeriğine itibar edilen bilirkişi raporları birlikte incelenip değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki cari hesap sözleşmesinin dayanağı bayilik sözleşmesinin varlığı ve geçerliği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, taraflar arasında 11.12.2014 tarihinde akdedilen “… Markalı Motorlu Taşıtların Satışı ve/veya Servis ve/veya Yedek Parçaların Dağıtımı Bayilik Sözleşmesi Çerçevesinde Oluşan ve/veya Oluşacak Borçların Tasfiyesine Dair Anlaşma” m. 2.9 incelenmesinde “İşbu anlaşmanın Cari Hesap hükümleri dört hesap dönemi için yapılmış olup dördüncü dönem sonunda yenilenmeyecek ve bu son hesap dönemi sonunda taraflar cari hesaptaki alacaklarını tahsil edecektir. Ancak buna rağmen tarafların her birinin yekdiğerinden alacaklarını her bir dönem sonunda talep ve tahsil hakları saklıdır” hükmünün yer aldığı, bu sözleşme çerçevesinde bir sene için Hazine tarafından ihraç edilen gösterge niteliğindeki devlet tahvillerinin ortalama faizine 2 puan ilave edilmesi bulunacak faiz oranı kabul edilmiş olup üçer aylık dönemler halinde güncellenmiştir. Söz konusu cari hesap sözleşmesinin dört hesap dönemi için yapıldığı, sözleşme m. 2.8 uyarınca cari hesap döneminin anlaşma tarihinden itibaren üç ay olarak belirlendiği, dolasıyla sözleşmenin 12 ay için akdedildiği, 2015 yılı Aralık ayı itibari ile sona erdiği, faizin belli devreler sonunda anaparaya eklenmesi ve bundan sonra anapara ve faizlerden oluşan yeni tutara tekrar faiz yürütülmesi halinde bileşik faiz uygulamasının söz konusu olacağı, bileşik faizin ancak kanun koyucunun izin verdiği durumlarda uygulanabileceği, TTK m. 8/2′ de, “Üç aydan aşağı olmamak üzere, faizin anaparaya eklenerek birlikte tekrar faiz yürütülmesi şartı, yalnız cari hesaplarla her iki taraf bakımından da ticari iş niteliğinde olan ödünç sözleşmelerinde geçerlidir. Şu şartla ki, bu fıkra, sözleşenleri tacir olmayanlara uygulanmaz” hükmünün yer aldığı, dava konusu olayda cari hesap sözleşmesinin taraflarının anonim şirket sıfatını haiz tüzel kişi tacirler olduğu, olayda yalnızca cari hesap sözleşmesi süresince bu ilişkiden kaynaklı borca bileşik faiz yürütülmesinin mümkün olduğu, ancak cari hesap sözleşmesinin dördüncü hesap döneminin sonundan itibaren artık taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı alacaklara bileşik faiz uygulanmasının hukuka aykırılık teşkil edeceği anlaşılmıştır. Ayrıca …’ nun faiz faturalarını aylık olarak kestiği ve üçer aylık dönemleri dikkate almadığı, bu sebeple de kesilen faizin faizi faturalarının da hukuka aykırı olduğu anlaşılmıştır.
Vade farkı açsından yapılan değerlendirmede, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 27.06.2003 tarihli ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı kararında “… faturanın sözleşmenin ifa safhasıyla ilgili olduğu için TTK.nun 23/2. maddesine göre süresinde itiraz olunmamak suretiyle kabul edildiği varsayılan fatura içeriği ancak sözleşmenin ifa safhasıyla ilgili olarak faturada yer alması olağan sayılan satılan malın cinsi veya yapılan işin adedi, türü bedeli gibi hususlara ilişkin olabilir. Faturadaki gecikme halinde vade farkı alınacağına ilişkin kayda itiraz edilmemesi, faturada yer almakla birlikte taraflar arasındaki sözleşmede düzenlenmemiş bir hususa ilişkin kaydın da kabul edildiği anlamına gelmez. Vade farkı kaydının faturanın zorunlu içeriğinden olmayıp, yasal sürede itiraz edilmedi diye kabul edilmesinin ağır bir sonuç doğuracağı; faturadaki vade farkı uygulanır ibaresinin yazılması halinde TTK.nun 23/1. maddesindeki karinenin uygulama alanı bulmayacağı, zira fatura sözleşme olmadığı gibi, faturaya itiraz edilmemesinin de ona sözleşme niteliği vermeyeceği kabul edilmiştir” ifadelerine yer verildiği, taraflar arasında vade farkına ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, faturalarda vade farkına yer verilmesinin ve buna itiraz edilmemesinin fatura içeriğinin vade farkı açısından kabul edildiği sonucunu doğurmayacağı, vade farkı talep edilebilmesi için mutlaka bu konuda bir sözleşme bulunması gerektiği veya taraflar arasındaki daha önceki ticari ilişkilerde bu hususun teamül haline gelmesi gerekeceği, ( Y. 19. HD. 14.12.2005 T., 2005/4070 E., 2005/12528 s. K., 02.05.2005 T., 2005/1 E., 2005/4890 s. K.) … A.Ş. ile davalı … A.Ş. arasında bir cari hesap ilişkisi bulunduğu ve 2015 yılında yapılan dönemsel faiz uygulaması ile bir teamül haline geldiği iddia edilse de davada bayilik sözleşmesinde anapara borcu için herhangi bir vade farkı oranı belirlenmediği, …’nun üretici ve distribütör olması sebebiyle baskın konumda bulunarak faiz oranını yıllık %16,80 olarak belirlemiş olması ve bunu tebliğ etmiş olmasının hukuken kabul edilemeyeceği kanaatine ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle ve neticeten vade farkı uygulamasının Merkez Bankası avans faizi olan 2016 için %10,5 ve 2017 yılı için %9,75 oranları üzerinde yapılması gerektiği ve faize tekrardan bileşik faiz hesaplanmaması gerektiği, bu şekilde yapılan hesaplamaya göre …’nun …’ya 3.490.165,44 TL fazla ödeme yaptığının anlaşıldığı, dava açılış tarihi itibariyle …’nun …’dan 3.490.165,44 TL -1.249.950,33 TL = 2.240.215,11 TL alacaklı olduğu anlaşılmakla davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Davacı tarafın kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından, kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 6.096,03 TL’nin mahsubu ile fazla yatırılan 6.036,73 TL harcın, karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 76.548,26 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına.
5-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/02/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır