Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/411 E. 2021/913 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/411 Esas
KARAR NO : 2021/913 Karar

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/07/2019
KARAR TARİHİ : 30/11/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılamalar neticesinde ;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili…’un sevk ve idaresinde bulunan…plakalı motosikleti ile İstanbul İli, Beşiktaş İlçesinde seyir hakinde iken… sevk ve idaresindeki…Marka 2004 model …plakalı aracın müvekkilinin motosikletine dikkatsiz ve kontrolsüz bir biçimde araç kapısını açmak suretiyle çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin ağır yaralandığını ve İstanbul… Araştırma Hastanesine kaldırıldığını, kaza sebebiyle müvekkilinin kaval kemiğinin ağır (4.derece) derecede kırık olduğu tespit edildiğini ve ömür boyu çıkarılmayacak bir platin takıldığını, akabinde İstanbul …Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 31/10/2018 tarihli Engelli Sağlık Kurul raporu alınmış olup müvekkilinin tüm vücut fonksiyonunda %4 oranında engel oluştuğunun tespit edildiğini ancak müvekkilinin hastane kayıtlarının incelendiğinde maluliyet oranının daha yüksek olduğunun ortada olduğunu, kaza tespit tutanağına göre … plakalı araç sürücü …dava konusu kaza asli kusurlu bulunduğunu, kazaya asli kusuru ile sebebiyet veren … plakalı araç … poliçe numaralı ile davalı sigorta şirketine tarafından sigorta edildiğini, …Sigorta A.Ş. yapılan başvuru ile müvekkilinin uğramış olduğu maddi zararının sigorta eksperlerinde hesaplanarak tazmin edilmesi talep edilmiş olup 11.878,00 TL kısmi ödeme yapıldığını, ancak ödenen miktar müvekkilinin bedeni zararlarını gidermeye yeterli olmayıp 02.04.2019 tarihinde ödenen miktara itiraz edildiğini ancak davalı … Sigorta A.Ş. tarafından itirazımıza cevaben 15 günlük yasal süre içerisinde taraflarına herhangi bir ödeme yapılmadığını, somut olayda ise müvekkilinin su satan bir firmada motosiklet kuryesi olarak çalışmakta, sipariş edilen suları motosikleti ile taşımakta ve müşterilere teslim ettiğini, vücudunda meydana gelen maluliyet dolayısıyla alınan Engelli Sağlık Kurulu Raporu’na göre müvekkilinin tüm vücut fonksiyonunda %4 oranında engel oluşmuş, bakıma muhtaç duruma düşmüş, vücut fonksiyonlarında sürekli ve geçici kayıp yaşamış olup ağır şekilde zarara uğradığını, müvekkilinin maddi imkanlarının yetersizliği nedeniyle hem davanın açılış masraflarını hem de yargılamanın devamında doğacak yargılama giderlerini karşılaması mümkün olmadığını, müvekkili hakkında birden fazla borçlu sıfatı ile yer aldığı icra dosyası bulunmakta, bunun yanı sıra herhangi bir sigorta kaydı da bulunmadığını, öncelikle müvekkilinin ekonomik sosyal durumunun araştırılması için ilgili kolluğa müzekkere yazılmasını ve akabinde adli yardım talebimizin kabulü ile masrafların suç üstü ödeneğinden karşılanmasını talep ettiklerini, açıklanan nedenlerle davanın kabulüne, İhtiyati tedbir taleplerinin kabulüne, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla 6100 sayılı yasanın 107. Maddesi uyarınca toplanacak delillere göre, trafik kazası sonucunda oluşan cismani zararlar nedeniyle belirlenecek maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili için şimdilik geçici iş göremezlik tazminatı için 50 TL, sürekli iş göremezlik tazminatı için 50 TL olmak üzere toplam 100 TL maddi tazminat talebimizin kabulüne, dava konusu kaza nedeniyle duyulan elem ve ızdırap için sigorta şirketi haricindeki davalılardan haksız fiile konu trafik kazasının gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek faizi ile birlikte 20.000 TL manevi tazminat taleplerinin kabulüne, adli yardım taleplerinin kabulüne, yargılama giderlerinin suç üstü ödeneğinden karşılanmasına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … SİGORTA A.Ş(Eski Ünvan …A.Ş., Bir önceki Ünvan … Sigorta A.Ş.)
Vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle, dava dosyasına konu …plaka sayılı araç müvekkil şirket nezdinde 28/03/2018 tanzim ve 28/03/2018-2019 vade tarihli …Poliçe Nolu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile teminat altına alındığını, başvuru sahibine sakatlığına istinaden 30/11/2018 tarihinde 11.878,00 TL maluliyet tazminatı ödemesi yapıldığını ve müvekkili şirketin başvuru konusu kazadan doğan tüm sorumluluğu yapılan bu ödeme ile son bulduğunu,davayı kabul manasında olmamak üzere, kaza ile sakatlık arasındaki illiyet bağının ve davacının maluliyet oranının tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp 3. İhtisas Kurumu’na sevk edilmesi gerektiğini, davacının kusura ilişkin iddiaları gerçek dışı olup kabul manasında olmamak üzere kusur oranının tespiti bakımından dosyanın adli tıp trafik ihtisas dairesine gönderilmesi gerektiğini, kabul manasında olmamak üzere davanın kabulü halinde öncelikle açıklamış oldukları üzere müvekkil şirkete gerekli evrakların tümü ile başvuru yapılmamış olduğundan davacıların usule uygun olarak başvuru yapmadığı kabul edilerek temerrüt tarihi dava tarihi olarak alınması gerektiğini, iş bu taleplerinin kabul görmemesi halinde ise davanın kabulü halinde başvurunun müvekkil şirkete ibraz edildiği tarihten 8 iş günü sonrasından itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiğini, ayrıca yine kabul manasında olmamak üzere faiz türü yasal faiz olarak belirlenmesi gerektiğini, davanın esastan ve usulden reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar… ve …vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle, müvekkillerin kazanın oluşumunda kusuru bulunmadığından tazminattan sorumlu olması mümkün olmadığını, davacının huzurda ikame etmiş olduğu dava, davacının kullandığı motosiklet ile müvekkili …’ın park halindeki aracının kapısına çarpması sonucu yaralanması ve bu yaralanama sonucunda uğradığı zararın tazmini talepli olduğunu, şu haliyle davanın temel olarak haksız fiilden kaynaklı tazminat davası olduğu söylenebileceğini, haksız fiillerden kaynaklı tazminat sorumluluğu Borçlar Hukuku kapsamında bir kusur sorumluluğu olarak karşılarına çıktığını, Türk Borçlar Kanununun 49. Ve 50. Maddelerinde de bu husus açıkça düzenlendiğini, herhangi bir haksız fiil dolayısıyla tazminat talep edilebilmesi için zarar verenin kusurlu olması şart olduğunu oysaki dava konusu olayda, dava kapsamında zarar veren olarak gösterilen müvekkili …’ın herhangi bir kusuru bulunmadığından gerek maddi gerekse manevi tazminattan da sorumlu tutulabilmesi mümkün olmadığını, her ne kadar dava dilekçesinde mahkemeyi yanıltma kastı ile dava konusu kazanın oluşumuna müvekkilin sebep olduğu iddia edilmişse de bu iddialar haksız ve mesnetsiz olduğunu, görüldüğü gibi bu kaza esnasında müvekkili … alması gereken tüm önlemleri aldığını, aracın kapısını açmadan önce aynalardan yolun durumunu kontrol ettiğini, bu kontrol sırasında davacıyı ve motosikleti görmemesinin sebebi ise davacının idaresindeki motosikletin aşırı yük sebebiyle zikzaklar çizmesi olduğunu, şu haliyle müvekkil olayın gelişiminde kusurlu olmadığından ve davacı tarafından da müvekkilin kusuru ve kusur oranı ispatlanmamış, yalnızca afaki iddialarla işbu dava ikame edilmiş olduğundan müvekkillerin tazminattan sorumlu tutulabilmesi mümkün olmadığını, belirtildiği gibi haksız fiile dayanan sorumluluk kavramında esas olan kusur olduğunu, müvekkilinin alması gereken tüm önlemleri almış olması sebebiyle gerek icrai gerekse ihmali hiçbir kusuru bulunmadığından davanın reddi gerektiğini, öncelikle dosyada mübrez kaza tespit tutanaklarından da açıkça anlaşılacağı üzere kaza anında motosiklet kullanan davacının motosiklet kullanmaya elverişli ehliyeti bulunmadığını, şu haliyle dahi kazanın oluşumunda tüm kusurun davacı üzerinde olduğu açıkça anlaşıldığını, davacı dilekçesinin talep kısmında müvekkillerinden tahsil edilmek üzere 20.000 TL manevi tazminat talep ettiğini beyan ettiğini, oysaki talep edilen tazminat miktarı fahiş olup davacı bu talebiyle yalnızca zenginleşme amacı olduğunu, manevi tazminatın zenginleşme aracı olarak kullanılmaması ve özendirici hal almaması gerektiği gerek doktrinde gerekse Yargıtay kararlarında defaatle belirtildiğinin, tazminat miktarının belirlenmesinde olayın oluşumu, kişide yarattığı elem ve ızdırabın boyutu, dava konusu olayda olduğu gibi bedensel zarar durumlarında zararın boyutu ve günlük hayata etki oranı gibi etmenler dikkate alınarak hakim tarafından hakkaniyete uygun bir miktar belirlenmesi gerektiğini, açıklanan ve sayın mahkemenizce de re’sen dikkate alınacak sebeplerle, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini vekaleten talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davadaki uyuşmazlığın, Çift taraflı yaralamalı trafik kazası neticesinde kusur ve maluliyet oranını ne kadar olduğu kaza neticesinde geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatın istenip istenemeyeceği şartları oluşmuş ise miktarının ne kadar olduğu, manevi tazminat şartlarının bulunup bulunmadığı var ise miktarının ne kadar olduğu hususlarında toplandığı görülmüştür.
Dosya kapsamındaki dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçeleri ve ekleri, ATK raporları, bilirkişi raporu ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
İstanbul … Müdürlüğü’ne yazılan müzekkereye cevap verilerek … ve … plakalı aracın tescil kaydı ve malik bilgilerinin gönderildiği görülmüştür.
…Sigorta A.ş. Genel Müdürlüğü’ne …plaka sayılı aracın 04/04/2018 tarihinde karıştığı kaza nedeniyle düzenlenen hasar dosyasının gönderilmesi istemli müzekkereye cevap verildiği, hasar dosyasının, ödemeye ilişkin belge ve poliçe suretinin mahkememiz dosyası içerisine gönderildiği görülmüştür.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın… soruşturma dosyasının gönderildiği, dosyanın yapılan incelemesinde; Şüpheli …, Müşteki… olan taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olmadan kamu davası açıldığı, İstanbul … Asliye Ceza Mahkemesi … E. … K. Ve 28.01.2021 tarihli kararı uyarınca davalı …’ın kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu bulunarak adli para cezası ile cezalandırıldığı anlaşılmıştır.
… Hastanesi’ne yazılan yazıya cevap verilerek davacı…’un kaza sonrasında tedavi kayıtlarına ilişkin bilgi ve belgelerin mahkememize gönderildiği görülmüştür.
… Hastanesi’ne yazılan yazıya cevap verilerek davacı…’un kaza sonrasında tedavi kayıtlarına ilişkin bilgi ve belgelerin mahkememize gönderildiği görülmüştür.

… Müdürlüğü Beşiktaş …’ya yazılan müzekkerereye cevap verildiği, davacının kurum sistem kayıtlarında yapılan inceleme ile herhangi bir ödeme almadığının bildirildiği görülmüştür.
Dava konusu kazaya ilişkin kaza tespit tutanağının dosya içerisine kazandırılması ile, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi’ne tarafların kusur oranının tespitine ilişkin olarak dosyanın gönderildiği, Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 30/10/2020 tarihli raporu ile; “Davacı sürücü …’un Kusursuz olduğu, davalı sürücü …’ın %100(yüzde yüz oranında kusurlu olduğu…” ” tespit edilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiştir. Davacı vekili tarafından 07/12/2020 tarihli dilekçe ile kusur bilirkişi raporuna itirazlarının sunulduğu görülmüştür.
Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından davacının maluliyetine ilişkin düzenlenen 26/03/2021 tarihli raporda ”…Mevcut belgelere göre;a-)Kenan oğlu 1992 doğumlu, …’un 04/04/2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı resmi gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu dolayısıyla; 1.Kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu 2.İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği,b-)03/08/2013 tarih, 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin sadece Ek-1 bölümünde yapılan değişiklikler içerdiği, Ek-3 ve diğer cetvelleri, meslek grupları bölümünü içermediği, dolayısıyla 03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile sadece beden çalışma gücünün en az %60’ını kaybedip kaybetmediğine (hangi hastalık ve arızaların malulen emeklilik kriterlerine uyduğu) ilişkin değerlendirme yapılabileceği, bu nedenle söz konusu yönetmeliğe göre meslekte kazanma gücü kaybı belirlenemeyeceği,c-)Kenan oğlu 1992 doğumlu, …’un 04/04/2018 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak;Gr1 XII(32a…1)A%5 E cetveline göre %4.0 (yüzdedörtnoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği” sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiştir.
Eksik hususlar tamamlandıktan sonra dosyanın aktüerya uzmanı bilirkişiye tevdii ile rapor alınmasına karar verilmiş olup bilirkişi …tarafından sunulan 01/07/2021 tarihli raporunda sonuç ve özet olarak, İddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı üzerinde yapmış olduğum inceleme sonucunda, somut olayda, a) Yapılan ödemenin yerindeliğinin tespiti açısından ödeme tarihi esas alınarak yapılacak hesaplamada ödemenin yapıldığı tarihte yürürlükte olan ZMMS Genel Şartları ve kazanın 04.04.2018 ‘de yani genel şartların yürürlüğü girdiği 01.06.2015 tarihinden SONRA gerçekleştiği dikkate alınarak TRH-2010 Yaşam Tablosu kullanılarak 1,8 Teknik Faiz uygulayarak Aktüeryal Yönteme göre hesaplama yapıldığı,b) Karayolları Trafik Kanunu ‘nun bazı maddelerinde değişiklik yapan, 09.06.2021 Tarihinde TBMM ‘de Kabul edilerek 19.06.2021 tarihinde Resmi Gazete ‘de yayınlanan kanunun yürütmesi ile ilgili “Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu” tarafından hesap tarihi itibariyle henüz bir Yönetmelik Yayınlamadığı için, Rapor/Hesap tarihi esas alınarak yapılan hesaplamada en güncel yüksek yargı kararlarından bir olan T.C. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi “nin 2019/3292€. 2021/1848K. Sayılı ilamında belirtildiği şekilde TRH- 2010 Yaşam Tablosu kullanılarak Teknik Faiz uygulamaksızın Progresif Rant Yöntemine göre hesaplama yapıldığı, c) Ödeme Tarihi esas alınarak; yapılan ödemenin yerindeliğinin takdiri Sayın Mahkeme ‘ye ait olmak üzere Davacı … ‘nun; Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümleri Kapsamında; SGK tarafından yapılan Geçici İş Göremezlik Ödemesinin davalı tarafın kusuru oranında rücuya tabi kısmı düşüldükten sonra hesaplanan bakiye Geçici İş Göremezlik zararının 10.926,36 TL olduğu, Davalı…Sigorta A.Ş. tarafından yapılan ödeme sonucu davacının zararının ödeme tarihi itibariyle %108,71 oranında aşarak karşılandığı, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği Hükümleri Kapsamında SGK tarafından yapılan Geçici İş Göremezlik Ödemesinin davalı tarafın kusuru oranında rücuya tabi kısmı düşüldükten sonra hesaplanan toplam bakiye Geçici + Sürekli İş Göremezlik zararının 40.063,23 TL olduğu, Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan ödeme sonucu davacının zararının ödeme tarihi itibariyle %29,65 oranında karşılandığı,d) Rapor/HesapTarihi esas alınarak; Davac… “nun; Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümleri Kapsamında; SGK tarafından yapılan Geçici İş Göremezlik Ödemesinin davalı tarafınkusuru oranında rücuya tabi kısmı düşüldükten sonra hesaplanan bakiye Geçici İş Göremezlik zararının 10.983,92 TL olduğu, Davalı…Sigorta A.Ş. tarafından yapılan ödemenin hesap/rapor tarihi itibariyle güncellenerek tenzili sonrası bakiye Geçici İş Göremezlik zararının olmadığı, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği Hükümleri Kapsamında SGK tarafından yapılan Geçici İş Göremezlik Ödemesinin davalı tarafın kusuru oranında rücuya tabi kısmı düşüldükten sonra hesaplanan toplam bakiye Geçici + Sürekli İş Göremezlik zararının 73.825,21 TL olduğu, Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan ödemenin hesap/rapor tarihi itibariyle güncellenerek tenzili sonrası bakiye Sürekli İş Göremezlik zararının 59.182,40 TL olduğu, 59.182,40 TL bakiye zararının tamamından davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, sonuç ve kanaati bildirilmişti.r
Aktüerya bilirkişi raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Davacı vekili 26/07/2021 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi ibraz etmiştir. Davalı… Sigorta A.ş. vekili bilirkişi raporuna karşı 09/08/2021 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi ibraz etmiştir.
ISLAH:Davacı vekili 25/10/2021 tarihli dilekçesi ile fazlaya dair her türlü talep ve hakları saklı kalarak alacak taleplerinin bildirikleri şekliyle kabulüyle, 23/07/2019 tarihli dava dilekçesi ile talep etmiş oldukları tutarları 01/07/2021 tarihli bilirkişi raporu uyarınca davacı alacakları olarak hesaplanana tutarlardan arttıklarını geçici iş göremezlik zararı 10.983,92 TL, sürekli iş göremezlik zararı 62.841,29 TL (olmak üzere toplam 73.825,21 TL tutarlı tazminat bedelinden 14.642,81 TL’n,n mahsubu ile) daha önce talep etmiş oldukları 100 TL maddi tazminat bedeli de dikkate alınarak toplam 59.182,40 TL maddi tazminat için davalılardan sigorta şirketinin temerrüde düştüğü tarih olan sigorta şirketine başvuru yapıldıktan sonra ödeme yapılmadan geçen 8 günlük sürenin sonu olan 15/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek, diğer davalılar bakımından kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile taraflarına verilmesine, dava konusu kaza nedeniyle duyulan elem ve ızdırap için sigorta şirketi haricindeki davalılardan haksız fiile konu trafik kazasının gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 20.000 TL manevi tazminat taleplerinin kabulüne, yargılama masrafı ve avukatlık ücretlerinin karşı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin ıslah dilekçesi davalı taraflara ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Davalılardan …ve …vekili 09/11/2021 tarihli dilekçesi ile ıslah dilekçesine karşı beyan ve itiraz dilekçesi ibraz etmiştir.
Mahkememizce yapılan tüm yargılamalar neticesinde, taraf iddia ve savunmaları, İstanbul Adli Tıp Kurumu’nun kusur ve maluliyetine ilişkin alınan raporları, bilirkişi raporları ve tüm dosya içeriğine göre; 04/04/2018 tarihinde meydana gelen ve 04/04/2018 tarihli kaza tespit tutanağı göre sürücü … sevk ve idaresinde bulunan …plaka sayılı aracı ile Kalıpçı sokak üzerinden …sokak istikametinde seyir halinde iken …Sokak No:.. karşısına geldiği esnada, aracının sağ yan kısımları ile seyir istikametine göre yolun sağ tarafında park halinde bulunan ve sürücü … idaresindeki … plakalı aracın sürücü kapısının motosikletin sağ kısımlarına çarpması sonucu 2 araçlı yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği belirtilmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 tarihli ve 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK.nın 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihli 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir. Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre belirleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir.
T.C. Anayasası’nın 153/6. maddesinde “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup bu düzenlemenin doğal sonucu olarak Anayasa Mahkemesince bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihli 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
Her ne kadar yeni Genel Şartların A.5.b maddesinde açıklanan sağlık giderleri teminatının Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu düzenlenmiş ise de KTK 98. maddesinde SGK’nun sorumlu olduğu tedavi giderleri açıkça sayılmıştır. Bu giderler kapsamında bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik tazminatı bulunmadığı açıktır. Bu doğrultuda poliçenin ve genel şartların tarafı olmayan SGK’yı yasal düzenleme olmaksızın tüm sağlık gideri teminatı kapsamındaki tazminat kalemlerinden sorumlu tutmak mümkün olmayacaktır. Kaldı ki sağlık giderleri teminatı açıklayan Genel Şartların A.5.b bendinin son cümlesinde “Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” ifadesiyle sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğunun sona ermesini KTK’nın 98.maddesine bağlamıştır. Ancak kanun koyucu tarafından yeni Genel Şartlarda ki bu düzenleme doğrultusunda KTK’nın 98.maddesinde değişiklik yapılarak “geçici bakıcı giderleri ve geçici iş göremezlik tazminatı madde kapsamına alınmadığı, açıkça SGK tarafından karşılanacağı ve Sigorta Şirketleri ve Güvence Hesabının sorumluluğunun sona erdiği” yönünde değişiklik yapılmadığından Genel Şartların A.5.b bendinin son cümlesi kadük kalmıştır/ yürürlüğe girmemiştir. Başka bir ifadeyle halen yürürlükte bulunan KTK’nın 98.maddesinde, yeni Genel Şartlarda ki sağlık giderleri teminatına ilişkin düzenleme doğrultusunda Sigorta Şirketleri ve Güvence Hesabının sorumluluğunun sona ereceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmadığından 98.madde hükmü dışında kalan teminatlar (belgesiz sağlık giderleri, geçici bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik tazminatı) bakımından sorumlulukları devam edecektir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonrada Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekirse de 04.04.2018 kaza tarihi itibarıyla Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihli 2019/40 E-2020/40 K. sayılı iptal kararı doğrultusunda; Karayolları Trafik Kanunu’nun zorunlu trafik sigortasına ilişkin 90 ve 92. maddelerinde yer alan, “Trafik Sigortası Genel Şartları” ifadelerini iptal ettiği,iptal kararı içerine göre sigorta şirketlerinin trafik kazalarından doğan tazminat sorumluluğunun öncelikle Karayolları Trafik Kanunu,Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümlerinin uygulanacağı, dolayısıyla trafik sigortası kapsamındaki tazminatların belirlenmesinde artık ‘Genel Şartlar’ın kural olarak belirleyici olmayacağı, genel Şartlar”ın sadece Karayolları Trafik Kanunu ve Borçlar Kanunu’na aykırı olmayan hükümlerinin uygulanabileceği, dolayısıyla bu karardan sonra sigorta şirketlerinin tazminat sorumluluğunu azaltan ‘Genel Şartlar’ın birçok hükmünün uygulanamaz hale geldiği görülmektedir. Bu kapsamda açılan davalarda TBK nın haksız fiile ilişkin hükümleri,KTK kanunu hükümleri ile genel şartların bunlara aykırı olmayan hükümleri ile bu doğrultuda yeni genel şartlarla çeliştiği durumda Yargıtay’ın genel şartların yürürlüğe girmesinden önceki yerleşmiş içtihatları doğrultusunda uygulama yapılması gerekecektir.
Sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigortası sözleşmesinden doğan sorumluluğunun kapsamı düzenlenmemiş olup bu kapsamın idarenin düzenleyici nitelikte işlemi olan genel şartlar ile belirlenmesi öngörülmüştür. Böylece sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigortası sözleşmesinden doğacak borcu, idare tarafından her zaman değiştirilebilir nitelikteki kurallar olan genel şartlara göre belirlenecektir. Borcun kapsamının tespiti hususunda temel çerçeve ve ilkelerin kanunda belirlenmediği, idareye geniş bir takdir yetkisinin tanındığı anlaşılmaktadır.
Motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilerin zarara uğraması hâlinde işletenin tazminat borcunun kapsamı 6098 sayılı Kanun’un gerçek zararın tazminini öngören kurallarına göre belirlenmektedir. Bu tazminat borcunun ödenmesini teminat altına almak amacıyla zorunlu kılınan mali sorumluluk sigortası uyarınca sigorta şirketinin borcunun kapsamı ise itiraz konusu kurallarda atıf yapılan genel şartlara göre belirlenmektedir. Bu da zarar gören üçüncü kişi ve işleten aleyhine buna karşılık sigorta şirketi lehine menfaat dengesinin bozulmasına yol açabileceği gibi aksi durum da söz konusu olabilecektir. İşleten sorumluluk sigortası yaptırmış olmasına rağmen sigorta şirketi tarafından ödenen tazminat ile gerçek zarara karşılık gelen tazminat arasındaki farktan zarar görene karşı sorumlu olmaya devam edecektir. Zarar görenin sigorta şirketi tarafından tazmin edilmeyen zararı ise ancak işletenin ekonomik durumunun bu zararın karşılanması için yeterli olması hâlinde tazmin edilebilecektir.Şeklinde tezahür eden Aym iptal gerkçesinde vurgulandığı üzere aynı kaza ile ilgili olmak üzere işleten ve fiili yapan kişiye yönelik açılan dava ile sigortanın davalı olması durumunda uygulanacak Yönetmelik ve hesaplama tablolarındaki farklılık sorumlular arasında eşitsizliğe ve idarenin tek taraflı olarak düzenleyici olan işlemlerin sonucunda sorumlu olacak tazminat miktarlarında farklılık oluşturacaktır. Dolayısıyla kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik ile AYM iptal kararı ile özürlülük ölçütü yönetmeliğinin bizatihi uygulanmayacağı da gözetilerek öncesindeki uygulanabilir lehe yönetmelik hükümleri de gözetilerek ihtimalli olarak Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ile Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri de gözetilerek ayrı ayrı değerlendirmeler yaptırılarak maluliyet raporları alınmış ve Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine tüm vücut engellilik oranı yüzde “0” olarak; Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği’ne göre sadece beden çalışma gücünün en az %60’ını kaybedip kaybetmediğine ilişkin değerlendirme yapılabileceğinden Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine göre tespit edilen %4 oranındaki meslekte kazanma gücü kaybına ilişkin raporlama esas alınarak kaza tarihi itibarıyla uygulanabilecek en lehe yönetmelik hükümleri esas alınarak aktüer hesaplama yaptırılmıştır.
Trafik kazasında cismani zarara uğrayan ve buna dayalı olarak işgücü kaybı tazminatı isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, … Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, …Danışmanlık,…Üniversitesi ve …Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “… Tablosu” hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; işgücü kaybı tazminatı hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir.TRH 2010 Tablosu’na göre muhtemel bakiye ömrün belirlenmesi ve % 1,8 teknik faiz uygulanmadan tazminatın hesaplanması; bilinmeyen işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi yönteminin kullanılması,konusunda uzman bilirkişiden gerçek zarar miktarı konusunda rapor alınarak hüküm kurulmuştur. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/ 2598 E. 2021/34 K. Sayılı kararı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 31/05/2021 tarih ve 2021/3142 E. – 2021/2020 K. Sayılı kararı)
Manevi tazminat, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56.maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükme göre, manevi zarar; mutlak hak olan ve dolayısıyla herkese karşı korunmuş bulunan kişilik haklarının kapsamına giren değerlerden birisinin ihlali ile doğar. Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namı ile bir miktar para ödenmesini talep edebilir. Şahsi menfaatleri ihlal edilen kimseye ihlalin ve kusurun özel ağırlığının haklı kılması halinde hakimin manevi tazminat olarak verilmesine hükmedeceği para miktarının belirlenmesinde hakkaniyet gözetilmelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hak ve nisfetle hüküm vereceği Medeni Kanun’un 4. maddesinde belirtilmiştir. Ödettirilecek para miktarı ise aslında ne tazminat, ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine olarak zarara uğrayanda bir huzur duygusunu doğurmaktır. Aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Dava konusu olayın meydana gelmesinde Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’den alınan tarihli raporda sürücü …’un kusursuz olduğu, davalı sürücü…’ın %100(yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu belirlenmiş, nitekim davalı sürücü …’ın park halindeki aracın içerisinde bulunduğunu davacı motosiklet sürücüsünün anlayabileceği bir durumunda söz konusu olmadığı, davalı sürücünün aracın kapısını yola doğru açmadan evvel yol üzerinde düz seyreden vasıtaların seyir durumunu yeterince kontrol etmesi ve güvenli ortam oluştuğunda tedbirli şekilde aracın kapısını açması gerektiği değerlendirilmiştir. Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 26/03/2021 tarihli raporuna göre ise, davacının 04/04/2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle grup 1 kabul olunarak %4, E cetveline göre % 4,0 (yüzdedörtnoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği bildirilmiş mahkememizce alınan raporlara itibar etmek gerekmiştir.
Tüm dosya içeriğine göre; Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan davanın Maddi Tazminat Yönüyle kabulü ile;59.182,40 TL maddi tazminatın (geçici/sürekli iş göremezlik tazminatlarının) sigorta şirketi yönüyle ödeme tarihi olan 30/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile (sigorta poliçe limitleri ile sınırlı kalmak kaydıyla), davalılardan Rasim ve …Yönüyle; 04/04/2018 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından davalılardan Rasim ve … aleyhine açılan Manevi Tazminat Yönüyle davanın kısmen kabulü ile; tarafların kusur durumu, maluliyet oranı, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumlarına ve olayın oluş şekli dikkate alındığında, 5.000,00 TL manevi tazminat takdir edilmesine ve tazminatın 04/04/2018 kaza tarihi itibaren işleyecek yasal faiziyle beraber müştereken ve müteselsilen davalılar Rasim ve…’dan alınarak davacıya verilmesine, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen gerekçeler uyarınca;
1-Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan davanın Maddi Tazminat Yönüyle kabulü ile;
59.182,40 TL maddi tazminatın (geçici/sürekli iş göremezlik tazminatlarının) sigorta şirketi yönüyle ödeme tarihi olan 30/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile (sigorta poliçe limitleri ile sınırlı kalmak kaydıyla), davalılardan Rasim ve…Yönüyle; 04/04/2018 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı tarafından davalılardan Rasim ve… aleyhine açılan Manevi Tazminat Yönüyle davanın kısmen kabulü ile;
5.000,00 TL manevi tazminatın 04/04/2018 kaza tarihi itibaren işleyecek yasal faiziyle beraber müştereken ve müteselsilen davalılar Rasim ve …’dan alınarak davacıya verilmesine,
3-MADDİ TAZMİNAT TALEBİ YÖNÜYLE VEKALET ÜCRETİ:
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 8.493,71 TL vekalet ücretinin müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine, (davalı sigorta şirketi yönüyle poliçe limitleriyle sınırlı olmak kaydıyla)
4-MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ YÖNÜYLE VEKALET ÜCRETİ:
A-) Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10/1 maddesine göre hesaplanan 750,00-TL vekalet ücretinin davalılar Rasim ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B-) Davalılar …ve … kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10/2 maddesine göre hesaplanan 750,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar Rasim ve …’a verilmesine,
5-Alınması gereken 4.384,30 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına, (davalı sigorta şirketi yönüyle poliçe limitleriyle sınırlı olmak kaydıyla)
6-Yargılama gideri olarak yapılan posta-tebligat gideri toplamı 340,50 TL ile 1 Adet bilirkişi ücreti 600,00 -TL, Adli Tıp Kurumu faturası 1.120,00 TL, 59,30-TL başvuru harcı, olmak üzere toplam 2.119,80-TL yargılama giderinin tarafların haklı çıktığı oran itibari ile hesap edilen 1.718,30 -TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına, 375,69 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalılar Rasim ve …vekilinin yüzlerine karşı, Sigorta Şirketi vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/11/2021
Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır